28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 30 MAYIS 2020 CUMARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT / ASLAN YILDIZ TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Adliyelerde yeni kurallar açıklandı, hâkim ve savcılar, 27 Temmuz’a kadar izin kullanamayacak Ada Ortaçağın günbatımında insan yeniden özneleşir; kurtuluşu kendinde, bu dünyada aramaya başlar. Ütopyalar böyle dönemlerin ürünüdür. Bir yandan, olmayan yerdir, bir yanıyla da olması arzu edilen yer. İlginçtir; daha iyi bir devlet düzeni, daha adil bir toplumsal hayat düşleyen fikir insanları, yaşadıkları dünyanın dışında bir yer inşa ederler zihinlerinde. Akıllarında inşa ettikleri bu yeni düzeni, uzak ve korunaklı bir coğrafyaya yerleştirirler. Genelde de adalar, ütopyaların ideal mekânı olarak kurgulanır. Thomas More’un Ütopya’sından bu yana bu büyük oranda böyledir. Değerli aydınımız Akşit Göktürk, 1973’te ilk baskısı çıkan Adaİngiliz Yazınında Ada Kavramı başlıklı kitabında bu tercihi açıklarken, “Her ada, bir bakıma bütünden ayrılmış, dünyayı ya da anakarayı uzağında, dışında bırakmıştır” saptamasına yer verir. Çünkü, “adada yaşayan bir kimse için, dört bir yanını çepeçevre kuşatan denizlerin ötesindeki dünya, ‘dışarı’dır”. Öyleyse daha iyi bir yaşamı arzulayan düşünürler, içinde yaşadıkları dünyaya dışsal, içinde yaşadıkları koşullardan daha iyi bir mekânı yine bu dünyada, adalarda inşa etmiş; hem de bu uzak mekânda korunaklı bir ideali yaşatmanın yollarını aramışlardır. Elbette fikri düzeydedir bu inşa; ancak hayal gücünün ve insanın iradesinin talihine hükmetmeye başlamasının da kapısını açan devrimsel bir değişimdir bu. Tam da bu nedenle, zihinlerde anakaranın dışında bir Ada’da inşa edilen düzen, çoğu zaman hayallerdeki düzenin de bir yansımasıdır. Ada’daki inşaya, kurulan düzene, ilişkilerin dizilişine bakmak; birilerinin hayallerindeki düzeni anlamanın da anahtarıdır. Nereden geldim bu konulara? 27 Mayıs’ta Yassıada’nın adı değiştirildi, Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak… Darbeler olmasın, siyasetçiler idam edilmesin, memleket askeri ya da sivil baskı rejimleriyle yönetilmesin, gerçek anlamda demokratik bir düzene kavuşalım. Buraya kadar tamam. Asıl mesele, başta belirttiğim konuyla bağlantılı. Dedim ya, ütopyacı gelenek bize bir mesaj veriyor: Bir Ada’ya bakın, bir Ada’nın nasıl hayal edildiğine, ekonomiden tutun da sosyal ilişkilere kadar nasıl düzenlendiğine göz atın; inşa edenlerin hayallerindeki dünya tasarımını da anlarsınız. Yassıada Bu gözle bakıyorum yeniden inşa edilen Yassıada’ya. Yemyeşil ada beton yığınına dönmüş. Her yere bina dikilmiş, en görünen alanlara beton dökülmüş. Ağaca kıy, toprağı tüket, betonu yığ. 18 yıldır karşı karşıya olduğumuz ekonomi modelinin, yerin altını da üstünü de ranta açarak büyümeye, belirli kesimleri büyütmeye çalışmanın izleri var Ada’da. Fotoğraflar, görüntüler ve önceki haliyle karşılaştırmalı tablosu ortada. Yassıada’nın ekonomik görüntüsünün ranta ve inşaata dayalı olması, ütopyalardaki Ada tasarımlarından yöntem olarak da içerik olarak da farklı. Yöntem farklı; çünkü yaşanan dünyadaki, ülkedeki gerçekliğe dışsal, zıt bir durum yok ortada; içsel olanın, yaşadıklarımızın uzantısı. İçeriği de farklı; çünkü ütopya eserlerinde adalar için daha adil, daha eşitlikçi bir ekonomi ve kentleşme modeli öneriliyor; toprağa sahip çıkılıyor. Ekonomik açıdan dışsal değil ama iktidar koalisyonunun ideolojik ve siyasal tercihleri açısından dışsal olduğu kesin bu Ada’nın. Belirttim; yaşanan gerçeklikle bir zıt dünya kurulur Ada’da, gerçek hayata dışsallaştırılır. Ada’ya verilen isme bakalım: Demokrasi ve Özgürlükler Adası. Yaşanan dünyada/ülkede demokrasi geriliyor; tek kişinin denetimsiz egemenliği pekiştikçe pekişiyor, hukuktan muaf/istisna kılınan suçlar, kesimler artıyor; korku, sansür, baskı altında özgürlüklerin alanı iyice aşınıyor. Ama adaya verilen isim Demokrasi ve Özgürlükler. İşte bu kez dışsallık başarılmış; var olan halin tersi, dışında bir durum, Ada’ya hiç değilse isim düzeyinde yansıtılmış. İsim düzeyinde diyorum; çünkü öze yine yansımamış. Biçim, içerikten bağımsız değil. Demokrasi, özgürlükler bu ülkedeki tüm yurttaşları, görüşleri ilgilendirir. Fakat bakıyoruz; iktidar koalisyonu dışındaki hiçbir parti, görüş, temsilci Ada’nın açılışında yok. Davet edilmedikleri görülüyor. Muhalefet yok. Farklı partilerden, görüşlerden muhalefet güçlerini Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda görmek istememek, muhalefete tahammülsüzlüğün, iktidarın amaçlarına hizmet eden partilerin dışındakilere kapıları kapatmanın göstergesi değil mi? Ölçü demokrasi ve özgürlükler mi, iktidarın izinde olmak mı bu durumda? Yanıt belli: Yeni Ada, ülkeyi yönetenlerin kafalarındaki Türkiye ütopyasının küçük bir özeti sadece. Nüfus müdürlükleri YKS mesaisi yapacak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, ÖSYM tarafından gerçekleştirilecek YKS’ye girecek öğrencilerin T.C. kimlik kartı başvurularının alınması amacıyla tüm il ve ilçe nüfus müdürlüklerinin bugün saat 10.00 ile 17.00 arasında açık bulundurulacağı belirtildi. Açıklamada, 15 yaşını tamamlayanların, kendileriyle birlikte ana, baba, veli veya vasisinin T.C. kimlik kartı başvurusunda bulunmakla sınırlı olmak, maske takmak kaydıyla sınava başvurulduğunu gösterir fotoğraflı belgeyle 10.0017.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecekleri kaydedildi. l ANKARA/Cumhuriyet Önlemlerle açılıyor Adalet Bakanlığı ile Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), koronavirüs tedbirleri kapsamında adliyelerde yeni kurallar açıkladı. Buna göre hâkim ve savcılar, adli tatilin başlayacağı 27 Temmuz’a kadar izin kullanamayacak. Kronik rahatsızlığı bulunan 60 yaş üzeri hâkim ve savcılar, izinli sayılacak. Duruşma ve keşifler hariç adliyelerdeki işler, 1 Haziran itibarıyla başlayacak. İşi olmayan adliyelere alınmayacak. SEGBİS kullanımı tercih edilecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koronavirüs tedbirlerini 1 Haziran itibarıyla gevşetmesi üzerine yargıda da durum değişikliği yaşandı. Adalet hizmetlerinde koronavirüse karşı alınan tedbirlerle ilgili koordinasyon toplantılarının 10’uncusu dün Adalet Bakanı Abdulhamit Gül başkanlığında video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi. Toplantı sonunda adliyelere yönelik “Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu” açıklandı. Buna göre, adliyelere maskesi olmayan hiç kimse alınmayacak. Herhangi bir iş ve işlemi olduğunu ispat edemeyenlerin adliyeye girişine izin verilmeyecek. Giriş kapılarında Adalet Bakanlığı ile HSK’nin kararına göre, kronik rahatsızlığı bulunan 60 yaş üzeri hâkim ve savcılar izinli sayılacak. Duruşma ve keşifler hariç adliyelerdeki işler, 1 Haziran itibarıyla başlayacak. İşi olmayan adliyelere alınmayacak. ateş ölçümü yapılarak, ateşi 38 dereceyi geçenler içeri alınmayıp sağlık kurumuna yönlendirilecek. Mahkeme ve cumhuriyet savcılığı kalemleri, ön bürolar ve icra daireleri cam veya şeffaf bölmelerle kapatılacak, temizlikleri her gün yapılacak ve yeterli sayıda antiseptik bulundurulacak. Duruşma salonları, kalem odaları ile icra dairelerinde çalışma düzeni 4 metrekareye bir personel düşecek şekilde planlanacak. Hakimler, savcılar, avukatlar ve tüm personel maske kullanacak. Duruşmaların haftanın her gününe ve gün içine yayılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılacak. Adliyelerde merkezi havalandırma sistemleri kullanılmayacak. Mahkeme ve icra işlemlerinde harç masrafı ve diğer ödemeler mümkün olduğunca EFT, havale gibi yöntemler ile yaptırılacak. UYAP ve SEGBİS kullanımı yaygınlaştırıla cak. Yemekhaneler 1 Eylül 2020’de açılacağı için bu tarihe kadar personelin yemekleri kumanya şeklinde dağıtılacak. Çay bardağı, kaşık, çatal, tabak gibi malzemeler tek kullanımlık olacak. Her başsavcılık, tedbirlerin sevk ve idaresi için sorumlular belirleyecek. HSK’den yeni kararlar HSK Genel Kurulu da, “yeni normale” dönüş eylem planı çerçevesinde dün olağanüstü toplandı. Toplantıda alınan kararlara göre, tutuklu ve acil işler haricindeki adli ve idari yargı ilk derece mahkemelerine ait duruşma ve keşifler 16 Haziran’da, bölge adliye ve idare ile vergi mahkemelerindeki duruşmalar hariç tüm işler 1 Haziran’da başlayacak. Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin tedbir 1 Haziran’da sona erecek. Savcılıklar bu nedenle işbaşı yapacak. Ka rar uyarınca salgın tedbirleri nedeniyle oluşan iş yükünün ortadan kaldırılması amacıyla, 20 Temmuz tarihine kadar, hâkim ve cumhuriyet savcılarının yıllık izin talepleri karşılanmayacak. 1 Haziran’dan itibaren yalnızca 60 yaş üstü kronik rahatsızlığı bulunan hâkim ve cumhuriyet savcıları idari izinli sayılacak. Kapalı görüş başlıyor Bakan Abdulhamit Gül, Bilim Kurulu’yla yapılan görüşmeler çerçevesinde, 1 Haziran’dan itibaren cezaevlerinde kapalı görüşlerin yapılmaya başlanacağını açıklayarak “Görüş hakkını kullanamayan hükümlü ve tutuklular ilave görüş hakkına sahip olacaklar. Ceza infaz kurumlarına ilişkin aldığımız tüm tedbirleri titiz bir şekilde uygulamaya ve bu tedbirleri sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Cezaevlerinde hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla görüntülü görüşmesine ilişkin de çalışma yapıldığını belirten Gül, pilot uygulamalara başlanacağını, cezaevlerindeki sayımlarda da dijital imkânların kullanılacağını bildirdi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘AYASOFYA AÇILSIN’ TALEBİ Ayasofya Müzesi’ne yürümek isteyen gruba, yurttaşlar, “Bu insanlara uymayın, bunlar provokatör. Bağırarak bu işler olmaz” diyerek tepki gösterdi. Sloganlı yürüyüşe tepki KÜBRA KÖKLÜ Koronavirüs tedbirleri kapsamında 16 Mart’tan beri kapalı olan cami ve mescitlerde 2.5 ay sonra ilk kez dün cuma namazı kılındı. Sultanahmet Camisi’nde kılınan namazın ardından bir grup, “Ayasofya açılsın, zincirleri kırılsın” diyerek Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüştürülmesi için yürüyüş düzenlemek istedi ancak polis izin vermedi. İstanbul’da yurttaşlar en çok Sultanahmet Camisi’ne akın etti. Yurttaşlar, caminin avlusunda ve bahçesinde sosyal mesafe kurallarına dikkat ederek namaz kıldı. Camilerin yanı sıra meydan ve stadyumlar başta olmak üzere açık alanlarda da cuma namazı kılındı. Namazın ardından bir grup Ayasofya Müzesi’nin cami yapılması için yürüyüş yapmak istedi. Ancak gruba polis izin vermedi. Sosyal mesafe kurallarına uymayan grup, “Ayasofya açılsın, zincirleri kırılsın” diye slogan attı. Ayasofya Müzesi’ne yürümek isteyen gruba, yurttaşlar, “Bu insanlara uymayın, bunlar provokatör. Bağırarak bu işler olmaz” diyerek tepki gösterdi. l İSTANBUL SOSYAL MESAFE KURALI UYGULANDI Başkentte cuma namazı başta Kocatepe Camiisi olmak üzere il müftülüğünün belirlediği camilerde kılındı. Meclis Camisi’nde de aranın ardından ilk cuma namazı kılındı. Meclis Başkanlığı’nca namaz öncesinde Meclis Camisi’nde çeşitli önlemler alındı. Namaz için cami dışına kurulan minberden hutbe okunurken, bazı belediyeler de yağmura karşı önlem olarak çadır desteği verdi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, eski bakanlar, bazı milletvekilleri cuma namazını Meclis Camisi’nde kıldı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise,cuma namazını Hacı Bayramı Veli Camisi’nde kıldı. Yurt genelinde de belirlenen camilerde cuma namazı kılındı. l ANKARA/ Cumhuriyet Erdoğan’a bağlanılmasına tepki İnce ‘korkmayın’ dedi, yayını terk etti CHP’li Muharrem İnce, dün akşam katıldığı Haber Global TV’de sözü kesilerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya’daki Fetih konuşmasına bağlanmasına tepki göstererek stüdyoyu terk etti. İnce, yayını terk ederken, “Bizi böyle programlara çağırmayın bir dahakine. Bütün kanallar şu anda Erdoğan’ı gösteriyor. Sovyetler Birliği gibi bütün kanallar Erdoğan’ı gösterecek. Çok yanlış, korkmayın bu kadar Erdoğan’dan, canınızı sıkmayın. Gidecek ilk seferde merak etmeyin. Kimseyi gururumla oynatmam. Nedir benim sözümü kesiyorsunuz. Böyle bir şey olmaz. Saygısızca buluyorum. Bu doğru değil. 16 milyon insan oy vermiş bana. O insanlara saygısızlık yapıyorsunuz. Yüz tane televizyon kanalı Erdoğan’ı gösteriyor. Bırakın da iki kelime laf edelim, isterse yüz tane daha kurar o zaten. Daha bir soru soruyorsunuz ağzımı açıyorum... Bütün kanallar Erdoğan’ı gösterecek. Kimseye yalakalık yapamam. Çağırıyorsanız buraya birisini onu konuşturacaksınız. O zaman çağırmayın. Erdoğan, bu ülkenin kurucusu değil, sahibi değil. Bu saygısızlık, bu faşizm! Türkiye Cumhuriyeti Recep Tayyip Erdoğan’ın tapulu mülkü değildir. Türkiye’nin bir demokrasi mücadelesine ihtiyacı vardır” dedi. Haber Global TV, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Sayın İnce’ye yayın öncesi Cumhurbaşkanı’nın yapacağı konuşmaya bağlanacağımızı söyledik. Kendisi de bize ‘Ama böyle yaparsanız ben sizi eleştiririm’ denildi.” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi İMAMOĞLU’NDAN, FETİH YILDÖNÜMÜNDE MESAJ: KARDEŞLIĞI ILKE EDINECEĞIZ İstanbul’un fethinin 567. yıldönümü kapsamında dün Fatih Camisi bahçesinde bulunan Fa tih Sultan Mehmet Türbesi’nde valilik tarafından anma töreni dü zenlendi. Törene, Kültür ve Turizm Ba kanı Mehmet Ersoy, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Fatih Sultan Mehmet Türbesi’nde anma töreni düzenlendi. İmamoğlu İmamoğlu katıldı. Törenin ardın dan konuşan Ekrem İmamoğlu, “İstanbu lumuzun fethi, bizim bu topraklardaki var lığımızdır, bu kadim dünya kentinin bize emanet edildiği andır. Bu kadim toprakla ra en güzel şekliyle sahip çıkmamız, kar deşliğe, her türlü inancın bir arada yaşa masına fırsat tanımayı ilke edinerek Fa tih Sultan Mehmet Han’ın bu mirasına, en güzel şekilde layık olma çabamız, fe Ayasofya’da Fetih suresi okundu tihten alacağımız en değerli dersler. Pey gamberimiz Hz. Muhammed’in müjdesiy le böyle bir şehri fetheden bir komutanın, bir ecdadın evlatları olmaktan da onur duyuyoruz” dedi. İstanbul’un fethi kutlamaları kapsamında milli sporcular ve gençler Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dün Ayasofya’da “Fetih Şöleni” düzenlendi. Etkinlikte İstanbul’un fethinin 567. yıldönümü nedeniyle Ayasofya içinde Fetih suresi yada birer berat belgesidir. Fethin 567. yıldönümünün Fatih’in emaneti Ayasofya’da Fetih suresi okunmak ve dualar edilmek suretiyle yad edilmesi çok önemli. İnşallah teknelerle saygı geçişi düzenledi. Tekne okundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da video fethin 600. yıldönümü olan 2053’te gençle ler, Huber Köşkü’nün önünden geçerken konferansla Fetih suresinin mealini okuduk rimize ecdatları Fatih’e layık bir Türkiye bı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Türk tan sonra “Bu şehre yaptığımız her hizmet rakacağız” dedi. Şölen, havai fişek gösterisi bayrakları ile selamladı. l İç Politika bizim için hem bu dünyada hem öteki dün ile sona erdi. l Haber Merkezi ‘Evlatlarımızı kültürel kodlarımızla tanıştırıyoruz’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un fethinin 567. yılı etkinliği kapsamında “Evlatlarımızı kültürel kodlarımızla tanıştırıyoruz” dedi. Oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetimindeki Okçular Vakfı’nın Fetih Kupası etkinliğine video konferans ile katılan Cumhurbaşka nı Erdoğan, “Kökleri ile bağı kopmuş bir ağaç nasıl ayakta kalamazsa kültüründen habersiz bir neslin de hayata tutunması mümkün değildir. Gençlerimizin yeni bir spor ahlakıyla ahlaklanmasını istiyoruz. Evlatlarımızı okçuluğa, biniciliğe, atıcılığa yönlendirirken onları kültürel kodlarımızla tanıştırıyoruz. Kendini bilen, tarihini, medeniyetini bilen, özgüveni yüksek, ahlaklı, erdemli sağlıklı gençler yetiştirmek devlet olarak hedefimizdir. Tarihimizi hakkıyla anlatan diziler ve filmler ata sporlarımızı tüm dünyaya tanıtıyor” diye konuştu. l Haber Merkezi Soyer Üreticilere destek veren Soyer: İthalatçı politikalar terk edilsin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan “Bal ve Alternatif Ürünlerin Desteklenmesi Projesi”nde, 3’ü kadın olmak üzere 30 üreticiye 120 arılı kovan, 60 arısız kovan ve malzeme desteği verdi. Karşıyaka’da yapılan törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye’de 2016 yılında 16 bin köyün kapatıldığını, buraların mahalleye dönüştürüldüğü belirterek “Mahalleye dönüştürülen köylere dediler ki siz emlak vergisi de ödeyeceksiniz. Temizlik vergisi de ödeyeceksiniz. Biz sizi önce mahalle yapacağız, sonra hizmet getireceğiz, dediler. Hizmet götürdüler mi? Onu da yapmadılar. Salgında köyün, üretmenin ne kadar değerli olduğu, kendi kendine yeten ekonomiler yaratmanın ne kadar önemli olduğu bir kere daha ortaya çıktı. O nedenle biz, sizi mahalle yapsalar da köy demeye devam edeceğiz. Biz, çiftçimizi üretemez hale getiren küresel şirketlerin ve bu anlayışa hizmet eden ithalatçı politikaların terk edilmesi gerektiğini söylüyoruz” dedi. Eczane borçları kapatılıyor İzmir’de Konak Belediyesi, sağlık sorunu yaşayan ve salgın nedeniyle de zor duruma düşen yurttaşların eczanelere olan borçlarının ödenmesi için kampanya başlattı. İzmir Eczacı Odası ile işbirliği içinde yapılan kampanya kapsamında ilk ödeme Ballıkuyu bölgesindeki bir eczanede gerçekleşti. 17 vatandaşın veresiye borcu kapatıldı. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, “Buradan hayırseverlerimize çağrı yapıyoruz. Gelen bağışların, borçları birer birer sileceğini umuyoruz” dedi. l İZMİR/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle