19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 3 TEMMUZ 2020 CUMA Haziran ayı ihracatı yıllık bazda yüzde 15.8, aylık bazda yüzde 35 arttı İhracattaki ışık geçici Pandeminin etkisiyle nisan ve mayıs aylarında duran üretimin haziranda yeniden başlama sı, ihracatta sınırlı bir artış sağladı. Ancak ana ihracat pa zarlarının eko nomilerindeki GAMZE BAL küçülme beklentisi, ilerle yen aylarda ih racatın tekrar gerilemesine yol açacak. Ticaret Bakanlığı verileri ne göre, haziran ayında ih racat geçen yılın aynı ayı na göre yüzde 15.8 artarak 13 milyar 469 milyon dola ra çıktı. Mayıs ayına göre de yüzde 35 yükselmiş oldu. İt halat ise yıllık bazda yüzde 30 artışla 16.3 milyar dola ra çıktı. 2020 Haziranı’nda 1 milyar 293 milyon dolar la en fazla Almanya’ya ihra cat yapılırken, bu ülkeyi 1 Duran üretim ve ötelenen siparişlerin tamir edilmesi, ihracatta geçici toparlanma yarattı. Fakat geciken bu talep, en fazla temmuza kadar sürecek. Sonraki aylarda yeniden düşüş bekleniyor. milyar 13 milyon dolarla İngiltere, 792 milyon dolarla da ABD izledi. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Türkiye olarak pandemide sağlık alanında ayrıştığımız gibi ekonomik alanda da ayrışarak güçlü çıkış sinyali verdiğimizi düşünüyorum” dedi. Kaybın sınırlı telafisi Bu durumu “olumlu bir gelişme” olarak yorumlayan ekonomistler ise ihracattaki bu artışın sınırlı olduğunu, ilerleyen aylarda küresel ekonomilerde beklenen küçülmenin etkisiyle talepte yeniden düşüş yaşanacağını, bunun da ihracatı tekrar gerileteceğini düşünüyor. Altınbaş Üniversitesi Öğ retim Görevlisi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Hazirandaki artış, nisan ve mayıstaki kayıp üretimin telafisi olarak düşünülebilir” dedi. “Bunun önümüzdeki aylarda devam etmeyeceğini düşünüyorum” diyen Kozanoğlu, “Çünkü Türkiye’nin bir numaralı ihracat pazarlarından Avrupa Birliği’nin (AB) yüzde 11 daralması öngörülüyor. Otomotiv başta olmak üzere en temel ihracat ürünlerine olan talepte çok ciddi düşüş var. Yani bu artış, geçici bir parlama oldu diyebiliriz. Belki temmuz ayında da bir miktar sürer ancak bu performansı devam ettiremeyecektir” diye konuştu. HEDEF PAZARLARDAKI KÜÇÜLMEYE DIKKAT Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, haziran ayı ihracat rakamlarının “büyük bir çabayı” yansıttığını vurguladı. Ancak IMF’nin 2020 için küresel ekonomik daralma beklentisini yüzde 3’ten yüzde 4.9’a, Fitch’in yüzde 3.9’dan yüzde 4.6’ya revize ettiğini, Dünya Bankası’nın da ekonominin bu yıl yüzde 5.2 küçülmesini öngördüğünü anımsatan Gül le, “Hedef pazarlarımız arasında yer alan birçok ülkenin 2020’de önemli ölçüde küçülme ile karşı karşıya kalması bekleniyor. IMF, bu yıl Meksika’nın yüzde 10.5, Birleşik Krallık’ın yüzde 10.2, Rusya’nın da yüzde 6.6 küçülmesini öngörüyor. Haziran ayında Çin’de imalat ve hizmetler PMI verileri 50 olarak ta rif edilen eşik seviyesinin üzerine çıkarken, Avro Bölgesi’nde PMI endeksi mayıs ayına göre yüzde 40’ın üzerinde artış göstererek 46.9’a ulaştı. Küresel ekono mide ve bilhassa ülkemiz ekonomisinde toparlanmanın hızla gerçekleşmesi en büyük temennimiz” diye konuştu. İş dünyası: İkinci dalga ekonomiyi yere serer Enerji Sanayici ve İşadamları Derneği (ENSİA) Yönetim Ku rulu Başkanı Hüseyin Vatanse ver, “İhracat rakamlarında ya şadığımız kıpırdama elbette se vindirici. Ancak baz etkisine da yanan bu rakamlar bizi al datmamalı. KOBİ öl çeğindeki işletme ler, ne zaman so na ereceği belli olmayan çok zor bir dönemden ge çiyor. Ye ni bir sal gın dal gası, to parlan ma eği limine giren ekono Hüseyin Vatansever mimizi yere serebilir” dedi. Bunun çok ciddi sosyal ve ekonomik maliyet ödeme riski yaratacağına dikkat çeken Hayatsever, “Günlük vaka sayılarının hâlâ 13001500 bandında olması salgında ikinci dalga endişelerimizi artırıyor. Önlemler sertleştirilmeli. Türk ekonomisi ikinci dalgayı kaldıramaz” diye konuştu. Vatansever, hükümetten ilk beklentilerinin yeniden sokağa çıkma kısıtlamasına gerek olmadan önlemlerin ülke çapında sıkılaştırılması olduğunun altını çizdi. “Ekonomimizi ayakta tutmak istiyorsak, evvel emirde işletmelerimizi ayakta tutmamız gerekiyor” diyen Vatansever, “Kısa Çalışma Ödeneği’nin yıl sonuna kadar devam etmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu. l Ekonomi Servisi ‘Kötü banka’ iskontoya takıldı Sorunlu kredilerin aktarılması için planlanan “bad bank” raporu geçen hafta bankalara gönderildi, ancak iskonto oranlarında bazı çekinceler nedeniyle bazı bankalar bu plana sıcak bakmıyor. Bankaların bilançolarındaki takibe atılan milyarlarca dolarlık kredinin çözümüne yönelik bankacılık sektörü genelinde kurulması planlanan Varlık Yönetim Şirketi ile ilgili Ernst&Young’ın (EY) hazırladığı rapor, geçen hafta bankalara gönderildi an cak bazı bankalar plana ilgisiz. Rapor ile ilgili ilk değerlendirmelerde bazı bankaların, sorunlu kredilerin planlanan şirkete aktarılmasında uygulanacak olan “haircut”, yani iskonto oranı ve planın yabancı yatırımcıların desteği olmadan devreye alınması konusunda çekinceler bulunuyor. Türkiye Bankalar Birliği yetkilileri, raporun bankalara gönderildiğini doğruladı ancak başka yorum yapmadı. l Reuters Normalleşme zayıflatacak Merkez Bankası (TCMB), normalleşmenin uzun sürmesi durumunda küresel ve yurtiçi büyüme görünümündeki zayıflamanın daha belirgin olabileceğine, bunun da ilave tedbir gereksinimini doğuracağına dikkat çekti. Para Politikası Kurulu toplantısının özetlerinde, şu ifadelere yer verildi: “Haziranda yıl sonu enflasyon beklentileri bir miktar yükseldi. Öncü göstergeler, işlenmemiş gıda yıllık enflasyonunun haziranda da artacağına işaret ediyor.” l Ekonomi Servisi Tarımsal üretime haciz Bir ayda bini aşkın tarım alanı için icradan satılık ilanı yayımlandı. Tarımdaki batık krediler ise mayıs itibarıyla 5.5 milyar TL’ye dayandı. SEFA UYAR Koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen icra takiplerinin yeniden başlamasıyla birlikte 1 Haziran ile 1 Temmuz tarihleri arasında bini aşkın tarla, tarım arazisi, bağ ve bahçe için icradan satılık ilanı yayımlandı. İcralık alanların arasında çeşitli büyüklükte tarlaların yanı sıra fındık ve nar bahçeleri ile zeytinlikler de bulunurken, alanların tahmini fiyatları milyonlarca liraya kadar çıkıyor. Covid19 salgını nedeniyle icra takibi başlatma ertelenmişti. “Normalleşme” süreci ile birlikte bu işlemler yeniden başladı. Hepsi borçlu Öte yandan, satış ilanı yayımlanan bazı alanların doğal sit alanı içinde olduğu, tapu kaydında “Korunması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlığı” şerhi bulunduğu ve satışın bu şerhe ilişkin yükümlülükler ile birlikte yapılacağı aktarıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, icra takiplerinin ve hasat dö neminin başlaması ile birlikte alacaklıların alacakları için çiftçinin üzerine gitmeye başlayacağını belirterek, “İcradan satılık ilanı bundan sonra daha fazla yayımlanacak, sonbaharda patlama yapacak. Eylülden itibaren daha çok hacizli arazi göreceğiz” dedi. Covid19 sürecinde birçok alanda borçlanma olduğuna dikkat çeken Sarıbal, “Çiftçilere yeni kredi alanları açmaya çalıştılar ama çiftçi bundan çok yararlanamadı çünkü tümü zaten borçlu. Uçurum sürekli derinleşiyor ve keskinleşiyor” dedi. Çiftçinin tüm borçlarının 2021’e kadar ertelenmesi ve ödeme talep edilmemesi, 2021’den itibaren de birikmiş borçlarının 5 ile 10 yıl arasında sıfır faiz ile yapılandırılması önerisinde bulunan Sarıbal, “Mazotta ÖTV ve KDV ile tarımsal elektrik üzerindeki tüm vergiler kaldırılmalı. Çiftçi doğal afetlere karşı korunmalı. Çiftçinin ürünü, maliyetler, insanca yaşama payı ve temel ihtiyaçlarını giderebileceği katkı üzerinden hesaplanarak alınmalı” diye konuştu. l ANKARA Çiftçiye destek vergiye gidiyor MUSTAFA ÇAKIR Hükümet, çiftçiye verdiği tarımsal destekten vergi kesiyor. CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, hükümetin iş insanlarının vergisini silerken, tarımsal desteklerden vergi almasını eleştirdi ve “5’li çete” değerlendirmesi yaptı. Bu desteklerin sağ cepten verilip sol cepten kesildiğine işaret eden Aygun, “Kanunda ‘yüzde 25’e kadar stopaj ve gelir vergisi alınabilir” diyor. Ancak 5’li bir çete var. Siz onların, kanunen çıkmış olan vergi borcunu sileceksiniz ama kalkacaksınız tarımsal destekten gelir vergisi, stopaj keseceksiniz. Pes doğrusu” diye konuştu. Öte yandan, gece içki satışı yapan yerlere verilen cezaların artırılmasına da tepki gösteren Aygun, bunun kaçakçılığı artıracağına dikkat çekerek “herkesin evde rakı, bira tesisi kurduğunu” vurguladı. l ANKARA Yurttaş yine dövize kaçtı Merkez Bankası, haftalık para banka istatistiklerine göre, 26 Haziran haftasında yurttaşın döviz hesaplarındaki toplam tutar, bir önceki haftaya göre 575 milyon dolar artarak 202 milyar 213 milyon dolara çıktı. Yaşanan artışın 273 milyon doları bireysel hesaplardan; 302 milyon doları ise tüzel hesaplardan kaynaklandı. Öte yandan, Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervi, geçen hafta itibarıyla bir önceki haftaya göre 1 milyar 805 milyon dolar gerileyerek 51 milyar 417 milyon dolara indi. Altın rezervi ise 38 milyar 371 milyon dolardan 38 milyar 821 milyon dolara düştü. l Ekonomi Servisi Gıda sanayiinde karamsarlık hâkim Pandeminin ilk 10 haftasındaki ciro artışı, hijyen ve temel gıda ürünlerin den sağlandı. Yerli markalara ilgi arttı Araştırma şirketi Nielsen’in Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan, “Pandemi öncesinde yüzde 54 olan yerli ürün alma alışkanlığı, salgınla birlikte yüzde 76’ya çıktı” dedi. Erdoğan, yerli üretim, yerli tarım ve yerli marka ların ilerleyen dönemde daha fazla önem kazanacağına dikkat çekti. Öte yandan, pandeminin ilk 10 haftasında ciro artışı bakımından hijyen, temel gıda ve ev bakım kategorilerinin başı çekti. l Ekonomi Servisi Sanayicinin yüzde 52’si gıda ve içecekte bu yıl yüzde 15 küçülme öngördü. Yüzde 26 oranında düşen cirolar da 6 aydan önce toparlanmayacak. Türkiye’nin gıda ve içecek sanayi sektörünün önde gelen 58 şirketinin üst düzey yöneticileriyle yapılan anket, gıda sanayicisinin karamsarlığını ortaya koydu. Çok uluslu strateji danışmanlık şirketi EYParthenon ve Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) işbirliğiyle yapılan araştırmanın bazı sonuçları şöyle: 4 Katılımcıların yüzde 52’si sektörün küçüleceğini öngördü. Söz konusu daralmanın ortalama yüzde 1015 seviyesinde olacağını tahmin ediyor. 4 Salgın sürecinde cirolar ortalama yüzde 26 düştü. Bu kaybı yaşayan şirketlerin çoğunluğu, cirolarının 6 aydan önce toparlanmayacağını düşünüyor. 4 Yüzde 90’ı restoranların zorlanmasını ve otellerintatil köylerinin eski performanslarını yakalayamamasını, gelecek 612 aylık dönem için en büyük risklerden ikisi olarak görüyor. 4 Ev dışı tüketim sektöründeki normalleşmenin uzaması ise ciddi bir sorun olarak öne çıktı. Buna göre, ev dışı tüketim sektörünün 2019 performansı, ancak 2021 veya sonrasında yakalanabilecek. l Ekonomi Servisi Kapanmayan yara kanar.. Turhanİlhan Selçuk kardeşleri ay farkı ile kaybettiğimizden bu yana, Anadolu aydınlanmacılığına bir mum daha katmak adına birlikte yatmak istedikleri Hacıbektaş’ta birlikte yapılan anma etkinliklerine hiç katılmamazlık yapmamıştım. Gazetenin önünden kalkan otobüsle bir gecesi gidiş, ikinci gecesi dönüş olmak üzere yapılan, yaş ilerledikçe zorlaşan yolculuğu inadına seçmemin özel bir anlamı vardı.. Neredeyse yarı yarıya Almanya’dan yıllık izinlerini ayarlayarak gelen yolcularla, İstanbul’dan katılan Cumhuriyet okurları buluşmasında, gerçekten Alevi olanlar ile Alevilerin aydınlanmacılığına saygı duyanların buluşmasından, iki yorucu gece yolculuğu ile birlikte Hacıbektaş’taki etkinliklerin paylaşılmasından pekişen dostlukları izlemekten çok keyif alıyordum.. Kalabalık aileler için gece yarısı sonrası taksiyle evine gitmenin pahalı geldiğini de gözlemlediğim için dönüşte gazetede sohbet saatleri örgütleyerek gün ağarana dek minibüs, metro saatlerini beklemenin ayrı bir tadı da vardı.. Hayranlık ve şaşkınlıkla, önceleri emekli olmamış işçi, başka mesleklerden, sonrasında emeklisi, çocukları yerine torunlarını da katmış büyük ailelerin bir iki gün sonrası için Sivas Katliamı yıldönümü etkinliklerine dönük hazırlıklarını da dinlerdim.. Hiç yoksunluk ya da yoksulluktan yakındıklarına tanıklık etmedim. Ama çoğunlukla kapanmamış, sarılamamış yaralarının durup durup kanadığını hissederdim. Söyleşiler için katıldığım Hacıbektaş şenliklerinin gidişleri ve dönüşlerinde de hep otobüs yolculuklarını seçerek, özgür ve özgün kültürel kimlikleri ile arkadaş grupları, kimileri tek başına genç kızlar da içlerinde, katılan, çadırlar kadar sayısız kürsüden sıra alınarak türkü okumanın da paylaşıldığı özgürlük, özgünlük kokusunu almaya doyamazdım. Bu yıl virüs aramıza duvarlar ördü, buluşamadık. Odamdaki farklı yıllarda çekilmiş, otobüslerin mola yerlerindeki fotoğraflara bakıp bakıp nerelerde, hangi duygular içinde olduklarını merak ediyordum.. Sivas Katliamı, gazetemizin çoğunluk sayfalarını, ülkenin bu can yakıcı gündeminde, işgal etmiş gibiydi.. Bu duygu patlamasının açıklaması olmaz olur mu? HHH “Üç Kuşaktan Tanıklıklar” söyleşisi kapsamında sanatçı, insan hakları savaşımı duyarlılığı, yaptıkları üzerinden bir sayfanın içine sığdırmada çok eksik, borçlu kaldığım Muzaffer İlhan Erdost’u, Sivas gündemli çok özenli anlatmış Ali Ekber Ataş’ın 8. sayfamızdaki yazısını, “Acıyı bilince dönüştüren usta” saptamasını okumaktan kıvanç duydum. Sivas Katliamı sonrası yaşadıkları üzerinden çok acı çekmesine hep tanıklık ettiğim Aziz Nesin’den, ölümünden önce son paylaştığım Cumhuriyet’in 7 Mayıs buluşmasından bir cümle: Gözlerinden gitmeyen acıyı kastederek “Aziz Ağabey sana bu bakış hiç yakışmıyor. Hâlâ Sivas’ta yaşamak zorunda kaldıklarını aşamadın mı” anlamında bir soru sormuştum ki.. “Hiçbir şey aklımdan çıkmıyor ki..” yanıtıyla söyleyecek söz bulamamıştım. MaraşÇorum katilamlarını Cumhuriyet adına izleyen, dönemin acar gazeteci, röportajcısı Selim Yalçıner’i anımsayan okur olmayabilir. Tanıklıklarını inanılmaz haber, röportajlarla okurla paylaşmıştı. Hem meslek örgütlerimizden ödül almış hem de bizler için meslek örgütü ödülünden daha değerli, Nadir Nadi’den gazeteye katkısı nedeniyle özel teşekkür mektubu almıştı. Viyana’ya yerleşip orada Türkiye’yi, Cumhuriyet’i gönlünden çıkarmamış olarak toplumsal etkinliklerde örgütlü sorumluluk aldığından ben de bir etkinliğine katılmıştım. Gece, geçmişten anıları paylaşıyorduk, “İnanmayacaksın ama hâlâ geceleri uykularımda kâbuslar içinde Alevilerin katliamlarındaki vahşetten kurtulamıyorum..” demişti. Çağdaş Yaşam’ın da kurucusu, 1970’li yıllardan eğitim örgütlenmesi, toplumsal yaşamın en zorluları siyasal yaşam savaşımının içinden, insan haklarına dönük her daim hukukçu kimliği ile savaşmış Şenal Saruhan’ın, Sivas Katliamı davasındaki özverili hukukçu tanıklıklarını sizinle paylaşmak benim haddim değil. Demet Işık, CHP’den görevli katılımcı olarak, öncelikle gençleri kurtarma çabaları, kimileri için başarılı olabilse de çoğunu kurtaramamış olmanın acılarını yıllar sonra sözde sakin sakin anlatmaya çalışırken, gözyaşlarını tutmayı unutun, durmadan burnunun kanamasına kâğıt mendil yetiştirememesine bakakalmışken, eşi Rüçhan Işık’ı kastederek “Lütfen duymasın üzülür” demişti. Sonuç: Demem o ki minicik bir virüs, dünyayı en keskin boyutları ile evrensel insan hakları ihanetlerimiz, tüm canlılar için de geçerli olmak üzere doğa katliamlarımızın ürünü yaralarımızı deşerken.. Amerika’nın kuzeyi ve güneyinde en çarpıcı yaşanan örnekleriyle, dünya çapında kanayan yaralarımızı kazıyıp dururken.. Ülkemize dönük yaralarımızı da kanatıp durmayacak mıydı?..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle