Katalog

4 8 ŞUBAT 2019 CUMA Oy halktan, meşruiyet hukuktanŞubat günü Cumhuriyet’e bakarken, sıra Mustafa Balbay’ın yazısına gel 3diğinde, aşağıdaki başlığı okuyunca heyecanlandım: “Oy halktan, meşruiyet hukuktan alınır.” Bir türlü ayakları üzerine oturtamadı ğımız demokrasimizi doğru yola sokmak için iktidara 17 yıl boyunca anlatamadığımız bir gerçek bu kadar yalın ve kısa ancak böyle anlatılırdı. Bravo Balbay! Söz konusu yazının ayrıntılarına girmeyeceğim. Benim üzerinde durmak istediğim nokta salt halkın sandıktaki oy desteğinin bir rejimin meşruiyet için yeterli olamayacağı gerçeği. Olaya bu açıdan yaklaşınca, söz konusu başlık bir küçük ilave ile şöyle olabilir: “Oy halktan, ama meşruiyet hukuktan alınır.” Çağdaş diyarlarda artık anımsatılmasına bile gerek duyulmayan bu gerçeği, en iyi ihtimalle, çoğunluk diktasını demokrasi diye yutturmaya çalışanlar bir türlü kabul etmek istemiyor ve halkın oyunu almanın her şey için yeterli olduğu yanlışında direnmeyi sürdürüyorlar. HHH Şurası yadsınamaz bir gerçek, halkın oyu, demokrasinin temel taşı, “onsuz olmaz”ı. Halkın oyu, demokrasinin zorunlu koşulu, halkın oyu yoksa demokrasi de yok. Ama halkın oyu zorunlu koşul olmakla birlikte demokrasinin oluşması için tek başına yeterli değil, aynı zamanda halkın oyuyla oluşan iktidarın eylemlerinin hukuka uygun olması gerekir meşruiyet için. Burada hukuka uygunluk, kanunlar için gerekli şekil şartlarını gerçekleştirilmiş olan, çoğunluğun oyuyla çıkarılmış metinlerin öngördüğü prosedüre uymanın ötesinde, hukukun temel ilkelerine, kişinin özüne kimsenin dokunamayacağı temel hak ve özgürlüklerine saygılı kurallara uymakla sağlanabilir ancak. Yoksa, halkın oyuyla işbaşına gelmiş iktidar, sandıktan aldığı çoğunluğu, güçler ayrılığını çiğneyip, yargıyı vesayet altına sokup, devletin bütün erklerinin dizginlerini bir kişinin elinde toplanmasını sağlayıp, bunları yurttaşın temel hak ve özgürlüklerinin keyfi olarak çiğneneceği şekilde kullanırsa meşru olmaz. Böyle bir rejim halkın iradesine uygun fakat hukuka aykırı, dolayısıyla da gayri meşrudur. Halkın oyu iktidarın kime ait olacağını saptamış, ama meşru bir rejim olmasını sağlayamamıştır. Çünkü, demokrasilerde her kurumun, her kişinin yetkisinin gücünün sınırları vardır, hatta milli iradenin bile. Milli iradenin bile, her şeye kadir olmadığı rejimlerdir demokrasiler. Şu sıralarda Tayyip Bey tarafından yeniden getirilip, gündemin baş sıralarına oturtulan İş Bankası’ndaki CHP hisseleri konusu bu konuda iyi bir örnek oluşturuyor. Bilindiği gibi, Atatürk’ün talimatıyla 1924’te kurulmuş olan İş Bankası’nın, Mustafa Kemal Atatürk’e ait olan yüzde 28.09 hissesi onun vasiyeti gereği, geliri sırasıyla 1931 ve 1932’de kurulmuş olan Türk Tarih ve Türk dil kurumlarına aktarılmak üzere CHP’ye bırakılmıştır. HHH Atatürk’ün Türk Tarih ve Türk Dil Kurumu’nu da içeren vasiyeti ilk kez Kenan Evren tarafından 12 Eylül döneminde çiğnenmiş ve söz konusu kuruluşları iktidar güdümünde bir doğrultuya sokan kanuni bir düzenleme yapılmıştır. Türk Dil ve Tarih kurumlarının bugünkü statüleri Kenan Paşa’nın hazırlattığı kanun metnine uygundur. Fakat, bir kişinin vasiyetini hiçe sayarak miras hakkını çiğnemiş olması açısından miras hukukunun temel ilkelerine aykırıdır, dolayısıyla gayri meşrudur. Şimdi de Atatürk’ün vasiyeti bir kez daha hiçe sayılmak ve CHP hisseleri çıkarılacak bir kanunla “Hazineyi Hassa”ya devredilmek istenmektedir. Böyle bir düzenleme için yeterli oyçoğunluğunu halk sağlamıştır. Ama bu çoğunluğa karşın, çıkacak metin kaçınılmaz olarak, hukukun temel ilkelerine aykırı olacağından meşruiyetten yoksun kalacaktır. Balbay’ın 3 Şubat tarihli yazısının başlığında anlatılan gerçek bu kadar sade ve açık. Vatan Partisi’nden Fransa’ya tepki Vatan Partisi, Fransa Cumhurbaşkanı Em manuel Macron’un 24 Nisan’ı sözde “Ermeni Soykırımını” anma günü olarak ilan etmesini İstiklal Caddesi üzerindeki İstanbul Fransa Başkonsolosluğu önünde protesto etti. Vatan Partisinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mustafa İlker Yücel, Macron’un Avrupa ve Fransa hukukunu çiğnediğini belirterek, AİHM’nin verdiği üç ayrı kararı incelemesini istedi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de Macron’a iletilmek üzere mektup yazdı. Perinçek’in başkonsolosluktaki yetkililere teslim edilen mektubunda “Ermeni soykırımı yalanının son zamanlarda Kürt sorunu bağlamında kullanıldığına dikkat çekmiştik. Artık pas tutmuş olan hukukdışı safsatalara sarılmaktan vazgeçmenizi öneririm” ifadelerine yer verildi. l İç Politika EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Mühür Saray’ın elindeResmi Mühür Yönetmeliği değişti, Erdoğan’ın A Takımı’nın yetkisi genişletildi Kamu kurum ve kuruluşla rında kullanılan resmi mü hürlerin hangi birim ve ki şilerce kullanılacağı, mühür kullanma yetkilisinin hangi makamlar tarafından onay lanacağı yeniden belirlendi. Cumhurbaşkanlığı, “Resmi Mühür Yönetmeliği”nde değişiklik yaptı. Değişiklik dünkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre kamu kurum ve kuruluşlarında kulla SİNAN TARTANOĞLU nılan resmi mühürlerin hangi birim ve kişilerce kullanılacağı, mühür kullanma yetkilisinin hangi ma kamlar tarafından onaylanacağı ye niden belirlendi. Cumhurbaşkanlığı’nda kimlerin KışlaNIN mühür yetkisi ELİNDEN ALINDI Daha önceki düzenlemede Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki mühür kullanma yetkilileri Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanları tarafından belirleniyordu. Bu kurala ilişkin düzenlemenin yürürlükten kaldırılmasıyla, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ile Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlarının bu yetkisi el lerinden alınmış oldu. Yönetmeliğe göre resmi mühürleri müdürler veya daha üstü kademeler kullanabiliyor. TSK’de kimlerin veya hangi birimlerin mühür kullanabileceği özel hükümlerle belirleniyor. Yönetmelikte yapılan değişiklikle TSK mühürlerinin Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nce imal ve tescil edilmesine Genelkurmay Başkanı ve üst düzey komutanlar karar veremeyecek. Genelkurmay Başkanı ve üst düzey komutanlar kendi birimlerinde kimlerin resmi mühür kullanacağını da belirleyemeyecek. Bu yetkinin Milli Savunma Bakanlığı tarafından kullanılması bekleniyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştı. resmi mühür kullanacağına ilişkin belirleme yetkisi genişletildi. Daha önceki düzenlemede Cumhurbaşkanlığı’ndaki bu yetki sadece Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri tarafından kullanılıyordu. Yeni düzenlemeye göre Cumhurbaşkanı’nın kendisi de mühür kullanacak yetkilileri belirleyebilecek. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nda kimin mühür kullanabileceğini İdari İşler Baş kanı belirleyecek. Başkanlık sistemi ile birlikte Cum hurbaşkanlığı teşkilat yapısına eklenen 9 politika kurulundaki mühür kullanacak yetkililer kurulun başkanvekili olarak belirlenecek. Kurulan 4 Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nin en üst düzey yetkilisi de ofislerdeki mühür kullanabilecek kişileri onaylayacak. Böylece Cumhurbaşkanlığı’ndaki mühür yetkililerinin sayısı 1’den 13’e çıkmış olacak. Benzer bir düzenleme bakanlık teşkilatlarında da yapıldı. Daha önce bakan veya bakanın yetki verdiği hallerde valilikler, bulunduğu ildeki mühür kullanma yetkililerini belirleyebiliyordu. Yeni düzenleme ile bu yetkinin valilerin yanı sıra yetki verdiği herhangi bir makam tarafından kullanılmasının önü açıldı. l ANKARA Erdoğan ile Bahçeli arasındaki görüşmenin ayrıntıları netleşmeye başladı İllerde öncelik Doğu Erdoğan’ın Bahçeli’ye, “Cumhur İttifakı’nın illerde de genişletilmesi önerisinde bulunduğu” belirtildi. Buna göre, iki partinin illerde yapacağı ittifakta önceliğin Hakkâki, Şırnak, Bitlis gibi HDP’nin oy oranlarının yüksek olduğu Doğu illerine verileceği öğrenildi. SELDA GÜNEYSU Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki görüşmede, Erdoğan’ın Bahçeli’ye, “Cumhur İttifakı’nın illerde de genişletilmesi önerisinde bulunduğu” belirtildi. Buna göre, iki partinin illerde yapacağı ittifakta önceliğin Hakkâki, Şırnak, Bitlis gibi HDP’nin oy oranlarının yüksek olduğu Doğu illerine verileceği öğrenilirken, MHP’nin oy oranının yüksek olduğu Kars ve Iğdır ile CHPİYİ Parti ittifakı kapsamında yer alan Isparta, Elazığ gibi illerde de ittifakın gündeme gelebileceği belirtiliyor. Her iki parti heyetlerinin yeniden iller üzerinde çalışma yapacağı ve genel başkanlara sunacağı ifade edilirken, ittifak kararı alınan yeni illerde, daha önceden aday gösterilen isimlerin de çekilmesi gündeme gelebilecek. MHP ile AKP arasındaki ittifak “yalnızca büyükşehirler ve ilçelerini” kapsıyordu. Her iki parti, 51 ilde “doğal ittifakların oluşabileceği” gerekçesiyle ittifak yoluna gitmemiş ve kendi aday MARDİN’DE 11 GÖZALTI HDP’nin tanıtımına soruşturma Mardin’de polis tarafından düzenlenen operasyonda, aralarında HDP İl Eşbaşkanı Ali Sincar’ın da bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı. Mardin’de 30 Ocak’ta HDP il teşkilatı tarafından düzenlenen aday tanıtım toplantısında “terör örgütü PKK/ KCK propagandası yapıldığı” iddiası ve “terör örgütü PKK/KCK gençlik yapılanması marşının okunması”yla ilgili cumhuriyet başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında aralarında HDP İl Eşbaşkanı Ali Sincar’ın da bulunduğu 16 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Dün eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda aralarında Ali Sincar’ın da bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı. Adreslerinde bulunamayan bazı kişilerin de yakalanması için çalışma başlatıldı. l DHA larıyla seçime girme kararı almıştı. Ancak Erdoğan ile Bahçeli’nin önceki gün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda 45 dakika süren görüşmesinin ardından AKP ve MHP’de illerde de ittifakın masada olması kararı alındığı öğrenildi. 24 Haziran seçimlerinde HDP’nin Tunceli, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Batman, Şırnak, Hakkâri, Muş, Van, Ağrı, Iğdır’da birinci parti olduğuna işaret ediliyor. HDP’nin birinci parti olduğu bu illerden Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyesi olduklarından, o illerde Cumhur İttifakı kapsamında MHP, AKP’nin adayını destekleyecek. Geri kalan Hakkâri, Tunceli, Şırnak, Batman, Muş, Ağrı ve Iğdır’da ise her iki partinin ittifaka HDPİYİ Parti’de ‘aday’ tartışması CHP ile İYİ Parti işbirliğinde hem CHP’nin hem de İYİ Parti’nin “gizliden HDP ile ittifak yaptığına” ilişkin olarak siyasette başlayan tartışma, HDP ile İYİ Parti’ye de yansıdı. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “HDP’nin İYİ Parti’ye bırakılan tüm seçim bölgelerinde mutlaka aday çıkaracağını” açıklamasına İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu’ndan yanıt geldi. Dervişoğlu, “Iğdır ve Ahlat’ta aday çıkarmayarak ilan ettiğimiz duruş ve niyet, İYİ Parti’nin yol haritasının özetidir. Iğdır’da iki ayrı aday çıkararak kime avantaj sağlayacakları hususu AK Parti ve MHP’nin sorunudur. İYİ Parti’nin tek başına seçime girdiği yerlerde, zaten aday ilan eden HDP’nin son açıklaması, gerçek tabloyu göstermesi bakımından son derece faydalı olmuştur” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet Erdoğan’ın, Meclis Başkanlığı konusunda “AKP kimi açıklarsa açıklasın destek olacakları ve MHP’nin aday çıkarmayacağı” yönünde açıklamalarda bulunan Bahçeli’ye teşekkür ettiği belirtildi. gideceği belirtiliyor. MHP ve AKP’nin iller bazında it tifak yapması halinde, CHP ve İYİ Parti’nin ittifak halinde olduğu illerin de gündeme geleceğine işaret ediliyor. Bu kapsamda AKP’nin 2014 yerel seçimlerinde MHP’nin kazandığı Kars Belediyesi ile HDP’ye çok küçük bir farkla kaptırdığı Iğdır’da ve MHP’nin elinde bulundurduğu Isparta’da da MHP’yi destekleyebileceği ifade ediliyor. Ayrıca Tokat, Amasya, Kütahya, Çanakkale, Uşak gibi illerin durumu da yeniden gözden geçirilecek. Gerekirse bu illerde önde olan partinin adayının lehine diğer partinin adayı yarıştan çekilecek. l ANKARA ÇORUM ADAYI AŞGIN AKP’li aday dolandırıcılıktan yargılanıyor AKP’nin Çorum Belediye Başkan Ada yı Halil İbrahim Aşgın’ın “kamu kurum ve ku ruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “res Aşgın mi belgede sahtecilik”, “gerçeğe aykırı belge düzenleme” suçlarından Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı ortaya çıktı. İddiaya göre, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nün davacı olduğu soruşturmada savcının mütaalasında AKP adayı Halil İbrahim Aşgın’ın, ha zırlanan sahte evrakları kuruma fatu ra edip kamu kurumunu zarara uğrattı ğı belirtildi. Aynı zamanda Ensar Vakfı Çorum Şubesi’nin eski başkanı da olan Halil İbrahim Aşgın, 12 Şubat’ta tekrar hâkim karşısına çıkacak. l İç Politika Yıldırım: Personel eğitimi mevzuata uygun Yıldırım AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı ve TBMM Başkanı Binali Yıldırım, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ın, “TBMM lokantalarında görevli personelin beş yıldızlı otellerde hizmet içi eğitim alması karşılığında bu otellerde AKP mensupları için ücretsiz konaklama sağlandığı” iddialarına ilişkin açıklama yaptı. İddianın gerçeği yansıtmadığını belirten Yıldırım, “TBMM personeli, çalışma alanlarıyla ilgili olarak daha iyi hizmet verebilmeleri ve güncel bilgilerle donatılmalarının sağlanması için belirli zamanlarda hizmet içi eğitime tabi tutulmakta ve bu amaçla üniversiteler, kamu kuruluşları ve özel sektörle işbirliği yapılmaktadır. TBMM’nin de bu amaçla oluşturulmuş özel birimleri mevcuttur. Önergeye konu TBMM lokantalarında görevli persone lin eğitim faaliyeti de bu çerçevede tamamen gönüllülük esasına dayalı ve bedelsiz olarak eğitim vermeyi kabul eden oteller tarafından gerçekleştirilmiştir. TBMM İdari Teşkilatı’nın bu çerçevedeki işbaşı eğitime dair iş ve işlemleri mevzuat, idari usul ve esaslar doğrultusunda yerine getirilmiştir” ifadelerini kullandı. Açıklamada, Ceylan’ın iddialarının doğru olmadığı belirtildi. l Haber Merkezi Erdoğan teşekkür etti, RTÜK görmezden geldi Başkan değişti, ATV korkusu değişmedi SİNAN TARTANOĞLU Çok tartışılan Palu ailesi olayı, RTÜK’ün gündemine giremedi. RTÜK’ün eski başkanı İlhan Yerlikaya gibi yeni başkanı Ebubekir Şahin de ATV’nin cezalandırılmasına ilişkin sert ifadeler içeren uzman raporu üst kurulun gündemine getirmedi. Palu ailesi olayı ATV’nin “Müge Anlı ile Tatlı Sert” programı yayımlanmaya başlaması ile birlikte çok sayıda şikâyet aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir denetim mekanizması kurulması yönündeki önerilere yeşil ışık yaktıktan sonra Palu olayını yayımlayan Müge Anlı’yı telefonla arayarak teşekkür etti. RTÜK şikâyetlere karşın ATV’nin Palu ailesi yayınlarını denetlemekte direndi. Üst kurul uzmanları uzun süre denetim raporu tutmadı. Bir süre sonra tutulan raporda, sert eleştirilere yer verildi, hükümete yakın ATV’nin cezalandırılması önerildi. RTÜK’ün eski Başkanı İlhan Yerlikaya raporu gündeme aldı, ancak iki üst kurul toplantısında görüşülmedi. Ardından RTÜK Başkanı Yerlikaya görevinden ayrıldı, yerine Ebubekir Şahin seçildi. Şahin’in başkanlığındaki iki üst kurul toplantısında da rapor görüşülmedi. Ata’ya hakarete de seyirci ATV’yi denetlemeyen denetlese bile gündeme getirmeyen RTÜK, Atatürk’e ve muhalif yayınlara yapılan hakaretlere de seyirci kaldı. Akit TV’de, Atatürk’e ağır hakaretler içeren, “Harekât Ordusunda zurnanın son deliğiydi”, “Bana su getir, sırtımı kaşı emirlerini uygulayan emir subayı” denilen, Harekât Ordusu için “Bunlar bir grup çapulcu, it sürüsü” ifadesinin kullanıldığı yayın için hazırlanan rapor da 5 haftadır gündeme getirilmedi. BArış yarkadaş TÜRGEV haberine hapis cezası Eski CHP milletvekili, gazeteci Barış Yarkadaş, ‘TÜRGEV için arsa pazarlığı’ başlıklı haberi nedeniyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yarkadaş’ın o dönem Yarkadaş sahibi olduğu Gerçek Gündem isimli internet sitesinde Erdoğan Bayraktar hakkında 2014 yılında “TÜRGEV için arsa pazarlığı” başlıklı haber üzerine soruşturma başlatıldı. Yarkadaş’ın milletvekili seçilmesi nedeniyle dava durdurulurken, dokunulmazlıkların kaldırılması üzerine Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesince yeniden dava açıldı. Dünkü duruşmada savunma yapan Yarkadaş, haberin Cumhuriyet gazetesinden alındığını belirterek, “Alenileşmiş bir haberdir. Bu haberden dolayı bir arkadaşımız yargılanmış ve ceza almıştır” dedi. Avukatı da basın kanununa göre Yarkadaş’ın sorumluluğu bulunmadığını söyledi. Yarkadaş’ı “gizliliği ihlal” suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, iyi hal indirimi uygulayarak, 10 ay hapis cezasına karar verdi ve cezayı erteledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Yarkadaş’ı arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. l İç Politika C MY B