16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 22 KASIM 2020 PAZAR Erdoğan’ın siyaset sahnesindeki en büyük başarısı attığı her adımı, reform olarak sunabilmesinde. Bir yıl önceki adımını büyük reform diye anlatıyor, bunun tersini yapınca da büyük reform oluyor. Berat Albayrak’ın bıraktığı enkazdaki doğru saptamalarından biri şudur: “Babam aya dört şeritli yok yaptık dese inanacak kitleler var!” Şimdi yeni bir reform dönemindeyiz. Hangi konuda? Hukukta ve ekonomide... AKP’nin açılımı ne? Adalet ve Kalkınma Partisi! Yani partinin adını taşıyan her iki alanda da 18 yılda gelinen durum bu, acil reformla düzeltilmesi gerekli! Reformdan kastedilen de cila. Başka bir şey değil. HHH Erdoğan’ın bu noktaya gelmesinde ekonomiden dış ilişkilere, partinin oylarının düşmesinden salgınla mücadeledeki başarısızlığa kadar pek çok etken var. Bunların hepsi birleşince, ortaya Cumhur İttifakı’nın koErdoğan yeni denge arıyor! lonlarının çatırdaması çıkıyor. Çatırdama sesini ilk duyanlardan Bahçeli, Erdoğan’a “Bensiz yol yürümeye kalkarsan, sonuçları olur” mesajı veriyor. Bahçeli’nin Çakıcı’yı “dava arkadaşı” ilan etmesinin arkasındakilere ilişkin pek çok olasılık konuşuluyor. Perdenin önünde gölgeler var ama bu gölgeler geride şu restleşmenin olduğunu gösteriyor. Erdoğan, Arınç’ı öne sürerek Demirtaş ve Kavala’nın serbest kalabileceği mesajı veriyor. Arınç, kişi adı vermeden “uzun tutukluluklara isyan ediyorum” diyebilirdi. Bilerek adres verdi. Özünde Batı’nın Türkiye’de demokrasiye ihtiyacı yok, dediklerini yapacak bir yönetime ihtiyacı var. Güneydoğu’da tabanını kendisinden kopan partilere kaptırdığını gören Erdoğan bu konuda da arayış içinde. HDP’yi yanına çekmekten, “AKP’ye sıcak” yeni bir bölge partisinin kurulmasına kadar her şey masada. Bu süreçte, Erdoğan’ın diliyle devletin İmralı ile görüşmediğini düşünmek de saflık olur! Bunu gören Bahçeli, “Sen böyle bir yola girersen ben de eski dava arkadaşlarımın en belalısını sahaya sürerim. Bu ittifak bitecekse ben bitiririm, sen değil” demeye getiriyor. Türkiye, bunca deneyimden sonra yeniden bir TürkKürt çatışmasının içine sürüklenir mi? Bunun toplumsal tabanı yok. Türkiye her şeye karşın birlikte yaşama kültürüne sahip. Bu anlamda halk, siyasilerden daha ileride. Ancak böyle bir siyasi manevra deneniyor. Trump’la bir olup Türkiye’nin devlet geleneklerini yıkan Erdoğan, şimdi Biden’la bir olup demokratlık şampiyonluğuna hazırlanıyor. HHH Cumhur İttifakı çatırdarken ufukta nasıl bir iktidar görünüyor? Bu soruyu yanıtlamadan önce altını çizelim: Cumhur İttifakı’nın çöküşü eşittir Millet İttifakı’nın iktidara gelişi değildir. Erdoğan’ın aradığı yeni dengenin ipuçları buradadır. Tepede, iktidarı kaybetmemek için her türlü seçeneğe teşne bir anlayış var. Bu “anlayışın” içinde, rakiplerini her türlü yöntemle saf dışı etme ahlakı da var. Bir bütün olarak Millet İttifakı’nı ve bileşenlerini sürekli savunmada tutmak bu anlayışın en yaygın yöntemi. İşte bu noktada Millet İttifakı’nın “savunmada kalma” durumuna son vermesi gerekir. Ne yapmalı? İnsanın aklına Ecevit’in, iktidarla uğraşmayı bırakıp halkla beraber “ak günlere” diye yollara düşmesi geliyor... İnsanın aklına Demirel’in, Özal’a “in oradan” diye bağırıp halka, “düşün peşime” diye seslenişi geliyor... ÖZBEK: KİŞİYİ HEDEF KASTIYLA DEĞİL, KAMUOYU İÇİN DUYURU YAPTIM Haberi paylaşmak da suç Cumhuriyet’in, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta vakıflardan kiraladığı araziye izinsiz yaptırdığı şömine ve çardağın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekiplerince yıkılmasına ilişkin haberini sosyal medyadan paylaşan emekli gazeteci Mehmet Yüksel Özbek hakkında savcılık tarafından soruşturma açıldı. Gazetemizin Twitter hesabından yayımlanan haberini, tweet mesajıyla paylaşan emekli gazeteci Mehmet Yüksel Özbek, 11 Kasım 2020 günü telefonla Üsküdar Doğancılar Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta Vakıflar’dan kiraladığı araziye yaptığı izinsiz pergole ve şöminenin İBB tarafından yıkılmasına ilişkin haberimizi paylaşan emekli gazeteci Mehmet Yüksel Özbek’e soruşturma açıldı. Karakolu’na ifadeye çağrıldı. Karakolda görevli bir polis tarafından telefonla ifadeye çağrılan Özbek, “Beni ifadeye çağıran polis memuru da konuyu tam anlamadığı için bana “Boğaz’da kaçak bina yapmışsınız, o nedenle ifade vermeniz gerekiyor” dediğinde şaşkınlıktan dona kaldım. Görevli memura kirada oturduğumu ve herhangi bir gayrimenkul sahibi olmadığımı söyleyince evraka yeniden bakarak Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un kiraladığı arazi ile ilgili haberi sosyal medyadan paylaştığım için ifadeye çağrıldığımı söyleyerek önceki beyanını düzeltti” dedi. Özbek, savcılıktan karakola gönderilen soruşturma evrakında Cumhuriyet gazetesinin bu konudaki haberinin sosyal medyadan paylaşılmasıyla Altun’un hedef haline getirildiğini, bu paylaşımı yaptığı için kendisi hakkında soruşturma açıldığını belirterek “Ben de ifademde bu haberi, bir kişiyi hedef haline getirmek kastıyla değil, sadece Boğaz’da Özbek yapılan izinsiz çalışmanın kamuoyunda duyurulmasına yönelik olduğunu söyledim” dedi. l Haber Merkezi CHP DİYARBAKIR ‘Cinsiyetçi söylemle’ imza kampanyası İLAYDA KAYA Görevden alınacağı iddia edilen CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel, görevden alınması için bir grup partilinin imza toplamaya başladığını belirterek “Kimler olduğunu biliyorum ama isimlerini açıklamak istemiyorum. Onların işlerine çomak soktuğum için beni göndermek istiyorlar ama biz çalışmaya devam edeceğiz” dedi. CHP’nin Diyarbakır’daki ilk kadın il başkanı Gönül Özel’in görevden alınması için bir grup partili, “Diyarbakır, kadın başkanı kaldıramaz” iddiasıyla olağanüstü kongre için imza toplamaya başladı. ‘Cinsiyetçi yaklaşım’ İmza girişimini Cumhuriyet’e değerlendiren Özel, “bazı kesimlerin siyasi rantını kestiği için” imza topladığını belirtti. Özel, görevden alınıp alınmamasına ilişkin genel merkezden aranmadığını ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konudan haberdar olduğunu anlattı. Gönül, “Benim çalışmalarımdan, sahadaki geri bildirimlerden oldukça memnun. Tabii takdir yine de genel merkezimizindir” diye konuştu. Delegelerin imza toplamak için “Diyarbakır kadın başkanı kaldıramaz” sözlerinin cinsiyetçi bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Özel, “Burası büyük ve politik bir şehirdir. ‘Diyarbakır’ı kadın kaldırmaz’ şeklinde söylemlerle yaklaşıyorlar. Kadınların siyasette yeri daha fazla olmalı. Her yerde olmalıyız. Siyaset kirli denir ya kadınlar siyaseti temiz tutan yüz. Bu şehrin kadın il başkanı olarak daha fazla çalışmaya devam edeceğim” dedi. Yalçın, CHP’yi HEDEF ALDI MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, CHP’nin MHP’yi hukuk dışı oluşumlara sahip çıkmakla suçladığını öne sürerek “MHP’ye sataşarak baltayı taşa vuran CHP’nin, kör aletle başlattığı kavgadan mağlubiyetle çıkması kaçınılmaz” dedi. Yalçın, yazılı açıklama ile 4 parti tarafından hazırlandığı iddia edilen anayasa taslağının üzerinin MHP’ye saldırılarak örtülmeye çalışıldığını öne sürdü. “Atatürk’ten sonra, CHP’nin psikogenetik kodlarına Marksizm şekil vermiştir” iddiasında bulunan Yalçın, “MHP ve ortağı olduğu Cumhur İttifakı, zillet ittifakının atmosfere yaymaya çalıştığı hıyanet bulutlarını milletin desteğiyle dağıtacaktır” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet ERDOĞAN, AKP KONGRELERİNİN ERTELENECEĞİNİ DUYURDU Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kütahya, Afyonkarahisar, Batman ve Siirt 7. olağan il kongrelerine video konferans yöntemiyle katıldı. AKP kongrelerine salgın arası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koronavirüs önlemleri kapsamında partisinin kongrelerini önümüzdeki haftadan itibaren erteleyeceklerini açıkladı. Erdoğan, dün AKP’nin Kütahya, Afyonkarahisar, Batman ve Siirt 7. olağan il kongrelerine video konferans yöntemiyle katıldı. Burada konuşan Erdoğan, koronavirüs salgınına karşı yurttaşları tedbirlere uyması konusunda uyararak “Pek çok faaliyete sınırlama getirildi. Siyasi parti kongreleri için ise herhangi bir engel bulunmuyor. Buna rağmen salgınla mücadeleye destek vermek için önümüzdeki haftadan itibaren kongreleri erteliyoruz. İnşallah vatandaşlarımızın tedbirlere uymasıyla bugünleri geride bırakacağız” dedi. Yaşanan sıkıntıları bildiklerini söyleyen Erdoğan, “İşi azalan ve tamamen duran esnafımızın, işletmelerimizin buralarda çalışan insanlarımızın aynı şekilde buralardan hizmet alan vatandaşlarımızın sıkıntılarını gayet iyi biliyoruz. Okulundan ayrı kalan öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, 20 yaş altı ve 65 yaş üstü insanlarımızın neler hissettiğini anlıyoruz. Adeta bağrımıza taş basarak bu yöntemlere başvurmak mecburiyetinde kalıyoruz” ifadelerini kullandı. Reform vurgusu Reformlarda yeni bir dönem başlattıklarını kaydeden Erdoğan, “Hukuki altyapımızı geliştirerek, ekonomimizin temellerini güçlendirerek, istihdamı artırarak salgın sonrası yeniden şekillenecek dünyada kendimize iyi bir yer edinmekte kararlıyız. Cumhur İttifakı’yla kurduğumuz yeni yönetim sistemini reformlarla daha da güçlendirerek ülkemizi 2023 hedefleriyle mutlaka buluşturacağız” dedi. Erdoğan, Suudi Arabistan’ın dönem başkanlığındaki G20 Zirvesi’ne canlı bağlantıyla katıldı. Dünyadaki aşı çalışmalarına değinen Erdoğan “Geliştirilen aşılar, mevcut adaletsizlikleri daha da derinleştirmek yerine insanlığın ortak malı olacak şekilde kullanıma sunulmalıdır. Bu çerçevede G20 platformu aşıya herkesin uygun maliyetli ve hakkaniyetli erişimini güvence altına alacak mekanizmaları hazırlamalı ve işletmelidir” dedi. l İç Politika, Haber Merkezi BABACAN’DAN ERDOĞAN’A ÇAKICI TEPKİSİ: ‘İttifak’ korkusundan ses çıkaramıyor Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit etmesi karşısında sessiz kalan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Partisinin 1. Olağan Kastamonu İl Kongresi’nde konuşan Babacan, “Çok değil, yedi sene evvel ‘Çeteler dönemi, mafya dönemi bitmiştir’ diyen Cumhurbaşkanı, bugün illegal yapıların suça konu sözlerine tek kelime edemiyor. İttifak bozulur kaygısıyla, ortağının suça sahip çıkmasına ses çıkarmıyor” dedi. İllegal yapıların siyaseti dizayn etme çabalarına müsaade edilemeyeceğine dikkat çeken Babacan, şunları kaydetti: “Türkiye, illegal yapılardan da bu yapıların arkasına saklanan siyasetçilerden de büyüktür. Suç örgütlerinden, illegal yapılardan, ülkemizi 90’lı yıllara döndürmek isteyen karanlıktan ‘Korkma Türkiye’ diyoruz.” İktidarın salgınla mücadele yöntemini eleştiren Babacan, “Salgınla mücadelede sırf önlem aldık demek için sonuç getirmeyecek bir genelge yayımladılar. Salgınla mücadele etmek için değil de sanki sadece ceza kesmek için genelge çıkarmışlar... Bir Bilim Kurulu üyesi çok enteresan bir açıklamada bulundu: ‘Vaka sayılarını biz de bilmiyoruz, Kurul’a gelmiyor’ dedi. Bilim Kurulu tavsiye üretecek, hükümete doğrusunu söyleyecek. Verilerle oynamaya TÜİK’ten alıştılar da görüş oluşturan Bilim Kurulu’ndan veriler saklanır mı? Oradaki bilim insanlarından gerçekleri saklayamazsınız” diye konuştu. Saray, MHP ile yol ayrımında (mı?) Gemi karaya oturunca Avrupa’ya imdat çağrısı gitti. Türkiye’den ve dünyadan gemiyi (ve kaptanı olan iktidarıRTE’yi tabii) kurtaracak kimse yoktu. Dört bir yan çıkmaz sokak. İç, ekonomi ve dış politika, kör inançların kılavuzluğunda battı. Şimdi tam bir dönüş. Bu dönüşte MHP’ye yer yok, çünkü Bahçeli bunu yapamaz. Saray, MHP ile Avrupa’ya mı yürüyecek? Almanya Ülkü Ocakları’nı kapatırken... Avusturya karışırken... Ve ülke içinde yeraltı dünyasının silahları Kılıçdaroğlu’na doğrultulurken... Ve siyasete silah bulaşmışken... RTE, tüm politikasını her zaman kendisinin iktidarda ve ayakta kalmasına göre kurmuştur. 18 yıla bakın, yanında kimse yoktur. Kalanlar sadece biat edenlerdir. İmajını tazeleyebilir mi? Şimdi 2.5 yılı var, seçimlere kadar. Çok yıpranmıştır. Büyüsü falan kalmamıştır. Ekonomi bir enkazdır. Avrupa’da imajı sıfırdır. Dolayısıyla ne kadar vaatte bulunsanız bile “Türkiye’de iyi kazanç var, koşalım” diyecek yatırımcı ve sermaye kalmamıştır veya azdır. Gelecek olan da kalıcı değil vurkaççı paradır. 2.5 yılı geçiremezler. 2023 Haziranı’nda seçimleri katakulli ile cebe atma olasılıkları da sıfırdır. O zaman açık bir diktaya geçmeleri gerekir ki Türkiye gibi bir ülke için bu artık söz konusu bile olamaz. Ülke elden çıkar. Saray, ayakta kalmanın tek yolu olarak Avrupa’yı görüyor. Bir süredir, demokrasiyi inşa edeceğiz, adaleti, hukuku inşa edeceğiz politikasının ardında, bu değerleri önemseyen AB’ye yönelme vardı. Dün de RTE bunu resmen açıkladı. Saray’ın kurmayları bir süredir AB merkezlerinde kulis yapıyor. Yunanistan ile çatışma, gerilimi artırma ve içeride milli duyguları yükselterek, 2015 Kasım seçimlerine giden 5 aylık korku tüneline girdiğimiz günler gibi, milli beka korkusu ve endişesi yaratarak, yeniden iktidar olma politikasını “olmaz” gördüler demek ki. Bu iyi bir şey! İnşallah! MHP ile yol ayrımı AB ile Akdeniz’de uzlaşma olacak demektir bu da. Türkiye’nin çıkarlarının mutlaka “hücumbot politikası” ile savunulamayacağı ve bunu gerçekleştirmenin başka ve barışçıl yolları olduğu gerçeğine vardılar. Gerçek dünyaya hoş geldiniz. AKP yol ayrımında. Şimdi masada MHP var. Cumhur İttifakı’nın yürüyeceği yok. Çünkü MHP’nin Saray gibi 180 derece rota kırma refleksi sıfır. Hele siyasete yeraltı karıştıktan sonra. Bu iş biter. Arınç, RTE’nin Yeni Dönem, demokrasi hukuk reformu nutuklarından hareket ederek, buna uygun konuştu. Talimat alması gerekmiyor. İçişleri Bakanlığı’nın Diyarbakır gözaltıları, MHP’nin, Saray’ın hukuk ve demokrasi reformları politikasına ve Arınç’a verdiği yanıt gibi duruyor. Peki, ne olur? RTE, MHP olmadan 2.5 yıl iktidarda kalabilir mi? O zaman ağır bir bedel ödemesi gerekir, bu da Saray’ın tek adam hükümet sistemidir. Aslında sistem çökmüştür aynı zamanda. Uzlaşarak, bir referandumla güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilebilir. O zamana kadar da Meclis, RTE iktidarına tahammül edebilir. Saray, “En çok oyu yine AKP alır ve birinci parti olarak iktidar şansımızı koruruz” diye düşünebilir. Çok mu iyimserim? Türkiye’nin esenliği ve geleceği için Saray’ın kurduğu rejimden kurtulmak tek şans. Bu yol AKP’ye de varlığını sürdürme şansı verebilir. Dahası, kendisinden ayrılan partileri ve seçmeni de yeniden toparlama düşü kurdurabilir. Siyasette yollar tükenmez, ama yarın çok şeye gebe, bakalım neler doğuracak günler. Bunun hesabı sorulmalı Şu grafiği Mahfi Eğilmez’den alıyorum. Yıldız’ın bulunduğu yere kadar dolar kurunu yükselttiler. O noktaya kadar 125 milyar dolarını sattılar ülkenin, durmadan yükselen dövizi tutmak için. Oysa bir söz yeterliydi yükselişin durması için. Bu kadar büyük bir ülke batırma politikası olur mu, olur. Arkasında Saray ve hükümet, damat beyin, maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz, rekabetçi kur yaratıyoruz, kurla ilgilenmiyoruz, gevezelikleri ile geçen 5 ay ve 1 dolar 10 TL’ye beş kala, damadı kapı dışarı ederek ve piyasa kurallarına uyacağız demeleriyle, bir söz üzerine dolar hızla düştü. Çünkü satacak dolarları kalmamıştı. 125 milyar doların hesabını birileri vermeli...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle