24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 96 ARALIK 2019 CUMA Ceren’in annesi: Cinayetten YARGILANAN biri neden açık cezaevinde Psikopatı bıraktınız Ordu’da evinin önünde öldürülen 20 yaşındaki Ceren Özdemir’in annesi Gülfer Özdemir, “Psikopat birisi cezaevinden dışarı bırakılır mı, o zaman onu bırakan da suçlu” dedi. Aile fertleri kızlarının fotoğraflarına bakıp gözyaşlarını içine akıtırken anne Gülfer Özdemir, kızı Ceren’in son giydiği elbisesini koklayarak acısını yüreğine bastırıyor. Özdemir, “Bu canileri bir yerde tutsalar da insanlar rahat etse olmaz mı? Bu insanlar ölmek için mi yaşıyorlar? Benim çocuğumun ne hayalleri vardı. Bir yerlere gelip insanlara örnek olacaktı. Gittiği yerde hep sevgi dağıtıyordu benim yavrum. Bir tek benim değil herkesin yavrusuydu. Herkes severdi onu. Sadece canileri iste miyoruz, böyle potansiyeller toplansın. Bu elbise en son giydiği kıyafetlerden birisiydi. Sadece kokusunu bundan alıyorum bir saat giyse çıkarıyordu. Ben ona hayranlıkla bakıyordum, ama doyamadım” dedi. İlk müdahale anneden Özdemir’e ilk müdahaleyi ise hemşire olan annesinin yaptığı ortaya çıktı. Ceren, öldürülmeseydi bugün 21 yaşına girecekti. Baba Yılmaz Özdemir de katil zanlısının firarını anlamakta güçlük çektiğini belirterek “Şimdi ben çocuğumu 20 yaşına kadar yetiştirmişim, bizim elimizden alıyor. O cinayetten yargılanan, cezaevinde açıkta yatıyorsa da dışarıda insanlar kelepçe ile geziyor. Bunlara neden kelepçe takılmadı, firar edeceği bilinmiyor muydu? Dışarıdaki adama kelepçe takılıyor, evine gidişgeliş saati takip ediliyor ama içerideki adama izin veriyorsun, firar ediyor” dedi. l İHA Özdemir’in katil zanlısı tutuklandı ‘Pişman değilim’ Sorgusunda suçunu itiraf eden Özgür Arduç “canavarca hisle kasten adam öldürme” suçundan tutuklandı. Arduç, ifadesinde Ceren’i öldürdükten sonra “Yaptıklarımdan pişman değilim” ifadelerini kullandı. Arduç cinayeti, bir marketten çaldığı bıçakla işlediğini söyledi. Ordu Efilli Açık Cezaevi’nden 1 Aralık’ta firar ettikten sonra, sürekli birilerini öldürmeyi düşündüğünü anlatan Arduç, şunları söyledi: “Kapı açılınca kız içeri girdi. Ben de arkasından ‘Bakar mısınız, burada Metin diye biri oturuyor mu?’ dedim. Bana dönmesiyle birlikte bıçağı rastgele iki defa sapladım. Sabah kendime yeni avlar aradım ama fırsat bulamadım.” SOYLU: Ölen kızımızı geri getirmiyor İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Ankara’da yaptığı açıklamada, iki kez cezaevinden firar eden bir zanlıya neden bir kez daha dışa rı çıkma izninin verildiği yönündeki soruya, “Her uygulama yı eleştirebilme durumunda değiliz. Her kurumun kendine ait uygulamaları söz konusudur” diye yanıt verdi. Soylu, Kılıçdaroğlu: Seni unutmayacağım her firarinin cinayet işleyebileceğine yönelik bir bilginin söz konusu olmadığına işaret ederek konuşması CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ceren Özdemir’le ilgili nı şöyle sürdürdü: “Elbette ki bu tip eleştiriler mu sosyal medya hesabında video paylaştı. Kılıçdaroğlu, hakkak olacaktır. Bazı çevreler, attığımız adı “Ceren Özdemir ‘Doğum günümde hediye almayın, ma eleştiri getirmektedir. Bütün bu eleştiri beni unutmayın yeter’ demişti. 6 Aralık onun doğum günüydü. Ceren, seni unutmayacağım kızım. Söz veriyorum, unutturmayacağım” ifadelerini kullandı. ler, bilmenizi istiyorum ki bu kızımızın geri dönmesini sağlamayacaktır. Bir caniyle karşı karşıyayız.” l Haber Merkezi Özgür Arduç Paylaşıma gözaltı O rdu Barosu Başkanı Murat Poyraz, Ceren Özdemir’le ilişkin çirkin paylaşımlarla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Sosyal medyadan paylaşımda bulunduğu belirlenen bir kişi Ordu’nun Kabadüz ilçesinde gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Çet kararına Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Şule itiraz Çet davasına istinaf yoluna başvurarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle itiraz ede edilecek ceklerini bildirdi. Selçuk, Ceren Özdemir’in davasına da müdahil olacaklarını da belirtti. ‘Ceren infaz CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplan rejiminin tısında Ceren Özdemir’in infaz rejiminin kurbanı olduğunu belirterek “Ceren’in kalbine bıçak dayanma kurbanı’ dan, kemiğe dayanmış bıçağı çıkarmak parlamentonun görevidir” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Süleyman Soylu Rabia Naz Komisyonu ‘Kriminal eksiklikler var’ SELDA GÜNEYSU TBMM Rabia Naz ve Şüpheli Çocuk Ölümleri Araştırma Komisyonu’nun dinlediği İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişi Melih Özay, Rabia Naz Vatan’ın ölümüne ilişkin “Ayakkabısının altındaki kireç ile evin üstündeki kireç tozları da birbirine uyumlu ama yolda da bu kireçlere rastlıyoruz. Bunun kriminal raporla belirlenmesi lazımdı. Kriminal eksiklik var” tespitinde bulundu. Özay, sunumunda “polisin ihmali olduğunun” da altını çizdi. “Eynesil polisinin teknik donanımının yeterli olmadığını ve bunun için Vatan’ın çantasını ve ayakkabısını bir delil poşetinin içine konulmadığını” vurgulayan Özay, “Eliyle alıp ve süreç uzadıktan sonra kriminale gittiği için buradaki süreç karışmıştır. Ayakkabısının altındaki kireç ile evin üstündeki kireç tozları da birbirine uyumlu; ama yolda da bu kireçlere rastlıyoruz. Bunun kriminal raporla belirlenmesi lazımdı. Çatıdaki kireç mi aşağıdaki kireç mi diye. Bu yapılmamış. Kriminal eksiklik var” dedi. ‘Topuklar patlamış’ Özay, özetle şunları kaydetti: “Adli tıp raporlarını inceledim, hayatımı bu işe verdim. Topuklar patlamış. Trafik kazasıyla topuklar nasıl patlar? Fındıklığa düşmüş. Yerde kan izi olmaması normal. Kanama olmamış. Kan içeriye akmış. Kesik olmadığı, kırık olduğu için kanama olmuyor. İntihar demem için elimde hiçbir bulgu yok.” Kadın savaş veriyorİş insanlarından 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü açıklaması: İzmir iş dünyasının kadın başkanları, 5 KAD) Yönetim Kurulu Başkanı Huri vüz ve yok sayılma, son yıllarda katlanaAralık Dünya Kadın Hakları Günü ne ye Serter: Bugün siyaset, kadına verilen rak tırmanmaya devam ediyor. Erkekler deniyle yaptığı açıklamalarda, son yıllar nafakaya göz dikmiş, çocuk yaşta evlili de ses vermeli. da kadınlara yönelik şidddet ve cinayet ğin önünü açmaya odaklanmış vaziyette. l Batı Anadolu Sanayici ve İş Adam olaylarının arttığına dikkat çekerek “Ar Cumhuriyetin kazanımlarına her plat ları Dernekleri Federasyonu (BASİ tık kadınlarımızın bu ülkede verdikleri formda göz diken bu anlayışla mücadele FED) Yönetim Kurulu Başkanı Seda bir yaşam mücadelesi var. Kadınlar ola mizi her alanda vereceğiz. Kaya Ösen: Kadın cinayetleri gündeme rak yaşam mücadelemizi her platformda l Ege İş Kadınları Derneği (EGİKAD) erkekler tarafından da taşınmadığı süre sürdüreceğiz” dediler. Yönetim Kurulu Başkanı avukat Nil ce bizler öldürülmeye devam edeceğiz. l İzmir İş Kadınları Derneği (İZİ han Antitoros: Öldürülme, taciz, teca l İZMİR / Cumhuriyet CHP İstanbul Kadın Örgütü tarafından, dün kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanmasının 85. yılı sebebiyle Taksim Meydanı’nda tören düzenlendi. Törene, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, il ve ilçe yöneticilerinin kadın temsilcileri katıldı. İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman, kadınerkek eşitliği üzerine çalışmaların Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren başladığını ancak günümüzde eşitlik anlamında Batılı ülkelerin gerisinde kalındığını belirtti. l İç Politika ‘EŞİTLİKTE GERİDEYİZ’ DANSLI MARŞLI PROTESTO SÜRÜYOR Katilimiz sensin Feminist örgüt Las Tesis’in “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle 25 Kasım’da Şili Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı önünde düzenlediği danslı ve marşlı protesto sürüyor. Kadın cinayetlerini, cinsel saldırı ve istismar olaylarını protesto etmek amacıyla hazırlanan gösterilerde kadınlar gözlerine siyah bant çekip dans ederek marş söyledi. Kadınlar, “Polis, hâkimler, devlet, başkan. Baskıcı devlet maço bir tecavüzcüdür, katildir” diyor. Kadına şiddet, terör patlaması, siyasal İslamcı erkin eseri.. Ceren Özdemir’in Şule Çet’in.. kadına yönelik terörün en vahşi boyutlarının sergilendiği eylemler zinciri içinde gerçekleştiğinin kanıtlarının sergilenmesi ile açıklanması 5 Aralık’la çakıştı.. Yani Cumhuriyet devrimlerinin en değerli kazanımlarından biri olan, kadınlara seçme ve seçilme haklarının verildiği günün 85. yıldönümü ile çakışınca, kaçınılmaz dünkü Meclis oturumlarına, geniş bir parantezde, birinci özel gündem maddesi içine taşındı.. Aslında çok büyük çoğunluğu erkekler olsa da, kürsüye çıkan kimileri bugünün düzeninden doğrudan sorumlu siyasal akımların temsilcileri olsalar dahi.. Siyaseten gündem üzerinden kürsüye çıkıp, hem kadınların seçme seçilme haklarının kazanılmasında, dünyanın gelişmiş ülkelerinin çok önünde yol almış, genç devrimci Türkiye Cumhuriyeti Meclisi’ne, önderi Atatürk’e teşekkürle söze girdiler.. Hem de kadına yönelik terör eylemlerindeki patlamayı lanetlediler. Sonrasında mezheplerine göre nedenleri üzerinden değerlendirmeler yaptılar. Kuşkusuz gerçekçi saptamalar ile timsah gözyaşları boyutlarında kalanlar arasında sırıtmalar yok değildi.. Yine de nedenlerin, alınabilecek önlemlerin boyutlarına ilişkin pek çok nedensonuç ilişkilerinin tartışılması zorunda kalınması anlamlıydı. Evrensel ölçekleri, neden sonuç ilişkilerinin belirleyiciliğinde öne çıkan terör ve şiddete, evrensel yaklaşımla çözümler üretmek de gerek. Doğal olarak siyasal İslamcı erkin sorumluluk alanı dışında kalan kadına yönelik şiddet nedenlerinde, gelişmiş ülkelerin kendi deneyimlerinden çıkan sonuçlardan da yararlanmamız kaçınılmaz.. HHH Siyasal İslamcı erkin sorumluluğunda ortaya çıkmış sonuçlara, bize özgü sorunlar, kadını odak yapan patlamalara, sorunlara geçersek, farklı siyasal İslamcı akımların, farklı şeriat yorumlarıyla da yüzleşmiş oluyoruz. Elbette 2002 milat, günümüze uzanan kadına yönelik şiddet artışındaki hem sayısal hem de şiddetin çeşitlenmiş nedenleri, kadına bakışın karanlık yüzüyle karşı karşıya kalıyoruz.. Doğrusu bize şoku yaşatan, kamuoyuna en trajik boyutları ile yansıyan cinayetler, şiddet, katliam örneklerinin her birinin içinde öylesine birbirine bağlanmış zincirlerin halkaları var ki.. Ülkemizin gerçek kadın hakları savunucuları, hukukçular içlerinde olarak, yılların deneyimleri, birikimleriyle elbette vitrine yansıyan çok acımasız birkaç neden ve boyutlara takılıp kalmıyorlar.. Demem o ki Ceren Özdemir’i evinin kapısı önünde yakalayıp, tanımadan hedef seçmiş olarak katleden caninin, sabıkalı, acımasız, her türden cinayete yatkın cezaevi kaçkını olması acı gerçeği çok önemli. Cezaevleri infazlarına ilişkin yargılama ve uygulama önlemleri, sorumsuz sorumlulukların gerçekleri ile yüzleşme, acil önlemlerde kararlılıklar değerli ama yeterli değil. 20 yaşındaki genç kızın bale eğitimi almış, öğretmen olmuş kimliği üzerinden, şeriatçı suçlu çıkarımlarına ulaşanları nerelere koyacağız? Şule Çet’in insanlık dışı vahşet infazında, taciz ve öldürme eyleminde, “iyi halli” müebbet cezası sonucunu çıkaran yargıdaki çarpık kafaların varlığını nerelere oturtacağız? Kadın haklarından sorumlu bakanlık algısına bile katlanamayıp, hukuku “kutsal aile” odaklı düzenlemelerle, siyasal İslamcı yorumlarının hedef tahtasına oturtmuş siyasal İslamcı erkin, 2002’li yıllardan günümüze, farklı renk ve tonlardaki şeriat yorumlarından esinlenen farklı renk ve tonlardaki zikzaklı icraatlarını nasıl okuyacağız? İnsanın insan gibi gelişmiş değerleriyle, kendi özel yaşamında, var oluşunda çok değerli, anlamlı katkıları olan çevresini, hele de ailesini, aksi çok acımasız travmalar yaşamamışsa sevmemesi söz konusu olabilir mi? Aile her bireye gerçekçi katkıları ile, elbette ki kutsal olmasa da, çok ama çok değerlidir. Ancak “kutsal aile” kavramında başa bir kişiyi, hele de erkek olarak yerleştirir, yaşamı, hukuku, medeni hakları bu çerçeveden düzenlemeye kalkışırsanız.. Ki örneğin Yahudilik inancında kutsal ailenin başını kadınlar çeker. Japonların kültürel geçmişinde aileden bir erkek ön plandadır. Dahası pek çok kültürde işi bitmiş sayılan yaşlıların acımasızca ölüme terk edilmeleri kültürleri de yaygındır. Yine İslam ağırlıklı kimi kültürlerde kız çocuklarının sünnet ettirilerek, cinsel haz duygularının yok edilmesi de geçerli olabilir. En yaygını, ailenin kutsalı erkeklerin, kadınların ikinci sınıf cins cenderesinde, her türden haksızlığa, eşitsizliğe zorlanmalarıdır.. Eşini öldüren sanığa ‘iyi hal’ indirimi Bursa Karacabey’de geçen yılın mayıs ayında, tartıştığı eşi Gonca Aksakal’ı (35) tabancayla başından vurarak, öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan Erkan Aksakal (41), dün son kez hâkim karşısına çıktı. “Kasten eşi öldürmek” suçlamasıyla yargılanan Aksakal, olay günü eşinin, dizinin yanında oturduğunu ve elindeki silahın kazara ateş aldığını öne sürdü. Mahkeme, toplanan delilleri ve tanıkların ifadelerini dikkate alarak, sanık Aksakal’a ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi. Aksakal’ın cezası, “iyi hal” indirimi uygulanarak, ömür boyu hapis cezasına çevrildi. Mahkeme, ayrıca Aksakal’a “ruhsatsız silah bulundurmak”tan verdiği 2 yıl 1 ay hapis cezasını da para cezasına çevirdi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle