14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 HAZİRAN 2021 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler gorus@cumhuriyet.com.tr DR. BARIŞ ZEREN ürkiye Cumhuriye- Bir sosyal uyanış ti tarihinde tek bir dö- Tnüm noktası belirle- me hakkımız olsa tereddüt- süz 15-16 Haziran 1970 ta- rihini seçebiliriz. Anayasal tarihi: 15-16 Haziran Ermen sorunu, son yıllarda haklarını korumak üzere uluslararası platformda yer alan çok ayağa kalkan ve İstanbul’u provasıydı, sağ ve İslamcı basından öneml b r konu hale geld . Ama En ön safta kadınlarıyla işçi kitlelerinin halkta abluka altına alan işçi kitlele- “1917 Petrograd İhtilali” kâbusları konu tar hsel mecrasından çıkarıldı, uyandırdıkları korkuyla karışık sempati, yeni bir ri “Türkiye’yi sarsan iki uzun taşıyor, patronlar hükümetten ve g derek s yasallaştırıldı. gün” sonunda iktidarın, hak- Türkiye’ye dayanak oluşturacak, diri bir sınıfla askerden acil önlemler talep edi- Bu k tapta; M ll Mücadele sırasında; larına yönelik saldırısını püs- yorlardı. Kitleler nezdinde itiba- karşı karşıya olunduğunu gösteriyordu. Anlaşılan Atatürk’ün Anadolu’da yaşanan kürtmekle kalmamış, CHP’den rını tehlikede gören CHP ise bir sokak, işçiler arasındaki sandık demokrasisi Ermen olaylarına verd ğ tepk lere sosyalistlere, bütün bir muha- anda muhalefet görevini hatırla- a t 30 belge le yabancı kaynaklı 330 saflaşmalarını da kolaylıkla parçalamıştı. Türkiye lefetin plan programına dam- mış ve kanun değişikliğinin kar- belgeye yer ver lm şt r. ga vurmuştu. 15-16 Haziran’da tarihinde ilk kez işçiler, sınıf olarak böyle kitlesel şısına geçmişti. Türkiye’nin bir yol ayrımına 15-16 Haziran direnişinin başa- biçimde düzenin karşısına dikilmişti. geldiği anlaşılmıştı. Türkiye’yi rısı, yalnızca direnişi tetikleyen yönetenler, bu yol ayrımında ro- si TÜRK-İŞ tekeliyle fabrikalar- düzenleyicisi DİSK tarafından kanunun Anayasa Mahkemesi’nce tayı sağa kırdılar ve ülkeyi bu- da yaratmak istedikleri diken- bile öngörülememiş bir uyanışı iptal edilmesinde değildir. Genel günlere sürüklediler. açığa çıkarmıştı. İşçilerin fabri- sol yükselişin zirvesini oluşturan siz gül bahçesi de elden gitmek kalarda kurulan “Anayasal Dire- haziran direnişi, anayasal özgür- üzereydi. 1960’ların ışıltısı niş Komiteleri” aracılığıyla hız- lükleri budamak isteyen egemen- 15-16 Haziran ancak “muh- Bir anayasa la organize oluşları, Gebze’den ler koalisyonunu çatlatmış, plan- teşem 60’lar” bağlamında anla- Kısır ve yoz sapmalara karşı, Kadıköy’e, Topkapı’dan larını geciktirmişti. 12 Mart dar- kavgasıydı şılabilir. Toplumun gelişme po- halkımızın hayat sürec yle Saraçhane’ye doğru fabrika fab- besi bile bu potansiyel karşısın- 15-16 Haziran 1970 işçi direni- tansiyelini serbest bırakan, ona bütünleşmeye çağrıdır rika katlanan yürüyüşlerindeki da 1961 Anayasası’nda köklü de- şini tetikleyen, AP, CHP, iş dün- örgütlenme özgürlüğü -bu ara- Erdoğan Özer’ n ş r ... disiplinleri, anayasa savunusun- ğişiklikler yapamamış, sol ve işçi yası ve elbette bürokrasiden olu- da işçilere grev hakkı- tanıyan, dan sınıf bilincine uzanan slo- hareketiyle demokrasi mücadele- şan egemenler koalisyonunun bu Sak n fakat çarpıcı, hoşgörüyü elden buna karşılık hükümetin top- ganları, dahası, en ön safta ka- si bu anayasanın şemsiyesi altın- yükselişe set çekme yolunda attı- bırakmayan b r nanç ve özgün b r luma müdahalelerini ve iktidar dınlarıyla işçi kitlelerinin halk- da 12 Eylül 1980 darbesine kadar ğı adımlardır. Kısa zamanda 1961 mge evren ... Bu güngörmüş d zeler tekeli kurmasını engelleyen ta uyandırdıkları korkuyla karı- kitleselleşebilmiş, ilerleyebilmişti. Anayasası’nın aleyhlerine işlediği- ardında gerçek b r protesto ve 1961 Anayasası’nı tablonun ba- şık sempati, yeni bir Türkiye’ye Öte yandan Türkiye Cumhu- ni anlamış, eski DP’lileri siyasete devr m ş r bulunmaktadır. şına koymak mümkündür. Ye- dayanak oluşturacak, diri bir sı- riyeti tarihinde işçi sınıfının bu döndürme gibi hamlelerle siyaset ni seçim yasasıyla Meclis’te de- nıfla karşı karşıya olunduğunu ilk parlayışı, egemenleri tarih- arenasını muhafazakârlaştırmaya mokratik temsil mekanizmala- gösteriyordu. sel bir seçim yapmaya yöneltti. girişmişlerdi. CHP’nin bu başlık- rı güçlenmiş, böylelikle iki par- Üstelik, Aydın’ın yer verdiği bir 12 Mart’ın Genelkurmay Başka- larda gösterdiği uyuma da güve- tili sistem, CHP-AP (DP) ikile- araştırmaya göre sendikal hakları nı Memduh Tağmaç, o ünlü ve ZEYNEP ORAL nen Demirel hükümetinin, elini mi kırılmıştı. İşçi önderlerinin, için ölümüne mücadele eden işçi özlü “Türkiye’de sosyal uyanış yükselen işçi hareketine de uzat- YAZ YÜREĞİM öğrencilerin, aydınların başı- kesimi içinde daha bir yıl önce oy- ekonomik gelişmeyi aştı” sap- ması uzun sürmedi. Sendikalaşma nı çektiği sosyalist sol, çeşitli ların büyük kısmı AP’ye gitmişti tamasıyla sanki “Anayasal Di- YAZ ve grev hakkını yeniden düzen- akımlarıyla parlamentonun ge- ve hatta MHP gibi aşırı sağ par- reniş Komiteleri”nin “İşçi arka- leyecek bir kanun değişikliğiyle ...“Artık her şey b tt ”lerde hep b r kanat rek içinde gerek dışında, üni- tileri destekleme eğilimi de bir o daş uyanık olmak zamanıdır!” 1961’e bir darbe daha vurulması çırpıntısı duymaya uzandım. Ama acı, her versitelerde, fabrikalarda ve or- kadar yüksekti. Anlaşılan sokak, diye başlayan bildirilerine ya- öngörülmüş, DİSK’i tasfiye etme gece b raz daha yayıldı. En çok neres du başta olmak üzere devlet işçiler arasındaki sandık demok- nıt veriyordu. O günden son- amacı açıkça dile getirilmişti. İş- acıyordu? Korkunun çarptığı yer m ? bürokrasisinde gittikçe etkisini rasisi saflaşmalarını da kolaylık- ra Türkiye’nin “tepesindeki- çiler buna DİSK’lisi, TÜRK-İŞ’lisi, Yalnızlığın çırpındığı yer m ? Yoksa artırıyordu. Siyasetteki bu kı- la parçalamıştı. Türkiye Cumhuri- ler” toplumu sürekli uyku ha- sevg n n can çek şt ğ yer m ? sendikalısı sendikasızı, tek yum- rılma kısa zamanda çalışma ya- yeti tarihinde ilk kez işçiler sınıf linde tutmanın, gecekonduları ...Damıta damıta çoğalttığım sevg ye, ruk olarak yanıt verdiler. şamına da yansıdı ve 1967 yı- olarak böyle kitlesel biçimde dü- tarikatlaştırmanın, işçileri ör- ufalaya ufalaya b r kt rd ğ m acıyı kattım: Araştırmacı Zafer Aydın’ın İş- zenin karşısına dikilmişti. lında kurulan DİSK (Devrim- gütsüzlükle boğmanın demok- Korkuyu hesaba katmadan. Yasakları da. çilerin Haziranı: 15-16 Haziran ci İşçi Sendikaları Konfederas- rasiden, anayasadan giderek de Öyle çok değ ş yordu k yasaklar." 1970 (Ayrıntı Yayınları, İstan- ‘Bir daha asla!’ yonu), bu yeni işçi dinamiği- Cumhuriyetten daha önemli ol- bul, 2020) adlı bin sayfaya yak- nin temsilcisi olarak hızla bü- Nitekim egemenler koalisyonu duğu kararına vardılar. Onlar laşan, kapsamlı kitabına bakar- yüdü. Artık sermaye sahipleri- da bunu böyle anladı. Mesele sa- 15-16 Haziran’ı asla unutmadı- nin 1950’lerden beri Amerikan sak yüz bini aşkın işçinin dire- dece bir kanun değildi. Süleyman lar ve tam da bu yüzden unut- tarzı sendikacılığın temsilci- nişi, bırakalım iktidar cenahını, Demirel’e göre bu bir ayaklanma turmaya çalıştılar. MUCİZE ÖZÜNAL SEMENDER SÖYLENCESİ Yer yer fantast k, Nepotizm mi, liyakat mi? büyülü gerçekl k b ç m nde, ron ye de başvurarak halk d l n yazınsal çerçeve ç nde sunan saygıyla anmak isterim. PROF. DR. YAKUT IRMAK ÖZDEN Gençlerimizin çoğu “devlet adamı” ile “siyasetçi” Semender Söylences ’nde arasındaki farkları pek açıklayamayacaklardır. ATATÜRK KÜLTÜR VAKFI BAŞKANI karakterler büyük alt üst Özel bir anı oluşların, devr mler n, karşı devr mler n, Bu durumu doğal saymamız gerektiğini Rahmetli babam Sadi atincede “yeğen” anlamına syanların, hanetler n yaşandığı, düşünüyorum; zira bu insanlarımızın çoğunun, Irmak’ın Cumhurbaşkanı Fahri gelen “nepot” sözcüğünden har taların yen den ç z ld ğ Korutürk tarafından Senato’dan kendi çıkarlarından hatta kendisini iktidara Ltüretilen “nepotizm”, bildi- zamanlardan k tleler n sonra Başbakanlığa atanarak ğim kadarıyla geçmişte ilk kez taşıyan grubun çıkarlarından çok önce ülkesinin ç nden seç lm ş, t pleşt r lm şt r. bu görevi yaptığı 1974-75 dö- Rönesans döneminde Papa ve gereksinim ve çıkarlarını düşünen “devlet adamı” neminde yaşadığımız -ve da- piskoposların -katolik din adam- örneğini pek tanıma fırsatı olmamıştır. ha önce hiçbir yerde yayımlan- ları uymak zorunda oldukları mamış- bir olayın anısını değer- evlenme yasağının sonucu ola- çıkarlarına ters düştüğünü, bel- sanlarımızın çoğunun, kendi li okurlarımla paylaşmak isti- ÖNER YAĞCI rak çocuk sahibi olamadıkların- li grupların çıkarlarını gözeten çıkarlarından hatta kendisini yorum. Babamın başbakanlığı dan en yakın akrabaları olan- iktidara taşıyan grubun çıkar- bir kadrolaşma olarak görüyo- sırasında bir akşam kendisine KİR yeğenlerini önemli konumlara larından çok önce ülkesinin ruz. Bu görüşe katılan kimi siya- Ankara Devlet Operası’nda sah- Öner Yağcı, K r'de, yerleştirmelerini nitelemek üze- gereksinim ve çıkarlarını dü- set bilimcileri, yakınlarını kayır- nelenen bir Mozart operasının 1914 Ağustos'unda başlayıp re kullanılan bir sözcük. Okur- şünen “devlet adamı” örneğini galasında eşlik etmiştim. Bir 1919 Ağustos'unda b ten manın yaygınlaşmasını bir diğer larımızın çoğunun bildiği gibi pek tanıma fırsatı olmamıştır. gala akşamı olduğundan salon- beş yıllık b r sevdaya, arayışa sosyopolitik dinamikle de ilişki- “nepotizm” Türkçemize “yakın- Gerçekten de bir devlet ada- da çok sayıda gazeteci ve kor- yönelt yor ışıklarını. Amasya'dan lendirmekteler. Bu bakış açısına larını kayırma” anlamında “da- mından yaptığı tüm işlerde, Sarıkamış muharebeler ne, diplomatik mensubu vardı. O göre, iktidarı elinde tutan kişiler yıcılık” ya da “yeğencilik” biçi- S b rya tutsaklığından atama, görevlendirme ve yetki- akşam antrakt sırasında birçok tabanlarıyla ilişkilerinde güven minde çevriliyor. Görüldüğü gi- Kuvayı M ll ye'ye götürüyor okuru. lendirmelerde kendine bağımlı kişiyle Türkçe ve yabancı dilde kaybına uğradıkça liyakat kav- bi bütünüyle öznel tercihlerin yakın çevresini gözetmesi de- söyleşme fırsatı bulmuştum. Er- ramından o ölçüde uzaklaşıp ya- ürünü olan nepotizmin, tüm gö- ğil, liyakat ölçütüne göre dav- tesi gün Cumhuriyet’teki köşe kınlarını kayırıcı davranışlarını revlendirmelerde nesnel değer- ranması beklenir. Bu, bir dev- yazısını bu gala gecesine ayır- artırmaktadır. lendirmelere ağırlık veren “liya- let adamının uyması gereken mış olan değerli gazeteci Müşer- kat” ölçütünün tam zıddı oldu- etik kurallar arasında önde ge- ref Hekimoğlu antraktta yapı- Liyakat ve devlet ğu söylenebilir. lenlerden biridir. Bu bağlam- lan söyleşilere değinirken şöy- adamlığı da, her zaman rahmetle andı- le bir görüşe yer vermişti: “Sa- İRFAN YALÇIN Nepotizm ve güven Sanırım yaşı kırkın altın- ğımız değerli Milli Eğitim Ba- di Hoca keşke kızını kültür ba- da olan insanlarımızın görüş- kaybı kanımız Hasan Âli Yücel’in kanı yapsaydı...” Bu yazıyı oku- SON leri sorulsa bu gençlerimizin Son yıllarda ülkemizde gün -çoğumuzun sosyal medyada yan -ve elbette bir taraftan kızıy- BAHÇELER çoğu “devlet adamı” ile “siya- geçmiyor ki medyada hiçbir ba- dolaşan anekdot sayesinde bil- la övünmekten mutluluk duyan- kımdan liyakat ölçütüne uyma- setçi” arasındaki farkları pek İrfan Yalçın, diğimiz- öz oğlu Can Yücel’i, babamın tepkisini hiç unutmu- açıklayamayacaklardır. Bu du- ustaca b r kurguyla, yan görevlendirme ve atama ha- bırakın kayırmayı, kendisine yorum: “Daha neler! Hiç bir baş- kahramanlarının b rb rler yle l şk ler n berleri yer almasın. Çoğumuz rumu doğal saymamız gerekti- hak ettiği önceliği bile verdirt- bakan kendi kızını bakan yapar geçm şler yle harmanlayarak anlatıyor. bunların hukuka ve ülkemizin ğini düşünüyorum; zira bu in- meyen ödünsüz davranışını mı! Olacak şey değil!” Ve yaralar deş ld kçe "yaralı b r ülke görünümü çıkıyor ortaya. Yoğun b r anlatım, ş rsel b r d l... El n zden bırakamayacak, b r solukta okuyacaksınız... GÜNEY DİNÇ DUVARDAKİ ÖRÜMCEK B r güney kasabasındak ev nde tek başına b r adam ve duvarda b r örümcek... Adam, geçm ş yle hesaplaşıyor. Örümcek, adamı zl yor: Hovardaca tüket len yaşamları, değer b l nmeyen sevg ler , tutuklanmaların, şkenceler n acısını zl yor ürküntüyle... Güney D nç yen romanında, kahramanı Turgut'un k ş sel tar h n n ç nden, Türk ye'n n 1950'lerden günümüze uzanan yakın tar h ne de bakıyor... Okurken, kend n zden çok şey bulacaksınız...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle