18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ avro sterlin FAİZ BORSA 116 ARALIK 2019 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.7470 0.8 kuruş 6.3730 0.7 kuruş 7.5640 3.2 kuruş 12.18 0.10 puan 108.659 58 puan 1836.77 1.51 lira 272.91 27 kuruş 1.3 milyonu toplarızTürkİş 23. Genel Kurulu’ndan, kıdem tazminatını fona çevirmek isteyenlere uyarı Türkİş Genel Başkanı Atalay, bugün kıdem tazminatı alamayanlarla ilgili düzenleme yapılırsa destek vereceklerini vurguladı. Türkİş Genel Başkanı Ergün Atalay, kıdem tazminatında geriye gidişi kabul etmeyeceklerini açıkladı. Dün başlayan ve 3 gün sürecek 23. Türkİş Olağan Genel Kurulu’nun açılış konuşması nı yapan, ülkede 17 milyon çalışana karşılık 2 milyon sendikalı bulunduğunu hatırMUSTAFA latan Atalay, 1980 ÇAKIR yılında ise 40 milyon nüfusa karşılık 2.5 milyon sendikalı olduğuna dikkat çekti. Günde 4 cinayet Emekçilerin güncel konularıyla ilgili konuşan Atalay, Türkiye’de her gün 4 işçinin ya iş kazası ya da iş cinayetinde yaşamını yitirdiği, kapalı kömür ocağında bir işçinin ölmesiyle bir kişinin silahla vurulması arasında hiçbir fark olmadığını belirtti. Tarım işçilerinin kamyon kasalarında can verdiklerini de belirten Atalay, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili çalışma yapılmasını da istedi. Taşeron işçilere kadro verildiğini ancak ülkeyi yönetenlerin hâlâ onlara taşeron muamelesi yaptığını söyleyen Atalay, vergi kesintilerinin de ücretleri erittiğini kaydetti. Ocak ayında 3 bin li ra alan bir işçinin vergiler nedeniyle bugün yaklaşık 300 lira az aldığını ifade eden Atalay, “Az alandan az çok alandan çok alın. Asgari ücretliden vergi almayın. Talebimiz bu” dedi. Yoksulun örgütü Kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi taleplerine karşı çıkan Atalay, şunları söyledi: “Bu tazminat kızımızın çeyizi, oğlumuzun düğün parası. 17 milyonu ilgilendiriyor. Kıdemle ilgili olumsuz bir şey yapmayın, yapmayın. Bunu yaparlarsa İzmit’te 130 bin kişiyi topladık, inanın 2 saatte 1 milyon 300 bin kişi toplarız. Almayanlarla ilgili düzenleme yapılırsa katkı sağlarız. Mevcudu bozdurmayız.” Komisyon görüşmeleri devam eden asgari ücretle ilgili 2 bin 578 liralık taleplerini hatırlatan Atalay, bunun bir işçinin yaşama maliyeti oluğuna işaret etti. Atalay, “Bu rakamın üstünde bir rakam için pazarlık yapılacak. Bu rakamın altında olursa o masada oturmayız” dedi. Atalay ayrıca, Türkİş’in ülkenin, yoksulun sigortası olduğunu, başta kendisi olmak üzere emekçileri utandıracak bir yapmadıklarını, yapmayacaklarını sözlerine ekledi. l ANKARA Çiftçi Tek Gıda İş ayrılmayacak Tank Palet eleştirisi Genel Kurul salonuna “Emeğimizden de vatanımızdan da vazgeçmeyiz; Türkiye’de Türkİş var; Emek, barış, özgürlük” yazılı büyük pankartlar asıldı. Salonda en ön sırada işçiler tulumları, baretleri, işyeri kıyafetleri ile yer aldı. Türkİş Başkanı Ergül Atalay, Tank Palet Fabrikası’nın yatırım yapılarak eskisi gibi kalması gerektiğini, ancak bir şey yapılmadığını söyledi. Şeker fabri kalarının özelleştirilmesini eleştirirken de Atalay, “Şimdi bir bakın ne kadar pancar ekilmiş, ne kadar işçi alınmış, ne kadar işçi çıkarmışlar, fabrikaların arazilerine ne yapmışlar? Şeker fabrikaları askeri fabrikalar gibidir” diye konuştu. Atalay, KİT’lerde kadroya geçirilmeyen işçiler olduğunu, dönemin başbakanı, bakanının kadroya işçi alınırken önceliğin onlara verileceğini söylediğini ancak şu ana kadar bir kişinin bile alınmadığını vurguladı. Ergün Atalay, Türkİş’in 68 yıl sonra genel kurul için hiç davetiye dağıtmadığına işaret ederek, “Burada işçiden başka kimse yok, niye yok, işçinin sendikası olur, patronların, iktidarın sendikası olmaz” dedi. Genel kurulda, Türkİş’ten ayrılma kararı alan TekGıdaİş sürprizi de yaşandı. TOLEYİS Başkanı Cemail Bakındı’nın çağrısı, divan başkanı Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak’ın ısrarıyla kürsüde buluşan Türkİş Başkanı Atalay ve TekGıdaİş Başkanı Mustafa Türkel, el sıkıştı. Türkel, “Bazen arkadaşlar yanlış yaptı bazen biz sert sözler söyledik. Kırıldık, döküldük” dedi. Türkel, genel kurullarında aldıkları Türkİş’ten ayrılma kararını ortadan kaldıracaklarını, en kısa zamanda Türkİş yönetimine hayırlı olsun ziyaretinde bulunacaklarını, Türkİş’in bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde yollarına devam edeceklerini söyledi. Yeni açlık sınırı 2 bin 76 lira Birleşik Metalİş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’ne göre, kasımda dört kişilik bir ailenin sağlıklı biçimde beslenebilmesi (açlık sınırı) için, günlük en az 69.20 TL, aylık 2 bin 76 TL’lik harcaması gerekiyor. Bu kapsamda yetişkin bir kadının sağlıklı beslenmesi için yapması gereken harcama tutarı 17.79, yetişkin bir erkeğin 18.40, 1018 yaş arası bir çocuğun 19.83, 46 yaş arası bir çocuğun ise 13.17 TL. Buna göre, yoksulluk sınırı da 7 bin 181 TL oldu. Ekimde açlık sınırı 2 bin 50 TL, yoksulluk sınırı 7 bin 92 TL idi. borç batağında Moody’s: Silme kararı olumlu Moody’s, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) banka bilançolarından Grup 5 kredilerin (batık krediler) silinmesine imkân tanıyan kararının olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Toplam kredilerinin yüzde 3’ünün Grup 5 kredilerden oluştuğunu belirten Moody’s, bu değişikliğin bankaların sorunlu kredi satışını kolaylaştıracağını belirtti. BDDK kararına göre, bankalar borçlunun temerrüdü nedeniyle ayırdığı karşılıkların geri kazanılmasının mümkün olmadığı hallerde krediyi bilanço kayıtlarından düşebilecek. Öte yandan, BDDK eylülde açıkladığı ve bankaların 46 milyar liralık (8 milyar dolarlık) sorunlu kredisinin takibe atılmasını öngören kararını esnetecek. Bloomberg’in konuya yakın kaynaklardan aktardığı habere göre, bankalar bu kapsamdaki kredilerin bir kısmını “takipteki kredi” olarak sınıflandırmayacak. Bu da bankaların bilançosuna daha az zarar yazmalarını sağlayacak. Rystad: Petrol 40 dolara düşebilir Norveç merkezli araştırma kuruluşu Rystad Energy, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve Rusya’nın ham petrol kesinti anlaşmasının süresini uzatmaması ve kesinti miktarını artırmaması durumunda Brent petrolün varil fiyatının gelecek yıl 40 dolara düşebileceğini öne sürdü. OPEC ise kısıntıyı günlük 1.2 milyon varilden 1.6 milyona çıkarmak istiyor. TCMB, yüzde 5’lik enflasyon hedefini tekrarlarken “Türkiye’de enflasyon oranı akran ülkelere kıyasla halen yüksek seyretmektedir” ifadesini kullandı. PPK her ay toplanacak Merkez Bankası (TCMB), 2020 yılı Para ve Kur Politikası’nı açıklayarak, Para Politikası Kurulu’nun yeni yılda 12 toplantı yapacağını duyurdu. Bu sayı 2017’de 8’e düşürülmüştü. Uzmanlar bu değişikliği, TCMB’nin gelişmelere daha hızlı tepki vermeyi hedeflediği yorumunda bulundu. Metinde “döviz kurunun iktisadi temellerden belirgin şekilde kopması ve döviz kurundaki hareketlerin fiyat istikrarını kalıcı olarak etkilemesi veya finansal istikrara dair risk oluşturması halinde TCMB, bu duruma kayıtsız kalmayacak ve sahip olduğu araçlarla gerekli tepkiyi verecektir” ifadeleri ve döviz swap (takas) işlemlerine çokça değinilmesi de “kura örtülü müdahaleye devam” mesajı olarak değerlendirildi. “TCMB, fiyat istikrarı açısından tamamlayıcı bir unsur olan finansal istikrarı da gözetmeye devam ederken, başta enflasyon ve iktisadi faaliyet olmak üzere makroekonomik göstergelerin tamamını dikkate alan veri odaklı bir yaklaşım ile hareket edecektir” ifadeleri de TCMB’nin hükümete paralel şekilde ekonomik büyümeye öncelik vereceğinin sinyali olarak değerlendirildi. l Ekonomi Servisi Çiftçilerin 2002’de ortalama bin TL olan borcu, 2018 yılında 50 bin TL’ye dayandı. MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal’ın hazırladığı rapor, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana çiftçinin ağır borç yükü altında olduğunu ortaya koydu. Raporda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre Eylül 2019 itibarıyla tarım, avcılık ve ormancılık alanında kullandırılan tarımsal kredilerin hacminin 115 milyar 193 milyon TL’ye ulaştığı belirtildi. 48’e katlandı 2002 yılında Çiftçi Kayıt Sistemi’nde kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 588 kişiyken, Türkiye Bankalar Birliği’nin verilerine çiftçilerin tarımsal alanda kullanmak için aldıkları kredilerin tutarı ise 2.5 milyar TL, bir çiftçinin ortalama borcu yaklaşık bin TL idi. 2018 yılında Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçi sayısının 2 milyon 103 bine gerilemesine karşın, tarımsal alandaki toplam borç ise 103 milyar 133 milyon 541 bin TL’ye çıktı. Bu da 2018 yılında bir çiftçinin ortalama 48 bin 500 TL borçlu olduğunu gösterdi. Raporda, çiftçilerin geri ödeyemediği borçlarına ilişkin verilere de yer verildi. Buna göre, 2004 yılında tarım alanında kullanılan kredilerde geri ödememe oranı yüzde 3.37 olurken, söz konusu oran 2019 yılında yüzde 4.7’ye çıktı. 2004 yılında geri ödenemeyen kredilerin tutarı 211 milyon TL olarak hesaplanırken, 2019 yılında takibe düşen kredilerin tutarı ise 4 milyar 820 milyon oldu. Bölgelere göre tarımsal kredilerin dağılımı incelendiğinde en fazla borçta ilk sırayı Ege Bölgesi aldı. Tarımsal kredilerin toplam yüzde 18.9’unun kullanıldığı Ege’nin ardından Akdeniz yüzde 17.03 ile ikinci sırada geldi. Bu durum Türkiye’de tarımsal üretimin en fazla yapıldığı iki bölgedeki çiftçilerin ülkede en fazla borç yükünü çektiklerini de gösterdi. l ANKARA Bali: Kafanızı mazerete değil, maharete yorun İstanbul Okan Üniversitesi tarafından başlatılan “Girişimcilik Dersi”ne konuk olan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, gençlere eğitim ve iş hayatından anılar anlatarak tavsiyelerde bulundu. Gençlerin zekalarını gereğinden fazla önemsediğini ama antrenman yapmadıklarını, hayatın zekilerden çok disiplinlileri, süreklilik gösterenleri ödüllendirdiğini belirten Bali, bu jenerasyonun fark yaratmadan, fark görmek isteme Adnan Bali sini de eleştirdi. Mazeret uyarısı da yapan Bali, “Türk toplumu kadar mazeret yaratan toplum yoktur. Kafanızı mazerete değil, maharete yorun” dedi. Sosyal medya konusunda da uyarılar yapan Bali, normalde canciğer olacak insanları, seçilmiş konular üzerinden kışkırttığını ve düşman haline getirdiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Aşırı politize, sloganvari bir dünyanın esiri olmayın. Kişisel gelişiminizi tamamlamadan dünyayı kurtarmaya çalışmayın. Sonra siz de kurtarılacaklar arasına girersiniz.” l Ekonomi Servisi Rıza Tuna Turagay İhracatta yüksek teknoloji payı az Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkelerde ortalama yüzde 14’ler düzeyinde olan “toplam ihracat içinde yüksek teknolojili ürünlerin payının” Türkiye’de yüzde 3.5’ler düzeyinde olduğunu söyledi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türk Girişimci ve iş Adamları Konfederasyonu (TURKONFED), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) ve Cool Reklam işbirliğinde düzenlenen 3. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Turagay, Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı payın binde 9 olduğunu belirterek “Yani dün ya ticaretinden aldığımız pay çok düşük. Bunu artırmamız gerekiyor. Bunun için de daha önceki dönemlerde de başlatılan ancak şu anda üzerinde daha çok durduğumuz katma değerli ve yüksek teknolojili ürün ihracatını artırmak istiyoruz” dedi. Dünya ticaret hacmindeki büyüme oranı son yıllara kadar yüzde 4’ler düzeyinde iken Dünya Ticaret Örgütü tarafından bu yıl için beklentinin son olarak yüzde 1.2 olarak açıklandığını anımsatan Turagay, “Dünya ekonomisi, dünya ekonomisinin ve ticaretinin büyüme hızı yavaşlıyor” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Katil kim? Suçlu kim? Ceren’in katili gibi kaç kişi var aramızda, sokaklarda? Nasıl böyle ellerini kollarını sallayarak dolaşabiliyorlar? İlla bıçak saplamaları gerekmiyor hepsinin. Yılışık bakışlar, yolda yalnız yürüyen bir genç kadın gördüler mi laf atmalar, izlemeler... Ceren gibi sokakta yürürken tedirgin olan kaç kadın var bu ülkede? Ya da şöyle soralım soruyu kadınlara... Tenha bir sokakta, hele hava kararmışken ya da sabahın köründe henüz aydınlanmamışken işe, okula yetişmek için evinden çıktığında tedirginlik hissetmeden yürüyen kaç kadın vardır aranızda.. “Arkanızdaki adımların sahibi kim acaba?” diye merak eden, fırsat bulduğunda çaktırmadan geriye dönüp bakan, eğer bir kadın ise rahatlayan, erkek ise adımlarını hızlandıran.. Bu ülkede bitmeyen bir kadın cinayetleri, kadına şiddet gerçeği var. Adam boşanmak isteyen eşini defalarca bıçaklayarak katlediyor; delikanlı “seni artık istemiyorum” diyerek sevgilisini öldürüyor; adam cinnet geçiriyor, karısını, çocuklarını zehirliyor. Ceren’in katili “Hapisteyken mutlaka birilerini öldürmeliyim diye tasarladım. Av aradım. Başka kadınları da takip ettim”... demiş. “Pişman değilim” diye de eklemiş; “yeni avlar aradım ama fırsat bulamadım.” Belli ki adam manyak. Peki, Ceren öldürüldükten sonra sosyal medyada şu sözleri utanmadan yazanlara ne demeli? Örneğin “Çok bile yaşamış tipe bakın” diyen köy hizmetlerinden emekli şahıs... “Sen git erkeklerle sabaha kadar iç, pislik yap.. sonra öldürsünler, ailesi de adalet peşinde koşsun, kusura bakma teyze kızın o...pu, adalet yerini bulmuş” diyen genç.. Ya da.. Küçücük bir çocuğu öldüren kişiyi açık cezaevine çıkararak neredeyse ödüllendiren devlet zihniyeti.. Firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan bir kuruma, siz nasıl göz göre göre adam öldüren, 20 kez hırsızlık yapan birini, bir suç makinesini gönderirsiniz? Önce “Katil kim? Suçlu kim?” ayırımı yapmalıyız. Olaya sadece katiller üzerinden gittiğimizde her işlenen cinayet, her vahşice katledilen kadın için üzülüyor ama konu gündemden uzaklaştığında unutuyor toplumumuz. Taa ki bir başka katil yeni bir cinayet ile ortaya çıkana kadar... “Suçlu kim” sorusunu sormaya başladığımızda ise karşımıza dikilen devasa erkil zihniyet ve onun uzantıları oluyor. O erkil zihniyet okulda, sokakta, Meclis’te, karakolda, otobüste, metroda... O erkil zihniyet her yerde. Bir gün yakaladığı tacizciyi linç etme eylemine katılırken bir başka gün durakta bekleyen kadına yılışık bakışlar fırlatan zihniyette.. “23 kez dilekçe verip beni koruyun” diye karakola sığınan kadını evine, katilinin yanına yollayan zihniyette.. Küçük yaştaki kızlarla evlendikleri için cinsel istismar suçundan hapis yatanlara af getiren yasada “Yaş farkı 10 mu, 15 mi olmalı?” tartışmasını yapan zihniyette... Katillere iyi hal indirimi getiren zihniyette Katıldığı televizyon programında 4 gazetecinin saldırıya uğramasını “aile içi şiddet” diyerek, kahkahalarla dalgaya alan zihniyette... Bir ülkede giderek artan kadına şiddet gerçeği varken, kadın sığınma evleri açmayan, açılanları da kapatan devlet zihniyeti de... Çalıştığı işyerinde kadın çalışana yapılan mobbinge tepki vermeyen zihniyette.. Kadın ve kadın bedeni üzerinden günlük yaşamda sürekli tekrarlanan küfürlü söylemlere gülüp geçilmesinde... Okullarda okutulan ders kitaplarındaki cinsiyet ayırımcı dilde.. Kadını eve tıkıp görevini çocuk doğurmak ve erkeğe hizmet ile sınırlayan dinci söylemde.. İşte bu zihniyetle oluşturulan sistem sürekli yeni canavarlar üretiyor. Giderek büyüyen gelir eşitsizliği, işsizlik, umutsuzluk bu yeni canavarların üremesine katkıda bulunuyor. Bunu da göz ardı edemeyiz.. İşte bu zihniyet sonucu bugün bu noktadayız. Türkiye çürüyor, ilmek ilmek dökülüyor... KISA...KISA... l Organik arıcılık yapan yetiştiricilere kovan başına 10 lira destek ödemesi yapılacak. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili tebliği dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. l Enka İnşaat’ın ABD’li Bechtel ile yarı yarıya ortak olduğu Bechtel Enka UK, Sırbistan devleti ile otoyol inşası için 745 milyon Avro tutarında sözleşme imzaladı. l Akbank, konut kredisinde faiz oranını tüm vadelerde ve herhangi bir tutar sınırı olmaksızın yüzde 0.99’a indirdi. Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, en iyi koşulları sunmak istediklerini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle