02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 31 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ HABER Devletin üst kademesinin verdiği bilgilerde 15 Temmuz gazisi sayısı her yıl değişiyor 500 kişilik bilmece SEFA UYAR 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçmesine karşın darbe girişiminde gazi olan kişi sayısı, her yıl farklı söyleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019’da gazi sayısının 2 bin 193 olduğunu belirtirken; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 15 Temmuz 2020’de, gazi sayısının 2 bin 734 olduğunu kaydetti. Aynı gün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise 2 bin 194 kişinin gazi olduğunu açıkladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın 15 Temmuz’a ilişkin açtığı sitede ise 2 bin 730 gazinin adı yer alıyor. Açıklanan gazi sayılarının arasında 500 kişilik fark olması ise dikkat çekiyor. 15 Temmuz darbe girişiminde 200’ü aşkın kişi şehit olurken, 2 bini aşkın kişi de gazi olmuştu. Darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçmesine karşın gazi sayısı, AKP yöneticileri ve devletin üst kademeleri tarafından her yıl farklı açıklandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 29 Temmuz 2016’da yaptığı açıklamada, 29 Temmuz itibarıyla 237 kişinin şehit olduğunu, 2 bin 191 kişinin de yaralandığını açıkladı. Erdoğan, 15 Temmuz 2017’de, yani darbe girişiminden bir yıl sonra ise 250 kişinin şehit olduğunu, 2 bin 193 kişinin ise gazi olduğunu belirtti. Ancak, Erdoğan’dan 5 ay sonra, Aralık YEGIN: OTOBÜSLERLE GÖTÜRÜP RAPOR ALDIRDILAR Ufuk Yegin 15 Temmuz gazisi Ufuk Yegin, 15 Temmuz’da yaralanıp tedavi gören ancak ilk başlarda gazilik başvurusunda bulunmayan bazı kişilerin, daha sonra hastane kayıtları ile gazilik başvurusunda bulunduğunu belirtti. Bu kişilerin sayısının az olduğunu söyleyen Yegin, İstanbul ağırlıklı olmak üzere AKP il ve ilçe teşkilatlarından bazı kişilerin, 15 Temmuz’da yaralanmamalarına karşın otobüsler ile hastaneye götürülerek rapor aldırıldığını öne sürdü. Yegin, şunları kaydetti: “Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi’ne, AKP il ve ilçe teşkilatlarından 3 minibüs kişinin getirildiği, doktorlara ‘rapor vereceksin’ dendiği ve hiçbir şeyi olmayan insanlara rapor verdirildiği yönünde duyumumuz var. Bu şekilde birkaç yüz kişiye gazilik verildiği belirtiliyor. Yine bazı il ve ilçe teşkilatlarında, birbirlerine yalancı şahitlik etmek suretiyle hastane raporu alan ve gazi ilan edilenlerin olduğunu biliyoruz. Bazı teşkilat yöneticilerinin ‘Ben istesem gazilik alırdım ancak dönüp bakmadım’ dediklerini duydum. Gazilik istenince alınan bir şey mi?” l ANKARA 2017’de, dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, 2 bin 703 kişinin gazi olduğunu açıkladı. Erdoğan’ın açıklamasının üzerinden 5 ay, darbe girişiminin üzerinden yaklaşık 1.5 yıl geçmesine karşın gazi sayısının yaklaşık 500 kişi artması dikkat çekmişti. Sayılardaki çelişki Kaya’nın, gazi sayısını 2 bin 703 olarak açıklamasından 7 ay sonra, açıklanan gazi sayısı bu kez azaldı. Dönemin AKP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan, 15 Temmuz 2018’de, 2 bin 194 kişinin gazi olduğunu söyledi. Ancak karışıklık bitmedi. Erdoğan, Nisan 2019’da yaptığı açıklama ile gazi sayısının 2 bin 193 olduğunu söyler ken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 14 Temmuz 2019’da, 15 Temmuz gecesi 2 bin 731 kişinin gazi olduğunu belirtti. Bakan ayrı sözcü ayrı Selçuk, 15 Temmuz 2020’de ise gazi sayısını 2 bin 734 olarak açıkladı. Ancak, aynı gün açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gazi sayısının 2 bin 194 olduğunu kaydetti. Öte yandan, mütevelli heyetinin 26 Aralık 2019’da Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla faaliyetine başlayan Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı, 1 Temmuz 2020’de yaptığı açıklama ile “nisan, mayıs ve haziranda biner lira maddi destek sağlanan 15 Temmuz gazisi sayısının 2 bin 734 olduğunu” belirtti. Cumhur başkanlığı İletişim Başkanlığı’nın 9 Temmuz 2020’de açtığı ve 15 Temmuz’a ilişkin bilgilerin yer aldığı sitede gazilerin adları paylaşıldı. Sitede, adı paylaşılan gazi sayısının 2 bin 730 olması ise dikkat çekti. CİMER’den yanıt yok Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 15 Temmuz gecesi kaç kişinin gazi olduğuna ilişkin CİMER üzerinden bilgi edinme hakkı kapsamında yapılan başvuruya 19 Ağustos’ta verdiği yanıtta, gazi sayısını açıklamadı. Yanıtta, kişisel verilerin korunması yasasını anımsatılırken, “Anılan kişilere ait bilgilerin; gazilerin kendileri, şehitlerin ise yasal temsilcilerinin açık muvafakati olmadan paylaşılmasına olanak bulunmamakta” denildi. Pakdemirli’nin danışmanı Benadam’ın, bakan adına atamalar yaptığı ileri sürüldü Tarımda ‘gölge bakan’ iddiası SENA YAŞAR Tarım ve Orman Bakanlığı’nda, Bakan Bekir Pakdemirli’nin yakın çevresinde olduğu belirtilen danışman Rıfat Tan Benadam’ın, bakanın elektronik imzasını taşıdığı ve Bakan Pakdemirli’nin yerine atamalar yaptığı, kararlar aldığı öne sürüldü. Bakan Pakdemirli, yasaya aykırı biçimde Destek Hizmetleri Daire Başkanı olarak Ecmel Ercan’ı atamış, tepkiler üzerine sessiz sedasız görevden almıştı. Ancak hakkında FETÖ dosyası da bulunan Ecmel Ercan’ın hâlâ bakan görüşmelerine katıldığını, yetkisiz biçimde görevlendirme yaptığını ve hâlâ bakanlık lojmanında oturduğunu Cumhuriyet gündeme getirmişti. Ercan gibi Bakan Danışmanı Rıfat Tan Benadam’ın da usulsüz yetki kullandığı öne sürüldü. Bakanlık kulislerinden edinilen bilgiye göre, Ercan ve Benadam’ın, bakanlıkta “her türlü işi kendi kontrollerinde” tuttuğu belirtilirken, Bakan Bekir Pakdemirli’nin elektronik imzasını da Benadam’ın daimi olarak taşıdığı kaydedildi. Benadam’ın, bakan adına atamalar yaptığı, bürokrat değiştirdiği ve baskı kurduğu, karar almada da yetki kullandığı öne sürüldü. Bakan danışmanlığının yanı sıra, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Yönetim Kurulu üyeliğine de atanan Tan Benadam, aynı zamanda “at yarışlarını” düzenlemek için oluşturulan Yüksek Komiserler Kurulu’nda yer alan 7 üyeden birisi olarak da görev aldı. Ayrıca, Tan Benadam’ın kardeşi Ali Benadam’a, geçen yıl Yüksek Komiserler Kurulu’na danışman kadrosunda görev verdiği de ortaya çıktı. İYİ Parti Milletvekili Fahrettin Yokuş, Tan Benadam’ın bakanlıkta “gölge bakan” olarak görev yaptığı iddiasını, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında gündeme getirmişti. Yokuş, geçen günlerde sosyal medyadan “Tarım ve Orman Bakanlığı’nda yasadışı işlerin çevrildiği iddiaları ortalıkta dolaşıyor. Bakan Bekir Pakdemirli’ye ait edevlet imzasını danışman Rıfat Tan Benadam tarafından kullanıldığı ve bu kişinin bakanlıkta her türlü operasyonu yaptığı söyleniyor. Soruyoruz, bakanlığı kim yönetiyor” paylaşımı yaptı. Yokuş’un, kısa süre içinde paylaşımını kaldırması dikkat çekti. Yokuş, sosyal medya hesabından, “Tarım ve Orman Bakanı usulsüz atama ile daire başkanı yaptığı, hakkında evrakta sahtecilik iddiası da olan Ecmel Ercan’ı neden koruyor? Hiçbir unvanı kalmamış olan bu şahıs hâlâ neden görev tahsisli lojmanda oturtuluyor? Tarım Orman Bakanlığı Pakdemirli’nin çiftliği mi” paylaşımı da yapmıştı. l ANKARA CHP İZMİR GENÇLİK KOLLARI KONGRESİNDE OLAY Deniz Yücel Gazetecilere ‘kavgayı niye çektin’ saldırısı CHP İzmir Gençlik Kolları kongresinde, 151 oy alan Burak Kotan yeni İl Gençlik Kolları Başkanı oldu. Rakibi Mert Anıl Akgül ise 143 oy aldı. Seçim sonucunun açıklamasının ardından partililer arasında tartışma çıktı. Kavgayı kaydeden basın mensuplarına tepki gösteren CHP’li gençler daha sonra gazetecilere saldırdı. Basın masası ve muhabirlere ait bilgisayarlar kırıldı. Muhabirler Oktay Güçtekin ve Tenzile Aşçı, 100. Yıl Polis Merkezi’ne giderek şikâyetçi oldu. Öte yandan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen de polis merkezinin önüne gelerek gazetecilerle görüştü ve bilgi aldı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi Başkanı Halil İbrahim Hüner yazılı açıklama ile saldırıyı kınadı. Gazetecilere yapılan saldırının kabul edilemez olduğunu ifade eden CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “Maalesef üzücü bir olay meydana geldi. Kamera kayıtlarına bakarak bunu yapanları tespit edip gerekeni yapacağız. Bu tür anlayışta olanların CHP ile bir ilişkisi olamaz. Gazeteci arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Gereğini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Doğu Akdeniz mesajı ‘Düşmanlarımıza hodri meydan’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Akdeniz’de yükselen gerilime ilişkin, “Girdiğimiz yolda her türlü bedeli ödemeye kararlıyız” dedi. Erdoğan, Ankara’da Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Harp Okulları Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Erdoğan, “Düşmanlarımıza ‘hodri meydan’ diyoruz. Biz mücadeleden kaçmayız, biz bu mücadelede şehitler, gaziler vermekten çekinmeyiz” diye konuştu. “Acaba şu anda Akdeniz’de karşımızda dikilenler de aynı fedakârlıkları göze alabiliyorlar mı?” diyen Erdoğan, “Yunan halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına gelecekleri kabul ediyor mu? Fransız halkı muh teris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden ödeyecekleri bedelleri biliyor mu? Girdiğimiz yolda her türlü bedeli ödemeye kararlıyız” ifadelerini kullandı. Erdoğan dün Roketsan Uydu Fırlatma, Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ile Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisi açılışına da katıldı. Erdoğan buradaki konuşmasında “Milli olarak geliştirilen sıvı yakıtlı roket motoru teknolojisinin ilk uzay denemelerine başlayacağımızın müjdesini vermek istiyorum” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin ilk deniz füzesi Atmaca’ya değinen Erdoğan, “Denizin birkaç metre üzerinden giden Atmaca radarla bile tespit edilemiyor. Sene sonuna kadar envanterimize katacağız” dedi. l ANKARA Yunanistan’a ‘Meis Adası’ tepkisi Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan’ın, Meis Adası’na askeri sevkıyat yapmasına yönelik, “Kıyılarımızın karşısında böyle bir provokasyonun amacına ulaşmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadesini kullandı. Adanın 1947 Paris Barış Anlaşması ile silahsızlandırılmış statüde olduğunu anımsatan Aksoy, basında yer alan haberler doğruysa bunun Yunanistan’ın hukuk tanımazlığının ve Doğu Akdeniz’deki gerçek niyetinin yeni bir göstergesi olduğunu vurguladı. Adanın statüsünde yapılmaya çalışılan gayrimeşru değişiklikleri reddettiklerini söyledi. l ANKARA HDP’DEN ‘AJANLAŞTIRMA’ İDDİASI Bakana ‘Bu çetelerin ardında kim var’ sorusu HDP İstanbul Gençlik Meclisi’nin, dün HDP İstanbul İl Başkanlığı’nda yaptığı açıklamada üyelerine dönük kaçırma eylemi ve “ajanlaştırma dayatmaları” olduğu kaydedildi. HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, “İstanbul’da 3 arkadaşımızın kaçırılması tehlikelidir. Devlet yetkilileri ve Süleyman Soylu’ya çağrımdır. Bu çetelerinin arkasında kim var? Arkasında olanları açığa çıkarın. Konunun takipçisi olacağız” dedi. l İç Politika CHP, hedef gösterilen Yıldırım’a sahip çıktı Hayatını kaybeden avukat Ebru Timtik için mesaj yayımladıktan sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Twitter’dan hedef gösterdiği CHP Avcılar Gençlik Kolları üyesi Mutlu Yıldırım’ın evine önceki akşam polis baskını yapılmıştı. CHP Avcılar İlçe Başkanı Erdal Nas konuya ilişkin “Bakan Soylu’nun hukuksuzca hedef gösterdiği üyemiz Mutlu Yıldırım’ın ifadeye gideceğini söylemesine rağmen polis evinde arama yaptı. Adil yargılanmanın olduğu bir yerde veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yoktur. İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu ve hukukçularımız ile birlikte ifade vermeye gidip sürecin takipçisi olacağız” dedi. l İç Politika TİP’ten Soylu’ya: Haddini bil Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay, sosyal medya hesabından 18 yaşındaki İpek Er’e ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlaması ile tutuklandıktan sonra tahliye edilen Musa Orhan’la ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu etiketleyerek paylaşım yaptı. Atay, “Sen bir seri tecavüzcüyü korudun, kolladın Süleyman Soylu. Hayatın boyunca her fırsatta yüzüne vurulması, asla unutmaman için uğraşacağız” diye yazdı. Soylu ise Atay’a, “Tecavüzcü PKK yöneticilerinin talimatıyla HDP’den milletvekili olan PKK ve DHKPC artığı; benden ‘tecavüz cü kollayıcı’ olmaz da senden tam tecavüzcü olur. Tuma’nın kollayıcısı. Dikkat yakalanma” yanıtını verdi. Tartışmaya ilişkin TİP’ten yapılan açıklamada “İkbali tek adamın iki dudağının arasında olan bir bürokratın görevi seçilmiş milletvekillerine hakaret etmek değildir. Türkiye’nin kadın katillerinin, tecavüzcülerin sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya dolaştığı bir ülke haline gelmesinde birinci derece sorumluluğu olan kişi Soylu’dur. İstifa etmeyi bile beceremeyen İçişleri Bakanı haddini bilmelidir” denildi. l Haber Merkezi Tan İnce, bir büyük başarı öyküsü Kendisini “icatçı” bilim insanı olarak görüyor. Bilimsel çalışmalarında “kesinliklerden” yana. Yapacağı işlerin bilim dünyasında farklı görüşlere ve tartışmalara yol açmasından hazzetmez. Bu nedenle bir “mühendis kafasına” sahip. İcatçılık, buradan, kesinlikten geliyor. Şüphesiz ki bir bilim insanı, ama özel. Bir yöntem geliştirici daha çok. Yani bilim insanlarının, tabii burada tıbbın çeşitli dallarında laboratuvar araştırmaları yapanların işlerini kolaylaştıracak, araştırma ve buluşlarını hızlandıracak yöntemden bahsediyoruz. Kendisi, öncelikle sıvı geliştirici! Bu da ne demeyin. Mesela elinizde çeşitli, diyelim ki kanser ve kök hücreleri var. Onları laboratuvar ortamında geliştirmek, büyütmek, uzun süre incelemek istiyorsunuz. Fakat Lab’da tutuldukları sıvı içinde fazla yaşayamıyorlar. Araştırmalarınızı derinleştiremiyorsunuz, hay Allah diyerek lanet okuyorsunuz. İşte o noktada imdadınıza Tan İnce yetişiyor. Acaba neden bu besi sıvıları hücreleri uzun süre yaşatamıyor, diye soruyor. Soru basit, ama yanıtı yok. Veya kimse sormamış veya sormuş ama kafa yormamış. Tan İnce, bakıyor, kullanılan sıvılar 1960’lardan kalma, içlerinde en çok 50 tane hücre besleyici canlı var. Demek ki bu maddeler yetersiz, eksikleri gideriyor, besleyici madde sayısını 85’e çıkarıyor. Sonra size dönüp diyor ki al şimdi tepe tepe aylarca çalış hücrelerinin üzerinde.. Kanserin şifresini çözmek Tabii tam böyle olmadı! Kendi amaçlarından biri kanser şifresini çözebilmek için gerekli teknolojik modelleri geliştirmekti. MIT’de çalışırken kanser hücresini normal bir hücreden genetik yöntemler kullanarak imal etti ve üretti. “Bu işi yapabilmek için her şeyden önce normal hücreleri laboratuvar ortamında yaşatmak gerekiyordu” diyor. “Bu amaçla bir sıvı icat ettim, 2000’li yılların başlarında o sıvıyla normal insan hücrelerini laboratuvarda aylarca yaşatmayı başardık. Bu da bize normal bir hücrenin içine değişik genler ekleyip kanser kök hücresi oluşturma olanağı verdi. Bu bir mühendislik yaklaşımıydı.” Bu sıvılar Tan İnce adını taşıyor şimdi. 15 ülkede 100’e yakın laboratuvar serumsuz hücre büyüten bu sıvıyı kullanıyor. Üstelik patentlenmiş. Aldığı ilk patenti de Amerikan kurumlarının başına vura vura kabul ettirme öyküsü var ki ayrı bir konu. Tan İnce ile yaptığım uzun söyleşinin tamamını, haftalık Herkese Bilim Teknoloji dergisinin (HBT) şimdi piyasada olan sayısında lütfen okuyun. Kim bu adam? Hacettepe’de tıp okudu, sonra eczacılık doktorası yaptı, ama gördü ki patoloji yapmadan hiçbir şeyi anlamlandıramayacak, patolojiye yöneldi, patoloji asistanlığı ile klinisyen oldu, bu arada da “kanser moleküler biyolojisini de eklemezsem bunların tamamen bütünleşemeyeceğini gördüm.” Şimdi New York’ta Methodist Hastanesi’nin Patoloji Bölüm Başkanlığı’na getirildi! Patoloji hayatının dönüm noktasında; hücreleri büyütüp onlara sadece mikroskopta baktığında, hücreler sağlıklı mı, sağlıksız mı anlayabiliyor. Bu nedenle icat ettiği sıvıya yeni bir besi maddesi ekleyip hücreleri içine koyduğunda, öğlenden sonra hücre yaşayacak mı, ölecek mi görüyor. MIT’de işe başladığında, bakmış ki meme kanseri üzerine yaptıkları araştırmalar için yanlış hücre büyütüyorlar, “Bunlar meme değil deri hücresi” diyor, kendisine “Daha iyisini biliyorsan sen yap” diyorlar! İyi bilim insanı seç! Her başarılı bilim insanının hayatında, başka başarılı bilim insanları vardır. Zaten Hacettepe’den ABD’ye giderken bir hocası ona “proje seçme, iyi bilim insanı seç” demiş, o yoldan ilerlemiş. Şimdi, kanser kök hücrelerini yaşatacak çalışmalar yapıyor. Çeşitli kanser türlerine özgün hücreler için ayrı ayrı sıvılar tasarlıyor. Bunlardan bir grup için denediği sıvı başarılı sonuçlar verdi. Diyor ki: “Kanserin kök hücresi, normal kök hücresi gibidir. Kanı nasıl kan kök hücresi yapıyorsa, kanseri de kanser kök hücresi ayakta tutuyor. Kansere karşı kullanılan ilaçlar, kanserin genelini hedeflediği, kanser kök hücrelerini pek hedeflemediği için kanser kesin şekilde iyileştirilemiyor, bir süre sonra tekrarlıyor, bu ilaçlarla kökü kurutulamıyor.” Amacı tıbbı bu sarmaldan kurtarmak! HHH İnce’nin çok sayıda patenti, 62 makalesi ve 12 bin civarında da referansı var. MIT’ye girişi bile bir büyük öykü! Tamamı HBT’de! Ha unutmadan, Tan’ın anası usta çevirmenimiz Ülker İnce, babası da Özdemir İnce! CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI OKTAY: Yeni sistemden geriye dönüş söz konusu değil Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin AA’ya açıklamalarda bulundu. Yeni sistemin hızlı karar alma ve esneklik sağladığını belirten Oktay, “Artık bu sistemin geri dönüşü diye bir şey söz konusu değil” diye konuştu. Parlamenter sistemde karşılıklı da bir denetlemenin söz konusu olmadığını savunan Oktay, “Artık yasamayla karşılıklı bir kontrol mekanizması var” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle