23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
! 2 KASIM 2021 SALI 12 KÜLTÜR Kadına yönelik şiddetin her gün daha da arttığı bugünlerde, tiyatro sahnesinden üç ses Sahneden üç yükseliyor. Önceki akşam Fişekhane Ana Sahne’de sahnelenen “Küvetteki Atatürk Kültür Gelinler” adlı oyun Merkezi, yeniden... kadınların yaşadığı şiddete ünden başlayarak bugüne gelirsek “in- ve öldürülmelerine artık ses yükseliyor ce” değil ama “uzun” bir yol Atatürk Kül- yeter diyor. Beth Graham, Dtür Merkezi’nin kat ettiği yol... 1947’de Charlie Thomlinson ve dönemin vali ve belediye başkanı Dr. Lütfü Kırdar, İstanbul halkına verdiği sözü tutu- Daniela Vlaskalic’in yazdığı yor ve Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nu açı- “The Drowning Girls”den yordu. Bu değerli kültür insanının verdiği Beliz Coşar’ın çevirdiği bir diğer söz de İstanbul’a kapalı bir ope- ra ve tiyatro binası inşa ettirmekti. Binanın “Küvetteki Gelinler” adlı temeli 1949’da Taksim’de atıldı ama Muh- oyunu Erdal Beşikçioğlu sin Ertuğrul’un deyişiyle, bize özgü “adam budama” nedeniyle, aynı yıl Lütfü Kırdar, yönetiyor. Oyunda, Hazal Ankara’ya alındı, kızağa çekildi. Türesan, Naz Göktan ve Selin Zafertepe rol alıyor. I. perde Naz Tam 23 yılda, 1969’da tamamlandı o dö- Göktan nemde “Kültür Sarayı” olarak anılan Atatürk ıl 1800’ler, 1813, Kültür Merkezi. Hayati Tabanlıoğlu’nun pro- 1914, yıl 1916, yıl jesini yaptığı bu değerli bina, politik bağ- Y1917, yıl bu yıl, ön- nazlık örneklerinden biri olarak Adalet Par- tisi (AP) tarafından doğrudan Devlet Ope- ceki gün, bugün, yıl bil- Hazal ÖZNUR ra ve Tiyatrosu’na tahsis edildi. Buna tepki mem kaç, yıl neyse ne... Türesan OĞRAŞ ÇOLAK gösterenlerin başında yine Muhsin Ertuğrul Dünya da her gün, bel- geliyor ve İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun bir ki de ben bu yazıyı yazar- çırpıda resimden silinmesini sorguluyordu. ken kadınlar öldürülüyor. Vahşice, Bu olay kadar açılışta sergilenecek eser de acımasızca katlediliyor. Bizim ülke- fırtınalar estirdi. Muhsin Ertuğrul’dan Yıl- mizde daha yeni gencecik bir nefes Selin dız Kenter’e, Haldun Taner’e pek çok sa- Zafertepe susturuldu. nat insanı, bir yandan açılışta yerli bir yapı- mın sergilenmesi gerektiğini savunurken öte Önceki gün gittiğim tiyatroda sah- yandan da yaşanan karmaşayı devletin bir nede ölüm vardı, ölüm bir erkekten kültür politikası olmamasına bağlıyorlar ve gelmişti. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır! Kültür Sarayı’nın özerk bir yapıya sahip ol- Üç kadın, küvette aynı adam ta- ması gerektiğini ileri sürüyorlardı. rafından boğularak öldürüldü. Ve yangın erkeklerden daha güçlü ve ve kanımız donuyor. Beth Graham, Charlie Thomlin- 11 Nisan 1969’da Kültür Sarayı açılışı Nüvit son ve Daniela Vlaskalic’in yaz- akıllı olduklarının farkına Oyunun süresi çok iyi ayarlanmış, Kodallı’nın “Çeşmebaşı Balesi” ve Verdi’nin vardığında dünya daha gü- seyirciyi en başından sonuna kadar dığı “The Drowning Girls”ten “Aida” operası ile gerçekleşti. Ne var ki hayli Beliz Coşar’ın çevirdiği “Küvet- zel bir yer olacak. içine alan oyun tek perde. Bu tarz şatafatlı törene ne Muhsin Ertuğrul ve İBŞT Bu gerçek hikâyede görü- oyunların tek perde olması gerekiyor teki Gelinler” adlı oyunu Erdal sanatçıları ne de duruşları iktidarla örtüşme- Beşikçioğlu yönetiyor. Oyunda, yoruz ki kadınların derdi hep zaten, seyirci verilen ara ile oyundan yen özel tiyatrolar, yazarlar, basın mensup- aynı. Hangi dönem olursa ol- kopmamalı. Bu arada oyunda yaş sı- Hazal Türesan, Naz Göktan ve Se- ları davetliydi. Bu arada, “Kültür Sarayı” ta- lin Zafertepe rol alıyor. sun kadınların yaşadıkları bas- nırı 16 olarak belirlenmiş. nımını sorgulayanların başında yine Muhsin kılar da hiç değişmiyor. Ötekileş- Bey geliyordu. “Neden Saray? Hangi Çağ- Beşikçioğlu’na alkış... Birçok ülkede sahnelendi da Yaşıyoruz?” diyordu Ertuğrul: “Kültürün tirilmeye çalışılan hep kadın olmuş. baş şartı olan gösterişsizlikten sıyrılıp kül- Kadına yönelik artan şiddete ve 1800’lerde yaşanan bu hikâyede üç Ayakta dakikalarca alkışlanan türsüzlük ederek yeni saraylar kuruyoruz. oyun, bunu fazlasıyla hak ediyor. kadın cinayetlerine sahneden itiraz kadın aynı adam tarafından kandırı- Bu biraz yoksulluğumuzun burnuna gülmek tekleme yok. Ritim oyunun en başın- eden bu oyun İngiltere, Kanada ve lıyor. Adam her seferinde kendisini Erdal Beşikçioğlu’na da buradan ko- olmuyor mu?” dan sonuna kadar aynı, yükseliş var caman bir alkış. İskoçya gibi sahnelendiği birçok ül- farklı biri olarak tanıtıyor. Kadınlar Uzun sözün kısası, büyük gürültülerle düşüş yok. Oyuncuların performan- kede ilgi görüp tartışma yaratmış- önce yalnızlaştırılıyor, ailelerinden Her dönem toplumda yok sayılma- açılan Kültür Sarayı 27 Kasım 1970 gece- sını birbirinden ayırmak zor, çok iyi ya çalışılan kadınların sorunlarına tı. Bizim ülkemizde tartışma yaratır uzaklaştırılıyorlar. Kadınlar, sahip ol- si Arthur Miller’in “Cadı Kazanı” oynarken çalışılmış. Üstlerindeki gelinlik gibi mı? Tabii ki hayır! dukları tüm varlıklarını bu adama bı- dikkat çekmek tarih ne olursa olsun yandı. Yanan sadece Kültür Sarayı değil, Turan Oflazoğlu’nun “IV. Murat” temsi- giymişler karakterleri de. Yaşadık- önemli; çünkü erkek vahşeti bitmiyor. Sahnede su dolu üç küvet, üstüne rakıyorlar. Sonra ise öldürülüyorlar. li dolayısıyla Topkapı Sarayı Müzesi’nden ları trajik olaydan bir an bile uzak- gelinlik giymiş üç kadın... Oyunda- Ama kadınların küvette nasıl bo- Oyundaki bu gercek hikâye 1800’lü çıkarılarak fuayede sergilenen paha bi- laşmıyorsunuz. Günümüze çok tanı- yıllarda geçiyordu ama bugün yıl 2021. ki dekor, müzik, ışık oyunları mük- ğuldukları bir türlü anlaşılamıyor. çilmez değerdeki IV. Murat’a ait giysiler- dık bir hikâye. Celladına âşık, boyun kemmel. Ama en önemlisi oyuncu- O yüzden de cinayet olduğunu kim- Yine bir kadın bir erkek tarafından di. Dönemin Devlet Operası Genel Müdürü eğen her ne yaşarsa yaşasın kabulle- katledildi. luklar muhteşem. Neden: Oyun tam se düşünmüyor. Aydın Gün ve Devlet Tiyatrosu Genel Mü- nen kadınlar. Yeryüzündeki kadınlar anlamıyla bir oyuncu oyunu. Tek bir Biz bunu da görüyoruz sahnede Bilmem anlatabildim mi? dürü Cüneyt Gökçer’di. Yapılan soruştur- mada her ikisi de aklandı. Yangın? Sabo- taj olduğu kararına varıldı ve o gün suçlu bulunanlar bir süre sonra beraat ettiler. Oyuncu Dinçer II. perde Tokyo temkinli, festival iyimser Hayati Tabanlıoğlu’nun öncülüğünde yedi yıl yaşamını yitirdi süren tadilatın ardından, 6 Ekim 1978’de Ata- türk Kültür Merkezi (AKM) olarak İstanbul’un yuncu Semra sanat yaşamındaki güçlü yerini aldı bu kıy- ODinçer 56 yaşın- metli mekân. Açılış Adnan Saygun’un “Yu- da hayatını kaybet- nus Emre Oratoryosu” ile gerçekleştirildi. İz- ‘Turna Misali’ ti. Akciğer kanseriy- leyen yıllarda, yaşanan çeşitli sorunlara, si- le mücadele eden yasi ayırımcılıklara karşın çark dönüyordu ve İstanbul seyircisi için sanatsal anlamda oyuncunun ölüm ha- önemli uğrak noktalarından biriydi AKM. Pi- berini Haluk Levent,  Semra na Bausch’un İstanbul üstüne yaptığı ve bu- sosyal medya hesa- Dinçer gün de dünyayı dolaşmaya devam eden dans bından duyurdu. Le- tiyatrosu “Nefes” bile orada hayat buldu… vent şunları yazdı: “Akciğer kanseriydi. İki yıl öncesin- III. perde den itibaren Ahbaplar ilgilendi. İsmini  Ne var ki depreme dayanıklıydı/değildi tar- vermedik. Sadece S.D olarak yazmış- tışmalarının ardından, 2008 yılında AKP ikti- tık. Hayırseverler tarafından iki kez ev  darı tarafından boşaltıldı Atatürk Kültür Mer- ‘Dört Duvar’ tutuldu, sayısız operasyon yaptırıldı.  kezi. Kaderine terk edildi. 2018 yılında ise Ama olmadı. Oyuncu Semra Dinçer ab- yenisi yapılmak üzere yıkıldı. “Neden ona- lamızı az önce kaybettik. Sevenlerinin  manasını yorumlamaya çalıştığını ve pan- la ufku karartılan bir müzisyenin (Amir Ag- Esin KüÇüKtEpEpınAR rım değil de yıkım” sorusu çok sorulmuş- demi koşullarında çektiği bu filmin sine- haee) otoriteye ve bir nevi dünyanın geri  başı sağ olsun.” tu. Yanıtsız sorular… Ama Recep Tayyip ildik Japon titizliğiyle bu yıl da pande- ma endüstrisine cesaret ve güç vermesi- kalanına karşı verdiği kırık mücadeleyi an- Erdoğan’ın “Çatlayın patlayın, yıktık!” söz- Bmi önlemlerini alarak seyirciyi sine- ni umduğunu söyleyerek festivalin iyimser  latıyor. Fatih Al ve Funda Eryigit gibi oyun- leri hâlâ yankılanıyor kulaklarda... Neyse ki ‘Yaftalı Tabut’ Muhsin malara davet eden 34. Tokyo Film Festi- havasına kendince katkıda bulundu. cuların da yer aldığı filmin galası yarın ya- 2.5 yıl gibi kısa bir sürede, 29 Ekim 2021 ak- vali önceki gün başladı. Son dönem Co- pılacak. Ana yarışmada Filipinli üstat Bril- Ertuğrul Sahnesi’nde şamı, Cumhuriyet Bayramımızın büyük bir ‘Dört Duvar’ ve vid-19 vaka ve ölümlerindeki düşüşle ra- lante Mendoza’nın Payback” adlı yeni filmi  coşkuyla kutlandığı o güzel günün akşamı, hatlamasına rağmen Japonya’nın hâlâ sı- ‘Turna Misali’ gibi merakla beklenenler de var. ilgesu Erenus’un yazdığı, Yelda  Atatürk Kültür Merkezi, Hasan Uçarsu’nun BBaskın’ın yönettiği “Yaftalı Tabut”  kı bir sınır politikası uygulaması nedeniy- Geçen yıl Covid-19 önlemleri nedeniy- 30 Ekim-8 Kasım arasında gerçekleşen  bestelediği, librettosunu Bertan Rona’nın le festivalin açılış gecesi kalabalık değil- festivalin Asian Future yarışmasında yer  bu hafta boyunca saat 20.30’da Harbi- le uluslararası konuklarını ağırlayamadığı  yazdığı ve orkestrayı Gürer Aykal’ın yönet- ye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde sahne- di ama bu yıl ana yarışmanın jüri başkan- için jürilerini iptal eden ve üç ayrı yarışma- almayı başaran bizden bir film var. Yönet- tiği “Sinan Operası” ile açıldı… Murat Ta- lığını yapan şahane Isabel Huppert’in var- menliğini İffet Eren Danışman Boz’un, ya- lenecek. Oyunda Bensu Orhunöz, Selin  banlıoğlu mimari projenin sorumlusuydu. sını tek başlık altında toplayan festival bu  Türkmen, Ceren Hacımuratoğlu, Lale  Ayrıca da “Atatürk Kültür Merkezi” adı, ol- lığı yetti. Clint Easwood’un yönettiği “Cry  yıl olabildiğince normale dönse de çoğu  pımcılığını Eyüp Boz’un üstlendiği “Turna  Macho”yla açılış yapan festivalin kırmı- Misali” Anadolu’nun bin yıllık göçer kültü- Kabul, Nazan Yatgın Palabıyık, Şenay  ması gerektiği gibi, korundu. sinemacı konuğu gibi biz uluslararası sine- Bağ, Yeşim Mazıcıoğlu rol alıyor. Gezmedim henüz içini ama televiz- zı halısında boy gösteren Huppert, gayet  ma yazarlarını da “çevrimçi” ağırlıyor. Ana  rünü sürdüren Sarıkeçili yörüklerini anlatı- yondan gördüğüm kadarıyla Atatürk’ün iyimserdi ve “Sonunda yeniden salonlara  yor. İlk gösterimi dün gerçekleşen film bu  Adına tarihin dipnotlarında rastlayabil- yarışmadaki 15 film arasında “Sarhoş At- adına, İstanbul’a yakışır bir bina… Yi- diğimiz, Türkiye’nin ilk kadın oyun yaza- dönebildiğimiz için ne kadar şanslıyız! Bi- lar Zamanı” ve “Kaplumbağalar da Uçar”  hafta da seyircilerle buluşacak. Japon ani- ne de söylemeden geçmek istemem: zi bir araya getiren de sinema sevgisi, da- masyonlarından üstat Tanaka Kinuyo’nun  rı, kuramcı, aktivist, sosyal ve siyasi ya- gibi filmlerinden tanıdığımız Iranlı Kürt yö- Cumhurbaşkanı’nın tamamen siyaset ko- şamın her alanında öncü Fatma Nudiye  ha ne olsun!” sözleriyle festivali başlatmış  netmen Bahman Gobadi’nin Istanbul’da  klasikleşmiş filmlerine uzanan geniş fes- kan açılış konuşmasında dönüp dola- oldu. Gelemediği için açılışa bir video me- tival seçkisinde, Altın Palmiyeli Hirokazu  Yalçı’nın hikâyesi. 1920’lerde başlayan  çektiği “Dört Duvar” öne çıkıyor. Sürgün- şıp sözü Gezi Parkı’na getirmesi bir nefret mücadelesine Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve  sajıyla katılan 91 yaşındaki Easwood, fil- de yaşayan Gobadi, bu kez evinin önüne  Kore-eda’nın organize ettiği sinema soh- söylemiydi. Şunu bir kez daha hatırlamak minde gerçek gücün ve ve dayanıklılığın  betleri de kuşkusuz büyük ilgi çekecek. Nâzım Hikmet de eşlik ediyor. inşa edilen binayla manzarası ve dolayısıy- gerekir ki Gezi Parkı Direnişi AKP iktidarı- nın insanların demokratik haklarına müda- ‘Yaftalı Tabut’ hale eden otoriter tavrına bir tepkiydi... Evet, nice güzel sanat etkinliklerine ka- Londra Filarmoni Orkestrası’ndan ‘Haydar Haydar’ pıları ardına kadar açık olsun ve tüm ken- ti, tüm sanat dünyasını kucaklasın Atatürk ünyanın önemli orkestralarından Londra Filarmoni Orkestrası, Atatürk Kültür Merkezi... DKültür Merkezi'nde önceki gün konser verdi. Yoğun ilginin yaşandığı kon- serde topluluk, ilk eser olarak ünlü halk ozanı Ali Ekber Çiçek'in "Haydar Haydar" türküsünü yorumladı. Konseri şef Robin Ticciatti yönetti. İspanya’nın En Prestijli Ödülü Abramovic’in ünyaca tanınan Sırp performans sanatçı Ma- Drina Abramovic, İspanya’nın en prestijli ödül- lerinden biri olan Princess of Asturias Sanat  Ödülü’ne değer görüldü. Abramovic ödülünü,  İspanya’nın Oviedo kentinde yapılan bir törende  aldı. 74 yaşındaki sanatçıya ödülünü, kâr amacı  gütmeyen Princess of Asturias Derneği’nden yet- Marina kililer verdi. Ödül dernek tarafından her yıl, sos- Abramovic yal, kültürel, bilimsel ve teknik alanlarda veriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle