15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 7 30 NİSAN 2020 PERŞEMBE Salgınla birlikte enerji piyasasında sarsıntı sürerken İran, Suriye’ye ihracatı artırdı Tahran’ın petrol hamlesi ABD’nin yaptırımları nedeniyle ekonomik krizin derinleştiği İran, ticarete arka kapıdan devam etmenin yollarını arıyor. Yeni tip koronavirüs salgınıyla birlikte (Covid19), ham petrol fiyatlarındaki tarihi düşüş ihracatçı ülkeleri zora sokarken Veriye Dayalı Ortadoğu Petrol ve Gaz Analizi Merkezi (MEES), İran’dan Suriye’ye yönelik ham petrol ihracatının son haftalarda önemli miktarda arttığını bildirdi. Buna göre, Suriye’nin Banyas Limanı’na önceki gün yaklaşık 6.8 milyon varil ham petrol taşıyan birden fazla İran tankeri yanaştı. ABD’nin Tahran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan (JCPAO) tek taraflı çıkmasının ardından yaptırımları ağırlaştırdığı İran, ambargonun tamamen devreye girdiği Mayıs 2019’dan bu yana Suriye’ye ayda ortalama olarak 2 milyon varil petrol ihraç ediyordu. İran’ın en büyük petrol pazarı olan Çin, Covid19 krizinin de etkisiyle enerji ihtiyacının düşmesi nedeniyle ocak ve şubat ayın İran’ın en büyük petrol pazarı olan Çin, Covid19 krizinin de etkisiyle ocak ve şubattan bu yana ithalatını düşürdü. konuşlu İran destekli Hizbullah güçlerinin, İran’dan bölgeye giden petrolü karaborsada satmaya başlamış olması olarak değerlendiriliyor. İran’ın tankerlerinin rotasının Banyas Limanı olduğu söyleniyor. dan bu yana petrol ithalatını büyük oranda düşürmüştü. Böylece Suriye, İran’ın petrol konusundaki en büyük ticari partneri haline geldi. ABD merkezli Radio Free Europe haber sitesine göre, bu değişimin arkasında iki neden bulunuyor olabilir. Buna göre, İran’ın petrol stoklarının kapasiteyi aşması nedeniyle müttefik komşu ülkelerinde stoklama yoluna gitmiş olması muhtemel. İkinci ihtimal ise Şam yönetimi ve Suriye’de ‘ABD’den özel birlik’ Öte yandan ABD’nin, Suriye’nin kuzeydoğusunda terör örgütü PKK/ YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki bölgelere askeri sevkıyatıyla birlikte Washington’ın buradaki petrol sahalarına ilişkin planlarıyla ilgili yeni iddialar gündeme geldi. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, önceki gün ABD ordusuna ait 70 kamyonun Haseke’ye mühimmat ve askeri ekipman taşıdığını bildirdi. AA ise ABD’nin, Fırat Nehri’nin doğusundaki petrol sahalarını güvence altına almak için SDG içerisindeki Arap unsurlardan özel bir birlik kurduğu iddiasını gündeme taşıdı. İSRAİL BASKIDA Suriye’de savaşın başladığından beri Lübnanlı Şii örgüt Hizbullah’a yardımları durdurmak ve İran’ı engellemek gerekçesiyle defalarca füzelerle hedef alan İsrail, saldırıların devam edeceği sinyalini verdi. İsrail’de şehitler günü ve takip eden bağımsızlığının 72. yıldönümü çerçevesinde açıklama yapan Savunma Bakanı Naftali Bennett, “İran’ın Suriye’ye yerleşmesini engellemekten Suriye’den çıkmaya zorlamaya geçtik ve durmayacağız” dedi. “Eyleme geçmeksizin sınırlarımız boyunca daha fazla stratejik tehditlerin büyümesine izin vermeyeceğiz. Mücadeleyi düşmanın bölgesinde sürdürmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı. Geçen pazartesi İsrail Hava Kuvvetleri, Lübnan hava sahasını ihlal edip Suriye‘nin başkenti Şam’ın güneyine hava saldırısı düzenlemişti. Suriye ajansı SANA’ya göre saldırıda 3 sivil yaşamını yitirdi. İYİ PARTI’DEN ÇIRAY: Rusya ile ABD sınırda anlaştı Terör örgütü PKKYPG’nin Afrin’de düzenlediği saldırı sonrasında gözler yeniden Suriye’ye çevrildi. Koronavirüs salgını tüm dünya ülkelerini etkisi altına alırken, terör örgütü PKK/YPG’nin Afrin’e saldı SELDA GÜNEYSU rısı, dikkatleri yeniden bölgede topladı. İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başka nı Aytun Çıray, Suriye’deki durumu Cumhuriyet’e yorumladı: Esas sıkıntı Fırat’ın doğusu: Afrin’de dü zenlenen saldırı çok dikkat çekici. Me saj içerdiği anlaşılıyor. Afrin’de petrol de yok. Türkiye için esas sıkıntı Fırat’ın do ğusu. ABD Başkanı Trump da bir ara ağ zından kaçırmıştı, “Türkiye’nin Suri ye’deki Kürtler arasında anlaşmaya var dığını” söylemişti. Bunlara bakınca hem Suriye’de hem de Suriye’nin çeşitli alan larında bizim kuvvetlerimizi bölme amacı taşıyabilir. Bölgede ABD de Rusya da et kili. Türkiye’nin ise en son Rusya’dan al dığı S400’lerden vazgeçtiği görülüyor. Rusya ile karşılıklı ilişkilerin gözden ge çirilmesi gerekecek. Rus destekli saldırı sonrası orada şehit olan 59 askerimizin hesabı henüz sorulmuş değil. Cumhuriyetin diplomasisine dönülmeli: (Türkiye nasıl bir yol izleme li sorusu üzerine) Türkiye’nin bir an önce Suriye meşru hükümetiyle görüşmesi ge rekiyor. Biz, bunu 2015 Kasım’dan bu ya na söylüyoruz. “ABD ile Rusya, Suriye’de sınır konusunda anlaştılar” diyoruz. Tür kiye bunu fark ettiği zaman da çok geç olacak. Cumhuriyetçi dış politikaya geri dönmemiz lazım. Türk askerinin bu kao sun içinden çıkarılması lazım. ‘Devlet nüvesi’ atıldı: Batılılar, Rusya ve ABD bölgede istediklerini elde etti ler ve onların oradan çıkması artık bekle nemez. Suriye’de, özellikle Fırat’ın doğu sunda da bir çekirdek, bir devlet nüvesi atılmış oldu. Türkiye’deki yanlış yürütü len siyaset de buna imkân tanıdı. DİNİ ÖZGÜRLÜKLER ABD raporuna Türkiye’den tepki ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu tarafından, ABD yönetimine tavsiyelerde bulunmak amacıyla her yıl hazırlanan “Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu” yayımlandı. Raporda Türkiye’nin, “Dini özgürlükleri ağır şekilde ihlal eden veya ihlal edilmesine göz yuman” ülkeler için belirlenen “Özel Gözlem Listesi”ne alınması önerildi. Rapora Ankara’dan sert tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Komisyonun, ülkemizi ‘Özel Gözlem Listesi’ için önermesi, raporun arkasında yatan kasıtlı zihniyetin ve hangi odakların etkisiyle yazıldığının açık göstergesidir. Bu yanlı ve temelsiz yaklaşım, raporun inanılırlığına gölge düşürmektedir. FETÖ’nün elebaşısının raporda ‘ABD’de yaşayan bir din adamı’ olarak nitelendirilmesi ise Türkiye’de demokrasiye yapılan hain darbe girişimini ve 251 masum vatandaşımızın şehit edilmesini bilerek görmezden gelmek demektir.” l ANKARA/Cumhuriyet BELGRAD’DA EYLEM Sırbistan’da “5 milyondan sadece 1’i” adlı muhalif grup dün hükümetin koronavirüs politikalarını protesto etmek amacıyla parlamento önünde gösteri düzenledi. Önceki gün diğer bir muhalif hareket olan Sırbistan İttifakı’nın Başkanı Dragan Djilas da aynı gerekçeyle hükümeti evinin terasında tencere tava çalarak protesto etti. Bolsonaro ölümcül oyunda Küresel çapta yeni tip koronavirüs salgınında (Covid19) vaka sayısı 3 milyon 150 bine, can kaybı 218 bin 139’a yükseldi. Virüsün yayılmasını engellemek için bilim insanlarının esas önlem saydığı sıkı tecrit önlemlerini uygulamamakta direnen ülkelerin halkları ise en büyük risk grubunda olmaya devam ediyor. Virüsün yol açtığı hastalığı daha önce pek çok kez griple bir tutan aşırı sağcı Jair Bolsonaro yönetimindeki Brezilya’da, Covid19 kaynaklı ölümler, önceki gün virüsün çıkış noktası olan Çin’i geride bırakarak 5 bin 83’e yükseldi. 71 binden fazla vakanın görüldüğü Brezilya, Latin Amerika’da salgından en çok etkilenen ülke konumunda bulunuyor. ‘Mesih değilim’ Öte yandan, her fırsatta işlerin tekrar açılması gerektiğini savunan, eyalet valileri tarafından hastalığın yayılmasını yavaşlatmak için getirilen kısıtlamalara da tahammül edemediğini söyleyen Bolsonaro’ya ölü sayısındaki artış sorul du. Bolsonaro’nun, “Ne yani? Onun için üzgünüm. Ne yapmamı istiyorsunuz” yanıtı dikkat çekti. İkinci adının “Mesih” anlamına gelen Messias olduğuna işaret eden Bolsonaro, “Ancak mucizeler yaratamam” diye ekledi. Yardıma göçmen şartı! Bu arada, salgının merkez üssü konumuna gelen ABD’de ise vaka sayısı önceki gün itibarıyla 1 milyon eşiğini aştı. Yaşanan bu ağır tablodaki payı nedeniyle yoğun eleştiri altında olan ABD Başkanı Donald Trump ise büyük darbe alan ekonomiyi canlandırma çabalarını, göçmen karşıtı politikalarına alet etme ısrarını sürdürüyor. Trump, eyaletlere ek mali yardım yapmayı göçmenleri sınırdışı etmeleri şartına bağladı. Trump, nakit paraya muhtaç eyaletlere mali yardım karşılığı “sığınak şehir” politikalarında değişiklik talep edeceğini belirtti. ABD’de federal otorite ile göçmenlik konusunda işbirliği yapmayan, şehir sakinlerinin göçmenlik statüsü hakkında bilgi paylaşmayan ve böylece kaçak MASKESİZ... ABD’de Başkan Yardımcısı Mike Pence, hastane ziyaretinde maske takmayınca tepki çekti. Minnesota’da, koronavirüs araştırmalarının önde gelen merkezlerinden birine giden Başkan Yardımcısı’na eşlik eden ekip maske takarken Pence bu uygulamaya katılmadı. Bir gazetecinin neden maske takmadığını sorması üzerine, düzenli olarak test yaptırdığını, bu nedenle gerek duymadığını söyledi. göçmenlere başka suç işlemezlerse yakalanmadan yaşam olanağı sunan kentlere “sığınak şehir” deniyor. Damlacık tartışması Nature dergisinde yayımlanan Covid19’a ilişkin son araştırmaya göre, bilim insanları salgının başladığı Çin’in Wuhan kentindeki iki hastanede yaptıkları çalışmada havada bulunan damlacıklarda koronavirüs tespit etti. Araştırmada elde edilen virüslerin bulaşıcı olup olmadığı bilinmezken damlacıkların nefes alırken ve konuşurken insanlara kolaylıkla bulaşabildiği, havada kaldığı ve nefesle içeri çekildiği iddia edildi. Araştırmayı New York Times için değerlendiren Virginia Tech Üniversitesi’nde profesör olarak çalışan Linsey Marr, “Bu virüsler havada en az iki saat dolanacak. Bu araştırma salgının hava yoluyla geçtiğini çok net bir şekilde gösteriyor” dedi. ‘Çocuklar artık yaşlılara sarılabilir’ Salgının yayılma hızının yavaşlaması nedeniyle önlemlerin gevşetilmesinin tartışıldığı Avrupa ülkesi İsviçre de resmi tavsiyelerde bazı değişikliklere gitti. İsviçre Sağlık Bakanlığı’nın bulaşıcı hastalıklardan sorumlu yetkilisi Daniel Koch, bilim insanlarının, küçük çocukların virüs bulaştırmadıkları sonucuna vardıklarını ifade etti. 10 yaş altı çocukların büyükanne ve büyükbabalarına sarılmalarının artık “güvenli olduğunu” savundu. Ama bu görüşmelerin kısa olması gerektiği ve büyükanne ile büyükbabaların çocuk bakıcılığı yapmamaları gerektiği belirtildi. Vaka sayısında ilk beş ülke arasında yer alan İngiltere’de yaşamını yitirenlerin sayısı 21 bin 678’e yükseldi. Sağlık Bakanı Matt Hancock, Covid19 testiyle ilgili politikayı da değiştirdiklerini ve bundan böyle 65 yaş üstü vatandaşları, huzurevi ve bakımevi çalışanlarını ve kritik çalışan kategorisinde bulunmayan çalışanları da test edeceklerini bildirdi. Ankara UUH’ye desteği yineledi Türkiye, iç savaşın sürdüğü Libya’da Tobruk merkezli Libya Ulusal Ordusu komutanı general Halife Hafter’in kendini “halkın verdiği yetkiyle başkan” ilan etmesine tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Bir cunta rejimi kurma niyeti olduğu konusunda artık herhangi bir şüphe bulunmayan bu şahsa uluslararası toplumun daha fazla gecikmeden gereken karşılığı vermesi gerekmektedir” denildi. Hafter’in bir yılı aşkın sürdürdüğü saldırılarla Libya’da insani durumun de rinleşmesine neden olduğu kaydedildi. Açıklamada “Hafter bu açıklamasıyla Libya’daki krizin siyasi diyalog yoluyla çözülmesini istemediğini, Berlin Konferansı’nın sonuçları dahil, bu yöndeki uluslararası çabaları desteklemediğini ve ülkede bir askeri diktatörlük oluşturmayı amaçladığını bir kez daha gözler önüne sermiştir” ifadeleri kullanıldı. Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler’in tanıdığı Trablus merkezli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne destek vermeyi sürdüreceği vurgulandı. lANKARA/Cumhuriyet NATO operasyonunda helikopter kayboldu Yunanistan devlet televizyonu ERT, Akdeniz’de Daimi NATO Denizcilik Grubu 2’nin (SNMG2) bir parçası olan ve Kanada’ya ait Fredericton isimli fırkateynden havalanan helikopterin, Yunanistan ile İtalya arasındaki Adriyatik Denizi’nde kaybolduğunu dün akşam duyurdu. Yunan medyası, İtalyan ve Türk firkateynlerinin arama kurtarma çalışmaları için bölgeye intikal ettiğini bildirdi. Öte yandan, helikopterde 3 ila 6 kişiden oluşan mürettebatın olduğu düşünülüyor.l DHA Belirsizlik geleceğin markası İtalyan şehirlerinin meydanları De Chirico tablolarını andırıyor. De Chirico tablolarını bilmem bilir misiniz? Genelde güneşli, gölgelerin uzadığı De Chirico yapıtlarında insan yoktur. Sadece binalar ve anıtlar göze çarpar. Görselliğin öne çıkardığı bu ıssızlık, sessizliği çağrıştırır ve boşluğun bunalımını anlatır. De Chirico’nun derdi “yüzyıl başı insanının” yeni çağ karşısında duyduğu yabancılaşmaya tercüman olmaktır. Yüzyıl başı derken burada geçen yüzyılın başından bahsediyorum. Giorgio De Chirico çığır açan bu tablolarını, Birinci Dünya Savaşı yıllarında, taa 20. yüzyılın başında birer gerçeküstücülük/sürrealizmin örneği olarak yapmış. Kendisi zaten sürrealizm akımının bir numaralı öncülerinden sayılıyor. Gelin görün ki bugünün İtalyası’ndan bakıldığında De Chirico bir soyut sürrealizm gurusu olarak değil, gerçekçiliğin baş temsilcisi gibi duruyor. Sokaklar, meydanlar hâlâ De Chirico tabloları gibi boş ve ıssız. Geçmişin bütün büyük kültür sanat mirası ve birikimi dimdik ayakta duruyor ama içinde bulunduğumuz zaman yok, boş ve askıya alınmış. İki aydır bu büyük İtalyan ressamın tablolarında ısrarla tasvir ettiği bu derin kopukluğu ve yabancılaşmayı yaşıyoruz. Zaman amaçsızca ellerimizin arasından kayıp gidiyor. Saatler, günler birbirine karışıyor... Zaman da aslında bir başka sürrealizm dehası Dali’nin Belleğin Azmi/Eriyen Saatler tablosunda olduğu gibi, eğilip bükülüyor, ölçüsünü ve anlamını yitiriyor. Gerçeği çarpıtıp soyutlamakla bilinen sürrealist sanatın bu sıra dışı temsilcileri meğer sürrealist değil, kâhinmiş. Yüzyıl öncesinden bugünü anlatmışlar. Veya biz sürrealist zamanlarda yaşıyoruz. Almanya korkusu Haftaya, işte bu “askıya alınmış gerçeklik” döneminden sözümona çıkacağız. Takvim hazır. 4 Mayıs Pazartesi’den itibaren imalat sanayi, toptancılar açılacak, bireysel spora engel kalkacak; parklar, birkaç kişiyi geçmeyen gruplara serbest olacak; aileakraba ziyaretleri keza mümkün olacak; toplu dini ayinler olmasa da... 15 kişiyi geçmeyen cenaze törenlerine izin verilecek. Bunları, dükkânlar, sergiler ve müzelerin açılışını öngören 18 Mayıs’taki ikinci etap izleyecek. Her şey umulduğu gibi giderse 1 Haziran itibarıyla hayatın içinden mekânlar... Berberler, estetisyenler, restoran, bar, kahveler açılacak. Yaza girerken yaşam sözde normalleşecek. Plan, proje böyle. Ama salgın depreşirse her an her şey altüst olacak ki en büyük korku da bu. Krize karşı en dirençli, dayanıklı, donanımlı çıkan, en az hastanın yaşamını yitirdiği Almanya’da bile, açılımın ardından bulaşıcılık katsayısının hızla artması; 1’in altına inmişken, 1’e fırlaması, tereddütleri artırıyor. Almanya, İtalya’dan bir hafta önce bu aşamalı açılım süreci içine girdi. Almanya’nın erken hamlesi Avrupalı diğer partnerleri de hemen harekete geçirdi. 30 bine yakın insanın koronavirüse kurban verildiği İtalya’da, otoriteler bilimin uyarılarını bir yandan izlemeye çalışırken, bir yandan da Avrupa’daki diğer rakip ülkelerin ekonomik açılım takvimlerini kolluyor. İsteksiz açılım Pazar paylarını konu komşuya kaptırmamak endişesi, rakippartnerlerin arkasında kalmamak baskısını beraberinde getiriyor. İş dünyasından da bu konuda büyük pres gelince, hükümet eli mahkum “4 Mayıs açılımına” yeşil ışık yakıyor. Günde ortalama 300 kişinin hâlâ koronavirüsten öldüğü İtalya’da oysaki doktorlar, virologlar ve salgın uzmanları bu siyasi kararı açık isteksizlikle karşılıyor. Dilleri döndüğünce açılımı erken bulduklarını, önümüzdeki dönemin her türlü belirsizliğe, bilinmeyene açık olduğunu söylüyorlar. Almanya’dan gelen olumsuz sinyaller, bu çevrelerin duyduğu tedirginliği özel olarak artırıyor. Belirsizlik önümüzdeki dönemin özetle markası olacak. “Sabah ola hayrola!”, “Allah kerim!”, “Kervan yolda düzülür” gibi kavramların olmadığı bir Batı ülkesi için belirsizlikten daha kaygı verici bir şey yok aslında. Pratik zekâsı gelişmiş İtalyanlar bile, Ortadoğu’da hayatın değişmez gerçeklerinden biri sayılan belirsizliğe alışık değiller. İtalya’nın bir numaralı imtihanı bundan böyle bu, belirsizlikle baş etmek olacak. Hanau’da bıçaklı saldırı Almanya’nın Hanau kentinde önceki gün düzenlenen bıçaklı saldırıda 4 kişi yaralandı. Yetkililer olayla ilgili 23 ve 29 yaşlarında iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Alman Focus dergisinin polis kaynaklarına dayandırdığı haberinde, 5 ila 7 kişiden oluşan bir grubun yoldan geçenlere bıçakla saldırdığı iddiası aktarıldı. Olayın nedeni ile ilgili soruşturma sürüyor. Hanau’da 19 Şubat’ta Tobias Rathjen adlı ırkçı saldırgan 4’ü Türk, 9 kişiyi katletmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle