17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 14 NİSAN 2019 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY Haber/ yorum Ne çok hain* Günlerdir AKP ve yandaşlarının yurdun dört bir yanında yaptıkları seçim suçlarını izlemekten ben utanıyorum ama onlarda utanma yok! Ekrem İmamoğlu’na mazbata vermemek için çevrilen dümenler faşizmin ayak seslerini daha da yükseltiyor. KHK sorunu gündeme getirilerek HDP adaylarının hakları gasp ediliyor. TürkKürt politikacılar arasında gerek duruşuyla gerekse mücadelesiyle herkese örnek olacak bir politikacı Ahmet Türk’ün hasta ve yaşlı olduğunu söyleyerek ikinci seçilen AKP adayına mazbatanın verilmesi istediniz. İşte benim de en sonunda tepem attı. Baktım ki yazdıklarım gazetemin başını ağrıtacak, ben de sevgili Ataol Behramoğlu’nun “NE ÇOK HAİN” şiirine sığındım. Zaten bir haftadır sürekli bu başlığı yineleyip duruyordum. Evet, ne çok hain! “Sizinle galiba arkadaş filandık/Işıklı günlerinde gençliğimizin/Hayalleriyle kanatlanırdık Gelecek, güzel Türkiye’nin. /Fakat nasıl da değiştiniz birden/Arınıp bütün o düşlerden/ Buzlu sularında bencilliğin. Ne çok hain. Hayır, belki de değişmediniz, /Aslınız belki de buydu sizin. /Sadece zamana ayak uydurdunuz/Ortak ateşinde ısınıp gençliğin. /Sonra neyseniz o oldunuz/Asıl kimliğinizi buldunuz/ Uşağı oldunuz zalimin. /Ne çok hain. Şimdi giydiğiniz her şey markalı/Tadını aldınız zenginliğin. /O fotoğraflar parkalı markalı/ Uzak bir anısı oldu geçmişin. /Fakat yine de yeri geldikçe/El atıp eski albüme/Kullanıyorsunuz reklam için. /Ne çok hain. Aynı arsız kibir suratlarınızda/Erkeğinizin dişinizin. /İçim bulanıyor karşıma çıktıkça/Ekranlarında TV’lerin. /Kiminiz yeni yetme faşist çığırtkan/Kiminiz kaşarlanmış sırtlan, /Sanırsın kardeşi vampirin. /Ne çok hain. Yoksul aile çocuklarıydınız/Orta halli, belki zengin. /Soyluydu sizden anneniz babanız,/ Sade yurttaşları Cumhuriyet’in. /Siz hangi piç köklerden türediniz, /Kimsiniz, neden böylesiniz/Nasıl boğuldunuz içinde ihanetin./Ne çok hain. Zaman geçer, devran döner/Yıkılır sarayı, zindanı zalimin/Efendi uşağını terk eder/Gereği kalmayınca hizmetin/Hele azıcık da diklendiniz mi/Yersiniz kaçınılmaz tekmeyi/Hadi, sıkıysa diklenin/Ne çok hain Kimliksizler, omurgasızlar/Hedefisiniz şimdi lanetin. /Ne hizmetinde olduğunuz iktidar/Ne sahte parıltısı şöhretin/Kurtaramayacak sizi bu lanetten, /Halkın içinde yükselen nefretten, /Artık hiç değilse susmayı deneyin. Ne çok hain.” * Ataol Behramoğlu Tahir Elçi adına vakıf Uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi adına kurulan Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı’nın açılışı dün Diyarbakır’da yapıldı. Vakfın açılışında konuşan Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, “Ölünceye kadar beraberimizde taşıyacağımız bir acıya ortak olduk” dedi. Vakfın kuruluş amacını da anlatan Elçi şunları söyledi: “Yaşadığımız acının bir yandan yasını tutarken öte yandan içimizdeki acının kine nefrete dönüşmemesi, aksine toplumun her kesimini birleştirici, kucaklayabileceği bir mecraya dönüşebilmesi için ailece bir vakıf kurmayı kendimize amaç edindik. Tahir’in aramızdan ayrılışından sonra Kürt, Türk Alevi, Sünni ayrımı olamadan kendini mazlum görenlerin gösterdikleri teveccüh, herkesin bir arada bulunma isteği ve bu alandaki koca boşluk vakfımızın varlık sebeplerinden biridir diyebiliriz. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet 14 NİSAN 2019 SAYI: 34157 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna / İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:49 04:37 05:04 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:21 13:10 16:51 06:06 12:54 16:35 06:31 13:17 16:57 Akşam 19:49 19:32 19:53 Yatsı 21:14 20:55 21:14 Hitler’in ırkçı faşizmi, sadece ‘kanı bozuk’ ilan ettiği insan gruplarını yok etmekle uğraşmadı. Aynı zamanda safkan Germenleri çiftleştirerek Aryen asıllı ‘kusursuz’ insan soyu türetmek peşindeydi. Dinci faşizm, henüz ampirik çağını yaşıyor ve AKP saflarını muhalif bozuklardan ayıklama işlemini göz kararı, el yordamıyla soyadına göre yapıyor! Geçici İstanbul BB’si olarak adını pek de kimsenin bilmediği Mevlüt Uysal’ın soyadından AKP seçmeni saptama girişimi, elbette benim de ilgimi çekti. Sibel Üresin ile Abdurrahman Dilipak’ı düşününce, exBB’nin soy ilmi çok da saçma sayılmazdı! Derken aklıma, T.C. nüfusuna resmen kayıtlı ilginç ad ve soyadları listesi* geldi: Selahattin Koyun, Mehmet Budala, Coşkun Aptal, Ramazan Şapşal, İsmail Dümbelek, Vahit Dönek, Nasır Fırıldak, Gurban Yalama, Şaban Tren, Bünyamin Dana, Sadık Öküz, Ali Sülük, Satılmış Safra, Kemal Götürür, Nadir Verir isimli yurttaşlarımızın hangi partilere oy verdiklerini kimse bilmese de Mevlüt Uysal sezgisine güvenerek saptayabilirdi, niye olmasın? HHH Ancak 2015 yılında Sözcü gazetesinde yayımlanan* 47 kişilik bu listede yer alan Döndü Cort, dından tayyare tü retimiyle anılacak. HHH Vasatlığın eko nomi yönetimi de zaten soy faşizmi düzeyinde. Mazbataların üstüne yatan Mevlütlerle, batık Vasatlığın faşizminde, ekonominin üstünde debelenen Beratlar, hasat kesat... aynı rant genetiğini taşıyorlar. Şöhret Sıçan, Duran Tekerlek, İkisi de boş konu Döndü Yuvarlak, Mehmet Taşak, şuyor. Aradaki fark, birinin seçim Özdemir Damızlık, Atilla Otuzbi sandığını hacamat etmekle görevli roğulları, Mümin Abaza, Mahmut olup ne yaptığının belli olması; öte Pipi, Subay Sokar ve İsmail Don kinin damat olarak devlet kasasını suz isimli yurttaşlarımızın hangi nasıl dolduracağını pek de bileme partiye oy verdiklerini sezebilmek; mesinden kaynaklanıyor. O kadar. Büyükçekmece’de küçük çekme Ve damat bakanın yeni açıkladığı ceden çıkamayan AKP’nin sarıldığı ekonomik önlem paketi, bana tek soy sop âlimi, cumhurbaşkanı eli rarlamayı çok sevdiğim ‘paranın değmiş müneccimi azam Mevlüt kokusu yoktur’ özdeyişini anım Uysal’ın bile harcı değildi! satıyor. Vasatlığın faşizmi böyle bir şeydir. Öyküsü muhteşemdir: Almanya’daki ırkçı faşizmin insan Anadolu doğumlu Titus Flavius haklarına ve demokratik etiğe aykırı Vespasianus, vergi tahsildarıyken Aryen soy çalışması, günümüzde tefecilik de yapan zengin bir Ro laboratuvar ortamında ceninlerin malının oğludur. Baba mesleğini kötü genlerden ayıklandıktan sonra izlemez, asker yazılır, savaşa gider, tüpte geliştirilen kusursuz insan tü ünlü bir general olur ve Neron’un retimine dönüştü. ölümünden sonra kendisini impara Türkiye’de iktidara tıpkı Hitler gibi tor bulur. seçimle gelip seçimle gitmemek Çılgın Neron, Roma hazinesini üzere Ar Yiyen soyu geliştiren dinci tamtakır bırakmıştır. Vespasianus, faşizm ise yakın bir gelecekte soya devletin kasasını doldurmak için muhtaç olduğu kudreti, damarlarındaki baba kanında bulur ve hüküm sürdüğü 7969 yılları arasında her şeyi vergilendirdiği gibi, Roma’da pek yaygın, çünkü buluşup sohbet etmek için de kullanılan umumi helaları da vergiye bağlar. HHH Verginin adı, halk arasında İdrar Vergisi olarak yayılır. Vespasianus’un oğlu, babasının bulduğu yeni gelir kaynağına inanamayıp: “Çişten boktan vergi mi toplanır peder?” diye sorunca... İmparator, umumi helalardan taze toplanmış ilk vergilerden bir avuç alıp oğlunun burnuna yaklaştırır ve “Non olet!” der. Roma halkının “Pecunia non olet” (para kokmaz) diye anlaşılır kıldığı söz, dünya ekonomisinde bir dönüm noktası olup, insanların parayı algı ve kabul seyrini değiştirmiş; ancak Vespasianus’un yüce adı, hınzır Fransızlar tarafından 1834 yılında umumi helalara verilerek aşağılanmıştır. Halen Paris’te birkaç örneği antika kent mobilyası olarak hizmet veren üstü açık helalara, Vespasiunus’un hatırasına binaen, vespasienne, denilmektedir. Darısı bizim keneflerin başına. * https://www.sozcu.com.tr/2015/gununicinden/nufusakayitlienilgincadsoyadlar798962/58/?szcgaleri=1 İki haftadır hiç beka lafı etmiyor. En son, seçim gecesi, balkonda “beka meselesi” demişti. Türk Dil Kurumu beka yerine “ölümsüzlük” ve “kalıcılık” öneriyor. Yetmezmiş gibi hınzırlık edip, Reis’in kahramanı Necip Fazıl’dan bir de mısra örneği veriyor: “Böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz.” (TDK Sözlük Beka) HHH Olmayacağı belli oldu. Ama o, “oldurmak” için uğraşıyor. Esin kaynağı, Kuranıkerim mi acaba? “Kün Fe Yekün (O, ol, der ve olur!)” Tövbe tövbe. HHH 2015 seçiminde, oyu yüzde 40’a düştü. Sonradan “katakulli” anlamına da geldiği anlaşılan “istikşafi” görüşmeler ile allem etti kallem etti seçimi yeniletti. “Allem kallem” yöntemini sözlükler şöyle tanımlıyor: “Bu karakterler, ne yapıp edip amaçlarına ulaşırlar. Bu süreç daha çok ‘karşıdakini artık, hayır diyemeyecek hale gelene kadar bunaltma’ şeklinde icra edilir.” (Ekşi Sözlük) Dönüp dönüp oy saydırmanın nedeni bıktırıp, lanet olsun, seçimse seçim, dedirtmek için mi? “Ürkek yandaş” Karar gazetesinin son manşeti Reis’in niyetini açıkça ilan ediyordu: “YSK’nın seçimi” Evet, YeSeKa İstanbul’da şimdi seçimi kendisi yapıyor. 15. güne girdik. Hâlâ oy saydırıyor. Saydıra saydıra saygınlığını kaybediyor. Ama umurunda değil. Anadolu’da 2. gelenlere mazbata (kazandı belgesi) dağıtıyor. Ama İstanbul’da 1.’yi tutuyor. HHH  Peki YSK, kimin YeSeKa’sı?  Hallerine ve yapısına bakın, anlayın! Adı üstünde bir tür yüksek yargı organı. Ama, ülkede yargıya güven yok ki!.. Belki var da Tay Hüvelbaki yip Erdoğan’a duyulan “oranda” var. İlçe, il ve YSK’da “yargıç” sıfatıyla görev yapanların patronu, “sicil amiri” kim?  Cumhurbaşkanı, yani AKP lideri.  Peki, buralara itirazı kim yapıyor?  AKP!  Bu parti lideri seçime haftalar kala ne yaptı?  Görev süreleri biten başkan ve 5 üyesi ile diğer 6 üyenin görevlerini bir yasa ile 2023 yılına kadar uzattı.   Dileyelim, bu işlem hem bu seçimi hem de 2023 Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimini güven altına almak için değildir. HHH 2015 yazında, üst üste iki seçim yaşadık. Halkımız, muhalefet partilerine, rüyada görülse inanılmayacak, yüzde 60’lık bir iktidar fırsat sağlamıştı. Tayyip Bey’in de fiyakasını bozmuştu. Ama çok çabuk toparlandı. El ve dil çabukluğu ile “45 günlük” bir oyun kurdu. FETÖ’cü tezgâhtan geçse de nedamet getirdiğine inandığı Davutoğlu’nu “istikşafi görüşme” adlı katakulli ile görevlendirdi. Eveleme geveleme ile oyalanan muhalefet, 45 gün sonra seçim sandığını kucağında buldu. Seçimi ve durumu ancak Bahçeli ile “Yenikapı’da ruh çağırarak” kurtarabildi. HHH Bu seçimde de Bahçeli’nin desteğine rağmen, umduğunu bulamadı. İstanbul’u, Ankara’yı ve büyük kentleri kaybetti. Şimdi de benzer bir hokkabazlık, adres taşıma ve sahte seçmen nidaları eşliğinde, tekrar tekrar oy saydırma dümeni ile deneniyor. HHH Yirmi beş yıl sonra, ilk kez  sandıklarda da çiçekler açtı. YeSeKa eliyle bu çiçekleri soldurma çabası boşunadır. Yoksa, halk bu kez fidan, hatta iktidarın ocağına incir dikecektir! Çünkü korktuğu başına geliyor Parti örgütüne 16. kuruluş yıldönümünde ne demişti? “Unutmayın İstanbul’da teklersek, Türkiye’de tökezleriz!” (20.08.2017) İstanbul’da tekledi. Türkiye’de de tökezleyeceği belli oldu. HHH Korku, temel içgüdülerden en güçlüsü. Beş vakit ekranlardan meydanlardan “Beka sorunumuz var” diye feryat ederken, “devlete, partisine karşı halkta bir özgüven sorunu” yaratabileceğini hiç düşünmedi. İyi ki de düşünmedi. Bu sayede seçmen, asıl Reis’in özgüven sorunu yaşadığını gördü. Üç tarafı denizlerle çevrili cennet vatanımızın sahilleri bol oksijen aldığından haritanın rengi değişti... HHH  “Beka”da bunca ısrarı, varlığına “ilahi” boyut katmak için mi acaba?  Tanrı’nın 99 sıfatından biri de “beka” öznesi ötesi olan “El Baki”dir (ölümsüz).  Pek farkında değil ama, kendisini ölümlü gibi görmüyor.  Görse, görev yeri Ankara’dan 1115 km. uzakta, Ahlat’ta Van Gölü kıyısında, hem de Külliye benzeri 3. bir saray daha yaptırır mıydı?  İstanbul’da Boğaziçi kıyısında ve tepelerinde tüm Osmanlı sarayları, köşkleri şahsi siyasi kullanımına açık olduğu halde, bir tane de Marmaris sahillerinde inşa ettirir miydi?  Hem de on binlerce ağaç kestirerek?! (Bari, Orman Bakanı’na talimat verse de, Fatih Sultan Mehmet’in “Ormanlarımdan bir yaş dal kesenin başını keserim!” sözünü kullandırmasa. Ayıp oluyor!) KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] ABD’li Danışman SItIlIdes: Türkiye IMF’ye gider Rusya’dan S400 füze savunma sistemi alacak olan Türkiye’ye yönelik NA TO ve ABD eleştirileri sürerken, ABD Dı şişleri Bakanlığı danışmanlarından jeopo litik uzmanı Jogn Sitilides’den dikkat çeki ci çıkış geldi. Siti lides, Türkiye’nin S400 alması ha linde ABD Başkanı Donald Trump’un Türkiye’ye ekono mik yaptırım uy gulayacağını ve Türkiye ekonomi sinin bunu kaldı ramayacağını ileri sürdü. Jogn Sitilides “Amerika’nın Sesi Türkçe” haber sitesinden Dilge Timoçin’in sorularını yanıtlayan Sitilides, Rusya ve Türkiye yakınlaşmasını eleşti rirken, Türkiye ile ABD ilişkilerindeki so runlara dikkat çekti. Türkiye’nin S400 al masına ABD’nin nasıl tepki vereceği so rusuna Sitilides şu yanıtı verdi: “Gördü ğüm daha çok Amerikan savunma endüst risini de olumsuz etkileyecek bir durum. Şöyle ki, Trump yönetimi Türkiye’yle olan F35 savaş uçakları anlaşmasını sona er dirme konusunda çok ciddi. Arizona’daki üsse üç adet F35 gönderildi. Türk pilotla rının da eğitimi sürüyor. Ancak Türkiye’ye teslim edilmedi bu uçaklar. Ankara S400 anlaşmasını hayata geçirirse teslim edi leceklerini de sanmıyorum. F35’lerin kü resel tedarik zincirinde de sorunlar yaşa nacak zira uçakların birçok parçasının or tak üretimi söz konusu. F35 parçalarının Türkiye’de üretimi iptal edilirse bunun so nucunda dünyanın başka yerlerinde başka üretim merkezleri için arayış başlayacak, bu süreçte parça üretimleri de aksayacak ve mali kayıp yaşanacak.” ‘20 yılın en zayıf dönemi’ ABD’nin Türkiye’ye ekonomik yaptırım da uygulayacağını söyleyen Sitilides, “Başkan Trump Türkiye’yi ekonomik olarak cezalandıracağı konusunda çok kesin konuştu. Türkiye bu tür yaptırımları kaldırabilecek durumda değil. Resmi olarak resesyona girerse, ekonomiyi kurtarmak için IMF’den kredi almak zorunda kalabilir. Kontrolden çıkmış bir enflasyon, denetimsiz bir işsizlik ve çok ciddi bir borç krizi kapınızda. Ekonomik olarak Türkiye son 20 yılın en zayıf dönemini yaşıyor. Bence Sayın Erdoğan, iç politikada puan toplamak ya da Türk halkında Amerika ve NATO karşıtlığını körüklemek adına Türk ekonomisinde yıkım yaratmamaya çok dikkat etmeli” dedi. Suudi Arabistan’ın S400 satın almaya yönelik ilgisinin sorulması üzerine de Sitilides, “İster Suudi Arabistan’da, ister Türkiye’de konuşlu olsun F35 teknolojisini tehlikeye sokacak her türlü S400 sistemi Amerika’nın kırmızı çizgisidir, hiçbir müttefikimizin geçmemesini tercih ederiz” değerlendirmesinde bulundu. ‘Eğitim amaçlı da olmaz’ Sitilides, Türkiye’nin S400’leri NATO’nun isteği doğrultusunda “eğitim amaçlı” kullanmasının mümkün olup olmayacağı sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Bence mümkün değil. Bu, Putin ile Erdoğan arasında gelişen ilişkinin olağandışı biçimde ihlali anlamına gelir. Bu alışverişin temelinde Vladimir Putin’in S400 teknolojisini tehlikeye atmayacağı ve NATO’nun hizmetine açmayacağı konusunda Erdoğan’a olan güveni var. Yani aslında burada iki silah üreticisinin basit bir rekabeti de mevcut ve eğer Türkiye, Rusya’nın zirve teknolojisi olan S400’lerle ilgili anlaşmasını ihlal ederse, bu RusyaTürkiye ilişkilerinde ciddi bir kırılmaya neden olur. O nedenle kimsenin S400’lerle ilgili böyle bir yöne kayacağını sanmıyorum.” l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle