17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 AĞUSTOS 2020 CUMA Kaz Dağları’nda çöp alarmı Balıkesir’in Edremit, Havran ve Çanakkale’nin Yenice, Bayramiç ilçeleri dahilinde yer alan Kaz Dağları, piknikçilerin ve kampçıların doğaya bıraktığı çöpler yüzünden kirlilik alarmı veriyor. Biriken çöpler yüzünden birçok doğal güzellik evsel atıklar ile kirleniyor. Kaz Dağları’ndaki çöp kirliliğine dikkat çekmek isteyen Kaz Dağları Gezginleri Grubu düzenledikleri çevre temizlik kampı ile yatılı olarak kaldıkları Kaz Dağları’nda gönüllü olarak bırakılan çöpleri temizledi. l İHA ATOM BOMBASININ 75. YILI Hiroşima artık barış sembolü İZMİR/MENDERES ÇANAKKALE/AYVACIK İSTANBUL/AYDOS Yaşatmak mümkün Japonya’nın Hiroşima kenti, ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nın sonlarındaki atom bombası saldırısında ölen 140 bin kişiyi anıyor. Kentin belediye başkanı Kazumi Matsui, saldırının 75’inci yıldönümünde dünyaya birlik olma ve bencil ulusalcılığı reddetme çağrısı yaptı. Başbakan Şinzo Abe ile Barış Parkı’nda bombadan sağ kurtulanlar ve torunlarıyla bir araya gelen Matsui, “6 Ağustos 1945’te kentimizi tek bir atom bombası yok etti. O dönemde söylentilere göre ‘75 yıl boyunca burada hiçbir şey büyümeyecek’ diyordu. Ve yine de Hiroşima iyileşti ve bir barış sembolü haline geldi” ifadelerini kullandı. Matsui, Japonya’nın nükleer silah sahibi ülkelerle nükleer silahı olmayan ülkeler arasında bir arabuluculuk rolü üstlenmesi gerekti ğini ifade etti. Başbakan Abe ise Hiroşima’nın 75’inci yıldönümünde yaptığı açıklamada, BM anlaşmasına değinmedi. Ancak Abe, “Atom bombasının kurbanı olan tek ülke olarak Japonya’nın nükleer silahların ortadan kaldırılması için çaba göstermesi bir yükümlülük” dedi. Silahlar daha tehlikeli BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de bir video mesajıyla Hiroşima kurbanlarını andı. “Bölünme, güvensizlik ve eksik diyalog, dünyayı dizginlenemeyen bir nükleer yarışa geri dönmekle tehdit ediyor” diyen Guterres, nükleer silaha sahip olan ülkelerin silahlarını modernize ettikleri ve daha tehlikeli silahlar ve nükleer başlıklar geliştirdikleri uyarısında bulundu. l Dış Haberler DEPRESYONDAYIM ABD’de toplumsal sorunlar ve ırkçılık karşıtlığı gibi meselelerde bir kanaat önderine dönüşen eski first lady Michelle Obama, depresyona girdiğini söyledi. Podcast yayını yapan Michelle Obama, koronavirüsü salgını, ülkedeki ırksal sorunlar ve Trump yönetiminin “ikiyüzlülüğü” nedeniyle iyi hissetmediğini söyleyerek, “Bir tür düşük yoğunluklu depresyonla karşı karşıya olduğumu biliyorum. Sadece karantina yüzünden değil, ırksal çekişme ve bu yönetimin ikiyüzlülüğünü her an izlemek cesaret kırıcı” diye konuştu. Michelle Obama, uykusunun etkilendiğini ve “bir şeylerden kaygı duyduğu veya üzerinde ağırlık hissettiği” için geceleri uyandığını anlattı. Michelle Obama Ülkedeki ırkçılık karşıtı protestolar karşısında Trump yönetiminin aldığı tavrı da eleştiren Michelle Obama, her gün siyah bir vatandaşın insanlık dışı muameleye tabi tutulduğunu veya yalan yere suçlandığını, bu durumun da kendisini çok yorduğunu anlatıp “Bu, hayatımda bir süredir hiç hissetmediğim bir ağırlığa yol açtı” dedi. Türkiye’nin oksijen kaynağı ve akciğerleri ormanlar, yangın tehdidiyle yüz yüze. Resmi istatistiklere göre son 5 yılda yaşanan orman yangınlarının yüzde 87’si insan kaynaklı nedenlerle gerçekleşti. Onlarca futbol sahası büyüklüğünde orman alanı yandı. Orman yangınlarını, etkilerini, nasıl ÇEVRE önlenebileceğini ve geri dönüşü olup olmadığını Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Erdoğan Atmış, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlarla konuştuk. Uzmanlar, etkin ve doğru mücadeleyle ormanları yaşatmanın mümkün olduğu görüşünde. ‘ORMAN YANGIN ALARMI’ ILAN EDILMELI Kuzey Ormanları Savunması’ndan Başar Toros: Son yıllarda madencilik, altyapı, enerji, inşaat ve orman endüstrisi gibi sektörlerin şantiyesi ve hammadde deposu olarak ağır tahrip içinde kalan ormanların geri kalanı da büyük oranda “tabiat parkı” ve benzeri isimler altında ranta açılarak yoğun insan baskısına maruz kalıyor. Özellikle sıcaklık/nem/rüzgâr açısından en riskli dönem olan hazirantemmuzağustos aylarında, yangınların çıkmasının önüne geçecek tedbirleri içeren bir “Orman Yangın Alarmı” ilan edilmesi zorunlu bir hal almıştır. Orman Yangın Alarmı aylarında ormanlar denetimsiz girişlere kapatılmalıdır. Ormanların tabiat parkı gibi adlar altında ticarethane yapılmasına son verilmeli, ormanlar araca ve mangala kapatılmalı, toplumun mesire ihtiyacı için yeni yeşil alanlar oluşturulmalıdır. ‘MIRASA SAHIP ÇIKMALIYIZ’ Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül: İklim krizinin derinleşmesi, ormanları da yangınlara karşı daha kı rılgan hale getirdi. Ormanları tehditlere karşı koumak için, yangın öncesi ve sonrası geniş çaplı önlemlere ihtiyaç var. Ormanların maden, altyapı vb. projelerine yönelik tahsisinin kaldırılması, muhafaza ormanları bölgelerinin sayısının artırılması ve bölgelere uygun türler gözetilerek kapsamlı bir ormanlaştırma politikasının başlatılması büyük önem taşıyor. Çanakkale bölge sakini avukat Ali Furkan Oğuz: Yanan orman alanları, vasfını yitirmiş araziler olarak asla değerlendirilmemeli Ali Furkan ve ağaçlandırılması yaOğuz pılmalı. Ağaçlar ve ormanda yaşayan tüm canlılar bizim doğal mirasımız. Ne yazık ki ormanları yitirmemiz yalnızca yangınla olmuyor. Dev maden sahaları yaratabilmek adına ciddi anlamda ağaç kesimi ve doğa tahribatı yapılıyor. Tonlarca ağır maden içerikli toprak yeryüzüne çıkarılıyor ve ormanlık alanlar yitiriliyor. Anayasa madde 56’dan doğan çevreyi koruma hakkı ile doğasına ve yaşamına sahip çıkanlar ise hukuka aykırı olarak göz altına alınıyor ve haklarında hukuka aykırı olarak cezai işlem uygulanıyor. Hepimizin yaşam hakkı için mirasımıza sahip çıkmalıyız. WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı): İklim krizinin etkisiyle hassaslaşan doğa, yeni tip orman yangınları riskiyle karşı karşıya bulunuyor. 1937 yılından günümüze kadar yaklaşık 111 bin adet orman yangını yaşanırken bu yangınlar sonucunda 1 milyon 690 bin hektar orman alanı yandı. Son 20 yılda ise ortalama 7 ile 10 bin hektar arasında orman yangını yaşamaktayız. TEMA VAKFI: Türkiye’de, istatistiklere göre son 5 yılda yaşanan orman yangınlarının yüzde 87’si (adet olarak) insan kaynaklı sebeplerle gerçekleşti. Yine resmi verilere göre insan kaynaklı yangınlar sebebiyle tahrip olan orman alanlarının oranı yüzde 98 (yüzde 54’ü piknik ateşi, çoban ateşi, sigara, anız yakma gibi ihmaller; yüzde 40’ı faili meçhul; yüzde 4’ü kasıt). Orman yangınları ormana zarar veriyor. YAPILAŞMA KOLAYLAŞTI Prof. Dr. Erdoğan Atmış: Orman yangınlarının hepsini önlemek mümkün değil. Fakat orman yangınların sayısını azaltmak ve yanan alanların miktarını düşürmek müm Erdoğan Atmış kün. Bunun için orman yangın, riski olan yerlerde ormanların bakımını iyi yapmak gerekiyor. Son yıllarda orman alanlarındaki yapılaşmaların kolaylaştırılması, ormanlarda yapılan turistik tesisler ve rekreasyon alanları, enerji iletim hatları vb. tesislerle ormanların yangın konusunda daha büyük bir risk altına girdiğini görmek gerekiyor. ‘Orman yeniler’ Yanan alanların hemen ağaçlandırılması gerektiği konusunda bir baskı oluşuyor. Oysa ormana bu tür müdahaleler ormanın ekolojik yapısını daha da bozma riski taşıyor. Bunun yerine yanan alanın sınırları ormancılık örgütü tarafından tel örgüyle çevrilip bir yıl beklense o ormanın kendini o süre içinde onarma ihtimali var. Çünkü orman ekosistemleri biz insanlar yokken de kendini milyonlarca yıl var etmiş. Eğer o orman bir yıl içinde kendine gelmezse ormancılık örgütü tarafından başarıyla tohum atarak veya tekrar fidan dikerek tekrar ormanlaştırılabilir. Zaten ormancılık örgütünün bunu yapması anayasa gereğidir. Ormanların yaşadığı yangından çok daha büyük tehlikeler var. Ülke ormanların turizm, enerji, ulaşım, eğitim, madencilik vb. nedenlerle ormancılık dışı amaçlar için kolayca tahsis ediliyor. Türkiye’de şu ana kadar 700 bin hektar orman alanı orman ormancılık dışı amaçlara tahsis edilmiş. Bu miktar her yıl hızla artıyor. 20042018 yılları arasında orman yangınlarıyla yanan orman alanı yılda ortalama 8 bin 235 hektarken, bu tür ormancılık amacı dışında tahsis edilen orman alanları yılda ortalama 28 bin 333 hektar. Yani orman yangınlarının 3.5 katı. Salihli’ye bağlı köylerdeki yurttaşlar biyogaz enerji santralına karşı mücadele ediyor ‘Şehirdekiler de aç kalacak’ ANTARKTİKA’DAN SEVİNDİREN HABER İmparatorların yeni yuvaları bulundu Güney Kutbu’na ait uydu görüntülerinde imparator penguenlerine ait yeni üreme alanları tespit edildi. Avrupa Birliği’ne ait Sentinel2 uydusundan elde edilen görüntüler, Antarktika’da daha önce varlığından haberdar olunmayan 8 yeni üreme alanını ortaya çıkardı. Ayrıca varlığından kuşkulanılan ama emin olunamayan üç alanın daha kullanıldığı belirlendi. BBC Türkçe’nin haberine göre, deniz buzu üzerinde penguenlerin dışkılarının bıraktığı izlerden bulunan alanlar, imparator penguenlerin nüfusunun tahmin edilenden yüzde 510 fazla olabileceğini gösteriyor. Bu da Antarktika’da şu anda 278 bin 500 üreme yaşında penguen bulunduğu anlamına gelebilir. Uydu bulguları, Antarktika’da buzulların erimesi nedeniyle doğal yaşam alanları giderek daralan imparator penguenlerinin geleceği bakımından umut yarattı. l Haber Merkezi Manisa Salihli ilçesinde köylüler Ege Biyogaz Elektrik Üretim AŞ’nin yaklaşık 34.4 bin metrekare alan üzerine yapmak istediği biyogaz enerji santralı gübre üretim tesisine karşı mücadele ediyor. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel başkanlığındaki CHP heyet önceki gün köylülere destek ziyaretinde bulundu. Çapaklı köylülerinden Seray Kayış, tesisin tarım alanlarına zarar vereceğini belirterek, “Biz üretim yapamazsak şehirdekiler de aç kalacak” dedi. CHP Manisa milletvekilleri Özgür Özel, Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen, CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu ile partililer ilçeye bağlı Çavlu, Çapaklı ve Adala mahallelerini destek ziyaretinde bulundu. “Çapaklı biyogaz istemiyor” sloganı atan köylülere hitap eden Özgür Özel, “Çapaklı’daki kadınlar bilinçleriyle, farkındalıklarıyla tüm Türkiye’ye örnek oldular. Vali, kaymakam, jandarma komutanı biyogazın iyi bir şey olduğunu söylüyor. Ege Bölgesi’nin tüm hayvan dışkısının, gübrelerinin Çapaklı’da ku rulacak biyogaza taşınacak olmasına Çapaklı halkı karşı çıkıyor” dedi. Biyogaz enerji santralına günde 200 kamyonla 4 bin ton çöpün geleceğini iddia eden Özel şöyle devam etti: “Çapaklı ve çevre köyler kokuya katlanamayacak hale gelecektir. Almanya, İtalya, Fransa gibi birçok ülke artık kömür çıkartmıyorlar, kömür yakıp elektrik üretmiyorlar, çimento fabrikası kurdurmuyorlar. Burada biyogaz enerji santrali yapılırsa ileride dünyanın her yerinden çöpler gelmesi, buraya ciddi sıkıntı yaşatır. Kötü akan derelerden, hastalıklı bağlardan konuşmak istemiyorsak bu santrala izin vermemeliyiz.” ‘Tozu bile yetiyor’ Çapaklı’da yaşayan Seray Kayış da “Köylülerin bu topraklarda domatesleri, salatalıkları ve farklı mahsulleri var. Kamyonların gelirken kaldırdığı tozlar bu mahsullere zarar vermeye yetiyor. Çiftçiler sürekli ilaç atmak zorunda kalacak. Sadece mahsuller değil, biz de, çocuklarımız da zarar görecek. Kokudan, dumandan etkilenerek hasta olacağız” dedi. l MANİSA / Cumhuriyet Caretta yuvalarına arazi aracı girdi Türkiye’deki en önemli Caretta caretta türü denizkaplumbağası üreme alanlarından Antalya’nın Kemer ilçesindeki Çıralı Turizm Bölgesi’ndeki bazı koylara giren arazi araçlarının yuvalara zarar verdiği tespit edildi. Ulupınar Çevre Koruma, Geliştirme ve İşletme Koope ratifi üyesi Habip Altınkaya, kontroller sırasında Maden, Tekirova Bükü, Beycik Bükü ve Boncuk Bükü koylarına arazi araçlarıyla girildiğini tespit ettiklerini belirterek “Büyük safari araçlarıyla koylara girilmiş. Havadan bakıldığında plaj traktörle sürülmüş gibi” dedi. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle