02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 22 AĞUSTOS 2020 CUMARTESİ HABER/YORUM Hangi Bağımsızlık? Joe Biden’ın, Saray’dakinin seçimleri yitirmesi için Türkiye’deki muhalefetin desteklenmesine ilişkin sözleri üzerine herkes birden bağımsızlığı anımsadı! Oysa Türkiye’de 2. Dünya Savaşı’nın bitiminden bu yana, iç politikanın ABD’nin güdümünde olduğunu sağır sultan bile biliyor. Zaman zaman bundan sapmalar olsa da, sapmayı yapanın aynı güdümcü tarafından cezalandırıldığı da biliniyor. Örneğin, ABD Başkanı Johnson’a, “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini bulur” diyen İsmet İnönü’nün elinden iktidar alınmıştı. Temsilcisi olduğu ABD şirketi “Morrison” ile özdeşleştirilen Süleyman Demirel (Morrison Süleyman) bile, İskenderun Demir Çelik, Seydişehir Alüminyum ve İzmir Aliağa Petro Kimya tesislerinin kurulması için Sovyetler Birliği ile işbirliği yaptıktan sonra 12 Mart cuntası ile karşı karşıya gelmişti. Örnekleri çoğaltmak olasıdır: Turgut Özal, 12 Eylül cuntası sonrası siyasete ABD’de özel olarak hazırlanmıştı. Tansu Çiller, ABD vatandaşlığı ile gündemdeydi. Bülent Ecevit, ABD’nin isteği üzerine Kemal Derviş’i kabineye tam yetkili bakan olarak atamıştı. “Derviş’i getirdiğime pişman oldum” dediğinde ise iş işten geçmişti. 2002 Dünya Ekonomik Forumu toplantısına “yükselen lider adayı” olarak çağrılan Recep Tayyip Erdoğan, ABD’de CIA direktör yardımcısı Graham Fuller, eski ABD Büyükelçisi Abramowitz ile görüştükten sonra iktidara taşınmıştı. ABD’nin Irak saldırganlığına karşı çıkan CHP yöneticilerinin zaman içinde bir bir görevden uzaklaştırıldığı; Ergenekon, Balyoz vb. uyduruk davalara karşı çıkan, ulusal çıkar çizgisine dönmüş Deniz Baykal’ın özel yaşamındaki yanlışlarını kullanarak ABD’nin casusluk örgütü FETÖ aracılığıyla tasfiye edilmesi de unutulmamalı. Ne yazık ki Türkiye, ABD Büyükelçisi’nin önerisi üzerine parti başkanı tarafından milletvekili yapılan siyasetçilerin varlığına tanıklık etmiş bir ülkedir. Dolayısıyla, Türkiye’deki siyasetin kaymak tabakasının bağımsızlıktan söz etmesi hem inandırıcı hem de doğru değildir. Bağımsızlık öyle kutsal bir kavramdır ki, onların ağızlarına pek yakışmaz. Abdullah Gül’den Korkulmaz Bağımsızlıktan, çağdaş uygarlıktan yana bir Atatürk devrimcisi, Abdullah Gül’den korkmaz, ama özenle uzak durur. “Neden?” diyecek olursanız... Abdullah Gül, kökeni Milli Türk Talebe Birliği’ne, Suudi ArabistanABD ortaklığında kurulmuş Rabıta örgütüne dayanan siyasal dinci bir gelenekten gelir. Cumhurbaşkanlığı döneminde, ABD casusluk örgütü FETÖ tarafından kurgulanmış olan ulusal orduya ve aydınlara karşı yürütülen kumpasları seyretmekle kalmamış, onlara destek çıkmıştır. AKP ile ABD’nin casusluk örgütü FETÖ arasında çıkan iktidar savaşını önlemek üzere Fehmi Koru’yu aracı olarak Fethullah Gülen’e gönderendir. Montrö Sözleşmesi’ni delme pahasına geceleyin İngiltere Kraliçesi’ni taşıyan İngiliz uçak gemisini Çanakkale Boğazı’ndan geçirten, daha sonra İstanbul’da bu gemiye Türkiye Cumhurbaşkanı olarak çıkmayı uygun bulan da Abdullah Gül’dür. Aynı kraliçenin elinden, yine Cumhurbaşkanı olarak “Chatham House (İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) Ödülü” alan da odur. Yakınımdır... Kemal Kılıçdaroğlu kızına “Hiçbir CHP’li belediyeye giremezsin” demiş. Çok yerinde bir söz... Ancak öbür yanda: CHP’den ayrılarak AKP’den bakanlık yapmayı içine sindiren Ertuğrul Günay’ın kızı Pınar Günay’ın, CHP kazanınca İstanbul Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı’nda çalışmaya başlamasına ne demeli? 22 AĞUSTOS 2020 SAYI: 34650 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:40 06:14 13:12 16:58 20:00 21:28 Ankara 04:28 06:00 12:57 16:41 19:43 21:08 İzmir 04:56 06:25 13:19 17:03 20:04 21:27 Türkiye de her ülke gibi ekonomik istikrar, sürdürülebilir kalkınma ve runlu olduğu hallerde de miktar, ülke, kaynak, güzergâh ve fiyat çeşitlili ulusal güvenlik adına, enerji ğini mi gözetecek? yatırımlarına büyük önem ve Yıllar boyunca hata riyor. Fakat bu konuda atılan lı politikalarla, rüşvet ve yanlış adımlar, yapılan yanlış yolsuzluk iddialarıyla anı tercihler, tasarruf bilincindeki eksiklik, enerji iletiminde kayıp ve kaçak oranındaki yük Türkiye’nin lan ihalelerle çok fazla zaman ve kaynak kaybetti Türkiye. Yurttaş seklik dikkat çekiyor. Enerjinin, kamu ağırlığı gerekti milli bir enerji lar, “Elektriğimiz kesilecek, karanlıkta kalacağız, politikası var mı? ren bir alan olmaktan çıka rılıp tamamen piyasaya terk edilmesi büyük yanlış. Enerji buna mecburuz” sözleriyle korkutuldu. Sağlıklı bir enerji güvenliği poli kaynağı olarak ağırlıklı biçimde doğalgaza, tedarikçi ülke olarak Rusya’ya bağımlılık ise diğer önemli yanlışlar.       Enerji; uzun dönemli plan ve projelerin, ulusal stratejilerin saptanması ve uygulanması gereken bir alan. Türkiye, bu konuda maalesef bütüncül bir siyaset izleyemedi. Milli bir devlet politikası takip edemedi. Hatta aynı tüm çevreler birlikte çalışmalıydı. Bu alandaki otorite boşluğu, yetki karmaşası yıllar önce giderilmeliydi. Zengin maden kaynakları daha verimli kullanılmalıydı. Kamu öncülüğünde uzun vadeli planlama yapılmalıydı. Stratejik olan enerji kaynaklarının özelleştirilmesinden uzak durulmalıydı. Hiçbiri yapılmadı. tikası oluşturulamadı. Alternatif enerji kaynakları öne çıkamadı. Halkın cebi düşünülmedi. Doğu Akdeniz başta olmak üzere, yakın çevremizdeki ülkeler, enerji odaklı adımlar atıp işbirlikleri yaparken, Türkiye bu gelişmeleri pek dikkate almadı. Sorun şu: Enerji güvenliği ile ulusal güvenlik arasında yakın ilişki var. Enerjinin etkin, verim partinin iki farklı bakanı arasın li kullanımı, enerji tasarrufu, ye da bile, uygulamada büyük fark Yeni, yerli, yenilenebilir... nilenebilir enerji kaynakları, ener lar göze battı. Enerji konusunda Bir yandan, salgın hastalığın ji kaynağının çeşitlendirilmesi, toplumsal bilincin oluşması ge da etkisiyle ekonomiler küçülü ülke kaynaklarının değerlendiril cikti. Enerjinin daha verimli kul yor, dolayısıyla enerjiye olan ta mesi, dışa bağımlılığın azaltılma lanılması için yapılan uyarılar, al lep azalıyor. Diğer yandan elekt sı, enerji üretiminde maliyetlerin ternatif enerji kaynaklarına, çev rikli otomobillere olan talep da düşürülmesi gibi konular, sade reyle uyumlu projelere dönük ha da artıyor. İşte bu şartlar ce bu işin uzmanlarını ilgilendir arayışlar göz ardı edildi. da Türkiye’nin stratejik bir karar miyor. Ekonomi, güvenlik ve dış Türkiye’nin enerji gereksini vermesi gerekiyor. Petrol ve do politikadaki karar alıcılar baş mi, rezervleri, kamu ve özel sek ğalgazda yüzde 90’ı aşan oran ta olmak üzere, herkesi ilgilen törün üretim kapasitesi, ener da dışa bağımlı bir ülke olarak, diriyor. İktisat, tarih ve coğraf jiye yönelik talep, ülkemizin in şimdiye kadar tuttuğu yanlış yol ya, bize bu konuda büyük ders san kaynağı, teknolojisi gibi fark da mı ilerleyecek? Yoksa önce ler veriyor. lı etkenler dikkate alınarak, uzun likle yerli kaynaklara mı yöne Diplomasi, strateji ve jeopolitik erimli ulusal enerji politikala lecek? Yenilenebilir kaynakla ise bunun için öğreniliyor ve öğ rı saptanmalıydı. Konuyla ilgili rı mı yeğleyecek? Dış alımın zo retiliyor. Çocukları PKK tarafından kaçırılan ailelerden 15’i çocuklarına kavuştu Nöbet 1 yaşında Diyarbakır’da çocukları terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan ailelerin başlattığı nöbette 1. yıl geride kaldı. Nöbetin başlamasından bu yana 15 aile çocuklarına kavuştu. Çocukları terör örgütü tarafından dağa kaçırılan ailelerin başlattığı nöbette bir yıl geride kalırken HDP önünde nöbetini sürdüren aile üyelerinden Süleyman Aydın, “Hacire Anne bu eylemi başlattı. Hacire Anne’den sonra 3 Eylül 2019’da biz eylemimizi başlattık. Bir yıldır halkın çocukları nı çalan partinin önündeyiz” dedi. Lise öğrencisiyken, 2015 yılında kaçırılan oğlu Baran için Van’dan gelerek oturma eylemini sürdüren Solmaz Örünç ise “O kirli ellerini çocuklarımızın üzerinden çeksinler. Yeter artık, nice Baran’lar dağdadır, nice benim gibi anneler gözü yaşlıdır, babalar gözü yaşlıdır. Bizim yavrularımızı versinler, biz onlardan başka bir şey istemiyoruz” diye konuştu. 2019 yılında 16 yaşındaki oğulları Yusuf’un dağa kaçırıldığını söyleyen Celil Begdaş, “15 çocuk gelip ailesine kavuştu. Bu bir yıl içerisinde çok şey yaşadık, üzüntü de oldu, sevinç de oldu. Sevincimiz, 15 çocuk teslim olup ailesine kavuştu. Sanki bizim çocuklarımız gelmiş gibi oldu. Diyarbakır halkına sesleniyorum: Gelsinler bu çocukları kurtaralım. Evlatlarımız gelmeden buradan gitmeyeceğiz. Evlat acısı kadar kötü bir şey yoktur” ifadelerini kullandı. Geride kalan 1 yılda ailelerin eylemine siyasilerin yanı sıra çok sayıda sanatçı da katılarak destek vermişti. l İç Politika İzmir’de PKK operasyonu İzmir’ın Bayraklı ilçesinde, bölücü terör örgütü PKK’ye üye olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı bulunan H.T. isimli kadın gözaltına alındı. İl jandarma komutanlığı ekipleri, terör örgütü PKK’ye üye olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı bulunan H.T’nin, Bayraklı ilçesindeki bir evde saklandığı bilgisi üzerine harekete geçti. Adrese operasyon düzenleyen ekipler, H.T’yi gözaltına aldı. H.T adliyeye sevk edildi. l DHA Samsun’da 6 kişi gözaltında Samsun’da düzenlenen terör operasyonunda IŞİD’li oldukları belirlenen Irak uyruklu 6 şüpheli gözaltına alındı. İl Emniyet müdürlüğü terörle mücadele şube müdürlüğü ekipleri, terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyon yaptı. İlkadım ve Tekkeköy ilçelerinde önceden belirlenen adreslere eşzamanlı baskın yapan polis ekipleri, Irak uyruklu 6 şüpheliyi yakalayarak gözaltına aldı. Şüpheliler emniyet müdürlüğüne götürüldü. l AA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bir malın stoklarını ele geçirerek yapay bir fiyat artışı yaratmak amacıyla spekülatörler arasında varılan anlaşma... Gürcistan’ın plaka imi. 2/ Bölmeli göçebe çadırı... Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğul. 3/ Bir tür otomobil yarışı.... İridyum elementinin simgesi. 4/ Kaba ve seyrek dikiş. 5/ Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol... Bir hayvan. 6/ Bir nota... Mısır’ın plaka imi... Şifalı kaynak suları ve çamurla tedaviyi amaçlayan kuruluşlara verilen ad. 7/ Çin müziğine özgü telli bir çalgı... Kenar süsü. 8/ Su ya da hava çevrintisi... Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı. 9/ Genişlik... Ejderha takımyıldızının en parlak yıldızı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Futbolda köşe vuruşu... Germanyum elementinin simgesi. 2/ 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 MUS T A T İ L 1 2 3 4 ÜYE SEY İ S S UMO R İ B A E Z İ NE DEM 2 3 5 L ZAHTER 4 6 LU R EROS 5 7 E F EM İ NE E 8 SAFAR İ ÖR 6 9 KEK SELE 7 8 En küçük izci kuruluşu... Boş, içinde kimse bulunmayan. 3/ 9 Teniste, oyuncuların uzun süre li karşılıklı vuruşlardan oluşan sayfiye merkezi olan bir kent. 7/ seriye verilen ad... İran’ın plaka “Biz kimseye tutmayız / Kamu imi. 4/ Saat zincirinin üzerine sa âlem birdir bize” (Yunus Emre)... rıldığı silindir. 5/ Bir malın fiyatını Başlıca içeceğimiz. 8/ Tehlikeli yer ve cinsini gösteren küçük kâğıt... ya da durum... Atasözlerine dayalı Satrançta bir taş. 6/ Renyum didaktik Çin şiiri. 9/ Hayvanlara elementinin simgesi... Bir gıda vurulan damga... Seyrek dokun maddesi... Belçika’da kaplıca ve muş bir tür kumaş. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] AKP, Doğu Akdeniz’deki hatalarına kılıf arıyor Erdoğan’ın dış politikayı, iç politikada iktidarını güçlendirmek amacıyla “kullanması” maalesef Türkiye’yi toplamda sıkıntıya sokuyor. İlki, iç politikada AB’nin gücünü kullanmak adına Annan Planı’nı destekleyip Güney Kıbrıs’a alan açmasıydı. Güney Kıbrıs bunu iyi kullandı ve önce 2004’te münhasır ekonomik bölge (MEB) ilan etti, ardından da 2010’a kadar Mısır’la, Lübnan’la ve İsrail’le MEB sınırlandırma anlaşmaları yaptı. Sonuncusu, yine Doğu Akdeniz düzleminde yaşandı. Erdoğan, Doğu Akdeniz’deki sıkışmışlığın nedenini Atatürk ve İnönü’ye bağladı! Erdoğan’ın tarihi çarpıtması Şöyle dedi Erdoğan: “Tek parti CHP’sinin dış politikada bıraktığı kötü mirasın ceremesini çekiyoruz. Misakımilli sınırlarımıza sahip çıkılmamasıyla Adalar meselesinde ürkek davranılmasının ülkemize çok büyük maliyeti olmuştur” (20.8.2020). Yani şunu demek istiyor Erdoğan: Bugün Doğu Akdeniz’deki yalnızlığın ve sıkışmışlığın sebebi İhvancı dış politikamız değil, Atatürk ve İnönü’nün Misakımilli’ye sahip çıkmaması ve Adalar’ı almamasıdır! 17 Ağustos tarihli “AKP’nin tarihle mücadelesi” başlıklı yazımızda belirtmiştik: Cumhurbaşkanlığı Arşiv Daire Başkanı, elinin altındaki arşivden çıkardığı tek bir belgeyle tarihi eğip bükemez. O belgeyi okuyabilmek için tarih bilmek, dahası önündeki ve arkasındaki belgelerle birlikte değerlendirmek gerekir. Yetmez, Türkiye’ye Adalar’ı teklif eden Alman büyükelçinin, kendi dışişleri bakanlığıyla yazışmalarını da bilmek gerekir. AKP’nin Adalar karnesi! Ancak Erdoğan için de arşivcisi için de mesele başka: AKP’nin dış politika başarısızlığına tarihten bir bahane bulma... 18 yıl içinde kimi ada, adacık ve kayalıkların Yunanistan tarafından işgal edilmesine, Yunan yetkililerin bu adalara sanki kendi egemenliğindeymiş gibi resmi törenle çıkmasına, Lozan’a aykırı olarak kimi adaların silahlandırılmasına göz yummuş AKP iktidarı, Atatürk ve İnönü’yü Adalar meselesinde ürkek davranmakla suçlamaya kalkıyor! Yanlış dış politikaları sonucunda Süleyman Şah Türbesi’ni Suriye’deki “vatan toprağından” kaçırmak zorunda kalanlar, Atatürk ve İnönü’yü “Misakımilli sınırlarımıza sahip çıkmamakla” suçlamaya kalkıyor! Kıbrıs’ı İngiltere’ye Abdülhamit verdi Erdoğan, Atatürk ve İnönü dönemlerine işaret ederek “Güneyimizdeki zengin enerji kaynaklarının da dışında bırakıldık” diyor! Sanırsın, güneyimizdeki enerji kaynaklarının merkezinde olan Kıbrıs’ı, 1 Temmuz 1878’de İngiltere’ye Abdülhamit değil de, daha doğmamış olan Atatürk ve İnönü verdi! Yere göğe sığdıramadıkları Abdülhamit neden Kıbrıs’ı İngiltere’ye verdi peki? Çünkü Osmanlı ordusu yenilmiş ve 18 Şubat 1878’de Rus ordusu İstanbul’un girişindeki Yeşilköy’e kadar gelmişti. Abdülhamit Kıbrıs’ı vererek Ruslara karşı İngiltere’nin desteğini aldı. On İki Ada’yı yazdık: 1911’de Trablus’u işgal eden İtalya, Mustafa Kemal ve Enver Beyler’in yönettiği gerilla hareketi nedeniyle bölgeye egemen olmakta zorlanınca, On İki Ada’yı işgal ederek ikinci bir cephe açmıştı. Birinci Dünya Savaşı’nda da, Lozan’da da, İkinci Dünya Savaşı’nın ilk bölümünde de On İki Ada zaten İtalya’nın işgalindeydi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından da galipler Yunanistan’a verdi. Adalar, Misakımilli’den önce kaybedildi Gelelim Misakımilli sınırlarına sahip çıkılmaması suçlamasına... Osmanlı Devleti Kıbrıs’ı 1878’de, Girit’i 1897’de, On İki Ada’yı 1911’de, Ege Adaları’nı 1912’de kaybetti. Misakımilli ise Osmanlı Mebusan Meclisi’nde 17 Şubat 1920’de kabul edildi ve 30 Ekim 1918’de elimizde olan toprakları kapsamaktaydı. Yani Erdoğan’ın ileri sürdüğü gibi “bugünkü enerji kaynaklarının dışında kalmamızı sağlayan” tablo, Atatürk ve İnönü’nün Misakımilli sınırlarına sahip çıkmaması şeklindeki gerçekdışı bu iddiasıyla ilgili değildir. Tablodaki kayıplar Misakımilli’den öncedir! AKP’nin tarihle çarpışması Bugünkü Türkiye’nin iki katı, yani 1.5 milyon kilometrekare toprak kaybeden Abdülhamit’i yere göğe sığdıramayanların, savaşarak bu toprakları kurtaran Mustafa Kemal liderliğindeki kurucu kadroya karşıtlığı, kuşkusuz ideolojik: Türk devrimine, saltanatın ve hilafetin kaldırılmasına, aydınlanmaya, laikliğe, ümmetin bir devrimle millet olmasına, Cumhuriyetin hedeflediği yurttaş kimliğine karşılar... Sıkıntıya düşerlerse genel merkezlerine Atatürk posteri asarak ona sığınırlar ama normal zamanda da Atatürk’e temelden karşı çıkarlar, onun yaptıklarını yıkarlar, ismini her köşeden silmeye çalışırlar. Sonuç olarak tarihimizi silip yeni bir tarih yazmaya çalışmaktadırlar. Tarihe sarılmaya ve tarihimizdeki devrimci köklerle birleşmeye dünden çok daha fazla ihtiyacımız var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle