19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET Ressam Zehra Aral’ın sergisi ‘Var Olmak İçin’ Tophanei Âmire’de 134 HAZİRAN 2019 SALI iannSsaleanmtmlatirınışntıı Orhan Kemal tabelası, tüm zorluklara rağmen yaşadığı evin girişine asıldı. Empati dolu bir yaşam“Zoya” “Bekleyiş 3” Tophanei Âmire’de buluştuk Zehra Aral’la, Emes (MS) hastalığının bir sonucu olarak tekerlekli sandalyenin üzerindeydi geldiğinde. Yine hastalığın üzücü bir sonucu olarak sağ İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü karken yakalanır ve 18 yaşında Bedri Rahmi Atölyesi’nden 1968 yılında mezun olan ressam Zehra Aral’ın retrospektif sergisi, “Var Olmak İçin” 9 Haziran’a dek Tophanei Âmire Kültür Sanat Merkezi’nde... Aral yapıtlarında, haksızlığa kayıtsız kalamayan ve çizdiği idam edilir. İdam fotoğrafının bulunduğu kitabı alacak parası olmayan Aral, kitapçıdan ayrıldıktan sonra eline geçen ilk peçetenin üzerine Zoya’nın son halinin elinde de felç var, Zehra Aral her resimde bunları anlatmayı dert edinmiş bin sanatçı... eskizlerini çizmeye başlar. Nâzım 2015 yılından bu ya Hikmet’in de adına Tanya (Zoe) na çizemiyor. Tuvale ya Kadınlar Derneği’ne üye olmak oluyor. ları anlatmıyorsa duyarlılığı nerede şiirini yazdığı Zoya’yla arasındaki bağı da kâğıda aktaramıyor demek daha doğru olur AYÇA belki de, çünkü aklının HAN içinde renklerin, fırçaların nasıl dolaştığını şu cümleden anlıyorum: “Şimdi resim Hisarüstü’nde, gecekondular kalıyor?” da görevlendiriliyor, bütün protestolara katılıyor. “Merkezde hep insan var, ön Bir umut Öğrenciyken gittiği Paris’te, Saint Michel’de dolaşırken bir kitapçı nın vitrininde, kapağında Hitler’in gırt şu sözlerle anlatıyor Aral: “Zoya’yı hiç unutmadım, elim felç oldu, artık resim yapamıyorum ama hâlâ Zoya’yı çizmek, hâlâ Zoya’yla olmak istiyorum.” Bekleyiş... yapamıyorum, ama geceleri gözümü ce insan ol lağına kadar para Zehra Aral’ın eserlerinin içerisinde kapattığım an, beynim resim yapıyor hiç durmadan...” Sergiyi dolaştığınızda göreceksiniz, o tuhaf hissettiren karanlık renklerin ve atmosferin ortasında, mücadelenin hep var olduğunu... Aral, Gezi’nin “Kırmızı Elbiseli Kadın”ından bahsediyor, 1 Mayıs’ta yumruğunu sıkmış bir işçi mak ve herkesin kendi hakkını savunabilmesiydi amacım” diyen Aral, dernek kapatıldık “Ben bir çiçeğe bakmayı da seviyorum.. ya battığı bir ki Bahçemde bir tomurcuk görüyorum, onun taba rastlıyor açışını da takip ediyorum, bir meyvenin büyüyüşünü de. Bütün bu olayların içinde bir umut... Güzeli de dolu dolu yaşıyorum, insanı da seviyorum, doğayı da. Bizim bir yaşam süremiz var, Emes olduğumda herkes, ‘Emesliler yürüyemez’ dedi, ‘Olsun, yürüyemezsem, oturarak resim yaparım’ dedim. Hep Zehra Aral. Kitabı kurcalamaya başladığında, bir daha hiç unutamayacağı bir fotoğrafla karşılaşı dikkat çeken serilerden bir diğeri ise “Bekleyiş”. Kendisi gibi ressam olan eşi Cihat Aral’ın, 1983’te tutuklanarak Mamak’a gönderilmesiyle başlıyor Zehra Aral’ın bekleyişi... Kendisinin de tutuklanma ihtimali olduğundan, uzun süre eşini görmeye gidemiyor, çok sonra kendi suçlaması den, Cumartesi Anneleri’nden, Hitler tan sonra re Frida’yı örnek aldım, Frida kadar yor, boğazındaki ur düşünce gidebiliyor ziyaretine. Hem faşizmine karşı savaşırken 1941 Kası sim yapmak için yeteneğim yok ama onun gandan çekilen 18 ya o kapılarda bekleyen diğer insanla mında idam edilen Zoya’dan... Sürek çok fazla vakit bul kadar coşkum var.” şındaki genç kadın Zoya rın hem de kendi bekleyişini anlattı li empati kurduğu bir yaşamı olmuş muş olsa da, gönlünün Kosmodemyanskaya’nın fo ğı seriyi kendisi anlatıyor: “Ben ora Aral’ın, “Yıkım yapılan her yerde san hep protestodan yana oldu toğrafı... da, o kapılarda bekleyen çocukları, ki ben de yaşıyordum” diye anlatıyor ğunu söylüyor ve ekliyor: “Şimdi bana Henüz lise öğrencisi olduğu 1938 kadınları, insanları tanıdım... O ha ne kadar güçlü hissettiğini. 1971’de soruyorlar, politik misin? Politika için yılında, Sovyetler Birliği Komü pishane kapılarında bekleyen, evde resim ihtisasını yapmak üzere dev de yaşıyoruz, yediğimiz ekmekten iç nist Partisi’nin gençlik yapılanması bekleyen, bir yerde kendim de öyley let Burslusu olarak gittiği Fransa’dan tiğimiz suya kadar politika içindeyiz. Komsomol’a katılan Zoya, 1941 yılın dim zaten. O bekleyişte güzel günleri 1975 yılında dönüyor ve ilk işi İlerici Sanatçı en duyarlı insan diyorlar, bun da Alman işgali altındaki bir köyü ya beklemem de var...” Orhan Kemal’in Unkapanı’nda 19541966 yılları arasında oturduğu evin üzerindeki anı tabelası şubat ayında bilinmeyen bir şekilde ortadan kaybolmuştu. Fatih Belediyesi’ne tabelanın yerine konulması için pek çok kez yapılan hatırlatmalar da sonuç vermeyince, Orhan Kemal’in okurları ve semt sakinleri bir tabela hazırlayarak ölüm yıldönümü olan 2 Haziran’da oturduğu eve tabelanın konulması için evin önünde buluştular. Fakat kim veya kimler tarafından organize edildiği bilinmeyen provakosyon amaçlı bir araç, engelleme amacıyla tabela asılacak olan evin önüne park etmiş, şahıs tüm ricalara cevap vermeyerek arabayı oradan kaldırmayı reddetmişti. Daha sonra bu şahış tabela konulması sırasında sesli bir şekilde söylenmeye başlayarak orada bulunan kitleyi kışkırtmayı denedi, fakat başarılı olamadı. Ama sonunda tabela yerine konuldu. Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü olayla ilgili açıklama yaparak “Orhan Kemal, o semtin insanlarını kitaplarında ölümsüzleştirdiği halde yüzünde sevgi pırıltısı olmayan birilerinin bu türlü kışkırtmalarına en iyi cevabı yine kitaplarındaki insan sevgisiyle verecektir” dedi. Öğütçü, “Sanattan ve kültürden anlamayan insanların yetişmesini amaçlayan kendini vazgeçilmez sayan düşüncenin bir gün büyük insanlık sevgisinin çağlayanında yok olup gidecekleri kesindir” ifadelerini kullandı. l Kültür Servisi Resimlerinde ‘Halikarnas Balıkçısı’nı anlattılar Muğla’nın Bodrum ilçesinde, “Halikarnas Balıkçısı” mahlaslı gazeteci, yazar, şair, ressam Cevat Şakir Kabaağaçlı adına 1. Bodrum Deniz Müzesi Çocuk Resim Yarışması düzenlendi. İlçedeki 7. ve 8’inci sınıf öğrencilerini kapsayan yarışma sonunda Bodrum Deniz Müzesi’nde ödül töreni düzenlendi. Yarışmada Eda Kallemoğlu birinci, Defne Tahsin ikinci ve Leyla Bener üçüncü oldu. Kallemoğlu mavi yolculuk, Tahsin sualtı fotoğraf makinesi, Bener de yelken kursu ile ödüllendirildi. Ayrıca yarışmada dereceye giren 6 öğrenciye, Kabaağaçlı’nın kızı İsmet Kabaağaçlı Noonan’ın imzaladığı babasının kitapları hediye edildi. Müzede, Kabaağaçlı’nın aile albümünden fotoğrafları, tarihi belgeleri ile bazı kişisel eşyaları ve eserleri de sergilendi. l AA Nbaâşzınımdamaenzıladrıı 33. Uluslararası İzmir Festivali’ne bayram arası 33. Uluslararası İzmir Festivali, 30 Mayıs akşamı “Carmen by Mérimée” gösterisinin ardından bayram arası verdi. Festival, 11 Haziran’da saat 21.00’de AASSM’de yapılacak Aşk ve Tutkunun Müziği Fado Ana Lains konseri ile devam edecek. 12 Haziran’da 33. Uluslararası İzmir Festivali için hazırlanan özel bir proje olan “Soprano/Bas Allaturca – Yeni Yorumlar” konseri tarihi Kızlarağası Hanı’nda dinleyenlerle buluşacak. Festivalin ilk büyük orkestrası Luxemburg Filarmoni, çağımızın en parlak piyano virtüözlerinden Yuja Wang ile 14 Haziran’da AASSM’de olacak. l Kültür Servisi Nâzım Hikmet’i Anma Etkinlikleri kapsamında dün ünlü şairin Moskova’daki mezarı başında bir tören yapıldı. RusTürk İşadamları Birliği temsilcileri ve bir gece önce yapılan törene de katılan sanatçıların da hazır bulunduğu anmada Nâzım Hikmet’i anan konuşmalar yapıldı. Birçoğu sözlerini “her şey çok güzel olacak” sözleriyle bitiren konuşmacılar arasında yer alan gazetemiz yazarlarından Zeynep Oral, Türkiye’den Nâzım Hikmet Vakfı adına Boğaziçi sırtlarından getirdiği memleket toprağını Nâzım Hikmet’in me zarına serpti. Oral, ayrıca PEN Türkiye Yazarlar Derneği adına getirdiği kırmızı gül ile kırmızı kalemi Nâzım’ın baş ucuna bıraktı. Zeynep Oral, konuşmasında şunları dile getirdi: “O gün olduğu gibi bu gün de, biraz önce de dile getirildiği gibi, bize hâlâ direnme gücü veriyorsa, sevme gücü veriyorsa, dünyayı kucaklama gücü veriyorsa ne mutlu bize diyorum. İyi ki Nâzım var ve iyi ki Türk edebiyatının ve dünya edebiyatının en namuslu, en dürüst şairlerinden biri olarak var olmayı sürdürüyor.” l Kültür Servisi Yuja Wang Apocalyptica GELİYOR... Apocalyptica, devam eden “Plays Metallica By Four Cellos” turnesi kapsamında Freebird Agency & Vera Müzik organizasyonu ile 3 konser için Türkiye’ye geliyor. Grup, 25 Ekim’de saat 21.30’da İzmir Arena’da, 26 Ekim’de 18.00’de İstanbul Volkswagen Arena’da ve 27 Ekim’de 21.30’da Ankara Milyon Performance Hall’da konser verecek. 10 Mayıs 1996’da Finlandiyalı grup Apocalyptica, epik çıkış albümleri olan PLays Metallica By Four Cellos’u yayımladı. Grup, albümün 20. yılı şerefine bu albümü tekrar yayımlarken, daha önce hiç yayımlamadıkları “Battery”, “Nothing Else Matters” ve “Seek & Destroy”un da remaster edilmiş enstrümantal versiyonlarını da kaydettiler. l Kültür Servisi Küresel ısınma ve iklim değişikliği üzerine... Dünya geleceğini tehdit eden küresel ısın ma ve ekolojik duyarlılığa dikkat çekmek için 17 sanatçının buluştuğu, “Yarından Sonra” adlı karma sergi 30 Haziran’a kadar Trump Art Gallery’de görülebilir. Olumsuz etkilerini yoğun olarak yaşamaya başladığımız, dünyanın geleceğini tehdit eden küresel ısınma ve iklim değişikliği, değişen atmosfer, buz, okyanus ve kara ile ilgili detaylar, sanatçıların duyarlılığı ile tuvallere ve heykellere yansıyor. Kontrolsüz tüketim, dünyanın ekolojik dengesini bozuyor ve geri döndürülemez sonuçlara neden oluyor. Tek bir çözümün olmadığına dikkat çeken sergi, ziyaretçilere kişisel ve toplumsal birliğin bu soruna ne kadar etkili çözümler sunabileceğini göstermeye çalışıyor. Serginin küratörlüğünü Kenan Bahadır Derre üstleniyor. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle