Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 29 AĞUSTOS 2020 CUMARTESİ HABER Muğla’da ‘Çiftçiye destek olacağız, sera kuracağız’ denilerek otel inşa ediliyor Otoriter rejimin iki seçeneği Türkiye’de otoriter bir rejim var. Ölçü çok basit: Bugün iktidarın, hukuka aykırı olsun ya da olmasın, yapmak isteyip de yapamayacağı bir şey var mıdır? Siyasal sistemde böyle bir frenleyici mekanizmanın olmadığını söylemek mümkün. Kuvvetler çoktan tekelleşti. Diğer yandan “isterlerse yapabilecekleri” şeyleri yapmamaları da ya zamana yaymaktan ya da toplumsal desteği düzenli ölçmek ve yönlendirmek arzusundandır. Demek ki kamuoyu basıncı, iktidar üzerinde sınırlı da olsa frenleyici bir güçtür henüz. Kamuoyu yaratmak için elleri epey güçlü. Medyadaki tekseslilik ve tekelleşme bunun uzantısı. İstediklerini tam olarak tartıştıramıyor olabilirler; ama istemedikleri şeylerin görünmesini, duyulmasını engelleyebildikleri kesindir. Sadece sosyal medyada tam hâkimiyet kuramadılar, o da yasaklarla yakındır. Araçlar dışında, meşruluğun, yani bir eylemin veya kararın toplumsal kabul görmesinin içeriğini belirlerken de önemli bir ideolojik üstünlüğe sahip iktidardaki ittifak: Her meseleyi dini ve milli kimlikle ilişkilendiriyorlar, bu içerikle haklı kılmaya çalışıyorlar. Ancak sadece ideoloji, propaganda yetmez. Bunlar yenmez, içilmez. Her otoriter rejim bu nedenle sağlam bir ekonomik zemine dayanmanın ya da sağlam bir ekonomiye kavuşulacağının “müjde”sini vermenin yollarını arar. Genelde doğal kaynaklar bakımından zengin ülkelerde buradan elde edilen gelirin belirli oranda toplumla paylaşılması, otoriter sistemin geniş bir karşı duruşla yüzleşmesini, hiç değilse bir süre, engeller. Ancak ya otoriter rejim; sahip olduğu ekonomik kaynaklar sayesinde değil de; yeni ekonomik kaynaklara ulaşmak için otoriter rejimin propagandasını yaparsa? Tarihte bunun kötü örnekleri çoktur. Bugün Türkiye’de karşı karşıya olduğumuz risk budur. İktidarın mevcut rejimi sürdürmek için ana arayışı, Akdeniz coğrafyasında askerileşmiş bir kaynak rekabetine yönelmektir. Bir yandan bu, yeni kaynakların elde edilmesiyle işlerin düzeleceği umudunu vermeye; diğer yandan da özellikle bölge devletleriyle askeri restleşmeye varan tarzıyla da milliyetçi kampanyaya desteği diri tutmaya yarar. Eğer bu ilk yol tutarsa; hem otoriter rejimin maddi tabanı genişler hem de iktidar siyasal İslamcı gündemini adım adım ilerletirken kendi etrafında İslamcı olmayan geniş bir destekçi ağını milliyetçi güdülerle toparlar. Kaynak bulunsa kötü mü? Hayır. Ancak otoriter rejimler bu kaynaklarla daha çok yolsuzluğa batar; ikincisi, askerileşmiş kaynak rekabeti için halkını cepheden cepheye sürer. Bu ihtimaller karşısında, muhalefet partilerinin tutumu nedir? Bir yandan Türkiye’nin kaynaklarda bağımsızlığını, hakkını almasını savunurken; diğer yandan bunun Akdeniz’de silahlanma yarışına dönüşmesine karşı tutum alınabilecek midir? Bir başka Akdeniz stratejisi, barışçıl dış politika hamlesi gündeme getirilecek midir? İktidarın Türkiye’yi Akdeniz’de yapayalnız bırakan dış politika yanlışları karşısında “önce politika” hamlesi yapılabilecek midir? Yoksa yine, “sessiz olalım, yıpranıyorlar zaten” tutukluğu mu? Ya ikinci yol? Gelelim iktidarın cebindeki ikinci seçeneğe. Diyelim ki kaynak elde edilemedi; otoriter rejimin maddi temeli daha da sarsıldı. İktidar anketlere baktı; AKP ile MHP toplamı yüzde 40’larda; Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı oyu da yüzde 45 civarında. Yani AKP hâlâ birinci parti ve Erdoğan hâlâ yüzde 45 desteğe sahip bir lider olarak yeni sisteme göre kaybetmeyi kabullenip iktidarı devredecek. Aklınız alıyor mu? Ne mi yaparlar? Anlatayım: Muhalefet partilerinin ısrarla ve neredeyse tek talebi ne? “Bu sistemi değiştirin”. Erdoğan anketleri görse; “Bütün partilere sesleniyorum: Gelin Türkiye’yi 2023’te yeni, sivil bir anayasaya kavuşturalım” dese; “Madem siz bu sistemi istemediniz; parlamenter sisteme de dönüyoruz” çağrısı yapıp destek istese; muhalefet partilerinin elindeki bütün itiraz kozları boşa düşmüş olmayacak mı? Olacak. AKP birinci parti olarak yine hükümet kuracak; Erdoğan kısmi tavizlerle yönetmeyi sürdürecek; büyük olasılıkla da AKP ile MHP açık koalisyona geçecek. Belki de ittifak genişleyecek. Muhalefet partilerinin, “başkanlık sistemi değişsin, biz bunda birleşiyoruz” mantığıyla ittifakın çerçevesini sınırlamasının altını Erdoğan’ın tek bir hamleyle boşaltabilmesinin mümkün olduğunu biz görüyoruz da, bunca parti, lider, kadro görmüyor mu? Sadece buna dayanarak siyaset yapılmaz. Biliyorum; “konuşmayalım, gündem değişir”. ‘Maskeli’ talan MUSTAFA ÇAKIR Doğal ve tarihi güzellikleriyle ünlü turizm kenti Muğla’da, orman alanlarına kurulan ve hiçbir zaman da dokunulamayan otellerin ardından “talana” kapı açabilmek için yeni bir yol daha buldular. Kentte son aylarda turizm bölgelerine yakın yerlere yapılan jeotermal arama ruhsatı başvuruları dikkat çekiyor. Asıl amaç ise başka. CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban, Fethiye’den Marmaris’e, Datça’dan Bodrum’a kadar turizm bölgelerine yakın yerlerin hedef alındığına dikkat çekerek “Önce ‘Çiftçiye destek olacağız, sera kuracağız’ deniliyor. Asıl amaç maskeleniyor. Girişimlerin hedefi, jeotermal kaynak bulunan arazilere termal otel yapmak” dedi. CHP’li Mürsel Alban, geçen aylarda pandemi koşullarında millet canıyla uğraşırken Fethiye Kayaköy Ölüdeniz SOYLU’YA SORDU leriyle ünlü Muğla’nın “yeraltı ve yerüstü zen CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde de 2015 ginliklerini ele geçirmek, halkın olan sahillerden başlayarak doğasını talan ve yağma etmek” için sü 2020 yılları arasında Muğla’da kaç rekli ve sistematik şekil Alban arama ruhsatı başvurusu yapıldığı, kaçına izin verildiği, ÇED süreçleri, işletme ruhsatı alan firmaların adları hakkında bilgi istedi. de girişimlerde bulunulduğunu söyledi. Alban, Muğla’nın çeşitli bölgelerine, “jeotermal enerji el de etme” adı altında sürek arasında jeotermal kuyu arama ruhsa li arama sondaj izni için tı almak için girişimde bulunulduğunu başvuru yapıldığını vurguladı. anımsattı. Bu yetmezmiş gibi şimdi de yine turizm bölgesi olan MarmarisHi Turizm etkilenecek sarönü ve Fethiye Yanıklar için giri Bu tür girişimi yapanların amacı şimlerde bulunulduğuna dikkat çeken nın enerji kaynağı bulmak değil, bir Alban, “Muğla ve civarı yandaş işadam biçimde Muğla’nın değerli toprakla larının iştahını kabartıyor. Fakat biz bu rına sahip olmak ve alınan ruhsatları ‘maskeli yağmaya’ geçit vermeyeceğiz” daha sonra başka amaçlar için kullan dedi. Alban, asıl amacın “termal otel” mak olduğunu kaydeden Alban, şöy olduğuna işaret ederek doğal güzellik le devam etti: “Değişik yerlerde keş fedilmeyi bekleyen birçok jeotermal kaynak olmasına rağmen, özellikle Muğla’da turizm alanlarına yakın yerlerde bu tür arama sondaj çalışmaları yapılmak istenmesi manidardır. Daha önce Muğla’nın birçok yerinde bu tür jeotermal enerji kaynağı arama çalışmaları için başvuruda bulunulmuş, son olarak Fethiye Kayaköy Ölüdeniz arası ve Yanıklar Mahallesi’nde bulunan alanların ardından yine Marmaris Hisarönü’nde jeotermal enerji kaynağı arama çalışması talebi gelmiştir. Bu alanlarda, günübirlik tesisler dışında yapılaşma yasağı olmasına rağmen sondaj çalışmaları sırasında bu yerlere şantiyeler kurulacak, arama ruhsatı ile dönümlerce alanın doğal örtüsü sıyrılacak ve çamur havuzu yapılacaktır. Sadece sondaj sırasında bile hidrojen sülfür gazından kaynaklanan koku bölgeye yayılacak ve turizmi olumsuz etkileyecektir.” l ANKARA Milli Piyango’nun devredilmesinin ardından oyunlarla ilgili soru işaretleri büyüdü Hep ‘kasa’ kazanıyor HAZAL OCAK Hale Gönültaş Zehra Özdilek Burcu Karakaş Zehra Özdilek ödülünü Christian Berger ve Nazmi Bilgin’in elinden aldı. ÜÇ KADINA ÖDÜL Birincilik ödülü “Zindaşti Bombası” haberiyle muhabirimiz Zehra Özdilek’e, ikincilik ödülü “Ezidi Hadiya’nın Huku Mücadelesi” haberiyle Gazete Duvar’dan Hale Gönültaş’a, üçüncülük ödülü ise “Türkiyede Kürtaj Hizmeti: Fiilen Yasak” haberi ile Deutsche Welle Türkiye servisinden Burcu Karakaş’a verildi. Muhabirimiz Özdilek ‘AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri’nde birinci oldu Büyük ödül ‘Zindaşti Bombası’na Muhabirimiz Zehra Özdilek’in uyuşturucu baronu İranlı Naci OLAYLAR VE GÖRÜŞLER >> HASAN KEMAL GÜR AKP’nin kariyer diplomatları tasfiye planı 2’de SALI 5 MART 2019 94. YIL SAYI: 34117 KURUCUSU YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARLARI NADİR NADİ (19451991) İLHAN SELÇUK (19922010) FİYATI 2.5 TL KKTC’DE 3 TL Cumhuriyet Kitapları’nda layık gören jüri üyelerine çok teşekkür ederim. Gazetem Cumhuriyet be Şerifi Zindaşti’nin skandal bir kararla tahliyesini konu alan “Zindaşti Bom Eski AKP milletvekili Kuzu’nun ‘tanımam’ dediği İranlı uyuşturucu baronuyla görüntüsü ortaya çıktı Zindaşti bombası nim için bir okul oldu. Beni her konuda destekleyen ve cesaret veren Ha bası” başlıklı haberi “Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri”nde birinciliğe değer bulundu. Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri dün sahiplerini buldu. Avrupa Birliği desteğiyle, Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı (BIRN) ile Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaklaşa düzenlediği ve Batı Balkanlar ile Türkiye’de nitelikli araştırmacı gazeteciliği desteklemeyi amaçlayan “AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri” töreni, Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde yapıldı. Koronavirüs sal KARANLIK GEÇMİŞ l İranlı Naci Şerifi Zindaşti’nin ismi ilk 24 Eylül 2007’de 75 kilo eroinle yakalanmasıyla gündeme geldi. l Ergenekon’da “gizli tanık” oldu, serbest kaldı. FETÖ tutuklusu ABD Konsolosluğu çalışanı Topuz’la görüştüğü belirtildi. l 2014’teki uyuşturucu hesaplaşmasında kızı ve şoförü öldürüldü. İntikam için 2 kişiyi yanlışlıkla infaz ettirdi. l Dubai’deki asıl tetikçiyi öldürmek için gönderdiği adamını polise yakalanmaması için Panama’da öldürttü. l Zindaşti’nin kızının ölümü nedeniyle suçladığı Orhan Ünğan’ın avukatı Kudbedin Kaya 2017’de öldürüldü. Burhan Kuzu HÂKİME BASKI İDDİASI FETÖ savcısı Zekeriya Öz’ün “gizli tanık” olarak kullandığı ve birçok cinayetin sanığı olan uyuşturucu baronu İranlı Zindaşti, 19 Ekim 2018’de skandal bir kararla serbest bırakıldı ve sırra kadem bastı. Tahliye kararı veren hâkim sürüldü. Zindaşti’nin bırakılmasında eski AKP milletvekili Burhan Kuzu’nun rolü olduğu iddia edildi. Naci Şerifi Zindaşti ‘BU ADAMLA İLGİM YOK’ CUMHURBAŞKANLIĞI Hukuk Politikaları Kurulu Üyesi Kuzu, Cumhuriyet’in ulaştığı görüntülerle ilgili olarak “Ben rahatsız olmam. Zindaşti ile ilgim olduğu doğru değil. Yemek yediğimiz adamın bu adam olduğunu sonradan hatırladım” dedi. Kuzu, Zindaşti’nin serbest bırakılmasında rolü olduğu iddiasını yalanladı. ‘BİR KEZ GÖRÜŞTÜM’ O DÖNEM “Ne o İranlıyı tanırım ne de o hâkimle görüştüm” diyen Kuzu’nun, Zindaşti ile görüntüleri ortaya çıktı. Kuzu, “bir kez” yemek yediklerini kabul ederek “2011 veya 2014... İşadamı olduğunu sanıyordum. Vatandaşlık için yardım istedi. Sıkıntılı adam olduğunu öğrenince görüşmedim” dedi. >> ZEHRA ÖZDİLEK 6’da 8 8 5 Mart 2019 MEB ile Hizmet Vakfı protokolünün örgün eğitime ilişkin bölümü durduruldu MART KADIN Kadın güçlendikçe gYınaırngeıddeniinycleisvınaırklıfasayıda konuk gördüğü şiddet arttı ELEŞTIRI yapan, eşitlik ve özgürlük talep edenlerin çok daha kolay suçlandığına dikkat çe ikleagperıçyeıklgeşötisritleenrdtöi kenBüşraErsanlı,“1990’lardanbuyanakarene, AB Dele dın hareketi örgütlü mücadelede ne den li önemli aşamalar kaydettiyse kadına yönelik MEB ile Hizmet Vakfı arasında “değerler eğitimi” verilmesine ilişkin protokol, Danış gasyonu Başkanı Büyükelçi Christi tay8.Dairesitarafındandur duruldu. Eğitim Sen’in başvurusu üzerine verilen kararda, eğitim öğretim hizmetinin ancak kamu görevlileri eliyle an Berger ile çok sayıda büyükelçi yürütüleceğivurgulandı. CİHATÇI BÖLGEYE BOMBA YAĞDI ABD savaş uçakları tarafından desteklenen, Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) şiddet de o denli arttı” diye konuştu. IKTIDARIN ötekileştirme üzerine kurgulandığı ülkede Ersanlı’ya göre, “öteki” kavramının kapsamı içinde en başta gelen ve en uzun süre var olan “öteki”nin adı kadın... Diğerleri ona ekleniyor. DANIŞTAY, protokolün anaya IŞİD’in elindeki son saya ve Türk Milli Eğitimi’nin AFP ve diplomatik temelilkevekurallarınaaykırı olduğunun altını çizdi. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Ay tekin Aydoğan, “Kararın uygu toprak parçası temsilci katıldı. Bağuz’atopçu ateşi yağdırdı. Öte yandan dün SDG’den Büşra Ersanlı >> ENVER AYSEVER’İN YAZI DİZİSİ >> 9’da operasyonun lanmasını bekliyoruz. Protokol “sivilleri korumak” Ödülünü AB Delegasyİoş cninuayeBtinadşekdeanı leridevamettirenlersuçişli yor” dedi. >> FİGEN ATALAY 8’de AKİF’İ ANLATACAK adına yavaşlatıldığı açıklaması geldi. >> 7’de DOKUZU KADIN 125 İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ MEB yine Büyükelçi Christian BergkeadrınvıneadGı yaok Diyanetdedi zete DİNCİ dernek ve vakıflar ABD Fırat’ı bırakmıyor la işbirliği yapan MEB, Meh met Akif Ersoy’u gençlere Diyanet eliyle anlatmaya hazırlanıyor. İstiklal Marşı’nın ciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in kabulüetkinliklerinde SURİYE’DE Fırat’ın doğusundan ABD’nin ne zaman çekileceği, ne kadar çekileceği üzerine müzake reler Ankara’da sürüyor. ABD tarafından nihayet Türkiye’ye bir taslak önerisinde bulunuldu. ÖNERİYE göre Suriye’de kalacak 200300 Amerikan askeri ile aynı sayıda Türk askeri Münbiç bölgesine konuşlanacak. Kalan bölgelerin ise boşaltılması önerisi tartışılıyor. >> SERTAÇ EŞ 6’da İŞÇİ Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne göre, şubat ayında en az 125 işçi yaşamını yitirdi. Ölenlerin 1’i çocuk, 9’u kadın, 3’ü göçmen. Çoğu zaman iş cinayetlerine kur ENFLASYON YÜZDE 19.6 Gıda fiyatı hâlâ yüksek Diyanet’in görev istediği ortaya çıktı. >> OZAN ÇEPNİ 8’de ARAP ÜLKELERİ, ESAD YÖNETİMİNE KAPIYI ARALIYOR >> 7’de eİzlimndiernyaalnaıntıÖvzedrielecke, k“Beni bu ödüle Soyer,bakanlığınkentmetrosuiçinayırdığıdüşükbütçeyetepkigösterdi: ban giden kadın sayıları istatistiklere bile girmiyor. KADIN iş cinayetlerinin yarısı trafik kazası sonucu yaşanıyor. Ölen kadın işçilerin çoğu sendikasız, en az yüzde 75’i ise kayıt dışı çalıştırılıyor. İşyerinde bir erkeğin şiddeti sonucu öldürülen kadınların sayısı artıyor. >> 10’da ŞUBAT enflasyonu geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19.67 arttı. Bu 2004’ten bu yana görülen en yüksek veri oldu. Gıda fiyatlarındaki yıllık enflasyon ise yüzde 29.25 oldu. >> 11’de ber Müdürümüz Murat Hantaş’a çok teşekkür ediyorum. Ödülümü cezaevinde tutuklu bulunan başta Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan olmak üzere tüm tutuklu gazeteciler adına alıyorum” dedi. Ödüle değer görülen haber, skandal bir kararla tahliye olduktan sonra kayıplara karışan İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti ile Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun ilişkisini belgeleyen fotoğrafı konu alıyordu. l İSTANBUL GÖZALTINA ALINDI İTİRAFÇI OLDU AKPMEDYA İLİŞKİSİ ÇIFTÇIYE TARIM DESTEĞIYüzde95’i kontrol ediyor CHP Bilim Platformu’nun çalışmasına göre Türki CHP’NİN İzmir adayı Tunç Soyer, seçimin gidişatının AKP’yi “telaş landırdığını” belirterek “İzmir’in KPSS sanığı Meşhur, yanı sıra diğer iki büyük il, An talya, Bursa ve Adana’daki tablo nedeniyle iktidar ciddi sıkıntıda” FAmaThreImHimam çTıktıABLOSU dedi.SoyerAKPadayınıda“mi safir” olarak niteledi. FETÖ’NÜN TSK’deki yapılanmasına yönelik yürütülen soruş BASINA TANITILDI ye haberlere güve ULAŞTIRMA Bakanlığı’nın İs turmada, 2010 KPSS davası sanıklarından eski öğretmen Ha nilmeyen 2’nci ülke. tanbul metrosu için 3.2 milyar, kan Meşhur’un “mahrem imam” olduğu ortaya çıktı. O dönem AKP medyanın yüzde 95’ini kontrol ediyor. CİNDORUK: EVREN BİLE MÜDAHALE ETMEDİ Ankara için 1 milyar, İzmir için ise yalnızca 30 bin lira ayırması ifadesinde, sorular çok kolay olduğu için karalama bile yapmadan çözebildiğini iddia eden Meşhur, ankesör soruşturma Yavaş, Sulu Tarım Halkla 7yılda468habere yayın yasağı getirildi. >> MAHMUT LICALI 8’de CHP İstanbul adayı İmamoğlu, eski TBMM Başkanı Cindoruk’u ziyaret etti. Evren’in bile 84 seçimlerine Erdoğan gibi müdahale etmediğini söyleyen Cindoruk, “Arkadaşlarımı İmamoğlu’na oy vermeye çağırdım. Size güveniyoruz. İstanbul’u kurtarın” dedi. >>5’te na tepki gösteren Soyer, “Bu büyük haksızlık. Hepimiz vergi veriyoruz. İzmir bunun gereğini yapacak” dedi. >> HAKAN DİRİK 5’te sında gözaltına alınınca itirafçı oldu. >> ALİCAN ULUDAĞ 12’de EŞCİNSEL POLİS İHRAÇ EDİLDİ >> SEYHAN AVŞAR 3’te C MY B buluşması Projesi’ni anlattı 6 Ekim’de olacak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Gölbaşı Karaoğlan’da bulunan belediyeye ait arazide başkentli çiftçilerle bir araya geldi. Modern tarım uygulamaları arasında yer alan “Sulu Tarım Projesi” hakkında bilgi veren ve yerli üreticileri dinleyen Yavaş, sulu tarıma geçmek isteyenleri destekleyeceklerini belirterek “İnşallah Ankara’daki bu ışık Türkiye’ye de yayılacak, yeniden tarıma dönülecek” dedi. Yavaş, yaklaşık 70 çiftçiyle görüş alışveriş inde bulundu. Gölbaşı Karaoğlan’daki arazinin sulu tarıma örnek olduğunu anlatan Yavaş, şöyle konuştu: “Kesikköprü’den gelen suyu 20 yıl, 50 yıl daha kullanabilmek için ayda birkaç defa boşuna akıtmamız gerekiyordu. Gerede suyu da gelse, orada 1 milyar dolarlık yatırım var. Onun boşa gitme mesi için akıtmamız gerekiyor. Biz de bu suyla, buradaki 1 milyon 300 bin dönüm arazinin sulanabileceğini söyledik. Bu yüzden ilk uygulamayı belediyenin kendi arazisinde yaptık.” ‘Yardımcı olacağız’ Sulu tarım modeline geçmek isteyen çiftçilere su desteği sağlayacaklarını da açıklayan Yavaş, şunları kaydetti: “Nerede, kim daha çok ek iş yapacaksa oraya su deposu yaparak sulu tarıma geçenlere su vereceğiz. Biz yol göstermeye çalışıyoruz. Burası güzel bir örnek oldu. Sizlerle bu işi daha da büyüteceğiz. Toprak tahlili ve ilaçlama dahil yardımcı olacağız. Ortak üretim tesisi kurarak her şeyinize yardımcı olacağız. Alım garantili tarıma başlarsak ülkemize bu şekilde faydamız olur.” l ANKARA / Cumhuriyet İtalyan ressam Gentile Bellini’nin atölyesinde 1480 yılında yapılan ve geçen aylarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından satın alınan Fatih Sultan Mehmet tablosu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından basın mensuplarına tanıtıldı. Tablo için Saraçhane’de düzenlenen tanıtım toplantısında İmamoğlu, eldivenlerini takıp özel ambalajında depodan salona alınan tabloyu gazetecilerin karşısında açtı. İmamoğlu, “Aydınlanmanın ya da devrimciliğin başka bir dünyasını aramaya gerek yok, kültürel bağlarını iyi sıralamak gerekiyor. Bu eseri buraya kazandırmak müthiş bir duygu. Tabii, İstanbul halkıyla buluşması lazım. İstanbullunun evi, Saraçhane’deki İstanbul halkına ait bu belediye sarayı. Biz, bu güzel portreyi, İstanbullularla bu salon da buluşturacağız. Buradaki çalışmalar da sonlandığında tabloyu İstanbul’un, İstanbulluların, vatanıyla özgür bir şekilde buluştuğu; Atatürk’ün, İstanbul’un tekrar millete ait olmasını sağladığı 6 Ekim’de, burada hemşerilerimizle buluşturacağız” diye konuştu. ‘Davet edeceğiz’ İmamoğlu, bir gazetecinin ‘’Devlet büyüklerine yönelik özel bir davetiniz var mı? Mesela Cumhurbaşkanı’nın gelip görmesini ister misiniz’’ sorusunu “Var. Devlet büyüklerine dönük bir takım çalışmamız olacağı gibi, vatandaşımızı da ayırt etmeden, saltanatın bugün yaşayan fertleri üzerinden de bir davetimiz olacak. Bazı fertleriyle görüştük. Çocuklarımıza da özel anlarımız olacak. Bu tür davetlerimizi paylaşacağız” diye yanıtladı. l İSTANBUL Milli Piyango’nun devredilmesi pek çok iddiayı beraberinde getirdi. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Ya vuzyılmaz, “Çekilişler deki şaibelerle Milli Pi yango adeta AKP’nin iş lettiği bir kumarhane ye dönüştü. 1 Ağustos 2020 tarihinden itibaren de bu kumarhane Yavuzyılmaz nin yeni ortağı Sisal Şanş oldu. Artık bu ku marhaneyi AKP ve Sisal Şans birlikte işleti yor. Altın kural yine geçerli, para her zaman kasada kalıyor. Kasa da ortak” dedi. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü’nün izleme ve denetimine ta bi olarak şans oyunlarının düzenlenmesi ne ilişkin iş ve hizmetleri yerine getirmek üzere Türkiye Varlık Fonu tarafından 10 yıl süreyle yetkilendirilen Demirören Holding Sisal ortaklığındaki Sisal Şans, 1 Ağus tos itibarıyla faaliyetlerine başladı. CHP’li Yavuzyılmaz, soru önergesi vererek Mil li Piyango’ya ilişkin süreci TBMM gündemi ne taşıdı. Yavuzyılmaz, önergesinde, sözleş menin süresinden şans oyunları ve çekiliş lerini izleme, denetim görevini hangi unvan ve kadrodaki kaç personeliyle, uygulamada nasıl yerine getireceğine kadar pek çok so ru sordu. ‘Çalışmaları eksik’ Gazetemize konuşan Yavuzyılmaz, televizyonda canlı yayın şartının sözleşmeye konmadığını belirterek “İnternet üzerinden yapılan çekiliş yayınlarının üzerindeki soru işaretleri ise geçerliliğini koruyor. Bilet veya kupon alarak şans oyunlarına katılan vatandaşların çekiliş salonunda bu çekilişleri canlı olarak izleyebilme hakkının güvence altına alınıp alınmadığı belirsiz. Sisal Şans’ın kullandığı yazılımları ve yaptığı çekilişleri denetlemekle görevli Milli Piyango yetkililerinin hile senaryolarını tespit etmek ve engellemekle ilgili bilgileri yetersiz, çalışmaları eksik” diye konuştu. ‘Olan vatandaşa oldu’ Milli Piyango’da belirlenen yeni sisteme de değinen Yavuzyılmaz özetle şu sözleri kaydetti: “Sayısal Loto’da önceden en az 3 bilene ikramiye verdiği, artık 2 bilene de ikramiye verileceği müjde diye verildi. Oysa bu bir kandırmacaydı. Çünkü daha önce tutturulması gereken 6 sayı 149 rakam arasındayken, bu rakamlar 190’a çıkarıldı. Yani eskiden 4 tutturmanın karşılığı, yeni sistemde 2 tutturmaya denk oldu. Eskiden 3 tutturmaya ödül verilirken yeni sistemdeki karşılığı olan 1.5 1 tutturmaya ödül var mı, hayır yok. Üstelik Sayısal Loto’nun 1.5 lira olan kolonu da 3 liraya çıktı. Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) 16.03.2020 tarihli yazısında, Sisal Şans’ın sözleşme süresince iki yıl üst üste veya herhangi üç yıl içinde taahhüdünü yerine getirememe durumunda sözleşmesinin feshedilmesi ve teminatının yanması gerekiyor. Sisal Şans, Milli Piyango hasılatını üç katına çıkaracağını taahhüt ederek şans oyunları ihalesini aldığından bu sorunu aşmak için zihni sinir bir çözüm buldu. Hasılatı artırmak için bilet ve kupon fiyatlarını artırıp tutturulması gereken sayıları da yaklaşık iki katına çıkardı. Olan yine vatandaşa oldu. Talih kuşunun tüyleri yolunuyor diyorduk, artık o da gitti, Sisal Şans’la birlikte akbabalar geldi.”