29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EKİM 2021 PAZARTESİ SÖYLEŞİ 9 NEDEN PROF. DR. BETÜL TANBAY? Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, bugün nöbetlerinin 190’ıncı gününde... Melih Bulu’nun rektör atanmasıyla başlayan, Naci İnci’nin rektörlüğüyle süren protestolar devam ediyor. Akademisyenler görevlerinden alınıyor, öğrenciler tutuklanıyor. Siyaset, eylem yapan öğrencileri “terörist” ilan ediyor. Süreci, Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyesi, Türk Matematik Derneği’nde başkanlık yapan, Avrupa Matematik Topluluğu’nun da başkan yardımcısı olan Prof. Dr. Betül Tanbay ile buluştuk. Dün Prof. Naci İnci bir söyleşide, olanları bir projenin parçası olarak değerlendirince, bu açıklamaları da konuştuk. Vasıflı gençlikten korkuluyor 4 Kurumun ilkelerine aykırı 4 Gayri meşru rektöre 4 Ancak bir rektörün 4 Boğaziçi Üniversitesi 4 Gençlik bu şekilde davranışlar için kurum karşı bir öğrencinin taşkın Emniyet güçlerine isim son derece değişik kültür susturulamaz. Çok tehlikeli içi çözümlerimiz vardır. olan bu eylemi de -kamuya vererek kendi öğrencisini ve görüşlerin barındığı bir buluyorum ve karar verme Disiplin soruşturması açılır, ait bir arabanın üzerine ihbar etmesini, ardından bu yerdir, iddia edildiği gibi ne pozisyonunda bulunanların uyarı verilir, öğrenci eğitim çıkmak haliyle savunacağım tutuma en üst mercilerden olduğu belirsiz bir projenin bu kadar sorumsuz hakkından olmasın diye çok bir eylem biçimi değil- sahip çıkılmasını acıklı ve parçası olması söz konusu davranmasından çok büyük özen gösterilir. sorunsuzca hallolabilirdi. vahim buluyorum. olamaz. endişe ediyorum. n Bir yazınızı okumuştum: “Benim yapıyor? üniversitem 150 seneyi aştı. Üniver- Özellikle son beş yılda akademisyen- Sit konumu değiştirmek site düşündüğümüz, ürettiğimiz, bil- lere utanç verici hakaretler yapıldı. Es- “Ben gençliğe güvendiğim gi ve deneyim paylaştığımız bir in- güven vermiyor kiden “Hâkim bey”, “Hoca Hanım” de- gibi mesleği icabı toplumu san yuvasıdır Mücevher gibi kıyme- nirdi. İtibarlı mesleklerin itibarsızlaştı- n Boğaziçi Üniversitesi ve çevresinin 1. korumakla görevli insanla- ti bilinmelidir...” diyordunuz. Bugü- rılmaya çalışıldığını görüyoruz. İnsan- derece sit alanı statüsü değiştirildi, böl- ra da güveniyorum. Maale- nün üniversitelerine baktığınızda bu lar çoğunlukla neye itibar edecekleri- geye yapılaşmaya açılabilir deniyor. As- sef bir polis, bir mahkeme tanıma ne kadar uyuyorlar? ni hâlâ biliyor da olsalar, muazzam bir lında tüm olup bitenin nedeni yine inşaat başkanı, bir şehir plancı- “Kriz” kelimesi her yerde kullanılır sevdası mı? hakaret ortamına girildi. Sosyal med- Boğaziçi Üniversitesi’ne tepeden inme bir oldu ama dünyada bir üniversite krizi sı yapması gereken işin dı- yanın da bunda payı var. Adeta haka- rektör atayıp, onu atadıktan sonra da ay- var dersek, çok yanlış olacağını sanmı- şına itiliyor. Pek çoğu bun- retlere aldırmaz olduk. Öğrencilere edi- nı elden sit konumu değiştirmek hiçbir şekil- yorum. Dünya, bilgi üretme ve paylaş- len hakaretlere gelince, açıkçası ben dan rahatsız. Birçok zaman de güven vermiyor. İmara açmak için yapıldı- ma konusunda üniversitenin varlığına öğrencilerin bu kadar rencide olacakla- sesleri çıkmasa da yap- ğı duygusunu pekiştiriyor. Boğaziçi’ne yapı- yansıyan değişiklikler geçiriyor, çün- rını düşünmemiştim. Ocaktan beri şa- mak zorunda kaldıkları şe- lanların altında bu mu var bilmiyorum ama bu kü hem teknoloji endişe verecek kadar hit oldum, teröristlikle suçlanırken o yapılana itiraz ediyoruz. Dilekçelerimizi ve- yi tasvip etmiyorlar aslın- riyoruz, kabul edilmezse dava açacağız. Bili- muazzam imkânlar sunuyor hem de kadar safça şaşırıp inanamadılar ki... da. Baskı altındalar. Dün yorsunuz Boğaziçi’nde yapılan bütün hukuk- “kamu”, “sosyal devlet” gibi kavram- “Hocam bize nasıl terörist denir!” diye bir polisimizle bir öğrenci- suzluklara hem kurullarımız direniyor hem lar ciddi krizde; her şey ekonomik ran- infiallerini duyduğum zaman hem se- mizi yan yana gördüm. İki- de davalarımızı açıyoruz. OHAL zamanın- tabilite ile ölçülüyor. Şahsen, üniver- vindim, hem üzüldüm. Sevindim çün- da geçerli bir KHK ile atama yapılması, gere- si de pırıl pırıl çocuklar. 19- site denen şeye, insanlığımızdan kay- kü demek ki yalama olmamış, demek ken ön hazırlık yapılmadan bir gecede iki fa- 20 yaşındalar... Onları bu betmeden medenileşmek için hep ih- ki hâlâ bu kelimeler can yakıyor, ha- külte kurulması ile ilgili davalarımız var. Tür- şekilde karşı karşıya geti- tiyacımız olacağını düşünüyorum. kiye Cumhuriyeti’ni bir hukuk devleti ola- karet ifade ediyor, bu iyi bir şey... Bir renlerin sorumsuzca dav- rak görüyoruz, görmek istiyoruz. Aynı sağlı- Türkiye’de de üniversite krizi var ama yandan da üzüldüm, bu kadar saf, te- randığını düşünüyorum.” ğımızı emanet ettiğimiz doktorlarımızın ye- kanımca gelişmiş dünyadakinden fark- miz, Boğaziçi’ne gelmeyi hak etmiş bir minlerine sadık kalmalarını beklediğimiz gi- lı. Bugün Türkiye’deki üniversitelerin öğrenciye bu kadar hakaretamiz konu- bi, hâkimlerimizin, savcılarımızın adalet adına VEDAT büyük sorunu hâlâ özerklik, hâlâ siya- şulmasına. Üstelik devletin itibarı açı- verdikleri sözü tutmalarını bekliyoruz. ARIK si erkin tahakkümü. sından seçilen dile, dilin tonuna son n Geçmişte de böyle değil miydi? derece dikkat etmek gerekir. den de öğrenciler çok mağdur oldular. 1980’den sonra anormal olarak art- Sayılara gelince, siyasi iktidarda şöyle Algı operasyonunun da bir sınırı var Ne yapılacağını biliyoruz mış olan baskı dozu, 2000’li yıllarda bir alışkanlık var: Bir itiraz olduğunda iti- layetinden öğrenci katılmıştı. Yüz yü- n Devletin itibarı dediniz... Ku- düzelme emareleri gösterse de son yıl- n Cumhurbaşkanına göre bu kadar raz edenlerin sayılarını küçültmek, itiraz zeye geçmek istiyoruz ama bu birden- genç açıktayken Türkiye dünyanın rumlar sallanıyor: Adalet, Emniyet, larda yine iyice yükseldi. Bunda aşı- edenleri aşağılamak bir marifet zanne- bire olacak bir iş değil. Aşamalı yap- açık ara en fazla yükseköğretim öğ- diliyor. Melih Bulu da bizim üniversite- medya, üniversite... rı merkeziyetçi politikaların etkisi mu- mak gerekiyor. Sorun, tepeden emirler- renci yurdu kapasitesine sahip ül- ye geldiğinde “20 kadar hocanın itirazı” Kurumsuzlaştırma ülke bazında hakkak, ama asıl mesele şu ki: Vasıflı, le, YÖK’ün anlaşılmaz yönetmelikleriy- kesi. Siz bu konuda nasıl hikâyelerle diye bir söz söylemişti. Gerçek balçıkla çok büyük bir sorunumuz. Merkez eğitimli gençlikten korkuluyor. Kendi le çözülmeye çalışıldı. Okusam gülersi- karşılaşıyorsunuz? sıvanmıyor. Algı operasyonunun da bir gençliğimizden korkarak ilerlememi- Bankası’ndan Dışişleri Bakanlığı’na niz, bu metin ne diyor dersiniz. Bir yan- Pandemi dolayısıyla yurt problemi yaşa- sınırı var. Algı operasyonuyla ne üniver- kadar nereyi sayarsanız kurumların ze imkân var mı? Türkiye’deki üniver- dan da YÖK üniversite senatolarına yet- nacağı ortadaydı. Mesele bu sorunu yö- site yönetilir ne ülke... Bu hal, bu zen- ki veriyor... Ama aksi gibi şu anda bizim netebilmek, yüzüne, gözüne bulaştır- geleneklerinin bozulmasını yaşadık. site krizinin bir diğer sebebi 1990’lar- gin topraklarda süremez... Anadolu’ya, üniversitemizde senatoyu doğru çalış- mamak. Geçen yıl çevrimiçi ders verir- Boğaziçi Üniversitesi’ndeki direnişin dan sonra çok hızlı bir şekilde ve altya- topraklarımıza, insanımıza güveniyorum, tırmaktan aciz bir yönetim var. Bu yüz- ken saydım; bir derste Türkiye’nin 28 vi- böyle devam edemez. bu kadar özel olması oturmuş, kurum- pısı düşünülmeden üniversiteler açıl- mış olması. Bu kadar çok üniversitenin sallaşmış bir üniversite olmasından. Türkiye’nin yeni kurulmuş üniversi- açılması bir siyasi strateji olarak bel- zim okulun amfilerinin normal zaman- lemi de -kamuya ait bir arabanın üzeri- bir sorumsuzluk olduğunu düşünü- lardaki kapasitesi 150 kişidir. Pandemi ne çıkmak haliyle savunacağım bir ey- yorum. Büyük sorunlar böyle çıkıyor. telerinde de geleneğini daha az oturta- ki savunulabilinir ama bunu yaparken bilmiş üniversitelerde de bir dolu par- mevcut üniversitelerin kalitesini, gele- kısıtlamalarında 150 kişilik sınıflara lem biçimi değil- sorunsuzca hallolabi- Gençlik bu şekilde susturulamaz. Çok en fazla 70 kişi almak gerekiyor, o bi- lirdi. Ancak bir rektörün Emniyet güç- tehlikeli buluyorum ve karar verme lak insan var ama henüz kurumsallaş- neklerini korumak gerekiyordu. Hep- maya çalışırken bu darbeleri yemele- sine birden tek bir elbise giydirmeye le tartışılır. Maalesef genel soruna bir lerine isim vererek kendi öğrencisini pozisyonunda bulunanların bu kadar ri direnmelerini ya da direnişlerini de- imkân yoktu. YÖK’ün yapmaya çalış- de yerel sorun eklendi: Boğaziçi’nde- ihbar etmesini, ardından bu tutuma en sorumsuz davranmasından çok endi- tığı buydu. Bugün gelinen noktadaysa ki gayri meşru idarenin yönetim bece- üst mercilerden sahip çıkılmasını acık- şe ediyorum. Öğrencilerime şunu söy- vam ettirmelerini önledi. Oysa biz ku- rumsallaşmış bir üniversiteyiz, yatay YÖK dönemini bile aştığımızı düşünü- risi olmadığı da meydana çıktı. Senato lı ve vahim buluyorum. ledim: İnsan gençken büyüklerin da- onayı almadan, son günde duyurulan n Ancak Prof. Naci İnci, başka bir ha akıllı olduklarını düşünür, böyle dü- çalışma ve yönetişim sistemimizi yıllar yorum. YÖK’ün sekretarya dışında bir içinde içselleştirmişiz, ne yapılacağını yetkisi kalmadı. Şaka gibi ama nere- bir değişiklikle 30 yıldır oturmuş olan anlam yüklüyor bu eylemlere, daha şünmeyin. Çünkü gerektiğinde gençle- programlarımızı altüst ettiler. Ettikleri büyük bir projenin parçası olduğunu rin çok daha akıllı, çok daha yaratıcı, biliyoruz. Ve yapmaya devam edeceğiz. deyse YÖK’ü arar hale geleceğiz. Kos- koca Türkiye’nin yüzlerce üniversitesi gibi, mezunlarımızdan bağışlar alarak söylüyor. Ne dersiniz? çok daha olgun olduklarını düşünüyo- n Şu söz size ait: “Matematik dü- şündürür, hayal kurdurtur, soru sor- tek bir odadan yönetilemez. tamir ettirdiğimiz konferans ve kon- Sistematik olarak yapılan bir şey rum. Üstelik pandemi sebebiyle genç- ser salonlarımızı derslik gibi açtılar. var. Bir yandan muhalif olanların sa- ler daha çabuk olgunlaştı, o yaşta illa durtur, mantığınızı çalıştırır. Sağdu- Vahim ve acıklı yu ve hayal gücünün birlikte coştu- Derslik olarak tasarlanmamış bu geniş yısı küçük gösterilmeye çalışılıyor, bir kendilerine sormadıkları soruları sor- n Boğaziçi Üniversitesi yeni aka- mekânlarda bile uygun görülen kapasi- yandan da olaylar büyük projelere bağ- mak zorunda kaldılar... ğu bir evrendir.” Matematikte ne du- demik yıla da protestolarla başladı. rumdayız? teyi fena halde aştık. O yüzden dersimi lanmaya çalışılıyor. Boğaziçi Üniversi- n Cumhurbaşkanı sizinle ay- Ders yapabiliyor musunuz? dışarıda verdim ama önümüz kış. Nasıl tesi son derece değişik kültür ve görüş- nı fikirde değil ama. “Avrupa’da Matematik Türkiye’de ilerleyen bir yer- Perşembe günü ilk dersimi yapma- devam edeceğimizi bilemiyorum. lerin barındığı bir yerdir, iddia edildi- Amerika’da bu tiplerin hiçbirini bir de. En baskılı dönemlerde bile matema- ya çalıştım. Türlü sorunlarla başla- tiğin gelişmesi diğer branşlardan daha n Bir yandan da eylemler sürüyor, tu- ği gibi ne olduğu belirsiz bir projenin gün bile üniversitede barındırmaz- dı. Bir kere genel bir sorun var: Pande- tuklamalar oluyor... Bu nasıl yansıyor? parçası olması söz konusu olamaz. lar” diyor. kolay. Kültür, sosyal bilimler kolay dar- mi. Alınan geçiş kararlarını, yüz yüze- be yiyor. Çünkü çalışma konularına ka- Çok tatsız yansıyor. Ders dönemi, iki n Siz polise gerek olmadan üniver- Böyle dediğini bilmiyordum. Gezile- ye dönüş çabalarını son derece önem- öğrencimizin cezaevine konmasıyla sitenin geleneğinde de olan oturmuş rini üniversitelere yapmasını öneririm. rışılıyor. Tüm zorluklara rağmen, mate- siyorum. Öğrencilerin ve hocaların yüz başladı. Hangi sıfatı kullanacağımı bi- disiplin sistemiyle bunu içimizde çö- Verdiğiniz kıta örneklerinde üniversi- matik yine de ilerliyor, gitgide daha iyi yüze ders yapma arzularını paylaşıyo- lemeyecek kadar rahatsızım. Boğaziçi zerdik diyorsunuz. Rektör İnci de “De- te özerkliği, bireysel hak ve özgürlük- matematikçilerimiz var. Ekonomik so- rum. Öte yandan salgın hiçbir şekil- 150 yıllık bir üniversite, 50 yıldır ka- kanlar neden ceza vermiyor” diye soru- ler gelişmiş durumda. Bir kere bun- runlara burada girmeyelim. de bitmedi. İstanbul’daki sayıları, veri- mu üniversitesiyiz. 30 küsur yıldır bu- yor, bu sorunun sizde cevabı var mı? lar en baştan yaşanmazdı. Hiçbir şekil- n Ya matematikçi olmayanların len resmi sayılara güvenmediğim için rada çalışıyorum. Kurumun ilkeleri- Bu öğrenci hakkında okulda soruş- de bir üniversitede bir öğrencinin pro- matematiği? İBB vefat sorgulama sitesinden takip ne aykırı davranışlar için kurum içi çö- turma açılmadı, Emniyet’e ihbar edil- testosunu aynı gün içinde rektörün po- İşte sorun burada... Toplum olarak ediyorum. Orada maalesef manzara hiç zümlerimiz vardır. Disiplin soruştur- di. 17 bin öğrencimiz var, hepsi tek bir lise ihbar ettiğini, cumhurbaşkanının matematik okuryazarlığımız iyi değil. parlak değil. Mesela, ek ölümler ge- ması açılır, uyarı verilir, öğrenci eği- torba halinde görülemez, soruşturma- da bu konuda konuştuğunu görmedim, Bir yandan bilgisayarlar, ceplerimiz- çen seneye kıyasla üç misli arttı. Böy- tim hakkından olmasın diye çok büyük lar da ayrı ayrı yapılır. “Öğrenci, üni- duymadım... den düşmeyen telefonlarımızla her şe- le bir dönemde dersler yüz yüze başla- özen gösterilir. İç sistemimizde bugüne versite idaresi, disiplin soruşturma- n Daha önce de öğrencileri, “say- yi hallettiğimizi zannediyoruz ama te- dı. Biz dört hoca olarak kitle dersi de- kadar bu tür konuları sorunsuzca çöz- sı” gibi oturmuş bir zincirimiz varken gısız, sevgisiz, kötü niyetli, adeta te- mel matematik bilgilerimiz olmadığı diğimiz kalabalık ilk sınıf dersi veriyo- dük diyebilirim. Gayri meşru rektöre “gençlik, amir, başkan” zincirine dö- rörist” olarak niteledi. Bu tür açıkla- için algı operasyonuna çok daha açık ruz, 1300’e yakın öğrencimiz var. Bi- karşı bir öğrencinin taşkın olan bu ey- nüştürülmeye çalışılmasının korkunç malar öğrenciler üzerinde nasıl etki hale geliyoruz. BİR İNSAN İSTEMEDİĞİ REKTÖRLE NEDEN ÇALIŞSIN? n 90’lı yıllarda Naci İnci TÜBİTAK ödü- çalışan insanların kime oy verdiğini, ev- başvurması benim için affedilir değil. Yi- bu kadar yok saymaz. lü alıyor, o yıllarda Boğaziçi’nin yükselen li mi, çocuklu mu olduğunu bile çoğu za- ne de sorduğunuz soruya şu cevabı ve- n Bir anlamda o makamda otur- değerlerinden biri. Daha en başta Me- man bilmeyiz. Belki size soğuk gelecek reyim: Ocak ayı başında olsaydı üniversi- mak da zor değil mi? Düşünün öğre- lih Bulu yerine Naci İnci atansaydı, yine ama biz daha çok eğitimle, araştırmayla temiz bugün gösterdiği itirazı gösterme- tim üyeleri her gün size sırtını dönü- de itiraz eder miydiniz? ilgili konuları paylaşır, tartışırız, ortak aka- yebilirdi. Fakat atanan rektör, biliyorsunuz yor, öğrenciler istemiyoruz diye ba- Boğaziçi Üniversitesi’nde bulunduğum demik ilkelerimizi belirleriz. Oralarda an- Melih Bulu’nun rektör yardımcısıydı. Do- ğırıyor... Kamuoyu isminizi iyi anmıyor, süre boyunca kimsenin yeğeni ne ho- laştıktan sonra gerisine pek bakmayız, kuz aylık bir performansı var. Vekâleten liyakatiniz sorgulanıyor... ca olarak istihdam edildi, ne de talebe karışmayız. Bahsettiğimiz fizikçiyi Ocak rektör olduğu bir dönem de söz konusu. Bu kişiyi bu acıklı konuma hocalar ya olarak üniversiteye girebildi. Liyakat hep 2021’e kadar üniversite pek tanımıyordu. İlk icraatı, bir ilke imza atarak bir hocamızı da öğrenciler getirmedi. Kendi getirdi. esastı. Zaten bugün yaşadığımız krizin Ama benim açımdan hiç tasvip etmedi- işten çıkarmak oldu. Üniversite ocak ayın- Bu konumdan çıkmak için defalarca fırsa- maalesef en acıklı sebeplerinden biri de ğim bir hareket yapmıştı. dan beri bu kişiyi tanımak zorunda kaldı. tı oldu, tersine her aşamada sanki bu ko- bu. Bir gecede, planlanmadan Hukuk Fa- n Anlatın lütfen... Yönetim kapasitesini ve yönetmeye la- numda kalmak istediğini vurgulayan ka- kültesi kurma kararı da aynı mesele. 25 yıl Ekim 2020’de YÖK tarafından rektör- yık olup olmadığını çok net biçimde gör- rarlar aldı. önce bir fizikçi olarak alınmış kişi de aka- lük için ilan verildiğinde üniversite ile pay- dü. İkinci atama prosesi öncesinde, mu- n Prof. Naci İnci, verdiği söyleşide demik standartları sayesinde Boğaziçi’ne laşmadan aday oldu. Melih Bulu gibi dışa- azzam bir katılım ve yüzde 95 gibi muaz- “Akademisyenlerimiz de yönetim gö- girmiştir, aldığı ödülleri de hak etmiş ol- rıdan aday olan bir insanın bunu üniversi- zam bir oranla güvensizlik oyu verdi. Aynı revlerine gelmek istemiyorlar. Çünkü duğuna dair bir şüphem yok. te ile paylaşmamasında bir tutarlılık gö- zamanda da 17 profesör arkadaşımıza gü- ciddi bir mahalle baskısı var. Korkuyor- n Ama? rebilirsiniz ama bizim üniversitemiz için- venoyu verildi. Bırakın Boğaziçi’nde kimin lar” dedi. Genellikle, hocalar kendini işine, araş- den, bizim rektörümüz olmaya kalkan bir düzgün rektörlük yapacağını, en iyi de- Kapalı bir oylamada yüzde 95’imiz kendi- tırmasına vakfeder, herkes birbirini o ka- insanın bunu hiçbir şekilde anlatmama- ğerlendirecek insanlar olmamızı, bir ma- sini istemediğini ifade etti. Bir insan, iste- dar da tanımaz. Biz kendi bölümümüzde sı, tek kelime sarf etmeden YÖK ilanına halle muhtarı bile mahallelisinin iradesini mediği rektörle neden çalışsın?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle