21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 26 AĞUSTOS 2019 PAZARTESİ Ayrıntılar En ağır bedeli Türkiye öder! A BD’nin Suriye kini bitmiyor. Bölgeyi mezhepçi çatışmalarla yönetmek isteyen ABD, her fırsatı kullanmakta kararlı görünüyor. AKP öteden beri neoOsmanlı hayaliyle yanıp tutuştuğu için, her daim hazır kıta müttefik halinde. Hep denir ya, “ülkelerin dostluğu olmaz, çıkarları vardır” diye. Biz de oradan ilerleyelim: “Suriye ile savaşa girecek kadar düşman olmanın kime, ne yararı var?” Tarihin en beceriksiz, kibirli kadroları elinde oyuncak olan Türkiye toplumu, günlük tartışmalardan büyük fotoğrafı ne denli görüyor, emin değilim. Siyasal, iktisadi olarak bunalan AKP hükümeti, RusyaABD arasına sıkıştığı için, günübirlik tavır almaya çabalıyor. Bu iki emperyalist devletin güçlü diplomasi geleneğini hesaba katmadan; “gelen ağam giden paşam” taktiğiyle işin yürümeyeceğini aklıselim birileri söylemeli. İçeride tabular olduğu için doğrudan karşı durma cesareti uzun süre gösterilemedi. AKP’nin “Suriye” siyasetine kim karşı çıksa Esad’çı sayıldı. Teslim alınmış basın propaganda aracı olarak kullanıldı. Ne zaman Davutoğlu sahadan çekildi, AKP çevresinden cılız “Suriye” eleştirisi gelmeye başladı. Ancak görüyoruz ki başa döndük. Türkiye hem sürecin sorumlusu, yani geri çekilmesi söz konusu değil, hem de artık bir çeşit mağduru. İki ucu pis durum!  Geçen hafta Davutoğlu konuştu. Siyaseti yakından izleyen herkes, “7 Haziran Süreci” üstüne açıklama bekliyor kendisinden. Baştan başa kana bulanan ülkenin bu hale gelmesinin sorumlusu kim? Gizli kapaklı ne var bilemem, açık olan cihatçı çetelerin aramızda olduğudur. O süreçte de şımarıkça ağzına geleni söylüyor, halka korku salıyordu çeteler. Onlara bu güveni verenlerin başında Davutoğlu var. Ona göre “öfkeli gençler”, bize göre katillerdi söz konusu olan. Davutoğlu anlatmaya Suriye hayallerinin sahibi olarak buradan başlamalı. Dahası, herkes biliyor, neden Kılıçdaroğlu ile koalisyon kurulamadı, ayrıntıları açıklamalı. O süreçte hem Davutoğlu, hem Kılıçdaroğlu hükümet kurma konusunda uzlaşmıştı. İşi kimin bozduğunu biliyoruz da, niyesini açıklamak Davutoğlu’na düşüyor. Elbette görevden alınma nedenlerini de söylemeli, o gün niye istifa etmediğini de! Ha bir de, neden şimdi yeniden sahneye çıktığını da anlatsa iyi olur. Bana sorarsınız bu süreçte “ABD ile AKP’nin arası açılırsa bize rol düşer” diye elini ovuşturanlar var. “RTE gitsin, onunla uyguladığınız ne varsa, biz daha iyisini yaparız” diyenler bir bir çıkıyor vitrine. Bunun boyutunu sezdirmeye çalışıyorum, hayli karmaşık denklem. Örneğin, yakında muhalif basında, güvenilir isimler eliyle Davutoğlu pazarlanacak, göreceksiniz. Babacan’a sıkça yer verilecek. İlk bakışta “AKP’yi bölme” taktiği gibi görünecek bu durum, bir adım sonra “RTE’siz AKP” arayışı olarak çıkacak karşımıza. Söylem de hazır: “Artık başkanlık düzeni var, uzlaşma zorunlu, kimse tek başına iktidar olacak kadar güçlü değil.”  Bu tez benimsenirse, ne tarikatlarla/cemaatlerle mücadele edebilirsiniz, ne sağlıklı dış siyaset oluşturursunuz, ne de iktisadi özgürlüğünüz olur. Türkiye komşularıyla imzaladığı (İran, Rusya) “laiklik, toprak bütünlüğü güvenceli” Suriye sözleşmesine bağlı kalmalı. Bunda ısrar etmeli. Cihatçı çetelere “muhalif gruplar” demekten vazgeçmeli. “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” denen ucubeden hemen kurtulmalı. Meclis işlevini kazanmalı, yeni anayasa eşit yurttaşlık üzerinden yapılmalı. Giderek ülke ile bağı zayıflayan gruplar, başta Kürtler, kazanılmalı. Geleceğin beraber olacağı yönünde inanç yerel yönetimlerin güçlenmesiyle sağlanabilir ancak; bu güvence verilmeli. Birbirinden kuşku duyan, nefret eden insanlar yerine, aynı ülkenin, eşit yurttaşları olduğuna herkesi inandıracak zemin hazırlanmalı. Bunda ısrar etmek gerek. Aksi durumda bölgenin kaygan zemininde en ağır faturayı Türkiye öder. RTE kendi siyasal serüveninden dolayı ödün vermek zorunda kalıyor ABD’ye, Rusya’ya. Kimse buna ortak olmak zorunda değil. Siyasal yaşama AKP ile katılan kişilerin, bugün olan bitende kusuru yokmuş gibi pazarlanmasına karşı durmak ilk görevdir. Gerekirse yalnız kalmak pahasına! ‘Özel sınıfa soruşturma’ Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CNN Türk’te katıldığı programda “Okullarda özel sınıf iddialarıyla ilgili soruşturma başlattık” dedi. Okul kayıtlarında zorunlu bağış alınamayacağını söyleyen Selçuk sözlerine şöyle devam etti: “Özel sınıfla ilgili hangi okulda bu tür bir fiil işlenmişse, bununla ilgili gelen şikâyetleri toparlayıp bu okulların tamamına ilişkin soruşturmayı başlattık. Bunun kesinlikle yapılmaması gerektiği ve asla izin vermeyeceğimizi de çok büyük bir kararlılıkla ortaya koyduk. Bir okulun içerisinde ayrı bir sınıfı farklı bir şeye dönüştürmek bizim asla onaylamayacağımız bir şey.” Selçuk kapanan özel okullarla ilgili olarak da Velilerden parayı alıp sonra kapatılan riskli özel okullarla ilgili yapılan soruşturma tamamlanmak üzere” diye konuştu. EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN EĞİTİM LGS yerleştirmeleri sonunda Sınıf mevcudubinlerce Ayrıntılar Ayrıntılar öğrenci açıkta. Anadolu 50’ye dayandıliseleridoldu taştı Önümüzdeki öğretim yılında liseye başlayacak öğrencilerin çilesi bitmedi. Pek çok ilde Anadolu li selerine olan talep nedeniyle bu okul lardan bazılarında tam gün eğitimden ikili eğitime dönüş başla dı. Anadolu liseleri talebi karşılayamaz durumday ken, meslek ve imam ha figen atalay tiplerde kontenjanlar dolmadı. Yerleşemedikleri için il ve ilçe nakil komis yonlarına başvuran öğrencilere açık ta kalmamaları için imam hatip ya da meslek liseleri işaret ediliyor. Örneğin Bursa’da meslek liselerinin kontenjanının sadece yüzde 65’i dol du. İmam hatip liselerinde sınıf mev cutları 1014 öğrenci. Anadolu lisele rinde ise laboratuvarlar bile sınıfa dö nüştürüldü, sınıf mevcutları bazı okul larda 50’ye dayandı. EğitimSen Bursa Şube Başkanı Der ya Şimşek Aksakal bu ildeki durumu şöyle anlattı: “Okullardan edindiğimiz bilgilere göre, adrese dayalı kayıt alan Anado lu liselerinde kayıt kontenjanı artırıl mış durumda. Örneğin Nilüfer’de bir Anadolu lisesinin kontenjanı 270’den 570’e, diğerinin kontenjanı ise 460’a çıkarıldı. Bu durumda sınıf mevcutla rı 4345’e dayanmış durumda. Ayrı ca yine de sınıfların yetmediği okul larda bazı laboratuvarlar bile sınıflara dönmüş durumda. Yıldırım’da bir lise, kontenjanını 180 belirlemişken Milli Eğitim okula 200 öğrenci yerleştirdi ve sınıf mevcutları 40 oldu. Sınıf tekrarı na kalan öğrenciler sınıflara dağıtıldı ğında mevcutlar 4647’yi buluyor. Bu kadar kalabalık sınıflarda sağlıklı bir eğitim ortamı olmayacağı açıktır. Ar tan fazla öğrenci kaydının karşılana bilmesi için bazı liselerin tam gün eği Vedat ArIK Liselere Geçiş Sınavı (LGS) için yıllarca çalışan öğrencilerden bir bölümü hâlâ yerleşemedi. ‘Açık liseye gitmeyin’ Eğitim uzmanı Ali Taştan, “Neredeyse ülkenin her il ve ilçesinde İmam hatipler boş, Anadolu, Fen ve Sosyal Bilimler liseleri tam dolu. İlk yerleştirme ve 2 nakil dönemine rağmen binlerce çocuk açıkta kaldı. Peki şimdi ne yapacak bu çocuklarımız? İlçe nakil komisyonlarına başvuru yapan çocuklarımıza imam hatip ya da meslek liseleri işaret ediliyor. ‘Bunları kabul etmezseniz açık liseye gideceksiniz’ deniyor. Veliler ve çocuklar panik içeri sinde, ne yapacaklarını şaşırmış durumda” dedi. Velilerin ‘ya imam hatip ya açık lise’ dayatmasına isyan ettiklerini vurgulayan Taştan, veli ve öğrencilere şu öneride bulundu: “İstemediğiniz lise türüne sakın kayıt yaptırmayın. Hele de açık liseye kesinlikle kayıt yaptırmayın. Milli Eğitim Bakanı’nın ‘hiçbir çocuk istemediği lise türüne gitmeyecek’ sözünü İlçe Milli Eğitim Müdürleri’nin önüne koyun. Çocuklarınıza yazık etmeyin.” timden ikili eğitime dönüştürüldüğünü biliyoruz. Mesleki teknik okullarda kontenjan yaklaşık 16 bin 500 iken yaklaşık 11 bin öğrenci yerleştirildi, yani meslek liselerinin ancak yüzde 65 i doldu. Meslek liselerini cazip hale getirmek için öğrenci başlar başlamaz sigortalı yapılması, staj yaparken ücret ödenmesi, iş garantisinin verilmesine rağ men çok tercih edilmiyor. İmam hatip liselerinin kontenjanını ve yerleşen öğrenci sayıları bilgilerine ulaşamadık. İmam hatip liselerinde sınıf mevcutlarının 1014 öğrenci olduğunu biliyoruz. ” ‘Çözüm ikili eğitim mi? Ortaöğretimde iki yıldır uygulanan Liselere Geçiş Sınavı (LGS) sonrası ya şanan yerleştirmelerin yarattığı yığılmalar özellikle sınavla öğrenci almayan Anadolu liselerinde hızla ikili öğretime dönüşü beraberinde getirdi. Eğitimci Alaattin Dinçer’in verdiği bilgilere göre, Ankara’da 22, İstanbul’da onlarca, Adana’da 17, Mersin’de 10, Bursa’da 6 lisede ikili eğitime geçiliyor. Gaziantep, Antalya gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok ilde Anadolu liselerinde tam gün eğitimden ikili eğitime dönüş hazırlıklar yapıldığını anlatan Dinçer, “Gelecek yıl ikili öğretime geçecek lise sayısı çok daha yüksek olacaktır. Bu saptamanın dayanağını ise, 201213 eğitim öğretim yılında başlayan 4+4+4 ‘lük sistemin ilk yılında 1. sınıfa kaydı yapılan 1.8 milyon öğrencinin 202021 öğretim yılında lise 1. sınıfa başlayacak olması oluşturmaktadır” dedi. Adaletsiz koşullar İmam hatip ve meslek liseleri gibi, sınıflarında az öğrenci bulunan ve tam gün eğitim yapılan liselerde öğrencilerin rahat koşullarda ve tam gün ders yaparken, Anadolu liselerinde ikili eğitime geçilmesinin adalet ve hakkaniyeti sakatlayan bir sonuç doğurduğunu vurgulayan Dinçer, şunları söyledi: “Eğitimde bu türden ayrımcı politikaları yürütenler ve bu politikada ısrarcı olanlar ile Milli Eğitim Bakanı’nın genelgesine rağmen sınıfları boş liseleri ihtiyaç duyulan liselere dönüştürmeye ayak direyenler suç işlemektedir. İki yıldır uygulanmakta olan LGS’nin geride kalan verilerine ve bulgularına bakarak ‘mahalle mektebi’ sevdasının, bu alanda yaşanan başka sevda örneklerinde olduğu gibi, gerçekte var olmayan ve hayalde kalan bir aşka dönüşmüş olduğunu söyleyebiliriz.” Mühendis adaylarına ‘Dijital Kamp’ IAB TR tarafından Boğaziçi Üni versitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin desteğiyle düzenlenen UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı’nın uzantısı olan “Vestel UniChallengeTech”, mühendislik öğrencilerini ve yeni mezunlarını bekliyor. Eğitim, 913 Eylül tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşecek. Bir haftalık program boyunca gençler “dijital dönüşüm”, “sanal gerçeklik”, “nesnelerin interneti”, “blockchain”, “makine öğrenmesi”, “reklam teknolojileri” gibi konuları uzmanlardan dinleyecek. Katılımcılar ayrıca gruplar halinde proje u¨retecek. Eğitimi başarıyla tamamlayan ekipler IAB TR üyesi firmalarda staj hakkı elde edecek. Kuştepe’de yaz okulları Şişli Belediyesi, Şişli Kent Konseyi ve Kuştepe Dayanışması, pilot bölge olarak seçilen Kuştepe Mahallesi Köz Sokak ve Arif Sokak’ta oturan çocuklar için tem muz ayı boyunca süren bir yaz okulu düzenledi. Farklı yaş gruplarından çocukların katıldığı yaz okulunda her yaş grubu için özel bir program hazırlandı. Okuma yazma bilmeyen 15 çocuk için Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampusu’nda “Okuma Yazma Destek Programı” düzenlenecek. Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı Gönüllüleri ve Galatasaray Üniversitesi Gönülleri ile birlikte düzenlenen 2. yaz okuluna da 50 çocuk katılacak. ‘Bilim Virüsü’ Mardin’de Gençlere bilim tutkusu bu laştırmayı amaçlayan “Bilim Virüsü”nün Mardin buluşmasına, yaklaşık 100 lise ve üniversite öğrencisi katıldı. Bilim Virüsü kurucusu Şule Yücebıyık “Bilim Virüsü, yeni nesil öğrenme programları ve ilham veren bilim buluşmaları ile gençler arasında bilim tutkusunun, bilimsel düşünme alışkanlığının yayılması için çalışıyor. İstanbul ve Bursa’dan sonra bilim virüsünü Mardin’e taşımak bize büyük heyecan verdi. Gördüğümüz yoğun ilgi, Türkiye çapına yaymayı planladığımız ‘Bilim Virüsü Buluşmaları’ için bizi yüreklendirdi” dedi. Dara antik kentinde düzenlenen “Bilim Virüsü Mardin Buluşması”nda astronomi, sanal gerçeklik, arkeoloji ve girişimcilik atölyeleri yapıldı. Felsefeciler Derneği’nden ortaöğretim için model önerisi: Felsefesiz olmaz Felsefeciler Derneği’nce hazırlanan raporda, ortaöğretim için bilim, felsefe ve sanatı merkezine alan bir model önerisinde bulunuldu. Raporda, tüm liseler için 116 saatlik çekirdek program esas alınması önerildi, tasarıdaki “fen bilimleri”, “sosyal bilimler ve felsefe” ve “sanat teknoloji” derslerinin ağırlıklarının artırılmasıyla çekirdek modelin bilimsel bir temele oturtulmasının mümkün olabileceğine dikkat çekildi. Felsefe grubu dersleri ile ilgili şu görüşlere yer verildi: 4 Felsefe dersi düşünce ve uygarlık tarihini evrensel boyutta kavrama ve yorumlama açısından biriciktir ve başka bir dersle ikamesi mümkün değildir. Dolayısıyla 7 veya 14 ders arasından seçimlik durumunda olabilecek bir ders değildir. 4 Bilgi kuramı dersi felsefe ile ilgilidir ancak bu dersin de felsefenin yerine geçmesi, onu ikame etmesi mümkün değildir. 4 Bilgi kuramı dersine zorunlu grupta yer verilmesi memnuniyet vericidir. Lisans düzeyinde felsefe öğrencileri bu dersi alarak mezun olmaktadırlar. Dersin sadece felsefe grubu öğretmenleri tarafın dan verilebileceği kayıt altına alınmalıdır. 4 “Felsefe ve mantık” derslerinin bir leştirilmesi uygun olmamıştır. Felsefe dersinin tek başına ayrı bir ders sayılması daha uygun olacaktır. Mantık dersi illa bir dersle birleştirilecekse “bilgi kuramı, argümantasyon ve mantık” dersi biçiminde düzenlenmesi daha anlamlı olacaktır. 4 Temel sosyal bilim derslerinden olan, kişinin kendisini ve toplumunu tanıması açısından çok önemli sosyoloji ve psikoloji dersleri son yıllarda seçmeli hale getirilerek değersizleştirilmişti. Yeni tasarıda da bu dersler sonuçta seçmeli duruma düşmekte, sosyal ve beşeri bilimler ders grubunda 10. ve 11. sınıfta yer verilmekle beraber 7 veya 14 dersten birer adedini oluşturmaktadırlar. 4 Okullarda tasavvuf edebiyatı dersi konulması ve bu derse sosyal ve beşeri Bilimler grubunda yer verilmesi ne gençleri geleceğe hazırlama ne de bilimsel eğitim anlayışıyla ilgili bulunmaktadır. Kaldı ki bu dersin ait olduğu alan dil ve edebiyat alanıdır. 4 Mantığın, bilimin ve felsefenin İslam YARARLARI bunlar: 4 Eleştirel düşünmerefleksiyon (Dönüşümsel düşünme ve yeniden gözden geçirme) 4 Aktif dinleme 4 Anlayarak okuma 4 Birlikte hareket etme ve sorumluluk 4 Güven ve özgüven 4 Yaratıcı ve bağımsız düşünme 4 Sözlü ve yazılı iletişim 4 Akıl yürütme veya Hıristiyanı olmaz. Avrupa Birliği ülkelerinde okullarda Hıristiyan felsefesi diye bir ders bulunmamaktadır. “İslam felsefesi” yerine felsefe tarihi veya bilim ve uygarlık tarihi derslerine yer verilebilir. 4 Yükseköğretime Geçiş Sınavı veya ölçütleri ile ilişkilendirilmeyen tüm dersler öğrenci ve aile nezdinde işlevsizleşmekte, değersizleşmektedir. Tüm dersler Yükseköğretime Geçiş Sistemi ile ilişkilendirilmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle