17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 20 MART 2020 CUMA DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA ALTIN CUMHURİYET EKONOMI ALTIN 24 AYAR 6.5440 8.4 kuruş 7.0620 2.6 kuruş 7.6290 3.6 kuruş 12.18 1.08 puan 85.195 381 puan 21 1 1 .94 3.54 lira 311.74 3.47 lira Jale Özgentürk Valilikler bir türlü kapatma kararı almayınca AVM’ler harekete geçti YAKIN PLAN Kilidi kendileri kapatacak [email protected] Turizm sadece konaklama değil Koronavirüsü için ülkeler önlem paketlerini açıkladı. Türkiye de 100 milyar TL’lik bir paketle ortaya çıkacak mağduriyetleri önleyeceğini ilan etti. Paket genel olarak yetersiz bulundu ama en mutsuz olanlar turizmciler. Bir süredir Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’a sorunlarını anlatan ve paketten önemli destek bekleyen turizmciler hayal kırıklığı içinde. Özellikle de bakanın meslektaşları olan seyahat acentası sahipleri... Pakette turizm için yer alan karar şöyle: 4 Konaklama vergisi kasım ayına kadar uygulanmayacak. 4 Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemeleri 6 ay süreyle ertelenecek. 4 İç havayolu taşımacılığında üç ay süreyle KDV oranı yüzde 18’den yüzde 1’e inecek. Oysa bir süredir değil, yeni rezervasyon almak iptallere para ödemek zorunda olan seyahat acentelerinin beklentisi “mücbir sebep” ilan edilmesiydi. Seyahat acenteleri adının bile geçmemesine de üzülen turizmciler, uymakla yükümlü oldukları İATA kuralları karşısında cezalı duruma düştüklerini belirtiyorlar. Turizmciler kestikleri çeklere ilişkin de hiçbir düzenleme olmamasından yakınıyor. Rusya’nın seyahat acenteleri için mücbir sebep kararını tartıştığını hatırlatan turizmciler, “Turizm sadece turizm değil. Turizm onlarca sektörü, onlarca çalışanı ilgilendiriyor. Sadece konaklama da değil. Bu kararlar yeniden gözden geçirilsin” diyorlar. Bu arada uzun zamandır sektörde ilginç bir de iddia gündemde. Turizmcilere göre ilk açıklamalarda sektörün adının bile geçmemesi, tepkiler üzerine gece açıklamaya eklenmesinin nedeni Bakan Ersoy ile Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Firuz Bağlıkaya arasındaki kişisel anlaşmazlıktan kaynaklanıyor. Ersoy ile Bağlıkaya’nın arasının sıcak olmadığı biliniyor. Ancak böyle bir krizin ortasında kişisel hırslarla hareket etmek ne kadar doğru olur? 4 Türkiye’deki 346 AVM, virüse önlem için alınan kapatma kararları içinde yer almadı. Çalışanların tedirginliği çok artınca, AVM’lerdeki markalar da tek tek mağaza kapatma yoluna gitti. 4 Valiliklerden dün de karar çıkmazken, önceki akşam üyelerine kapatma tavsiyesi yapan AYD’nin çağrısına ilk cevap veren Ak Merkez oldu. AYD bugün de tüm AVM’leri kapatacak. Dünya öngöremediği büyük bir krizle savaşıyor. Salgın bir yandan sağlığımızı tehdit ediyor, diğer yandan geleceğimizi. Salgının ulaşacağı boyut tahmin bile edilemiyor. Salgınla birlikte peş peşe gelen sorular, gündemin ateşini de yükseltiyor: Salgın bittiğinde dünya ekonomisi ne olacak? Çalışacağımız bir işimiz olacak mı? Kira ve faturalar nasıl ödenecek? Soru çok ama yanıtı henüz kimsede yok! Korku da büyük. Şimdi öncelikli mesele, muhtemel ölümleri azaltmak. Ve bunun için de Türkiye’de adım adım bir karantinaya yaklaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı, uzmanlar, sosyal mesafeyi koruma ve kalabalık oluşturmaktan uzak durma uyarısı yapıyor. Atılan adımlar, alınan önlemler olumlu ama insanların toplu olarak bulunduğu alışveriş merkezleri hâlâ neden kapatılmıyor? Kamuoyu, doğal olarak sorumluluğun AVM yatırımcılarında olduğunu düşünüyor. Sosyal medyada da gecikme nedeniyle onlar eleştiriliyor. 346 adet AVM’de çalışan emekçiler ise büyük bir endişe ile her gün mağazalardaki görevlerine gidiyor... Tepkiler artınca, önceki gün Boyner’den İpekyol’a, Koton’dan Twiggy’e, Mavi’den Damat’a, önemli markalar mağazalarını kapatma kararı aldı. AVM’lerde mağazaların yüzde 70’e yakını kapanmış oldu. Ancak AVM’ler tümüyle kapanmadı. Mağazalar kapansa da yeme içme bölümleri hâlâ açık... Çünkü 16 Mart’ta sadece AVM dışındaki kafe ve lokantalara kapatma kararı alınmıştı. Öğrendiğime göre AVM yatırımcıları bir süredir kamudan AVM’lerin kapatılmasını talep ediyor. Ancak bir türlü adım atılmamış. Bunun üzerine kendileri adım atmaya karar veren Alışveriş Yatırımcıları Derneği (AYD), önceki gün bir tavsiye kararı açıkladı. Açıklamada “Açılış kapanış saatlerini kamu otoritesi belirlediği için kapatma kararını ivedilikle bekliyoruz” cümlesi yer aldı. Bu cümle şu demek.: AVM’lerin kapatılması kararını ancak kamu otoritesi yani valilik veriyor. Kamu “AVM’ler kapatılsın” demeden, yatırımcının kapatması hapse varan bazı yaptırımlara ve cezalara ne den oluyor. Ancak AVM sahipleri gecikme nin getireceği faturanın ve vicdani sorumluluğun daha fazla olduğunu gördüğü için bu cezalara rağmen kesin adım atmaya karar verdi. Valilikten resmi bir kapatma izni gelmese bile artık Türkiye’deki tüm AVM’leri kapatacaklar. Bu satırların yazıldığı 18.00’e kadar hâlâ bir açıklama da gelmedi. Kamuyu beklemeden ilk adımı da AK Merkez’in sahibi Akiş Gayrimenkul attı ve alışveriş merkezlerini kapattı. Kapatma kararı çok doğru. Ancak 346 AVM’de 40 bine yakın çalışan var. Bu çalışanların hakları ne olacak? AYD, maaşların ödenmeye devam edeceğini, işten çıkarma da olmayacağını belirtiyor. Ancak gerçek faturayı zaman gösterecek! Tüketici de ‘mücbir sebep’ istiyor Bugünlerde bankaların kriz komiteleri en yoğun çalışan birimler. Salgınla birlikte ekonomiler durma noktasında. Türkiye’de hanelerden en büyük şirketlere kadar borçlu olmayan yok. Krediler ne olacak? Sistem nasıl dönecek? Açıklanan önlem paketinde yer alan maddelerden biri bu nedenle önemli. İlk kez krediler için mücbir sebep tanımı kullanılıyor. Paketin 11. maddesi şunu söylüyor: “Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiy le nisan, mayıs ve haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline ‘mücbir sebep’ notu düşülmesini sağlayacağız.” Force Major yani mücbir sebep önemli bir hukuki tanım. Bir bankacılık hukuku uzmanı arkadaşıma bu madde ne anlama geliyor diye sordum. Çünkü salgının mücbir sebep olup olmadığı tartışmalı bir konu. Yaptığı açıklamalar şöyle: “Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklaması belirsiz ve biraz muğlak. Huku ken klasik anlamda mücbir sebep ilan ediliyorsa o zaman bu kredi sözleşmelerinin hepsinin yeniden uyarlanması gerekir.” Önlem sadece firmalar için açıklanmış. Bunu da şöyle yorumluyor: “Eğer ticari şirketler için mücbir sebep kabul ediyorsak, daha ekonomik olarak güçsüz olan tüketici için de bu kabul edilmeli.” Bugünlerde işsiz kalan on binlerce borçlu vatandaş var. İşi etkilenen firmaya getirilen bu kolaylık onlara da getirilmek zorunda değil mi? T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI KURTKÖY SOSYAL GÜVENLİK MERKEZ’NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI DOSYA NO:2019/126 Kurumumuzca haczedilen ve satılmasına karar verilen gayrimenkullerin cinsi, kıymeti ve nitelikleri: TAPU KAYDI: İstanbul ili, Avcılar İlçesi, Avcılar Mah, 13893 parsel, 142/14002 cilt/sayfa numaralı, Tarla ana taşınmaz nitelikli 2,353,00 m² yüz ölçümlü, TAM hisseli taşınmazdır. İMAR DURUMU: Avcılar Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden alınan bilgilere göre rapora konu parsel 28.08.2008 tasdik tarihli Avcılar Güney Uygulama İmar Planında Katlı OtoparkTransfer Merkezi Alan’ında yer almaktadır. Satış konusu taşınmazın 1.907,00 m²’si “Katlı OtoparkTransfer Merkezi”, ~86,00 m²’si “Trafo”, ~360,00 m²’si ‘’Yol’’ lejantında kalmaktadır. Plan notlarında “Transfer Merkezi alanlarında; otobüs minibüs gibi toplu taşımaya ait terminal binaları, toplu taşıma peronları, taksi durakları ve indirme bindirme cepleri, otopark, yeşil alanlar rekreasyon alanları, ticari fonksiyon alanları ve park alanı gibi kullanımlar düzenlenecek ve yapılanma koşulları çevre yapılanma koşullarını aşmayacaktır. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının onanmasından sonra yapılacak onaylı zemin etüt raporuna da bağlı kalınmak koşuluyla; Ulaşım Daire Başkanlığınca onaylanacak proje doğrultusunda uygulama yapılacaktır” ibaresi yer almaktadır. Satış konusu taşınmaza ait belediye imar arşiv dosyasında herhangi bir yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi, mimari projesi ve yapı tadil tutanağı bulunmamaktadır. HALİ HAZIR DURUMU EVSAFI: Satışa konusu taşınmaz; İstanbul İli, Avcılar İlçesi, Merkez Mahallesi sınırlarında yer almaktadır. Parsel üzerinde doğal bitki örtüsü ve daha önce kullanımından kalan yer yer beton zemin olduğu tespit edilmiştir. Taşınmazın üstünde yapı bulunmamaktadır, düz bir topografik yapıya ve düzgün olmayan bir şekle sahiptir. Parsel çevresi tel örgü ile çevrilidir. Satışa konu 13893 parselin Reşitpaşa Caddesi’ne 50 m., D100 Güney yoluna 50 m. cephesi bulunmaktadır. Bölgede alt yapı tamamlanmıştır. MUHAMMEN BEDELİ: 8.824.000,00TL (Sekizmilyonsekizyüzyirmidörtbin Türk Lirası) SATIŞ ŞARTLARI: 1. açık arttırma: 13/04/2020 günü saat: 10:3010:35 arası Kurtköy Sosyal Güvenlik Merkezi ihale salonu Yenişehir mahallesi Kardelen sokak No:10 Pendik/İstanbul adresinde 2. açık arttırma: 20/04/2020 günü saat:10:3010:35 arası Kurtköy Sosyal Güvenlik Merkezi ihale salonu Yenişehir mahallesi Kardelen sokak No:10 Pendik/İstanbul adresinde yapılacaktır. KDV oranı % 18 dir. Gayrimenkul artırma sonunda, üç defa bağırıldıktan sonra en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedeli gayrimenkul için biçilmiş olan değerin %75 olan 6.618.000,00 TL (Altımilyonaltıyüzonsekizbin Türk Lirası)’sini bulmak lazımdır. Şayet amme alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar bu gayrimenkul için temin edilmiş ise, artırma bedelinin, bu suretle rüçhanı olan alacakların tutarından fazlaya çıkması ve yapılacak masrafları karşılaması şarttıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere 20/04/2020 günü aynı yer ve aynı saatte ikinci artırmaya çıkartılacaktır. İkinci artırmada rayiç bedelin % 50’ını bulması lazımdır. Ancak rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Şu kadar ki, birinci arttırmada istekli çıkmaz veya pey sürülmez ise ikinci arttırmada 6183 sayılı yasanın 94. maddesi uygulanacaktır. (İlk arttırmaya girip teminat yatırıp teklif verilmez ise veya ilk arttırmaya katılım olmaz ise ikinci arttırma tekrar %75’den açılacaktır.) Artırmaya katılacaklardan muhammen bedelin % 7,5’i olan 661.800,00TL. (Altıyüzatmışbirbinsekizyüz Türk Lirası) teminat alınır. Teminat olarak 6183 sayılı Kanunun yasanın 10. maddesinin birinci ve dördüncü bentlerinde sayılanlar (Para, Bankalar ve özel finans kurumları tarafından verilen süresiz teminat mektupları, Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler (Nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış değerleri esas alınır.), Hükümetçe belli edilecek Milli esham ve tahvilat ( Bu esham ve tahvilat, teminatın kabul edilmesine en yakın borsa cetvelleri üzerinden % 15 noksanıyla değerlendirilir.) kabul edilecektir. Satış peşin para ile yapılacak olup, alıcı istediğinde 10 güne kadar mehil verilebilir. Tellaliye harcı, DV, KDV, tahliye masrafları, tapu alım ve satım harcı ve masrafları alıcıya aittir. Gayrimenkulün aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. Gayrimenkulün tahliyesi genel hükümlere göre alıcı tarafından yapılacaktır. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar, teklif ettikleri bedel ile son ihale arasındaki farktan ve diğer zararlardan ayrıca %5 faizden sorumlu olacaklardır. İhale farkı ve faizi ayrıca bir hükme hacet olmaksızın Merkez Müdürlüğümüzce tahsil edilecektir. Bu fark, varsa önce teminat bedelinden alınacaktır. Teminattan meblağ artması halinde ise kuruma irad olarak kaydedilecektir. Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için Müdürlüğümüzde açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği verilir. Satışa iştirak edecekler yanlarında resmi dairelerce kabul edilebilir kimlik belgesi ve katılımın tüzel kişiler adına olması halinde yetki belgesi ibraz edeceklerdir. 6183 sayılı kanunun 108. maddesinde sayılanlar açık arttırmaya katılamazlar. Satış ilan ve şartnamesinde dizgi, baskı ve yazım hatası olması halinde ihale anındaki açıklamalar esas alınır. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2019/126 takip no’lu dosya numarasıyla Müdürlüğümüz Gayrimenkul Satış Komisyonuna başvurmaları gerekmektedir. Satışa katılacak olanların, teminatlarını en geç ihale bitimine kadar komisyona vermeleri gerekmektedir. Satış ilanı ilgililerin (İlgililer tabirine borçlu ve irtifak hakkı sahipleri de dahildir.) adresine gönderilecek olup, adreste tebligat yapılamaması halinde veya adresleri bilinmeyenlerin de yerinde kaim olacağı İLANEN tebliğ olur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1151368) Korona... Dayanışma en yaşamsal... Ve doğru siyaset... Sabah saatlerinde başladı WhatsApp grubunda konuşma... Hastanelerde, aile hekimliklerinde yeterli maske olmaması üzerine... Sabahları şeker dağıtır gibi bir tane dağıtıp “bütün gün idare edin” denmesi, kimi yerde kumaş maskeler dağıtılması ve yıkayıp tekrar kullanılmasının söylenmesi... Doktorlar vardı aramızda.. Yani teyitli... Durum vahim.. “Ne yapabiliriz?” dendi ve bir medikal firması ile görüşüldü; hızlıca paralar toplandı, herkes karınca kararınca ve 2 saat içinde iş bitmişti.. 2 büyük hastaneye en azından kısa da olsa bir süreliğine yetecek kadar gönderildi... Peki, neden her hastane için gönüllüler grubu oluşturulmasın? Aile hekimlikleri için yerel destek çözümleri geliştirilmesin? Doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık çalışanlarımız... Şimdi büyük yük onların sırtında... Sadece kendilerini değil, evlerinde onları bekleyen ailelerini çocuklarını da risk altına atarak çalışıyorlar. Bu yüzden onları korumak, kollamak herkesin sorumluluğu olmalı... Yeterli mi? Tabii değil. Acilen yapılması gereken maske, dezenfektan ve gerekli tıbbi malzemelerin üretiminin tek elden yönetilmesi ve denetlenmesi.. Sadece gerçekleri söyledi diye bir doktorun suçlanması, cezalandırılması ise asla kabul edilemez... Neden hükümet sağlık çalışanları için önlemler ve hatta destek paketi açıklamıyor? Koronavirüs insanlığın da büyük sınavı aynı zamanda... Dayanışma ise önce empati kurmakla başlıyor... Market raflarını talan edip evin bir odasını doldururken bunu almaya gücü yetmeyenleri ya da başkasının hakkını da aldığını düşünme bilinci ile... Kendisi evden çalışma şansına sahip iken bunu yapamayanların, toplu taşıma ile işlerine gidip dönenlerin yerine kendini koymakla... İşveren ile çalışan arasındaki çizgi... Yoksul ile varsıl arasındaki çizgi... İşsiz ile çalışabilen arasındaki çizgi... İşte bu çizgiler arasında duruyor empati... Ev sahibinin kiracısından her ay başı aldığı kirayı ya almamasında ya da ertelemesinde... İşverenin dükkânını kapatmak zorunda olduğu için işçisini hemen kapının önüne koyup koymamasında... Hepimiz aynı gemideyiz teranesine inanmayın...Teste erişimden, olası bir korona vakasında göreceğiniz tedaviye, nasıl şartlarda çalıştığımıza, nasıl bir ortamda yaşadığımıza, nasıl bir eğitim aldığımıza kadar her şey belirleyici... Ve bu yüzdendir ki hastalık en çok alt sınıfları vuracak.. Ve hükümetler... İnsanlık sınavı hükümetlerin attıkları ve atacakları adımları da kapsıyor... Evet, daralan ve daha da daralacak olan ekonomiye yönelik önlem paketleri ama aynı zamanda “Parayı düşünmeyin, işimi kaybeder miyim diye korkmayın! Siz sağlığınızı düşünün. Para bizim işimiz” diyebilmek... Kanada Başbakanı’nın yaptığı gibi.. Kimi ülkelerde test yaptırmak ücretli iken kimi ülkelerde ücretsiz. Güney Kore örneğin: Haftada 140 bin test kiti üretti. Günde 20 bin kişiye test yaptı. Hepsi de ücretsiz… Peki, sonuç: Koronovirüs nedeniyle en düşük ölüm oranı Güney Kore’de: “yüzde 0.7…” İspanya salgınla mücadele için özel kurumlar dahil tüm hastaneleri ve sağlık hizmeti veren tüm kuruluşları devlet kontrolüne geçirme kararı aldı. Yani kamulaştırdı bir anlamda.. Tüm bunlar neyi gösteriyor? Sağlık hizmetlerini özelleştireceğim diye devlet hastanelerinin, üniversitelerin araştırma hastanelerinin içlerini boşatmanın ne kadar yanlış olduğunu... Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir açıklama yaptı “Düşünülmemiş şeyleri düşünmeye, hesaplanmamış şeyleri bulup ortaya çıkarmaya ihtiyacımız var” diyerek milletin seçkin zekâlarından, stratejik akla sahip temsilcilerinden yapıcı ve yaratıcı katkılar beklediğini ifade etti. Eğitimi bu hale getirdikten, her yeri imam hatiplerle, her kuytu köşeyi sübyan mektepleri, Kuran kursları ile doldurduktan sonra ne diyelim, “geçmiş olsun mu”? Cezaevleri... Bir diğer can acıtıcı husus... Koğuşlar dopdolu, sağlık koşulları yetersiz... Tutuksuz yargılanabilecekler neden bırakılmıyor? Korona günleri başladı sınır kapısında bekleşen mülteciler unutuldu, kendi kaderlerine terk edildi.. Oysa ne güzel onlar üzerinden siyaset yapılıyordu değil mi? Zor günler... Ama aynı zamanda artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının da bir işareti.. Hazır herkes evdeyken hayat yavaşlamışken bunların üzerine kafa yormanın da zamanı... 149 bin 382 işyeri ara verdi İçişleri Bakanlığı’nın 81 ile gönderdiği “Koronavirüs Tedbirleri” genelgesi kapsamında 1518 Mart tarihleri arasında ülke genelinde 149 bin 382 işyeri geçici süreliğine faaliyetlerine ara verdiği açıklandı. Tedbir kararına uymayan 187 işyerinin tekrar kapatıldığı, bunlardan 150 işyerine para cezası uygulandığı, 37 işletmeci hakkında ise suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle