18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 22 MART 2019 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN DİZİ Kaldı 10 gün İki blok kapışıyorAKP, MHP, HÜDA PAR bir yanda, HDP ve 6 Kürt partisi öte yanda seçimlerde karşı karşıya Başından sonuna çok tartışmalı, adalet ve hakkaniyet düzeyi sıfıra yakın bir demokratik yarışma sürecinin sonuna hızla yaklaşıyoruz. “Demokratik yarışma” ifadesini, formalite icabı kullandım. Yoksa, bu kavramla uzaktan yakından bir alakası olmayan, haksızlık ve eşitsizlik örnekleri içinde gidilen bir seçimden söz ediyorum. Zaten bu yüzden, sürecin en başlarında yazdığım bir ya da iki yazıda “Bu seçime bu koşullarda gitmek, adaletsiz bir sonucu peşinen kabullenmek ve gayri meşru bir durumun kayıt altına alınıp resmileşmesini şimdiden onaylamaktır. Bu durumda, ertesi sabah yani 1 Nisan sabahında itiraz ve ağlaşma hakkından da feragat etmiş HDP öncülüğündeki Kürt ittifakının büyükşehir belediye başkanlığını önemli bir farkla kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. CHP’li demokratlar ise partinin politikasını doğru bulmuyor. Yerel dinamikler farklı olabilir DİYARBAKIR Büyükşehirlerde BÜYÜK YARIŞ ÖZLEM YÜZAK ORHAN BURSALI “Ne hendek ne kayyım” denmesi gerektiğini belirterek Cumhuriyetçiliğin ve laikliğin öne çıkartılmasının şart olduğunu, esas beka sorununun bölgede CHP’nin olmamasından kaynaklandığını vurguluyorlar. Diyarbakır sokaklarında hem afiş hem dört tekerlekli seçim gürültülü arabaları açısından baktığımızda borusu öten şüphesiz ki AKP. Caddelerde, sokaklarda Sur içindeki Sülüklü Han gibi güzel kadim kahvehaneleri ve yemek yerlerinde ise kendinden emin, rahat bir sessizlik egemen. İnsanlar sohbet içinde ve tabii ki çevremizde ilginç gözler de etrafı süzüyor. Acaba buraya neden geldik?! Güzelim Mardin’den minibüsle 1 saatte Diyarbakır’a varıyorsunuz. Güzel bir otoyol ve güzel bir coğrafyayı aşarak. Hedef Suriçi öncelikle. Randevularımız orada başlıyor. Notlarımıza bakıyoruz, sanırız toplam 97 olursunuz” demiştim. En başta 16 Nisan hileli referandu mu ile değiştirilen, parlamento iradesini adeta “ilga” ve anayasal işleyişi tahrip eden, yargının bağımsızlığını da büyük ölçüde ortadan kaldıran düzenin doğası icabı, ağır bir hukuksuzlukla yola çıkıldı. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) görev süresi tartışmalı biçimde uzatıldı. Seçime katılan en büyük partilerden birinin genel başkanına “Cumhurbaşkanı” sıfatını (da) taşımaktan kaynaklanır şekilde “anayasal statüsü” bahane edilerek, “Seçim yasaklarından muafiyet” tanındı. Hem seçim yasasında, hem de ilgili tüm yasalardaki demokratik arızaların giderilmesine yönelik tüm itirazlar reddedildi. Hukuksuzluk diz boyu Bu iktidar döneminde yapılmış bundan önceki tüm seçimlerdeki gibi, düşünceyi ifade hakkına ilişkin tüm engeller ağırlaştırılarak korundu. Rakip olan ve “tehdit” olarak algılanan parti ve adaylara karşı bir “meşruiyet tartışması” yaratılmak istendi. Kişi ve kurumlar, örgütler ve adaylar sistematik biçimde “terörist” damgası yedi. Daha ileri gidilerek, kişisel itibarların zedelenmesi için, iktidarın güdümündeki medya organları üzerinden bir “İddia at, yapışmasa da izi kalır” pratiğine hız verildi. Gezi Direnişi benzeri davalar “hortlatılmak” sureti ile, bunun bazı muhalif aday ve partilerle nasıl irtibatını kurabili Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde farklı bir tablo vardı tabii ki. Mesela RTE, MHP desteğiyle yüzde 27.39 oy alabilmişti ancak! Yerel seçimlerin 8 puan altında! Milletvekilliği seçimlerindeki oyu ise daha da azdı: 20.31; MHP ile 21.5! Geçen yıl yapılan bu sonuçlar yapılacak yerel seçimlere yansır mı, ne kadar yansır bilmiyoruz. Ama görünen o ki, AKP yerel seçimlerde yüzde 40’ı alması hayal diyebiliriz, yüzde 35’i tutturması da, 2018 seçimlerini dikkate alırsak, mümkün gözükmüyor. İttifakın bir çöküşü ile mi karşılaşacağız? Fakat şu durumlar var: AKP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başkan adayı kayyım olarak görev yapan Cumali Atilla. Atilla, 2000’li yılların başında Diyarbakır’da vali yardımcılığı yapan ve kenti tanıyan bir isim. HDP’nin ise eş başkan adaylarının ikisi de sağlık sektöründen. HDP Diyarbakır Milletvekili Selçuk Mızraklı, uzun yıllar kentte genel cerrahi uzmanı olarak hizmet yapmış, tanınan bir doktor. Kanun hükmünde kararname ile görevinden ihraç edilen Hülya Alökmen Uyanık ise 21 yıllık hemşire ve eski sendikacı. Bakalım yerel dinamikler nasıl çalışacak? Esas beka sorunu belediye HDP’nin elinden alınmış ve yerlerine kayyımlar atanmış, ister devlet görevlisi olsun ister olmasın. Hepsi AKP’nin emrinde belediyeleri yönetiyor. Zaten Cumhurbaşkanının tüm ülkede her birimi yönetme arzusuna uygun bir durum. Diyarbakır’ın seçilmiş başkanı Gülten Kışanak örgüt propagandasından mahkum, cezaevinde. Belediye başkanları arasında toplam tutuklu sayısı fazla değil, büyük çoğunluğu serbest bırakıldı. Kayyımın Diyarbakır’da gözle görünür bir başarısının olmadığı, ama belediyenin büyük bir borcun altına sokulduğu genel kanaat. Şüphesiz şeffaflık olmadığı için de büyükşehir belediyesinde büyük yolsuzlukların yapıldığı, yandaşların kayırıldığı iddiaları paylaşılan bir sav. HDP’liler kendi yönetimleri sırasında Sayıştay’ın, Maliye’nin, İçişleri Bakanlığı’nın işlerinin belediyede adeta kamp kurduğunu ve suçlayacak hiçbir yer bulamadıklarını ama bol iftira attıklarını, kayyımın ise belediyeyi 2020’lere kadar sürecek bir borçlanma içine soktuğunu söylüyor. Yani seçilecek yeni yönetimin işi zor. Fakat bu neredeyse tüm kayyım belediyelerinde böyle... Kolay krediler aldılar, harcadılar, borca battılar. AKP ittifakı HÜDA Par Seçimleri kim alır diye sormak yersiz. Şüphesiz tüm Güneydoğu bölgesinde olduğu gibi seçimler esasta iki parti AKP ve HDP arasında geçiyor. 2014 yerel seçimlerinde oy oran riz çabasına girişildi. Hem büyük kentlerde hem de belli bir bölgede önemli bir oy potansiyeline sahip bir partinin mensuplarına her türlü emniyet ve yargı gücü ile baskı yapılmaya, soruşturmalar açılarak “kriminalize edilmeye” çalışıldı. Bu hareketin sözcülerinin her tavrı ve konuşması, bir yargı kararına dayanılmadan, yandaş ve yalancı medya tarafından uluorta “terör eylemi” gibi sunulmaya çalışıldı. CHP’nin Diyarbakır’da varlığı, önceki yerel seçimlerde yüzde 1.2, yani 8 bin 600 oy. Ama 2010 milletvekili seçimlerinde yüzde 2’yi tutturmuş. Millet İttifakı’ndaki diğer iki partiden İYİ Parti bile CHP’den fazla oy almış: 2.7. Saadet ise 1.7.. Toplam yüzde 6.5 oy. Cumhurbaşkanlığında ise Muharrem İnce’nin oyu, bu ittifakın topla ları yüzde 55’e 35 olarak gerçekleşti. Belki yüzde 1 2’lik aşağı ve yukarı oynamaların dışında ana eğilimde değişecek bir durum yok. Ama önceki seçimlerden farklı olarak bu kez İslamcı Kürt partisi HÜDA PAR (Eski Hizbullahçılar) bu seçimde AKP’ye destek çıktı ve 2014’te aldığı yüzde 4.6’lık (33 bin küsur) oyu büyük ölçüde AKP’ye kayacak. İkisi arasında büyük bir ittifak fikir birliği var. Bu seçimlerde MHP de ittifak çerçe Medya yerlerde Hükümet tarafından palazlandırılmış ve artık bir “resmi propaganda aygıtına” dönüştürülmüş bir medya grubu, söylenmemiş bir sözü başlıklara çıkararak medya etiği cinayeti bile işlemekten çekinmedi, utanmadı. Bazı yandaş TV kanalları, ana muhalefet lideri ve adaylarına ekran komplolarıtuzakları kurmaya çalışarak, sadece kendilerini rezil etmekle kalmayıp medyanın itibarını da ayaklar altına aldılar. İktidar partisinin lideri, dış siyasete ilişkin gelişmeleri, örneğin Güney sınırlarımızın güvenliği, Batı komşumuzla ilişkiler, Yeni Zelanda’da yaşanan canice terör eylemini kullanarak, bunun üzerinden bile muhalefet liderleri ve partilerine karşı hasmane bir dil ile yüklendi ve bunu oya tahvil etmeye çalıştı. Dahası, partinin kendisi değil devletin tüm olanakları kullanılarak doldurulan meydanlarda “Kamu hizmeti, açılıştemel atma, kurdele kesme” niteliğindeki etkinlikler, parti propaganda çalışmasına dönüştürüldü. Bir başka deyişle, tüm partilerden vatandaşların vergileri kullanılarak, iktidar partisinin seçim kampanyası finanse edilmiş oldu. Şimdi... Tüm bunlar olmamış, olmuyormuş gibi davranarak seçime girip, sonra da sonuçları (teşbih gerekirse) “Ofsayt çizgisi, hakem kararları, VAR uygulaması, gözlemci, MHK, Federasyon” eleştirileri ile karşılamaya var mısınız? Biliyorum VAR’sınız. O halde, yolunuz açık olsun. Sonuç hayırlı ve uğurlu olsun. mı kadar: yüzde 6.17! Meral hanım ve Saadet aday oldukları için toplam oyları yüzde 2’yi düşürürsek, İnce’ye yüzde 4 daha fazla oy akmış Diyarbakır’da. Demek CHP’nin bir artış potansiyeli var. İnce’nin ve CHP’nin seçim gecesi yarattıkları hayal kırıklığına vurgu yapan yapana! CHP’nin ana derdi, CHP’ye ve Atatürk’e gönül vermiş CHP’li dinamik güçlerle görüşmemizden çıkan sonuca göre, CHP’nin bölgede kendi bağımsız kimliğini inşa etmekten ve bağımsız, birleştirici bir güç olarak ortaya çıkmaktan kaçınması. AKP’nin politikasıyla burada PKK’yi meşrulaştırdığı görüşü de hakim. HDP ve PKK’nın politikaları bir yorgunluk yaratmış. Bunun etkisi olur mu? Ne kayyım, ne Hendek “CHP ne kayyım ne de hendek diyebilmeli”, yani sadece hendek olaylarına karşı çıkmak yetmiyor, aynı zamanda bölgede kayyımlara da karşı çıkmalı. CHP ana politikasını Kürt sorunu üzerinden değil eşit yurttaşlık temelinde kurmalı diyor CHP’liler. Cumhuriyet ve laiklik geniş bir taban bulabilir görüşü var. Diyarbakır Barosu’na kayıtlı 1400 avukat var sadece 1 ya da 2’si CHP’liyim diyebiliyor. Ziraat Odalarında diğer meslek örgütlerinde de CHP yok. Veya varlar ama ortaya kimlikleriyle çıkmıyorlar. CHP Diyarbakır’a “Kurultay’a gönderilecek delege sayısı olarak bakıyor, CHP’yi bağımsız kimliğiyle inşa etme diye bir politikası yok, Seçkin Tanrıkulu’nun burada hiç kar Barzani ve T KDP Mehmet Emin Kardaş ile yukarıda isimlerini saydığımız ittifaktaki TKDP partisinin lideriyle görüşüyoruz. Türkiye Demokratik Kürdistan Partisi. Barzani’ye yakın. Masasının arkasında Molla Mustafa Barzani, Seyit Rıza (aşiret lideri) , Şeyh Sait ve Abi Kazi Muhammed (kısa süreli var olan Mahabat Kürt Cumhuriyeti Devlet Başkanı) resimleri var. Mehmet Bey, ilginç bir politikacı. Diyor ki “Biz Eruh’da ilk silahın patladığı anda kaldık. Kürtlerini entegrasyonu ile asimilasyonu konusunda görüşlerimiz diğerlerinden farklı. En tehlikeli olanı entegrasyon olarak görüyoruz” diyor. Gençliğinde Marksist ve solcu olduğunu belirten Kardaş, “O gençlik zamanlarında kaldı, hepimiz biraz öyleydik, asimilasyonu entegrasyona tercih ederiz; entegrasyon Kürdü Kürt olmaktan çıka rır, ama asimilasyona uğramış Kürt bir şekilde bunu anımsar ve Kürtlüğüne sahip çıkar, geri döner...” Bayraklar... resimler, ortam biraz sürrealist gibi geliyor bize! Silaha kesinlikte karşı, tabii PKK’ye de. HDP’nin politikasını eşgüdümcü görüyor. Eski Hizbullahçılarla yaptığı görüşmede “Artık kasaturalarla insan kesmece yok değil mi?” diye sorduğunu belirtiyor. YARIN: MERSİN / SERTAÇ EŞ Abdülkadir Ateş ve Sertaç Eke ile. şılığı bulunmuyor ama delegeleri tayin mekanizması olarak çalışıyor sistem burada”, diyor bugün yönetimde olmayan CHP’li Kürt demokratlar. Avukat Sertaç Eke “Anlayış, Adalet, Aş” yani 3A formülünü öne çıkartıyor politika olarak. “Esas ülkemizdeki beka sorununu, Diyarbakır ve bölgede CHP’nin olmaması yaratıyor... Belediyeye 380 memur alımına 5 bin başvuru oldu. Büyük işsizlik var. İşKur alımlarında da noter huzurunda kura ile yapılır, listeler hazırlanır. Hiçbir parti bu listeler neye göre nasıl hazırlanır diye sormuyor. Aslında burada da AKP’liler öncelikle seçiliyor. Belediyede yolsuzluklar var, CHP’den ses yok.” Eğitimİş’i Diyarbakır’da örgütlemeye başlamışlar. Başkanı getirtmişler ilk toplantı sonunda 80 üye kaydedilmiş, “yani potansiyel var, çalışmak gerekir.” Fırat Üniversitesi önemli bir güç kazandı ve bölge üniversitesi haline geldi, gençler Batıya gitmek yerine daha çok burayı tercih eder oldular. Bu ilginç bir saptama! Zaten Sur dışına yeni Diyarbakır’da dolaştığınızda, İstanbul’dan bile çok daha düzenli, yeni, geniş bulvarlı ve çok iyi bir kent dokusuyla karşılaşıyorsunuz. Diyarbakır bu açıdan örnek bir kent olmuş. Cazibesi artmış. Kürtçü İslamcı yapı yükselişte CHP’lilerle ve bağımsız insanlarla konuşmalarımızda ortaya çıkan bir mesele, Kürtçü İslamcı yapının yükselişi. Bu büyük sorun diyorlar. Dini örgütlerin gücü ürkütücü şekilde artıyor. Külliyeler, medreseler... Kürt İslamcılığı üzerine kurgulanıyor oyun. Menzilcisi, Nurcusu, Süleymancısı hepsi var. FETÖ’den boşalan boşluk hızla dolduruyor. Kürtçü İslamcı yapının büyümesi en büyük tehdit. “HDP laikliği savunmuyor, her ikisi de bölgenin İslamcı ideolojik yapısından pay alma yarışında, muhafazakârlık üzerinden rekabet ediyorlar. Her ikisi de pragmatik partiler. Sivil Cumalar uygulanıyor, anaokullarında ablalar değerler eğitimi veriyor, HDP şikâyet ediyor mu? Hayır. Peki bu maya tutar mı? Bu sorunu yanıtı kolay değil. Ama bana kalırsa tutmaz diyor masadaki CHP’liler, “toplum özgürlükçülüğü gördü tanıdı”. DSP’ye gelince, “CHP onu içine almalıydı seçimlerde” görüşünü dile getiriyorlar. Süleymancılık, Menzilcilik, Nurculuk devlet desteği ile burada yayılıyor, hem de külliyeler şeklinde. AKP bu politikayı izliyor ve hepsini destekliyor, bilgisini alıyoruz. FETÖ boşluğunu bunlar dolduruyor. Peki ya ekonomi? Eski TÖBDER’li, 27 yıl edebiyat öğretmenliği yapan öğretmen, şimdinin girişimci işadamı Abdurrahman Aslan’la konuşuyoruz. Organize sanayi bölgesinde bir bulgur fabrikası var; aynı zamanda Organize Sanayi İş İnsanları Derneği başkanı. Hikmet Çetin’in de yakın akrabası. Kürt aydını. İşKur’un popülist politikaları günübirlik pansuman yapıyor yaraya diyor. AKP’nin söyleminin aslında PKK’yi meşrulaştırdığı görüşünde. Tabii AKP’nin özellikle Fethullahçı iş adamlarının mallarına el koyma sı konusunda ise “Bu el koymayı sıradanlaştırdılar, kendilerinden olmayan iş çevreleri bunu bir tehdit olarak hissediyorlar, bu konuda derin bir kaygı var” diyor. Durum kötü. İcra işlemleri patlamış, müteahhitler havlu atıyor, bırakıp kaçanlar var. 1 yıl sonra büyük bir kriz kapıda görüşü yaygın. Hayvancılık tarım yok olma noktasında. Bismil’de topraksız seracılık yapan Mehmet Beyazlar, artan elektrik ve mazot fiyatlarından dolayı üretim yapamaz hale geldiğini söylüyor. vesinde AKP’yi destekliyor. Önceki yerel seçimlerde 0.6’lık oyunu (4671 oy) AKP adayı hanesine sayabiliriz. Böylece ilginç bir resmi ve gayri resmi Cumhur İttifakı söz konusu: AKP, MHP, Hüda Par. Diyarbakır büyükşehire aday çıkardığını göremediğimiz BBP de bu ittifakı destekleyecek. Oyu MHP’den fazla yüzde 1. (7190 oyla) Hüda Par’ın neden seçimlere girmeyip AKP’ye destek çıktığına dair sorumuza yanıtlar şöyle: Hizbullah davasından tahliyelere karşılık olabilir, ama daha da önemlisi para. Karşılıklı ekonomik çıkar ilişkileri. Müteahhitlerin AKP’ye yakın olan önemli bir bölümü bu partiyi destekliyor. Yani bir bölüşüm var! Hüda Par’lı yetkilileri arıyoruz görüşmek için, aralarında konuştuktan sonra geri dönüyorlar ve seçimlerden önce medyaya bir açıklama yapmamaya karar verdiklerini söyleyerek reddediyorlar. Fakat bunlar AKP’yi yukarıya taşıyacak ve yüzde 40’ı bulabilecek mi, tartışmalı. Kürt ittifakı Karşı bir ittifak da oluştu tabii. Diyarbakır çok renkli bölge. Türlü çeşitli görüşler örgütlenmiş neredeyse binbir çiçek açmış! Çok sayıda Kürt partisi veya oluşumu var. Bunlardan 6’sı, Kürdistan İslami Hareketi (AZADÎ), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Partîya Komunîsta Kurdistan (KKP), Platforma Demokrata Kurdistan PDK, Partîya Demokrata Kurdistanê Türkiye PDKT (KDPT); Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile yaptıkları ortak toplantıda seçimlerde birlikte hareket kararı aldılar. HDP’ye destek verecekler. İttifakın adına da Kürdistani Seçim İttifakı koydular. Bildirgelerinde AKP’yi eleştiriyor, Kürt halkının ulusal birliğini sağladıklarını belirtiyor ve “en birleştirici paydamız, halkımızın yaşamsal acil ulusal talebi olan ana dilde eğitimöğretim başta gelmek üzere, kendi ulusal kaderini tayin hakkı için mücadelenin bizi ortaklaştıran en büyük unsur olduğunun bilinciyle, belediyelerde ulusal demokratik duruş kadar yerelde halkımıza hizmet götürmek üzerinden hareket edeceğiz...” diyorlar. Bu karşılıklı ittifakların, yaşanan hendek savaşlarının taraflara ne oy getireceğini ve ne oy kaybettireceğini bilmek zor. Diğer 6 Kürt parti ve derneğinin toplam oy oranlarını bilmiyoruz, ama hepsinin seçmende az da olsa bir karşılığı var. Bunlar HDP’yi yüzde 60’ın üzerine ne kadar taşır seçim sonuçlarında göreceğiz. Fakat Hendek savaşlarının Diyarbakır seçmeni üzerinde bir bıkkınlık yarattığı ve bir kısım seçmenin sandığa gitmeyebileceği de söyleniyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle