17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
farDkalegtıtçilar Joker 18 AĞUSTOS 2020 SALI RES VE GES’LERE İSYAN: YANGINDAN BETER Karaburun’da ‘kara’ bulutlar Son yıllarda sayıları hızla ar da çıkan yangınlara kahrolurken bu tan rüzgâr ener rada göz göre ağaç ji santralı (RES) katliamı yapılma istilasına uğ sına seyirci kalma rayan Karabu yacaklarını belirte run, bu kez gü rek, “RES istilasın neş enerji santrallarının (GES) Erdoğan dan sonra GES istilası ile doğamızın tehdidi altında. katledilmesine izin Küçükbahçe’de bir turizm vermeyeceğiz. Güneş her şirketince, doğa harikası yerde aynı güneş. Dağın İris Gölü’ne birkaç yüz met başındaki çorak arazide de re mesafede 300 dönüm GES kurulabilir. Üzerinde orman arazisinde kurula sık çam ağaçlarının olduğu cak GES için Karaburun Be orman güneş santralı ku lediye Başkanı İlkay Girgin rulduğu dünyanın neresin Erdoğan isyan etti. de görülmüş? Çevre ve Şe Proje sahasındaki bitki hircilik Bakanlığımızın ilgili örtüsünün sık orman vas birimlerini sorumluluğa da fında olduğunu anımsatan vet ediyoruz. Proje en kısa Erdoğan, son haftalarda ül sürede iptal edilmeli” dedi. kenin pek çok noktasın l İZMİR/Cumhuriyet 05 18 25 44 55 82 49 SONUÇLARI 6 BİLEN: 53 milyon 737 bin 184 TL (Devretti) 5 BİLEN: 85.722.15’er TL 4 BİLEN: 1.461.15 TL 3 BİLEN: 97.50 TL 2 BİLEN: 9.95 TL ON NUMARA 02, 04, 05, 12, 20, 22, 23, 25, 26, 27, 28, 29, 46, 51, 56, 57, 58, 59, 60, 65, 67, 71 10 BİLEN: 778 bin 521.85’er TL (1 kişi) 9 BİLEN: 2 bin 155.45’er TL 8 BİLEN: 214.65’er TL 7 BİLEN: 46.45’er TL 6 BİLEN: 8.50’şer TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 7.10’ar TL Dağ ve bulutlar suyun şavkında iki sevgili gibi birbirine kavuşmuş Buyer Ana Gölü Zirveye vardığımız zaman manzara büyüleyici. Dağların arasında hayli küçük ama bulutların yansıdığı masal gibi bir göl. Birkaç beyaz çadır kurulmuş. Kadınlar hamur açıp sac ekmeği yapıyor, tulum peyniri de var. Bir de közde çay! Sıcak yufkanın içinde eriyen tulum peyniri ve sıcak çay, aç karnına baklava börek tadında. Akşam olunca sürüler göle su içmeye iniyor, bir yandan dervişler cem dönüyor. Tunceli derken Erzincan’dan yola çıktık, ağustos sıcağında krater gölü kenarında ayazda buz tuttuk, kadına şiddete dikkat çekmek için Alevi ritüellerine girdik, maceranın sonu yok bu meslekte, birini daha yaşadık. Hurilerin mekânı Yangın, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki bölgeye ulaştı. Priene Antik Kenti yakınında yangın Aydın Söke’nin kırsal Güllübahçe Mahallesi yakınlarında, dün saat 16.00 sıralarında tarım arazisinde yakılan anız ateşi nedeniyle yangın çıktı. Alevler kısa sürede rüzgarın da etkisiyle yayılıp, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Priene Antik Kenti sınırlarına girdi. Antik Kent sınırlarındaki çam ağaçlarının bulunduğu alana sıçrayan alevler Antik kentin kalıntılarına ulaşmaması için karadan ve havadan yapı lan müdahaler sonucu yangın 21.30 gibi göndürüldü. Yangında 50 dekarlık alan zarar gördü. Bursa Nilüfer’de mezarlığa yakın ormanlık alanda dün belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. 3.5 saatte kontrol altına alınan yangın, 10 hektar kızılçamda zarara yol açtı. Yangını çıkardığı iddiasıyla gözaltına alınan V.O’nun (37) “payp” isimli aparatla uyuşturucu kullandıktan sonra yangını çıkardığı belirtildi. l Haber Merkezi ÇEVRECİLER DİRENDİ, İŞ MAKİNELERİ GİTTİ Yangın sona erdi RES kepçesi girdi Çeşme’de 5 gün önce çıkan ve 200 hektarlık orman alanının zarar gördüğü bölgeye RES projesi için 2016’da izin alan Güral Porselen’e ait şirket alana girerek çalışma yaptı. Çevrecilerin fark etmesi ile iş makineleri durduruldu. Belediyeye dilekçe veren çevreciler, ruhsatın tarihinin eski olduğunu ve ruhsatlarının bulunmadığını belirtti. Belediye ekipleri ve çevrecilerin baskısı üzerine iş makineleri bölgeden ayrıldı. Çeşme Çevre Platformu üyesi Ahmet Güler, firmanın ruhsatı olmadan yangını fırsata çevirmek istemesine tepki gösterdi. Güler, “Ruhsatsız çalışmaya başladılar. Eğer bizler görmesek ve engel olmasaydık faaliyetlerini devam ettireceklerdi. Çocuklarımız, annelerimiz ve çevreciler hep birlikte direndik ve başardık. RES’e izin vermeyeceğiz” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet BODRUM’DA SKANDAL GÖRÜNTÜLER Denizin dibinde 500 metrelik duvar Bodrum’da Yalıkavak, Güvercinlik ve Pina Yarımadası’nda deniz dibine yapılmış metrelerce uzunluğundaki beton duvarlar bu kadarına da pes dedirtti. Dalgıçlar tarafından fark edilen beton duvarların uzunluğunu görenler şaşkınlıklarını gizleyemedi. Bazı otel ve sitelerin metrelerce uzunluktaki beton duvarlarla, Bodrum’un kıyı şeridinin şeklini de değiştirerek suni plajlar yap tıkları öğrenildi. Beton blogların deniz dibine yerleştirilmesinin nedeni, sahile dökülen kaçak kumların deniz dalgası ile gitmemesi. Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz, denizin ciddi şekilde zarar gördüğünü söyleyerek “Kumlar bölgenin şartlarına uyumlu olmadığı için dağılıyor. Dağıtmamak için denizde duvarlar örülüyor. Duvarların uzunluğu bazı yerlerde 500 metreye ulaşıyor” dedi. l İHA YÜRÜYÜŞ KOLU YOK İlk dağ yürüyüşümü Aladağlar’da rahmetli Erdal İnönü ve zamanın Spor Bakanı Fikret Ünlü ile zorlananlara yardım eder. Bu programdaki en büyük sıkıntı yürüyüşçülerin yalnız bırakılmasıydı. YAZGÜLÜ ALDOĞAN Yürümeyi, tırmanmayı, doğada olmayı seviyorum, bir de maceraya gözü kapalı atlamayı! Çoruh Nehri’nde rafting yapmaya kalkıp, boğuluyordum az kal yaptık, Anadolu Dağcılık Grubu’yla da zaman Dönüş yolunda bir saat kadar tek başıma yürüdüm. sın; Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, zaman arazide yürüyoruz. Yürüyüş kollarının Patika yol, hayvanların geçtiği yol, kimi zaman “Tunceli’ye Baba Dağları’na gidiyoruz, Buyer başında ve sonunda rehber olur. Yürüyüş tek sıra halinde yapılır, en arkadaki ve öndeki mutlaka haberleşir. Kimse tek başına bırakılmaz. Rehberler enli, rahat kimi zaman yarlarda, kaygan taşların üzerinde çok tehlikeli. Aşağı düşsen, kimsenin haberi olmaz. Güvenlik zafiyeti yüksekti maalesef. Ana Gölü’ne 3 4 saatlik bir patika yürüyüşü var, gelir misin?” dediğinde, aklımda ne korona kaldı ne uçak yolculuğunun riski ne 3 4 saatlik patika yürüyüşünün zorluğu. Sonra bir kısa bilgi notu daha: “Bir gece dağda, göl kenarında konaklayacağız. Ge ce soğuk oluyor, yanınıza uyku tulumu alın, çadırlar olacak.” Uyku tulumum yok, trek king yapıyoruz dedikse dağcıyım demedim. O meşum gece, kapı kanatları rüzgârda sal lanan ince bir Kızılay çadırının içinde, top rağın üzerinde ince bir hasır, dışarda sırtın da battaniye ile titreyenlerden daha şans lı olduğumuzu düşünüyorduk! Sabah beşte gün ağardığında şamanlar gibi güneşe tapı nabilirdim! Sonra yola koyulmak. Yol dedi ğin, bilmediğin dağlarda, bilmediğin rotada, “Aha şu tepeyi dönünce orada, hadi biz gidi yoruz, patikayı takip et, gel” dediklerin “Taş toprak de önünde uzanan sıra dağlar! Maltepe Belediye Başkanı arasında türküler arasında / Yazgülü Aldoğan Ali Kılıç Karanlıkta bir yanları örtük bir yanları üryan / Kocaman gözleriyle oy anam bu kadar dokunaklı / Kimler ürkütmüş acaba bu kadar kadını” GEZININ AMACI Cemal Süreya Pülümürlü şair Cemal Süreya’nın heykeli. KADINA ŞIDDETE FARKINDALIK Dağda, gölde ne işimiz var değil mi? Ali Kılıç’a sorduğum tek soru bu oldu. Alevi kültürünün sembollere, ritüellere bağlılığı asırlar içinde hiç değişmemiş. Büyük acılar çektiklerini, baskılar gördüklerini ve bunları hiç unutmadıklarını anıyor, hatırlatıyorlar hep. Dedeleri, pirleri, yatırları da kaçmaktan, saklanmaktan, hep dağ başlarında, ulaşılması zor yerlerde. Onları ziyaret ediyor, mutlaka kurban kesiyor, mum yakıyor, adak adı yor, cem yapıyorlar. Munzur Baba Dağları’nın içindeki krater gölü adını bir Anadolu kadınından alan “Gola Ana Buyere” Buyer Ana da, Tunceli’nin kalbi, 40 hurinin mekânı. “Sen dağların gözyaşısın” dedikleri kutsal bir ziyaret mekânı. Babanın içindeki Ana gibi, kadınlar için sembolik değeri daha büyük. Kadına şiddetin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde buraya gelip kadınlara, yanınızdayız demek, farkındalık yaratmak, gezinin amacı. Göl, dağların gözyaşı Koyun sürüleri göle su içmeye geliyor, sürülerin içinde bir iki de kâhküllü keçi oluyor. Akşamın etkinliği, Alevi inançları üzerine Metin Kahraman, Kemal Kahraman’dan sunum ve cem töreni. Konuşmaların içinde o kadar çok kurban sözcüğü geçiyor ki. Aleviler, dini bütün ritüellerinde mutlaka kurban kesiyorlar! Açıkçası, hangi din, hangi mezhep, hangi yan kol, kim olursa olsun, benim gibi bir deist için dini ritüellerin sembolik anlamları birbirine çok benziyor. Benim için en büyük din ve ibadet: Hak, hukuk, vicdan ve ahlak. Kimsenin hakkını yememek, insana, hayvana, doğaya, bütün canlılara saygılı, vicdanlı olmak. Kime, nasıl inanırsan inan! Soğuk uyutmuyor Uzun süren cem töreni sırasında tek kaygım, giderek soğuyan havada, cem yapan dervişlerin çıplak ayakları ve ince beyaz gömlekleri. Gece ateş yakıldı. Ne ki üç bin metre yükseklikte, ayaz ve çiğ, o kadar sert ki kimse uyuyamıyor, o geceyi hatırlamak bile istemiyorum. Kızartılmış ekmek kabukları üzerine yoğurt dökülüp tereyağı ile tatlandırılmış Babuko (Şir). Pülümür ve Bellek Evi Pülümür’de hava sıcak ama kimse soyunmuyor. İliklerimizin, kemiklerimizin de ısınmasına kadar bekleyeceğiz. Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun ilçesini gezdiriyor. Pülümürlü şair Cemal Süreya’nın güzel bir heykeli, şiirinin anıta yazılı olduğu, adının verildiği caddede biracı bile var. Yakında buraya bir de termal tesisi yapacak. Bir müzik dinletisi ve bilgi almak için Bellek Evi’ne gidiyoruz. Koyun sürüsünün içinde bir veya iki kâhküllü keçi mutlaka var. Pir Sultan Abdal’ın mekânı Hacılı köyüne ve arada bir cem yapılan evine de uğruyor, aşure çorbası içiyor, lokma yiyoruz. Kentlerde soğuk olarak tatlı niyetine yediğimiz aşure, Alevi kültüründe cem sonrası sıcak ve çorba niyetine içiliyor. Bellek Evi’nde ise yine yöresel bir ikram bekliyor grubu. Mutfak da yoksulluğu yansıtıyor, biraz hamur, biraz yoğurt... Bol olan, lezzeti. Erzincan’da şelale Memleketimde gitmediğim ender şehirlerden birisi Erzincan. Akşamüstü yakındaki Kırklar Türbesi ve Şelale’yi görmeye gidiyoruz, gerçekten görkemli. Akşam şelalenin eteğinde keyifli bir yemekle bitiyor. Ertesi gün, yolumuz zor ve uzun. Üç bin metreye tırmanma Göle iki taraftan da gitmek mümkün. Dağın bir yanı daha sarp. Diğer yanı daha kolay diyor ve araçlarla gidilebileceği kadar götürüyorlar, gerisi yaya, patikalardan. Yol boyunca hayvanlarıyla yaylaya çıkmış göçerlere rastlıyor, bu zorlu yaşam koşullarının bize sunduğu pastoral güzelliklere hayran kalarak yolun zorluğunu pek fark etmiyoruz. Tırmandıkça oksijen azalıyor. Bazen iniyor, bazen çıkıyoruz. Katırlar eşyaları taşıyor. Hava önce sıcak, sırt çantalarının değdiği yerler su gibi ter. Zirve üç bin metrenin biraz üstünde. Yükseldikçe oksijen de nefes de azalıyor. Benim normal bir trekking günümde performansım 14 km., arazide 6 saat yürüyebilirim. Burada üç saatte çok yoruluyorum. Yükseklik zorluyor. Tepenin arkası Birbiri arkasına sıralanmış dağlar çok güzel, önünüzde uzanıyor, ama yolun ucu yok. Önü yok, arkası yok. Yürüdüğünüz yer taşlık. Önünüze bakmaktan doğaya bakamıyor, korkmaktan tadına varamıyorsunuz! Arada bir kafile geliyor ve sizi geçiyor, onlar kadar hızlı yürüyemiyorsanız yine yalnızlığınızla kalıyorsunuz. Arada bir göçerlerin katırları nispet yaparcasına koşarak geçiyor yanınızdan, hayvanlar yolu biliyor, şehre malzeme almaya gidiyorlar, biraz tuz, biraz yağ belki, biraz çay. Yolun sonu nerede diye soruyorum, şu tepenin ardında deniyor. O tepe, sonra başka tepe, hep öyle denir. Üç saatlik zorlu bir inişten sonra kara göründü çığlıkları! Sadece 10 bin adım atılmış, ama ne koşullarda! l TUNCELI / ERZINCAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle