18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 20 EKİM 2020 SALI [email protected] HABER Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler 2030 yılında daha da artacak Ezen taraftaysanız, ezilen kim olursa olsun, zalimsiniz Lidia Thorpe’u tanır mısınız? Avustralya’da Victoria eyaletini temsilen seçilen ilk Aborijin senatör. 6 Ekim’de yemin etmek için, parlamentoya, sağ yumruğunu havaya kaldırıp Siyah Güç Selamı vererek girdi. Sol elinde ise uzun bir sopa tutuyordu. Avustralya’da 1991’den bu yana gözaltında ölen Aborijinleri temsilen, üzerinde 441 çizik bulunan bir sopa… Dimdik yürüyerek salona girdi. Yemin ederek defteri imzaladı. Ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Ülkede Aborijinlere yönelik sistematik şiddeti sona erdirmek zorundayız. Bunu hatırlatmak için bu sopayı taşıyorum. Bugüne kadar 441 insanın ölümünden dolayı kimse sorumlu tutulmadı. Parlamentoya iyi vakit geçirmek için girmiyorum. Sadece siyahların değil, ayrımcılığa maruz kalan herkesin yaşayabilmesi için sistemi değiştirmek amacıyla giriyorum.” HHH Bunu okuduktan sonra siz de onu parlamentoda alkışlayanlar gibi takdir edebilirsiniz. Ancak ben bu haberi görüntülü izlediğimde, Thorpe’un üzerinde gerçek bir kürk olduğunu gördüm. Kim bilir kaç hayvan katledilerek elde edilen uzun kürk pelerini sırtına atmış, gururla konuşuyordu… Sistematik şiddeti çok sert ve kararlı bir ses tonuyla eleştiriyordu. Sistemi değiştirmeyi vaat ediyordu. Ayrımcılığa maruz kalanların yanında olduğunu beyan ediyordu. Adalet için mücadele edeceğini bildiriyordu. Ne var ki bu mücadelesi, toplumsal şiddetin yöneldiği en alt katman olan insan dışı hayvanları kapsamıyordu… Bu türcü tezat mı daha ürkütücü, yoksa Thorpe’un doğadaki yıkıma karşı politikalar savunduğunu iddia eden Yeşiller Partisi’ne üye olması mı? Kendisine bu eleştirileri söyleseniz, kuşkusuz üzerindekinin yöresel bir giysi olduğunu ve insanların yüzyıllardır onu giydiğini söyler… Ve tabii bunu söylediği anda da sistemi değiştirmeyi hedefleyen siyasetçi maskesi düşer. Çünkü sömürüyü sürdürerek, zulmederek, yaşam hakkının yok edilmesine destek olarak sistem değiştirilmez. Bugün var olan sistem, güçlünün zayıfı ezmesi ilkesine dayalıdır; tamamen bireysel faydacılık temelinde ayrıcalıklılar tarafından kurgulanmıştır. HHH Gerçek basit ama çarpıcıdır: Ezen taraftaysanız, ezilen kim olursa olsun, zalim siz olursunuz. Elinde bulundurduğu maddi manevi gücü kendinden zayıf gördüklerinin üzerinde kullanan herkes zalimdir. Emperyalistler zalimdir. Devlet otoritesini kullanarak halkı ezen iktidar zalimdir. Makamına güvenerek vatandaşı ezen kamu yöneticisi zalimdir. Sermayesine güvenerek çalışanları ezen patron zalimdir. Çoğunluk olmaktan güç alıp azınlıkları ezen ırkçılar; farklı cinsel yönelime sahip olanları ezen yobazlar zalimdir. Kendi inancını dayatarak farklı inançta olanları ve inançsız olanları ezen gericiler zalimdir. Geri kalmış kültüre dayanarak kadını ezen erkek zalimdir. Aşiret kurup köylüleri ezen ağalar, tarikat/cemaat kurup müritleri ezen şeyhler, şıhlar zalimdir. Mahkumları ezen gardiyanlar zalimdir. Otorite kurarak çocuğunu ezen anne baba, öğrencisini ezen öğretmen zalimdir. Doğayı yağmalayan, yeryüzünün nefes kanallarını tıkayanlar zalimdir. Kuşkusuz hayvanlara zulmeden, katledilmelerine seyirci kalan, bununla kalmayıp onlara sistematik işkence yapılan sektörleri parasıyla finanse eden insanlar zalimdir. HHH Herkes için daha yaşanılabilir bir dünya yaratmak istiyorsak, dürüst ve tutarlı olmak istiyorsak, öncelikle kendimizi sorgulayıp içimizdeki zalimi yok etmekle sorumluyuz. Toplumsal adalet mücadelesi vereceksek, ezilenler zincirinin en alt katmanında yer alan hayvanların mezbahalardan, deney laboratuvarlarından, fabrikalardan, yarış pistlerinden, hayvanat bahçelerinden, çiftliklerden, akvaryum parklarından, pet shoplardan, sokaklardan yükselen çığlıklarını duymak zorundayız. Yaşamın her alanında insanlar tarafından esir edilip çalıştırılan, işkenceden geçirilen, dövülen ve gaddarca katledilerek yaşam hakları ellerinden alınan milyarlarca hayvanı görmek zorundayız. Yarattığımız bu vahşetle yüzleşmek zorundayız. Türcülüğü yenmek zorundayız! KALBE DİKKAT Doç. Dr. Bektaş: Dünya Kalp Federasyonu’na göre risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile birlikte kalp hastalığına bağlı ölümlerin birçoğu kontrol edilebilir. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından yayımlanan verilere göre, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin 2030 yılında daha da artacağı tahmin ediliyor. Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Bektaş, “Birçok hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da erken teşhis ve tedaviye başlanması çok önemlidir” dedi. Koroner kalp hastalığının birçok formunu, kalp yetersizliği, romatizmal kalp hastalıkları, kalp kapak hastalıkları, konjenital (doğuşSAĞLIK tan) kalp hastalıkları, kardiyomiyopatileri (kalp kası hastalıkları) ve bazı kronikleşmiş aritmileri (uzun süreli ritim bozuklukları) saymak mümkün. Erken tedavi önemli Kronik kalp rahatsızlıklarının birçoğunun önlenebilir ve kontrol edilebilir olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bektaş “Kronik kalp rahatsızlığı deyince, günümüzde bu grup içinde değerlendirilen birçok farklı hastalık ve çok çeşitli tedavi seçeneklerimiz var” diye konuştu. “Erken teşhis ve erken tedaviye başlanması çok önemlidir” diyen Doç. Bektaş, “Örneğin hipertansiyon herhangi kardiovasküler olumsuz etkisi olmadan tedavi edebileceğimiz bir hastalıktır. Hipertansiyon vücuttaki tüm damarlarda olduğu gibi koronerler (kalp damarları) üzerinde ve kalbin kasılma ve gevşeme fonksiyonlarına da olumsuz etki yapar. Dünya Kalp Federasyonu’na göre, tütün kullanımı, sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivite yoksunluğu gibi başlıca risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp hastalığı ve inmeye bağlı erken ölümlerin en az yüzde 80’inin önlenebileceğini bildirmektedir” dedi. Covid19 döneminde öneriler Doç. Dr. Bektaş, Covid19 dönemiyle ilgili önerilerini şöyle sıraladı; n Covid19 enfeksiyonu, yayınlanan raporlara göre doğrudan ya da dolaylı olarak kalp kası hasarı, hayati ritim bozuklukları, koroner damarlarda pıhtı oluşumu gibi kalp ve damar sistemi üzerinde istenmeyen birçok olayla ilişkilidir. Eşlik eden kalp damar hastalığı varlığında enfeksiyona bağlı ciddi hastalık ve ölüm riski önemli oranda arttığını artık biliyoruz. n Covid19 nedeniyle hastaneye yatırılan hastaların yaklaşık yüzde 40’ında kalp damar hastalıkları eşlik ediyor. Covid19 enfeksiyonunda kalp damar hastalığı olanlarda ölüm oranları yaklaşık yüzde 10 iken, bu oran sağlıklı bireylerde yüzde 1 2 arasında seyretmektedir. Özetle kalp damar hastalıkları olan hastalar, Covid 19’a yakalandığında hastalık daha ölümcül seyrediyor. n Özellikle ülkemizde artan vaka sayıları göz önüne alındığında kalp hastalarının, toplumun diğer bireylerinin de yapması gerekenler gibi dengeli beslenme, egzersiz yapma, maske kullanımı, sosyal mesafenin korunması, kalabalık ortamlardan uzak durulması ve kişisel hijyen gibi hastalıktan korunma yöntemlerine daha da fazla dikkat etmeleri önemli. Gözde kızarıklık, batma, yanma ve sulanma şikâyetlerini önemseyin SAĞLIK REHBERİ Görmeyi etkileyebilir Göz kapaklarının ve kirpiklerin içeri doğru dönmesi “entropium” olarak adlandırılmakta. Gözde kızarıklık, batma, yanma ve sulanma şikayetlerini önemsenmesi gerektiğini söyleyen Göz doktoru Doç. Dr. Barış Yeniad “Alt göz kapağının içeri doğru dönmesi kısa süren operasyonlar ile kalıcı düzelme sağlanan bir problemdir. Kirpikleriniçeri doğru dönerek saydam tabaka olan korneaya değmesi ile son derece ciddi sonuçlar doğurmakta tedavi edilmeyen durumlarda ciddi görme kayıpları görülebilmektedir” uyarısını yaptı. Göz kapağının içeri dönmesinin sıklıkla yaşlanmaya bağlı olarak kapak bütünlüğünün ve bunu oluşturan yapıların bozulması ile oluştuğunu anımsatan Doç. Dr. Yeniad, “Bunun dışında kimyasal yaralanmalar, travma veya konjonktiva hastalıklarına bağlı olarak da meydana gelebilir” dedi. Mutlaka tedavi edilmeli Nadiren de doğuştan bebeklerde de bu durumun göründüğünü anımsatan Yeniad, “Ancak entropiuma çok benzeyen ve ‘epiblefaron’ dediğimiz kapağın değil sadece kirpiklerin içeri doğru döndüğü durum mutlaka ayırt edilmelidir çünkü epiblefaron çoğunlukla kendiliğinden “Gözkapağının içeri döndüzelmekte konjenital entmesi lokal anestezi altında ropium ise mutlaka acil te2025 dakika süren bir işdavi gerektirmektedir. Gözlem ile tedavi edilebilmekkapakları içeri doğru dönen tedir. Ameliyat sonrasında hastalarda genellikle gözde hastanın hastanede yatmakızarıklık, batma, yanma ve sına gerek yoktur ve evine sulanma gibi şikâyetler gögidebilir. Hastalar günlük rülür. Kirpikler uzun süre işlerinin rahatlıkla yapabikorneaya değmeye devam ederse gözde delinmeye yol Doç. Yeniad lirler. Ameliyattan sonra yara yerine antibiyotikli meraçabilir bu yüzden cerrahi hemlerin sürülmesi yeterlitedavi mümkün olduğunca erken ya dir. Kapaktaki dikişler ameliyattan pılmalıdır” diye konuştu. 1 hafta sonra alınır. Yapılan ameliYeniad, tedaviye ilişkin şunla yat sonrasında hastalarda fark edirı söyledi: lir hiçbir iz kalmamaktadır.” ERKEN DOYMA HISSI DİŞ GICIRDATMA ŞİKÂYETLERİNDE ARTIŞ VAR Koronavirüs kaygısı Midenizin verdiği işaretleri önemseyin Midede şişkinlik, hazımsızlık veya çok az yemek yenmesine karşın yaşanan erken doyma hissi gibi durumlar çoğu zaman önemsenmeyebiliyor. Farklı nedenlerden de kaynaklanabilen ancak mide kanserinin ilk belirtileri arasında yer alan bu şikâyetler konusunda bilinçli olmak ve erken dönemde doktora başvurmak hayat kurtarıcı olabiliyor. Genel Cerrah Doç. Dr. Fatih Taşkesen, mide kanserinin hiçbir belirti vermeden ilerleyebildiğini belirterek “İlk bulgular arasında ağrı olmayabilir ancak özellikle yemeklerden sonra artan ağrılar dikkate alınmalıdır. Mide ağrısı; enfeksiyon, ishal, kabızlık gibi bağırsak sorunları, stres, reflü veya böbrek taşı gibi birçok nedenden kaynaklanabilmektedir. Mide kanseri belirtisi olsun ya da olmasın, bu ağrıların vücutta bir probleme işaret edebileceği unutulmamalıdır” dedi. DIŞLERI SIKTIRIYOR Son zamanlarda koronavirüs kaygı nızca eklem problemine bağlı kulak sı ile beraber insanlarda diş sıkma şikâyetleriyle hastaneye gider” dedi. şikâyetleri belirgin derecede artmış Uzun dönem diş sıkmanın çene ekdurumda. Kulak Burun Boğaz Hasta leminden başka dişlerde de aşınma lıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim kırılma, diş minelerini zedeleme ve Yıldırım, bu durumu “Çünkü sürekdiş çürümelerine neden olduğunu dili sosyal medyada zaman geçiren in le getiren Yıldırım, şöyle devam etti: sanlar farkına varmadan kaygı ve en“Sürekli diş sıkmaya bağlı olarak dişeye kapılıyor. Bu da diş sıkma şi Massater kasında belirgin bir hipertkayetlerini artırofi ve güçlenme orrıyor” dedi. taya çıkar. Bu da Doç. Yıldırım, yüz şeklinde belirbruksizmin (diş gin bir yapısal değisıkma) dişlerde şiklik oluşturur. Baaşınma ve kırılzı hastalarda sadema yapabilecece ağrılar olur. Bu ğini anımsataağrılar çok şiddetlirak “Televizyon dir genellikle sabah karşısında veya uyku sonrası kulak, telefon karşısınyüz ve çene bölgeda vakit geçirir Yüz şeklinde bile değişikliğe yol açıyor. sinde, dişlerde hasken farkında olsasiyet, boyun ve madan diş sıkmak birçok belirtiye ne omuz bölgesinde ağrılar, baş ağrısı, den olabilir. Örneğin şiddetli baş ağ yüz arası şeklinde bulgu verir. Tedavirısı, yüz ağrısı, boyun ve omuz bölsinde multidisipliner olarak yaklaşıyogesinde ağrılar eklemlerde klik ses ruz. Hastada psikolojik nedenler basleri, dişlerde aşınma ve çene eklekın ise psikolojik destek veriyoruz. mi problemleri yapabilir. Bazen has Dişle ilgili şikâyetler belirgin ise gece talar hiçbirinin farkında olmadan yal plağı öneriyoruz.” Hamilelik bulantılarını önlemenin yolları Pek çok anne adayı hamilelik sürecinde mide bulantısı ve kusma sorunuyla karşılaşıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Evrim Aksoy, gebelikte görülen mide bulantıları ile ilgili alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi. n Sık sık ve az az yemek yenmelidir. Bu sayede bulantı ve mide yanmaları azalabilmektedir. Boş mide ise bulantıyı daha çok artırır. n Mide asidini artıran kızarmış, baharatlı, asidik yemekler bulantıyı ve kusmayı daha da artıracağından tüketilmemelidir. n Gebelikte protein alımı çok önemlidir. Özellikle yumurta, süt ürünleri, fasulye ve tahıl tüketimi artırılmalıdır. n Yataktan çıktıktan sonra kahvaltı için hemen yemek yerine biraz beklenilmeli ve kraker, bisküvi gibi kuru yiyecekler ile başlangıç yapılmalıdır. n Yemek yedikten hemen sonra uzanılmamalı, ayakta zaman geçirilerek yiyeceklerin sindirilmesi kolaylaştırılmalıdır. n Öğünler arasında olabildiğince sıvı almaya çalışılmalıdır. Anne adayı, düzenli olarak sıvı aldığından emin olmalıdır. n Olabildiğince dinlenmek ve gevşemek önemlidir. Stres ve yorgunluğun sabah bulantılarını artırdığı bilinmektedir. n Su ya da buzlu çayın içine limon dilimleri atılabilir. Limon kokusu bulantıyı azaltmaktadır. n Sabahları bir çay kaşığı zencefil ve balı karıştırarak tüketmek bulantılara iyi gelebilmektedir. n Demir tabletleri bazen bulantı ve kusmayı artırabilmektedir. Kişi doktoruna danışarak bir süre bu destekleri kullanmaya ara verebilir veya değiştirebilir. n Bu süreçte olumlu düşünmek, paniğe kapılmamak, düzenli olarak yürüyüş yapmak ve temiz hava almak, sevilen insanlarla iyi vakit geçirmek önemlidir. Mangalı sıklıkla yapanlara uyarı Türk mutfağının sevilen lezzetlerinden mangalın sık yapımı, çeşitli tehlikeleri de beraberinde getirebilir. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Necdet Yetim de yüksek ateşe maruz kalan yiyeceklerin aşırı tüketilmemesi konusunda uyarılarda bulunarak “Pişirilme tarzı da çok önemli. Çünkü bazı pişirilme usullerinde midede çıkan kimyasallar midede tahrişe tahribata ve sonuçta ülser gibi, kanser gibi hastalıklara yol açmaktadır” dedi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle