02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 4 ARALIK 2020 CUMA Erdoğan, grup toplantısındaki sözleri nedeniyle Kılıçdaroğlu’na tazminat davası açtı 500 bin lira istedi Tanrınınkelamı Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasi eleştirilere karşı tazminat davalarını rakiplerini susturmak için bir silah gibi kullanma taktiğinden vazgeçmiyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in TBMM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarını gerekçe göstererek açtığı 500 bin liralık tazminat davasında 15 bin TL tutarında manevi tazminata hükmedilmesinin ardından Erdoğan da partisinin grup toplantısındaki ifadeleri nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Erdoğan “Gereken dersi yargıda vereceğiz. Önce tazminat sonra ceza” diye talimat vermiş ancak Özel’in konuşmasını TBMM Genel Kurulu’nda yapması nedeniyle ceza dosyası yürütülememişti. Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından Ankara Asliye Hukuk Mah‘ORDUYA KUMPAS KURDUN’ Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, Erdoğan’a yönelik “Balyoz, Ergenekon davaları oldu. Komutanlar hapse atıldı. FETÖ’yle işbirliği yaptı. Bırak sen gevezeliği. Sen FETÖ’yle işbirliği yapıp orduya kumpas kuran Başbakan mısın değil misin? Sen kendi ordusuna kumpas kuran bir Başbakansın. Orduyu büyüten silahlar değil, moral değerlerdir. Sen o değerlerin dibine dinamit koydun. En önemli, kritik noktalara FETÖ’nün bütün mensuplarını yerleştirdin” ifadelerini kullanmıştı. kemesi Hâkimliği’ne verilen dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun “eleştiri ile hakaret arasındaki farkı idrak edemediği, Erdoğan’a hakaret etmeyi alışkanlık haline getirdiği” öne sürüldü. “Davalının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik haksız ve mesnetsiz ithamları ve üslubu, bir insana yakışmayacak ölçüde düzeysiz, seviyesiz ve ahlak dışıdır” denilen dilekçede, “Davalının konuşmasında ileri sürdüğü hususların tamamı gerçek dışıdır. Bu iddialarla ilgili olarak daha önce çeşitli vesilelerle açıklama yapılmış, iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğu vasat zekâya sahip bir kişinin anlayabileceği şekilde izah edilmiştir. Gerçeklerin bu ölçüde çarpıtılması, yalanın bu kadar rahat ifade edilebilmesi, hakaret ve iftiranın bu denli olağanlaştırılması geçmişte örneklerini pek çok kez müşahede ettiğimiz bir FETÖ ahlakıdır. Bu ahlakın ana muhalefet partisi liderinde şahsında tecessüm etmesi ülkemiz için büyük talihsizliktir” denildi. “FETÖ ile mücadele edenleri haksız ihtamlarla itibarsızlaştırmanın, FETÖ ile ilişkilendirmenin bir FETÖ yöntemi olduğu” kaydedilen dilekçede, “bunun ancak FETÖ’nün örgütsel amaçlarına hizmet ettiği” savunuldu. Dilekçede, özetle şunlar kaydedildi: “Davalı, bugün FETÖ’nün egemen olmadığı özgür bir ülkede yaşıyorsa bunu öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ona destek veren milletimize borçlu olduğunu unutmamalı. Kozmik Oda dahil olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımızı FETÖ ile ilişkilendirmek hususunda davalı tarafından ileri sürülen tüm hususlar gerçekdışı ve iftira mahiyetinde. Sayın Cumhurbaşkanımız FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelenin öncüsü. Davalının Sayın Cumhurbaşkanımızı FETÖ ile ilişkilendirmeye yönelik bu açıklamalarını, suçluluk telaşıyla yapılmış artık gizlenmesi mümkün olmayan CHPFETÖ işbirliğini örtmeye ve dikkatleri dağıtmaya yönelik bir çaba olarak değerlendirmek gerekmekte.” l ANKARA/Cumhuriyet CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: GENELKURMAY BAŞKANLARI SİYASİ TARTIŞMAYA GİREMEZLER Yaşar Güler’e siyaset uyarısı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in Tank Palet Fabrikası’nın satışını eleştiren CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın ifadeleri üzerine açıklama yapmasına “Genelkurmay başkanları siyasi tartışmaya giremezler” diyerek tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ı ziyaret etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından iki lider ortak basın açıklaması yaptı. Uysal, görüşmeye ilişkin “Memleketimizin, milletimizin, demokrasimizin en acı can alıcı meselelerini değerlendirme imkanı bulduk” dedi. RTÜK’ün Başarır’ın katıldığı programdan dolayı TV kanalına ceza vermesinin de kabul edilemez olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sözünü ettikleri hukuk reformu bu galiba. Yasaları beğenmedikleri medya organları üzerinde acımasızca bürokratlar aracılığıyla uygulamak. Ne yapılırsa yapılsın. Doslarımızla, arkadaşlarımızla beraber biz bu güzel ülkeye demokrasiyi getireceğiz” dedi. ‘Peşkeş çekmek ihanettir’ Katar ordusuna 20 milyar dolar değerindeki TSK’nin en büyük fabrikasının sıfır bedelle verilmesini kabul edemeyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Tank palet fabrikasının Katar ordusuna peşkeş çekilmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne de ordusuna da açıkça söylüyorum ihanettir. Bir lira, bir dolar almadılar” dedi. Bakanlar Kurulu’nun 5 saat konuştuğunu milyonlarca esnafın sıkıntıyla ilgili tek bir cümle söylenmediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Gündemi saptırmak istiyorlar” dedi. Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in açıklamasını nasıl değerlendirdiği yönündeki ilk soruya yanıt vermeyen Kılıçdaroğlu, Güler’in siyasi tartışmaya girmesini nasıl değerlendirdiği sorusuna ise “Genelkurmay başkanları siyasi tartışmaya giremezler” dedi. İktidara destek veren eski bir milletvekilinin “Katar ekonomik olarak Türkiye’yi neredeyse en kritik dönemlerde besliyor para aktarıyor” dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Türkiye ne zamandan beri Katar’ın beslemesi oldu... Bundan daha ağır bir cümle olabilir mi?” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kürt sorunu yok” açıklamasının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’a göre zaten Türkiye’de hiç sorun yok ki... Saray’da sorun yoksa, Türkiye’de de sorun yok” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet ‘5 SAAT ULAŞILAMADI’ DP Başkanı Uysal ile basın toplantısı düzenleyen Kılıçdaroğlu, Libya’ya giden Türkiye’ye ait yük gemisinin, Alman firkateyni tarafından aranmasını değerlendirirken “Gemimizde arama yapılırken bildiriyorlar, 5 saat Türkiye Cumhuriyeti’nden haber alınamıyor... Neden, çünkü her şey bir kişiye bağlı, ona ulaşırsan karar alabiliyorsun, ona ulaşamazsan karar alamıyorsun” dedi. Kılıçdaroğlu’na, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile genel başkan yardımcıları Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı ve Seyit Torun eşlik etti. BAŞARIR: ERDOĞAN YALANLARLA BENI HEDEF GÖSTERDI CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2019’da bir şehit cenazesinde çekilen fotoğrafı gündeme getirerek, “Bu ahlaksız, terbiyesiz adam yanında birisiyle konuşurken, sırıtıyor, pişmiş kelle gibi” sözlerine tepki gösterdi. Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunacağını aktaran Başarır “Cumhurbaşkanı, bir kez daha trollerin ortaya sürmüş olduğu asılsız, yalanlara itibar etmiş ve şahsımı bir kez daha hedef almıştır. Şahsıma hakaret etmesi ve iftirada bulunarak hedef göstermesi kabul edilebilir bir durum değil” ifadelerini kullandı. l ANKARA ÖZEL: GÖRÜNTÜ 28 ŞUBAT’I HATIRLATIR CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, ordunun sıcak siyasetin içine çekilmek istendiğini belirterek, “Bunu bu ülkeye yapmayın. Genelkurmay Başkanı’na samimi talebimizi ilettik: ‘Sakın sıcak siyasete girme’ dedik. Biz Genelkurmay Başkanı’yla polemik yapmayız” dedi. Özel, TBMM’de basın toplantısı yaptı. Partili Genelkurmay Başkanı ayıbının Hulusi Akar’da kalması gerektiğini belirten Özel, “Genelkurmay’ın oraya çekilmemesi lazım, buna sivil toplumun, meslek örgütlerinin, sendikaların alet edilmemesi lazım. Görüntü 28 Şubat’ı hatırlatır” dedi. RTÜK’ün Habertürk TV’ye verdiği cezayı eleştiren Özel, şunları dile getirdi: “Borsa İstanbul AŞ bir karar almış: Yönetim kurulu başkanı 24 bin, üyeler 18 bin TL maaş alacakmış. Ayrıca huzur hakkı ödemesi, makam aracı tahsis edilecekmiş. Vergiyi de Borsa İstanbul ödeyecek. Altında Fahrettin Altun’un imzası var. Millet bir asgari ücretle geçinmeye uğraşırken; Fahrettin Bey’in evine bir de eşi hanımefendi üzerinden toplam 5 maaş giriyor” l ANKARA ERDOĞAN YİNE CHP’YE YÜKLENDİ ve insanın niyeti İnanç meselesine bilimsel yaklaşımlarla baktığı için... Bu konuda araştırmalar yapıp tezler ortaya attığı için... Meseleyi sosyolojik, felsefi, antropolojik veya tarihi süreçlerin süzgecinden geçirerek yorumladığı için linç edilen bir akademisyenin maruz kaldığı tehditlerin, baskının ve dışlanmanın olağanlaşması; Onun tabuları es geçen ve bilime dayanan cesaretinin, cahilliğe dayalı cüret karşısında korunamaz bir halde olması şu zamanda üzerinde durulması gereken en önemli meseledir. İnanç özgürlüğü yalanı Önce; İnanç özgürlüğünü başörtüsü özgürlüğüne eşitlediler. Kadınların örtünmeye zorlanmasını kadının özgürlüğüne tehdit olarak algılayanları da din düşmanı bellediler. Bu ülkede bu zihniyetin niyetini yeterince net bir şekilde anlayabilecek kadar korkunç tecrübeler edinildi. Ama aynı zamanda halkın idrakindeki kilit de neredeyse hiç açılamayacak hale getirildi. İktidar şu anda; İnanç özgürlüğünü tek bir inancın tek bir mezhebine tanıyor. O inancın o mezhebindeki temel meselelerin aksini savunanları, meseleye farklı noktalardan yaklaşanları, dogmatik değil rasyonel bir dünyada yaşamayı seçenleri din düşmanı olarak kodluyor. Bu iktidar anlayışının hükmünde... Kontrol edilmek istenmeyen, aksine körüklenen bir şiddetin hedefinde yeniden inşa edilmeye çalışılan bu ülkede... Olan biteni sindiğiniz yerden seyretmeyin. İnanç özgürlüğüyle ilgili yapılan hileli tarifleri görmezden gelmeyin. Bu korku ikliminde dogmanın bilime üstün gelmesini sineye çekmeyin. İlahi cinayetler Unutmayın; Burası şu anda 100 yıl önce yüzünü bilime ve medeniyete dönerek küllerinden yeniden doğmuş bir Anadolu toprağı değil artık. Kaderine terk edilmiş bir Ortadoğu toprağı. İnanca bilimsel açıdan yaklaşan ilahiyatçıların, Turan Dursun’un, Bahriye Üçok’un rahatça öldürüldüğü... Gerçek katillerinin hiçbir zaman bulunup cezalandırılmadığı... Onları öldürten zihniyetin açtığı yoldan iktidara yürüyenler niyeti tarafından ele geçirilmiş... Sırtını medeniyete, yüzüne cahiliyeye dönmüş ve aydınlık bir geleceği hedeflemiş devrimlerin ışığında yine de zifir gibi kararmayı becermiş bir coğrafya. Bu coğrafya da kadınlarını, çocuklarını, aklını, fikrini, bilimini, medeniyetini cahillerin eline terk etmiş bir gafletin neticesini yaşıyoruz. Beynin gelişiminin inançla ilişkisini kuramsal olarak anlayabilecek ve inanç tarihine bu açıdan ışık tutabilecek seviyeye gelmiş bir insanlığın... Çoktan mitolojik değer kazanmış olması gereken inanç meselesini hâlâ tabu olarak koruma telaşındaki siyasetlere imkân tanınmasının anlamı üzerine inatla düşünmüyor, tartışmıyoruz. Dünyadaki cehennem Bu sayede öbür dünya için hayal edilen cehennemi bu dünyada rahatça yaratıyorlar. Ve akla mantığa dayalı tüm sorgulamalara ölçüsüzce savaş açabiliyorlar. Bugün bu ülkede; Kuran’la ilgili bilimsel bir yorumu yüzünden bir ilahiyat profesörünün aldığı ölüm tehditlerinin ne anlama geldiğini herkes çok iyi biliyor. Onun akademik çalışmalarından vazgeçip istifa etmek zorunda kalmasını herkes normal karşılıyor. Ve asıl tehlike de bu normallikte başlıyor. Yaradılış efsanelerini anaokullarından itibaren çocukların beynine zikretmeyi marifet bilen... Evrime küfreden eğitimcileri eğitim kurumlarını başına diken... Ve dindar ve kindar nesiller yetiştirmeye ant içtiğini kendi ağzıyla itiraf eden, üstüne üstlük paranın dini olmaz diyerek kendisini de rahatça deşifre eden iktidarların hedef aldığı özgürlüklerin başında düşünce özgürlüğü gelir. Bilim gelir. Felsefe gelir. Ve bu iklimde, herkes korkar ve susarsa, düşüncenin, bilimin ve felsefesinin kaderi hedef olduğu o tahtada delik deşik edilmektir. Tanrının kelamı bir yana insanın niyeti aslında en baştan beri bellidir. Nevzat Ayaz yaşamını yitirdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilişinin 86. Yıldönümü Programı”ndaki konuşmasında CHP’yi hedef aldı. Erdoğan, CHP’li Ali Mahir Başarır’ın Tank Palet Fabrikası’nın satılmasıyla ilgili sözleri üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendi. Erdoğan, “Bay Kemal, benim askerime, benim orduma hakaret edecek senin milletvekilin, senin ise ağzından olumsuz bununla ilgili bir ifade çıkmayacak, bu millet seni affetmeyecek” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Milli Savunma ve Milli Eğitim eski bakanlarından Nevzat Ayaz, dün İstanbul’da hayatını kaybetti. 90 yaşında yaşama veda eden Ayaz, bugün İstanbul’da toprağa verilecek. Ayaz’ın vefatına ilişkin yapılan açıklamada: “22 Kasım’da hastanemize getirilerek septik şok tablosu ile genel yoğun bakıma alınan hastamız tüm müdahalelere rağmen bu sabah (dün) 06.33’te hayatını kaybetti” denildi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1954 yılında mezun olan Ayaz, 1991’de YP’den milletvekili seçilmişti. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle