22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 8 EKİM 2020 PERŞEMBE İYİ Parti lideri Akşener’den partideki kriz iddialarına ilişkin ilk açıklama: Kriz değil, demokrasi İYİ Parti’de, 2. olağan kurultay sonrasında “oy verilmeyecekler listesiyle” başlayan parti içi tartışmayı, Genel Başkan Meral Akşener’in, yakın çevresine “Bu bir kayıp değil, kazanımdır. Parti içi deSELDA mokrasidir” sözleGÜNEYSU riyle yorumladığı öğrenildi. İYİ Parti’de kurultay sonrası başlayan parti içi tartışmaya ilişkin Genel Başkan Akşener, bugüne değin bir açıklamada bulunmamıştı. Tartışmalara “Akşener’in ne yanıt vereceği” merak edilirken Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre Akşener, tartışmaların en başından bu yana yakın ekibiyle değerlendirmelerde bulundu. Akşener’in, değerlendirmelerinde, “kurultay öncesinde bir planlanmış toplantı serisinin bulunduğunu, tek tek milletvekilleriyle görüşmelerin planlandığını, bu plan çerçevesinde görüşmelerin yürütüldüğünü” belirttiği ifade edildi. Akşener’in bu plan doğrultusunda “kurultay süreci sonrası partiye rahatsızlıklarını dile getiren milletvekillerinin de ‘ÇELIŞKI YAŞAMIYORUZ’ Akşener’in, yakın çevresine “Tek adam rejimine karşı çıkarken tek ses çıkan bir parti yaratmaya çalışmak çelişki olmaz mı” diye sorarak değerlendirmelerini aldığı, “İYİ Parti’de her tür görüşün yaşam hakkının olduğunu, bundan sonra da olacağını söylediği” belirtildi. Akşener’in, parti içi muhalefete de şu mesajları verdiği dile getirildi: “Türkiye, siyasetin bu gerçeğini, bu geleneğini unuttuğu için İYİ Parti’de bazı milletvekili arkadaşlarımız itiraz haklarını kullanınca özellikle iktidar yanlısı medya tarafından ‘Kriz var’ çığlıkları atılıyor. İktidar da İYİ Parti’yi tehdit olarak gördüğü için bu ortamı medya üzerinden pompalıyor. İYİ Parti’nin hızla büyüdüğünün farkındalar. Oysa bunun adı kriz değil, bunun adı demokrasi. Bugün İYİ Parti’de, İYİ Parti iktidarıyla da yarın tüm Türkiye’de.” görüşme takviminde yer aldığını” ifade ettiği belirtilirken yakın çevresine tartışmaya ilişkin şunları söylediği dile getirildi: “Kendilerinin (rahatsızlığını dile getiren milletvekillerinin) planlanan görüşmeye ilişkin bilgisi de var. O vekillerin sayısı 19 diye başladı ama salı günkü grup toplantısına katılmayan 6 milletvekili var. Hepsinin genel olarak ifade ettikleri de ‘Partimize ya da Genel Başkan’a karşı bir duruş değil. Bazı tercihlerden rahatsızız’ yönünde.” ‘Demokrasi unutuldu’ Akşener’in bu süreci “parti içi demokrasi” olarak nitelendirdiğine de dikkat çekilirken şu değerlendirmeyi yaptığı kaydedildi: “Türkiye, önemli bir gerçeği unuttu: Parti içi demokrasi. Siyasi partiler herkesin aynı sözleri ettiği yapılar değildir. Öyle olursa onun adı siyasi parti olmaz, ‘liderin şirketi’ olur. Elbette farklı fikirler, farklı görüşler, öneriler olacak. Bunun adı parti içi demokrasidir. Türk siyasetinde bu mekanizma AKP öncesine kadar işliyordu. Parti kadrolarının bir ortak aklı olurdu ancak farklı fikirleri de olurdu. Bu bir kayıp değil, tam aksine bir kazanım. Çünkü farklı fikirler, fikri zenginlik yaratır. Bu da partiye zarar değil, katkı sunar. Türk siyaseti 18 yıldır bu gerçekten uzak. Çünkü siyaKılıçdaroğlu’ndan Babacan’a ziyaret CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı ziyaret edecek. Ziyaret saat 11.00’de, DEVA Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Kılıçdaroğlu, daha önce de Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret etmişti. l ANKARA / Cumhuriyet si partilerin işleyiş ve yapısıyla ilgili hep AKP referans alınıyor. Ortağı da öyle. Otur otur, kalk kalk. Bu siyaset değil, bu zabit idaresi.” ‘İstişareyle karar’ Akşener’in, partinin kuruluşundan bu yana bazı olaylar ve durumlar karşısında partililerin farklı fikirler beyan ettiklerine de dikkat çekerken “Tercihim susturmak değil, aksine müzakere oldu. Birçok konuda kararları GİK’te ya da Başkanlık Divanı’nda istişare ederek aldık. Bunun bir sebebi var. Türkiye’nin unuttuğu şey bu: Müzakere” dediği ifade edildi. l ANKARA AYM’nin, İnfaz Yasası’nın iptal talebini ret kararına başkan ve 6 üye şerh düştü: Özel af niteliği taşıyor SENA YAŞAR Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP’nin yeni İnfaz Yasası’nın “şekil yönünden” iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle yaptığı başvuruyu, oyçokluğuyla reddetmesinin gerekçesini açıkladı. İptal yönünde oy kullanan AYM Başkanı Zühtü Arslan ve 6 üye, İnfaz Yasası’nın “özel af” niteliği taşıdığına ve uygulanması için TBMM çoğunluğu kararı gerektirdiğine dikkat çekti. İnfaz Yasası’nın bazı maddelerinin “af” sonucu doğurduğunu belirten CHP, “TBMM’de anayasanın öngördüğü 5’te 3 çoğunluğa ilişkin usul şartı yerine getirilmediği için düzenlemenin şekil yönünden iptalini” talep etmişti. AYM Genel Kurulu ise iptal istemini oyçokluğuyla reddetmişti. Mahkemenin gerekçeli kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. AYM’nin gerekçesinde şu tespitler yapıldı: “Sadece geçmişe yönelik olan düzenleme kesin veya kesinleşmiş bir mahkumiyet kararıyla hükmedilen cezanın miktarını azaltıyor veya daha hafif bir ceza ile değiştirmek, örneğin hapis cezasını para cezasına çevirmek suretiyle hafifletiyor ya da hiç infaz edilmeyecek şekilde ortadan kaldırıyor ise bunun özel af olarak nitelendirilmesi gerekir. Ancak cezanın miktarında ve türünde herhangi bir değişikliğe neden olmayıp sadece çeşitli gerekçelerle cezanın infaz şeklini, rejimini değiştiren veya belirleyen düzenlemelerin özel af olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.” AYM Başkanı Zühtü Arslan, başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan ile üyeler Engin Yıldırım, Hicabi Dursun, Celal Mümtaz Akıncı, Emin Kuz ve Yusuf Şevki Hakyemez bu görüşlere katılmadı. Arslan, karERDOĞAN, KATAR EMIRI AL SANI ILE GÖRÜŞTÜ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Katar’a gitti. Erdoğan’ı, Doha Havalimanı’nda Katar Savunma Bakanı Halid bin Muhammed El Attiyah, Türkiye’nin Doha Büyükelçisi Mehmet Mustafa Göksu ile Türk ve Katarlı diğer yetkililer karşıladı. Erdoğan, daha sonra Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile bir araya geldi. şı oy gerekçesinde, düzenlemeler, cezanın infaz şeklini değil de kendisini etkiliyorsa bunun af niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini belirtti. ‘Şeklen aykırı’ Arslan, “6 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilen hükümlülerin cezaevine girmeden cezalarının infaz edilmesine imkân sağlayan geçici 6. maddenin birinci fıkrası, cezanın kapsamına etki eden, bir anlamda onu daha hafif seçenek yaptırımlara dönüştürerek hafifleten, bu nedenle de özel af niteliğinde olan bir düzenlemedir” görüşüne yer verdi. Arslan’ın şerhinde şu ifadeler de yer aldı: “Dava konusu kanunun af niteliğinde bir düzenleme olan geçici 6. maddesi anayasanın 87. maddesi uyarınca TBMM üye tamsayısının beşte üçünün çoğunluğu ile kabul edilmediğinden şekil bakımından anayasaya aykırılık teşkil etmektedir. Bu yolla beşte üç çoğunluğa gerek duyulmaksızın şartla salıvermeye ya da denetimli serbestlik adı altında belli suçlardan mahkum olanların cezaları değiştirilecek, hafifletilebilecek veya tamamen ortadan kaldırılabilecektir” AYM’nin, İnfaz Yasası’nı esastan görüşmesini en geç kasım ayında yapması bekleniyor. Yasa paketinin kapsamının genişleyip genişlemeyeceği, siyasi suçtan yatanların çıkıp çıkmayacağı bu görüşmenin sonucunda belli olacak. l ANKARA Sancar: Kapatılma olasılığına karşı planlarımız hazır HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP’nin kapatılma ihtimaline karşı hazırlıklarını yaptıklarını belirterek ‘B, C ve D planlarının’ hazır olduğunu söyledi. Sancar, dün akşam katıldığı Halk TV’deki programda, iktidarın, HDP’yi kapatmak isterse bunun hukuken zor olmadığını, ama siyasi maliyeti nedeniyle tercih etmeyebileceğini, bunun yerine HDP’yi kilitlemek istediğini açıkladı. HDP’nin kapatılması durumunda yoluna daha güçlü devam edeceğini söyleyen Sancar, “Hazırlığımızı yaptık. B, C ve D planlarımız hazır. Yeni partiye isim işi en kolayı. Eğer böyle bir niyetleri varsa, kapattıklarında kamuoyu da iktidarın temsilcileri de görecek. HDP kapatılsa da kapatılmasa da bu iktidara seçimle kaybettirecektir” diye konuştu. 9 tutuklama Öte yandan 1 Ekim’de Kars’ta gözaltına alınan 21 kişiden 10’u dün savcılığa çıkarıldı. Mahkemeye sevk edilen aralarında Kars Belediyesi Meclis üyeleri Kaya Naki, Ömer Albayrak ve Fahrettin Kaya ile HDP İl Genel Meclis Üyesi Suat Bayhan, Digor Belediye Meclis Üyesi Hamit Taşdelen, HDP üyesi Hamdi Erkmen’in de bulunduğu 9 kişi tutuklandı. l Haber Merkezi Biri ölmüş, biri yanmış, ben ne arıyorum? İçeride ve dışarıda fena halde sıkışıp anketlerde seçimi kaybedecekleri tehlikesini görünce Kürtleri bertaraf etmeye karar verdiler. Çünkü Kürtler anahtar seçmen. Siyaset yapmalarına izin vermeyip şiddete yöneldiklerinde şiddet uygulamakla suçlamak ne kolay. Bırak, siyaset yapsınlar. Seçimle kazandıkları belediyeleri HDP’nin elinden birer birer aldılar. Gerekçe hep aynı: Terör örgütüyle ortaklık. En son Kobani olaylarını gerekçe göstererek daha önce bu davadan yargılanıp beraat etmiş ve hatta Anayasa Mahkemesi kararıyla tazminata hak kazanmış Kars Belediye Başkanı’nı da tutuklamaları, hukukun tamamen rafa kalktığının kanıtı. Ülkede demokrasi var diyerek seçim yapılıyor, kazanan iktidara geliyor. Arkasından bir suç icat edilip görevden alınıyor, yerine kayyım atanıyor. Ve merkezi iktidar, kendisini seçmemiş ili, ilçeyi yönetiyor. Hele Kars Valisi’nin sokaklarda namaz kılarak kayyım olmaya gitmesi, kapatıp dükkânı gidelim, burası bitti dedirtiyor ki yazık bu ülkeye. Ne ki yeni değil bu görevden almalar, kayyım atamalar. Salı günü Cumhuriyet’in manşetindeki haber, farklı bir kayyım hikâyesi. Bombalanan kaymakam Yer: Mardin’in Derik ilçesi. Belediye başkanı görevden alınıyor, yerine ilçenin kaymakamı Fatih Muhammet Safitürk kayyım olarak atanıyor. Sonrası, değme romancıların yazmaya cesaret edemeyeceği cinsten karmaşık bir cinayet, entrika, siyaset, ilişkiler ağı, ki ne çözülebiliyor ne anlaşılabiliyor! Aradan iki ay geçmeden kaymakam, makamında patlatılan bir bombayla ağır yaralanıyor, hastaneye kaldırılıyor, bir başka hastaneye naklediliyor ve orada hayatını kaybediyor. Kaymakamın ailesi adalet istiyor, aradan 4 yıl geçtikten sonra konuşan ağabeyi Ali Haydar Safitürk, kardeşinin iyileşme şansı varken kasıtlı olarak başka hastaneye nakledilip öldüğünü iddia ederken dönemin Mardin Valisi Yaman’ı sorumlu tutuyor. Emniyet amirinin de patlamadan sonra delilleri kararttığını, olay yerini temizlettiğini ekliyor iddialarına ve bombayı da kapatılan FETÖ’cü dershane sahibinin, Emniyet amirinin aldığı randevuyla getirdiğini aktarıyor. Oysa aylar süren mahkemede bombalamadan belediyenin yazı işleri şefi Şerif Mesutoğlu suçlanmış, kendisi ağır işkenceler gördüğünü iddia etmiş, dahası mahkemede ifade verirken kendini yakarak ağır yaralanmıştı! Ve yine de müebbet hapse mahkum olmuştu! Ben de dahil oldum! Dört yıl önce gazeteleri okurken bir haber takıldı gözüme: Mardin’in Derik ilçesinde görevden alınan belediye başkanının yerine kaymakam Fatih Muhammet Safitürk kayyım olarak atandı. Fatih; Osmanlı. Muhammet; İslam. Safitürk; Milliyetçilik. Ailesi nasıl da siyasi bir kimlik taşıyan isim koymuş bu genç bürokrata ve omuzlarına yüklemiş dedim. Tesadüf bu ya yeni gelmişim oralardan. Nasıl da sıkıntılı bir yer olduğunu yeni gözlemlemişim. Yazık olacak bu genç adama dedim ve Twitter’a girip “Başka isimli birini bulamadınız mı” gibisinden bir tweet attım! Birkaç ay sonra savcı ifadeye çağırdı. Gittim, sosyolog ve gazeteci olarak, başka hiçbir kastım olmadan, kişinin güvenliğini dert edinerek yazdığımı anlattım. İfademi imzaladım. İkram edilen kahveyi içerken savcıyla sohbet ediyoruz, “Zaten korkulan oldu, zavallı kaymakama bomba koydular, yaralandı, öldü” dedim. Savcı dehşete düştü. İfademi baştan yazdırıp bunu da ekledi. Kahveye devam ediyoruz: “Yazı işleri müdürünü suçladılar, adam kendini yaktı” dedim, savcı da havaya uçtu! İfadem yeniden değişti. Neyse kahve bitti de ben çıktım. Takipsizlik beklerken dava açıldı. Beraat beklerken İçişleri Bakanlığı müdahil oldu! Ve ben hiç ama hiç alakam yokken, ilçe emniyet amiri, vali, FETÖ’cü dershane sahibi, belediye çalışanları, birbirine girmiş ve adalet işin içinden çıkamamışken, bölücülükten hapis cezası aldım iyi mi! Hâkim kararı okuyor, kendi kendime sakın burada bayılma, ayıp olur diye gaz veriyorum. Ciddi bir şey yazmış olsam, siyasi bir manifesto filan, hava basarım. 140 karakterlik bir tweet, böyle bir davanın içinde karıncanın gözü! Biri ölmüş, biri yanmış, biri öldürmüş, biri bombalamış, benim içime doğmuş, dikkat çekmişim o kadar! Görüyorum çünkü, seziyorum, bir şeyler olabilir, atmayın o adamı ateşe diyorum. Sen misin diyen. Manşette kaymakamın ağabeyinin feryadını okuyunca yine bütün o dava safahatları geldi geçti gözümün önünden. Bu dava daha çok konuşulur. Üstü örtülüyor ama gerçekler gün geliyor, ortaya çıkıyor. Kaymakamın adını görüyorum sağda solda, köprülere filan vermişler. Ruhunun huzura kavuşmasını istiyorsanız gerçekleri ortaya çıkarın. Benim iki cümlemle uğraşmak yerine FETÖ’cülerle uğraşın, daha hayırlı olur! Ankara’dan AİHM’ye ‘tedbir’ tepkisi Ermenistan’ın, “Türkiye’nin dolaylı yoldan Dağlık Karabağ’daki ihtilafa dahil olduğu” iddiasıyla Türkiye’ye “geçici önlem (ihtiyati tedbir)” uygulanması için yaptığı başvuruyu AİHM, önceki gün kabul etti. AİHM, kararında Türkiye dahil çatışmaya doğrudan ya da dolaylı olarak dahil olan tüm ülkeleri, temel hakların ihlaline yol açan eylemlerden kaçınmaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerine saygı göstermeye çağırdı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Türkiye için alınan “ihtiyati tedbir” kararına tepki göstererek “AİHM, ne yazık ki malum çevrelerin hukuku suiistimal etme çabalarına alet olmuş ve 70 yıllık tarihinde insan hakları alanında elde ettiği itibarını lekelemiştir” açıklamasını yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet ERİNÇ SAĞKAN: TTB SEÇİMİNDE AVANTAJ SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞIYORLAR Ankara’da ‘ikinci baro’ baskısı SEYHAN AVŞAR İçişleri Bakanlığı tarafından koronavirüs gerekçe gösterilerek baroların genel kurullarının 2 ay ertelenmesinin ardından Ankara’da henüz kurulamayan yeni baronun bir an önce kurulması için yoğun baskı uygulandığı öğrenildi. Yeni baroya üye olmak için gerekli dilekçenin dahi kamu avukatlarına verildiğini belirten Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, “Türkiye Barolar Birliği (TBB) seçiminde oy kullanacak delege sayısında kendi istedikleri görüşe bir avantaj yaratmak açısından özellikle Ankara’da ikinci bir baronun kurulmasını sağlamaya çalışıyorlar. Son 2 gündür kamu avukatlarına yapılan baskı, bu durumun göstergesidir. Bu baskı aba altından sopa göstermeye kadar dönüşmüş vaziyette” dedi. Baroların genel kurulunun siyasi gerekçelerle ertelendiğini vurgulayan Sağkan, özetle şunları söyledi: “Siyasi partilerin kongrelerine, sendikalara ya da diğer sivil toplum örgütlerine yasak gelmediği, propaganda faaliyetlerinin siyasi partilerce devam ettirildiği bir süreçte, barolara gelen yasağın sebebinin pandemi değil, siyasi gerekçe olduğunu izah etmiştik. TBB seçiminde oy kullanacak delege sayısında kendi istedikleri görüşe bir avantaj yaratmak açısından özellikle Ankara’da ikinci bir baronun kurulması sağlamaya çalışıyorlar.” l İSTANBUL Şanlıurfa Baro Başkanı ve 26 avukata soruşturma Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı, Şanlıurfa Baro Başkanı Abdullah Öncel’in de aralarında bulunduğu 26 avukat hakkında “2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet”ten soruşturma başlattı. Baronun, 7 Temmuz’da baroların yapısını değiştiren ve ‘çoklu baro’ sistemini getiren kanun değişikliğine karşı yaptığı oturma eylemi soruşturmaya gerekçe yapıldı. Öncel “Gider yine savunmayı savunuruz” dedi. l Haber Merkezi Bakanlıklara başvuru Ankara Barosu, ikinci baro kurulması için kurum avukatlarına baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Bilgi Edinme Yasası kapsamında tüm bakanlıklara başvurdu. 2 No’lu baro için bakanlıklarda çalışan kamu avukatlarına telkinde bulunup bulunulmadığı konusunda baronun bilgilendirilmesi talep edildi. l ANKARA Mal Alımı için ihale ilanı S.S. Gereli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, İzmir Kalkınma Ajansı Küçük Menderes Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Mali Destek Programı kapsamında sağlanan mali destek ile İzmir’in Gereli Mahallesinde Gereli KooperatifiSüt İşleme Tesisi Kapasite Artırımı ve Modernizasyon Projesi kapsamında Ayran Üretim, Yoğurt Üretim ve Peynir Paketleme Tesisi kurulumu için bir Mal Alımı ihalesi sonuçlandırmayı planlamaktadır. İhaleye katılım koşulları, isteklilerde aranacak teknik ve mali bilgileri de içeren İhale Dosyası Gereli Mahallesi Gereli Küme Evleri No:68 Ödemiş/İzmir adresinden veya www.izka.org.tr veya www.gerelikoop.com adreslerinden görülebilir. Ancak teklif vermek isteyenlerin ihale dosyasını Gereli Mahallesi Gereli Küme Evleri No:68 Ödemiş/İzmir adresinden 250,00 TL bedel karşılığında almaları zorunludur. Teklif teslimi için son tarih ve saati: 30.10.2020 Saat: 10:00 Gerekli ek bilgi ya da açıklamalar; www.gerelikoop.com ve www.izka.org.tr’de yayınlanacaktır. Teklifler, 30.10.2020 tarihinde, saat 10:30’da, Gereli Mahallesi Gereli Küme Evleri No: 68 Ödemiş/İzmir adresinde yapılacak oturumda açılacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle