15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] 8 ŞUBAT 2019 CUMA BatısınaDAoğlmusaunnydaa..n.‘kAbeissrDlianFolGlinoknörlieezarlnkesmarHiçnaıeirrnıcKlckmkafçaeiıyllrmavmcoiaan’k, Bu hafta film vizyona girecek Türkiye’deki sinema salonlarında bu hafta, 3’ü yerli 8 film vizyona girecek. Fransız film yönetmeni Jacques Audiard’ın, Kanadalı roman yazarı Patrick DeWitt’in “Sisters Kardeşler” adlı kitabından uyarladığı “Sisters Biraderler” izleyici ile buluşacak. Başrollerini John C. Reilly ve Joaquin Phoenix’in paylaştığı filmde başarılı ikiliye Jake Gyllenhaal, Riz Ahmed, Rebecca Root, Allison Tolman, Rutger Hauer, Carol Kane, David Gasman ve Philip Rosch eşlik ediyor. 1850’lerin Oregon’unda geçen film, iki farklı doğaya sahip yörenin şöhretli tetikçi kardeşlerinin Commodore’dan aldıkları emir doğrultusunda peşine düştükleri kişiyi öldürmeye çalışmalarını konu ediniyor. ‘Sarayın Gözdesi’ Yorgos Lanthimos’un yönetmenliğini üstlendiği 10 dalda Oscar adayı “Sarayın Gözdesi” adlı filmin başrollerinde, Olivia Colman, Rachel Weisz, Emma Stone, Nicholas Hoult, Mark Gatiss, Joe Alwyn ve James Smith oynuyor. Deborah Davis ve Tony McNamara’nın senaryosunu yazdığı film, İngiltere Kraliçesi’nin her şeyiyle yakından ilgilenen Lady Sarah’ın, saraya yeni gelen genç bir kız ile arasında başlayacak olan gözdelik mücadelesini anlatıyor. ‘New York In New York’ Muammer Koçak ve Serdar Gözelekli’nin yönetmenliğini birlikte yaptığı “New York in New York”, bir kaza sonrası yolları kesişen üç kişinin hikâyesini konu ediniyor. Çağın Türker’in senaryosunu kaleme aldığı filmde, Rafael Cemo Çetin, Mine Kılıç, Ahmet Yıldırım ve Ahmet Utlu rol aldı. ‘Babamın Kemikleri’ Goncagül Sunar, Cem Davran, Tanju Tuncel ve Ömer Aydede’nin rol aldığı Özkan Çelik yönetmenliğindeki “Babamın Kemikleri”, erken yaşta köyünü terk eden bir adamın yıllar sonra annesinin son isteğini yerine getirmek için köyüne dönüşünü anlatıyor. ‘SirAyet’ Onur Aldoğan’ın yönettiği, Demet Oran, Aydan Akboğa, Sinan Taşkan, Gizem Terzi, Ali Burak Küçük ve İlayda Özenses’in rol aldığı “SirAyet”, psikolojik sorunlar yaşayan annesini üç arkadaşıyla birlikte ziyaret etmeye giden genç bir kızın ve annesinin hikâyesi etrafında dönüyor. ‘Lego Filmi 2’ Mike Mitchell ve Trisha Gum’un yönettiği animasyon türündeki yapım “Lego Filmi 2”, sinir bozucu seviyede iyimser Emmet Brickowski’nin uzaydan gelen bir istilacıya karşı koymak için verdiği mücadeleyi konu alıyor. ‘Mucize Uğur Böceği’ Ding Shi’nin yönetmenliğini yaptığı haftanın bir diğer animasyon filmi “Mucize Uğur Böceği” ise Altın Kanyon adındaki vaat edilmiş cenneti bulmaya çalışan hayvanların öyküsünü anlatıyor. ‘Kız Kardeşler’in afişi yayımlandı 69. Berlin Film Festivali’nin Ana Yarışma bölü müne seçilen Emin Alper’in üçüncü filmi “Kız Kardeşler”in festival afişi ve fragmanı yayımlandı. 11 Şubat Pazartesi günü festivalin ana salonu Berlinale Palast’ta dünya prömiyerini yapacak olan “Kız Kardeşler”, 8 sene sonra Türkiye’den Ana Yarışma bölümüne katılma başarısı gösteren ilk film oldu. Film bu yıl 717 Şubat tarihlerinde düzenlenecek festivalde, usta oyuncu Juliette Binoche’un başkanlığındaki Altın Ayı jürisinin karşısına çıkacak. Başrollerinde Cemre Ebüzziya, Ece Yüksel, Helin Kandemir, Kayhan Açıkgöz, Müfit Kayacan ve Kubilay Tunçer’in yer aldığı film, annelerinin ölümünün ardından kasabaya besleme olarak verilen üç kız kardeşin, yıllar sonra köylerine dönmesini ve birbirleriyle yüzleşmelerini konu alıyor. Afiş tasarımı ise Volkan Topkaya’ya ait. Müjde, yıllar önce muhbirliğin, fişlenmenin geçerli olduğu, baskıcı, karanlık bir rejimin hüküm sürdüğü 1980’lerin Doğu Almanyası’nda, aşk, sanat, politika üçgeninde geçen, etkileyici ilk filmi, Oscar ödüllü “Das Leben der AnderenBaşkalarının Hayatı”yla (2006) hayatımıza girmiş Alman yönetmen Florian Henckel von Donnersmarck’ın 12 yıl aradan sonra yine yazıp yönettiği ikinci filmi “Werk ohne AutorAsla Gözlerini Kaçırma” bugün gösterime giriyor. Tıpkı “Başkalarının Hayatı”nda olduğu gibi yabancı dilde en iyi film dalında Almanya’nın Oscar adayı seçilen “Asla Gözlerini Kaçırma” (İngilizce adıyla “Never Look Away”), 1937’de, sonradan müttefik uçaklarının bombalarıyla yerle bir edilecek Dresden’deki Kandinsky, Mondrian, Klee, Otto Dix, vb. gibi avangard sanatçıları dejenere ‘müsvedde ressamlar’ sayıp yerin dibine batıran, kitap yakmayı da çok seven Nazi yönetimince düzenlenmiş ‘Dejenere Art’ başlıklı bir serginin açılışıyla başlıyor. Teyzesiyle (Saskia Rosendahl) birlikte bu açılışa katılan, 67 yaşlarındaki küçük Kurt (Cai Cohrs) gördüğü resimlerden etkilenip ilerde resim sanatına gönül vereceğini nereden bilsin? Güzel teyzesinin, Göring’le Göbbels’in karılarını da iyileştirmiş olan profesör Seeband (“Başkalarının Hayatı”ndan anımsadığım, yönetmenin gözde oyuncusu Sebastian Koch, şeytani bir Nazi karakteri unutulmaz kılıyor bu prof. jinekolog performansıyla) adındaki, Ari ırküstün insan saplantısındaki Nazi gö rüşüne gönülden bağlı bir usta jinekolog başhekimin emriyle kısırlaştırılıp gaz odasını boylayacağından da habersiz Kurt. 1941, Kurt büyürken kâbus gibi Avrupa’nın ümüğüne çökmüştür Nazi imparatorluğu. 1945, Seebend Berlin’de esiri olduğu Rus binbaşının (Evgeniy Sidikhin) kızının zor doğumunu yapıp kızı ve bebeğini kurtarınca binbaşının himayesine girer. Aşk için Batı’ya kaçış 1948, sanat eğitimi gören, delikanlı Kurt (Tom Schilling), artık Doğu Almanya’daki toplumsal gerçekçilik akımının bir neferi olur. Derken tanışınca âşık olduğu, Prof. Seebend’in (teyzesiyle adaş) kızı Ellie’yle (Paula Beer) birlikte, Walter UlbrichtStasi rejiminin karanlığına gömülmüş Doğu Almanya’dan ve ikisinin beraberliğine karşı çıkan Seebend’in pençesinden Batı’ya kaçarlar. Kurt, Düsseldorf’ta yağlı boya resmin dışında, yeni sanat türleri, stilleri ve akımlarıyla tanışıyor. Özellikle Düsseldorf güzel sanatlar akademisindeki hocası olan, hümanizm, sosyal felsefe, antropolojiyle bağlantılı kavramları temel alan çalışmalarıyla 20. yüzyıl sonu sanatına damga vurmuş, ünlü Alman performans ve yerleştirme sanatçısı, heykeltıraş, grafik tasarımcısı, sanat pedagogu ve kuramcı Joseph Beuys’ten (19211986) çok etkileniyor. Sanatın yaratıcı ve katılımcı bir rol üstlenerek toplumu ve politikayı şekillendirebileceğini hep savunmuş Beuys’ün niye şapkasını hiç başından çıkarmamasındaki esrarın da açıklandığı “Asla Gözlerini Kaçırma”da ressam kahramanımız Kurt’un, Nazi döneminde geçen çocukluğunda ve komünizmin gölgesinde kalan gençliğinde yaşadığı yığınla travma ve darbelerden kurtulup sanatına odaklanması pek kolay olmayacaktır.. Yönetmen Von Donnersmarck’ın senaryosunu gerçek olaylardan esinle “Asla Gözlerini Kaçırma”yı seyirci 3 saati aşan süresine (tam 188 dakika) aldanıp da sakın görmezlik etmemeli çünkü öyküsü, karakterleri, anlatımı ve görselliğiyle sonuçta yağ gibi kayan, usta işi, şahane bir film “Werk ohne Autor”, değil haftanın, ayın filmi bence. nerek yazdığı, 3040 yıllık bir döneme yayılarak 20. yüzyıl Almanya tarihini beyazperdeye yansıttığı, 3 saatlik bu ikinci uzun metrajını ilk filminden de daha başarılı buldum. Övgüyü hak eden bir film Dönem dönem yürüyen epik hikâyesinin özetle sanatın insanı karanlıktan çıkarabileceği mesajına bağlandığı “Asla Gözlerini Kaçırma”, diyeceğim sinematografik açıdan ana akım sinemanın beylik tarihsel dram şablonlarını aşan, akıcı, işlek bir anlatıma sahip, ünlü kameraman Caleb Deschanel’in nefis kadrajlarıyla bezeli, iyi yazılmış, oynanmış, çekilmiş, büyük bir film bu, her türlü övgüyü, alkışı hak eden. Seyirci 3 saati aşan süresine (tam 188 dakika) aldanıp da sakın görmezlik etmemeli çünkü öyküsü, karakterleri, anlatımı ve görselliğiyle sonuçta yağ gibi kayan, usta işi, şahane bir film “Werk ohne Autor”, değil haftanın, ayın filmi bence. Talat Sait Halman ve Ahmet Cemal Çeviri Ödülleri sahiplerini buldu Ödülleri Şahin, İnce ve Ceylan aldı İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 2014 yılında kaybettiğimiz Talât Sait Halman anısına başlatılan Talât Sait Halman Çeviri Ödülü ve bu yıla özel Ahmet Cemal’in anısına verilen Ahmet Cemal İlk Çeviri Ödülü, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve seçici kurul üyelerinin katıldığı bir törenle sahiplerine sunuldu. Törende konuşma yapan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, “İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’yle; kültür, sanat ve edebiyat yaşamımıza büyük katkıları olan Talât Bey’in anısını gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz” dedi. İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından verilen 20 bin TL değerindeki Talât Sait Halman Çeviri Ödülü ve bir kereye mahsus verilen 10 TL değerindeki Ahmet Cemal İlk Çeviri Ödülü’nün sahipleri Seçici Kurul Başkanı Doğan Hızlan tarafından açıklandı. ‘Genç çevirmenleri yüreklendirmek’ Törende ilk olarak 2017’de kaybettiğimiz aynı zamanda gazetemiz yazarı ve çevirmen Ahmet Cemal’in anısına verilen Ahmet Cemal İlk Çeviri Ödülü takdim edildi. Juniçiro Tanizaki’nin “Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın” adlı romanını Japonca aslından Türkçe’ye çeviren Sinan Ceylan ve José Eduardo Agualusa’nın “Unut Sevcan Şahin, Ülker İnce, Sinan Ceylan. manın Genel Teorisi” adlı romanını Portekizce aslından Türkçe’ye çeviren Sevcan Şahin’e ödülleri sunuldu. Ödüllerin gerekçesi “Bir ‘ilk çeviri’ ödülünün amacının bu mesleğe/uğraşa ilk adımlarını atan genç çevirmenleri yüreklendirmek ve bu uğraşlarını geliştirmeye teşvik etmek olduğu gerçeğinden hareketle, eserlerin tümünü ve özellikle Türkçe dilini kullanmaktaki başarılarını değerlendirdiğimizde, Seçici Kurul Üyeleri olarak her iki çevirmenimizin ileride çok daha yetkin çeviriler yapabileceklerine ikna olduğumuz için kendilerini ödüllendirmeye karar verdik” olarak açıklandı. 2018 Talât Sait Halman Çeviri Ödülü ise Alberto Manguel’in “Dönüş” adlı novellasını İngilizce aslından Türkçeye çeviren Ülker İnce’ye İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülten Eczacıbaşı tarafından takdim edildi. Talât Sait Halman Çeviri Ödülü jürisi, Gökhan Sarı’yı ise Mark Z. Danielewski’nin çetrefilli, bol oyunlu, kült romanı “Yapraklar Evi”ni Türkçeye çevirmekteki cesareti ve başarısı nedeniyle Jüri Özel Ödülüne layık gördü. ‘Türk Valsleri’ Zorlu PSM’de Keman virtüözü Cihat Aşkın’ın yeni albüm projesi “Türk Valsleri”, Zorlu PSM’de 15 Şubat akşamı seyircinin karşısına çıkıyor. Türk Valsleri’nin düzenlemeleri besteci ve orkestra şefi Oğuzhan Balcı’ya ait. Cihat Aşkın Türk Valsleri’ni şu şekilde ifade ediyor: “İtalyan maestro’nun yönetimindeki bando İstanbul’un meydanlarında çalmaya başladı. Cumhuriyet devrinden sonra hızla artan balolarda söylenen ve çalınan valsler Yeşilçam filmleri ile 20. yüzyıla doğru nostaljik melodileri bize aktardı.” Konuk Sanatçılar: Görkem Ezgi Yıldırım (soprano), Hakan Aysev (tenor), Serkan Halili (kanun), Metin Can Sarı (klarnet), Çağdaş Özkan (piyano & akordeon), Timuçin Abacı (flugel horn), Emre Günay (vurmalı çalgılar). l Kültür Servisi T.C. İSTANBUL 11. AİLE MAHKEMESİ’NDEN SAYI: 2018/475 Esas 16/01/2019 Davacı, ORHAN DERVİŞ ile Davalı, AYŞİN DERVİŞ arasında mahkememizde görülmekte olan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davası nedeniyle; Davalı AYŞİN DERVİŞ’in bildirilen adresinde tebligat yapılamamış, emniyet marifeti ve diğer tüm aramalara rağmen yeni adresinin tespiti mümkün olmamıştır, dava tarihi itibari ile ön inceleme duruşma aşamasına gelindiğinden davalı AYŞİN DERVİŞ’e ön inceleme duruşma gününün HMK 139 maddesi gereğince meşruhatlı olarak ilanan tebliğine karar verilmiş olup, ön inceleme duruşma gününün HMK 139. maddesi gereğince belirlenen gün ve saatte duruşmaya gelmediğiniz veya gelip de davayı takip etmediğiniz takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı, sulh için gerekli hazırlığı yapmanız duruşmaya gelmediğiniz takdirde diğer tarafın yargılamaya devam etmek istemesi durumunda yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve diğer tarafın muvafakatiniz olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği hususu; ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğin yapılmış sayılacağı, tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Duruşma günü: 07/05/2019 Duruşma saati: 09:50 Duruşma yeri: İstanbul 11. Aile Mahkemesi Duruşma Salonu Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 942383) TÜRKİYE CUMHURİYETİ ADALET BAKANLIĞI TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATI İLE) KONKORDATO KOMİSERLİĞİ 2018 / 348 ESAS SAYILI DOSYA No: 2018/ 348 – 01 (ilanlar) Türkiye Cumhuriyeti Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ( Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile ) borçlu Emrem Petrol Taşımacılık Turizm İnş. Gıda İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. ( Adresi: Atalar Mah. Cemal Gürsel Bulvarı No: 81/ A Tarsus / Mersin ) hakkında, 2018/348 esas sayılı kararı ile 26.11.2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiştir. Konkordato mühlet Kararı, Basın İlan Kurumunun ILN00935070 nolu ilanı ile 25/01/2019 tarihinde ilan edilmiştir. Alacaklıların, alacaklarını tevsik ve ispat eden belgeler (ÇekSenetFaturaSözleşme) ile birlikte iş bu ilan tarihinden itibaren 15 (Onbeşgün) içerisinde komiserliğimize, Atalar Mah. Cemal Gürsel Bulvarı No: 81/ A Tarsus / Mersin adresine bildirmeleri gerekmektedir. Alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakeresine kabul edilmeyecekleri ilan ve ihtar olunur. Talat YAKIŞIKLI Konkordato Komiseri Tarsus 1. ASHM 2018 / 348 E. A.B.B.K Sicil No: 8910 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 941312) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle