16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 14 KASIM 2020 CUMARTESİ HABER AKP’den kalan borçlar nedeniyle makam masası ve misafir koltuklarına dahi işlem uygulandı ‘Kopyala yapıştır’ stratejilere karşı “Dünyada yükselen yeni otoriter dalgayı göğüslemede Sanders tarzı antineoliberal ekonomi programı ya da Biden tipi siyasetsiz siyaset taktiği yeterli olur mu?” Geçen cumartesi Amerikan seçimlerine bakıp yazıyı bu soruyla bitirmiştim. Üzerine düşünelim mi? Bizi de yakından ilgilendiriyor bu soru. Önce Biden tipi “siyasetsiz siyaset” taktiğine bakalım. Niye “siyasetsiz siyaset” diyoruz? Çünkü hem Trump’ı yükselten ekonomik düzenle sorunu yok hem de Demokratların hâkim sistemden ekonomik program olarak sapmalarına olanak verebilecek Sanders tipi alternatifleri bastırarak öne çıktı. Bunun ardındansa rakibinin yönetme tarzından rahatsız olan seçmen kitlelerini etrafında toplamaya dayanan bir seçim stratejisi geliştirdi. Başarılı oldu mu? Seçim siyaseti açısından evet. Seçimi bir karşıtlık zeminine oturttu, seçmenleri Trump korkusu etrafında siyasallaştırdı. Diğer yandan geniş cepheli ve dar hedefli yaklaşımla kendi adaylığının, yaşının, programatik zayıflığının tartışılmasını önledi; “Trump gitsin de” perspektifini öne geçirdi ve kazandı. Bu siyaset bizde tutar mı? Tek başına yetmez. Temel nedeni, Erdoğan karşıtlığına sıkışmış bir siyaset zemini kuracak olması. Oysa Erdoğan’ın siyaset tarzı, muhaliflerini kendisine karşıtlıktan öte bir şey savunamamakla suçlamaya, kendi siyasetini “hizmet ve icraat” ile özdeş kılmaya ve bu sayede seçimleri kazanmaya dayanıyor. Rakiplerinin, ülkenin bunca birikmiş sorunu karşısında “Erdoğan gitsin de”nin ötesine geçmeyen bir hedefe sıkışması, çarelere ikna edecek somut bir programı görünür kılmaması, bir süre sonra Erdoğan’ın, rakipleri arasındaki ideolojik, siyasal çelişkilere oynamasına, karşı ittifaklar içine “yerlilik, millilik” üzerinden hamleler yapabilmesine de olanak tanıyor. Kaldı ki Erdoğan siyaseti, yeni koşullara uyum sağlama, iktidarı kalıcılaştırmak için hızlı manevralar yapma konusunda da 18 yıllık bir tecrübeye sahip. ABD seçimleri sonrasında hem ekonomide hem de siyasette değişim işaretlerini bu kadar hızlı vermeleri de bunun kanıtı. Kartlar yukarılarda yeniden karılıyor. Değerler Bir yandan da Erdoğan, ABD örneğinde, iki adaylı bir seçimde karşıtların başkana karşı birleşmesinin olası sonuçlarını gördü. Bu riski almaz. Büyük olasılıkla şimdi sistem değişikliğini de gündeme getirecek ve muhalefetin “Damat gitsin”, “parlamenter sisteme geçilsin” başlıklarına sıkışan iki talebini de boşa düşürecektir. Zaten ilki sağlandı. Amaç iktidarda kalmaktır, hangi sistemle olduğunun önemi yoktur bu hareket için. Hele ki şu şartlarda bile partisi anketlerde birinciyken. Ayrıca sahip olunan ekonomik ve siyasal güç, seçimlerin serbest ve adil gerçekleştirilmesini önleyen otoriter düzenek, Türkiye’deki iktidarı Trump’ın henüz yerleşememiş iktidarından ayrıştırıyor. Şartlar aynı değil. Gelelim diğer başlığa. Sanders tipi, neoliberalizm karşıtı bir program yeterli mi? Tek başına bu da yetmez. Trump’ın da, İngiltere’de Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakâr Parti’nin de, Erdoğan’ın partisinin de en büyük gücü, ekonomik meseleleri “değerler” alanıyla ilişkilendirmeleri, bu sayede halkın ortalama değerler haritasında kendilerini konumlandırabilmeleri. Genel olarak muhafazakâr ve milliyetçi siyasetlerin “aile, din, vatan” gibi kolektif aidiyet hissini canlı tutan değerler üzerinden kendilerini var ettikleri, siyasetlerini bu değerlerin temsiliyeti iddiası üzerine kurdukları biliniyor. Erdoğan bu açıdan da oldukça avantajlı. Bir yandan din, diğer yandan milliyetçilik siyaseti ve ittifaklarıyla, salt ekonomik zeminde bir kutuplaşmanın, tartışmanın siyasal alana hükmetmesini önlüyor. Dolayısıyla, sadece ekonomik alana sıkışan, bunu ilerici temelde toplumsal değerler alanında rakip bir söyleme dönüştürmeyen siyasetlerin şansı zayıflıyor. Bilinen son örneklerden birisi de İngiltere’de İşçi Partisi lideri Corbyn’in son seçimlerde Muhafazakâr Parti karşısında yaşadığı büyük yenilgi. Strateji geliştirirken “kopyala yapıştır” mantığıyla hareket etmemek için bunları hatırda tutmak gerekiyor. MHP AZALDI, AKP ARTTI Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, siyasi partilerin üye sayılarıyla ilgili verileri güncellendi. AKP, 41 günde 450 binin üzerinde yeni üyeyle 11 milyon üye sayısını geçerken Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin üye sayısı ise 2 bin 650 kişi azalarak 492 bin 994’e geriledi. 1 Ekim’de 1 milyon 253 bin 940 üyesi bulunan CHP’nin üye sayısı da yine 1035 kişi azalarak 1 milyon 252 bin 905 olarak kayıtlara geçti. Gelecek Partisi’nin de üye sayısı 14 bin 986, DEVA Partisi’nin üyesi sayısı 9 bin 531 oldu. l İç Politika Başkanın odasına haciz CHP’li Atakum Belediyesi’ne seçildiği günden beri uygulanan abluka yeni boyuta taşındı. Belediye başkanı Deveci, “Ben isyan etmeyeyim de kim etsin?” dedi. Samsun’da CHP’li Atakum Belediyesi’nin bir açılış töreni sırasında haczedilmesinin ardından Başkan Cemil Deveci’nin makam odasına da haciz geldi. İcra memurları, makam koltuğu, makam masası, misafir koltukları, klima ve televizyona haciz işlemi uyguladı. Belediyeye ait başka bir tesiste de icra yoluyla satış talebine yönelik değer tespiti yapıldı. İcra memurları, önceki gün Deveci Mahallesi muhtarları ile birlikte proje açılışında kurdele keserken tesise gelmiş ve haciz işlemi uygulamıştı. Atakum’da bir haciz de dün Cemil Deveci Deveci’nin makam odasına geldi. Mesai başlangıcında belediye hizmet binasına gelen icra memurları, Başkan Deveci’nin eşyalarını götürdü. AKP’li dönemin borçları nedeniyle odadaki makam koltuğu, makam masası, misafir koltukları, klima ve televizyona haciz işlemi uygulanırken belediyeye ait başka bir tesiste de icra yoluyla satışı talebine yönelik değer tespiti yapıldı. Duruma tepki gösteren Deveci, “Ben isyan etmeyeyim de kim etsin? Bu belediyenin ve buna benzer belediyelerin durumunu herkes görsün. Bana destek olsunlar. Böyle bir yönetim anlayışı yok” dedi. ‘Sermayem dürüstlük’ Başkan Deveci göreve geldiğinden bu yana geçen yaklaşık 1.5 yıllık süreçte Atakum Belediyesi’ne AKP döneminden kalan borçlardan kaynaklı çok sayıda haciz geldi. Kamu hizmetinde kullanılan araçların yanı sıra sosyal tesislerdeki masa, sandalye, tencere, kazan ve tabaklar icralık oldu. Belediyedeki çay ocağında bulunan bardak, kaşık ve çay kazanına kadar pek çok eşya haczedildi. Yaşanan bu haciz işlemlerini anımsatan Deveci, “CHP’li belediye başkanı geldi, yönetemiyor. ‘Haciz memurlarının birisi geliyor, birisi gidiyor’ deniliyor. CHP’li başkanın günahı değil bu. Benim bir tek sermayem var: Dürüstlük. Bundan da asla vazgeçmeyeceğim. Atakumlular beni de bu yüzden seçtiler. Belediyelerin Samsun esnafına borcu yaklaşık 600 trilyon. Benim bildiğim devlet, böyle bir devlet değil. Oturduğumuz masayı, sandalyeyi haczettiyorsun. Neresi devlet bunun? ‘Biz sizi istemiyoruz kardeşim, gidin bu ülkeden’ desinler, gidelim. Bu belediyenin 300 milyon borcu var. Bir önceki 5 yılında da 65 milyonluk mülk satılmış. Nerede bunlar? Çöküyoruz. Böyle bir şehircilik var mı? Bu ülkede hukuku olmayan tek kişi belediye başkanı. Devlet memurunun hukuku, işçinin toplusözleşmesi var. Alın koltukları da hiç olmazsa belediye başkanının bir işe yaramadığını herkes görsün” diye konuştu. l ANKARA/ Cumhuriyet ENERJI ALANINDA DÜZENLEMELER IÇEREN TORBA TEKLIFINE ÇEVRECILER TEPKI GÖSTERIYOR ‘Doğayı bitirecek yasa’ uyarısı IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN ERDOĞAN: KREDI SONSUZ DEĞIL Reform mesajı ‘BEDELLERİNİ ÖDEYECEKLER’ Erdoğan, “İnanıyorum ki sağlık personelimize karşı bazı yerlerde yapılan haysiyetsiz, terbiyesiz bazı saldırılar, bunların bir defa kadrü kıymet bilmeyişlerinin bir alameti farikasıdır. Onlar da bedellerini zaten ama bu dünyada ama ebedi âlemde ödeyeceklerdir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatacaklarını açıkladı. Erdoğan, “Ekonomi politikalarımızı fiyat istikrarı, finansal istikrar ve makroekonomik istikrar olmak üzere 3 sacayağı üzerinde inşa edeceğiz. Ayrıca İnsan Hakları Eylem Planı’na öncelik veriyoruz” dedi. Erdoğan, korona önlemlerine ilişkin sigara yasaklarını anlatırken “Kuru ve sulu, bunlardan kurtulmamız lazım” ifadelerini kullandı. Erdoğan, partisinin Tekirdağ 7. Olağan İl Kongresi’nde konuştu. Küresel ekonomi düzeninin koronavirüs salgını ile derin sıkıntılar içine girdiğini belirten Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’yi vesayetle, terörle, darbeyle siyasi ve sosyal kaos denemeleriyle istedikleri çizgiye getiremeyeceklerini görenler, ekonomimize de saldırmışlardır. Ekonomide dünyanın ve ülkemizin içinde geçtiği süreci dikkate alan yeni bir yaklaşımı hayata geçireceğimizi milletimizle paylaştık. Bakanlıklar, kurumlar yanında ilgili kesimlerle yakın diyalog halinde ekonomide ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz. Önceliğimiz, şüphesiz ki enflasyonu süratle tek haneli rakamlara, ardından orta vadeli programımızdaki seviyelere çekmektir. Ekonomi politikalarımızı fiyat istikrarı, finansal istikrar ve makroekonomik istikrar olmak üzere 3 sacayağı üzerinde inşa ederek hedeflerimize ulaştıracağız. Geçen sene ilan ettiğimiz yargı reformu strateji belgemiz bu anlamda önemli düzenlemeler içeriyor. İnsan Hakları Eylem Planı’na da öncelik veriyoruz. İnsan haklarına ehemmiyet veriyoruz. Temel haklardan mülkiyet hakkına kadar pek çok hükmü eylem planına ekleyeceğiz” dedi. ‘Tükenen gider’ “Milletle bağı kopanların partide yer alamayacağı” sözleriyle değişim sinyali veren Erdoğan, “AK Parti’yi millet kurmuştur, istikametini millet gösterir. Ama sanılmasın ki milletin bize verdiği kredi sonsuzdur. Kerameti kendimizde görüp milletten yüz çevirerek ülkeyi yönetme ve büyütme vazifelerini kenara bırakırsak bu partinin kredisi tükenmiş olur. AK Parti kaybederse Türkiye kaybeder, Türkiye kaybederse millet kaybeder. Bu doğrultuda 12 yılda teşkilatlarımızın yaklaşık 3’te 2’sini yenileyerek ve güçlendirirken ahde vefayı da geri de bırakmadan, yeni seslerle, yeni heyecanlarla çalışmalarımızın temposunu artırıyoruz. Milletle bağı kopan yöneticilerle çalışamayız” diye konuştu. Erdoğan, daha sonra Tekirdağ Şehir Hastanesi’nin açılışına katıldı. Erdoğan, hastaneye eski doktor ve siyasetçi olan İsmail Fehmi Cumalıoğlu’nun isminin verildiğini söyledi. Öte yandan Erdoğan Çorlu’daki 105. Topçu Alay Komutanlığı’nda düzenlenen “41. Komando Tugay Komutanlığı Sancak Verme Töreni”ne de katıldı. l İç Politika SEFA UYAR TBMM Genel Kurulu’nda, görüşmelerinin başlaması planlanan enerji alanında düzenlemeler içeren torba teklifine çevreciler tepki gösteriyor. Teflifteki, “ruhsatsız alanların madenciliğe açılmasına neden olabilecek” düzenleme ile “havaya zehirli gaz salan araba lastiği ve çöplerin yakılması ile elde edilen enerjiyi ‘yenilenebilir enerji’ olarak tanımlayan” düzenlemeye tepki gösteren Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, düzenlemeler ile “geçici” denilen maden sahalarının kalıcı olacağını düşündüklerini belirterek “Doğa adına kaygı duyuyoruz” dedi. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilen enerji alanında düzenlemeler içeren torba teklifin önümüzdeki hafta genel kurula gelmesi bekleniyor. ÇMO Genel Başkanı Kahraman, “ruhsat alanının çeşitli nedenlerle uygun olmaması, özel mülkiyet izinlerinin alınamaması durumlarında ruhsat sahası dışında geçici tesis kurulmasına izin verilebileceği” yönündeki düzenlemeye dikkat çekerek bu uygulamanın, doğanın ve kamunun yararına kullanılmayacağını düşündüklerini söyledi. Ruhsatsız alanlardaki geçici tesisleri “yayılma” olarak nitelendiren Kahraman, “Bunun bir sınırı yok. Doğa adına kaygı duyuyoruz” ifadelerini kullandı. ‘Kirletme kaçınılmaz’ Araba lastiği ve çöplerin yakılmasından elde edilen enerjinin “yenilenebilir enerji” olarak değerlendiren ve teşvik veren düzenlemeye de tepki gösteren Kahraman, binlerce ton lastiğin yakılacağını kaydetti. Atık yakımının sadece araba lastiği ile sınırlı kalmadığını, tüm plastikleri kapsadığını söyleyen Kahraman, atık ithalatına dikkat çekti. Kahraman, “Bu durum, ithalat ile eklenecek bir kaynak haline gelecek. Bu, ithal çöp çıkmazının sonucudur. Plastik atıkların tümünün kansorejen etkisi ve yakma sonucu atık oluşturması ile havaya verilen etkileri var. Havaya verilen emisyonların yağmurla toprağı ve suyu kirletmesi, insan sağlığını tehdit etmesi kaçınılmaz” uyarısında bulundu. l ANKARA İYI PARTI’DE ÜMİT ÖZDAĞ SAVUNMA VERDİ Akşener’e imalı mesaj: Vicdanınız rahat mı? SELDA GÜNEYSU Partisine “HDP ile birlikte anayasa çalışması yaptığı” iddiasıyla sert eleştiriler yönelten, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya da “FETÖ’cü” imasında bulanan İYİ Parti milletvekili Ümit Özdağ, kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilmesinin ardından yazılı savunmasını genel merkeze gönderdi. Disiplin kurulunun Özdağ ile ilgili son kararını pazartesi günü vereceği öğrenilirken, Özdağ, Genel Başkan Akşener’e “Sizin vicdanınız rahat mı” diye sordu. Edinilen bilgiye göre; Özdağ, savunmasında iddiaları yineledi. Özdağ ayrıca, 11 sayfalık savunmasına ilişkin “Disiplin kurulu toplandığı zaman açıklama yapacağım” dedi. Özdağ’ın “ihraç edilmesi halinde yargıya başvuruda bulunacağına” da dikkat çektiği kaydedildi. Özdağ, savunmasını verdikten sonra sosyal medya hesabınden yaptığı paylaşımında Akşener’in Özdağ’ın 2016’da MHP’den ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edildiğindeki mesajını alıntıladı. Akşener, o dönem, Özdağ için “Grup kararı alınması mümkün olmayan bir konuda fikrini ifade etti diye Sayın Özdağ ihraç istemiyle merkez disiplin kuruluna sevk edildi. Majestenin demokrasisi” ifadelerini kullanmıştı. Özdağ da bu mesaj ile birlikte, “Siz de tüzüğe aykırı biçimde il ve ilçe başkanlarını imza vermeye zorlayarak siyasal linç ile ve hakaret ederek müşterek disiplin kuruluna sevk ettiniz. Benim vicdanım Allah, tarih ve Türk milleti önünde rahat. Ya sizin demokrat olduğunu iddia ettiğiniz vicdanınız rahat mı?” paylaşımında bulundu. l ANKARA ZEMINE YERLEŞTIRILEN GÖRSELLER Park soruşturmasında iki yönetici görevden alındı İstanbul Küçükçekmece’deki bir çocuk parkında terör örgütü sembollerini andıran görsellerin kullanıldığı iddiasıyla İstanbul Valiliği tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Süleyman Gevezoğlu ile Park ve Bahçeler Müdürü Şerafettin Mataracı’nın görevlerinden uzaklaştırıldığı açıklandı. İstanbul Küçükçekmece’nin İstasyon Mahallesi’nde bulunan Atatürk Parkı’nda yapılan yenileme çalışmalarında, terör örgütünün sembollerini andıran görseller kullanıldığı için İstanbul Valiliği tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın ardından Gevezoğlu ile Mataracı görevden uzaklaştırılırken görseller Küçükçekmece Belediyesi ekipleri tarafından söküldü. Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da soruşturma başlattığı öğrenildi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle