25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 4 HAZİRAN 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HABER AKP’LI BAŞKANLAR, GAZETECILERI VE ATATÜRKÇÜLERI HEDEF ALDI Tehdit üstüne tehdit ‘KIMSE SOKAKTA ‘KEMALIST DÜZENI YERLE RAHAT DOLAŞAMAYACAK’ YEKSAN EDECEĞIZ’ Zonguldak’ın AKP’li Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, katıldığı yerel bir te rum. Eğer öyle algılıyorlarsa” dedi. Sulh ceza hâkimliğine haberle ilgili şikâyette bulun levizyon programında, hakkın duklarını ve haberin kaldırıl da olumsuz haber yapan gaze masını istedikleri söyleyen tecilere tehdit yağdırdı. Bektaş, “Sulh ceza hâkimliği Antalya’da otelleri olduğu yö 2004 yılında Polonya’da bir nünde çıkan haberi yalanlayan yerel mahkemenin kararını Bektaş, “Adalet gereğini yap bize gerekçe göstererek basın masa da ben yapacağım. Kim özgürlüğü dedi. Böyle bir şey se sokakta rahat dolaşamaya Ali Bektaş olabilir mi ya? Ne basın öz cak. Benim çocuğuma, onuru gürlüğü? Yargı ya bunun ge ma, şerefime dokunan insanın onuru reğini yapacak ya ben gereğini yapa na, şerefine dokunurum. Tehdit ediyo cağım” diye konuştu. l İç Politika Çorum’un AKP İskilip İlçe Başkanı Mustafa Lek, Milli Mücade be Sekreteri Ertuğrul Yıldız’a disiplin cezası verilmesine tepki gösterdi. Yaptığı açıklamada le karşıtı olarak yürüt Lek, “95 senedir sen ve senin tüğü faaliyetleri ve İngi zihniyetin benim ceddime ha lizlerin kurduğu Teali İslam in diyor. Sizlerin elitist Kema Cemiyeti’nin başkanlığını list zihniyeti bir gün elbet yer yapması nedeniyle 1926 yı le yeksan olacaktır. Bizlerin ra lında vatana ihanetten idam hatsızlığını görmek için işte edilen İskilipli Atıf’a sos sizler o günü bekleyin” ifadele yal medya hesabında yaptı Mustafa Lek riyle Atatürkçüleri tehdit etti. ğı paylaşımda “İslam alimi” Lek, “Hiç kimse hadsizlik yap diyen Mersin İl Milli Eğitim Müdürlü maya kalkışmasın, bizlerin sabrını ğü Şube Müdürü ve Eğitim BirSen Şu test etmesin” dedi. l İç Politika İDDİANAME TAMAMLANDI ‘Çav Bella’ paylaşımına 3 yıl hapis istemi SEYHAN AVŞAR İzmir’de camiden Çav Bella çalınmasına ilişkin gö Banu Özdemir rüntüleri sosyal medyada paylaştığı için tutuklanan ve geçen günlerde tahliye edilen eski CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir hakkındaki iddianame tamamlandı. Özdemir’in 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istendi. Özdemir 17 Eylül’de yargıç karşısına çıkacak. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede Özdemir’in (BanuOzdemirChp) sosyal medyadaki kullanıcı ismine siyasi bir partinin adının eklendiği ve siyasi bir bakış açısını yansıtan videoyu yayımladığı belirtildi. Özdemir’in paylaştığı videoya gelen tepkilerin ardından, “Şaka bir tarafa İzmir Karşıyaka, Konak, Bornova, Buca gibi bir çok ilçede farklı camilerden Çav Bella çalındığı videolarını gördük. İzmir İl Müftüsü bir açıklama yapacak mı?” şeklinde bir paylaşımda bulunduğu aktarıldı. İddianamede “Ramazan ayında ve bayram arefesinde videoya hiç yer vermeksizin bu videoyu kınaması mümkünken kınamadığı ve alay ederek paylaşım yaptığı” şeklinde yorumlanırken, “şüpheli atılı suça yönelik kastını ortaya koymaktadır” ifadeleri yer aldı. İddianamede Özdemir’in “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçunu işlediği iddia edildi. Özdemir’in avukatı Süleyman Karadağ ise gazetemize yaptığı açıklamada “Müvekilimin paylaşımlarında suç unsuru bulamayan iddia makamı niyet okuyarak suç yaratmaya çalışmaktadır” dedi. l İSTANBUL Basın Konseyi’nden Cumhuriyet’e destek Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un yıkılan çardak ve şöminesini haberleştiren gazetemize açılan davaları ve mahkemeden çıkarılan tekzip kararlarını eleştirdi. Basın Konseyi Yüksek Kurulu dün yaptığı açıklamada, “Halkın haber alma hakkı ve eleştirel gazetecilik tamamen kuşatılarak yok edilmek isteniyor. Gerçek habere getirilen tekzip ile eleştirel gazetecilik karartılmakta” denildi. Haberin doğruluğundan şüphe olmadığı belirtilen açıklamada, “Mahkemeden 3 tekzip kararı birden çıkartılarak gazetenin birinci sayfası dahil, iç sayfalarına da aynı tekzip metni yayımlattırılmış, sayfalar karartılmıştır. Böylece tekzip hakkı kötüye kullanılmıştır. Bu kararı bağımsız eleştirel habercilik yapan medya kuruluşlarını boğma girişimi olarak görüyor ve büyük endişeyle izliyoruz” ifadelerini kullanıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet 3553 ÖNERGEDEN 154’Ü YANITLANDI HDP Milletvekili Sait Dede’nin verdiği soru önergesine TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç tarafından verilen yanıta göre; 27. yasama döneminde Adalet Bakanlığı’na tüm partilerin verdiği 3 bin 553 soru önergesinden 154’ü, Aile, Çalışma Bakanlığı’na verilen 2 bin 78 soru önergesinden 334, İçişleri Bakanlığı’na verilen 2 bin 143 soru önergesinden de yalnızca 917’sine yanıt verildi. Dede, yasamanın etkisizleştirildiği, Meclis’in hızlandırılmış noter haline getirildiği bir sistem ile karşı karşıya olduklarını söyledi. l Haber Merkezi Tahliye edilen CHP’li Yıldırım, Erdoğan’ın ‘terörist’ yakıştırmasını eleştirdi: 17 günden daha zordu Adana’da kaymakam korumasının silah çektiği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesi sonrası tutuklanan CHP Adana Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım, hakkında verilen tahliye kararı sonrasında önceki gün cezaevinden tahliye oldu. Serbest bırakılmasının ardından konuşan Yıldırım, “Türk adaletine olan güvenim tamdır. Tüm suçlamaların düşeceğine ve beraat edeceğime inanıyorum. Biz gençlik örgütleri olarak yardımları ulaştırmaya devam edeceğiz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Van’da Vefa Destek Grubu’ndan iki kişinin şehit olduğu olayı anımsatarak “PKK’nın Van’da uzun namlulu silahlarla gerçekleştirdiği saldırıyı CHP’liler Adana’da hakaret ve yumrukla yapmıştır” sözleri için Yıldırım, “Her zaman terörün karşısında yer aldım. Bizi Van’daki o saldırıyla bir tutması gerçekten canımızı yaktı. Bu sözler 17 günlük tutuklamadan daha zor geldi” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da 17 gün cezaevinde tutulduktan sonra tahliye edilen, Eren Yıldırım’ı telefonla arayarak, geçmiş olsun dileklerini iletti. l İç Politika Eren Yıldırım Açıkel: Cumhurbaşkanlığı’nın basın özgürlüğü eleştirisi yapacak pozisyonu yok ‘Saray samimi değil’ AHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un ABD’de yaşanan olaylarda basın özgürlüğü konusunda yaptığı eleştirilerin samimi olmadığını belirterek, “Fahrettin Altun, Türkiye’de basın özgürlüğüFethi Açıkel nü ortadan kaldıran politikaların merkezindeyken ABD’ye basın özgürlüğü yapacak bir pozisyonda değil” dedi. Altun, sosyal medya hesabı üzerinden “George Floyd protestoları sırasında TRT World Yapımcısı Lionel Donovan’a düzenlenen saldırıyı en sert biçimde kınıyorum. Basın özgürlüğü, demokrasinin bel kemiğidir. Endişelerimi en kısa zamanda ilgili ABD makamlarıyla paylaşacağım” demişti. Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan Açıkel, şunları dile getirdi: “ABD’de TRT eki ABD BÜYÜKELÇISI ILE ALTUN GÖRÜŞTÜ ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield, ABD’de George Floyd protestoları sırasında ABD polisinin müdahalesinde TRT World muhabirlerinin plastik mermi ile yaralanmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile telefonda görüştü. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre görüşme Satterfield’ın talebi üzerine gerçekleştirildi. ABD’nin An kara Büyükelçiliği’nden görüşmeyle ilgili yapılan açıklamada “NATO müttefikimiz Türkiye’nin, barışçıl protestolar sırasında şiddet kullanımına karşı çıkma yönünde ABD ile aynı noktada olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Büyükelçi ve Sayın Altun, demokrasilerde vatandaşların barışçıl protesto hakkı bulunduğu hususunda mutabık kaldı” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet bine yapılan haksız müdahaleyi de samimiyetten uzak bu açıklamaları da kabul etmek mümkün değil. Her 5 yurttaşımızdan 3’ünün ülkemizde basın özgürlüğünün olmadığını düşündüğü ve Türkiye’nin haberlere güvenmeme açısından dünyada 2. sırada bulunduğu bir durum ortadayken Saray rejiminin bu gerçekleri görmezden gelmesi, milletimizin aklıyla dalga geçmektir. İstanbul’da kendi eviyle ilgili kamu yararı ilkesini gözeterek yapılan haberlere yayın yasağı kararı aldıran ve bu yasaklar üzerinden darbe dönemlerinde olduğu gibi gazeteleri tekzip ve düzeltme kararlarıyla adeta boğan, haberi yapan gazetecileri hedef gösteren bir zihniyetin, basın özgürlüğü ve demokrasi ilişkisi üzerinden değerlendirmeleri sadece söylemde kalmaktadır. Basın İlan Kurumu aracılığıyla, uzun süreli ilan yasakları uygulayarak gazeteleri adeta cezalandıran, RTÜK’ü bağımsız medya üzerinde siyasi bir sopa olarak kullanan, Türkiye’yi tutuklu gazeteciler ülkesine dönüştüren Saray reji mi, basın özgürlüğü konusunda eleştiri yapacak bir durumda değildir.” Basına istibdat Açıkel, sarayın keyfi istibdat rejiminde Türkiye’nin özgürlükler alanında büyük gerileme nedeniyle artık bağımsız uluslararası kuruluşların yaptığı sınıflandırmalarda “demokratik olmayan” ya da “otoriter rejimler” başlığı altında yer almaya başladığını ifade etti. Türkiye’nin bu kapsamda basın özgürlüğü konusunda 2002’de 100. sıradayken, 2020’de 154. sıraya gerilediğini kaydeden Açıkel, “Saray acziyet içinde, yönetim ve yolsuzluk krizini gizlemek için basına istibdat uyguluyor. Türkiye’nin, siyasal hak ve özgürlükler bakımından 41 OECD ülkesi arasında son sırada, ifade özgürlüğü konusunda ise 149 ülke arasında 129. sırada bulunması da bu tablonun bir sonucudur. Türkiye’de basın özgürlüğü alanında yaşanan sorunlar genel anlamda yaşanan demokrasi krizinin bir parçasıdır” diye konuştu. l ANKARA Çelik: Seçim Kanunu masada TELEFONA ‘ALTUN’ INCELEMESI AKP Sözcüsü Ömer Çelik darbe tartışmalarına ilişkin “Türkiye’nin darbe gündemi yoktur ama CHP’de birilerinin darbecilik gündemi var. Biz cevap verince ‘Zabıta ile mi yapacağız’ diyorlar. Ben darbe yapabilirsiniz demiyorum, darbecilik zihniyetinden kurtulamıyorsunuz diyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AKP MYK sonrası açıklama yapan Çelik özetle şunları söyledi: Seçim Kanunu: Çok kapsamlı bir teşkilat başkanlığı gündemi söz konusuydu. Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklikleri MYK’mız değerlendirmeye almıştır. ABD’deki protestolar: Bu tepkileri gelecek açısından sağlıklı buluyoruz. Meşru protestoları şiddete, yağmaya dönüştürme YSK: PARTI KONGRELERI YAPILABILIR Eskişehir Tepebaşı İlçe Seçim Kurulu, normalleşme süreci çerçevesinde siyasi parti kongreleri ile oda ve sendika seçimlerinin yapılıp yapılma yacağına ilişkin Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) görüş sordu. YSK, siyasi parti kongreleri ile oda ve sendika seçimlerinin yapılabileceğine karar verdi. ye çalıştıran, kamu düzenini yıkıcı etkiyle karşı karşıya bırakmaya çalışan gruplara da karşı olduğumuzu belirtmek isteriz. Provokasyon mevsimi kapanmıştır: Türkiye’de camilere, kiliselere yapılan protestolar, Hrant Dink Vakfı’na yönelik tehditleri gördük. Bunları reddediyoruz. Bu ölüm tehditleri, iğrenç yaklaşımlar medeni toplum düzeninin bir parçası olamaz. Türkiye’de provokasyon mevsimi kapanmıştır. Barolarda değişiklik: Barolarla ilgili değişiklik gündemimizde. Modelleri tartışıyoruz. Henüz sonuçlandırmadık. Meslek örgütlerinin tabanlarındaki demokratik gücün, çeşitliliğinin yönetimlere nasıl yansıyacağı modelleri arkadaşlarımız tartışıyorlar. Albayrak’a yönelik eleştiriler: Bir de sosyete damat diye bir şey uydurulmuştur. Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak Bey’in uyguladığı politikaları tartışırsınız. Aile kavramını kim hangi şekilde, hangi sebeple siyaset konusu yapıyorsa yaptığı ahlaksızlıktır. l ANKARA Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’taki evinin fotoğraflanmasıyla ilgili İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında, CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş’ın cep telefonunda inceleme yapıldığı öğrenildi. Altun’un Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye yol, şömine ve çardak gibi peyzaj düzenlemesi yaptırdığına ilişkin haber gazetemizde yayımlanmıştı. Cumhuriyet’in haberinin ardından Özçağdaş hakkında, Altun’un evinin fotoğrafını çektiği iddia edilmiş, Özçağdaş da söz konusu iddiayı yalanlamıştı. l İç Politika Erken seçim helvasını karmak için... Çok uzaklara gitmeyelim, 24 Haziran 2018 seçimlerine gidiş öyküsünü anımsatalım... 2017 sonbaharından itibaren erken seçim tartışmaları inip çıkmaya başlamıştı. 28 Ekim 2017’de Erdoğan, Konya’dan sesleniyordu: “Bu aralar bir şey bulamadı, erken seçim, diyor. Seçimin zamanı belli. Ey Kılıçdaroğlu çalış da 2019’a hazırlan...” 25 Aralık 2017’de Hürriyet’te Abdülkadir Selvi’nin yazısının başlığı şöyleydi: “Erken seçim yok!” Selvi şöyle devam etmişti: “Muhalefet liderlerine kötü bir haberim olacak. 2018’de erken seçim yok... Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri 3 Kasım 2019 tarihinde yapılacak. ‘Siyasette 24 saat dahi uzun bir süredir’ denilen bir ülkede nasıl bu kadar net konuşabiliyorum? Çünkü erken seçim kararı alacak olan iktidar partisinin nabzını tutuyorum. AK Parti’de hazırlıklar normal zamanında yapılacak seçimlere göre yürütülüyor.” Selvi haklıydı. İktidardan iyi haber alan öteki yayın organlarında da aynı hava vardı. Erdoğan’ın 2 Nisan 2018’de partisinin MYK toplantısında söyledikleri şu başlıkla haber oldu: “Erdoğan net konuştu: Kesinlikle erken seçim yok!” 4 Nisan 2018’de de Bahçeli “paralel” bir şekilde haber oldu: “Erken seçim yoktur. 2019’da Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri var. Partimiz üzerine oynanan oyunları tek tek bozduk, şimdi sıra seçimlerdi...” Aradan iki hafta geçti, 18 Nisan ErdoğanBahçeli buluşmasından şu çıktı: “24 Haziran 2018’de seçim var...” HHH Sanki bunlar yaşanmamış gibi Erdoğan bu günlerde, erken seçimin olmayacağını, önümüzde üç yıllık dönem olduğunu, seçimlerin 2023’te yapılacağını söylüyor. Sonuçta erken seçim haberlerini iktidar diri tutuyor. Tamamen kendisine ait olan medyayla yönlendirdiği medyaya dese ki “erken seçim sözünü ağzınıza almayın. Onun yerine Afrika’dan gelecek çöl sıcaklarının etkisini konuşun!” O gün ekranlar iklim mühendisleriyle dolar! AKP, erken seçim tartışmasını tek başına gündemde tutmuyor. Etrafına milletvekillerinin parti değiştirmesini, darbe tartışmalarını, yeni partilerin gereksizliğini de koyuyor. Böylece dört başı mamur bir siyasi gündem oluşuyor. Demokrasisi rayına oturmuş bir ülkede erken seçim tartışması temelde iki nedenle olur: 1 Muhalefet ülkenin iyi yönetilemediğini ortaya koyar, bir an önce işbaşına gelmek için sabırsızlanır, sandığın öne alınmasını ister. 2 İktidar olağanüstü bir başarı elde etmiştir, bunu soğumadan oya dönüştürmek ister. Şu an bunların ikisi de yok. Muhalefet doğası gereği “Sandık istemiyorum” demez, diyemez. O çerçevede sorulduğunda “hazırız” diyor. İktidarın kaygısı ise erkengeç seçim değil, kazanacağı seçim! Ne zaman kazanacağını düşünürse o zaman seçime gidecek. Belki yarın belki yarından da yakın, belki 2023’ten de uzak! HHH Erdoğan, 30 Mart 2020’de yeni dönem siyasi yol haritasını çizdi; kutuplaşmaya, rakipleri düşmanlaştırmaya, hatta şeytanlaştırmaya devam. Kendi içinden çıkanlar dahil! Gördüğümüz şu: Erdoğan, partisinin ve partisiyle hareket edenlerin toplam oyunun 24 Haziran 2018’den bir fazla olduğuna inandığı gün seçime gider. Kar kış, yaz güneş dinlemez. Gerekçe mi? Bundan kolay ne var. Bahçeli bir konuşma yapar: “Memleketin başına çorap örmek isteyenler bundan vazgeçmiş çuval örmeye başlamıştır. Bu niyetlerini kursaklarında bırakmayan namerttir, şeref yoksunudur.” O gün ne zaman gelir? 1 Ekonomi iyiye gidiyor havası verilebilecek bir ortam oluşursa... 2 Salgından çok başarılı çıktık, dünyaya fark attık denebilecek bir durum oluşursa... 3 Millet İttifakı çatlarsa... aCHPİyi Parti arası açılırsa, bHDP yönetiminin Millet İttifakı’na ya da CHP’ye cephe alacağı bir siyaset gündemi oluşursa, cCHP’nin içi karışırsa... 4DEVA ve Gelecek Partisi kuşatılır, kurutulur, yalnızlaştırılır, gündemden uzaklaştırılırsa... Dört şıktan üçünü katmadan erken seçim helvası zor karılır... Çavuşoğlu: Ayasofya Türkiye’nin mülküdür Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İstanbul’un fethinin yıldönümünde Ayasofya’da Fetih Suresi okunmasına Yunanistan’dan gelen tepkilerle ilgili “Ayasofya Yunanistan’a bağlı değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir mülküdür ve fethedilmiştir. Yunanistan’ın Ayasofya’da Kuranı Kerim okundu diye sesini çıkarması saçmalık ve haddini aşmaktır” ifadelerini kullandı. Katıldığı bir TV programında gündeme ilişkin değerlendirmeler yapan Çavuşoğlu, Türkiye Petrolleri’nin daha önce Rodos’un üzerinden geçen 28 dereceli doğu boylamından Kıbrıs’a kadar olan bölgede ruhsat aldığını ve Türk gemilerinin bölgede sismik araştırma sondaj çalışmaları yapacağını söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle