18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 15 MART 2019 CUMA TASARIM: İLKNUR FİLİZ DİZİ Utanç günleri Sık sık hatırlar ve hatırlatırım bu lafı. İngiliz kökenli bir klişedir: “What did you do in the war daddy?..” diye ünlü bir soru, daha doğrusu bir slogandır. Bir film adıdır aynı zamanda. “Savaş zamanında sen ne yaptın baba?..” diye tercüme edilebilir. Mealen, “Çocuklarınız ve torunlarınız, geçmişte zor zamanlarda sizin nasıl bir tavır aldığınızı, nerede nasıl bir duruş gösterdiğinizi sorduklarında onlara; onurla, başınız dik, göğsünüzü gere gere, yüzünüz kızarmadan verebileceğiniz bir yanıtınız olacak mı?..” şeklinde de formüle edebilirim. Geçmişi bir hayli gerilere dayansa da, yaklaşık son 17 yıla yayılan “Cumhuriyeti yıkım projesi” yıllarında bu ülkenin onurlu ve vatansever insanlarının nerede durduğu, ne yaptığı (ya da yapmadığı), ne söylediği (ya da söylemediği), kimlerle birlikte yürüdüğü (ya da yürümediği) üzerinden ciddi bir karne notu oluşacaktır. Özellikle de gazeteci milletinin. Benim belki de haklı olarak patentine sahip olduğum “5Y” (YandaşYalakaYılışıkYalancıYavşak) medyasının tavrına bakınca, oralarda icrai sanat eyleyen insanların haline bakıyorum da, “O gün geldiğinde nasıl bakacaklar çocuklarının, torunlarının yüzüne?” diyorum. Ana muhalefet İstanbul adayı konuşuyor yeminli yandaş TV’de. Canlı ya da bant kaydı, hiç fark etmez. Haber Merkezi’nden rejiye “yıldırım” bir talimat geliyor. “Kes! Kes kes! Çııııık!.. Ankara’ya Ankara’ya. Reiis konuşuyoooor!.. Çabuuuk! Gir gir gir!..” Yıktın perdeyi eyledin viran!.. Tamam. Bir aferin alacaksın patrondan ve belki de talimat bile vermeden ona bu hareketi yaptıran güç odağından... Ama, senin kendi karnen gitti gümbürtüye be çocuk. Değdi mi? Nasıl çıkacaksın insan içine, sonra? Nasıl “gazeteciyim” diyeceksin bundan böyle ömür boyu. Hangi yüzle? Ana muhalefetin Ankara adayına yönelik (doğru ya da yanlış ben tartamam ayaküstü ama belli ki manidar zamanlama ile seçime beş kala ortaya atılmış bir torpil bombası) iddiaları dillendiren iktidar sözcüsünü saatlerce konuştur. Zan altında kalan aday açıklama yaparken, onu görmezden, duymazdan gel. Sonra onun açıklamalarına yanıt veren iktidar sözcüsünü yine saatlerce ver. Hiç utanmıyorsun değil mi? Torunun sana “bugünleri” sorduğunda suratının rengi ne olacak? Bir düşünsene be çocuk. Bak, demedi deme. Geleceğin çocukları daha da cesur olabilir. Onlar öyle “dede, nine” filan dinlemeyip okkalı bir tükürük basıverir belki de suratının ortasına. Bilemem... Çağırmışsın stüdyoya 3 tane yancı. Karşılarına farklı görüşte başkalarını oturtuyorsun. Bari adil yönet tartışmayı, değil mi? Muhalif görüşteki konuklar arasındaki hanımefendiye alenen hakaret ediliyor. Ve sen ezilip büzülüyorsun. Kıvır kıvır kıvırıyorsun, 9/8 Roman havası tadında oynuyorsun moderatör kürsüsünde. Hiç yüzün kızarmıyor bu terbiyesizliğe izin verirken. Ön ayak olurken. Hanımefendinin protesto için çıkıp gitmesine bile engel olamıyorsun. Belki de içinden “Ohh be! Ne güzel, şimdi (ben de dahil) 4’e 2 kaldılar” diyorsun. Düştüğün kepaze durum seni hiç rahatsız etmiyor değil mi? Emin ol, yaşadığın sürece arkandan kovalayacak bu onursuz, bu aşağılık durum. Merkezden sana dikte edilen yandaş ve propagandist manşeti “çakıveriyorsun” birinci sayfaya. Ballandıra ballandıra grafiklerle, fotoğraflarla filan süsleyerek. Hiç sıkılmadan. Utanmıyorsun. Sorun burada zaten. Hani derler ya “sinirleri alınmış” diye, çok soğukkanlı kalabilen insanlar için... Senin de “Ar Damarı”nı almışlar be annem. O damar ki, en başta sözünü ettiğim “Ruzi Mahşeri Matbuat”ta (basının temsili mahşer günü) torunların gelip önce oraya bakacaklar. “Yerinde mi?” diye. “Allah kimseye akıl ve âzâ noksanlığı” vermesin derdi rahmetli Anneanneciğim. O “damar”, önemli bir âzâsıdır insan vücudunun.   Trakya Üniversitesi, Hayrabolu Meslek Yüksekokulu’ndan almış olduğum geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. GÜLAY DİL İstanbul Üniversitesi’nden almış olduğum öğrenci kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. SEVCAN OLĞAR Suskun bekleyişMardin’de yeniden kayyım atanır mı; geçim derdi, çaresizlik ve yılgınlık bir arada MARDİN Büyükşehirlerde BÜYÜK YARIŞ Özlem Yüzak Orhan Bursalı Çok büyük sürpriz olmadıkça sonucu belli bir yerel seçim Mardin’deki... Siyasetin önemli figürlerinden biri olan Ahmet Türk yine HDP’nin Mardin Büyükşehir adayı. Ve 2014 yerel seçimlerinde yüzde 52.2 oyla seçilen ancak görevden alınarak yerine kayyım atanan Ahmet Türk’ün yine seçileceğine kesin gözle bakılıyor. Belki de bu yüzden kentte bir seçim heyecanı yok. Mardin halkı suskun ama ne yapacağı konusunda kararlı gözüküyor. Bu suskunluğun satır aralarında neler var peki? Yeniden kayyım atanma olasılığı mı ve buna ne tepki verileceğinin bilinmezliği mi? Giderek artan geçim derdi, yoksulluk mu? Sayıları giderek artan Suriyelilerin vasıfsız işgücünden pay almalarının, zaten son derece yüksek olan işsizliği daha vahim boyutlara taşıması mı? Sanırız hepsi iç içe geçiyor ve Mardin halkını bir çaresizlik, yılgınlık sarmalının içine sokuyor. MHP’nin AKP’yi desteklediği kentte AKP’nin adayı Mehmet Vecdi Kahraman, CHP’nin adayı Süleyman Sarı, İYİ Parti’nin Tuna Işıkhan, Saadet Partisi’nin adayı ise Mehmet Ali Kılıç. HDP’nin diğer eşbaşkan adayı ise Figen Altındağ. Sadece AKP’nin bayrakları var ortalarda. HDP’nin aday tanıtım toplantısında yaşananlar belli ki hafif germiş ortalığı. Ölüm orucundakiler ile ilgili slogan attıkları için 16 gözaltı olmuş, HDP Eş İl Başkanı Ali Sincar tutuklanmış, diğerleri serbest. Merkez ilçe olan eski Mardin’in bulunduğu Artuklu ilçesinde iki parti adayı başa baş gidiyor. AKP’nin adayı Abdülkadir Tutaşı ve HDP Nurettin Turgay. Tutaşı, Mardin’in büyük ailelerinden. Ticaret Odası eski başkanı. Tutaşı kazanırsa kendi gücü ile kazanacak, kaybederse partisi yüzünden kaybedecek lafı dolaşıyor ortalarda. Dargeçit, Ömerli, Derik, Mazıdağı, Kızıltepe, Nusaybin ve Savur’da HDP’nin kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Midyat ve Yeşilli AKP alabilir. Arap nüfusun ağırlıklı olduğu yerler AKP’yi tercih ediyor. Kapanan fabrikalar “Mardin’in ekonomisinin 2 ayağı vardı: Turizm ve komşu ülkelere nakliyat. Şimdi topal kaldı. Nakliyat he Eski Mardin’in bulunduğu Artuklu’da iki parti başa baş gidiyor. AKP’den Abdülkadir Tutaşı ve HDP’den Nurettin Turgay. Tutaşı, Mardin’in büyük ailelerinden. Tutaşı kazanırsa kendi gücü ile kazanacak, kaybederse partisi yüzünden kaybedecek lafı dolaşıyor ortalarda. men hemen hiç kalmadı” diye anlatıyor Semih Hocaoğlu. Hocaoğlu eski gazeteci. 1989 yılında belediye başkan vekilliği yapmış, 19951999 arası da CHP Mardin il başkanı olmuş. Halen yerel gazetelerde de yazıyor. “Makarna, un fabrikalarının çoğu kapanıyor. Organize sanayi bölgesinde gıdaya dayalı üretim yüzde 25 azaldı. Sınır ticaretinin hemen hemen hiç kalmamasının bunda büyük payı var. Kuzey Irak, Suriye hepsi bölgeyi çok etkiledi. Bir de banka kredilerinin çok azalmış olmasının” diyor. Turizm ise henüz mevsim başlamamasına karşın fena değil. Tabii iç turizm bahsettiğimiz... Kayaların içine oturtulmuş sarı evleri ile eski Mardin sokaklarında adım başı bir otel var, neredeyse ve dükkânların hemen hepsi Mardin sabunları satıyor. Her dükkânda aynı şey satılıyor; kazana cak kadar müşteri geliyor mu peki” sorusunun yöneltiyoruz ister istemez orada esnaf olan Abdülkadir’e. “Sabun işinde kazanç olduğunu gören herkes bu işe soyununca işin içinden çıkılmaz bir hale geldi. Ne yazık ki çoğu kapatır dükkânı, böyle gitmez” yanıtını veriyor. İşin kötüsü farklı alternatiflerin pek de olmayışı. Abdülkadir, Merkez ilçe Artuklu’yu AKP alır diyor. “Peki, büyükşehirin kayyıma verilmesine ne diyorsun” sorusuna “Kötü oldu tabii” diyor. Babası söze karışıyor “Mardin, Arap, Türk, Kürt herkesin birlikte yaşadığı bir hoşgörü kentidir. Ama siyasi söylem üzerinden yürütülen düşmanlık burayı da etkilemeye başladı ve bu çok kötü” diyor. Peki, kayyım döneminde neler yapıldı? Tabii iki kutuplu siyaset, bu soruya da iki uçlu yanıt verdiriyor Mardin halkına. Çay ocağı işleten ve AKP ilçe gençlik üyesi olduğunu söyleyen Muharrem, bir yandan Mardin’e gelecek olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı havaalanından karşılayacak konvoyu organize ederken bir yandan da sorularımıza “Kayyım tabii başarılı oldu” yanıtını veriyor. Hocaoğlu ise “Çok fazla harcama yaptı kayyım. Üstelik Mardin’in çeh resini etkileyecek bir yatırım yapılmadı hiç. Ama sosyal aktivitelere, gençlik merkezlerine paralar aktı. İller Bankasına 56 milyon lira borçlandı büyükşehir belediyesi” diyor. Minibüsle aşağıya Yeni Şehir’e iniyoruz. Yolda halk ekmeğin önünde upuzun bir kuyruk. 50 kuruşluk ekmek için saatlerce bekliyor insanlar. Yeni Mardin’de yarım bırakılmış inşaatlar gözle görülür şekilde artmış. “Müteahitlerin çoğu kaçtı” diyor minibüsün şoförü. İnşaat politikasının iflasını yaşıyor Mardin de. AKP seçim bürosu ile Suriyelilerin kayıt yenileme merkezi yan yana... Aziz Sancar etkisi Gül Sancar ile sohbet ediyoruz. Sancar, bir sivil toplumcu, kız çocuklarının eğitimi konusunda çalışmalar yapıyor. “Mardin’de eğitime verilen önem son yıllarda hayli arttı. Birçok özel okul açıldı. Ekonomik darboğaz insanları çocuklarının daha iyi eğitim almasına ve memuriyete yöneltiyor” diyor. Gül Sancar’ın eşi, Aziz Sancar’ın yakın akrabası ve Aziz Hoca’nın çocukların meslek seçimlerinde çok büyük etkisinin olduğunu söylüyor “Çocukların yarısı ya tıp okuyacaklarını ya da bilim insanı olacaklarını söylüyor” diyerek. Suriyeliler... Midyat’ta Angelina Jolie’nin de birkaç yıl önce ziyaret ettiği mülteci kampı kapandı ama resmi rakamlara göre kentte 92 bini aşkın Suriyeli bulunuyor. Ve kentte özellikle vasıfsız işgücünde onlar çalışıyor. Hocaoğlu “Günde 3040 liraya çalışıyorlar ve zaten çok yüksek işsizliğin olduğu bölgede ciddi sıkıntı yaratıyor bu durum” diyor. Ne yazık ki ucuz işgücü, bir anlamda modern kölelik sadece, bu bölgenin değil, tüm ülkenin sorunu. Tamamen sisteme teslim edildiği için de emek piyasası sürekli aşağıya çekiliyor. Asgari ücret güya zorunlu ama burada da “sana asgari ücreti veriyorum ama bin lirasını elden geri alırım, yoksa iş yok sana” zihniyeti süregeliyor. Bu seçim kayyımaAhmet Türk ne anlattı? karşı bir rövanş ‘Hendek kazmak doğru değildi’ A hmet Türk’e, yaşanan “hendek savaşları”na ilişkin bugün geri Mardin’in en güçlü adayı Ahmet Türk ile seçim ofisinde buluştuk. Türk, bu seçimin diğer seçimlerden hatta genel seçimden bile farklı olduğunun üstünü ısrarla çizdi: “31 Mart yerel seçimlerinde halk kayyım politikasına karşı ortak iradesini ortaya koyacak.” 2 yıl önce kanun hükmünde kararname (KHK) ile görevden alınan Ahmet ye bakıldığında ne düşündüğünü sorduk. Türk o dönemde de hendek kazarak savaşmanın yanlış olduğunu açık lamıştı ve Mardin’de hendek kazılmadığını belirtmişti. Sohbetimizde bu konuda görüşlerini yeniden sorduk: “Biz demokrasi, insan hak ve özgürlükleri mücadelesi ve rirken, bu mücadeleye za Türk diyor ki, “Muhtarların bile yo rar verecek, mücadeleyi ge ğun kontroller ve aramadan geçe riletecek eylemlere hiç giriş rek belediyeye girdikleri bir dö memek gerekir. Bugüne de nem yaşıyoruz. Karakola rahat gi ğil geleceğe bakarak hare riyor ama belediyeye giremiyor va ket etmek gerekir. Demokra tandaş. Yoğun baskı var. Demokratik bir ortamda çalışma olanağı yok. Yüzak ve Bursalı, Mardin’in en güçlü adayı Ahmet Türk’le seçim ofisinde buluştu. tik sürecin gelişmesine katkı yapmayacak işlere girişme Seçim çalışmalarını rahatça yürütemiyoruz bile. Demokratik bir seçim olmayacağının bilincindeyiz, ama halkın buna sandık başında yanıt vereceğini düşünüyoruz.’’ ‘Kayyım’a 94 milyon devrettik’ cektir” diye yanıtladı. Belediyeyi borçlu devraldıkları nı belirten Türk, “Biz geldiğimizde ilçelerden gelen borçlar bize devredildi. 230 işçinin 45 yıllık parası ödenmemişti, onları ödedik ve birçok hizmet yaptık. Kayyım geldiği gün Vakıflar Bankası hesabı yon borç vardı diyorlar, yalan bu. Çünkü biz belediyeleri aldığımız zaman tüm borçları kapattık. Yaptığımız çalışmaları herkes kontrol edebilir. 1.5 yıl boyunca Sayıştay elemanları belediyelerimizden çıkmadı, her şeyi didik etti etti ve bir şey bulmadı. Sonra İçişle meli. Bu eylemler kırılmalara, baskının meşrulaştırılmasına ve artmasına neden oldu. Demokrasi, hak ve özgürlükler mücadelesi hassas bir konudur, neyin ne getireceği konusunda, geleceği düşünerek geçmişteki yaşadıklarımızın neler getireceğini hesaplamamız gerekir. Hem hendeklere hem de iktidarın konuya yaklaşı Seçimleri kazanırsanız yine gö mızda 94 milyon TL paramız vardı. ri Bakanlığı’ndan geldiler bir anda mını doğru bulmadım. Bugün de öyle revden alınma ve yerinize kayyım Onu belirli projeler için ayırdık. Bi KHK ile görevden aldılar. Ama hâlâ düşünüyorum. Hendeklerin kazılma atanma olasılığını nasıl değerlen ze devredilen borçlar dışında kim bir şey bulabilmiş değiller. Sadece dığı Mardin’e de zarar vermiştir.” diriyorsunuz sorumuzu Türk, “El senin parası bizde kalmadı. 94 mil iftira üzerinden yürütülüyor hep bette her dönem kayyım atanmanın yonluk bir bütçeyi de devrettik” de si, ama hiçbir dosya sonuçlanmadı. YARIN: MALATYA / kolay olmayacağını biliyoruz ama di ve ekledi: Hiçbir raporda usulsüzlükle ilgili atansa bile halk buna yanıtını vere “Ahmet Türk döneminde 800 mil bir belge yok. Ama iftiralar çok.’’ KONYA / ERZURUM C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle