28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: DOĞAN ERGÜN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ G7’de Zarif sürpriziBeklenmeyen Biarritz ziyareti, nükleer anlaşma için yeni bir kapı açabilir dishab@cumhuriyet.com.tr 26 AĞUSTOS 2019 PAZARTESİ 7 Fransa’nın Biarritz kentinde düzenlenen ve dünyanın en büyük ekonomilerinden yedisinin liderlerini bir araya getiren G7 Zirvesi’ne dün İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in önceden duyurulmayan ziyareti damga vurdu. Washington yönetiminin, İran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan (JCPOA) çekilmesinin ardından gündeme gelen, yeniden müzakerelere kapı aralayabileceği değerlendirilen ziyarete ilişkin Fransa’dan yapılan açıklamada, İran ile ABD arasında doğrudan görüşmelerin planlanmadığı vurgulandı. Zirvede İran ile ilişkiler ilk olarak, ABD Başkanı Donald Trump ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında yapılan görüşmede kapsamlı olarak ele alındı. Trump’ın görüşmede Macron’a “İran’la bir çatışma aramadığını, sadece gerçek bir anlaşma arayışında olduğunu” söylediği belirtildi. Ajanslar, Macron’un tansiyonu düşürmek adına İran ile petrol ticaretinin devamı için ABD’den sınırlı süreli onay istediğini kaydet ti. Liderlerin önceki günkü akşam yemeğinde de konunun gündeme geldiği ve Fransa ile Japonya’nın daha önce başlattıkları İran Cevad Zarif ‘Güvenli bölgede 3 pürüz’ Türkiye ile ABD arasında Suriye’de Fırat’ın doğusunda kurulması için anlaşmaya varılan “güvenli bölge” için tarafların görüşmelerindeki pürüzlere dair yeni iddialar ortaya atıldı. ABD’li basın kuruluşu Bloomberg’in iki Türk yetkiliye dayandırdığı haberine göre, Türkiye’nin ÖSO birliklerini Fırat’ın doğusuna kaydırma, bölgeye gerekli gördüğü sayıda Türk askeri konuşlandırma ve savaş uçakları sevk etme önerileri ABD tarafından kabul görmedi. Haberde Türk yetkililerin, güvenli bölgenin Tel Abyad ile Rasul Ayn arasında 125 kilometre uzunluğunda ve 15 kilometre derinliğinde olacağını söylediği aktarıldı. Türkiye’nin gelecekte güvenli bölgenin derinleştirilmemesi ve genişletilmemesi halinde tek taraflı bir harekât başlatabileceği de haberdeki iddialar arasında. Türkiye’nin sınır bölgesinde 10 tabur asker konuşlandırdığını belirten yetkililer, terör örgütü olarak görülen YPG’nin hemen çekilmesinin de ABD’den talep edildiğini aktardı. ‘Eşit sayıda asker’ İki ülke arasındaki uzlaşıda Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda gözlem için silahlı insansız hava araçlarını uçurmasına onay verilirken, Türk savaş uçaklarının bu bölgede uçması henüz kabul görmedi. Bölgeye ÖSO üyeleri değil, sığınmacıların yerleştirilmesi öngörülüyor. Habere göre ABD, her bir Amerikan askerine karşılık bir Türk askeri konuşlandırılmasını kabul ederken, Türkiye’nin de yerel bir güvenlik gücü oluşturulmadan önce bölgede dört üs kurması planlanıyor. İDLİB’DE BÜYÜK YIKIM... Suriye ordusunun Rusya desteğiyle ilerlediği İdlib’in güneyinde bulunan El Tah kasabasındaki büyük yıkım havadan görüntülendi. IŞİD, Kerkük’ü füzeyle vurdu Irak’ın Kerkük kentine bağlı Dakuk ilçesinde, bir halı sahaya havan mermileriyle yapılan saldırıda en az 6 kişinin öldüğü, 9 kişinin de yaralandığı bildirildi. Kerkük polisinden yapılan açıklamada, saldırıda hayatını kaybedenlerden birinin Haşdi Şabi Türkmen gücüne bağlı olduğu belirtildi. Yetkililer, IŞİD’in havan saldırılarıyla bölgedeki köylere girmeye çalıştığını da kaydetti. Tahran’ın petrol ticareti mekanizması için Avrupa’ya verdiği süre azalırken Macron, liderler zirvesinin yapıldığı kente İran Dışişleri Bakanı’nı davet etti. G7 Zirvesi’ni protesto edenlerin gündeminde dün de iklim krizi vardı. temaslarını sürdürmesi yönünde genel bir eğilim oluştuğu bildirildi. Trump ise İran’a ortak bir mesaj verilmeyeceğini söylerken, “Macron ile Japonya Başbakanı Şinzo Abe’nin Tahran’la görüşmekte özgür olduklarını” da sözlerine ekledi. Görüşmelerde İran’ın nükleer silahlara sahip olmaması ve bölgesel barış iki ana hedef olarak belirlendi. Asya turu iptal AFP’nin haberine göre, Zarif’in Biarritz kentine davet edilmesi de akşam yemeğinin ardından gündeme geldi. Zarif’in ziyaret için Asya turunu ertelediği de gelen bilgiler arasında. İranlı bir diplomat ABD ile görüşme olmayacağını vurgularken, ziyaretin Zarif’in geçen hafta Elysee Sarayı’nda Macron’la görüşmesinin devamı niteliğinde olduğu aktarıldı. ABD’nin JCPOA’dan çekilme sinin ve İran’a yaptırımlara yeniden başlamasının ardından anlaşmaya taraf olarak kalmaya devam eden Almanya, Fransa, İngiltere ve Avrupa Birliği ile Tahran yönetimi arasında özellikle petrol ticaretinin nasıl sürdürüleceğine ilişkin belirsizlik oluşmuştu. Tahran, alternatif ödeme mekanizmasının hayata geçirilmesi için Avrupa ülkelerine eylül başında dolmak üzere 60 gün süre vermiş, bu süre zarfında uranyum zenginleştirme konusunda JCPOA’dan kaynaklanan kimi yükümlülüklerini ise askıya almıştı. Zarif, geçen hafta yaptığı Paris ziyaretinde ise JCPOA’nın yeniden müzakere edilmesi talebini reddettiklerini bildirmişti. Anlaşma peşinde ABD Başkanı Donald Trump’ın G7 temaslarında öne çıkan gündem maddelerinden biri de serbest ticaret anlaşmaları oldu. İngiltere’nin yeni göreve gelen ve kendisinin de desteklediği Başbakanı Boris Johnson ile bir araya gelen Trump, iki ülke arasında, İngiltere’nin AB’den çıkışının (Brexit) ardından serbest ticaret anlaşmasının hızlıca gerçekleşmesinin planlandığını belirtti. Trump ayrıca, Johnson’a Brexit tavrıyla ilgili bir kez daha destek vererek “Bu iş için doğru adam o” ifadelerini kullandı. Trump’ın gündeminde Japonya ile de bir serbest ticaret anlaşması yapılması var. Amazon’a yardım Öte yandan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, G7 liderlerinin Amazon ormanlarında haftalardır devam eden yangınlarda etkilenen ülkelere yardım etmekte anlaştığını duyurdu. Vahşetin ikinci yılında on binler yürüdü Myanmar ordusuyla Rohingya Kurtuluş Ordusu arasında Ağustos 2017’de yaşanan çatışma sonrasında Bangladeş’e kaçan Arakanlı Müslümanlar, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “soykırım” olarak suçlanan katliamı, ikinci yılında bir kez daha protesto etti. 700 binden fazla Arakanlı Müslümanın Myanmar’dan kaçarak yerleştiği Cox Bazar kampının yetkilileri, dün yaklaşık 50 bin kişinin, kaldıkları kamplarda barışçıl bir protesto yürüyüşü düzenlediğini duyurdu. Kutupalong bölgesinde kalan Arakanlılar, yürüyüşleri sırasında “Bir daha asla! Arakan Soykırım Anma Günü”, “Vatandaşlığımızı geri verin!” yazılı pankartlar taşıdı. Sudan: Anlaşma başarılı olabilir mi? Askerler ve siviller geçiş sürecinde uzlaştı. Sudan, hem büyük hem de stratejik öneme sahip bir ülke, dolayısıyla her an istikrarsızlık riskiyle karşı karşıya. Demokrasi talebiyle, yedi aydan fazla süren barışçıl protesto gösterileri sonucu Ömer el Beşir rejiminin devril diği Sudan’da, Geçici Askeri Konsey (GAK) ile sivil muhalif Özgür lük ve Değişim Güçle MUSTAFA KEMAL ERDEMOL ri Koalisyonu (ÖDGK) vardıkları uzlaşma sonucu bir geçiş hükü meti kurarak demokratikleşme yo lunda önemli bir adım attı. Afrika Birliği ve Etiyopya’nın ara cılık ettiği anlaşma, 2022’de genel seçimlere hazırlanmak için 39 ay lık bir geçiş süresi öngörüyor. Bu sü re zarfında, altı sivil ile beş askerden oluşan ortak bir Egemenlik Konse yi, uzlaşmayla belirlenmiş bir dev let başkanı ile sivil başbakanı belirle di. Doksan gün içinde de bir Yasama Konseyi oluşturulacak. Bu anlaşma elbette önemli bir adım, ama halen ordunun elinde si viller aleyhine fazlasıyla güç var. DGK reform taleplerinin sivillerin yer ala cağı bir hükümetle yaşama geçire bileceğini düşündüğü için askerlerle uzlaştı. Bu uzlaşının başka nedenleri de vardı elbette. GAK da başta Afrika ülkelerinden olmak üzere uluslarara sı baskıyla karşı karşıya kaldı. Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın diplomatik çabalarının yanında bir de ülkedeki rejim değişikliğinden memnun olma yan kesimlerin darbe yapma ihtimal leri uzlaşma sürecini hızlandırdı. Tabii ki anlaşmaya eleştirel yaklaşanlar da var, ki haklılar. Ordu mensuplarının ilk 21 ay boyunca ortak konseye başkanlık edecek oluşu, alınan kararları veto hakkına sahip olması, bu eleştirilerin başlıca nedeni. Olası zorluklar Öncelikle ÖDGK, sokakta süren şiddetin yanı sıra iç çekişmeler nedeniyle de sıkıntılı bir süreç yaşıyor. İçindeki birliği sağlayıp, gerçek bir birleşik cephe oluşturamazsa anlaşma da bundan olumsuz olarak etkilenir. Bir de Sudan Devrim Cephesi var; Cephe, barış ile demokratikleşmenin birlikte olması gerektiğini savunuyor. Demokratikleşme için ilk adım da seçkinlerin lehine olan seçim sisteminin değişmesi cepheye göre. Cephe, anlaşma dışında tutulan silahlı hareketler için de çözüm bulunması gerektiğini savunuyor. Asıl zorluk ‘derin devlet’ Geçiş hükümetinin karşılaşacağı en büyük zorluk, eski rejim tarafından tam otuz yıl boyunca oluşturulan “İslamcı derin devlet”in elindeki askeri güvenlik sistemi dahil yüzlerce kurumu, bunların ekonomideki kilit noktalarını kontrol altına almak olacak. Derin devleti etkisizleştirmenin yolu, kapsayıcı bir ulusal ordunun kurulmasından, istihbaratın iç politikadaki gücünün azaltılmasından, yani köklü bir reformun gerçekleşmesinden geçiyor. Derin devletin en etkili kurumu olan RSF’yi (Rapid Support Force Hızlı Destek Gücü) kontrol etmek mümkün olursa reformları geçirmek de daha kolay olacak. Çad ve Nijer’in yanı sıra Darfur bölgesindeki Janjaweed Arab milislerinden oluşturulan RSF, hem Sudan’ı hem de tüm bölgeyi istikrarsızlaştırabilecek disiplinsiz bir milis gücü. Bir başka zorluk da gençler ile kadınların yeni yönetim yapılanmasında doğru şekilde temsil edilmelerini sağlamak. Gençler ile kadınlar devrimin itici gücü idi, ancak DGK’nin karar alma organlarından büyük ölçüde dışlandılar. Bu güçlerin, diğer marjinal grupların da elbette siyasi sürece dahil edilmesi, Sudan’ın demokratik dönüşümü için bir hayli önemli. Ülkenin siyasi/ekonomik yeniden yapılanması öncelikli kuşkusuz. Ancak unutulmamalı, hem büyük hem de stratejik öneme sahip bir ülke, dolayısıyla her an riskle karşı karşıya. Ama bölge ülkelerinden farklı olarak son derece canlı bir sivil topluma sahip, çoğulculuk yanlısı bir halkı var, dolayısıyla düşünülen reformları gerçekleştirebilmesi için büyük bir şansa da sahip. Bu anlaşma sürmezse kaos yeniden başlayabilir, ülke yeniden askeri diktatörlüğe dönebilir. İsrail İHA’sının düştüğü Beyrut’un güneyindeki bölgede Hizbullah’aLübnan güvenlik güçleri incelemelerde bulundu. çifte saldırı ABD ve bölgesel müttefiklerinin İran üzerindeki baskıyı artırdığı Ortadoğu’da, İsrail’den Suriye ve Lübnan’da Hizbullah’a dönük üst üste hamleler geldi. İsrail ordusunun Şam’ın güneydoğusunda İran bağlantılı güçlere yönelik hava saldırısında ikisi Hizbullah savaşçısı 3 kişinin öldüğü bildirilirken, Beyrut’un güneyinde de insansız hava araçlarının (İHA) örgütün bir medya merkezini hedef aldığı aktarıldı. İsrail basını, önceki gece Şam yakınlarındaki Akraba köyünde “İsrail’e operasyon hazırlığında olan” İran’a bağlı Kudüs Tugayları’na bir saldırı gerçekleştiğini duyurdu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Büyük bir çaba vererek İsrail’e yönelik saldırıyı boşa çıkardık” ifadelerini kullanırken, saldırının amacının “İran’ın hiçbir yerde dokunulmaz olmadığını göstermek olduğu” mesajını verdi. Suriye resmi haber ajansı SANA, füzelerin çoğunun hedeflerini vuramadan düşürüldüğünü belirtti. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, saldırıda 2 Hizbullah üyesi ve bir İranlının öldüğünü kaydederken, Tahran yönetimi kendi güçlerinin hedef alındığına iliş kin iddiaları yalanladı. İsrail, Suriye’de Şam yönetimi müttefiki İran ve Hizbullah’a ait hedeflere şu ana kadar çok sayıda saldırı düzenledi. Lübnan tepkili Öte yandan, Hizbullah’ın merkezinin bulunduğu Lübnan’da da dün İsrail’e ait iki İHA düştü. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, “İsrail’e ait İHA’ların Beyrut’un güneyinde düşmesi, Lübnan’ın egemenlik ve toprak bütünlüğüne açıkça bir saldırıdır” ifadesini kullandı. Lübnan ordusu da İsrail savaş uçaklarının ülke hava sahasını ihlal etmeye devam ettiğini duyurdu. İHA’lardan birinin Hizbullah’a ait bir medya merkezinde hasar meydana getirdiği, üç kişinin yaralandığı bildirildi. Hizbullah kaynakları, hava araçlarının hedef alarak saldırıda bulunduğunu öne sürdü. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah yaptığı açıklamada, Beyrut’taki olay için “Çok çok ciddi bir saldırı. İsrail’in Lübnan’a saldırmasını engellemek için her yolu kullanacağız” ifadelerini kullandı. İsrail ile Hizbullah güçleri arasında, 2006 yılında “33 Gün Savaşı” olarak bilinen bir çatışma yaşanmıştı. Salvini’nin zor kumarı İtalya’da son kamuoyu an rat Başbakanı Giuseppe ketlerine göre bir sonra Conte’nin geçen salı gü ki seçimler için tek başına nü istifa etmesinin ardın iktidar olacak oy oranına dan yeni bir koalisyon ku ulaştığı tahmin edilen aşırı rulması için yapılan ilk mü sağcı Lig’in koalisyon hü zakereler sonuçsuz kaldı, kümetinden çekilmesiyle ikinci tur görüşmeler ise oluşan siyasi krizde kritik bu hafta devam edecek. haftaya girildi. Göreve geldiğinden bu yana göçmen Merkez sol, karşıtı kararları ve polemik göz kırptı yaratan açıklamaları nedeniyle birçok diplomatik krize yol açan İçişleri Bakanı Matteo Salvini’nin tek başına iktidar olma hesapları yaptığı konuşulurken süreç, Avrupa’da da kaygıyla izleniyor. Fransa’daki Sciences Po Paris Üniversitesi’nden Avrupa Çalış Erken seçime gidilmemesi için meclisteki partilerin elinde az sayıda seçenek bulunuyor. İlki, 2020 bütçesinin tamamlanabilmesini sağlayacak, Conte liderliğinde ikinci kez kuru lacak bir “geçiş hükümeti”. Siyasi krizin çözümü için en fazla heyecan uyandıran se maları uzmanı çenek ise po Patrick Martin pülist 5 Yıldız Genier’e göre, “Salvini’nin yeni kurulacak bir hü Salvini’nin (solda) desteğini çektiği Conte, başbakanlık görevini bıraktı. Hareketi’nin bir zamanlarki rakibi olan kümetin başında merkez soldaki Demokra olması, sadece İtalya için tik Parti (DP) arasında itti değil, aynı zamanda tüm fak kurma çabalarının gün Avrupa ve demokrasi için deme düşmesiyle oluş de gerçek bir tehlike oluş tu. Ancak DP’nin koalisyon turuyor.” İspanya’da ya için 5 Yıldız Hareketi’ne, yımlanan El Periódico de “Avrupa’ya sadakat, tem Catalunya gazetesi ise sili demokrasinin tanınma Salvini’nin iktidar olması sı, parlamento kararlarına halinde, göçmenlere karşı öncelik verilmesi, çevreye yürüttüğü “öfke milliyetçi saygılı büyüme ve göçmen liğini daha da radikalleşti meselesine yönelik politi rebileceği” yorumunu ya ka değişikliği” gibi bir di pıyor. zi zorlu şartlar sürdüğü bil Hükümetin teknok diriliyor. Alvi: Hindistan ateşle oynuyor Keşmir sorunu nedeniyle Hindistan ile diplomatik ve askeri gerginlik yaşayan Pakistan’ın Cumhurbaşkanı Arif Alvi, Cammu Keşmir’in özel statülü yapısını değiştirme kararı veren Yeni Delhi yönetimine sert uyarıda bulundu. KanadaABD merkezli Vice News’e konu şan Alvi, “Hindistan Cammu Keşmir’de ateşle oynuyor. Bu ateş hiçbir şey yapmasa Hindistan’ın güvenliğini küle çevirir” ifadelerini kullandı. Alvi, Hindistan’dan kararını geri çekerek Keşmir halkının kendi geleceğini belirlemesine izin vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle