17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 3 23 MART 2020 PAZARTESİ Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 16/5 Ankara 16/2 İzmir 19/9 Antalya 19/11 Mersin 20/11 Trabzon 12/6 Bursa Adana Artvin 150/8 0 190/8 0 190/6 0 Atina Berlin Girne 200/6 0 4030 160/1 1 0 TARİHTE BUGÜN Kars 5/2 Çanakkale 140/8 0 Londra 90/0 0 Balıkesir 160/5 0 Moskova 30/ 6 0 1919: Benito Mussolini, Sivas 160/ 3 0 Paris 100/1 0 İtalya’da Fa Diyarbakır 16/5 Erzurum 90/3 0 Eskişehir 120/6 0 Aydın 210/8 0 Gaziantep 190/1 0 0 Madrid 150/4 0 Amsterdam 70/ 1 0 Roma 150/5 0 New York 50/3 0 şist Mücadele Birliklerinin İttifakı Partisi’ni kurdu. Konya 160/1 0 Tokyo 150/6 0 Milli Saraylar, gişe memurunun şüpheli ölümü üzerine apar topar kapatıldı Saraydaki şüphe Koronavirüs salgını döneminde on binlerce yabancı turistin rayı neden açık? Babama yazık değil mi? Vebalini kim öder” payla ziyaret ettiği İstanbul’daki şımı yaptı. Bu paylaşım saraylar, Dolmabahçe Sarayı’ndaki bir gişe çalışa mahmut dan sadece birkaç saat lıcalı sonra M.K.’nin ölüm ha nının şüpheli ölümünden beri geldi. M.K.’nin ce bir gün sonra apar topar ka nazesinin kaldırılmasından bir patıldı. Cumhurbaşkanlığı’na gün sonra, 18 Mart günü ise bağlı Milli Saraylar İdaresi Milli Saraylar’a bağlı tüm sa Başkanlığı’nın salgın nedeniy ray ve kasırların kapatıldığı le “maske” takan Tayvanlı tu açıklandı. ristlerin Dolmabahçe ziyaret fotoğraflarını, “Salgına rağmen ‘Yönetim baskı tarihi mekânlarımıza çok ziya yaptı’ iddiası retçi var” mesajını, yaşamını Milli Saraylar yönetiminin, yitiren gişe çalışanı M. K.’nin korona şüphesi taşıyan ancak hastaneye kaldırılmasından “zatürree” olarak açıklanan hemen önce yayımladığı belir ölüm sonrası gişe görevlisinin lendi. çalışma arkadaşlarına konu Dolmabahçe Sarayı, dünyada nun kamuoyuna duyurulma salgının başlamasından son ması için baskı yaptığı da id ra 3 ay, Türkiye’de salgının dia edildi. Milli Saraylar’daki varlığının resmen açıklanma ihmal iddialarına ilişkin soru sından sonra bir hafta süreyle önergesi veren CHP Eskişehir açık kaldı. Bu süreçte Dolma Milletvekili Utku Çakırözer, bahçe Sarayı’nda gişe görevli “Milli Saraylar İdaresi’ne bağ si olarak çalışan M.K., rahat lı saray, kasır ve müzelerde ça sızlanarak hastaneye kaldırıl lışanlara test yapıldı mı? Gişe dı ve ardından yaşamını yitir memurumuz M.K’nin ölüm ne di. M.K. hastanede tedavi gör deni de zatürree diye açıklan düğü sırada, kızı sosyal med mış. Ona da Aytaç Yalman’da ya üzerinden, “Dolmabahçe Sa ki gibi ‘korona negatif’ denmiş. M.K.’nin de koronadan ölmüş olması olası mı? Ayda 200 bin turistin ziyaret ettiği sarayların dünyada salgının başladığı ocak ayının başından mart ayının üçüncü haftasına kadar açık tutulması çalışanlar ve ziyaretçiler açısından çok büyük bir risktir. Bu duyarsızlığın ve sorumsuzluğun hesabı Milli Saraylar yönetiminden sorulmalıdır” dedi. l ANKARA Skandal paylaşım silindi Gişe memurunun hastaneye kaldırılmadan birkaç gün önce ve Türkiye’de de salgının başladığının resmen duyurulduğu günlerde Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’nın zi yaretlerin sürdüğünü duyurduğu 11 Mart tarihli paylaşım silindi. YAŞLILAR EVDE KALAMADI ADLİYE Kâtipte koronavirüs İstanbul Anadolu Adliyesi’nde kâtip olarak görev yapan U.E.’nin koronavirüs testinin pozitif çıktığı öğrenildi. Başsavcılıkça yapılan açıklamada virüsün hemşire eşi aracılığıyla kâtibe bulaştığı bildirildi. Açıklamada U.E. adlı personele Covid19 teşhisi konulduğu belirtilerek “Virüsün bu şahsa hemşire eşinden bulaştığı öğrenildi. Tespitin ardından şahsın çalıştığı 6. Ağır Ceza Mahkemesi ile bu mahkeme ile aynı bölümde faaliyet gösteren 5,7 ve 8. Ağır Ceza Mahkemelerinin başkan, üye ve tüm personelinin Adalet Komisyonu Başkanlığı’nca idari izinli sayılması ve bu mahkemelerin bağlı çalıştığı ilgili bölümlerin de kapatılmasına karar verildi” denildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Dedem dört yaş Adana’da, kaldığı otel odasından gündüzleri çıkarıldığını söyleyen yaşlı yurttaş, polis ekiplerince kaldığı otele götürüldü. DÜZCE Eviniz daha güvenli diyen doktora dayak Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’ne baş ağrısı şikâyetiyle giden S.A, “Durumunuz ciddi değil, koronavirüs nedeniyle eviniz daha güvenli” diyen doktor Okan K’ye yumrukla saldırdı. S.A, polis ekiplerince gözaltına alındı. Doktor Okan K ise darp raporu aldı, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l DÜZCE / İHA büyük yazdırmış Türkiye genelinde 65 yaş ve üstü olanlar ile kronik rahatsızlığı bulunanların ikametgâhlarından dışarı çıkmaları yasaklandı. Yasağa uymayanlara 3 bin 150 TL para cezası uygulanmasına karar verildi ancak yaşlılar bu karara uymuyor. Ülke genelinde çok sayıda yurttaş da uyarılara karşın “evde kal” çağrılarını dikkate almadı; parklara, sahillere çıktı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin de Covid19 tedbirleri kapsamında mesire ve piknik alanlarını hizmete kapatmasına rağmen, tur otobüsüyle Düden Şelalesi’ne turistlerin getirildiği görüldü. Antalya Aşağı Pazarcı Mahallesi’nde kurulan sebze meyve pazarında denetim yapan polis ekipleri, kimlik kontrolü sırasında 65 yaşındaki Cevriye Şen’in elinde eldiveni, yüzünde maskesiyle tezgâh kurup satış yaptığını belirledi. Cevriye Şen, aslında 61 yaşında olduğunu ancak dedesinin kimliği alırken 4 yaş büyük yazdırdığını öne sürdü. Öte yandan, Hakkâri’de İl Jandarma Komutanlığı bünyesindeki askerler, 65 yaş ve üstü olanlar ile kronik rahatsızlığı bulunanların siparişlerini evlerine teslim etmeye başladı. l Haber Merkezi İSTANBULLULAR ÇAĞRIYA UYMADI l İstanbul’daki tüm ilçelerde polis ekipleri koronavirüs tedbirleri kapsamında dışarı çıkanlara uyarı anonsları yaptı. Bazı İstanbullular koronavirüs tehlikesine aldırış etmeden sahile akın etti. CNN Türk’te önlem gazeteciye Muhabire kameramana konteynır Koronavirüs salgını nedeniyle birçok işyeri evden çalışma ya da işyerini kısa süreli kapama kararı verirken Demirören Grubu’nda yer alan CNN Türk Televizyonu ise çareyi muhabir ve kameramanları binaya almamakta buldu. Bağcılar’daki CNN Türk binası önüne yerleştirilen konteynerlerde muhabir ve kameramanların kalması için özel bölüm oluşturuldu. Hürriyet gazetesinden geçen aylarda işten çıkarılan Serkan Ocak, konteynırların bulunduğu fotoğrafı paylaşarak “Bu barakalar CNN Türk’te çalışan muhabir ve kameramanlar için hazırlanmış. Binaya girmeleri yasaklanmış. Diğer tüm çalışanlar binaya girip çıkabiliyorken kameramanlar ve muhabirlere bu muame le uygun görülmüş” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası da alınan karara tepki göstererek “CNN Türk’te yedi muhabir ve dokuz kameraman birkaç metrekarelik alana sıkıştırıldı. ‘İçeri girmeyin, habere buradan gidipgelin’ deniyor. Tuvaletin kullanılmasına bile izin verilmiyor. Önlemden anladığınız bu mu?”diye tepki gösterdi. l İç Politika Türkiye nasıl tampon oldu? “Milli siyaset dediğim zaman kastettiğim anlam ve öz şudur: Milli sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi kuvvetimize dayanmakla varlığımızı koruyarak millet ve memleketin gerçek saadet ve refahına çalışmak... Genellikle milleti uzun emeller peşinden yorarak zarara sokmamak... Medeni dünyadan, medeni, insani ve karşılıklı dostluk beklemektir.” Atatürk, Nutuk’ta “milli siyaset”i böyle tanımlıyor. Adresini ise Meclis olarak gösteriyor. Öyle ya; TBMM, Cumhuriyetten tam üç buçuk yıl önce kuruldu. Vatan savaşa savaşa olduğu kadar, konuşa konuşa da kurtuldu. Adı bile tartışıldı. Kurultay mı, şura mı, meclis mi? Basit ama başındaki Türkiye adı bile yenilikti, açılıştan 9 buçuk ay sonra eklendi. Şimdi Meclisimiz 100 yılı aştı. Sınırlarımızda mülteciler Yunanistan’a doğru koşarken, iktidar “açtık kapıları” diye bağırırken, ordumuz İdlib’de bir ileri bir geri giderken sormadan edemiyorum: Biz kuruluşta konuştuk da 100 yıl sonra neden konuşamıyoruz ya da dinlemiyoruz? Erdoğan niyetini söylemişti Günlerdir AB ile imzaladığımız Geri Kabul Anlaşması’nı ve Meclis’te kabulünü sağlayan tutanakları okuyorum. Perşembenin gelişi, değil çarşambadan, 6 sene önceden belliymiş. 16 Aralık 2013’te imzaladığımız anlaşma, görüntüde Türkiye üzerinden Avrupa’ya göçü önlemeyi hedefliyor. Özünde ise Avrupa’nın mülteci yükünü Türkiye’ye devrediyor. Zaten imza atıldığı gün Başbakan Tayyip Erdoğan da “Biz Avrupa’ya yük olmaya değil, yük almaya gidiyoruz” diyerek safça ama açıkça niyetini anlatıyor. Nihayetinde anlaşma, 6 yıl boyunca Avrupa’nın kendisine gelen göçmenlerden işgücünü değerlendirebileceklerini seçip, gerisini Türkiye’ye göndermesine yarıyor. İnsan hakları sözleşmeleri gereği, göçmenleri çıktıkları ülkelere gönderemeyen Avrupa, onları Türkiye’de depoluyor. Çanakkale’den Bodrum’a tüm göç yollarını kapatan Türkiye, İdlib kriziyle patlıyor. Peki, Türkiye’ye ne vaat ediliyor? 2017 sonunda Türk vatandaşlarına vizesiz Avrupa. Aslında tüm AB adayı ülkelere verilen bu hakkı da alamayan Türkiye, 6 yıl boyunca “tampon devlet” rolüyle cezalandırılıyor. Savaştan, yıkımından, yoksulluktan kaçan mültecilerin insani hakkını gasp ederek Türkiye’yi onlar için hapishane yapan politikayı AB hazırlayınca, sivil toplum örgütleri de cılızlaşıyor. Sonunda mülteciler sınıra yığarak “yallah Avrupa’ya” diyen zavallı dış politika ile yüzleşiyoruz. Ancak sömürgeler imzalar Gelelim tutanaklara... Anlaşmanın tartışması 19 Haziran 2014 tarihinde öğleden sonraki oturumla başlıyor, 25 Haziran 2014 akşamı saat 19.55’te bitiyor. Neler mi söyleniyor? Faruk Loğoğlu (CHP): Türkiye, sayıları giderek artacak yasadışı göçmenlerin barındığı ve uzun süreler kalacağı bir ülke haline gelecektir. Buna karşılık, vize kolaylığı en erken üç buçuk yıl sonra devreye girecektir. O da farklı koşullara ve AB tarafının yapacağı değerlendirme ve karara bağlı olacaktır .(...) Bu anlaşmayı geri çekin, eksiklikleri gidermek için AB ile masaya yeniden oturun ve yeniden müzakere edin, biz de size yardımcı olalım ve konuyu ulusal çıkarlarımız doğrultusunda tekrar değerlendirelim. Tunca Toskay (MHP): AB en önemli sorunlarından bir tanesini hiçbir maliyete katlanmadan çözüyor, biz de göçmenler için depo ülke olma niteliğini kabul etmiş oluyoruz. Size şu kadarını söyleyeyim. Avrupa’da bu, Almanya’da özellikle, çok tartışıldı. SPD’de İçişleri Bakanlığı yapmış olan Otto Schiff şu nu söyledi: “Acaba Kuzey Afrika’da bir ülkeyi razı etsek, orada geniş kamplar yapsak, bu yasadışı göçmenleri oraya göndersek mümkün olur mu?” Şimdi ona gerek kalmadı. Türkiye gönüllü olarak “Belki bana vize muafiyeti verirler” diye bunları almayı kabul ediyor. Erol Dora (HDP): Türkiye’deki yetkililerin geri kabul anlaşmasını iç kamuoyuna AB ile vizelerin kaldırılması olarak lanse etmeleri; AB’nin de bu anlaşmanın göçmenlerden ucuza kurtulma olduğunu kendi kamuoyuyla paylaşmakta sakınca görmemesi, insan haklarının gerek dış politik pazarlıklarda ve gerekse iç politikada iktidar yarışına kurban edilme çabasının görünür bir kanıtı niteliğindedir. Oğuz Oyan (CHP): Vize servisi diyaloğu tamamen ucu açık bir diyalogdur. Oysa geri kabul anlaşması hemen şimdi yürürlüğe girmektedir. Yani aradaki bu kadar büyük orantısızlık ancak bir sömürge ülkesiyle o hâkim ülke arasındaki bir anlaşmada olabilirdi. Aldatmaya alışmışsınız Osman Korutürk (CHP): Okumuyorsunuz, bakmıyorsunuz, dinlemiyorsunuz, bu anlaşmaları yapıyorsunuz. Bu anlaşmayla alacağınız yükün altından çok zor kalkacağınızı, bu yükün altına hepimizin de birlikte girmekte olduğumuzu burada ben bir kez daha söylüyorum. Kayıtlara, tutanaklara geçiriyorum. Lütfü Tükkan (MHP): AB birtakım fonlar verecekmiş. Diyor ki siz benim çöplüğüm olun ama ben de size fonlar vereceğim. Türkiye’nin hani ekonomisi bu kadar iyiydi? Hasip Kaplan (HDP): Geri kabul sözleşmesi neokolonyalist bir sözleşmedir arkadaşlar. (...) Avrupa’ya giden mültecilerin yüzde 65’i Türkiye üzerinden gidiyor arkadaşlar. Türkiye bir geçiş ülkesidir. Ve Türkiye üzerinden giden herkes yakalandığı zaman Türkiye’ye gönderilecektir. Bütün masrafı Türkiye yüklenecektir. Faruk Bal ( MHP): Sayın Bakanım, AB bu vizeyi kaldırmayacak. AB, “Türkiye’yi üye olarak almayacağız, bunu nasıl söyleyeceğiz” diye çırpınıyor. Ama siz aldatılmaya ve kandırılmaya alışmış bir parti olarak aldatılmaya devam etmek istiyorsunuz. (...) Mesele gayet net. AB; Libya’dan, Tunus’tan, Fas’tan gelen, safra olarak gördüğü kişileri ağırlıklı olarak Türkiye’ye postalayacak. Mahmut Tanal (CHP): İnsan Hakları Komisyonu üyesiyim. İtalya’ya gittiğimiz zaman şu söylendi bize: “Teşekkür ediyoruz size. Bu göçmenlerle ilgili sözleşmeyi imzalıyorsunuz, bu göçmenlerden kurtuluyoruz.” Celal Dinçer (CHP): Göçü önleme sorumluluğu, anlaşma ile Türkiye’ye verilmektedir. AB’ye anlaşmanın yürürlüğe girmeden önce göç edenleri Türkiye’ye yollama hakkı vermektedir. 5 yıl önce göç etmiş kişileri bile... Alim Işık (MHP): Gelin, hep beraber, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni güce kavuşturacak dayanışma içerisinde buna “hayır” diyelim. Bugün bunu imzalarsanız, yarın başka şeyi size dayatacaklar. Depo, tampon, sömürge Sayfalar dolusu tutanağın özeti böyle... Kimi kızan, kimi yalvaran tondaki ricaları iktidar dinlemedi. Göçmen krizinin abartıldığını, Türk vatandaşlarının 2017 yılı sonunda Avrupa’da vizesiz gezeceğini anlattılar. 6 yıl boyunca göçün önlenmesine Suriye meselesinin çözümsüzlüğü de eklenince kriz, muhalefetin bile tahmininin ötesine geçti. 6 yıl önce muhalefetin deyimiyle “depo, tampon, sömürge” olmak kabul edilirken, 6 yıl sonra “Ey Yunanistan” demek, hafızası olmayanlara zafer diye satıldı. Sonunda bağırsaklarınızın patladığı bir yemeği ziyafet diye anlatabilirsiniz. Yeter ki sizin için masal anlatmaya hazır adamlarınız olsun. 65 yaş Kamu hizmeti yasağı yürütene muafiyet İçişleri Bakanlığı, önceki gece 81 il valiliğine 65 yaş ve üstü ile kronik rahatsızlığı bulunanlar için uygulamaya konulan sokağa çıkma yasağı genelgesine ek gönderdi. Doktorlar başta olmak üzere sağlık emekçileri, eczacılar, belediye başkanları, sosyal hizmet kuruluşları görevlileri ve benzeri kamu görevlileri ile kamu hizmeti yürütenler, kurum il müdürleri koronavirüs salgını nedeniyle 65 yaş ve üstü için uygulanan sokağa çıkma yasağından muaf tutuldu. İhtiyaçlarını karşılayacak kimsesi bulunmayan yurttaşların temel ihtiyaçlarının karşılanması ise vali ve kaymakamların başkanlığında oluşturulan Vefa Koordinasyon Grubu tarafından sağlanacak. l ANKARA / Cumhuriyet Karantina Konya’nın Beyşehir ilçesinde Almanya’dan gelen bir çiftte, 14 gün ka cezası: rantina kuralına uymadığı gerekçesiyle toplam 6 bin 300 lira para cezası uygu 6 bin 300 TL landı. Çiftin karantina kuralına uymayıp alışverişe çıktığı belirlendi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle