18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 94 NİSAN 2019 PERŞEMBE Ayrıntılar Gergin bekleyiş ve bir uyarı! Seçimlerin adil ve güvenilir yapılması için hakemlik görevi YSK’dedir. Ancak Saray düzenine toplumun (en azından yarısının) güveni olmadığı için baştan hakem şaibe altında oyunu başlatıyor. Kuşkusuz insanlar havadan nem kapmıyor, hukukun ayaklar altına alındığı günlerdeyiz. Herhangi demokratik ülkede siyasi partiler oyları çalınmasın diye sabah akşam çağrı yapıp, seçmeni sandıkları korumaya davet etmez. Yeni düzen şeklen inşa edildi, ancak toplum benimsemedi. Görünen o ki iktidar partisi seçmeni de güvenoyu vermedi bu düzene. Seçimin birinci partisi AKP! Ancak nereleri kazandığına ve o bölgelerin ülkenin siyasal, kültürel, iktisadi yaşamına ne oranda katkı yaptığına bakarsak, bir başka gerçekle karşılaşıyoruz. Ülkenin eğitimden, sağlığa olanaklarının eşit dağılmadığını ve seçmen davranışının da buna göre biçimlendiğini görüyoruz. Yoksulluk/yoksunluk içinde kıvranan insanlarımız milliyetçiliğe, dinciliğe savruluyor. Darbelerle, neoliberal saldırıyla yenilgiye uğrayan sosyalistler, giderek düşkünleşen halka dokunmaktan uzak. Hal böyle olunca popülist muhafazakâr AKP bu alanı doldurdu. Artık ülkeyi bu dille, anlayışla yönetmek mümkün değil. İmamoğlu’na iki tuzak AKP’nin İstanbul’u teslim etmeye niyeti yok anlaşılan. Bu çapta bir şehri kaybetmek, başka neden olmasa bile psikolojik olarak çöküş demektir. Kaldı ki olağanüstü büyük bütçeli, siyasete yön veren şehir İstanbul. AKP’den yorgun kesimlerin sevinçleri anlaşılır, ancak biraz havuz basınını izlerseniz, nasıl bir kampanyaya başlandığını göreceksiniz. AKP yenilgiyi kabul etmedi. Burada ne türden tuzak kurulur kestirmek güç. Yeni Şafak’ın yayın yönetmeni İbrahim Karagül açıkça yazdı. “İmamoğlu kazanırsa İslam kaybeder” savı tepeden aşağı tüm AKP’lilere şırınga edilmiş durumda. Deyim yerindeyse “seçim karakolda bitecek”! Karakolun sahibi de AKP! Bir diğer tuzak muhalif görünen gazeteciler, kanaat önderleri tarafından kuruluyor İmamoğlu’na. Şimdiden “aranan lider, CHP’nin yeni genel başkanı” demeye başladılar. Bırakın da adam İstanbul’u yönetsin. Neden hemen onu Kılıçdaroğlu’nun olası rakibi olarak ilan ederek tartıştırıyorsunuz? (Şu notu düşmekte yarar var; eğer AKP zorla İmamoğlu’nun elinden İstanbul’u alırsa, o koşulda mağduriyet başlar ve rota başka yöne döner İmamoğlu için. Ülke insanı mağdur olanın peşine düşmeyi sever, biliyoruz.) Şu an toplum İmamoğlu’nun arkasında ve belediye başkanı olmasını istiyor. Bundan öte kurguları iyi niyetli bulmam doğrusu. Asıl mesele Nisan ayı itibarıyla krizin ağır hissedileceğini söyledi tüm iktisatçılar. Büyük çaplı borç ödemesi için paraya gereksinim olacak. Dövizin seyri belli değil. Siyasal istikrar sorunu piyasaları vuracak, üretmeyen toplum iyice köşeye sıkışacak ve elbet işten çıkarmalar başlayacak, ciddi rakamlara erişen işsizlik daha da artacak. İşte böyle ortamda, batık belediyeleri devralacak yeni başkanlar. Erdoğan, para musluklarını daha sıkılaştırarak boğmak isteyecektir onları. Yıllardır herhangi bir kamu görevinde yer alamayan milyonlar, oy verdikleri insanlardan iş, aş isteyecek. Unutulmaması gereken bir husus da, kazanan belediye başkanlarının, çoğunluğu muhalefette olan meclislerle görev yapmak zorunda kalacağıdır. Eskişehir’de Büyükerşen’in son dönem ne kadar zorlandığını biliyoruz. Bu çok önemli sorunla nasıl baş edileceği mutlaka düşünülmeli. Önerim göreve gelir gelmez, tıpkı seçim gecesi İmamoğlu’nun yaptığı gibi toplumla her bilginin paylaşılmasıdır. Belediyeler bağımsız, hatta uluslararası denetime açılmalı, halka bilgiler düzenli verilmelidir. Devletten payına düşen rakamları da açıklamalıdır başkanlar halka. Bunca borcu yapanlar ortaya konmalı, algı yönetimine izin verilmemelidir. (Bunu öngören kaybeden başkanlar zaman kazanarak evrak temizliği yapmaya başladılar gerçi.) Kolay değil 25 yıl ardından oluşan bu tabloyu yönetmek kolay değil. AKP çöp dağları oluşturmak için elinden geleni yapacaktır. Çalışanlara maaş ödeyemeyen belediyeler yaratmak isteyecektir. Hemen her konuda müfettişler gönderecektir. İçişleri bakanı seçilen başkanların ensesinde olacak, nefes aldırmayacaktır. Dahası; koltuğa oturan başkanlar, sandıklarından çok daha ürkütücü tablo ile karşı karşıya kalacaktır. En azından ne halde olduğumuzu ilk kez tahmin dışında, açıklıkla göreceğiz. Mücadeleye tüm bunlar dahil! ‘Hakkımızı yedirmeyiz’ CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin itiraz mekanizmalarına karşı olmadığını ancak itirazların hukuka uygun olması gerektiğini belirterek, “Biz hak, hukuk, adalet diyerek yürümüş bir partiyiz. Herkesin hakkına hukukuna sahip çıkarız ama kendi hakkımızı da hukukumuzu da ezdirmeyiz” diye konuştu. CHP Genel Merkezi’nde konuşan Öztrak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un “en Faik Öztrak şaibeli seçim” ve “Operasyon çekiliyor” açıklamalarının endişeye neden olduğuna işaret ederek, “Polis ellerinde, yargı ellerinde, bu durumda kalkıp ‘Seçimlerde şaibe var’ demesi gerçekten trajikomik bir durum” dedi. l ANKARA İmamoğlu, 1994 yılında İBB Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın SHP’li Belediye Başkanı Sözen’den görevi devraldığı ana ilişkin fotoğrafı paylaşarak ‘adalet çağrısı’ yaptı: Kazananın elini kaldırmak bu kadar zor muAyrıntılar Ayrıntılar YSK’yi göreve çağıran İmamoğlu, mazbatasını istedi. İmamoğlu, İBB’de dijital verilerin silinmesi ve İSPARK dahil neler döndüğünü bildiklerini söyledi. İstanbul’da resmi olmayan sonuçlara ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, YSK’yi göreve çağırarak “Mazbatamın teslim edilmesini bekliyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanı seçildiği dönemde gerçekleştirilen devirteslim törenindeki fotoğrafı gösteren İmamoğlu, “1994 yılından bir fotoğraf. Refah Partisi Genel Başkanı, ilayda SHP’nin Belediye Başkanı kaya Nurettin Sözen’in ve o dönem seçimi kazanan Recep Tayyip Erdoğan’ın elini kaldırıyor. Hangi dönemde yaşıyoruz? 2019’dayız. 25 yıl sonra kazananın elini kaldırmak bu kadar zor mu?” dedi. İmamoğlu dün AKP kanadından yapılan açıklamalara karşı Seyrantepe’deki 2. Seçim Koordinasyon Merkezi’nde gazetecilere açıklamalarda bulundu. İstanbul’un kaybedecek bir dakikasının bile bulunmadığını belirterek, YSK’yi göreve çağıran İmamoğlu, “Biz toplumun 16 milyon insanın vicdanını bu seçimin karşılığında seçilmiş olan, oyları ile beraber YSK’nin açıkladığı oylarla birlikte mazbatamızı talep ediyoruz. Sürecin en titiz şekilde, en hassas şekilde yönetilmesini istirham ediyorum. Özellikle 24 Haziran ve sonrasında ‘Türkiye en güvenilir seçim mevzuatına sahip’, ‘Türkiye seçimler için en güvenilir ülke’ diyerek açıklama yapanların sözlerini tek tek sıralayabilirim. Bunları daha net bulabilirsiniz. Ne oldu ki bir anda bu seçim Türkiye Cumhuriyeti seçiminin en karanlık, şaibeli seçimi diyebilecek bir hale getirildi. Dipsiz kuyu haline getirilmek istenmiştir. İBB seçiminde parti yöneticileri başarısız olmuş olabilirler, parti örgütü başarısız olmuş olabilir. Birbirlerini suçlayabilirler. Bu hesaplaşmayı bizim üzerimizden yapmaya çalışıyor olabilirler. Hatta İstanbul halkını bu tehlikeli sürece dahil etmeye çalışıyor olabilirler. Kötü cümlelerle, terör örgütlerini katabilirler ama bilsinler ki burada CHP var, biz varız, ben varım. Sürece hâkim bir şekilde bu sistemi takip ediyoruz” dedi. AKP’nin kendi iç hesaplaşmala 25 yıllık fotoğraf İmamoğlu, basın toplantısında Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanı seçildiği dönemde devir teslim törenindeki fotoğrafı da tabletle gösterdi. İmamoğlu, “1994 yılında çekilen bir fotoğraf. Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, SHP’nin Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in ve o dönem seçimi kazanan Recep Tayyip Erdoğan’ın elini kaldırıyor. Hangi dönemde yaşıyoruz? 2019’dayız. 25 yıl sonra kazananın elini kaldırmak bu kadar zor mu? Gelin elimizi kaldırın. Adalet istiyorum. Ekrem İmamoğlu İstanbul belediye başkanıdır” diye konuştu. rına karşı bu ülkenin seçiminin ve İstanbul’un kurban edilmemesini isteyen İmamoğlu, “Dünya bizi takip ediyor. 35 kişi sanki oyuncağı elinden alınmış gibi davranarak, kendi iç hesaplaşmları üzerinden Türkiye’nin itıbarı zedelemesin. Bu şekilde Türkiye zarar görür. Türkiye’nin milli manevi tüm değerleri, 140 yılı aşan demokrasi mücadelesi zarar görür. Yazılanları, söylenenleri kendi aralarındaki WhatsApp mesajlarını kamuoyu biliyor. Yazıktır günahtır. 16 milyon insanın vicdanına yapılan saygısızlıktır” diye konuştu. İBB’de “dijital verilerin silinmesi ve İSPARK neler döndüğünü” bildiklerini söyleyen İmamoğlu, belediye çalışanlarına baskı uygulandığını anlattı. Belediye çalışanlarından siyasi iradenin kendilerine yaptırılmak istenen usulsüzlüklere “dur” demelerini isteyen İmamoğlu, AKP’lilerin sosyal medya üzerinden gösterdikleri tutanaklara atfen de şu örnekleri verdi: “Hiç mi hata olmaz, elbette olur. Siyasi şovlara gerek yok. Gösterdiler diye gösteriyorum. Bakırköy’de 1238 nolu sandıkta CHP’nin 177, YSK’de 1 olarak işaretlenmiş ve hâlâ düzeltilmemiş bir san dık evrağı. Onlarcası var bunların. Sürece tesir etmediği ortadadır.” Bahçeli ve Erdoğan’a çağrı Anıtkabir ziyaretine ilişkinde konuşan İmamoğlu, “Gördüğüm mutluluk, toplumun kabullenişinin göstergesidir. Yetkili kişiler de bunu anlasın ve gereğini yapsınlar. Tüm iradenin hükümette olduğu, sandık kurullarının oluşması hükümet yetkisinde, seçimlerin hemen öncesinde 1 milyon kişiyi görevli yaptık diyen AKP’nin yetkilileridir. Bütün bunlar ortadayken en şaibeli seçim diyerek ya da ahlaksızca ‘hırsızlık’ gibi laflar söyleyerek insanları yargılamasınlar” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da sürece katkı sunma çağrısı yapan İmamoğlu, “Bu süreci kişisel kaygıları, hataları, kendi aralarındaki kavgaları olan insanların önünde Bahçeli’nin set kurmasını talep ediyorum. 24 Haziran’da seçilen 2023 Haziran’a kadar yetkisi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da sürece katkı sunmasını özenle istiyorum” diye konuştu. l İSTANBUL 2014’te CHP’nin talebini reddetti, 2019’da AKP için yeniden saydı YSK’den çifte standart ALİCAN ULUDAĞ Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AKP’nin itirazı üzerine gece yarısı toplanarak, İstanbul’daki 7 ilçede oyların yeniden sayılması kararını durduran İstanbul İl Seçim Kurulu’nun kararını kaldırarak, yeniden sayım yapılmasına hükmetti. YSK Başkanı Sadi Güven, “çoğunlukla geçersiz oyların sayıldığını” söylerken, CHP’nin YSK temsilcisi Hadimi Yakupoğlu, hiçbir delil gösterilmeden sandıkların yeniden sayılmasının hukuka aykırı olduğunu belirtti. Yakupoğlu, “Zira seçimi beğenmeyen her parti, yeni sayım isteyecek ve ilçe seçim kurulu oyları saymaya başlayınca tüm itiraz yolları kapanacaktır. Oysa seçim hukukunda geri vites yoktur” dedi. YSK, 2014 yılında ise Mansur Yavaş’ın Ankara’da oyların yeniden sayılması talebini, “delil ve gerekçe gösterilmediği” gerekçesiyle reddetmişti. İstanbul İl Seçum Kurulu Başkanlığı, CHP’nin başvurusu üzerine bazı ilçelerde oyların yeniden sayılması kararını durdurdu. Karar, önceki gün saat 22.10’da alındı. Bunun üzerine AKP’nin YSK temsilcisi Recep Özel, gece yarısı karara itiraz etti. Gece yarısı saat 02.00 sıralarında olağanüstü toplanan YSK; İstanbul İl Seçim Kurulu’nun durdurma kararını kaldırdı. YSK Başkanı Sadi Güven, dün gazetecilere açıklama yaptı. Güven, “Bu ilk defa alınan bir karar değil. Bundan önceki seçimlerde de ilçe seçim kurullarımız yeniden sayım kararı verip de bu sayım kararı üzerine sayımlar yeniden başladığında bir yerde bu sayımın artık kesilemeyeceğine, sonuna kadar gidilmesi gerektiğine karar verildi. İstanbul’daki hadise de budur” dedi. l ANKARA İSTANBUL’DA SONUÇ DEĞİŞMİYOR YSK’nin, İstanbul’da 7 ilçede başlatılan geçersiz oyların yeniden sayılmasını durduran İstanbul İl Seçim Kurulu kararını kaldırmasının ardından dün oy sayımı yapılacak ilçe sayısı artırıldı. İstanbul’da bazı ilçelerde oyların yeniden sayımına giden süreç adım adım şöyle gerçekleşti: 4 AKP İstanbul İl Başkanlığı’nın itirazı üzerine 7 ilçede oyların yeniden sayılması kararlaştırıldı. CHP, İstanbul İl Seçim Kurulu’na başvurarak, Şile, Bayrampaşa, Ataşehir, Ümraniye, Beykoz, Fatih ve Gaziosmanpaşa İlçe Seçim kurullarının aldığı sayım kararlarına itiraz etti. İl Seçim Kurulu da oyların yeniden sayılması işleminin durdurdu. AKP’nin başvurusu üzerine YSK önceki gece toplanarak “fiili olarak başlandığı” için ilçelerde sayımın yeniden yapılmasını kararlaştırdı. 4 Bu kararın ardından AKP’nin birçok itirazı kabul edilmeye başlandı ve dün öğle saatlerinde de 15 ilçede geçersiz oylar, 3 ilçede de tüm oyların yeniden sayılması kararlaştırıldı. Oyların tamanın sayıldığı ilçeler: Çatalca, Silivri, Kartal 1. seçim bölgesi. Geçersiz oyların sayıldığı ilçeler: Küçükçekmece, Beyoğlu, Başakşehir, Maltepe, Büyükçekmece, Çekmeköy, Eyüp, Fatih, Tuzla, Sarıyer, Ataşehir, Beykoz, Şile, Bayrampaşa ve Ümraniye. CHP Milletvekili Özgür Karabat’ın sosyal medya hesabından yazdığı sandıklar ve sonuçlara ilişkin bilgilere göre: 4 Başakşehir’de 95 sandıkta AKP oyları 10 adet artarken, CHP oyları 8 arttı. 4 Beykoz’da 176 sandıkta CHP’nin oyu 11 adet artarken AKP’nin oyu 10 arttı. 4 Kartal’da 33 sandıkta CHP oyları 8 artarken, AKP’nin oyları değişmedi. 4 Şile’de 115 sandıkta CHP’nin oyu 8 arttı. AKP’nin oyu değişmedi. 4 Adalar’da AKP’nin 5 oyu arttı. 4 Çekmeköy’de 20 sandıkta CHP’nin CHP’den AA’ya tepki ‘Ankara’da sayım bitti, değişiklik yok’ Anadolu Ajansı’nın (AA) “Ankara’da 11 ilçede Büyükşehir Belediye Başkanlığı sayımları yapılıyor” haberine CHP’den büyük tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek “AA yine bildiğimiz gibi görev başında. 11 ilçede sayım yapılıyor haberi yalandır. Bu ilçelerin önemli bir kısmında zaten sayım yapıldı ve bitti. Yeni bir haber sunulma nedeni nedir. Mazbatamızı verin” diye sert çıkıştı. CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener de sayımların bittiğini, durumun değişmediğini hatta bazı ilçelerde sayım yapılmadan ret kararının alındığını belirterek “Bu manipülasyon girişimlerine fırsat vermeyeceğiz” dedi. Güvener “Altındağ, Sincan, Şereflikoçhisar, Pursaklar, Çamlıdere, Keçiören ve Çubuk’ta yeniden sayım yapılmış, tamamlanmıştır. Zaten Gölbaşı ve Çankaya’da AK Parti’nin talepleri reddedilmiştir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet oyu 2 arttı, AKP oyları değişmedi. 4 Ümraniye’de 922 sandıkta 252 oy AKP’ye 66 oy CHP’ye yazıldı. 4 Tuzla’da 78 sandıkta AKP’nin 15, CHP’nin 2 oyu arttı. 4 Fatih’te 117 sandıkta AKP’ye 35 CHP’ye 13 oy eklendi. 4 Bağcılar’da 30 sandıkta ise AKP’ye ilave 6 oy çıktı. 4 Bayrampaşa’da 111 sandıkta AKP’de 40, CHP’de 15 oy artışı oldu. 4 Sarıyer’de 35 sandıkta AKP’nin 4, CHP’nin 2 oyu arttı. l İç Politika ‘sinir bozmayız mutlu ederiz’ Ekrem İmamoğlu, dün akşam kameraların karşısına geçerek Binali Yıldırım’a yanıt verdi. Seçim koordinasyon merkezinde Binali Yıldırım’ın “Dış ülkelerden tebrik almak, telefon etmek, bu milletin sinirini bozuyor. Bu milletin sinirini bozmaya kimsenin hakkı yoktur” sözlerini eleştiren İmamoğlu, “Dış ülkelerden bir tebrik almadım. Tek tebrik alan Cumhurbaşkanı Erdoğan. Biz kimsenin sinirlerini bozmayız, onları mutlu ederiz. Sinir bozukluğundan bahsediyorsa Anadolu Ajansı’na tek bir cümle söyleseydi. Sinirlerimizi bozmayız ama mücadelemizi veririz. Genel başkan yardımcısı ‘en şaibeli seçim’ dedi. Bir iktidarın üyesi, her hususun başındaki genel başkan yardımcısının bunu söylemesi kadar trajikomik bir şey olamaz. Bununla ilgili neden bir şey söylemediniz Binalı Yıldırım” diye sordu. Anıtkabir Özel Defteri’ni “Büyükşehir Belediye Başkanı” sıfatını kullanarak imzalamasına yönelik Yıldırım’ın tepkisini değerlendiren İmamoğlu, “3 bin oyla kazandığınızı o gece açıklayan sizsiniz. Büyükşehir belediyesinin tüm binasına, üst geçitlere afiş astınız. Bugün diyorsunuz ki ‘25 belediye kazandık’. O arkadaşlara haksızlık yaptınız, keşke sizin değil de onların ilçede fotoğrafı asılsaydı. ‘İBB başkanı’ yazım sıkıntı yaratmasın. Dayanağım YSK’deki sayılar ve kendi tutanaklarım üzerindeki haklarımın beyanıdır” dedi. İBB çalışanlarına da seslenen İmamoğlu, “Herkesin yeri başımın üstüdür. Sosyal güvenceleri konusunda haklarına kavuşacaklar. Sendika haklarını koruyarak, çalışanların en düşük ücreti 2 bin 200 TL olacak. Zoraki mitinge gitmek yok. Kadın çalışanlara 8 Mart’ta izin. Toplu iş sözleşmesini güncelleyeceğim” dedi. Devam eden yeniden sayımla ilgili olarak İmamoğlu, “Genelde geçersiz oyların yüzde 1 ile 2 arasındaki değerler oluşuyor. Sonucu değiştirecek bir tablo yok” diye konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu: Sonuç kabul edilmeli MAHMUT LICALI CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün bir araya geldiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı ayrı ayrı tebrik etti. Edinilen bilgiye göre görüşmede, Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul’da seçim sonucunun değişmesini beklemediğini belirterek “AKP ve YSK’nin tutumu demokrasiye aykırıdır” değerlendirmesini yaptığı ifade edildi. Türkiye’nin normalleşmesi için seçim sonuçlarının kabul edilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun, “2014 seçimlerinde Mansur Bey’in Ankara’da yaptığı itirazların tümünü reddeden YSK, şimdi tam tersi kararlar veriyor. Bu gerekçelerle oyların yeniden sayılmasına karar verilmesi doğru değil” diye konuştuğu belirtildi. Kılıçdaroğlu dün Twitter’dan yaptığı açıklamada da, “İstanbul halkı tercihini yaptı. İBB Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının bir an önce verilmesi gerektiğini hatırlatıyor ve bu sürecin sona erdirilmesinin, İstanbul’un ve ülkemizin yararına olacağının bilinmesini istiyorum” dedi. Cumhurbaşkanı ERDOĞAN ‘Topal ördek’ benzetmesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, belediye meclislerinde çoğunluğu olmayan CHP’li başkanlar için “topal ördek” benzetmesi yaptı. Önceki gün Miraç Kandili dolayısıyla gittiği İstanbul Çamlıca Camii’nde yurttaşlarla sohbet sırasında Erdoğan, “Çoğunluğu bizde. Şu anda hâlâ her şey devam ediyor. Öyle de olsa, bunlar neye dönmüş biliyor musun, bunlar topal örnek” dedi.“Topal ördek” benzetmesi, başkanlığı kazanan ancak Meclis çoğunluğunu kaybeden liderler için kullanılıyor. l İSTANBUL sözen, açılmamış ihale zarfı ve personel sınavını erdoğan’a devretti O fotoğraf ve o günün öyküsü Erdoğan İBB Başkanı seçildiği 1994’te RP Genel Başkanı Erbakan’la birlikte belediye sarayına gelip Sözen’den görevi devralırken “Sözen’in asilane ve demokratik tavrını unutmayacağız” demişlerdi. 1994 yerel seçimleri öncesinde gazetede hangi partiyi ve hangi adayı kimin takip edeceği konusunda görev bölümü yaptığımız gün, “Ben Refah Partisi’ni izleyeceğim” dediğimde o zamanki Yazı İşleri Müdürümüz İbrahim Yıldız’dan “İcat çıkarma. Yıllarca CHP ve SHP’yi izlemiş, oradaki her kişiyi tanıyan biri olarak RP’yi izlemek de nereden çıktı” diye paylamıştı beni. “Çünkü İstanmiyase bul Belediyesi’ni RP kailknur zanacak da ondan” dediğimde” İbrahim Yıldız’ın tepkisi “Sen dün akşam ne içtin Allah aşkına” demek olmuştu. O günlerde gazetedeki herkes SHP adayı Zülfü Livaneli’nin kazanacağına adı gibi emindi. RP’yi izledikçe İstanbul’u kazanacaklarına olan inancım günden güne artıyordu. Ama yakın çevremden kimseyi hatta o dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Sözen’i bile inandırmak mümkün olamıyordu. İstanbul konusunda haklı çıkacağıma emindim ama Ankara’yı alacaklarını rüyamda görsem inanmazdım. Seçim gününden birkaç gün önce RP’nin Cevizlibağ’daki il merkezinde Tayyip Erdoğan’la randevumuz vardı. Yarım saat gecikmeli olarak RP İl merkezine gittiğimizde Tayyip Erdoğan’ın odasında Melih Gökçek’le sohbet ederken bulduk. Erdoğan bize dönüp, “Randevunuza geç kaldınız. Ben de Melih Bey’le görüşmeye başladım. Buyurun oturun Melih Bey, birazdan havalimanına gidecek. Onu gönderdikten sonra sizinle söyleşimizi yaparız” demişti. Erdoğan ve Melih Gökçek’le ikili sohbete biz de dahil oluverdik. Gökçek, bize dönüp, “Seçim sonuçları hakkında fikrinizi alabilir miyim?” diye sorduğunda “İstanbul’u alabilirsiniz” yanıtını verdik. Melih Gökçek, o bildiğiniz sinir bozucu kahkahalarından sonra “Sadece İstanbul mu hanımefendi, asıl Ankara’yı alıyoruz Ankara’yı” dediğinde ise bu kez sinir bozucu bir kahkaha da biz attık. Melih Gökçek, “İnanmıyorsunuz Tayyip Bey’in huzurunda bahse girelim mi? Kaybeden diğerini Vakko’dan tepeden tırnağa giydirecek tamam mı?” diye elini uzattı. Ankara’yı CHP’nin alacağına o kadar emindik ki “Tamam” deyip biz de elimizi uzattık. Erdoğan, “İyi de siz benim odamda bahse girdiniz benim payım ne olacak?” diye itiraz etti. Sonunda kaybedenin Erdoğan’ı da giydirmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Seçim gecesi sonuçlar açıklandığında Melih Gökçek haklı çıkmıştı. İstanbul ve Ankara dışında birçok metropol RP’nin olmuştu. Personel sınavı iptal İstanbul’da CHP’liler Zülfü Livaneli ile seçimi kazanacaklarından emin olan sosyal demokratlar şok yaşıyordu. 1 Nisan 1994 cuma günü İstanbul Beledi Dönemin SHP Şişli İlçe başkanı Muammer Keskin ye Sarayı’nda devir teslim töreni vardı. Erkenden belediye sarayına efsane foto muhabirimiz Erdoğan Köseoğlu ile gidip başkanın makam odasına konuşlandık. Saat 10.00. sularında belediyenin kapısından son kez giren Nurettin Sözen, doğruca brifing salonuna geçti. Bir gün öncesinden hazır olmalarını istediği bürokratları kendisini bekliyordu. İhale zarfını açmadı Toplantı sırasında bir konuşma yapan Sözen, “Her birinizden ricam, Dalan’ın bana yaptığını ben ve siz Tayyip Erdoğan’a yapmayacağız. Hiçbir şey olmamış gibi görevinize devam edeceksiniz. Devlette devamlılık esastır. Yeni başkan kadrosunu kuruncaya ve sizi görevden alıncaya kadar işinizi yapacaksınız. O sizi göndermediği sürece hizmetinizi aksatmaksızın sürdüreceksiniz. Yeni gelen kadrolara birikiminizi hiçbir şey saklamaksızın aktaracaksınız. Metronun sinyalizasyon ve elektrifikasyon ihale zarflarını ben açmadım. Yeni başkana açması için verirsiniz. Belediyenin bankadaki paralarının metro ihale bedeli olan 50 milyar dışında çekilmemesi talimatını bankalara bildirdim. Personel sınavını da iptal ettim. O kadroları yeni başkan kullanacak. Kendisine iletirsiniz.” talimatı verdi. Brifing salonundan sonra makam odasına geçti Sözen. Masasına oturunca kapıdan ilk olarak özel kalemden Leyla Ünver girdi içeri. “Başkanım” diye söze başlayıp şöyle konuştu: “Az önce içeride görevinizde kalmaya devam edeceksiniz yönündeki talimatınıza ben uyamayacağım. Siz göreve başladığınızda ben belediyede basın danışmanıydım. Sana ihtiyacımız var diyerek beni özel kaleme aldınız. Müfettişlik sınavını kazanıp müfettiş olunca da beni teftiş kuruluna göndermediniz. Ben artık teftiş kuruluna gitmek istiyorum. Sizin dışınızda hiç kimsenin kapısını açamam, ceketini alamam bana ağır gelir.” Miyase İlknur Sözen’in kaşları çatıldı ve Leyla Ünver’e, “Hayır kızım. Erdoğan sana izin verdiğinde asıl kadrona gidersin. Onunla gelen arkadaşlarına işi öğreteceksin, o git demedikçe de görevini sürdüreceksin” dedikten sonra RP’lilerin ne zaman devir teslim için geleceklerini öğrenmesini istedi kendisinden. Mehter ve tekbirle geldiler RP’liler cuma namazına gitmişlerdi. Cuma namazı bitmesine karşın RP cephesinden bir ses seda yoktu. Bir saat sonra RP kanadından o seçimde Bakırköy adayı olan, ancak seçilemeyen Prof. Dr. Erman Tuncer girdi içeri. Erman Tuncer, Gedikpaşa’dan Sözen’in çocukluk arkadaşıydı. Babası Nedim Tuncer ve kardeşi Erdoğan Tuncer de Eminönü CHP’den dava arkadaşlarıydı. Tuncer ailesinin CHP’li olmayan tek üyesi Erman Tuncer RP’den elçi olarak önden gelmişti. Sözen, Erman Tunceri görünce, “Yav Erman nerede kaldı seninkiler? Cuma namazı bu kadar uzun sürer mi yav?” diye sordu. Erman Tuncer, Sözen’in kulağına eğilerek fısıltıyla, “Nurettin bir sorun var. Erdoğan’ın mazbatası hala hazırlanmamış. O yüzden işi ağırdan alıyoruz ki, mazbata yetişsin.” Sonunda Tuncer ve Sözen, devir teslim töreninin basın huzurunda yapılmasını, ama başkanlık mührünün devrinin mazbata alındıktan sonra yapılmasını kararlaştırdılar. Bu arada mazbatanın da 18.30’da verileceği öğrenildi. Bir süre sonra RP’liler mehter marşı, tekbir ve sloganlar eşliğinde belediye sarayının önüne geldiler. Sözen, yeni başkanı ve RP lideri Erbakan’ı belediye sa O devir teslim töreninin dün resmini gösteren İmamoğlu aynı asilane davranışı AKP’den bekliyor. rayının kapısında karşıladı. Merdivenleri birlikte çıkarak makam odasına gelindi. Sözen kısa bir konuşma yaparak Erdoğan’ı tebrik etti ve her zaman yardıma hazır olacağı sözünü verdi. Törende konuşan Erbakan ve Erdoğan ise, Sözen’i asilane ve demokratik tavrından dolayı övdü. Erbakan, Sözen için bir oda tahsis edileceğini ve kendisinin tecrübesinden yararlanmak istediğini söyledi. Konuşmaların ardından Erdoğan ve Sözen, fısıldaşarak mazbatanın gidip alındıktan sonra da mühür teslim işinin yapılması konusunda anlaştılar. Erbakan belediyenin balkonundan bina önünde bekleşen RP’li kalabalığa seslenirken Erdoğan da bir arabaya atlayarak mazbatayı almak için Sultanahmet Adliyesi’ne gitti. Mazbatayı alıp geldikten sonra mühür devir teslimi de yapıldı. İstanbul’un yeni başkanı Tayyip Erdoğan Sözen’i belediye sarayının kapısına kadar uğurladı. Belediye personeli beş yıl süre ile birlikte çalıştıkları Sözen’i çiçek, konfeti ve alkış yağmuruna tuttu. Sözen, sarayın kapısına getirttiği 1974 model fıstıki yeşil Mercedes arabasına binmek istedi. Ancak Erdoğan, “İstirham ederim başkanım bugün makam arabanızla gideceksiniz” dedi ve Sözen’i makam arabasıyla gönderdi. Sözen, Erdoğan’ı asilane bir şekilde tebrik edip görevi CHP’nin demokratik teamüllerine uygun olarak devretti. CHP’nin yeni seçilen İBB Başkanı İmamoğlu’nun da AKP’den aynı asilane ve demokratik olgunluğu beklemesi hakkıdır herhalde. AKP’nin itirazı üzerine İstanbul’un bazı ilçelerinde oylar yeniden sayılıyor. Partililerin nöbeti ise sürüyor Mazbata gelene kadar nöbet LEYLA KILIÇ Yerel seçim sonuçlarında CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nun önde çıkmasıyla birlikte iktidar partisi AKP’nin yaptığı itirazlarla birçok bölgede geçersiz oylar yeniden inceleniyor. Bu süreçte bir usulsüzlük yapılmaması için verilen oyları koruyanlar, “İmamoğlu mazbatayı alana kadar buradayız” diyor. İstanbul’da sandıklara yapılan itirazlar üzerine geçersiz oylar birçok ilçede yeniden sayılıyor. Seçim sonuçlarının açıklanması ve oy çuvallarının toplama merkezlerine götürülmesinin ardından görevliler dışında sorumluluk hisseden partililer ve yurttaşlar da oyları korumak için büyük bir çaba sarf ediyor. Ümraniye Haldun Alagaş Spor Salonu’nda mühürlü torbalarının bulunduğu salonda CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ile birlikte partililer de gece gündüz bekliyor. Kapının önünde CHP ve İYİ Parti’nin yanısıra Saadet Partisi ve AKP’nin temsilcileri ve üyeleri de oylarını korumak için bekliyorlar. Yurttaşların da yer aldığı kalabalığın belirli saatlerde nöbet değiştirdiği görülüyor. ‘Meydanı boş bırakmıyoruz’ CHP üyesi Binali Naz, seçim gününden beri burada olduğunu belirterek, “Ekrem İmamoğlu mazbatayı alana kadar bura dayız. Okullarda sandık başkanları nedeniyle sıkıntılar yaşandı. Çünkü onlar iktidar tarafından seçilen örgütlü insanlar” diyor. Nöbet tutmaya devam edeceklerini kaydeden Naz, “Tutanaklarda yaşanan sorunların farkedilmesi onların lanse ettiğinin aksine bize fayda sağlıyor. Fayda sağlamasa da müdahale edilmesi doğru olandır. Bizim amacımız halkın iradesinin sandığa yansımasıydı, büyük ölçüde de yansıdı. Bizim kimsenin oyunda gözümüz yok. Hiç olmadı. Bizim oylarımız gitmesin diye mücadele edeceğiz. Çünkü İmamoğlu alnının teriyle aldı bu seçimi” diye konuşuyor. İYİ Parti Ümraniye Teşkilatı’ndan bir temsilci ise “Teşkilat olarak çeşitli merkezlere dağılmış durumdayız. İçerideki arkadaşlarımızın yanı sıra bizler de buradayız ve meydanı boş bırakmıyoruz” diyerek verilen oyların takipçisi olacaklarını aktarıyor. GBT iddiası Öte yandan, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, AKP’nin sandıklarda istediği sonucu alamaması üzerine tüm sandık kurullarının Genel Bilgi Taraması’na (GBT) bakıldığını söyledi. Tekin, “İktidar olarak bu sandıkların görevlilerini siz belirlemediniz mi? Bu saatten sonra insanların GBT’lerine bakmanın anlamı ne? Nereye bağlamak istiyorsunuz?” dedi. l İSTANBUL Gücü paylaşabilmek... Gücü devredebilmek... 31Mart seçimleri sonrasında İstanbul’da yaşananlar bir kez daha gösterdi ki; başlık bizim iki temel sorunumuz. Türklerin tarihini “Türkolog” kimliğiyle inceleyip yazanların çoğu şu değerlendirmede birleşir: “Türkler, çok güçlü devletler, imparatorluklar kurmuşlardır. Ancak gücü paylaşmayı ve devretmeyi bilmedikleri için ya parçalanmışlar ya da yıkılmışlardır...” Atatürk’ün büyüklüğü, “Ben yoksam devlet de çöker” demeyip, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacak, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak” diyebilmesindedir. Örneğin, hiçbir uluslararası sorunda Dışişleri Bakanı’nı devre dışı bırakmamıştır. Kurtuluş Savaşı günleri dahil, Meclis’i aynı zamanda hesap verme yeri olarak görmüştür.  İnönü’nün büyüklüğü, seçimi kazandığında değil, kaybettiğinde ortaya çıkmış, “Çok partili yaşama geçiyoruz, bu benim zaferimdir” demiş, iktidarı Demokrat Parti’ye devretmiştir. HHH AKP iktidarı, 17 yılın getirdiği güç zehirlenmesiyle 31 Mart seçimlerine ilişkin en kötü sonucun, yerel yönetimlerde mevcut durumun devamı olacağını hesap ederek plan kurdu. Bu bağlamda özellikle İstanbul ve Ankara’da bürokratik yapıdan ihale sistemine kadar herhangi bir değişiklik düşünülmüyordu. Hele İstanbul... Erdoğan son gün, bütün belediye başkan adaylarını yan yana dizdi; “Ben yöneteceğim, bu arkadaşlarım yerine getirecek” dedi. Binali Yıldırım da İstanbul mitinginde kısa bir konuşma yaptıktan sonra sözünü şöyle bağladı: “İstanbul projelerini Cumhurbaşkanımız açıklayacak.” Şimdi bu yapının bozulmasını istemiyorlar. Sanki İstanbul Belediyesi’nin tapusu onlarındı.  İki gündür Ankara’da akla hayale gelmeyecek senaryolar konuşuluyor. Ayrıntılarına girmek gereksiz. Tümünün ortak paydası, özellikle İstanbul sonuçlarının değişme olasılığı üzerine. Ancak bu başarıyı kazananlar, bu kazanımı geri vermeyecek. Toplumsal gerilimden bile medet umulduğu günlerdeyiz! Aman dikkat... Yüksek Seçim Kurulu (YSK) daha önceki pek çok seçimde sorunlu kararlar almıştı. Şimdi çok sorumlu bir karar almak durumunda. Dünkü İstanbul İl Seçim Kurulu ile YSK arasındaki gitgel hukuksal zemini zorluyordu. HHH Başlığa dönelim... Erdoğan gücü paylaşmak bir yana tümünü tekelinde tutmak için her şeyi yaptı, daha da devam etmeyi planlıyor..du. Ancak seçimlerden, “Durmak yok, yola devam” değil, “Hele bi Yavaş’la gardaşım, bir daha düşün” çıktı. Şu da bir gerçek; seçmen CHP’ye, “Devlet yönetimini sana emanet etme kararı verdim” demedi. Şunu dedi: “Sana devleti yönetme şansı verebilirim. Bu şansı iyi kullan, 2023’e iyi hazırlan.” Bu anlamda hem CHP Genel Merkez Yönetimi hem belediye başkanları ciddi bir sorumlulukla karşı karşıya. 2023’e giden yola girilmiştir... Yıldırım: Seçimin patronu YSK 31Mart akşamı henüz sayım bitmeden açıklama yaparak kazandığını ilan eden ve aynı gece İstanbul’u ‘teşekkür’ billboardlarıyla donatan AKP’nin İstanbul belediye başkan adayı Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu’nun Anıtkabir özel defterini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak imzalamasını eleştirerek “aceleci davrandığını” söyledi. İstanbul AKP İl Başkanlığı önünde dün açıklama yapan Yıldırım, “Seçimle ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları incelemek, karara bağlamak görevi, YSK’nindir. Yani seçim bitmiştir, şikâyet, itiraz dönemi devam etmektedir. Seçimin patronu YSK’dir” dedi. Anıtkabir özel defterini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak imzalamasına ilişkin Yıldırım, “Sayın İmamoğlu elinde mazbatan var mı? Yok. O halde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yazarak, orada burada hava atmanın ne anlamı var. Sanki benim iki katım oy almış, da biz oyalamak, 3 gün 5 gün daha zaman kazanmak için burada bir pozisyon alıyoruz. Bunu şiddetle kınıyorum” ifadelerini kullandı. Yıldırım sözlerine şöyle devam etti: “Başka ülkelerdeki belediye başkanlarına tebrik ettirmek, aratmak, uluslararası baskı yapmaya çalışmak, dış ülkelerden destek mesajları talep etmek, almak Türk milletinin sinirini bozmaktadır. Bu milletin sinirini bozmaya hakkınız yoktur. Bu millet farklı düşünebilir, iç siyasette birbirine rakip olabilir ama ülkemiz üzerinde burayı bir Venezüella gibi bir havaya sokmak isteyenlere karşı da bütün ayrılıklarımız bir tarafa gider ve bir tek yumruk olarak dururuz. Türk halkının sinirlerini bozmayın. Sokağı hareketlendireceğiz iması yapmaktan vazgeçin.” l Haber Merkezi C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle