18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÇEVRE EDİTÖR: HAZAL OCAK eposta: [email protected] Türkiye Çernobil olmasın facianın 33. yıldönümünde nükleer tehditle YÜZ YÜZEYİZ Nükleer santral çalışanları için inşa edilen Pripyat kenti, Çernobil’deki felaketin ardından boşaltıldı. Çernobil nükleer felaketinin 33. yıldönümü bugün. Kazanın etkileri hâlâ devam ederken Türkiye nükleer sevdasından vazgeçmiyor. Nükleer santral projesi yapılması planlanan 3 bölgeden aynı ses yükseliyor: “Türkiye Çernobil olmasın.” Ukrayna’nın kuzeyinde, Kiev yakınlarında Çernobil Nükleer Santralı 26 Nisan 1986’da patladı. Bakıma alınan santralın dördüncü reaktöründe meydana gelen patlamada, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarını tam 200 kat aşan bir etkiyi yarattı. İlk anda patlamanın etkisiyle santralda görevli 31 kişi öldü ancak daha sonra Türkiye’nin de dahil olduğu yakın coğrafya on yıllar boyu sürecek ölümcül bir felaketin içine düştü. Radyasyondan en çok etkilenen santralın çevresindeki 30 kilometre çapındaki alan boşaltılarak bu bölgede yaşayan 135 bin kişi tahliye edildi. Reaktör binası 410 bin metreküp çimento ve 7 bin ton çelikle gömüldü. Besin maddeleri başka bölgelerden getirildi ve radyasyon bulaşan gıdaların tüketimi yasaklandı. Çernobil’in etkisine maruz kalan ülkelerden biri de Türkiye’ydi. Ancak o dönemde Türkiye’de yetkililer bu felaketi o kadar hafife aldı ki dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral’ın, Karadeniz’de yetişen çayların radyasyondan etkilenmediğini ispat etmek için kameraların karşısında çay içmesi hafızalara kazındı. Bilim insanları bugün Çernobil’in etkisinin hâlâ sürdüğüne dikkat çekiyor. Türkiye’de şu an Mersin Akkuyu Santral inşaatı başladı, Sinop İnceburun’da 2. nükleer santralın kurulması için de harekete geçildi. 3. nükleer santralın ise Kırklare li İğneada’ya yapılması düşünülüyor. Nükleer santrallara karşı çıkan uzmanların, çevre aktivistlerinin ve özellikle santral yapılması planlanan bölgelerde yaşayan yurttaşların sesi her gün daha güçlü çıkıyor. Santralların herhangi bir kaza anında felakete dönüşeceğini belirten yurttaşlar etkisinin on yıllar boyu geçmeyeceğini hatırlatıyor. İşte 3 bölgeden Çernobil felaketinin 33. yıldönümüde görüşler özetle şöyle: İnşaat sürüyor l Mersin Nükleer Karşıtı Platformu’ndan Fulya Uğurhan: Çernobil ve Fukuşima felaketlerinin ve irili ufaklı 400’den fazla nükleer kaza dünyada nükleer santralların güvenliği sorununun tartışılmasına yol açtı. Sonuçta günümüzde pek çok ülke enerji yatırımlarını artık daha akılcı olan yenilenebilir kaynaklara yönlendirmekte. Hal böyleyken Türkiye yaşananlardan ders çıkaracağına 43 yıldır nükleer santral yapmaya çalışıyor. Şu an ilimiz sınırları içinde yer alan Akkuyu Nükleer Santralı’nın ya pımı başta bölge halkının, Kıbrıslıların ve Türkiye’deki yurttaşlarımızın itirazlarına rağmen sürmekte. En son 2010 yılında Rusya ile yapılan anlaşma ile başlayan süreç, hâlâ sonuçlan mayan sahte imzalarla kabul edilmiş ÇED raporunun iptal davaları, yer lisansı iptal davaları nedeniyle hukuksuz bir şekilde ilerlemekte. Yaşanan önceki felaketlerde gördüğümüz üzere bir nükleer felaket olduğu zaman dünyanın her ye rini etkilese de en çok en yakındakiler zarar görmekte, evlerinden uzaklaşmakta, tarımsal üretim yapamamakta, sağlıklarını yitirmekteler. Yani maddî ve manevi yıkımı en çok bölge insanı yaşamakta. Bu nedenle biz bu santralın yapımının durdurulması için demok SİNOP VE KADIKÖY’DE EYLEM Sinop Nükleer Karşıtı Platform bugün saat 17.30’da Sinop Belediyesi toplantı salonunda “Çernobil’den Fukuşima’ya Sinop Nükleer Güç Santralları” paneli düzenleyecek. Platform üyeleri, “Sinop Nükleer Santral istemiyor” temasıyla yarın 11.00 Bülent Ecevit Caddesi Atatürk Anıtı önünde miting gerçekleştirecek. Karadeniz İsyandadır Platformu da dünyadaki nükleer enerji politikalarına ve Türkiye’de de yapılmaya başlanan nükleer santrallara karşı “Dün bugün olmasın, nükleere hayır” başlığıyla buluşma çağrısında bulundu. Platform bugün saat 19.00’da Kadıköy Süreyya Operası’nın önünde eylem yapacak. ratik yollardan elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Ağaçlar kesiliyor l Sinop Nükleer Karşıtı Platform Dönem Sözcüsü Zeki Karataş: Sinop İnceburun Yarımadası’nda Sinop Nükleer Güç Santralı’nın kurulması yönünde halen siyasi iktidarın yanı sıra Japonya hükümetince de ısrarlı tutum devam ettiriliyor. İnceburun’da yüz binlerce ağaç kesildi ve hâlâ kesiliyor. Çernobil felaketinin insanlık üzerindeki olumsuz etkileri hala son bulmadı, devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 15 Ocak 2019 tarihinde askıya çıkarılan özellikle Sinop İnceburun Yarımadası’nı ilgilendiren 1/100.000 çevre düzeni planındaki değişiklik bizim canımızı yakıyor. Bu plan notlarında yapılan değişiklikle Sinop İnceburun Yarımadası’nda nükleer atık depolama tesisi işaretlendiğini tespit ettik. Diğer bir deyişle nefes alacağımız, bu doğa harikası bölge nükleer çöplük alanına dönüştürülmek isteniyor. Bu konuyu yargıya taşıyoruz. Sinop Nükleer Santral istemiyor. Risk yeterli l Trakya Platformu Kırklareli Yürütme kurulu üyesi Göksal Çi dem: Nükleer santral projelerine bakıldığında herhangi bir kaza anında Balkanlar, Ege ve Mar mara risk altındadır. İnsan sağlığının ve doğanın zarar görmesi beklenmemelidir. Risk ol ması yeterlidir. Nükleerden kaynaklanan kazalar sonucu kanserden birçok yakınımızı kaybettik. Çernobil’in en fazla etkilediği yerlerden biri Trakya. Ergene öldü. Ölüm saçıyor. T.C. İSTANBUL ANADOLU 17. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/366 Esas DAVALI: OSMAN İKİNCİSOY Dumlupınar Mah. 38007 Sk. No:49 İç Kapı No:5, Seyhan/ ADANA Davacı Aynur ÖZCAN tarafından aleyhinize açılan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davasının yapılan yargılamasında; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizde bulunmadığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma Günü: 12/09/2019 günü saat: 10:50’de duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde H.M.K.’nin 6100 sayılı yasa ile değişik 147/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 986105) T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/273 KARAR NO: 2019/166 Davacı SATILMIŞ KAYA aleyhine mahkememizde açılan Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: Davacının davasının KABULÜ ile Çankırı ili, Kızılırmak ilçesi, Korçullu mah/köy, cilt:20, Hane: 7, BSN: 90 ‘da nüfusa kayıtlı 12568946416 T.C kimlik nolu, Mesut ve Fitnat oğlu, Kızılırmak 12/03/2000 doğumlu Satılmış KAYA’nın “SATILMIŞ” olan isminin “SAİD” olarak değiştirilerek nüfusa bu yönde kayıt ve tesciline karar verildiği ilan olunur. 24/04/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 986428) T.C. BAKIRKÖY 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2019/100 Esas Davacı, HAMİT POLAT ile Davalı, ESENLER NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ arasında mahkememizde görülmekte olan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davası nedeniyle; HÜKÜM: Açılan davanın KABULÜ ile, Gümüşhane İli, Şiran İlçesi, Evren köyü, C; 35, H; 6, BSN; 230, TC 11807291942 noluİhsan ve Sabire oğlu, Kelkit 01/12/1979 doğumlu HAMİT POLAT’in adının “ABDULHAMİT” olarak nüfusta tashihine nüfusa bu şekilde tesciline karar verilmiş olduğu ilan olunur. 17/04/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 986099) T.C. İSTANBUL 13. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/60 Esas DAVALILAR: 1 BECKY ROSANA ZAYAN 2 MARYAM ZAYAN 3 OLGA İZZET Davacı Vitali GARSON Vekili Av. Günseli ŞENOL tarafından aleyhinize açılan Ortaklığın Giderilmesi (Miras Nedenli) davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce Davalılar Becky Rosana Zayan, Maryam Zayan, Olga İzzet’in yapılan adres araştırmalarında bir netice alınamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma günü: 24/10/2019 günü saat: 10:30’da duruşmada” Belirlenen gün ve saatte duruşmaya gelmediğiniz veya gelip de davayı takip etmediğiniz takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı, sulh için gerekli hazırlığı yapmanız duruşmaya gelmediğiniz takdirde diğer tarafın yargılamaya devam etmek istemesi durumunda yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve diğer tarafın muvafakatiniz olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği tebliğ olunur.” hususu ile birlikte dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 22/04/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 986144) T.C. BAKIRKÖY 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2019/49 Esas Davacı, SELAHATTİN MEVLÜT KOYUNCU ile Davalı, ESENLER NÜFUS DAİRE MÜDÜRLÜĞÜ arasında mahkememizde görülmekte olan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davası nedeniyle;HÜKÜM: Açılan davanın KABULÜ İLE, Kayseri İli, İncesu İlçesi, Çardaklı köyü, C:8, H:63, BSN:75, TC 10031667936 nolu Musave Elif oğlu, Güngören 14/06/2000 doğumlu SELAHATTİN MEVLÜT KOYUNCU’nun adının “SELAHATTİN MERT” olarak nüfusta tashihine, nüfusa bu şekilde tesciline karar verilmiş olduğu ilan olunur. 17/04/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 986085) T.C. BÜYÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/42 Esas KARAR NO: 2019/73 Davacının davasının KABÜLÜNE, İSTANBUL ili, KÜÇÜKÇEKMECE ilçesi, CUMHURİYET mahköy, Cilt 5, Hane 788 de nüfusa kayıtlı Sabri ve Marife oğlu, 06/01/1986 doğumlu, 40180564008 TC nolu METE KAAN ULUSOY soyadı baki kalmak suretiyle kayden “METE KAAN” olanön adının “GÜNER KAAN” olarak nüfusta tashihen TESCİLİNE, ilamın gazetede ilanına karar verilmiştir. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 986117) 1126 NİSAN 2019 CUMA PROF. DR. SEVAL SÖZEN: Göstermelik arıtma en büyük tehdit Piri Reis Üniversitesi’nde dün gerçekleşen “Çevre Mevzuatı Açısından Kıyı Yapılarının Değerlendirilmesi” konulu panelde, Marmara’ya karışan atıksuların doğaya geri dönülmeyecek zararlar verdiği konusu gündeme geldi. Prof. Dr. Gürsel ÖngöProf. Dr. Seval Sözen ren moderatörlüğünde İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Seval Sözen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED Dairesi Genel Müdür Yardımcısı Çağatay Dikmen’in katıldığı panelde özellikle gemi söküm alanları değerlendirildi. Tersaneler, limanlar, 24 metre üzeri yat ve tekne imalat, bakım, onarım yerleri, gemi söküm yerleri ve yat limanlarının yarattığı çevre sorunlarına dikkat çeken Prof. Dr. Seval Sözen, “Kıyıların ve denizlerin korunmasında son günlerde “sıfır atık” kavramı ile yaygınlaşan atık azaltımı ve atık geri kazanımı prensibi acilen benimsenmeli ve artık her faaliyet bu prensip ile yürütülmeli. Öncelikle kirlenmenin azaltılması gerekli; ancak bu kaçınılmaz ise mutlaka atıklar geri kazanılmalı, atıksular en uygun arıtma teknolojisi kullanılarak arıtılmalı, aksi takdirde denizlerimizdeki ve kıyılarımızdaki kirlilikle başa çıkamayacağız” diye konuştu. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisinin de izleme ve denetim olduğunu vurgulayan Sözen, arıtma tesislerinin göstermelik yapılmasının ve çoğu zaman çalıştırılmamasının sonuçlarını birlikte ödüyoruz” dedi. Koruma altındaki kumsala santral Adana’nın Yumurtalık ilçesinde koruma al tındaki Sugözü kumsalına termik santral yapılmak isteniyor. Çinli Şangay Elektrik’in projesine tepki gösteren TEMA, WWFTürkiye, Doğu Akdeniz Çevre Koruma Platformu, Avrupa İklim Eylem Ağı ve Sağlık ve Çevre BirliğiHEAL, santralın Sugözü kumsalına yapılamasının yasaya aykırı olduğunu vurguladı. Çevre koruma kuruluşları, Türkiye’nin yüksek emisyon salımına izin veren mevzuatı nedeniyle bu tür kirletici yatırımlara elverişli ülke haline gelmesinden kaygılandıklarını belirtti. Çin yatırımıyla gerçekleştirilmek istenen santralın hava kalitesine, tarımsal üretime ve deniz ekosistemine vereceği zararlar ve özellikle Yumurtalık ilçesinde halihazırda ar tış gösteren kanser ve kanserden ölüm vakaları dikkat çekiyor. Sugözü kumsalı denizkaplumbağalarının en önemli yumurtlama alanlarından biri. TÜRKİYE VE 5 ÜLKEDE ARAŞTIRMA Halk temiz enerji istiyor Bağımsız düşünce kuruluşu E3G, Türkiye dahil 6 ülkede yaptırdığı “yabancı yatırımcı algısı” anketinin sonuçlarını açıkladı. Nisan ayı içinde Endonezya, Pakistan, Filipinler, Güney Afrika, Vietnam ve Türkiye’de gerçekleştirilen ankete göre, toplumlar temiz enerji yatırımı istiyor. Türkiye’de katılımcıların yüzde 86’sı yenilenebilir enerjiye yatırım yapılmasını tercih ediyor. Ankete katılanların yüzde 83’ü güneş enerjisine, yüzde 76’sı da rüzgâr enerjisine yüksek öncelik verilmesini istiyor. Kömür, altı ülkede de en istenmeyen enerji kaynağı olarak öne çıkıyor. Sonuçları değerlendiren Greenpeace Akdeniz Projeler Sorumlusu Deniz Bayram, Türk halkının yenilenebilir enerjiyi sağlığı ve yaşamı için gerekli gördüğünü söyledi. BU TALANA DEĞER Mİ? Ordu’da yapılacak Tanyeri Barajı ve Kavşak HES Projesi’nin altı ilçe ve üç deredeki doğal yaşama büyük zarar vereceği belirtiliyor. Projede, Reşadiye, Direkli ve Bolaman çayları üzerine yapılacak baraj ve HES projelerinin yanı sıra malzeme ocakları, kırma eleme tesisleri, hafriyat depolama alanlarının da yer aldığını belirten Ordu Çevre Derneği Başkanı Gül Ersan, “Bu proje Aybastı, Fatsa, Gürgentepe, Gölköy, Çatalpınar ve Kabataş ilçe sınırları içinde uygulanacak. Dört ilçede toplam 234 bin 845 metrekare ormanlık alan kullanılacak. Burada kesilecek ağaç sayısı projede belli değil. Doğal hayat yok olacak, tarım ve hayvancılık faaliyetleri azalacak, insanlar göç etmek zorunda kalacak, bölge fakirleşecek. Tüm bunlara değer mi” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle