18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
BİLİM VE TEKNOLOJİ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’nin katkılarıyla hazırlanmıştır. 23 MART 2019 CUMARTESİ 9 Telefon bağımlısıÇocuğunuzla konuşmak yerine telefonunuzda mı zaman geçiriyorsunuz? ebeveynler dikkat Ebeveyn ile çocuk ara sındaki duyarlı etkile şim çocuğun dil gelişi mi için zorunlu. Ancak araştırmalar mobil tek nolojinin ortaya çıkışıy la ve akıllı telefon ba ğımlılığının artması ile birlikte bu iletişimin tehlikeye düştüğünü or taya koyuyor Mobil cihazlar, bulaşıcı bir hastalık gibi dört bir yanımızı sardı. Nereye baksak herkes telefonunun ek ranına bakıyor. Bağımlılık de diğimiz şey sadece tütün, uyuş turucu veya alkolü içermiyor. Eğer birkaç dakikada bir telefo nunuza göz atma gereği duyu begün artıyor. Akıllı telefon ba yorsanız ve telefonsuz, bırakın ğımlılığı öyle bir hal aldı ki ya evden çıkmayı odadan bile çıka pılan araştırmaya göre, ortala mıyorsanız kötü haberimiz var: ma bir akıllı telefon kullanıcısı Siz de bir bağımlısınız. Bill Ga telefonunu günde 85 kez kont tes ve Steve Jobs’un bile tekno rol ediyor. ABD’de yaşayan in lojinin ne kadar bağımlılık ya sanların neredeyse yarısı (yüz ratan bir şey olduğunun farkı de 46’sı) ise akıllı telefonları ol na vararak çocuklarının tekno madan yaşayamayacağını söylü loji kullanımını sınırladıkları yor. Daha da kötüsü telefonuna nı biliyoruz. Amerikan Pediatri bakamayanlar sinirlilik ve so Akademisi, ebeveynlerin 2 ile 5 mut şiddet belirtileri bile göste yaş arası çocuklar için akıllı te rebiliyor. lefon kullanımını günde bir saat 2012 yılından 2016 yılına ka ile sınırlamalarını, 6 yaş ve üstü dar karşılaştırılan akıllı telefon çocuklar için de belirli sınırlar bağımlılığı verilerine göre, ba koymalarını öneriyor. zı ülkelerde gün başına çevri Hal böyleyken siz de yetiş miçi olarak geçirilen zaman iki kin bireyler olarak çocuğunu ye katlanmış durumda. Sözgeli zun akıllı telefonla geçirdiği za mi Brezilya’da ortalama bir kul mandan endişe duyuyor olabi lanıcı, 2012 yılında günde 2 sa lirsiz, ancak yapılan son araştır ate yakın telefonuyla ilgilenir malara göre, endişe edilmesi ge ken bu rakam 2016’da 4 saat 48 rekenler çocuğunuz değil, sizsi dakikaya çıktı. Akıllı telefon ba niz. Zira ço ğımlılığının en cuğunuzla ko fazla olduğu nuşmak yeri Brezilya’nın ne telefonu ardından 3 sa nuzdaki be at 3 dakika ile ğenilere, ha Çin ve 2 saat ber akışına, 37 dakika ile epostalara vs ABD geliyor. bakmak, hem Sosyal med çocuğunuzun Grafikte 2012 yılından 2016 yılına kullanı yayla değil ço iletişim bece cı başına akıllı telefon bağımlılığı verileri cuğunuzla ilgi risinde olumsuz etki bırakıyor hem de karşılaştırılıyor. Günde çevrimiçi geçirilen saat açısından en fazla kullanım verilerine sahip olan Brezilya’da ortalama bir kullanıcı, günde 2 saate yakın telefonuyla ilgile lenin Yetişkinle rin akıllı te çocuğunuzun nirken bu rakam 2016’da 4 saat 48 dakika lefon kullanı olası tehlikeli bir hareketi ya çıkmış durumda. Brezilya’nın ardından Çin ve ABD geliyor. mı, çocukların dil yetilerini sırasında onu olumsuz etki görememenize neden oluyor. liyor ve dil dediğimiz şey de ço Buna karşın bağımlılık gün cuğun okuldaki başarısında ki lit öneme sahip. Çocuk eğitimcisi ve yazar Erika Christakis, ebeveynlerin cep telefonu ekranları tarafından bu kadar “bölünmesinin” çocukların dil gelişimine zarar verdiğini söylüyor. Ebeveyn ve çocuklar arasındaki dil etkileşimi, gelen bir eposta veya Instagram beğenisi gibi dikkat dağıtıcılar sebebiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Araştırmaların, ebeveyn ile çocuk arasındaki duyarlı etkileşimlerin dil gelişimi için zorunlu olduğunu öne sürmesine karşın, mobil teknolojinin ortaya çıkışıyla birlikte bu iletişim, öngörülemeyen kesintilerle dolu. İletişimdeki bu anlık kopmaların kelime öğrenimini nasıl etkilediği ise tartışma konusu. Bununla ilgili 38 anne ve 2 yaşındaki çocuklarıyla yapılan bir deneyde, annelerden çocuklarına aynı anda iki yeni kelime öğretmeleri istendi. Öğrenme seanslarından birinde, annenin telefonu çaldı ve anne aramayı kabul etti. Diğerinde ise anne rahatsız edilmiyordu. Çocuklar, öğretimin kesintiye uğramaması durumunda kelimeyi öğrendiler, ancak etkileşimin kesildiği durumlarda kelimeyi öğrenemiyorlardı. Bu bulgu, sosyal etkileşimdeki “kesintilerin” öğrenme çıktılarını etkileyebileceğine dair önemli deneysel kanıtlar sunuyor. Bağımlı ebevenyler Christakis, ebeveyn ve bakıcılardaki bağımlılığın daha endişe verici bir sonucu olarak akıllı telefon yüzünden dikkati dağılmış ebeveynlerin, çocuklarını tehlikeye attığına da dikkat çekiyor. Christakis’in referans aldığı bir çalışmaya göre, beş yaşın altındaki çocuklar için hastaneye yapılan başvurularda bir artış söz konusu. Öyle ki 2005’ten 2012’ye kadar, 3G’nin şebekesinin de genişlemesiyle birlikte, beş yaşın altındaki çocukların yaralanmaları yüzde 10 arttı. Çalışmanın yazarları, bunun sebebinin akıllı telefonların ebeveyn/bakıcıları, çocukları denetlemekten alıkoyması olduğunu öne sürüyor. Bir başka deyişle, siz sokağın ortasında beğenilerinize bakarken çocuğunuz arabaların vızır vızır işlediği yola çıkıyor ya da siz haber akışına bakarken elini yanan ocağa götürüyor olabilir. Christakis, kati suretle çocuğunuzla birlikteyken telefonunuzu kapatmanız gerektiğini söylüyor. Şimdi düşünme zamanı, Instagram’ınıza gelen bir beğeni ya da Twitter’da karşınıza çıkan bir haber, çocuğunuzdan daha mı değerli? Derleyen: Batuhan Sarıcan https://www.weforum.org/agenda/2018/06/ itsnotkidsscreentimeyoushouldworryaboutitsyours https://theconversation.com/noyoureprobablynotaddictedtoyoursmartphonebutyoumightuseittoomuch89853 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28650177 https://www.aap.org/enus/abouttheaap/ aappressroom/Pages/AmericanAcademyofPediatricsAnnouncesNewRecommendationsforChildrensMediaUse.aspx GOOGLE’IN SATIN ALDIĞI EN PAHALI 10 FİRMA 1) Motorola (2011, 12.5 milyar $) 2) Nest Labs (2014, 3.2 milyar $) 3) DoubleClick (2007, 3.1 milyar $) 4) YouTube (2006, 1.65 milyar $) 5) HTC (2017, 1.1 milyar $) 6) Waze (2013, 966 milyon $) 7) AdMob (2009, 750 milyon $) 8) ITA (2011, 676 milyon $) 9) Apigee (2016, 625 milyon $) 10) DeepMind (2014, 625 milyon $) Kaynak: Wikipedia, 2019 BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ Kediler saldırmadan önce niçin popo sallar? n Kedi ‘sahipleri’ bilir; kedileri saldırmaya hazırlanırken önce küçük bir popo kıpırdatması yapar. Peki ama niçin? Daha önce ilginizi çekti mi bilmiyoruz ama bu kıpırdatma hareketi sadece kısa bir süre devam ediyor; kedi hafifçe aşağıya eğiliyor, yeri yuğurur gibi hareketler yaparak poposunu sallıyor ve hedefinin üstüne atlıyor. Bu ilginç davranışın nedeni hakkında henüz herhangi bir resmi araştırma yapılmış değil. Bilimin bunun nedenini bilmediğini ve bu hareketin deneysel bağlamda incelenmediğini belirten Londra’daki Kraliyet Veteriner Koleji’nden evrimsel biyomekanik profesörü John Hutchinson, popo kıpırdatma hareketinin, kedilerin ileri atılmaları için yere sağlam basmasına yardımcı olabileceğini söylüyor: “Muhtemelen kaslarını biraz gerer ve bu da sıçramalarına yardımcı olur.” Live Science’a konuşan Hutchinson’a göre, popo kıpırdatma, saldırı öncesinde kediye propriyosepsiyon (canlının pozisyonu ve hareketi hakkında farkın dalık) sağlıyor olabilir. Popo kıpırdatmasının kedide bir çeşit aerobik ısınma rolü oynayabileceğini de sözlerine ekliyor. Bunun kediler için sadece bir eğlence olabileceğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini söyler Hutchinson, ama onların bu hareketi asıl olarak avlanmanın heyecanıyla yaptığını belirtiyor. Hayvanlar dünyasına baktığımızda evcil kedilerin bu davranışta yalnız olmadığını görüyoruz. Aslanlar, kaplanlar ve jaguarlar gibi daha büyük, yabani kediler bile bu davranışı sergiliyor. Ancak aslanlar ve kaplanların aksine, ev kedisi yaklaşık 10.000 yıl boyunca evcilleştirilmiştir. Bu da popo kıpırdatma hareketini gizemli bir hale getirmeye yetiyor. Her şey bir sineği yakalamak için mi? Yoksa sadece bizimle dalga geçmek için mi: Bakın ne yapıyorum? (Aslında hiçbir şey!) https://www.livescience.com/64950whycatswigglebuttsbeforepouncing.html#?utm source=lsnewsletter&utm medium=email&utm campaign=03112018ls 27 gram fındığın mucizesi55 yaş ve üstü kişilerin düzenli fındık tüketimi birçok hastalığın oluşma olasılığını azaltıyor Oregon Eyalet Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma beslenmelerinde bir fındığa da yer veren yaşları daha geçkin erişkinlerin iki temel mikro besin düzeylerinde belirgin bir artış meydana geldiğini ortaya koyuyor. 55 yaş ve üzeri 32 kişinin 16 hafta boyunca her gün yaklaşık 27 gram, ya da üçte iki fincan fındık yediği araştırma sonucunda bu kişilerin kanlarındaki magnezyum düzeylerinin yanı sıra, idrarlarındaki alfa tokoferolun parçalanması sonucunda ortaya çıkan ve halk arasında E vitamini olarak bilinen ürünün düzeylerinde de bir artış meydana geldiğine tanık olundu. Journal of Nutrition adlı dergide yayımlanan bu bulgular son derece önemli, çünkü insanların büyük bir bölümü beslenmelerinde bu iki mikro besine yeterince yer vermiyorlar. Magnezyum ve E vitamini yetersizliği özellikle de daha yaşlı kişiler açısından önemli. Alzheimer hastalığının da aralarında yer aldığı yaşa bağlı çeşitli sağlık sorunlarının ortaya çıkma olasılığını artırıyor. Çalışmayı yürüten Oregon Eyalet Üniversitesi’ne bağlı Linus Pauling Enstitüsü araş Her gün yaklaşık 27 gram fındık yiyen 55 yaş ve üstü kişilerin magnezyum ve E vitamini düzeylerinde bir artış olduğu saptandı tırmacılarından Alex Michels, “Bu araştırma yalnızca yaşlılara odaklanan ilk çalışmalardan birini oluşturuyor. Araştırmayı yürüten ekipten Maret Traber de, fındığın deneklerin E vitamini düzeylerinde bir artış sağlayıp sağlamadığını belirlemek için alfa tokoferol metaboliti adı verilen ve daha önce hiç denenmemiş yeni bir biyobelirteçten yararlandıklarını belirtiyor. Oregon Üniversitesi Kamu Sağlığı ve İnsan Bilimleri Bölümü profesörlerinden Traber, “Yaşları geçkin erişkinlerin ka nında alfa tokoferol düzeylerindeki değişimleri belirlemek güç, çünkü bunlar daha çok miktarda alfa tokoferolün kanda tutulmasına yol açan kolesterol düzeylerinde de bir artışa neden olurlar. Bu yüzden kandaki alfa tokoferol düzeyine bakmak yerine, idrardaki alfa korbaksi etil hidroksi kromanol adlı (CEHC) bir E Vitamini katabolitinin (yıkım ürünü) miktarına baktık. Bu katabolitin miktarında ancak bedenin yeterli miktarda E vitamini alması durumunda bir artış meydana gelmesi gereki yordu” diyor. Dahası, kan örnekleriyle ilgili çözümlemeler glükoz ve yaygın olarak “kötü” kolesterol adıyla bilinen düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) düzeylerinde bir düşüş yaşanırken, magnezyum düzeylerinde bir artış olduğunu da gösteriyor. Traber’e göre, tüm bu bulgular fındığın insan sağlığına yararlı olduğuna ve beslenme alışkanlıklarında tek bir değişikliğe gidip fındığın günlük yaşamın bir parçası durumuna getirilmesinin bile son derece etkili olabileceğine işaret ediyor. E vitamini ve magnezyumun ABD’nin yanı sıra başka ülkelerde de yeterince tüketilmeyen mikro besinlerin başında geldiğine dikkat çeken Traber, fındığın bu çalışmada gözler önüne serilen yararlarının dışında çok sayıda başka yararları da olduğunu belirtiyor. Sağlıklı yağlar, bakır ve B6 vitamini açısından da çok zengin bir kaynak olan fındık, vitamin hapları almaktan hoşlanmayanlar için çok vitaminli hapların yerini tutuyor. Derleyen: Rita Urgan Hazelnuts Improve Older Adults’ Micronutrient Levels Science Daily/ 6 Aralık 2018 Görme engellilere navigasyon uygulaması Gündelik yaşamda hareket etmek görme engelliler için oldukça zahmetli. Özellikle de trafikte yön bulmaları hayli zor. Beyaz baston olsa da sokakta yürümek bazen zor olabiliyor. Gerçi bazı teknik yardımcılar yok değil ama bunlar genelde pahalı özel tekniklere dayanıyor veya testleri geçemiyorlar. Alman bilişim öğrencisi Michael Fürst (Karslruhe Teknoloji Enstitüsü) pahalı ekipmana gerek duymadan çalışan bir navigasyon sistemi geliştirdi. Araştırmacı sadece bir akıllı telefon gerektiren yeni sistemi iXpoint yazılım firmasıyla birlikte “Camassia” uygulamasına aktardı. Öğrenciler bu yazılımı aslında otonom robot otomobil için geliştirmişlerdi ve temeli herkesin kontrol edebileceği bir gözleme dayanıyordu. Fürst robota görüntü algılama algoritması yükledi. Robot bu şekilde renk bilgilerini komuta çevirerek kendi kendine hareket edebiliyor. İşte bu sistem şimdi görme engelliler için yeni bir n§avigasyon uygulamasına dönüştürüldü. Kullanıcı akıllı telefonu yürüdüğü yöne tutuyor, yolun renk özellikleri algılandıktan sonra sistem işlemeye başlıyor. Yeni sistem uydu navigasyonundan, karmaşık sensörlar ve elektronik kartlardan tamamen bağımsız olarak işliyor. Akıllı telefon, hareket sensörünün önüne çıkan görüntüleri kaydediyor (saniyede 30 görüntü) ve algoritma en düşük renk yoğunluğuna sahip alanı hesaplıyor. Çünkü bu hesap bir yaya yoluna işaret ediyor. Görüntü bilgileri en fazla saniyenin onda biri kadar bir gecikmeyle farklı seslere dönüştürülüyor. İnce ses solda serbest yol, kalın ses sağda serbest yol ve hafif titreşimli bir ses ise düz git anlamına geliyor. Çevre gürültüsünün navigasyon sesini bastırmaması için bilim insanları sesi kemikler üzerinden ileten bir kulaklık kullanılmasını öneriyorlar. Yeni uygulama her ne kadar beyaz bastonun yerini tutmayacaksa da görme engellilerine çok yardımcı olacak diyor araştırmacılar. Mesela parklarda ağaçlı bölgelerde de yürüyebilecekler. iPhone ile uyumlu olan yeni uygulama Apple Stor’lardan indirilebiliyor. Uygulama dili Almanca ve İngilizce. Derleyen: Nilgün Özbaşaran Dede Bilgerkennung zeigt Wege als Klang, Karlsruhe Institute of Technology, 20.03.2018. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle