23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 26 AĞUSTOS 2020 ÇARŞAMBA 320/1 7 0 360/2 3 0 290/1 7 0 340/2 3 0 320/2 6 0 310/1 2 0 270/1 0 0 310/1 5 0 330/2 0 0 360/2 2 0 330/1 8 0 340/2 1 0 240/1 9 0 330/2 5 0 230/1 5 0 210/1 1 0 260/1 6 0 380/2 0 0 210/1 6 0 310/1 9 0 270/1 9 0 320/2 6 0 TARİHTE BUGÜN 1071: Büyük Selçuklu hükümdarı Alparslan komutasındaki ordu, Bizans ordularını Malazgirt’te yendi. Malazgirt Zaferi ile Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. 1920: ABD’de kadınlar ilk kez oy kullandı. 1922: Büyük Taarruz (Başkumandanlık Meydan Muharebesi) başladı. 1924: Türkiye İş Bankası kuruldu. Son konuşma İstanbul’dan gelen 3 kişilik aile arabada sele kapıldı. Betül Akgün’ün cansız bedeni bulundu. Giresun’da Betül Akgün’ün cansız bedeninin bulunmasıyla sel felaketinde yaşamını yitirenlerin sayısı 9’a yükseldi. Kayıp 7 kişiyi arama çalışmaları sürüyor. ‘Boğuluyoruz’ Dünkü aramalar sırasında kayıplardan Be tül Akgün’ün cansız bedeni 4 gün sonra Çal dağ Deresi’nde bulundu. Akgün ailesinin İstanbul’dan Giresun’a akraba ziyareti için geldiği öğrenildi. Baba Davut Akgün, anne Emine Akgün ve kızları Betül Akgün bura da sel suları na kapıldı. Se le kapıldıkları anlarda Emi ne Akgün’le telefonda gö rüşen kuzeni Kazım Tanrı verdi, o anla rı anlattı. Emi ne Akgün’ün kendisini aradığını ve yol Betül Akgün da kaldıkları nı bildirdiğini anlatan Tanrıverdi, “Bana ‘Ge lin bizi kurtarın’ dedi. Tekrar telefonla ara dılar ‘Bize yardım edin, kurtarın’ diye bağır dılar. Yeğenim Betül, ‘Sel sularında sürükle niyoruz’ dedi. Ben de ‘Araba geri gelmiyor sa inin, aracı terk edin’ dedim. İnemiyoruz araba taşa dayandı’ dediler. Yani sel arabayı sürükleyip taşa dayatmış. ‘Diğer kapıdan çı kın’ dedik, ‘Oraya da sel bastı açılmıyor’ de diler. Sonra ‘Cama taş vurmaya başladı, cam kırıldı içeri su alıyor, boğuluyoruz’ dediler. Sonra telefon kesildi, son sesleri bunlardı. Telefona ulaşamadık daha. Geldik ki su 2.5 metre yüksekten geçiyor” dedi. l Haber Merkezi ‘Beton TMMOB: Kaçak yapıları lobisi’ meşru hale getirdiniz Giresun’da can kaybı 9’a yükseldi, 7 kişi aranıyor Çalışma sürüyor Giresun’da Dereli, Doğankent ve Yağlıdere ilçeleri başta olmak üzere birçok bölgenin etkilendiği selde kaybolan jandarma personeli ile vatandaşları arama çalışmaları, helikopter desteğiyle devam ediyor. Sele araçlarında yakalanan ve kaybolan vatandaşların bulunması için AFAD koordinasyonunda, 4 bölgede arama çalışması yapılıyor. TireboluDoğankent yolunun 12. kilometresinde sele kapılan jandarma aracındaki personelin bulunması için iş makineleriyle çayda moloz kaldırıldı. Helikopter ve drone ile de havadan dere yatağı taranıyor. Arama çalışmalarında kadavra köpekleri de kullanılıyor. Ekipler farklı yerlerde dere yatağı boyunca suda arama çalışmaları yürütüyor. İzmir’den yardım eli İzmir Büyükşehir Belediyesi sel ve heyelandan etkilenen Giresun’un, İzmir’le kardeş şehir olan Tirebolu ilçesinde ihtiyaç duyanlara dağıtılmak üzere iki TIR dolusu yardım malzemesi gönderdi. TIR’lara 750 gıda kolisi, 500 hijyen paketi, sabun, deterjan, şampuan, tuvalet kâğıdı, kolonya, 5 bin maske, 50 takım çadır yüklendi. Malzemeler arasında çocuklar için ayakkabı, pantolon, çorap, tişört, mama, çocuk bezi ve battaniye de yer aldı. TIR’lar sabah saat 08.30’da Tirebolu’ya gitmek üze re yola çıktı. l İZMİR/Cumhuriyet Babaya veda Giresun’da meydana gelen sel ile ilgili açıklama yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası, plansız HES’lerin yapılması, dere yataklarının değiştirilmesi ve imar afları ile bu alanlardaki kaçak yapıların meşrulaştırılmasının doğa olaylarını birer afete çevirdiği vurgulandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıkların toplumun ihtiyaçları yerine beton lobisinin istem ve çıkarları yönünde hareket ettiği belirtilen açıklamada, imar, planlama, yapı üretim ve denetim, kentsel dönüşüm, çevre, orman, tabiat varlıkları koruma gibi kanunlarda yaptıkları değişikliklerle, kentlerin doğa kaynaklı afetlere karşı korumasız hale getirildiği ifade edildi. l Haber Merkezi ‘HES bitmeli’ CEMİL CİĞERİM Bölgeye giden CHP heyeti, afet bölgesindeki izlenimlerini Giresun İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısı ile paylaştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, “Doğanın düzenini bozarsanız doğa da karşılığını verir. AKP döneminde başta Karadeniz yaylaları olmak üzere pek çok alan talan edildi” dedi. Yağmurun gücünün önüne geçilemeyeceğini fakat can ve mal kayıplarının önüne geçilebileceğine vurgu yapan Öztunç, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Karadeniz İklim ve Eylem Planı’nda, bölgedeki ve dere yataklarındaki yapılaşmanın doğa olaylarına neden olacağının yazıldığını, buna rağmen hiçbir önlem alınmadığını ifade etti. Öztunç, “İklim krizini derinleştiren ormansızlaştırmadan vazgeçmeliyiz. Derelerin imara açılması ve çarpık kentleşme yanlıştır. En önemlisi de artık HES’lere son verilmelidir” dedi. ‘Suçlu CHP’ AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Giresun’da yaşanan sel felaketinden CHP’yi sorumlu tutarak “İlla suçlu aramak istiyorlarsa 20042009 arasında Dereli Belediyesi’ni yöneten CHP’ye baksınlar” dedi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak basın toplantısında Mehmet Özhaseki’nin “Herkes tabiatı tahrip ediyor. Tabiatı tahrip ettikçe tabiatın dengesi bozuluyor. Tabiat da dönüp insanoğlundan intikam alıyor” açıklamasını yorumlamış ve “Özhaseki kim? AK Parti’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı daha önce eski Çevre ve Şehircilik Bakanı. Dere yataklarına bu binalar yapılırken Özhaseki neredeymiş?” demişti. l İç Politika Giresun’daki sel felaketinde şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Burak Tok (30), memleketi Gümüşhane’nin Köse ilçesinde düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa verildi. Şehidin hamile eşi Hacer, 3 yaşındaki Miraç’la cenazeye katıldı. Şehit Burak Tok’un, Giresun’a 1 ay önce tayininin çıktığı öğrenildi. Giresun’da 22 Ağustos’ta meydana gelen sel nedeniyle arama kurtarma faaliyetine katılmak için bölgeye ulaşan Uzman Çavuş Burak Tok ile 4 jandarma personelinin bulunduğu araç, TireboluDoğankent yolunun 12’nci kilometresinde menfezin çökmesi sonucu dereye düştü. Kayıp 3 jandarmanın cansız bedenine ulaşılmıştı. l DHA Fındığı da sel vurdu Dereli, Yağlıdere ve Doğankent ilçelerinde etkili olan sel felaketi bu bölgedeki fındık üreticilerini de olumsuz etkiledi. Bazı üreticilerin bahçeden toplayıp kurutmak üzere harmana serdiği fındık, sel sularıyla birlikte gitti. Üreticilerin bahçesinde toplamaya hazırlandığı fındığı da sel suları aldı. Bazı fındık bahçelerinde heyelan olurken bazı bahçeler ise taşan derelerin getirdiği kaya, taş, ağaç parçaları ve çamur la doldu. Yangınlar afet Bakan Pakdemirli’den savunma: SARP SAĞKAL CHPBalıkesir Milletvekili Ahmet Akın artan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle artan orman yangınları konusunda soru önergesi verdi. Akın, 2002’den bu yana orman yangınlarında artış olduğunu belirterek “2002’de 1471 orman yangını, 2017’de 2 bin 411 olmuş, 2018’de 2 bin 167’ye çıkmıştır. 2019’da 2 bin 688 yangın çıkmış. 2002’ye göre neredeyse yüzde 100’e varan orman yangını sayısı artışı endişeleri artırmaktadır” dedi. 2018 yılına göre, faili meçhul olan orman yangınlarındaki artış yüzde 35 olmuştur” dedi. Yangın faillerinin bulunmasında sıkıntı olduğunu kabul eden Pakdemirli, yaşanan orman yangınlarını ise meteorolojiyle ilişkilendirdi. Pakdemirli, kendisine yöneltilen eleştirileri “haksız” buldu, “Bakanlığımızın politikalarında yanlışlık bulunmamaktadır. Orman yangınları tüm dünyada afet olarak kabul edilmektedir” dedi. l ANKARA METROBÜS YANDI İstanbul’da seyir halindeki yolcu dolu metrobüs, İncirli durağından hareket edip Merter durağı na varmak üzereyken alev aldı. Yolcular kendilerini panik içinde dışarı atarken itfaiye ekipleri alev topuna dönen araçtaki yangını kısa süre içerisin de söndürdü. Yangın anında metrobüste bulunan yolcular ise büyük panik yaşadı. Bazı yolcular korkudan gözyaşlarını tutamadı. Vatandaşlar olay yerine gelen polis ekipleri tarafından yangın çevresinden uzaklaştırıldı. Metrobüs hattında ise uzun süre karşılıklı olarak seferler durdu. E5 karayolunda ise trafik durma noktasına geldi. Yangının meydan geldiği TopkapıAvcılar istikametin de bir süre ulaşıma izin verilmedi. l İHA Halk Halk, insanların oluşturduğu bir topluluk, bir insan topluğu demektir. Topluluğa halk denilmesi için belli bir sayıya ulaşması, birkaç kişiden daha fazla olması gerekir. Asgari bir kalabalıktan daha büyük sayılarda insan topluluklarını, kitleleri de halk diye adlandırıyoruz. Milletleri oluşturan halkların toplamı, dünya halkı dediğimiz en büyük halk kitlesidir. Hepimiz tek tek, bireysel olarak bu kitlenin en küçük birimleriyiz... Halk, oldukça kullanışlı bir sözcük... Dilimize nereden geldiğine bakalım... HHH Arapçadan almışız. AramiceSüryanicede bölme, pay etme anlamındaki sözcük, Arapçada ahali, insan topluluğu anlamında kullanılıyor. Yine Arapçadaki “yaratma” anlamındaki “halk” sözcüğüyle kökdeş olma dışında bir bağıntısı var mı, olabilir mi, bilmiyorum. Olduğunu varsayalım... “Yaratık”, yaratılmış olan herhangi bir canlıdır. Bu anlamıyla insan da bir yaratıktır. Fakat onu öteki canlılardan (yaratıklardan) ayıran başlıca özelliği, içgüdünün üzerine yükselen, gelişmiş bir akla sahip olmasıdır.. Tıpkı bunun gibi insan topluluklarının (halkın), hem onu oluşturan tek tek akılların toplamı hem de sentezi olarak genel bir aklı olması gerekmez mi? Üzerinde düşünelim... HHH Kitle psikolojisinden söz eden kitaplarda, kitlenin (bu demektir ki büyük insan topluluklarının, halkın) aklına pek de güvenilmemesi gerektiği anlatılıyor ve örnekleniyor. Kitle yanıltılabilir. Bireyler tek tek ve bütün olarak kitlenin toplu çıkarlarına aykırı yönlere sürüklenebilir. (Bu “sürüklenme” sözcüğünün “sürü”yle bağlantısını şu anda ayrımsadım.) Öyleyse şu soru sorulmalı: Halk (insan toplulukları), sürü müdür? Sürüyse eğer, neden öyledir? Ardından şu soru gelecektir: Halkın sürü olmaktan çıkarak, onu oluşturan tek tek akıllara ve hepsinin üstüne yükselen bir akla, bir halk aklına sahip olması için ne yapılmalı, ne yapılabilir? HHH Düşüncemi zorlayan bu soruların yanıtı, öyle sanıyorum ki örgüt, örgütlenme kavramlarında açıklanmasını buluyor. Örgütsüz insanların oluşturduğu topluluklar, kitleler, sayıca ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, sürü, güruh olmanın ötesine geçemiyorlar. Her an, her yöne savrulabiliyor, çıkarlarının en tersi yönlerde de kullanılabiliyorlar... Bu gibi topluluklarda her kafadan (doğru, yanlış, ama karmakarışık) bir ses çıkması, sonunda çobanın elinde sopası, yerine göre de kavalı (vaatleri, müjdeleri, vb. ile) sürüyü dilediğince yönetmesi, yönlendirmesi, çok zaman, çok yerde görülen, bilinen bir şeydir... Örgütsüz ya da yeterince iyi ve doğru örgütlü olmayan toplumlarda iyi niyetli bireylerin düştükleri açmazlar, ümitsizlik duyguları, giderek davadan vazgeçişler de büyük ölçüde bununla ilgilidir... HHH Devrimciler, sosyalistler, yurtseverler, insan severler vb. olarak halkı, insanı hep idealize ettik. Yanlıştır deyip geçmeyeyim, fakat üzerlerinde daha ciddi, daha ayrıntılı, daha derinliğine düşünülmesi gereken kavramlar ve olgulardır bunlar. Örgütsüz halk her türden despot (ya da iyi niyetli yönetici, lider) karşısında yalnız ve korunmasızdır. Onun gerçek anlamda birey ve halk olması örgütlü olmasıyla gerçekleşir. Tıpkı bunun gibi insan da evrenin sonsuzluğu önünde öylesine sahipsiz, korunmasız, geleceksiz ve büyük kitleleriyle bilinçsizdir... Fakat bu sonuncusunun, insanın durumunun, günümüzde insanlığın üzerinde düşünmesi gereken ve giderek daha da çok düşünmesi gerekecek çok daha büyük önemde bir konu olduğunu düşünüyorum... Kız kardeşini öldürdü Şanlıurfa Ceylanpınar’da ağabeyi Salih Mihrican’ın (29) bıçaklı saldırısına uğrayan Nurbari Mihrican, kaldırıldığı Ceylanpınar Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Mihrican’ın cenazesi otopsi yapılmak üzere Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Olay yerinden kaçan zanlı ise polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlı, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. l Haber Merkezi Sarp’ın bedenine ulaşıldı İzmir Foça’da Kumburnu mevkiinden Kurban Bayramı’nda denize açılan ve içinde 10 kişi bulunan ‘Egem’ isimli tekne, Atatürk Adası yakınlarında alabora olup battı. Sahil Güvenlik ekipleri 5 kişiyi kurtarırken, Şennur Avcı (41) ile Sermin Özerman (38), kızı Elif Naz Özerman (15) ve oğlu Çınar Ege Göksoy’un (8) ise cesetlerine ulaşıldı. Sarp Göksoy’un cesedine ise 23 gün sonra dün saat 16.00 sıralarında tekne batığının bulunduğu bölgede ulaşıldı. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle