18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 22 MART 2019 CUMA EDİTÖR: CAFER KURT HABER Teröre karşı etik bildirge Yeni Zelanda’da 50 kişiyi öldüren ırkçı katilin nefret eyleminin üzerinden bir hafta geçmeden, Hollanda’nın Utrecht kentinde, bir tramvayda üç kişinin öldürülmesi olayının failinin Türk kökenli olması, ırkçı cinayetlerde tırmanma korkusunu doğurdu. Daha cinayetlerin saiki ve hedef alınan kişinin kimliği bile kesinlikle belli olmadan önce dahi hemen kuşkuların artması, durumun ne kadar kritik olduğunun göstergesidir. Yadsımaya çalışmanın anlamı yok, nefret suçlarının tırmanmasını sağlayacak ırkçı ortam bütün dünyada hızla genişlemektedir. Bu durum karşısında yeni ve ciddi önlemler almanın zamanı gelmiştir. Asıl tehlikenin ırkçı Donald Trump’ın ipe sapa gelmez beyanlarıyla bol bol beslenen ABD dahil, bütün dünyada yükselen ve marjinal olmaktan gittikçe uzaklaşan ırkçı güçlerin dışında olduğu halde, propagandalarının etki alanı içinde olan kesimlerden kaynaklandığını da vurgulamak gerek. HHH Nefret cinayetleri karşılıklı olarak birbirlerini besleyip tırmandırırken, ırkçılığın etkisi genişletmekte ve gittikçe merkeze doğru yayılan bir kritik alan yaratmaktadır. Basının ve sosyal medyanın bu alandaki geniş etkileriyle birlikte popülizmin pençesine düşmüş ucuz politikacıların zararlarını gidermek için demokrasilerin yeni çareler arama vakti gelmiştir. Her şeyden önce, bu tür eylemler karşısında, düşmanlık duygularını tahrik edecek davranışlardan kaçınmak üzere alınacak tavır konusunda bazı ilkelerin oturtulması gerekmektedir. Irk, dil, din, uyruk farkı olmaksızın, ırkçı nefret cephesi bir bütün oluşturmakta ve kin ve nefret duygularını yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır. Bu durumda, basının ve sosyal medyanın bunların hangi taraftan sadır olursa olsun, aynı hedefe yönelik girişimlerinin tuzağına düşmemek için, eylemlerini geniş kitlelere iletecek görüntülerin ve açıklamaların yaygınlaştırılmasından kaçınmaları gerekir. Dikkat edilmesi gereken bir husus da, saflaşmayı, cepheleşmeyi artıracak, adresi belirsiz gibi görünen ama her yöne çekilebilir nitelikleri dolayısıyla husumeti artıran imalar içeren davranışların da kaçınılması gereken tehlikeler olduklarıdır. Irkçı nefret cinayetleriyle karşılaşıldığında, bunların hepsinde kurban ile katil olmak üzere iki cephe olduğunu ve bunların kendi içlerinde din, dil, soy, mezhep, ulus farklılıkları ne olursa olsun bir oldukları gerçeğini vurgulamak ve dünyada bu yönde algıyı yaygınlaştıracak eylemlerin altını çizmek yerine, şu ya da bu yandaki örgütlerin geçmiş eylemlerine atıf yapılarak taraflar yaratacak davranışlardan kaçınmak üzere harekete geçmenin zamanı gelmiştir. HHH Demokrasilerde, bu sonuca özgürlükleri çiğnemeden varabilmek, önlemlerin, yasaklarla değil de tarafların gönüllü uygulayacakları etik kurallar çerçevesinde olmasıyla mümkündür. Bu konuda yasaklar koymak yerine cepheleşmeyi azaltacak etik kuralları saptayacak olan “ırkçı nefret suçlarına ve teröre karşı evrensel etik bildirgesi”nin oluşturulması artık düşünülmelidir. Terör ve ırkçı nefret eylemlerine karşı izlenecek ortak yolun saptanmasına ön ayak olacak olanların, Birleşmiş Milletler’in öncülüğünü sağlayabilmeleri de mümkündür. Amaç, iç ve dış politika alanlarında kin ve nefret tohumlarının yeşermesini engelleyerek, nefret tuzağına düşülmesini önlemektir. Gerginlik, kin ve nefret üzerine politika bina etmiş olan popülist siyasetçinin bu etik kurallara uyacağı tabii ki garanti edilemez. Ama olsun, biz bir kere insanlığımızı yapalım da... Fikret Başkaya yargılanıyor ‘Özgür düşünce engellenemez’ Türkiye ve Ortadoğu Forumu Vakfı Başkan ve Özgür Üniversite Kurucusu Yazar Fikret Başkaya, “Asıl Terör, Devlet Terörüdür” başlıklı yazısında terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında açılan davada hâkim karşısına çıktı. Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savunma yapan Başkaya, suçlamayı reddederek, “43 sayfalık iddianamenin benimle ilgili bölümü sadece bir sayfa. Gayri ciddi bir iddianamedir” dedi. Yazısının hiçbir yerinde terörün cebir ve şiddet içeren yöntemlerini öven unsurları olmadığını belirten Başkaya, “Bir örgüt propagandası asla söz konusu değildir” dedi. En büyük terör devletlerinin ABD ve İsrail olduğunu ifade eden Başkaya, 12 Mart, 12 Eylül dönemlerinde Türkiye’de devlet terörü uygulandığını söyledi. Gözaltında kayıpları, faili meçhul cinayetleri, Roboski’de 34 köylünün bombalanarak öldürülmesini örneklerle anlatan Başkaya, “Bunlar devlet terörü değil miydi” diye sorarak şunları söyledi: “Özgür düşünceyi, ifade özgürlüğünü yasaklayan bir rejim önünü göremez. Düşünceyi engellemek mümkün değildir.” Duruşma 10 Eylül’e erteledi. l ALİCAN ULUDAĞ/ANKARA ‘İktidarı sallanıyor’Akşener ve Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın ülkenin yarısını ayrıştırarak ‘terörist’ ilan ettiğine vurgu yaptı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kocaeli’ndeki ortak mitingde “demokrasi” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu, kendisine “idam” isteyen AKİT muhabirine “Feriştahı gelse diz çökmeyiz” yanıtı verdi. Kılıçdaroğlu, özelleştiren Tank Palet Fabrikası ile ilgili de Cumhurbaşkanı Tayyip SELDA Erdoğan’a, “Uçağını sat, fabGÜNEYSU rikayı al” diye seslendi. Akşener de “Erdoğan’ın iktidarının sallandığını” belirtti. Millet İttifakı kapsamında büyükşehir belediye başkanlığı İYİ Parti’ye bırakılan Kocaeli’nde de ortak miting düzenlendi. Miting alanına önce İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener geldi. Akşener, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu 10 dakika kadar alanda bekledi. Miting öncesi yurttaşlar hep bir ağızdan Andımızı okudu. Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: Demokrasi baharını getireceğiz: Bu ülkeye demokrasi baharını getirmek için hep birlikte mücadele edeceğiz. Ne için? Esnafımız siftah yapsın, çiftçi rahat üretsin diye. Ortak mücadele edeceğiz. Hep birlikte Dr. Serdar Kaman’ı seçeceğiz ve onu sizlerin desteğiyle Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturtacağız. Silah fabrikasını sattılar: Öyle bir atmosfer yarattılar ki sanki ülkenin yarısı terörist, yarısı vatansever. Seçim yapıyoruz. Sanki savaşa gidiyoruz. Kavgadan, gerilimden medet umuyorlar. Çünkü mutfaktaki yangını vatandaş görmesin diyorlar. Ne dersen de bu ülkedeki vatandaşların mutfağında yangın var. 7.5 milyona ulaşmış işsizimiz. Neden kavgadan medet umuyorlar? İnsan kendi vatandaşına terörist der mi? Terörist kimmiş? Hal esnafı, bakkal, pazarcı. Onlara oy vermeyen her Kılıçdaroğlu ve Akşener, Kocaeli’nde ortak miting düzenledi. İki lider Serdar Kaman için oy istedi. kes terörist. Bu anlayış toplumu ayrıştıran bir anlayıştır. Bunu reddediyoruz, kınıyoruz ve lanetliyoruz. Soğana muhtaç ettiler. Sakarya’da, 25 yıllığına yüzde 49,9’u Katar ordusuna satıldı. Silah fabrikası bir devletin namusu ve onurudur. Eğer silah fabrikasını yabancı bir ülkenin ordusuna satıyorsan, ülkenin namusunu, onuru ve haysiyetini satıyorsun demektir. Tank fabrikasını götürüp yabancı ülkeye peşkeş çekene, onun sözcülüğünü yapana asla izin vermemeniz gerekir. Ya sen o sözleşmeyi iptal et, vallahi de tillahi de ben sana 50 milyon doları bulacağım. 910 uçağın var. En küçük uçağın fiyatı 150 milyon dolar. Satarsın bir uçağını, 150 milyon dolara, 50 milyon doları verirsin. Sen de haysiyet, onur, gurur yok mu? Katar ordusu tank üretip, bize satacak. ‘Olsa dükkân senin’ Akşener ise özetle şunları söyledi: 250 milyon lira daha taktık: (Erdoğan’a) Malum arkadaş geldi buraya, attı tuttu, gitti. Ben çiftçiye, domates yetiştiricisine terörist dediğini söyledim; 11 milyon CHP, 5 milyon İYİ Parti, 1 milyon Saadet ve Demokrat Parti seçmenlerine terörist dediğini söyledim çok kızdı. Çok kızdı, önce hapisle tehdit etti sonra 250 milyon TL yani 50 milyon dolar. Tank palet fabrikasının 50 milyon dolara iyileştirileceğini söyledi ya, zaar benden alacak. Tam 50 milyon dolar. Sayın Erdoğan olsa dükkân senin, hay hay. (‘Söyle’ sözleri üzerine) Cumhurbaşkanı’nın terörist dediği Kocaelili kardeşlerim nasılsınız, iyi misiniz? Hadi bir 250 milyon TL daha taktık. Erdoğan’ın iktidarı sallanıyor: Ama bu defa vatandaş ayrıştırıcı, düşmanca dili bu yalancı, zehirli dili reddediyor. Bunlar niçin yapılıyor? Bunlar mutfaktaki yandın için yapılıyor. Rahmetli Demirel’in dediği gibi, ‘Tencere her iktidarı sallar’ Tencere Sayın Erdoğan’ın yerel seçimlerdeki iktidarını sallıyor. Yani Tarzan zorda. Onun için iftirayla yalanla bir seçim kampanyası götürüyor. l KOCAELİ Sabah’a 1 TL’lik tazminat CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, iktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında yayımlanan MİT TIR’ları haberi nedeniyle 1 TL tazminat ödemeye mahkum edildiğini bildirdi. CHP’den yapılan açıklamada Sabah gazetesinin MİT tır’ları olarak bilinen olayla ilgili, Kılıçdaroğlu’nun söz konusu dosyayı dönemin Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’dan aldığı yönündeki haberi hakkında görülen davada, Sabah gazetesinin yalan haber yaptığı karara bağlanırken, gazetenin Kılıçdaroğlu’na 1 TL tazminat ödemeye mahkum edildiği belirtildi. Açıklamada, “Mahkeme CHP liderini haklı bularak duruşmayı sonuçlandırdı ve Sabah gazetesini yalan haber yaptığı gerekçesiyle 1 TL’lik tazminata mahkum etti” denildi. Sabah gazetesinin 18 Ağustos 2017 tarihli nüshasında ve kamuoyunda MİT TIR’ları dosyası olarak bilinen görüntülerin, dönemin Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı tarafından Kılıçdaroğlu’na verildiğine yönelik bir haber yayımlanmıştı. l ANKARA/Cumhuriyet Ata’ya hakaret sumenaltıRehber öğretmen A.C.A’nın tutanağa yansıyan sözleri için işlem yapılmaması tepki çekti YILDIRIM, İMAMOĞLU’NUN SALONDAN ÇIKMASINI BEKLEDİ ‘Keşke el ele mesaj verseydik’ CHP İBB başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Halkalı Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen “Nevruz Şöleni”ne katıldı. Etkinliğe davetli olan AKP İBB başkan adayı Binali Yıldırım’ın, İmamoğlu’nun salondan ayrılmasının ardından gelmesi dikkat çekti. Etkinlik salonuna geçmeden önce Nevruz ateşinin üzerinden atlayan İmamoğlu, yumurta tokuşturup, örste demir dövdü. İmamoğlu etkinlikte yaptığı konuşmada, “Nevruz bir barış bayramı. Kutuplaştırıcı anlayışa karşı panzehirdir. Ülkemiz düzeyinde resmi bayram olarak yerini almalıdır” dedi. Binali Yıldırım’ın, İmamoğlu’nun ayrılmasından sonra salona geleceği bilgisini alan gazetecilerin “Sizinle bir araya gelmekten mi kaçınıyor” diye sorması üzerine İmamoğlu, “Çıkışımı bekliyorsa, çıkıyorum. Keşke bir araya gelebilseydik. El ele, kol kola mesaj verseydik. Nevruz birleşme, barış günüdür. Barıştan korkmayalım. Bu ülkenin kurtuluşudur... Tatlı yarış öyle olur. Ama yine de Sayın Yıldırım’ın Nevruz’unu kutluyorum” dedi. ‘Görevi bayıla bayıla verecek’ Daha sonra Halk TV’de programa katılan İmamoğlu, “Kazanırsam Sayın Cumhurbaşkanı görevi verir mi diye düşünmüyorum. Bayıla bayıla verecek” diye konuştu. l İç Politika Soyer’den raylı sistem sözü CHP İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Tunç Soyer, İzmir’de raylı sistemi iki kat artırarak kent trafiğini kısa vadede rahatlata caklarını belirterek “Bergama, Kemalpaşa, Me nemen, Güzelbahçe’ye kadar uzanacak raylı sis tem ağıyla İzmir temiz, kesintisiz, güvenilir, hızlı ve konforlu raylı sistem ulaşım ağına sahip olacak” dedi. Ya rım milyondan fazla İzmirlinin yaşadığı Buca’ya metroyu ka zandıracaklarını belirten Soyer, “Buca metrosu üniversite dahil olmak üzere 11 duraktan olu şacak, toplam uzunluğu 13.5 kilometre olacak olan bu hat Tunç Soyer kısa sürede hayata geçecek. Çiğli’ye de tram vayı getireceğiz. Projesi hazır olan Çiğli tramva yı hattının inşaatına başlayacağız. İzmir Büyük şehir Belediyesi projesi hazır olan Halkapınar Otogar metrosunu da kendi öz kaynakları ile ta mamlayacak” dedi. l İZMİR/Cumhuriyet iğneli fırça zafer temoçin YAvaş’ın adaylığının düşürülmesine ret İtiraz eden hükümlü çıktı Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adaylığına yapılan itirazı aday listeleri kesinleştiği için işleme almadı. İtiraz eden kişinin cinsel taciz dahil birçok suçtan 52 yıl hapis cezası almış bir hükümlünün olduğu ortaya çıktı. Yavaş hakkındaki iddialar tartışılırken Tarsus’tan bir yurttaş, YSK’ye adaylığın iptali istemini içeren bir dilekçe gönderdi. Ancak YSK, aday listeleri kesinleştiği için yapılacak bir işlem bulunmadığından başvuruyu görüşmedi. Yeniçağ gazetesinin haberine göre, itiraz eden kişinin cezaevinde bulunan bir hükümlü olduğu ortaya çıktı. Tarsus 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yatan hükümlü Rıfat Çiçek’in cinsel istismar dahil pek çok suçtan hüküm giydiği öğrenildi. Çiçek’in YSK’ye sunduğu ikinci dilekçede ise muhalefetin adayları içinde “FETÖ’cü ya da PKK sempatizanı” adayların tespiti için yapıldığı öğrenildi. l ANKARA/Cumhuriyet Bakanlığın Görevden aldığı CHP’li Sarı ‘Adaylığıma engel değil’ 31 Mart seçimlerine 10 gün gibi kısa bir süre kala CHP ve İYİ Parti’nin Balıkesir’in Erdek ilçesinde ortak adayı olan mevcut Belediye Başkanı Hüseyin Sarı’nın kamu görevlilerine hakaret suçundan verilen 11 ay 20 gün hapis cezası kesinleşti. Cezasının kesinleşmesinin ardından İçişleri Bakanlığı da Sarı’yı belediye başkanlığı görevinden aldı. Sarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 28 Mart 2014 tarihinde hakkında bir da va açtığını ifade etti. Yargıtay’ın hakkındaki kararı 6 Aralık 2018 tarihinde onayladığını anımsatan Sarı, seçme ve seçilme hakkına yönelik herhangi bir kısıtlama olmadığını, Yüksek Seçim Kurulu’nun da zaten bu karar belliyken adaylığını onayladığını ifade etti. Sarı, kararın siyasi bir karar olduğunu belirterek, “15 Temmuz’dan sonra Erdoğan bütün davaları geri çekerken bu davayı çekmemişti” dedi. l MAHMUT LICALI/ANKARA OZAN ÇEPNİ İktidara yönelik her türlü eleştiride öğretmenlere bir bir soruşturma açan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ankara’da bir okulda öğretmenler odasında Atatürk’e hakaret eden öğretmeni görmezden geldi. Şikâyette bulunmasına karşın, hakaretlerde bulunan öğretmen hakkında 6 aydır herhangi bir işlem yapılmadığı ortaya çıktı. Atatürk’e hakaret eden öğretmenin, “Atatürk ateisttir. İngiliz ajanıdır. Babası belli ama dedesinin kim olduğu belli değildir” ifadelerini kullandığı ise tutanaklara yansıdı. İktidarın, yargının ve MEB’in Mustafa Kemal Atatürk’e karşı olumsuz tutumu ve hakaretlere göz yumma girişimi okullarda öğretmen odalarına taşındı. Ankara Şehit Bülent Göçer Ortaokulu’nun rehber öğretmeni A.C.A, okulun öğretmenler odasında Atatürk’e ilişkin skandal değerlendirmelerde bulundu. Diğer öğretmenlerin tepki göstermesinin ardından tartışma büyüdü. Suç duyurusu yapıldı Öğretmenlerin hazırladığı tutanakta “Atatürk ateisttir, İngiliz ajanıdır. Babası belli ama dedesinin kim olduğu belli değildir. Nüfusunu Selanik’ten buraya yani Türkiye’ye aldırabilmek için adaları Yunanistan’a vermiştir. Hakkındaki kanun kaldırıldığında kim olduğunu göreceksiniz” ifadelerini kullandığı belirtildi. A.C.A hakkında hem Gölbaşı Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hem de savcılığa suç duyurusunda bulundu. MEB uyudu Şikâyetlerin ardından Atatürk’e hakarette bulunduğu belirtilen rehber öğretmenin Emniyet tarafından ifadesi alındığı ve ayrıca ilçe milli eğitim müdürlüğü tarafından da soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Rehber öğretmenin, kendisine komplo kurulduğunu, söz konusu ifadeleri kullanmadığını, konunun kıskançlıktan kaynaklandığını ve gerçekdışı olduğunu belirterek savunma yaptığı belirtildi. Öğretmenin okulu değiştirildi. Atatürk’e hakaret eden öğretmenin eşinin Tarım ve Orman Bakanlığı’nda danışman olduğu öğrenildi. Konuyla ilgili not bıraktığımız Gölbaşı İlçe İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yanıt gelmezken, sürecin peşini bırakmayan Eğitimİş’in yasal girişmlere devam edeceği öğrenildi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle