Katalog

KAVURAN GÜNLER IKI KATINA ÇIKTI BBC’nin araştırmasına göre sıcaklığın 50 2010-2019 yılları arasında bu sıcaklıktaki gün sayısı 26’ya çıktı. Aynı dönemde, santigrat derecenin üzerine çıktığı gün sayısı, son 40 yılda iki katına ulaştı. 1980 45 derece üzeri sıcaklıklar yılda ortalama iki hafta daha fazla görüldü. Bu yıl yaz ile 2009 arasında termometreler yılda 14 gün 50 derece üzerini gösterirken aylarında İtalya’da 48.8, Kanada’da 49.6 derece sıcaklıklar görülmüştü. l BBC 15 EYLÜL 2021 ÇARŞAMBA İpek Kıraç, annesinin bıraktığı yerden devam ediyor Birinci derece doğal sit alanı olan Madam Suna’nın Kızları yola çıkıyor Martha Koyu’nun özel şirketlere kiralanması amaçlanıyordu. potansiyellerine ulaşmalarını sağlamak... İPEK ÖZBEY Projenin başlangıcının güzel de bir hikâyesi var... Vakfın CGO’su Erdal ürkiye’nin sanayi, eği- Yıldırım, bir gün İpek Kıraç’ı arıyor. tim, kültür ve sanat Ona, “Öldükten sonra insanlar arkan- Thayatına büyük katkı- dan ne desin istersin” diye soruyor. lar sundu, iş insanı Suna Kıraç’ın cevabı işte bu projenin ilk adı- Kıraç. Bundan bir yıl önce mı: “Türkiye’de okumayan kız çocuğu aramızdan ayrıldı... Suna bırakmadı, desinler isterim...” Kıraç’ın ölümünün birinci Cumhuriyet, gündeme getirmişti Ekosistemi değiştirmek için yola yıldönümünde kızı İpek Kı- çıkılan projenin tanıtım toplantısında raç, “Suna’nın Kızları” adı- Kıraç’a, vakfın CGO’su Erdal Yıldırım, nı taşıyan bir eğitim sefer- Öğretmen, okul, aile, imam, karar verici- Burgazada’nın yönetim kurulu üyesi Oya Ünlü Kızıl, berliği için yola çıktı. ler... Suna ve Inan Kıraç Vakfı Yönetim Kuru- yönetim kurulu ve icra komitesi üye- Proje, Suna ve İnan Kı- lu Başkan Yardımcısı Ipek Kıraç ve ekibi, pro- si M. Özalp Birol ve Suna’nın Kızla- raç Vakfı çatısı altında jeyle kız çocuklarının eğitime erişmeleri için Suna Kıraç incisinde ihale iptal rı Genel Koordinatörü Burcu Gündüz yürütülecek. Türkiye’nin bir ekosistem oluşturmayı hedefliyor. Maşalacı eşlik etti. dört bir köşesinde eğiti- nize girebildiği ve kamp YAPRAK AKBABA leşmemiz, çözmemiz gereken çok bü- Suna’nın Kızları projesinin ön hazırlık me erişemeyen, erişen yapabildiği Madam Mart- yük konular, sorunlar var. Ancak mücadeleden fazı Eğitim Reformu Girişimi ile yürütüldü. 121 ama tamamlayamayan, tamamlayan ancak akıflar Genel Mü- ha Koyu’nun ihale ilanına vazgeçmemeli, umutlarımızı kaybetmemeli- kurum ve bu kurumların gerçekleştirdikleri gerçek anlamda nitelikli eğitim alamayan kız Vdürlüğü tarafından göre koyun kullanım şek- yiz. Annemin bir sözü vardır. ‘Planlarımızı önü- 279 proje haritalama çalışmasına dahil edildi. çocuklarına ulaşacak. İstanbul’un Adalar ilçesin- li, “açık çay bahçesi, res- müzdeki yoğun sise göre değil, ilerideki parlak Masa başı taraması, anket ve 45 uzman, ku- Bir grup basın mensubu olarak Suna ve İnan de Burgazada’daki 1. de- toran, turistik tesis” ola- ufuklara göre yapıyoruz’. Suna’nın Kızları’yla rum temsilcisi ve akademisyenle bireysel ve- Kıraç Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı- rece doğal sit alanı olan rak belirtilmiş, ihalenin bu noktadayız. Her yönüyle gelişmiş ve kalkın- ya deneyim paylaşımı toplantıları yapıldı. Şim- Madam Martha Koyu için sı İpek Kıraç ile bir araya geldik. Annesinin her muhammen bedeli ise ay- mış bir Türkiye hayali kuruyoruz” dedi. diyse risk faktörlerinin yoğun olduğu bölgeler açık artırma yoluyla açılan lık 17 bin 500 TL olarak zaman çocukların gelişmelerini sağlamak, bil- ihale ilanı iptal edildi. analiz ediliyor. Önümüzdeki süreçte, kız ço- açıklanmıştı. Tepkilerin gilerini ve kültürlerini artırmak için gönüllü bir ‘Okumayan kız çocuğu Cumhuriyet, Madam ardından koyun ihalesi ip- cuklarının yapabilirliklerinin önündeki engelle- seferberlik ilan edilmesine inandığını söyleyen Martha Koyu’nun, Vakıf- tal edildi. İhale iptal edil- bırakmadı, desinler’ ri kaldıracak ve gereksinimlerini daha detay- Kıraç, “Dünya pek çok zorlukla aynı anda mü- lar Genel Müdürlüğü’nce meseydi, bugün gerçek- lı şekilde ortaya koyacak araştırmalar ve pilot cadele ettiğimiz bir dönemden geçiyor. Her biri Suna’nın Kızları projesinin yola çıkış amacı, yapılan “açık teklif usulü” leşecek ihale ile kiralana- uygulamalar yürütülecek. Sonrasında uygula- devasa ve çözümü için büyük çabalar gerekti- Türkiye’deki tüm kız çocuklarının zorunlu eği- ihaleyle özel kişilere kira- cak koy, açık artırma yo- ma faaliyetlerinin aşama aşama risk altındaki ren sorunlar karşımızda duruyor. Tüm bunların timlerini tamamlamaları, aldıkları eğitimin ni- lanacağını gündeme getir- luyla özel kullanıma tes- tüm kız çocuklarına erişmesi hedefleniyor. içinde eğitim en önemlisi. Eğitim alanında yüz- teliğiyle de çağı yakalayabilmeleri ve hayattaki mişti. Halkın ücretsiz de- lim edilecekti. Validebağ Gönüllüleri ve mahalleli dün, Pandemiden göçe, Manavgat’taki yangından kedilere Üsküdar Belediyesi önünde buluştu. Sanatçı Neş’e Erdok’un son iki yılda ‘Resim yapmak yaptığı resimlerden oluşan son sergisi Yapı Kredi bomontiada’da kapanmaktır’ Validebağ Gönüllüleri: ziyarete açıldı. eş’e Erdok, evet, her daim çok üret- Korudan elini de ken bir sanatçı ama Yapı Kredi bo- Nmontiada’daki son sergisi gösteriyor ki muhtemelen hayatının en verimli döne- kumunu da çek minde. O kadar ki sergide yer alan eserler- den biri katalog baskıya girdiğinde hazır de- sküdar’da bulunan, 1’in- şu görüşleri dile getirdi: “Üs- ğilken hatta belki de ortada yokken sergiye Üci derece doğal ve tari- küdar Belediyesi hukuk dışı Neş’e Erdok hi sit alanı olan Validebağ faaliyetlerine neredeyse her yetişmiş! Bunun da bir sebebi ol- uzun süren Korusu’nun yapılaşmaya gün yenilerini eklemektedir. malı elbette; bu üretkenliğin, bu hastalığından açılmasına karşı aylardır di- Çukur kapatma bahanesiy- yarın yokmuşcasına resim yap- sonra renen Validebağ Gönüllüle- le yolların üzerine kamyonlar manın, bu büyük çabanın... Sergi üretimini ri, mahkeme kararlarına rağ- dolusu kum dökmek ve yol- mekânında bir araya gelip konuş- hızlandırmış. men “doğa talanını” sürdür- ları genişletmek, normal ba- EMRAH tuğumuz Erdok’la sohbetimiz de Sergi, 19 düğü gerekçesiyle Üsküdar kım çalışması değildir. Dö- KOLUKISA buradan başlıyor zaten: Eylül’e Belediyesi’ni protesto etti. külen kumların yağacak yağ- “Aslında her şey 2019’daki has- kadar Koruya dökülen kumların murlarla sürükleneceğini bili- talığımla başladı. Hemolitik anemi geçirdim. küçük bir bölümünü torba- yoruz. Sürüklenecek kumlar ziyaret Onun tedavisi sırasında çok kortizon yapıldı lara koyarak belediye önüne koru içindeki dereyi kirlete- edilebilir. getiren yurttaşlar, “Üsküdar cek, belki de yatağını değiş- ve sonuç olarak önemli bir kas zayıflığı oldu Belediyesi korudan elini de tirecektir. Koru 1. derece do- bende. Zor yürümeye başladım. O sırada da kumunu da çek” ifadelerini ğal sit alanıdır, sık sık kum bir çocuk hastalığına tutuldum. Beşinci has- KURTULUŞ kullandı. Millet bahçesi yapıl- dökülecek inşaat alanı de- talık diye bir şey... Çocuklarda çok kısa sü- ARI mak istenen koru için mah- ğildir. Yapılan şey tamamen rede geçen bir hastalık ama beni çok kötü kemenin üç kez yürütme- göstermeliktir, malzeme is- etkiledi. Derken bir gün evde bayıldım, beni yi durdurma kararı verdiğini rafıdır, işçinin emeğinin isra- apar topar Amerikan Hastanesi’nin aciline hatırlatan Validebağ Gönül- fıdır, zaman israfıdır.” götürdüler. Kendimi kaybettim, artık bilmi- ‘BEN OKUMAYI lüleri yaptıkları açıklamada l ISTANBUL / Cumhuriyet yorum ne kadar sürdü ama ağır bir hemoli- CUMHURIYET’LE tik anemi geçirdim. Üç ay hastanede kaldım. Balina ve yunus kıyımı Sağ kolumu da kullanamıyordum. Hasta- ÖĞRENDIM’ neden eve gittiğimde de evde fizik tedaviye başlandı. Hastalanmadan önce yaptığım, ya- n Resim yapmak dışında nasıl geçiyor rım kalmış bir resmim vardı, ‘Göç’ diye, ona günleriniz? çalışayım dedim. Tabii pandemi çıkınca da Çok okurum ben. Yeni kitapları takip etme- bizi eve kapattılar biliyorsunuz, benim ya- ye çalışıyorum. Ben çok eski Cumhuriyet oku- şımdakileri... Ama resim yapmak biraz ka- ruyum, okumayı Cumhuriyet ile söktüm, o ka- panmaktır yani, kapanıp resim yaparsınız.” dar eski... Daha okula gitmeden, C-u-m, cum- hu-ri falan diye... Ve Cumhuriyet’te o dönem ro- Göçmen bir aile man tefrika edilirdi. “Cüzzamlı Kadınlar” diye bir roman vardı mesela. Sonra Yaşar Kemal’in n Son yıllarda Türkiye çok fazla göç “Teneke”si. Daha sonraları Aziz Nesin’in yazıları. alan bir ülkeye dönüştü. Bazı resimleriniz Bedri Rahmi’nin Anadolu seyahatlerinde yazdık- tamamen bu konuya adanmış. Ne düşünü- ları, siyah-beyazlarıyla basarlardı onları. Sonra animarka Krallığı’na bağlı özerk bölge Faroe yorsunuz, bu meseleye dair? Burhan Felek, sayfanın sağında bir sütunu olur- DAdaları’nda, her yıl düzenlenen “Grindadrap” Benim ailem, hem anne hem baba tara- du onun. Cumhuriyet’i ben hiç bırakmadım. festivalinde bu yıl 1428 balina ve yunus öldürüldü. fı Rumelili. Babam Üsküp doğumlu... Bal- Bunun, geleneğin başladığı zamandan bu yana en kan Savaşı sırasında, 1912-13, kaçıyorlar... yüksek rakam olduğu tahmin ediliyor. Bir çıkın, kucaklarında çocukları falan öy- acıklı aslında... Ülkesini bırakıp kaçmak çok yanar, biz biliriz bunları dedi. Yani müthiş 1584 yılından beri süregelen gelenekte, en faz- le geliyorlar. Kuşadası’nda karaya çıkıyorlar zor bir şey. Yani ben öyle niye geldiler falan bir eleştiri getirdi orada. O resme hatta ben la balina ve yunusun 430 ile 2013 yılında katledildiği vapurdan, sonra Bandırma’ya, orada Rum- diye bakamıyorum. Herkesin başına gelebi- kayıtlara geçmişti. Gelenek, dünya çapında çevre- öyle bir kadın da koydum, çiçekli elbiseli... lar var, Yunan gemileri falan geliyor sahi- lir böyle bir şey. ciler tarafından kınanmaya devam ediliyor. l AA le, Bandırma’yı yakıyorlar Rumlar giderken n Etrafınızda olupbitenlere karşı resim- Kediyle özdeşlik Türk ordusu geliyor falan, onları dedemler lerinizle tepki veriyorsunuz. Manavgat’ta- n Şu da ilgimi çekti doğrusu, bir iki re- Çocuktan vazgeçiyorlar çok anlatırdı. Camiye kapatmışlar dedem- ki yangını da çizmişsiniz... sim hariç her resimde mutlaka kedi ya da leri falan filan. Oradan Gönen’e gidiyorlar, O tabii müthiş bir olay, cehennem gibi bir kediler var... ülkede yapılan bir bin kişi katıldı. Araştırma- Gönen’den Manisa’ya... Manisa’da hatta bir şeydi. Televizyona Sarı Keçililer diye bir Evet, aslında başlangıçtan beri bende hep 10araştırma, gençle - nın yapıldığı ülkeler ise İn- akıl hastanesivari bir yer, dedemi oraya mü- grupta bir kadın çıktı... Köylü, kendi kendi- bir kedi var resimlerimde. Benim kedim rin iklim krizi nedeniyle giltere, Finlandiya, Fransa, dür yapıyorlar, herhangi bir ilgisi olmama- ni yetiştirmiş bir kadın, müthiş güzel konuş- çok endişeli olduğunu or- ABD, Avustralya, Portekiz, yok. Olmaması sevgiyi daha çok artırıyor ga- taya koydu. Ankete katılan Brezilya, Hindistan, Filipin- sına rağmen... Bir de kaçan Rumların bir ba- tu... Hayvanları var, keçileri, develeri falan... liba... Şey de öyle değil midir, en büyük aşk- gençlerin yüzde 60’ı ken- ler ve Nijerya. ğını, evini veriyorlar. Fakat dedem istemi- Spiker ona hayvanlarınız diyordu, o dedi ki lar kavuşamayanların aşkıdır. Artık kedi be- dilerini “çok endişeli” ve- Raporunun başyazarı Ca- yor. Alıyor ailesini, İstanbul’a geliyor, at ara- onlar bizim yoldaşlarımız... Müthiş bir şey- nim imzam gibi oldu, kendimi resme o şekil- ya “aşırı endişeli” diye nite- roline Hickman, “Gençlere basıyla. İstanbul’da bir süre bir camide ka- di yani... Yine sonra spiker keçi deyince, ka- de sokuyorum. lendirdi. İngiltere’deki Bath yalnızca hislerini değil, dü- lıyorlar, ondan sonra Üsküdar’da bitmemiş dın dedi ki onların isimleri var, işte şu İnci, n Kendinizi kediyle özdeşleştiriyorsu- Üniversitesi’nin Finlandiya, şüncelerini de sorduk: 10 bir ahşap ev alıyorlar, öyle devam ediyor. bu bilmem ne, isimlerini saydı, yani müthiş nuz bir anlamda... ABD ve İngiltere’deki üni- gençten dördü çocuk yap- Yani Rumelili göçmen bizim aile. hep anla- bir hayvan ve insan sevgisi. Keçiler dedi ka- Evet. Eskiden çok fazla sokak satıcısı çizer- versitelerle birlikte yaptığı ma konusunda isteksiz” tırlar bu göç olayını, çektikleri zorlukları... dın, ormanın yerdeki yapraklarını yerler, o dim ve bana hep size çok benziyor bu insan- ankete 16-25 yaş arası 10 dedi. l BBC Türkçe Şimdi yeni gördüğümüz göçmenler de çok zaman yangın çıkmaz... Kurumuş yapraklar lar derlerdi. O da bir çeşit özdeşleşme aslında. Göç