Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 23 MART 2019 CUMARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER ‘Milli irade’, ama bana yarıyorsa! İki haftadır AKP ve MHP liderlerinin Ankara kampanyalarında strateji değişikliği var. Hem Bahçeli hem de Erdoğan “seçilse bile görevden alınacak” imasında bulundu Yavaş için. Bir anda Yavaş hakkında soruşturmalar, yargısal süreç de devreye sokuldu. Bir yanıyla iktidar Yavaş’ın kazanmaya yakın olduğunu ilan etti. Ama diğer taraftan da seçmene “görevden alınacak kişiye oy vermeyin” sopası gösterildi. Yani son siyasi hamle gibi de okunabilir. Bunu yaparken iktidar, ana gündem olan ekonomi üstünden kendisini savunmada hissetmek yerine doğrudan rakiplerini savunmaya itecek, bu konuları konuşmaya mecbur bırakarak gündem değiştirecek bir strateji de izlemiş oluyor. Bunda kısmen de başarılı oldu. Ancak bu stratejinin Yavaş’ı mağdur konuma düşürmesi ters tepebilir. Sandığa küskün muhalefet seçmenlerini de sandığa gitmeye ikna edebilir bu tablo. AKPMHP blokunda Ankara üstünden bir başka panik havası daha seziliyor. Konu sadece Ankara’yı kaybetmekle ilgili değil. İki parti, Türkiye’nin ana sorununun “beka” olduğunu ifade ediyor ve bu açıdan da milliyetçi bir kampanya yürütüyor. Ancak bu kampanyanın milliyetçimuhafazakâr damarın güçlü olduğu Ankara’da bile seçmeni ikna etmeye yetmediğinin ortaya çıkması, AKPMHP ittifakının geleceği açısından riskler barındıracak. Zayıflık görüntüsünün oluşmasından, ittifakın buradan çatlamasından endişe var. Zira iki partinin de bir kayıp durumunda birbirini suçlaması olası. AKP 24 Haziran seçimlerinde Ankara’da yüzde 40 oranında oy aldı. MHP ise yüzde 13. Bir önceki genel seçimde AKP oyu yüzde 49, MHP oyu ise yüzde 14’tü. Yani blok 10 puan kaybetti ve bu kayıp asıl AKP’yi etkiledi. Şimdi fiilen iki adaylı bir başkanlık yarışında AKP adayının MHP seçmeninin tamamının desteğini alması gerekiyor neredeyse. İşte Yavaş’ın bunu kırdığı anlaşılıyor. Tam da bu aşamada Yavaş hakkındaki iddialar ve adli süreçler gündeme getirildi. Buraya kadar anlattıklarım AKPMHP stratejisi açısından karşımıza çıkan tablo. Ancak iki partinin Yavaş üstünden verdikleri mesajların Türkiye siyasetinin bugününe ve geleceğine dair de önemli sonuçları var. AKP’nin tek ittifak kriteri Bir kere sürekli vurguladıkları “milli irade”nin muhalefet kazanınca geçerli olmayacağını, “Yavaş kazanırsa görevden alınacak” mesajıyla birlikte yeniden ilan etmiş oluyorlar. Yani “milli irade” AKP’ye yarıyorsa milli irade, yaramıyorsa değil. Adına demokrasi dışında ne derseniz diyebilirsiniz. Bu algının yerleşmesine hizmet etmekten daha büyük kötülük yok. Diğer yandan yargının iktidarın açıklamalarının ardından Yavaş’a karşı hızla harekete geçmesi de gösteriyor ki yargı, siyasi iktidarın hedefleriyle birlikte davranma görüntüsü vermekten çekinmiyor. İktidarın yargı üstündeki denetiminin açığa çıkması, yargının siyasallaşması bakımından da bu son yaşananlar ders niteliğinde. Türkiye’de yargının acilen bağımsız ve tarafsız nitelik kazanması gerekiyor. Ve bu mesele her partiden, her görüşten yurttaşı ilgilendiriyor. İlginçtir; iktidarın ittifak tercihlerinin kişilerin ideolojilerine ya da ülkenin içinde bulunduğu duruma göre olmadığı da bir kere daha ortaya çıkıyor. Mansur Yavaş’ın ülkücü olması, MHP kökenli bir siyasetçi olması yetmiyor. AKP’yi de desteklemesi; Saray’ın önünü açması gerekiyor. “AKP’yi destekliyorsan millisin.” Yani referans iktidar. Öyleyse çok açık: Meseleleri devletin değil, AKP’nin bekasıdır. Konu isimler ya da fikirler değil iktidar için. Tek kriterleri var: Yanlarında mısın, değil misin? Soralım mesela: Mansur Yavaş AKPMHP adayı olsaydı, bu suçlamalarla karşılaşacak mıydı? Selahattin Demirtaş 7 Haziran seçimleri öncesinde “Seni Başkan Yaptırmayacağız” açıklaması yapmasa, tersini ilan etse şu anda hapiste olacak mıydı? Akşener iktidarın müttefiki olsa, hapisle tehdit edilecek miydi? “1725 Aralık” olmasa, Gülenciler’in devlet içindeki çete tipi örgütlenmesi yine de suç olarak görülecek miydi? Görevden el çektirilen, istifa ettirilen AKP’li belediye başkanlarıyla ilgili harekete geçen, soruşturma yürüten ya da dava açan yargı mensubu var mıdır mesela? Sorular çoğaltılabilir. Yanıtlarsa bellidir. “Bizimleysen aklanırsın, milli de sayılırsın; değilsen hapsi boylarsın” düzenine itiraz etmek, partiler üstü bir yurttaşlık görevi bugün. ‘Yeşil’ hakkında 27 yıl sonra yakalama kararı ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında Ayten Öztürk cinayeti ile ilgili 27 yıl sonra yakalama kararı çıkarıldı. Eski CHP milletvekili Hüseyin Aygün, Ayten Öztürk cinayetine dair Mahmut Yıldırım hakkında çıkarılan yakalama kararı belgelerini Twitter hesabında “Ayten Öztürk’ün Tunceli Akpazar’da kaçırılıp işkence ile öldürülüp Elazığ’da Kimsesiz Mezarlığı’na gömülmesinin baş faili ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’a 27 yıl sonra yakalama kararı...” sözleriyle paylaşarak duyurdu. Aygün karar için, “Bu karar, çok geç kalınmış olsa da önemli bir karardır” dedi. l Haber Merkezi CEVAP VE DÜZELTME >> Baştarafı 1’de Çanakkale Milletvekili Özgür CEYLAN’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görevli aşçı ve garsonlara hizmet içi eğitim kapsamında Ankara’daki bazı otellerde işbaşı pratik eğitim verilmesini konu eden soru önergesine istinaden yapılan ve tamamen gerçek dışı haberler üzerine işbu açıklamanın yapılması zarureti doğmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 5018 sayılı Kamu Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay tarafından her yıl denetlenmekte olup, ayrıca tüm harcama kalemleri ilgili bütçe döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı’nın bilgisine ve denetimine sunulmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin eğitim faaliyetleri dâhil olmak üzere tüm harcama iş ve işlemleri tamamen açık ve şeffaftır. Söz konusu soru önergesinde yer alan hizmet içi eğitim, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu çalışmalarına verilen iki haftalık ara boyunca TBMM lokantalarında görevli garson ve aşçıların bilgi, görgü ve tecrübelerini daha da geliştirerek, Milletve killerimize daha iyi hizmet vermelerine yönelik pratik eğitimi kapsayan programdır. Garson ve aşçılara yönelik bu eğitim, Ankara’da bulunan bazı beş yıldızlı otellere resmi yazı ile başvurularak mesai durumları ve imkânları uygun olanlar ile herhangi bir bağlayıcı protokol olmadan ve eğitim hizmeti karşılığında herhangi bir ödeme yapılmadan tamamen gönüllülük esasıyla gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, otellerin TBMM personeline sağladığı eğitim karşılığında otellere yol, yemek, konaklama dahil herhangi bir ödeme yapılmamış ve bu anlama gelebilecek herhangi bir hizmet alımı da gerçekleştirilmemiştir. Dolayısıyla, iddiaların tamamı mesnetsiz, gerçek dışı, kasıtlı ve kamuoyunu yanıltmaya, yanlış yönlendirmeye ve olumsuz algı oluşturmaya ve bu suretle TBMM’nin itibarına gölge düşürmeye yönelik beyanlardan oluşmaktadır. Yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla kamuoyunun bilgisine saygılarımızla arz ederiz. TBMM Başkanlığı Vekili Av. Mehmet ÇOBAS Hukuk Hizmetleri Başkanı Bunun adı ihanettirCHP lideri Kılıçdaroğlu, Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesini yine eleştirdi: CHP’den gayrimüslimlere oruç yemeği İmamoğlu Türkiye Hahambaşı Haleva ile bir araya geldi. CHP, Paskalya Bayramı öncesi İstanbul’da gayrimüslim yurttaşlara oruç yemeği verdi. Yemeğe CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, CHP Şişli Belediyesi başkan adayı Muammer Keskin, Belediye meclis üyesi adayı Selina Doğan ve Adalar Belediyesi başkan adayı Erdem Gül’ün yanı sıra çok sayıda Hiristiyan inancına mensup yurttaş katıldı. Şişli’de düzenlenen yemekte bir konuşma yapan CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, “Yüzyıllardır yaşadığımız bu topraklarda sen, ben demeden hepimiz olabilmenin mücadelesini veriyoruz. Bizler, hepimiz bu topraklarda kardeşçe, eşit ve barış içinde yaşayabildiğimizi gördük” dedi. Toplumun kutuplaştırılarak ayrıştırıldığını söyleyen Kaftancıoğlu, “Ne yazık ki birileri çıkıp bizlerin kardeşliğini, karşıtlık ve kutuplaşma yaratarak ayırdılar, böldüler, parçaladılar. İstanbul’da unutulan ve unutturulmaya çalışılan kardeşliği, soldurulan renkleri, kısılan sesleri yeniden yaşatmak ve çoğaltmak üzere İstanbul’u kazanmanın değil, İstanbul’u, İstanbul halkına verebilmenin mücadelesini yürütüyoruz” diye konuştu. l İç Politika İzmir’de evlere çarpı işareti Kürt ve Alevilerin yoğun yaşadığı İzmir Karşıyaka’nın Yamanlar Mahallesi’nde önceki gece bazı evlerin duvar ve kapıları çarpı ile işaretlendi. Toplam 6 hanede görülen işaret, halkın tepkisine yol açtı. Evinin duvarına kırmızı çarpı işareti atılan mahalle sakinlerinden Ergün Akgül, “Burasının ismi önceden Maraş’tı, 12 Eylül darbesi ile Yamanlar oldu. Maraşlıyız, Aleviyiz. Bu hedef göstermektir. Biz bir toplumuz ve bunu görmek, kabul etmek istemiyorlar” dedi. Seçime az bir zaman kala bunun bilerek yapıldığını belirten başka bir mahalleli Ali Rıza Korkmaz ise, 10 gün AKP’li bir grubun mahallede broşür dağıtarak oy isteyemeye geldiğini söyledi. Korkmaz, “Bizim AKP’ye verecek oyumuz yok. Orada buna tepki göstermiştik ve sonrasında da bu olay oldu” dedi. l Haber Merkezi chp’nin ibb adayı Ekrem İmamoğlu: 1 Nisan’da göreve en yakın adayım İLAYDA KAYA CHP İBB başkan adayı Ekrem İmamoğlu, 1 Nisan’da göreve başlamaya en yakın adayın kendisi olduığunu söyledi. İmamoğlu dün ilk olarak Türk Sanayicileri ve İş İnsanlar Sevinç İnönü Derneği (TÜSİAD) ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TURKONFED) üyeleri ile bir araya gelerek iş insanlarına ekonomi, işsizlik ve istihdam konularındaki çözüm projelerini anlattı. Basına kapalı toplantının ardından konuşan İmamoğlu, “Bu toplantının ilk buluşmadan farkı ne oldu” sorusuna,“Daha geniş katılımlı oldu. 1 Nisan’da göreve başlamaya en yakın kişinin yönetim anlayışını insanlar merak ediyor” yanıtını verdi. Ardından İmamoğlu, Türkiye Hahambaşı İsak Haleva’yı ziyaret etti. Başbaşa yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından İmamoğlu, “Her vatandaşımın, her grubun çok mutlu olacağı bir kent vaat ediyoruz. En değerli işbirliğini yapacağımız kent sakinlerinin başında da Musevi vatandaşlarımız var. Onlar, bu kentin çok eski sahipleri” dedi. Haleva da, “2 sevgi vardır. Bir Tanrı sevgisi, iki kul sevgisi. Bu iki sevgiyi bütünleştirirsek, çok güzel bir İstanbul ve Türkiye olur. İnşallah başarırsınız” diye konuştu. İmamoğlu daha sonra Üsküdar Meydanı’nda yurttaşlara seslendi. İktidarın İstanbul’un sorunlarını görmezden geldiğini kaydeden İmamoğlu, “Sizi unuttular. Sizin sorumlarınızı gündeme getirdik. Çocuk, gençler, kadınlar demeye başladılar” dedi. Ekrem İmamoğlu akşam ise eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte merhum SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü’yü Kandilli’deki evinde ziyaret etti. Ziyarette merhum Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban da dostu Sevinç İnönü’ye eşlik etti. l İSTANBUL Güneş’in oğlu son yolculuğuna uğurlandı Eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’in ön ceki gün vefat eden oğlu Kutlan Güneş son yolculuğuna uğurlandı. Sakarya’nın Karapürçek ilçesindeki Merkez Camii’nde cuma namazının ardından aile mezarlığına defnedilen Kutlan Güneş, önceki gün kalp krizi sonucu yaşamını yitirmişti. Kutlan Güneş’in cenaze töreninde Hasan Fehmi Güneş’i dostları da yalnız bırakmadı. Törene CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Özkoç, eski Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem, eski CHP milletvekilleri Ali Özcan, Berhan Şimşek, Kemal Ekinci, Hurşit Güneş, BBP Genel Başkanı Mus tafa Destici de katıldı. l Haber Merkezi Buldan: Bu devran değişecek MAHMUT ORAL HDP Eşgenel Başkanı Pervin Buldan, AKP ve MHP için “Ellerinde kalan tek şey HDP’yi karalamak; hakaret etmek, yalan söylemek, iftira atmak” dedi. Buldan, “Su uyur, AKP uyumaz. Bu yüzden de uyanık olmalıyız. Sandıklarımıza sahip çıkmalıyız” diye konuştu. Buldan, yerel seçim çalışmaları kapsamında, Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde halkla buluştu. Çınar’da önemli bir ittifak yaptıklarını ve bununla onur duyduklarını söyleyen Buldan “Kürdistani partilerle yaptığımız ittifaklardan biri Çınar’da gerçekleşti. Bundan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bundan büyük bir onur duyuyoruz. Hani diyorlardı ya ‘Kürtler bir araya gelmez, birlik ve be raberliklerini sağlayamaz’ diye. Bizler ittifak yaptık. Çınar bunun en güzel örneğidir” dedi. Erdoğan’ın “31 Mart’ta bu devranı değiştirelim” sözlerine yanıt veren Buldan, “Doğru söylemiş, bu devran değişecek Tayyip Bey. 31 Mart’ta senin devranın bitecek, senin devranın değişecek. Bazen bilmeyerek de olsa doğru şeyler söylüyor, doğru laflar ediyor. Bu devranı değiştirelim diyor. 17 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar, yalanla dolanla, yolsuzlukla, hırsızlıkla yönetiyorlar. Ama dün çıkmış demiş ki bu devranı değiştirelim. Devran dönecek! Elbette ki devran dönecek. Halk senin çekini yazmış, 31 Mart’ta sana bu çeki verecek, bu çeki gösterecek” diye konuştu. l DİYARBAKIR TEMELLİ: Hepimize hakaret ediyor HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Hakkâri’deki Nevruz kutlamalarına katıldı. Burada konuşan Temelli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kutuplaştırıcı diline tepki göstererek “Bir cumhurbaşkanı sürekli insanlara hakaret ediyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bu hakaretleri, bu saldırgan dili, bu nefret söylemini kabul etmiyoruz. Bizden birine hakaret edersen bil ki hepimize hakaret etmişsindir. Herkes haddini bilecek. Edep yahu edep edep!” dedi. l İç Politika Kılıçdaroğlu, Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesine tepki gösterdi. CHP lideri, ‘Sözleşmeyi iptal et, bir haftada 50 milyon doları bulamazsam siyaseti bırakacağım’ dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, modernizasyonu yapılmadığı gerekçesiyle özelleştirilen Tank Palet Fabrikası için bir hafta içinde 50 milyon dolar bulacağını belirterek “Sen Suriyelilere 35 milyar dolar buluyorsun. Fabrikaya gelinmahmut ce Katarlılara veriyorlıcalı sun. Bunun adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanettir. Katar sözleşmesini iptal et, 50 milyon doları bir hafta içinde ben bulamazsam siyaseti bırakacağım” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçim çalışmaları kapsamında dün Ordu ve Giresun’da temaslarda bulundu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, ilk olarak sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla muhtarlarla bir araya geldi. Emeklilikte yaşa takılanların da katıldığı muhtarlar buluşmasında Kılıçdaroğlu, özetle şunları dile getirdi: n Toplum vatansever, terörist olarak ayrıldı: Belediye başkanı herkesin oyuna talip olmak durumunda. Toplumu ötekileştirirseniz. Toplumun bir kesimini dost, bir kesimini düşman olarak görürseniz bu doğru olmaz. Bugün geldiğimiz nokta bu. Ülkenin yarısı terörist yarısı vatansever. Nasıl oluyorsa. Vatandaşı A partili, B partili, C partili diye ayırmak doğru değil. Hepimiz aynı belediye otobüsündeyiz. n Fındık sorununu çözemediler: Bir siyasal parti tek başına 17 yıldır iktidarda. Özellikle geçmiş seçimlerde AK Parti’ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. 17 yılda fındık sorunu çözülmez mi? 6 ayda çözülecek olaydı. 17 yıldır niye çözülmüyor? Yakında fındık ithal ederlerse hiç şaşırmayın. Aklınıza gelir miydi bu memleket soğan, patates, nohut ithal edecek? Bademin yüzde 96’sı ithal ediliyor. Vatandaştan 2 trilyon doların üzerinde vergi aldılar. Hiçbir Cumhuriyet hükümeti vatandaştan bu kadar para toplamadı. 500 milyar dolar borç aldılar. Şimdi soğan kuyruğundayız hep beraber. n Ülkücü ve milliyetçiler savunmayacak mı?: Silah fabrikalarını satmaya sıra geldi. Tank Palet Fabrikası Fırtına obüslerinin yapıldığı fabrika. Bugünkü değeri 20 milyar dolar. O fabrikada imalatın nasıl yapıldığını kimse bilmez. Şimdi Katar ordusuna veriyorsun. Nasıl olur bu? AK Partili kardeşlerime sesleniyorum. Bir ülkenin silah fabrikası haysiyeti ve onurudur. Bir ülkenin silah fabrikasını satıyorsan onurunu satıyorsun demektir. Bu fabrikada tank üretilecek. Benim fabrikamda tank yapacak bana satacak. Niye bunu verdin Katar ordusuna? Sayın Erdoğan cevap veriyor; kamu imkânlarıyla bu fabrikayı modernize etmek istediğimiz zaman 50 milyon dolar gerekiyor diyorlar. Devasa Türkiye Cumhuriyeti. Milli geliri 800 milyar dolar. İstanbul’da 50 tane villa sat. Sen Suriyelilere 35 milyar dolar buluyorsun. Fabrikaya gelince Katarlılara veriyorsun. Bunun adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanettir. Söyledim. Kardeşim o sözleşmeyi iptal et. Vallahi de billahi de 50 milyon doları ben sana bulacağım. Katar sözleşmesini iptal et, 50 milyon doları bir hafta içinde bulamazsam ben siyaseti bırakacağım. Ben vatan sevgisi üzerine konuşuyorum. İstediği suçlamayı yapsın. Silah fabrikasını satan adama ben vatansever demem. l ORDUGİRESUN C MY B