18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI DOLAR EDİTÖR: SERHAT ALİGİL TASARIM: SERPİL ÜNAY AVRO STERLIN FAİZ BORSA 114 NİSAN 2019 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.6230 4.4 kuruş 6.3230 6.3 kuruş 7.4030 11.3 kuruş 21.30 0.30 puan 94.441 908 puan 1561.81 10.93 lira 233.39 1.65 lira Yüzde 15.9’luk yıl sonu tahmini karşın martta yıllık enflasyon yüzde 19.7’ye yükseldi Mutfakta yangın büyüdü Ekonomi yönetimi tarafından “bolluk kuyruğu” ilan edilen tanzim satışlara rağmen mart ayında aylık gıda enflasyonu yüzde 2.44 yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), “Tüketici Fiyat Endeksi, Mart 2019” raporuna göre TÜFE, aylık bazda bir önceki aya kıyasla yüzde 1.03 artarken, yıllık bazda da yüzde 19.71’e yükseldi. İlk 3 aylık enflasyon da yüzde 2.27 oldu. Şubatta yıllık oranın yüzde 19.67’ye gerilediği dikkat alındığında, enflasyonun martta yeniden yükselişe geçtiği görülüyor. Çarliston şampiyon Mart ayı enflasyonundaki artışta, yurttaşın hayatını yakından ilgilendiren gıda fiyatları belirleyici oldu. “Bolluk kuyruğu” olan ilan edilen tanzim satışlara rağmen, gıda ana harcama grubunda aylık artış yüzde 2.44, ilk 3 aylık artış yüzde ‘ÜRETIME YÖNELIK YATIRIM GEREKLİ’ Enflasyonu yorumlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu şöyle konuştu: “Seçim konjonktürü altında ‘enflasyonla mücadele’ müsamerelerinin ve tanzim satış çadırlarının gerçek amacının halkın daha ucuza beslenmesi olmadığı ortaya çıktı. Zaten bu gibi günlük tedbirler enflasyonu önlemekte çare değil. Tarım, sanayi ve teknoloji gibi üretime yönelik yatırım olmadıkça hiçbir çözüm çare olmaz.” l ANKARA 10.01 oldu. Zaten aylık olarak fiyatı en çok artan ürünler de bunu teyit ediyor. Şubata göre martta en çok fiyatı artan ürün yüzde 43.81 ile çarliston biber oldu. Bu ürünü yüzde 36.04 ile sivri biber, yüzde 19.94 ile patlıcan izledi. Tanzimin gözdelerinden patatesin fiyatı yüzde 8.04, domatesin fiyatı yüzde 8.46, kuru soğanın fiyatı yüzde 0.98 arttı. İlaçtaki yüzde 14.1’lik artış da dikkat çekti. En çok fiyatı düşen ürün ise yüzde 18.47 ile ıspanak oldu. Bunu yüzde 18.3 ile maydanoz ve yüzde 16.15 ile yeşil soğan izledi. 270 ürün zamlandı “Çekirdek enflasyon” olarak nitelenen “C” endeksinde, şubatta yüzde 18.12 olan artış mart ayında yüzde 17.53’e gerilerken, bölge bazında TÜFE’nin aylık olarak en çok arttığı iller yüzde 1.57 ile Diyarbakır ve Şanlıurfa. En az artış yüzde 0.77 ile Ankara’da görüldü. Fiyatlar İstanbul’da yüzde 1.07, İzmir’de yüzde 0.88 arttı. Öte yandan ocak ayındaki yasal değişiklikle kira artışlarında kullanılacak kriterin “TÜFE 12 aylık ortalama” olarak ilan edilmesi sonrası, nisan ayında kirasını belirleyecekler için tavan oran yüzde 18.7 oldu. Mart ayında, TÜİK’in TÜFE sepetinde yer alan 418 mal ve hizmetin 270’inde fiyatlar arttı. 23’ünde fiyatlar değişmezken 115’inde düşüş görüldü. l Ekonomi Servisi ‘ÜRETICI’ BASKISI DEVAM EDECEK Yurtiçi üretici fiyat endeksi (YÜFE), 2019 Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1.58, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 2.14 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 29.64 yükseldi. Yıllık TÜFE ile YÜFE arasındaki makas 10 puana ulaştı. Bu fark önümüzdeki aylarda TÜFE’de artış baskısı olmaya devam edecek. Kalıcı adımlar atılmalı Sonuçlarını değerlendiren Altınbaş Üniversitesi’nden Prof. Dr. Emre Alkin, şu vurguyu yaptı: “Enflasyonu düşürmek ancak üretenin maliyetini düşürerek onları halka rasyonel fiyatlardan satış yapmaya ikna etmekle mümkün. Kalıcı tedbirler alalım ki enflasyon kontrolden çıkmasın. Yoksa kısa vadeli tedbirlerle enflasyon kalıcı şekilde düşmeyeceği gibi, kontrolden de çıkabilir.” GMC Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, yıllık enflasyonun gerilemekte zorlandığını belirterek TL’deki istikrarın bu noktadan sonra önemli olacağını vurguladı. İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu da TL’de dalga boyunun ve petroldeki artışın nisanda enflas yonda yukarı yönlü baskı yaratacağını vurgularken, “Mevcut görünüm ve TL’deki son dalgalanma TCMB’nin sıkı duruşuna devam etmesini gerektiriyor” dedi. İstanbul Kültür Üniversitesi’den Prof. Dr. Sinan Alçın’a göre yıllık enflasyon tanzim satış etkisi olmasaydı yaklaşık 2 puan daha yüksek olacaktı. 25 milyon araç geçiş garantisi verilen Avrasya Tüneli’nden 17 milyon araç geçti Avrasya’da fatura 155 milyon TL Taşınma 45 saat sürecek Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Atatürk Havalimanı’ndan İstanbul Havalimanı’na taşınma sürecinin 5 Nisan saat 03.00’te başlayacağını ve 45 saat sonra 6 Nisan 23.59’da tamamlanacağını belirterek, “Taşınmanın yapılacağı yolları kullanacak sürücülerin alternatif yol güzergâhlarını kullanmaları gerekiyor” dedi. Metroyu 2020 başında açmayı hedeflediklerini belirten Turhan, “6 Nisan saat 02.00 Atatürk Havalimanı’nda son uçuş yapılacak. 6 Nisan 14.00’te ise İstanbul Havalimanı’nda uçuşlar kademeli olarak artacaktır” bilgisini paylaştı. l Ekonomi Servisi RK: Adabank izne tabi değil Rekabet Kurumu (RK), Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Adabank’ı NaFi Dış Ticaret’e satma işleminin izne tabi olmadığına karar verdi. Yolsuzluk iddiaları nedeniyle 2004’te Uzan ailesinden TMSF’ye geçen ve 12 kez ihaleye çıkarılan Adabank, geçen ay düzenlenen yeni ihale ile 340 milyon liraya satılmıştı. Satışla ilgili son kararı BDDK verecek. MUSTAFA ÇAKIR Bütçe daha yılın ikinci ayında açık verirken, Hazine’ye yeni yük geldi. Hazine garantisi verilen köprü ve tünellerde hedefler tutmadı ve fatura yurttaşa çıktı. Avrasya Tüneli’nden geçen araç sayısı beklentinin altında kalınca Hazine ilgili şirkete 155.6 milyon lira ödedi. CHP Milletvekili Haydar Akar’ın soru önergesini yanıtlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, yapişletdevret projeleri kapsamında, 2018’de Osmangazi Köprüsü’nden geçen otomobil eşdeğer araç sayısının 9.1 milyon olduğunu, garanti araç sayıları nedeniyle işletmeci firmaya nisan ayında ödeme yapılacağını belirtti. “Ödeme miktarı mutabakat aşamasındadır” diyen Tur han, rakamı açıklamadı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçen otomobil eşdeğer araç sayısı ise 14.9 milyon oldu. Nisan ayında firmaya ödeme yapılacağını bildiren Turhan, ancak yine rakam vermedi. Turhan’ın ödenecek rakamı açıkladığı tek yer ise Avrasya Tüneli oldu. Yanıtta şöyle denildi: “Avrasya Tüneli için 2018 yılı garanti araç geçiş 25 milyon 125 bin birim araç olup, 17 milyon 91 bin 747 birim araç geçişi sağlandığı mutabakatla belirlenmiştir. Bu kapsamda Hazine tarafından görevli şirkete 155 milyon 684 bin 443.14 TL tutarındaki ödeme 2019 şubat ayı içerisinde yapılmıştır.” Akar, sadece 2018 yılında üç proje için Hazine’nin 2 milyar liranın üzerinde ödeme yapacağına dikkat çekti. l ANKARA Denizbank’ta imzalar atıldı Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Emirates NBD, Denizbank’ın yüzde 99.85’ini 15.5 milyar TL’ye (2 milyar 770 milyon dolar) Rus Sberbank’tan almak için nihai anlaşmayı imzaladı. Ancak geçen ağustos ayında TL’de yaşanan sert değer kaybı sonrası revize edilen satış fiyatı, dolar bazında 2018 Mayıs’ta açıklanan ilk Denizbank, 2018 Mayıs’ta anlaşılan satış fiyatının yüzde 20 altında, 15.5 milyar TL’ye satıldı. rakamın yüzde 20 altında kaldı. Geçen mayısta TL fiyat 14.6 milyar lira, dolar bazlı fiyat 3.2 milyar dolar açıklanmıştı. Anlaşmaya ilgili son kararı ilgili otoritelerin vereceğini belirten Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, fiyat farkı için de şöyle konuştu: İsim konuşulmadı “O dönem 100 TL’lik öz varlığın, 70 TL’den işlem gördüğü bir ortalama vardı. Şu an 100 TL’lik bir his se, 50 TL. Yani geçen yılın altında kalan değer, defter fiyatıyla örtüşüyor.” Denizbank’ın ana sponsorluğunda dün gerçekleşen 15. KOBİ Zirvesi’nde konuşan Ateş, satıştan sonra yönetim ve isim değişikliğinin şu ana kadar gündeme gelmediğini ifade etti. Ateş, ayrıca “Denizbank’a sermaye enjeksiyonu tabii ki söz konusu olabilir ama bu bir hissedar meselesi, yönetim kurulunda konuşulmadı” dedi. l Ekonomi Servisi Hakan Ateş AB ile 19 ortak proje Kurlardaki dalga rahatsızlık verici Son dönemde kurda yaşanan dalgalanmanın rahatsızlık verici olduğuna dikkat çeken Ateş, “Enflasyon dirençli çıktı. Türbülans, seçim nedeniyle biraz fazla oldu” dedi. TL piyasasının son dönemde spekülatif olduğuna da değinen Ateş şöyle devam etti: Cari açığı olan ülkelerde swap piyasası yoktur mesela. Ama bunu başarmış bir finans sektörümüz var. Türkiye’nin sermaye birikimi az. Bu zaman alıyor. Devletin katma değerli mal üretimine destek olması lazım. Türkiye’den 30, Avrupa Birliği’nden (AB) 28 oda ve borsa toplam 19 projeyi gerçekleştirmek üzere eşleştirildi. Türkiye ile AB iş dünyaları arasındaki işbirliğini artırmak üzere geliştirilen projelerin tanıtım toplantısında konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, bu proje için AB’den 2.5 milyon Avro hibe destek sağladıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, projeye AB üyesi ülkeler Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Çekya, Macaristan, Polonya, Litvanya, İtalya, İspanya, Fransa, Almanya ve Belçika’dan oda ve borsaların katıldığını belirtti. Projelerden bazıları şöyle: 4 İstanbul Ticaret Odası, Paris Ticaret Odası ile birlikte KO Bİ’lerde dijital dönüşümü hedefleyen bir işbirliği yapacak. 4 Giresun TSO, İtalya’da Torino Ticaret Odası’yla birlikte, fındıkta katma değerin artırılması üzerine çalışacak. 4 İzmir Ticaret Borsası, Yunan ve İspanyol meslektaşlarıyla, Türkiye’de kadın girişimcileri destekleyecek. l Ekonomi Servisi Rıfat Hisarcıklıoğlu Bu bir başarı ama... Yerel seçimlerin sonuçları muhalefet açısından geleceğe ilişkin umut veren bir başarı ama, duruma bakarken soğukkanlı olmak gerekir. Uluslararası basında yankılanan, içeride sevinçle karşılanan “Sonun başlangıcı” yorumları oldukça yüzeysel. İktidarın gücünü, medyanın durumunu, karşımızda da “seçimler üzerinden darbe yapıldı” diyebilen hastalıklı ruhların olduğunu unutmamakta yarar var. Genel manzara Muhalefet üç büyük kenti aldı ama, oyların ülke çapında, coğrafi, sınıfsal dağılımında 2014 yerel seçimlerine kıyasla önemli bir kayma göremiyorum. Bu kez AKP, ya “nasıl olsa iktidarız, risk almaya değmez” diye düşündü, ya “oyları çalmaya” gücü yetmedi. AKP 2014’te toplam oyların yüzde 43.16’sını, 2018 genel seçimlerinde de yüzde 42.56’sını almıştı. Bugün oylarını yüzde 44.42’ye yükseltmiş görünüyor, hem de bir ekonomik kriz ortamında. CHP’nin oy oranları aynı dönemlerde sırasıyla 26.6, 22.64 ve 30.07 olmuş. Bu HDP’den gelen oylardan arındırıldığında 34 puan azalacağı düşünülse bile önemli bir artışa işaret ediyor. Buna karşılık toplumdaki bölünmüşlük, kutuplaşma da devam ediyor. Oyların coğrafi dağılımında da kayda değer bir değişiklik yok. İstanbul’u İmamoğlu kazandı ama, ilçeler bazında AKP’nin konumunda bir gerileme görülmüyor. Ankara ve İstanbul’u kazanan adayların, CHP ya da sosyal demokrasi geleneğinden gelmediğini unutmayalım. Haritaya bakınca, ülkede küresel kapitalizmin dünyasıyla (sermayenin uygarlığıyla) ekonomik ve kültürel olarak en fazla bütünleşmiş bölgelerin, bu kez İstanbul’u ve Ankara’yı da içine alarak yine kırmızıya boyanmış olduğunu görüyoruz. AKP’nin oy tabanını, yine ağırlıklı olarak, ekonomik açıdan görece zayıf ve kültürel olarak içine kapanık bölgeler oluşturuyor. HDP’nin sayısal olarak oyunun azaldığını düşündüren bir gelişme söz konusu ama, bunun özel koşullardan kaynaklandığını, seçmeninin HDP’yi terk etmemiş olduğunu düşünüyorum. Oyların sınıfsal dağılımına bakınca, İstanbul’u, Bursa, Sakarya, Kocaeli gibi sanayi merkezlerini örnek alırsak, işçi sınıfı, vasıfsız emekçiler, orta sınıflar (“yeni” ve geleneksel) gibi kategorilerin yoğunlaştığı ilçelerdeki tercihlerin dağılımı, 2014 seçimlerinden bu yana değişmiş gibi durmuyor: İşçi sınıfının, emekçilerin, “yoksuldar gelirli” kategorisine sokabileceğimiz seçmenin, derin ekonomik krize karşın AKP’ye terk etmemiş olduğu söylenebilir. Balkon konuşması Erdoğan balkon konuşmasında kendi tabanına, kapitalist sınıflara ve muhalefete yönelik mesajlarla dolu bir resim sundu. Kendi tabanına: Moralinizi bozmayın, korkmayın, ben ve partim iktidardayız; boynunuzu eğdirmeyeceğiz (aç bırakmayacağız, refahınızı arttıracağız değil), milleti küçümsetmeyeceğiz; ulaştığınızı düşündüğünüz toplumsal statüyü kaybetmeyeceksiniz. Sermaye sınıfına ve liberal entelijansiyaya: Dört yıllık seçimsiz dönem, serbest piyasa, yapısal reformlar. Ulusalcı entelijansiyaya: Kürt sorunu tehlike olmaktan çıktı. Ne ki AKP’nin bu resmi koruması son derecede zor. Ekonomik “reform” lafını duyunca aklına neoliberalizm gelenlerin de bir kez daha düşünmesi gerekecek. Resesyon, işsizlik, sermaye kaçışı, borç yükü, devalüasyon ortamında, serbestleştirme, “serbest piyasa”, bütçe disiplini, krizi aşmaya yardımcı olmaz; kaynak sorununu aşacak düzeyde özelleştirme nesnesi de kalmadı. Dahası, bu tür “reformlar”, zaten daralmakta olan bir ekonomide AKP açısından siyasi, dolayısıyla ekonomik intihar anlamına gelir. Bütçe disiplininin de bir neoliberal programın parçası olarak değil, muhalif belediyelerin “yönetemediklerini” kanıtlamakta kullanılacağını düşünüyorum. Müdahaleci, rant yaratılmasına, paylaşımına, yandaşları kayırıcı ekonomi politikalarına öncelik verilmesinin yanı sıra, kaynak yaratmak amacıyla, büyük sermayeyi hedef alan önlemler de söz konusu olabilir. Siyasal İslamın egemen sınıfı, destek burjuvazisi kendilerini bir ölçüde koruyabilirler ama, kriz içinde kaynak sorunu derinleştikçe, “pasta iyice küçüldükçe” 4 yıllık istikrarlı dönem beklentisi de buhar olup uçar. Orta döneme, pazartesi yazımda vurguladığım biçimde hazırlanmak gerekiyor! KISA... KISA... l Üretim kısıntısı ve iki büyük üretici ülkeye uygulanan yaptırımların etkisiyle Brent türü ham petrolün varil fiyatı 70 doları aştı. l Malatya’da etkili olan don kayısıya zarar verdi. İl Tarım ve Orman Müdürü Tahir Macit, kent genelinde 2325 Mart’ta zirai don meydana geldiğini, çiçekte olan kayısının etkilendiğini belirtti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle