15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 5 30 NİSAN 2020 PERŞEMBE Ümraniye’de AKP’li meclis üyeleri CHP’li ihtiyaç sahiplerine yardım edilmemesini istedi Yardımda bölücülük Ümraniye Belediyesi’nin yurttaşlara dağıttığı yardım kolilerinden CHP’li meclis üyelerinin verdiği isim listesinde yer alanlara da yardım yapılması AKP’li meclis üyelerinin tepkisini çekti. AKP’li meclis üyeleri, CHP’li meclis üyelerinin de bulunduğu WhatsApp grubundan “Biz neden CHP’lilerin belirlediği isimlere yardımda bulunuyoruz? Herkes kendi fakirine kendi yardım etsin” diye yazdı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi üyesi ve Ümraniye Belediyesi CHP Grup Başkanveki li avukat Filiz Öztürk Çe lerine gelen talepler doğ lik yazılanlara tepki göste rultusunda hazırladıkla rerek, “Bu ifadeler siyaset rı listeyi Ümraniye Bele değil, düpedüz düşmanlık diye Başkanlığı’na verdi. tır. CHP grubu olarak bu tip siyaseti tükenmekte ILAYDA KAYA CHP’lilerin verdiği isim listesindeki yurttaşlara da olan bir siyasal hareketin yardımda bulunulurken, hezeyanları olarak yorumluyor AKP’li meclis üyeleri kendi ara ve tarihe not ediyoruz” dedi. larında kurdukları WhatsApp grubundan konuştuklarını sana Mesajla yakalandılar rak, “Onlara Büyükşehir yardım Koronavirüs salgınının ardın etsin. Hem küfür ediyorlar hem dan işsiz kalan ya da ekonomik de liste veriyorlar. İBB bunlar sıkıntı yaşayan yurttaşlara Üm da değil mi neden onlar vermi raniye Belediyesi tarafından er yor? Ayrıca 14 ilçe belediyeleri zak ve maddi yardım yapıldı. var. Herkes kendi fakirine ken CHP’li meclis üyeleri de kendi di yardım etsin” diye yazdı. Bu nun üzerine CHP’li meclis üyeleri grupta tepki göstererek, “Bu paylaşımı yapanların insanlığından şüphe edereriz. Bu kadar seviyesiz bir yaklaşım olamaz” diye tepki gösterdi. Filiz Öztürk Çelik “Bu yazılar deşifre oldu. İnsanlar can derdindeyken, böyle düşünülmesi kabul edilemez. Gelirler toplanırken kimse AKP’li misin veya CHP’li misin diye sormuyor. Vatandaşlardan bunu alıyorsak, hizmet noktasında da tüm vatandaşlara eşit davranılmak zorunda. Partiye göre yardım yapılmaz” dedi. Suriyeli genci vuran polis, 30 metre uzaktan silahının yanlışlıkla ateş aldığını savunmuştu Baro: Uç metreden vurulmuş Adana’da Suriyeli 18 yaşındaki Ali El Hemdan’ın ölümüne neden olduğu gerekçesiyle tutuklanan polis memuru F.K. savcılığa verdiği ifadesinde Ali El Hemdan’ı hedef almadığını savunarak, silahı havaya ateş açmak için aldığını yanlışlıkla tetiğe bastığını iddia etti. Hemdan’ın polis kurşunuyla öldürülmesine sosyal medya kullanıcılarından tepki yağdı. Muhalefet partileri de sürecin takipçisi olacaklarını açıkladılar. Adana Barosu’ndan yapılan açıklamada ise otopsi raporu ve görgü tanıklarına göre “atışın 3 metre mesafeden yapıldığı” ifade edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vurulan gencin babasını telefonla arayarak “Ali bizim de evladımız, onun hakkını hukukunu koruma noktasında hiç şüpheniz olmasın” dedi. Gözaltına alınan şüpheli polis F.K. savcılığa verdiği ifadesinde salgın nedeniyle sokağa çıkma yasağı bulunan yurttaşlara kontrol yapmak için bölgede bulunduklarını belirtti. F.K. şahsın kaçmaya başladığını, bunun üzerine durdurmak için peşinden koşarken şüphelinin çevreden gelen bir ses üzerine kendisine doğru döndüğünü, o sırada yorgunluk ve ‘Ramazan’ nedeniyle koşarken sendeleyip düştüğünü ve silahının ateş aldığını söyledi. F.K. bu esnada Ali El Hemdan ile aralarında 30 metre mesafe olduğunu savundu. Adana Barosu Başkanı Veli Küçük ise “Otopsi raporuna ve görgü tanıklarının ifadesine göre; polis memurunun kimlik kontrolü yaptığı esnada 3 metre mesafeden gencin göğüs (kalp) bölgesine tek el ateş etmesi sonucu yaralandığı ve sonrasında hayatını kaybettiği ifade edilmektedir” dedi. ‘Bölgede 4 kamera var’ İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Ali El Hemdan’ın öldürülmesine ilişkin olay yerinde ve dava dosyasında yaptıkları incelemeleri rapor olarak paylaştı. Raporda, bir görgü tanığının polisin sendelemediğini, çocuğun polise döndüğü sırada polisin ateş ettiği şeklinde ifade verdiği kaydedildi. Ayrıca olay yerini ziyaret eden heyetin gözlemleri arasında bir esnafın Hemdan’ın vurulduğu yeri ve olayın cereyan ettiği yerleri gören 4 güvenlik kamerası bulunmasına rağmen savcılıkla yapılan görüşmede olay yerindeki kameralardan sadece bir tanesinin çalıştığı bilgisini aldıkları aktarıldı. ‘Etraflıca inceliyoruz’ CHP Adana milletvekili Orhan Sümer ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Hem il örgütü hem de milletvekili arkadaşlarımızla etraflıca inceliyoruz” ifadelerini kullandı. CHP’Lİ ÖZEL, BAHÇELİ’NİN SÖZLERİNE SERT ÇIKTI: ‘Utanç verici’ Özgür Özel, gazetemizin, Altun’un Kuzguncuk’taki evinin önüne yaptığı izinsiz şömine ve çardağın İBB tarafından yıkılmasına ilişkin haberine erişim engeli getirilmesine tepki gösterdi. Özel, “Mahkeme gerekçe olarak “Türkiye’nin koronavirüs başarısını ve dünyaya ör nek olduğu gerçeğini gizlemek için yapılan mak satlı haberler” diyor. Allah akıl, fikir versin. Bunu bir gerekçe olarak yazabiliyorsa... Kalemi Altun’un eline versen böyle yazmaya utanır. Utanç verici bir durum” dedi. Sivas’ın azmettirici cümlesi CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız” ifadesinin özel seçilmiş bir cümle olduğunu belirterek, “Bu cümle Sivas katliamının azmettirici slogan cümlesini ifade etmektedir. Sayın Bahçeli, Sayın Bahçeli’ye bu metni yazanlar; bu ülkeye bu işi yapmayın” dedi. Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında siyasi çatışmaya, polemiğe ve insanların partileri üzerinden ayrıştırılmasına bu günlerde hiç ihtiyaç ol madığını söyledi. Özel, “Bahçeli Saray’ın talimatıyla, Saray’ın bildirdiği metinleri okuyor. Temel tutumları: Bugün gerginlik, kavga günü. Bu neyin kafası? Bahçeli’ye dünkü açıklamayı yaptırtan, kendilerinden olmayan herkese giriştikleri bu taarruzun sebebi, Saray rejiminin buz gibi erimekte, küçülmekte ve güç kaybetmesidir” dedi. Bahçeli’nin “Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız” ifadesinin Sivas katliamının yaşandığı gün yerel bir gazetede kullanıldığını anımsatan Özel, “Bu ke limeyi duyunca insanların tüyleri diken diken oluyor. Bu cümle özel seçilmiş bir cümledir. Bu cümle Sivas katliamının azmettirici slogan cümlesini ifade etmektedir” diye konuştu. Öte yandan Özel’in sert sözlerine tepki gösteren MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “Sivas katliamında yaşanan acılara gönderme yapıp Genel Başkanımızı katliama teşvikle suçlamak, senin de partinin de haddi değildir. Sözde CHP sözcüsünü özür dilemeye davet ediyorum” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP SÖZCÜSÜ FAIK ÖZTRAK: FATURALAR GELDİ 5 MASKE GELEMEDI CHP Sözcüsü Faik Öztrak, son günlerde yaşanan intihar vakalarına dikkat çekerek, ‘İnsanlarımız canlarıyla Saray hükümetine ihtarname çekiyor” dedi. Öztrak yaptığı basın toplantısında şunları dile getirdi: n Sosyal felaket yaklaşıyor: İstanbul’da bir yurttaşımız, “Beni koronavirüs öldürmedi. Çaresizlik, umutsuzluk öldürdü” yazarak yaşamına son verdi. Yine dün Aksaray’da bir başka gencimiz kendini yaktı. Bu haberler aslında başka bir sosyal felaketin yaklaştığını gösteriyor. İnsanlarımız; Saray hükümetine canlarıyla ihtarname çekiyor. Evde kalınan sürede; doğalgaz, elektrik, su, internet, telefon faturaları geldi, bir de “Biz bize yeteriz kampanyasına katılım sağlayın” diye beş mesaj geldi. Ama 5 maske gelemedi. n Saray mitomani hastası: AK Parti Genel Başkanı, iletişim danışmanının, Boğaza nazır 45 metrekare tabanlı mütevazı evini ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden, kanunun arkasını dolanarak kapattığı arsayı öyle bir anlattı ki, herkesin gözleri doldu. Böylece bir kere daha Saray’ın iflah olmaz bir mitomani ve kibir hastalığıyla malul olduğunu gördük. l ANKARA Şanlıurfa Barosu’ndan açıklama: Erbaş’ın açıklamaları ayrıştırıcı ve faşizan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın salgınları eşcinsellik ve nikâhsız yaşamaya bağlayan açıklamalarını eleştirdikleri için haklarında soruşturma açılan Ankara ve Diyarbakır barolarına Şanlıurfa Barosu destek verdi. Baro tarafından yapılan açıklamada, “Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamalarını kabul etmediğimizi, toplumun bir kesimini küçük düşürücü, ayrıştırıcı ve faşizan bulduğumuzu ifade etmek isteriz” denildi. Baro açıklamasında Erbaş’ın açıklamalarının hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğu belirtilerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanı anayasaya ve devletin taraf olduğu uluslararası antlaşmalara uygun davranmakla yükümlüdür. Diyanet İşleri Başkanı suç işlemiştir. Ankara ve Diyarbakır barosuna karşı başlatılan linç girişimin karşısında yer aldığımızı, iktidarın sopası gibi hareket eden Ankara ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı hukuksuz soruşturmanın her aşamasında Diyarbakır ve Ankara barolarının yanında yer alarak dayanışma içerisinde olacağız” ifadeleri kullanıldı. l Haber Merkezi Maskeli balo! Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı; İslam âleminin müstakbel halifesi, dünyanın kıskanılan lideri; korona krizinden memleketinde günde 100 kişi ölürken yaptığı “Ulusa Sesleniş” konuşmasında emrinde çalışan bir memurun vakıflara ait bir araziyi aylık 258 liraya kiralamasına öyle bir sahip çıkıyor ve muhalefet partisine öyle bir hakaret ediyor ki sanırsınız memlekette başka hiçbir sorun yok! Diyanet İşleri Başkanı, ramazan gibi en uhrevi günde, müminlerin hepsini hastalık ve ölüm korkusu sarmış, kimileri yakınlarını kaybetmiş, cenazesine bile katılamamış, yasını tutarken acılarını paylaşmak yerine, başka konu yokmuş gibi zinadan, korona salgınını eşcinselliğe bağlayıp insanları aşağılıyor. Karşı çıkan barolara tabii ki Cumhurbaşkanı ağzının payını veriyor: “Diyanet İşleri Başkanı İslamı temsil eder!” Yine laiklik diye başlamayın, maskeli balo bu; ne tesadüf, bizden beter krizde olan ABD’de de gündemi değiştirmek için kaç yıldır rafta bekleyen UFO görüntülerini yayına soktu, ha din, ha uzaylılar, uyuşturucu etkisi yapar! İnsanlar bir lokma ekmeğe muhtaç, muhalif belediyelerin yardım yapmasını engelliyor. Herkes sadece ona muhtaç olsun istiyor ama ta Avrupa’dan Amerika’ya gururla yolladığı maskeleri, belediyeleri saf dışı ettiği için, kendi vatandaşına ulaştıracak yöntemi bulmayı beceremedi! Dün yine iki polis geldi kapıma, kolonya ve maske getirmişler, beni seviyor! Bin lira para dağıtılacak, PTT önündeki kuyruklarda insanlar sabahtan akşama kadar bekliyor. CHP’li belediye bedava ekmek verirse terörist! Sizin belediyelerden başka derdiniz, iktidarda kalmak için belediyeye saldırmaktan başka yönteminiz yok mu? Kim bu ölenler? Bu “maskeli balo”da eğlenmeyi bırakıp ciddiye gelelim. Korona ile ilgili istatistikler ne kadar doğru? Sayılarda indirime gidildiğine ilişkin kanıtlar var. Doğru kabul etsek bi le eksik. Kim bu ölenler? Ben bir gazeteci ve sosyolog olarak incelemek ve yazmak istiyorum. Bilim insanları da ama veri namus gibi verilmiyor! ABD’de hasta hakları gözetilerek kayıpların isimleri dışında bütün bilgileri veriliyor. Virüsün yaş almış, erkek, kronik hastalığı olan, sigara içen kitlede daha büyük tahribat yaptığını biliyoruz. Ya gerisi? Kurbanların sosyoekonomik grupları nedir? Eğitimleri, gelirleri, meslekleri, işleri, yaşam biçimleri, yaşadıkları yer, ırk, etnik kökenleri belirleyici midir? Yaşlı var, yaşsız var Ve risk grubunda diye 45 gündür tecrit ettikleri, sağlığa mı çürümeye mi mahkum ettikleri belli olmayan 65 yaş üstü gruba gelince. Biraz daha hapis kalırlar ve dışlanırlarsa virüs kapmadan zaten her türlü hasta olacaklar! Ağaç budar gibi yapıp genç fidanlara yer açıyor, emekli maaşından, sağlık giderlerinden mi kurtulmak istiyorsunuz? Sokağa çıkma yasağı olan günlerde iki saat çıkıp yürüsünlermiş. Gözümün önündeki tablo; evlerinden çıkan titrek bacaklı, beyaz saçlı, gözleri güneşten kamaşan zombiler, unuttukları sokakta düşe kalka yürüyor, korku filmi! O insanlar sokağa çıkmayı bankaya, markete, eczaneye gitmek ve tabii biraz da hareket etmek için istiyor! Kötü bir rastlantı mıdır, 1 Mayıslar’ın işçinin bayramı değil, kâbusu olması? İşi olan çalışırken virüse yakalanmaktan, işten çıkarılmış olan, aç kalmaktan korkuyor! İnşaatlar durmuyor, maden ocakları durmuyor, kargo şirketleri durmuyor, kuryeler maskesiz koşturuyor. Ama ne gam, suratlardaki maskeler kiminin ikiyüzlülüğünü örtüyor, kiminin çaresizliğini, kiminin korkusunu. Maskesi olmayanlar ise maske peşinde koşuyor! Ve ben bir şey daha merak ediyorum: Kriz duyulur duyulmaz neden Saray’ı bırakıp Huber Köşkü’ne kapandı ve hiç çık madı? Ne maskeli, ne mas kesiz? FAHRETTİN ALTUN HABERİNE SORUŞTURMA Cumhuriyet ifadeye gidiyor Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye yaptırdığı şömine ve çardağın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yıkılmasına ilişkin “Boğazda kaçak var” adlı haberimizin ardından başlatılan soruşturma kapsamında gazetemiz çalışanları ifadeye çağrıldı. İstanbul Güvenlik Şu be Müdürlüğü’nden, haberi yapan muhabirimiz Hazal Ocak, foto muhabirimiz Vedat Arık, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Olcay Büyüktaş ve Yazıişleri Müdürümüz İpek Özbey tek tek arandı ve bugün Kamu Güvenliği Amirliği’ne giderek ifade vermeleri istendi. “Boğazda kaçak var’ adlı haberimize ve beraber onlarca habere daha erişim engeli getirilmişti. l İSTANBUL ANMA “Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk, Gece trenlerine binme kaybolursun, Sokaklarda mızıka çalma çocuk vurulursun.” HALIT ÇELENK HUKUK ÖDÜLLERI Birincilik Metastaz’a Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Halit Çelenk Hukuk Ödülü, bu yıl tutuklu gazetemizin yazarı Barış Terkoğlu ve ODATV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın kaleme aldığı “Metastaz” isimli kitaba verildi. 6. düzenlenen Halit Çelenk Hukuk Ödülleri Seçici Kurulu tarafından belirlenen ödüller kapsamında; Akademik Destek Ödülü’ne Mustafa Bayram Mısır’a ait “Devlete Karşı Kamu Hukuku: Egemenlik Kuramlarının Tarihsel Materyalist Eleştirisi” adlı kitap ve Şeyma Sağdıç’ın “Roma’dan Sosyalist Topluma: Hukuki Biçimler Miras Kalır mı?” konulu makalesi bu ödüle değer görüldü. Seçici Kurul Özel Ödülü; Gülşah Kaya, Barış Işık, Birkan Bulut, Fulya Alikoç’un birlikte yazdığı “Duymak Zorundasınız: 10 Ekim Katliamı Davası” kitabına verildi. l ANKARA İSTANBUL BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ: Çocuklar pandemide seslerini duyuramıyor LEYLA KILIÇ İstanbul Barosu, pandemi sürecinde istismara uğrayan çocuk sayısında yarı yarıya düşüş olduğunu belirterek, evde kalan çocukların koruyucu mekanizmalara ulaşmasında zorluk çektiklerini ve bu nedenle istismarı duyuramadıklarını açıkladı. Baro bu süreçte denetimlerin artırılması gerektiğine dikkat çekti. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi, koronavirüs sürecinde çocuk istismarı için görevlendirilen avukatların istatistiklerini paylaştı. Buna göre, 1 Şu bat10 Mart tarihleri arasında avukatlar, 494 cinsel istismar suçu mağduru olan çocuk için görevlendirilirken, Türkiye’de ilk vaka tarihi olan 10 Mart’tan 20 Nisan’a kadar cinsel istismar suçu mağduru 178 çocuğa avukat görevlendirildi. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Aşkın Topuzoğlu, “Pandemi sürecinde sayı yarıya düşmüştür, çocuklar ev içinde mağduriyet yaşamaktadırlar. Çocuklar okula gittikleri dönemlerde aile içi istismar yaşadıklarında bu durumu öğretmen ve arkadaşlarına bir şekilde an latıyorlardı. Ya da öğretmenler çocuklardaki değişiklikler nedeniyle konuşarak ortaya çıkarıyordu” dedi. Topuzoğlu, infaz düzenlemesi sonucu yeterli önlemler alınmadan yapılan tahliyelerin sorunlara yol açmaya başladığını belirterek, 20 yaş altı çocuklar için sokağa çıkma yasağının sürdüğü dönemde, çocuk haklarının etkin korunması için acilen ek önlemler belirlenmesi gerektiğini söyledi. Topuzoğlu, “Eğitim kanallarında uyarıcı yayınlar ve ALO 183 hattına vurgu yapılmalı” dedi. l İSTANBUL TALÂT ERYILMAZ 19561980 40 yıldır ne zaman bir araya gelsek masamızdasın hep o delikanlı halinle. İçimize sinmiş gülüşün ve sıcaklığın. Kimi zaman uçarı teğmensin kimi zaman elinde afiş sokaklardasın, tıpkı dün gibi hep yanımızdasın. ARKADAŞLARIN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle