02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 24 OCAK 2021 PAZAR HABER Dik duruşunu, düşüncelerini yalpalamadan savunuşunu, laiklik konusundaki ödün vermez tavrını, kusursuz araştırmacıDevlet, namus lığını imrenerek izledim. Onun varlığı aydınlanma mücadeleborcunu yine sine müthiş güç katıyordu. Üniversitede ödemedi gazetecilik eğitimi alma isteğimin ardındaki önemli etkenlerdendi 28yıl önceydi... Ankara’da çok soğuk, yağışlı bir pazar günüydü. Öğleden sonra evdeyken, TV’de Son Dakika haberi olarak Uğur Mumcu’nun suikast sonucunda yaşamını yitirdiğini duydum. Annem, babam ve ben ekraUğur Mumcu... Böylesine değerli bir aydın niye yok edildi? 28 yıl önce, “Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar 30 sene sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar” diye yazarak gerçeği olacakları haber verdiği için! nın önünde donakalmıştık. Eve aniden çöken ölüm sessizliğini babamın “Alçaklar!” Beraat ettirilen sanıklar! diye haykırışı bozdu. Cenaze töreninde hüküBiz annemle birbirimize sarı met yetkilileri, “Mumcu’yu öllıp ağlarken, milyonlarca yüre dürenleri bulup adalete teslim ğe ateş düşmüştü... etmenin devletin namus borAğlıyorduk, çünkü bir insan cu olduğunu” söylemişti. Sonkatledilmişti. ra hükümetler değişti, yeni ikDehşet içindeydik, çüntidarlar geldi geçti ama Uğur kü katliamda C4 tipi plastik Mumcu’nun katilleri adalete bomba kullanılmış; bir insan teslim edilmedi. bedeni paramparça edilmişti. Aksine gazeteci Alican Aşırı derecede üzgündük, Uludağ’ın geçen hafta yaptığı çünkü cesur ve dürüst bir ga özel habere göre, kırmızı bülzeteci susturulmuştu. tenle aranan Selahattin Eş, Korkuyorduk, çünkü suiAli Akbulut ve Aydın Koral kastlar zinciri devam edebiadlı 3 sanık beraat ettirildi! lirdi. Uğur Mumcu, Muammer Endişe içindeydik, çünkü ülkenin geleceğini düşünüyorduk. Lanet ediyorduk, çünkü bir hayatı bu şekilde sona erdirmenin FAŞİZM olduğunu biliyorduk! Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin arkasındaki örgüt olan yasadışı TevhidSelam Kudüs Ordusu üyesi olmak suçundan yargılanan bu sanıklar, mahkemenin “tutuklanmama güUğur Mumcu fikirleriyle yaşıyor Sağanak yağış altındavencesi” vermesinin ardından Türkiye’ye gelmiş ve savunma yaptıktan sonra da beraat ettirilmiş. ki bir günde uğurladık Uğur Gerekçe ne dersiniz? Mumcu’yu... Skandal kararda, “sanıklaTürk bayrağına sarılı tabut, rın dini inanç ve düşünceleri Ankara Adli Tıp Morgu’ndan çerçevesinde Türkiye’de çaalınıp Cumhuriyet gazetesinin lışırken 28 Şubat süreci ile Ankara bürosunun önüne ge birlikte kendilerini güvende tirildi. Yol boyu halk, “Türki hissetmediklerini düşünerek ye laiktir, laik kalacak!” slo İran’a gittikleri” savunulmuş! ganları attı. Uğur Mumcu’nun arabasıGazetenin önünde toplanan na bombayı yerleştiren terörist yüz binlerce vatandaş, ‘kalOğuz Demir ise hâlâ firari. paksız Kuvayı Milliyeci’ yol28 yıl geçti ama devlet, daşını alkışlarla karşıladı. Ben Uğur Mumcu suikastını gerde o kalabalığın arasındayçekleştirenleri bulup adalete dım. O sırada çalan türküteslim etmedi. Nedenini binün “Ankara’nın taşına bak, liyoruz. gözlerimin yaşına bak, Uyan “Ben, Atatürkçüyüm... uyan Gazi Paşa, şu feleğin Ben, Cumhuriyetçiyim... işine bak” sözleri eşliğinde Ben, laikim... keder ile öfkenin birbirine kaBen, antiemperyalistim... rıştığı çok ağır bir hava vardı. Ben, tam bağımsız “Uğurlar ölmez, katillerden Türkiye’den yanayım... hesap sorulsun!” diyordu halk. Ben, insan hakları savunu500 bin civarında insanın ka cusuyum... tıldığı belirtilen kortejin arasın Ben, terörün karşısındayım... da yürürken, Uğur Mumcu’nun Ben, yobazların, hırsızlabenim için taşıdığı anlamı dü rın, vurguncuların, çıkarcılaşündüm. rın düşmanıyım. O güne kadar bazı toplantıDün sabaha değin, araştılarda konuşmalarını dinlemiş rarak yazdığım hiçbir konutim, kitaplarını eksiksiz oku yu yalanlayamadınız. Öyleymuştum ama şahsen hiç ta se vurun, parçalayın! nışmamıştım. ÇocukluğumHer parçamdan benim gidan beri her gün eve alınan biler, beni aşacaklar doğaCumhuriyet gazetesinde me caktır” dediği için... rakla baktığım ilk köşelerdenDevlet, namus borcunu ödedi Gözlem. medi. Öncelikle bugün Uğur Mumcu’yu ve diğer demokrasi, Cumhuriyet ve yurtseverlik şehitlerimizi analım. Bu ülkeye büyük değerler kattılar. Hepsi, işlerini mükemmel yapan insanlardı. Bunu bir okurum gönderdiği mesajında anımsattı. Durumu olabildiğince gerçekçi saptamak, yarına bakarak olabilecekleri öngörmek, bağnazlıktan uzak durarak bağımsız ve dik durmak, şüphesiz ki yurtseverlik, dayanışmacılık ve gerçekleri alabildiğine savunmak, 90’ların o karanlık dönemlerinde ve dahası sonrasında bir biri ardına yitirdiğimiz gazeteci, yazar ve aydınlarımızdan bizlere kalan en önemli mirastır. Bunlara sahip çıktığımız sürece hepsinin anısını yaşatmış olacağız, bayrağı da bizden sonrakilere böyle devredeceğiz. Karanlık dönemler hiç bitmedi 2000’li yıllarda Hablemitoğlu öldürülmüş, Yarbay Ali Tatar utancından intihar ettirilmiş, onlarca insan, İstanbul halkının belediye seçimlerinde ağır bir yenilgiye uğratarak kent dışına attığı Binali Yıldırım’ın bugün bile hiç sıkılmadan savunduğu kumpas davalarında hapishanelerde ölüme terk edilmiştir. İnsanların onurlarıyla beş yıl oynanmış, sonra ellerine üçer beşer yüz bin lira sıkıştırılarak pardon denmiştir. Ülkemizde aydınlatılmamış siyasi cinayetler bir şekilde sürmektedir. Arkasında devlet güçlerinin olduğu Uğur Mumcu’lardan bize kalan miras ve bitmeyen karanlık dönemler tahmin edilen olayların kapağı açılamamaktadır. Tahir Elçi olayı bunlardan önde gelenidir. Yaşanan pek çok kitlesel bombalı katliamların, özellikle 2015 öncesi ve sonrasında, siyasi sorumlulukları sorgulanamamaktadır. Siyasi iktidar (gazeteci kılıklı yardakçıları tarafından) neredeyse hemen her şey, 2014’e kadar eller üzerinde tutulan, el ayak öpülen, göklere çıkarılan en önemli ve büyük ortak FETÖ’ye fatura edilerek olaylardan sıyrılmaya çalışılmaktadır. Oysa iktidar içinde ve eteklerinde, FETÖ’nün tüm sorumluluklarını paylaşanlar el bebek gül bebek siyasetin önemli figürleri olarak yaşamakta ve ülke hayatına damgasını vurmaktadır. ‘Öfkeli tepkisel gençler’ Meslektaşım Orhan Uğurlu, Gelecek Partisi yöneticisi Selçuk Özdağ, programcı Afşin Hatipoğlu, peş peşe, kendilerine ülkücü denen kişilerin öldüresiye saldırılarına uğradı. Daha önce de benzer saldırılar yaşamıştık. Bu saldırıların belirli siyasi merkezlerce özendirildiği açık. Burada iktidara da bu saldırıların siyasi sorumluluğu ve faturası söz konusu. Saldıranlara adeta “öfkeli tepkisel gençler” gözüyle bakılıyor. Ama iktidar sahiplerinin kısa dönemde bu faturanın etkilerini düşündüklerini hiç sanmayın. Bu durum, AKP içinde ciddi siyasi farklılaşmalara neden olsa da kimisi rahatsız görünse de asla feda edemeyecekleri bir birleşik yapıyı sürdürmenin dayanılmaz zorunluluğu içindeler. İktidar paylaşımı ve bedel ödemek böyle bir şeydir. Uysak mı uymasak mı? Aynı farklılaşma, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymak mı, uymamak mı konusunda da net görülüyor. Yargı üzerinde egemenlik, Saray’ın asla ve hiçbir zaman vazgeçemeyeceği bir sürekli iktidar konusudur. Bunu, İstanbul’daki başsavcının jet hızıyla Yargıtay’a, orada bir dosya bile açmadan ve koltuğuna oturmadan Anayasa Mahkemesi’ne aday olarak gönderilme olayında da net görüyoruz. Tüm atanma Saray’ca kotarılmıştır ve Anayasa Mahkemesi’ne atanarak süreç noktalanmıştır. Kör parmağım gözüne dercesine bu kadar açık seçik oynanan bir oyun bile, ülkede siyasetin yargı üzerindeki güdümüne ve yargının da güdülenmeye çok çok açık yapısına net göndermeler yapmaktadır. Adalette, yargıda reform mu dediniz? Göstermelik şeyler yaşarız, ama tayin edici, belirleyici şeyler asla yaşamayız. Gerçek kayınca ellerden Aklıma yine 17 Ocak’ta yazdığım, “ABD’nin en güçlü yönü ne? Ya bizim yargı sistemiz?” başlıklı yazı geldi. Eh, beşinci sınıf “demokrasicilik ve adaletçilik oyunu”ndan daha fazla ne bekleyeceğiz ki?! Yargısızlık ve adaletsizlik de karanlık dönemin sürdüğünü gösteren, aslında bugünün üst yapısallık özelliğidir. Ve en zor olan da bu yapıdan ülkenin kurtulmasıdır. Ülkemizde uzun yıllardır gerçeğin egemenlik alanının kaymış olduğu zamanları yaşıyoruz. Bakalım ne kadar sürecek. Uğur Mumcu’ların aydınlatma bayrağını devralan kaç nesil daha görecek bu ülke! İBB müfettişleri geçmiş döneme ait dosyalar üzerinde inceleme yürütüyordu Dosyalara el koydu İçişleri Bakanlığı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Teftiş Kurulu tarafından üzerinde inceleme yapılan Kiptaş’ın önceki dönem dosyalarına el koyduğu ortaya çıktı. İlk dosyada, başkanlığını eski AKP milletvekili TuHAZAL OCAK ran Kıratlı’nın yaptığı Bilim ve İnsan Vakfı’na, Kiptaş’ın 2 taşınmazının 49 yıllığına bedelsiz tahsisi inceleniyordu. Taşınmazların şu anki kirası aylık 124 bin 905 lira. Diğer dosya ise Hürriyet Mahallesi “Kentsel Dönüşüm projesi”ne ilişkin. İki dosyanın da akıbeti İçişleri Bakanlığı’nın incelemesi sonrasında belli olacak. Yetki yok devir var Bakanlığın el koyduğu ilk dosyaya göre Kiptaş’a ait biri Pendik Aydos Mahallesi’nde diğeri Başakşehir İkitelli Mahallesi’nde yer alan toplam 2 yurt binasının Bilim ve İnsan Vakfı’na tahKİPTAŞ’ın usulsüzlük ve yolsuzluk şüphesiyle incelenen dosyalarında 2 taşınmazın bedelsiz devri ve Nas Yatırım Gayrimenkul’e 15 milyon TL’lik aktarım var. sis şöyle gerçekleşti: “Kiptaş ile Bilim ve İnsan Vakfı arasında 2008 yılında yurt binaları için kira başlangıcı 3 bin lira bedelle sözleşme imzalandı. Kira sözleşmeleri devam ederken söz konusu Vakıf 2017 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile vergi muafiyetinden faydalanan vakıf statüsü kazandı. 23 Ekim 2018 tarihinde Bilim ve İnsan Vakfı Başkanı avukat Turan Kıratlı’nın imzasıyla Kiptaş Genel Müdürlüğü’ne bir yazı yollandı. Yazıda vakfın vergi muafiyetinden faydalanan vakıf statüsü kazandığı anımsatıldı ve kira sözleşmelerinin feshedilerek öğrenci, yurt ve eğitim hizmetlerinde kullanmak üzere yurt binalarının 49 yıllığına bedelsiz olarak vakfa tahsisi istendi. Bu talep üzerine 29 Kasım 2018 tarihinde Kiptaş Yönetim Kurulu bu taşınmazların bedelsiz olarak aynı vakfa tahsis edilmesine karar verdi. Kararda dönemin Kiptaş Müdürü İsmet Yıldırım’ın da imzası var. Yıldırım şu an Ümraniye Belediye Başkanlığı yapıyor.” Kiptaş’ın bir vakfa 49 yıllığına bedelsiz tahsis yapabileceğine yönelik bir hükmün bulunmadığı belirtildi. Şu an Pendik’te bulunan yurt binasının aylık kirası 69 bin 905 lira, Başakşehir’de bulunan yurt binasının aylık kirası da 55 bin lira olarak hesaplanıyor. İmarsız sözleşme İBB Teftiş Kurulu’nın soruşturma açtığı, İçişleri Bakanlığı’nın el koyduğu diğer dosya ise Kâğıthane Hürriyet Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi hakkında. Hürriyet Mahallesi, “Kentsel Dönüşüm Projesi” kapsamında Nas Yatırım Gayrimenkul ile arsa sahipleri arasında gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri (KKS) imzalandı. 19 Mart 2018 tarihinden sürece Kiptaş dahil oldu. Kiptaş ile söz konusu şirket arasında “Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Sahipleri ile İmzalanmış Sözleşmelerdeki Tüm Hakların Devrine Dair Sözleşme” imzalandı. Sözleşme bedeli 26 milyon 780 bin 832 lira + KDV olarak belirlendi. KİPTAŞ’ın sözleşme bedelinin yarısından fazlasını Nas Yatırım Gayrimenkul’e yükümlülüklerini yerine getirmeden ödendiği belirtildi. Kiptaş şirkete 15 milyon 800 bin TL ödeme yaptı. Sözleşmelerin Nas Yatırım Gayrimenkul tarafından alınmamış bir imar planı üzerinden hazırlanan projeye istinaden yapıldığı yurttaşlara adeta “hayal satıldığı” öğrenildi. Kiptaş, 31.12.2019 itibarıyla sözleşmeyi feshetti. Ancak Nas Yatırım Gayrimenkul Kiptaş’a alacak davası açtı. DAYANIŞMA Belediye gelirlerine göz diktiler CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, belediyelerin genel bütçeden aldıkları paylarla ilgili kesinti oranlarının Cumhurbaşkanı kararı ile artırıldığına dikkat çekerek “Vergi gelirlerinde yüzde 40 kesinti yapılan belediyeler için ilave yüzde 10, yüzde 25 kesinti yapılan belediyeler için de ilave yüzde 25 kesinti uygulanacak” dedi. Kaynak için israftan vazgeçilmesini isteyen Torun, “Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervini har vurup harman savuran iktidar, boşalan kasaya kaynak bulmak için belediyelerin gelirlerine göz dikmiştir” diye konuştu. l SARP SAĞKAL / ANKARA Basın İlan Kurumu’nun belgeli haberleri nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi’ne uyguladığı resmi ilan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ediyoruz. Haber alma özgürlüğümüz için C’in yanındayız. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ (MÜLKİYE) 1974 MEZUNLARI KILIÇDAROĞLU TELEFONDA KONUŞTU Zeydan Karalar Apartman görevlilerine ‘söz’ verdi Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda toplumun güvencesiz kesimlerinden apartman görevlileri ile bir araya geldi. Karalar’ın toplantısına görüntülü telefon bağlantısıyla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. Kılıçdaroğlu, apartman görevlilerinin sorunlarını TBMM’de dile getireceğini belirterek “Ben, kimsesizlerin kimsesi olmaya kararlıyım. Ben sizin dertlerinizi öğrenmek istiyorum. Sizden yaşadığınız sorunları dinlemek istiyorum” dedi. Karalar ise dezavantajlı çalışan gruplar içinde en fazla mağdur olan kesimin apartman görevlileri olduğunu kaydederek “Türkiye’de zor durumdaki emekçilerle bir araya gelen ve iktidar olunması halinde, sorunların giderileceğini söyleyen tek lider Kılıçdaroğlu” dedi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle