19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ 320 EYLÜL 2019 CUMA TUZLA UYARISI İstanbul Tuzla’da kimya fabrikasında önceki gün meydana gelen yangın nedeniyle havaya salınan kimyasalların İstanbul’un yanı sıra Kocaeli, Sakarya ve Eskişehir için tehlikeli olacağı iddia edilmişti. Meteoroloji, gökyüzüne karışan kimyasalların Türkiye için tehlike yaratmayacağını açıkladı. l AA kızı yanındaydı Eşini metruk binada katletti Ankara Mamak’ta dün Nazmi G. ile eşi Meral G. tartıştı. Kamu dairesinde çaycı olarak çalışan Nazmi G., 3 yaşındaki kızını da alarak evden ayrıldı. Meral G. de eşini takip etti. Çift, evden 500 metre mesafede, yine tartışmaya başladı. Tartışma sırasında Nazmi G., eşini metruk bir eve soktu, çocuğunun gözü önünde bıçakladı. Çevre sakinlerinin ihbarı üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde, Meral G.’nin yaşamını yitirdiği belirlendi. Nazmi G. ise polis tarafından gözaltına alındı. Çiftin çocukları ise olay yerine gelen yakınlarına teslim edildi. l DHA İstanbul’da vahşet Cezaevinden izinli çıkmıştı İstanbul’da cezaevinden izinli çıkan Ersin Ü. (40), eski eşi, 2 çocuk annesi Kübra T.’yi (28) önce bıçakladı, ardından üzerine kızgın yağ döküp yaktı. Vücudunun büyük bölümü yanan kadının yoğun bakımdaki tedavisi sürüyor. Hırsızlık suçundan cezaevine giren zanlının geçen hafta cezaevinden bir haftalığına izinli çıkarak genç kadının işyerine gitti. İddiaya göre genç kadın, Ersin Ü.’nün barışma teklifine olumsuz yanıt verdi. Vücudunun büyük bölümü yanan Kübra T.’nin bileğinin kesilme riski olduğu öğrenildi. l DHA YOZGAT Bulut’un ismi kütüphanede Kırıkkale’de eski eşi tarafından 10 yaşındaki kızının gözü önünde bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut’un (38) adı, memleketi Yozgat’ın Sorgun ilçesi Erkekli köyündeki kütüphaneye verildi. Köy muhtarı Arif Uzun (57), amaçlarının kadın cinayetlerine dikkat çekmek olduğunu söyledi. Kütüphanede 1500 kitabın bulunduğunu anlatan muhtar, destek bekliyor. l DHA YERLEŞKEDE ÖLÜM 4.5 ay sonra tahliye oldu Ankara’da, Orta Do ğu Teknik Üni versitesi (OD TÜ) psikolo ji bölümü 3. sı nıf öğrencisi İrem Kütük’ün (21), üniversi te yerleşkesinde kaldırımda İrem Kütük yürürken kamyonetin yana açı lan damper kapağının çarpma sı sonucu ölmesiyle ilgili dava da tutuklu yargılanan sürücü Ta hir Kepenek’in, kazadan yaklaşık 4.5 ay sonra tahliye edildiği orta ya çıktı. Sanık Kepenek, mahke medeki savunmasında, üniversi tede hizmetli kadrosunda oldu ğunu, ancak sürücü belgesi ol duğu için görevlendirme yazısıy la şoförlük yaptığını söyledi. l Haber Merkezi 250/14 0 330/22 0 260/14 0 240/19 0 260/14 0 290/9 0 250/8 0 220/12 0 310/17 0 340/17 0 280/14 0 280/20 0 160/8 0 280/22 0 220/1 1 0 100/2 0 230/10 0 250/17 0 200/6 0 270/15 0 260/17 0 260/19 0 TARİHTE BUGÜN 1985: Halk müziği sanatçısı Ruhi Su (73) yaşında yaşamını yitirdi. 1988: Naim Süleymanoğlu, Seul Olimpiyat Oyunları’nda halter dalında 6 dünya rekoru kırdı. 1992: Özgür Gündem gazetesi yazarı Musa Anter, Diyarbakır’da öldürüldü. Bilecik’te raydan çıkan trende iki makinist yaşamını yitirdi ‘İktidarın siyasi şovunun sonucu’ Hattın bitmeden açıldığını söyleyen BTS Genel Başkanı Hasan Bektaş, “Eskişehir İstanbul arasındaki bu hat, 2014’te tam olarak bitmeden hizmete açıldı. Tamamlanmış değil. Bu hat, YHT hattı değil. Tren zaman zaman eski hatta, zaman zaman da YHT hattına giriyor” dedi. Tunaboylu Yurtsever Hattın yüzde 45’i eski Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Bektaş, Eskişehir İstanbul arasındaki hattın yüzde 45’inin eski hat olduğuna dikkat çekti. Sadece Ankara Eskişehir arasının tamamlandığını kaydeden Bektaş, “Diğer taraf ise 2014 yılından bu yana böyle” dedi. Bektaş, iktidarın demiryollarını ulaşım ihtiyacı olarak değil de “siyasi şov” unsuru olarak gördüğünü söyledi. “Aralık 2018’de Ankara’da yaşanan kazanın tek nedeni de hattın 24 Haziran seçimlerinden önce açılmasıdır” diyen Bektaş, şöyle devam etti: Bektaş, Eskişehir ile İstanbul arasındaki hatta altyapı sorunu olduğunu söyledi. Ne zaman bitirileceği konusunda da bir ta rih verilmediğini dile getiren Bektaş, “AnkaraEskişehir arası YHT hattı. Eskişehir çıkışından Bozüyük’e kadar yine YHT hattı. Bozüyük Bilecik arası eski hat. Bilecik’ten sonra Geyve’ye kadar YHT hattı. Geyve Arifiye arası eski hat. Arifiye’den Köseköy’e kadar YHT hattı. Köseköy’den Haydarpaşa’ya kadar ise eski hat. Yamalı bohça gibi. Israrla söylemek istiyorum: Siyasiler bu kurumdan elini çeksin, çeksin, çeksin! Demiryollarını demiryolculara bıraksın” diye konuştu. Feray Şahin ölümünün 2. yılında anıldı ‘Yeter artık diyoruz...’ Mersin’de 19 Eylül 2017’de polis Fatih Burak Aykul tarafından öldürülen üniversite son sınıf öğrencisi Feray Şahin (23), ölüm yıldönümünde Gaziantep ve Mersin dahil pek çok ilde anıldı. Mezitli Feray Şahin Parkı’nda, Mersin Kadın Platformu’nun düzenlediği etkinlikte buluşan kadınlar, şiddete karşı 6284 sayılı yasanın ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istediler. Ayşe Bezeğiş, “Kadınlar değil, katiller korunuyor. Feray’ın davasında polis Aykul açıkça tüm delilleri kararttı. Mahkeme, ‘Delilleri neden yok ettin’ diye hiç sormadı. İyi hal bahanesiyle komik bir ceza verdi ve 1.5 yıl sonra serbest bıraktı. Bizler, ‘yeter artık‘ diyoruz” dedi. l Haber Merkezi Şahin’in ailesinin katıldığı etkinlikte, sanığın 1.5 yıl sonra tahliye edilmesi protesto edildi. MUSTAFA ÇAKIR Bilecik’te yüksek hızlı tren (YHT) hattını kontrol eden kılavuz trenin tünel içinde raydan çıkması sonucu 2 makinist yaşamını yitirdi. Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Başkanı Hasan Bektaş, “Eskişehir İstanbul hattı bitmeden açıldı. Sorun var. Tren bir eski hatta, bir yüksek hızlı tren hattına giriyor. Yamalı bohça gibi. Siyasi baskılar sonucu bu hat tamamlanmadan açıldı. Israrla vurguluyoruz: Siyasiler kurumdan elini çeksin, çeksin, çeksin!” dedi. Ankara’dan yola çıkıp YHT hattını kontrol amacıyla ilerleyen tekli lokomotif, dün sabah Bilecik Ahmetpınar köyü sınırları içindeki tünelde raydan çıkarak duvara çarptı. Kılavuz trendeki makinistler Sedat Yurtsever ve Recep Tunaboylu yaşamını yitirdi. Cenazeler makinistlerin ailelerinin yaşadığı Eskişehir’e gönderildi. Vali Bilal Şentürk, “Lokomotifimiz maalesef sınırlarımız içinde, saatte 30 km ile gitmesi gereken yere biraz daha hızlı girip kontrolden çıkmış, raylardan çıkarak tünel girişinde duvara çarpmış. 200 metre kadar sürüklenmiş. Maalesef lokomotifte bulunan iki makinistimiz vefat etti” dedi. Kara kutu incelenecek Şentürk, lokomotifteki kara kutunun incelenmesi sonucu, olayın asıl nedeninin belirleneceğini dile getirdi. Hattın kapanması nedeniyle Ankara ve İstanbul istikametinden gelen hızlı tren yolcuları, Bozüyük ve Bilecik arasında otobüsler sevk edilerek ulaşım sağlandı. BTS Genel Başkanı Hasan Bektaş da olay yerindeki arkadaşlarından sürekli bilgi aldıklarını söyledi. YHT hattında sabahları kılavuz tren ile kontrol yapıldığına işaret eden Bektaş, “Kılavuz lokomotif tünelin içinde raydan çıkıyor. Duvara çarpıyor. İki makinist arkadaşımız hayatını kaybetti” diye konuştu. Kazanın kullanım hatasından mı, yoksa yoldaki teknik bir nedenden mi kaynaklandığını şu anda bilemediklerini kaydeden Bektaş da, “Eskişehir İstanbul arasındaki bu hat 2014 yılında hizmete açıldı. Hat tam olarak bitmeden sefere açıldı. Açıldığı günden bu yana da tamamlanmış değil. Bu hat YHT hattı değil. Tren zaman zaman eski hatta, zaman zaman da YHT hattına giriyor. O yoldan çıkıp oraya giriyor, oradan çıkıp oraya giriyor. Garip bir durum var yani” dedi. l ANKARA Benim özgürlüğüme katlanacaksın Tanrı’dan, peygamberlerden, kutsal kitaplardan kuşkulanmadan, gerçekliklerini kurcalamadan; iktidarları eleştirmeden özgürleşemezsin. Özgürleşmeden de çağının çağdaşı olamazsın! Anımsıyorum: Mersin’in Mahmudiye Mahallesi’nde bulunan Kayatepe İlkokulu’nun dördüncü sınıfında (1947) öğretmenimiz Kadriye Toksözlü özgürlüğü “Benim hürriyetim senin hürriyetinin bittiği yerde başlar” diye öğretmişti. HHH Özgürlük serserilik, başıboşluk değildir ama başıbozuktur (sivilliktir) arkadaş! Ama N.F.Kısakürek bizim gibi düşünmemekte ve “İnsan hür değildir; hür olan, eşek veya köpek...” (İdeolocya Örgüsü, s.424) demektedir. N.F.Kısakürek, hayal ettiği “İslam inkılabı”nın yönetim tarzı başyücelik rejiminin özgürlük anlayışını tanımlıyor. Daha sonra da bu tanımlamaya son biçimini veriyor: “Tam frensizlik ve alıkoyucu melekelerden yoksunluk manasına hayvani hürriyet, hayvanlarda bile sınırlıdır ve ona pisliğini örttürecek kadar olsun, bir hicap zabıtası telkin edicidir.” HHH N.F.Kısakürek’in aklı ancak bu kadardır! Benim bildiğim sadece kedi bokunu toprağa gömer. Kim bilir, bir at sever olan N.F.Kısakürek’in atı, kakasını kapalı kapılar ardında alaturka helada yapıyordu. Onun dünyasının hayvanları da yorgan altında çiftleşiyordu. Üstada göre, “Ruh hürriyeti hakikate esir olmakta bulur”muş; “Nefs ise onu her istediğini yapmak manasına alır. Nefsin, Tanrılık iddiasına kadar isteklerine payan yoktur” imiş... Müteşairin “hakikat” dediği şey Tanrı’dır. Somut dünyaya ait gerçekler değil. Bunların tamamı fantezi ve paradoks! Çağdaş insan Tanrı’ya esir olmak için neden özgür olmak istesin; iktidara kafa tutmayacaksa özgürlüğü ne yapsın? Buna karşın, bir İslamcıya “İnsan özgür müdür” diye sorsan, “İnsan hür değildir; hür olan eşek veya köpektir...” diye cevap verir. Bir dinbaz kafa ile özgür bireysel akıl arasında elbette bu kadar fark olacak. HHH Daha önce kaç kez yazdım, aklını Ortak akıla teslim eden insan özgürlüğünü de yitirmiştir; çünkü bireyliğinden olmuştur. Dinsel Ortak Akıl, “İnsan özgür olamaz, hayvanlar özgürdür” der. Çünkü özgürlüğü “başıboşluk” olarak düşünür. Ama, buna karşın, düşünen bir beyin hapishanede bile özgürdür. Özgürlük “başıbozukluk”tur, sivilliktir. Sivillik eskiden “asker ve rahip olmayan” anlamına gelse de günümüzde çağının çağdaşı, özgür ve bilimsel düşünceli laik vatandaştır! Bir zamanlar, Anadolu ve Trakya yedi düvelin istilası altındayken, bazı imamlar ezan sesini duyup duyamayacağını, beş vakit namaz kılıp kılamayacağını soruyordu. Özgürlük anlayışı buydu. HHH 20 Mayıs 2012 günü “La Plus Belle Histoire de la Liberté”yı (Özgürlüğün En Güzel Tarihi) okurken kitabın bir boş sayfasına şunları yazmışım: “Başbakan Erdoğan geçen ay bir kısım gazeteciyi tasmalı köpek olarak tesmiye etmiş ve kendince bir özgürlük kullanmıştı. Bu gazetecilerden biri çıkıp ‘Sen benim gözümdeki çöpü görüyorsun ama kendi gözündeki merteği görmüyorsun’ dese ne olacak. İktidarın özgürlüğü gazetecinin özgürlüğüne katlanabilecek mi? Özgürlüğü anlamak için önce karşındaki dev aynasını parçalayacaksın. Özgür insan, başbakan olduğu için birine katlanmak zorunda değildir. ” Yedi yıl önce epeyce, bana yakışmayacak kadar, iyimsermişim. HHH Düşünme, düşündüğünü söyleme ve eylem cesaretidir özgürlük. Bu cesarete bedel ödetenler özgürlük düşmanıdır. Yukarıda sözünü ettiğim kitabın gene bir boş yerine şöyle yazmışım: Özgürlük hukuki olduğu kadar felsefi bir kavram. Kitlesel ya da çoğul değil, bireysel. Herkes kendi özgürlüğünü kendi kuracak. Bina gibi. Dikerek. Bilinç işi!” Şimdi okuyunca bana eksik geliyor bu cümle: Felsefi olan neden siyasi olmasın? Özgürlük, sadece bireysel değil aynı zamanda çoğul, kitlesel, sınıfsal ve ulusaldır. “Özgürlük” deyince aklıma kölelik ve korku, demokrasi, eşitlik, bağımsızlık, barış ve mutluluk geliyor. HHH Sezar ne kadar özgürse, yurttaş da o kadar özgür olmalıdır. SÜMEYYE’YE SÜRPRİZ Londra’da yapılan Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanan Sümeyye Boyacı, öğrenim gördüğü Eskişehir’deki okulunda öğretmenleri ve arkadaşları tarafından törenle karşılandı. Eti Sosyal Bilimler Lisesi 10’uncu sınıf öğrencisi Sümeyye için pasta kesildi. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle