18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 1 MART 2019 CUMA [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 2019 bize neler getirecek Özellikle vergi gelirlerimizin iki önemli kalemi olan ve neredeyse toplam vergi gelirlerimizin yüzde 55’ini oluşturan ÖTV ve KDV’deki düşük performans önümüzdeki günlerin ne kadar zorlu geçeceğinin bir işaretidir. 74. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2019 Cumhuriyet gazetesinin kültür ve sanat ödülleri kapsamında düzenlenen karikatür yarışmasına, uluslararası karikatür sanatçılarının yarışma sergisi ve albümüne desteği sürüyor. ozan bingöl / Vergi Uzmanı Başkent Üni. Öğretim Görevlisi Geçtiğimiz günlerde şaka ile karışık şöyle bir tweet atmıştım; Geçen yılın ocak ayına göre bu yılın aynı ayındaki ÖTV gelirlerinde; Alım gücünden kaynaklı n Petrol, doğalgazda yüzde 13 düşüş n Motorlu taşıtlarda yüzde 70 düşüş n Beyaz eşyada yüzde 42 düşüş Dertlerden kaynaklı n Tütün ürünlerinde yüzde 5 artış n Alkol ürünlerinde ise yüzde 60 artış olmuştur, diye. Aslında kısaca da olsa anlatmak istediğim şu idi; Azalan iç talep gerçeği, bazı vergi indirimlerinin veya vergi tatillerinin dahi etki etmediği alım gücündeki ciddi kayıp ve yılbaşında gelen ÖTV zammına rağmen alkol ürünlerindeki vergi gelirinin önlenemez yükselişi. Şimdi bütçe verilerine şöyle bir göz attığımızda 2018 yılının ocak ayı ile 2019 yılının aynı ayının bazı önemli karşılaştırmalarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Ciddi kur farkı Sayın Hazine ve Maliye Bakanı’nın da belirttiği üzere geçen yılın ocak ayına göre bu yılın aynı ayında artış gerçekleşmesi ve bütçenin fazla vermesi üstün performanstan kaynaklı değildir. Bilakis Merkez Bankası’nın Hazine’ye aktaracağı kâr payını, nisanı beklemeden ocak ayında aktarmış olmasındandır. Paolo Dalponte / İtalya Gelelim vergi gelirlerine; Vergi gelirlerinde geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 7’lik bir artış gözlenmektedir. İthalde alınan KDV’nin yaklaşık yüzde 19, gümrük vergilerinin de yaklaşık yüzde 27 civarında artmasının temel sebeplerinden en önemlisi iki dönem arasındaki ciddi kur farkı yani geçen yılın aynı ayına göre bu yılın ilk ayındaki kur yükselişinden kaynaklıdır. ÖTV gelirinde düşüş Unutulmamalıdır ki bazı durumlarda kur artışı devlet açısından vergi gelirlerinin bazı kalemlerinde pozitif bir yükseliş sağlamaktadır. Aynı örneği yükselen faizlerden dolayı bir önceki yılın aynı dönemine göre bu yılın ilk ayındaki yaklaşık yüzde 40’ın üzerinde artan Banka ve Sigorta Muamele Vergisi’nde de görebilmekteyiz. Yazıma başlarken de belirttiğim gibi, enflasyon artışı ve daralan iç talep sonucu çok temel vergi gelirlerimizde düşüş yaşanmıştır. Örneğin akaryakıtta uygulanan eşel mobil sisteminin 8 Ocak itibarıyla kalkmasına rağmen akaryakıt üzerinden alınan ÖTV gelirinde yüzde 13’lük bir düşüş olmuştur. Yine ÖTV indirimlerine rağmen beyaz eşya ve motorlu taşıtlardaki ÖTV gelirinin azalışı daralan iç talebin en net göstergeleridir. Buna dahilde alınan KDV’deki yüzde 5’lik düşüşü de eklersek tablo açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Şans oyunlarındaki yaklaşık yüzde 7’lik vergi geliri artışının analizi de, vatandaşın 2019 yılının ilk ayında geçen yılın aynı ayına göre umutlarını biraz daha şans oyunlarına yönelmiş olmasına bağlayabiliriz. Yurtdışı çıkış harçlarında bir önceki yılın aynı ayına (ocak) göre yaklaşık yüzde 18’lik bir düşüş gözlenmektedir. Bu durum artan döviz kuru ve alım gücünün düşmesi ile birlikte vatandaşların bir önceki yılın aynı ayına göre yurtdışı seyahatlerinden vazgeçtiğini göstermektedir. Geçen yılın aynı ayına göre bu yılın ilk ayında tapu harç larındaki yüzde 40’a varan düşüş ise konut sektörünün düşüş grafiğini çok net göstermektedir. Özellikle vergi gelirlerimizin iki önemli kalemi olan ve neredeyse toplam vergi gelirlerimizin yüzde 55’ini oluşturan ÖTV ve KDV’deki (dahilde alınan KDV) düşük performans önümüzdeki günlerin ne kadar zorlu geçeceğinin bir işaretidir. Yukarıdaki tabloya baktığımızda 31 Mart tarihine uzatılan bazı vergi indirimlerinin 1 Nisan itibarıyla sonlanacağını ve uzatılmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca son 6 yılda gelen halk arasında vergi affı veya yapılandırması olarak da bilinen af kanunlarından dolayı uzun süredir yapılmayan vergi incelemelerinin hızlı bir şekilde başlayacağını da eklemekte yarar bulunmaktadır. Ysk kararı hakkında değerlendirme Maço YÖK 19 Şubat’ta Cumhuriyet’te yer alan habere göre: Özgecan Aslan’ın katledilmesi üzerine 2016’da YÖK “Yükseköğretim Kurumları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi” yayımlamıştı. Ancak gerici medyanın baskısı üzerine YÖK, skandal bir şekilde Tutum Belgesi’nden geri adım attı. YÖK Başkanı Saraç “2015 yılında hazırlanan bu tutum belgesinde kadına yönelik her türlü eşitsizlik ve adaletsizliği önlemeye yönelik yürütülen bu çalışmalar kavramı adı altında dile getirilmiştir... ...Ancak gelinen süreçte bu kavrama, (Toplumsal Cinsiyet Eşitliği) murat edilenin dışında farklı anlamlar yüklendiği ve bu yüklemelerin ‘toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip olmadığı ve toplumca kabul görmediği’ hususunun göz önünde bulundurulması gereği ortaya çıkmıştır” dedi. Eşitlik yerine aile kavramı. Saraç, “Bugün itibarıyla tutum belgesinde ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ kavramı çıkarılarak güncelleme yapılmasına ilişkin çalışmalar son aşamasına gelmiş olup yakında üniversitelerimize duyurulacaktır. Kadın çalışmalarına yönelik derslerin müfredatını ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ değil ‘Adalet Temelli Kadın Çalışmaları’ anlayışı içerisinde belirlemeye ve verilmekte olan ders, konferans ve seminerlerde Türk toplumunun aile kavramı başta olmak üzere sahip olduğu üstün değerlerin öne çıkarılmasına özen göstermesi gerekmektedir” dedi. Bu geri adım üzerine Orhan Bursalı 24 Şubat 2019 tarihinde bir eleştiri yazısı yazdı: “Büyük bir geri adım attı YÖK... 2016’da üniversitelere gönderilen, adaletlieşitlik çi, kadınlara karşı yapılan ayrımları reddeden Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusundaki bildiriyi, iki yıl sonra geri çekti ve yerine, kadınlara karşı adaletli tutum gibi bir yeni yaklaşım konacağını açıkladı...” “...Anlaşılan iki yıldır YÖK üzerinde büyük baskı uygulandı. Tabii unutmayalım ki, ‘kadınerkek eşit olur mu’ diyen YÖK’ün üst amiri Cumhurbaşkanı var. En gerici medyanın saldırıları ve yayınları var. Sonuç, Yekta Bey’in büyük geri adımı oldu, ‘Cinsiyet eşitliği toplumsal değerlere uygun değil’ gibi, kadim erkek toplumun kadınları baskı altına alan uygulamalarına yönelik çalışmaların ‘Adalet temelli kadın çalışmaları’ olarak düzeltileceğini açıkladı...” Özrü kabahatinden büyük! Orhan Bursalı, 26 Şubat’ta şöyle bir not yayımladı: “YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, önceki yazımla ilgili görüşlerini paylaştı. Özetle, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kavramı üzerinde bir toplumsal uzlaşma olmadığının görüldüğünü, ayrışma yarattığını, kavramların uzlaştırıcı olması gerektiğini, aslında kendilerinin görev alanlarının da ‘toplumun bütününü’ değil, Akademik dünyamızı ilgilendirdiğini ve bu nedenle de terimde bir düzeltmeye gitmek istediklerini açıkladı. ‘Ama 2016’da açıklanan içeriğe tamamen sadığız. Amacımız, Akademi dünyamızda kadınlara yönelik taciz, istismar, şiddet gibi baskılara son vermek ve akademide kadın görünürlüğünü arttırmaktır. Bu konuda hiçbir tereddütümüz yok. LGBTİ gibi açılımlarla da bir ilgimiz olamaz...’ ” HHH 12 Eylül 1980 darbesi döneminde Üniversiteler, 1982 Anayasası’ndan bile önce, İhsan Doğramacı tarafından kurulan YÖK ile ilkokul derekesine indirgenmişti... Anlaşılan AKP bunları şimdi, sıbyan (sübyan) mektebine dönüştürüyor. 95. Yılında 3 Devrim Yasası Ve Karşıtları Mahmut Esen Yüksek Seçim Kurulu’nca bazı bağımsız milletvekili adaylarının; Anayasa’nın 76; 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca, milletvekili seçilemeyeceklerine ilişkin kararının anlaşılabilmesi bağlamında deneyimli bir denetim elemanı olarak değerlendirmelerim özetle aşağıda belirtilmiştir. 1 AB normları da dikkate alınarak ceza hukuku alanında yapılmış köklü mevzuat değişiklikleri sonucu 01.06.2005 tarihinde itibaren Yeni Türk Adalet Sistemi oluşturulmuştur. Bu bağlamda 5237 sayılı TCK 53, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 9’ncu maddesi ile belli haklardan yoksun bırakma, kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerinin (sabıkaların) adli sicilden silinmesi konularında eskisinden farklı düzenlemeler getirilmiştir. Kişinin belli haklardan (seçme ve seçilme dahil) yoksun bırakılması nın süresi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanması ile sınırlandırılmıştır. Memnu (yasaklanmış) hakların iadesi için mahkeme kararına gerek kalmamıştır. Bu düzenlemelere göre işlediği suçtan mahkum olan kişi, cezasının infazı tamamlandıktan (cezaevinden çıktıktan sonra ) seçilme ehliyetini otomatik olarak kazanmış olmaktadır. Bu durumda olan kişilerden yasaklanmış hakların iadesi kararı getirmelerinin istenmiş olması gereksiz bir işlemdir. 2TCK dışındaki kanunlarda yer alan belli bir suçtan kaynaklanan (Ör. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu) hak yoksunluğunun giderilmesi (sabıka kaydının silinmesi ) için 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesi uyarınca mahkemeden yasaklanmış hakların iadesi kararı alınması gerekmektedir. (Siirt adayı Gültan Kaşınak’tan yasak lanmış hakları iadesi kararı istenmesi ve mahkeme tarafından karara bağlanmasında hukuka aykırılık yoktur.) 3Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlü kişi belli haklarını kullanamaz. Adli sicil kaydı süre sonuna kadar muhafaza edilir. Hapis cezası ertelenen kişi erteleme süresince seçilme hakkını kullanamaz. (Hakkında ertelemeli hapis cezası bulunduğu belirten adli sicil kaydına dayanılarak İstanbul adayı Sebahat Tuncel’in, 5237 sayılı TCK 53/3 md. uyarınca seçilme yeterliğini erteleme süresince yitirmiş olduğuna yönelik ilk tespit doğrudur.) Mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin verilmiş kararla kurulan hüküm, sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamaktadır. Sabıka kaydına işlenmez. Hak kaybına yol açmaz. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar; soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hâkim, C. Başsavcılığınca istenmesi halinde verilmek üzere diğer bilgiler olarak adli sicilde kayda alınır. (5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 6’ncı maddesi) 4 YSK; Anayasa Mahkemesi’nin adli sicil/ arşivdeki bilgilerin silinmesi konusunda verdiği, 14.04.2011 günlü R.G.yayımlanmış olan 20.01.2011 gün ve E: 2008/44; K:2011/21 sayılı kararının etkisi altında kalmıştır. Oysa Anayasa’nın 76; 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 11. maddesinde sayılmış milletvekili seçilme yeterliğini belirleyen belli suçlardan hüküm giymemiş olmak şeklinde düzenlenmiş koşulların Yeni Türk Adalet Sistemi bağlamında pratikte bir anlamı (uygulanma olanağı) kalmamıştır. Belli suçlardan hüküm (yüz kızartıcı suçlar dahil) giymiş ve cezası infaz edilmiş kişilerin seçilme haklarını kullanmalarının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.Belli suçlardan hüküm giymiş ve cezası infaz edilmiş kişilerin memuriyete alınması/ yeniden memuriyete dönmelerine ilişkin Danıştay kararlarında ifade edilen idarenin takdir yetkisi benzeri yetki, tamamen vatandaşlarımıza bırakılmıştır. Hoş Geldiniz Konuşması İKKB adına Av. Nazan Moroğlu Açış Konuşması KAD adına Prof. Dr. Necla Arat PANEL Oturum Başkanı Dr. Alev Coşkun (Cumhuriyet Vakfı Başkanı) KONUŞMACILAR Gülseven Güven Yaşer (ÇEV Onursal Başkanı) Mustafa Solak (TarihçiYazar) Dr. Yazgülü Aldoğan (GazeteciYazar) Doç. Dr. Barış Doster (Siyaset BilimciYazar) Düzenleyen: Kadın Araştırmaları Derneği Tarih: 2 Mart 2019 Cumartesi Saat: 14.0016.30 Yer: İstanbul Barosu Konferans Salonu (İstiklal Cad. Orhan Apaydın Sok. No.20 kat.2) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle