19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 26 KASIM 2019 SALI EDİTÖR: CAFER KURT HABER Rüşvet yazışmalarıKarabacak’tan, dolandırıcılıktan tutuklu sanığa: Hanım 10 bin TL borcu var, hallader misin Dolandırıcılık sanığı Mumcu, “FETÖ borsası” kapsamında hakkında iddianame hazırlanan eski savcı Karabacak’a 6 bin lira göndermiş, 3 bin lira ise eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in oğlu Burak Görmez tarafından gönderilmiş. “FETÖ borsası”na karıştığı iddiasıyla hakkında iddianame düzenlenen Cumhuriyet Savcısı Lüt fi Karabacak’ın, aralarında siyasetçi, işada mı ve ünlülerin de bulunduğu 200’ü aşkın ki şiyi dolandırdığı iddia edilen ve tutuklu Mi ne Mumcu ile WhatsApp mesajları ortaya çık tı. Karabacak’ın, Mumcu’nun bir dosyasını kapattırdığını ima ede rek “İşleri güçleri bıraktım, sade ce senin işlerini takip ediyorum. Hanımın kredi kartı ödemesi var. SEYHAN AVŞAR Bana 10 bin lazım, halleder misin?” diye yazdığı ileri sürüldü. Para trafiğine eski Diyanet İş leri Başkanı Mehmet Görmez’in oğlu Burak Görmez’in de adı karıştı. Görmez’in avukatı, “Burak Bey, Karabacak’ı tanımaz” dedi. Eksik kısım Görmez’den İstanbul Adliyesi’nde bazı FETÖ sanıkları hakkında para karşılığı takipsizlik verildiği, bazılarının da tahliye edildiğinin ortaya çıkması üzerine “FETÖ borsası” olarak adlandırılan yapılanmaya adı karıştığı iddiasıyla açığa alınan savcı Lütfi Karabacak’ın görev alanında olmayan soruşturmalara dahil olduğu ve edindiği bilgileri paylaşarak maddi menfaat temin ettiği ileri sürüldü. Kamuoyunda “Mine Maria” diye tanınan ve “Saadet Zinciri”, “Titan Zinciri” olarak bilinen dolandırıcılık yöntemini kullandığı iddia edilen Mine Özkan ile Karabacak arasındaki WhatsApp yazışmaları soruşturma dosyasına girdi. Söz konusu yazışmalarda Lütfi Karabacak’ın, Mumcu’ya “O zaten ‘tamam’ dedi. Bekliyorum, perşembe tekrar uğrayacağım. Valla işlerimi bıraktım. Sadece senin işleri takip ediyorum” dediği, Mumcu’nun ise “Bebemsin” şeklinde yanıt verdiği ortaya çıktı. Yazışmalarda Karabacak, “Kuzum daha önce beklemiştim. Hanımın kredi kartı ödemesi var. Bana acil 10 bin lazım. Halleder misin?” diye yazarak hesap kartının görüntüsünü Mumcu’ya atıyor. Bunun üzerine Mumcu, savcının hesabına 6 bin 700 TL gönderiyor. Ödeme için teşekkür eden Karabacak, “3 bin TL daha var ama” diyerek eksik kalan parayı istiyor. Geri kalan parayı ise savcının hesabına eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in oğlu Burak Görmez yatırıyor. Konuşmalarda, “O zaten ‘tamam’ dedi” mesajında ismi geçen kişinin Anadolu Adliyesi’nde görevli savcı O.A. olduğu belirtildi. O.A’nın, Mine Mumcu tarafından dolandırıldığını öne süren Ali Sait Çolak’ın yaptığı suç duyurusuna takipsizlik kararı veren isim olduğu öğrenildi. Ayrıca Mine Mumcu’nun suç ortağı olduğu iddia edilen Aykut Sağlam’ın “her şeyi itiraf ettiği bir video” da iddianameye girdi. Videoda Sağlam, “Bugüne kadar benim hesabımdan Mine’nin hesabına 510 milyon para geçti. 3 milyona yakın parayı ise polis ve savcılara gönderdim. Çağlayan Adliyesi’ndeki Lütfi savcıya 200 bin gönderdim. Farklı farklı dosyalar için” ifadelerini kullandı. ‘Karabacak’ı tanımaz’ İddialara ilişkin Cumhuriyet’e konuşan Burak Görmez’in avukatı, “Mine Hanım, Burak Bey ile birlikteyken Lütfi Karabacak’a para yollaması gerektiğini söylemiş. Burak Bey’e nakit para vermiş. Burak Bey ise kendi hesabından Lütfi Karabacak’a para yatırmış. Burak Bey Lütfi Karabacak’ı tanımaz” dedi. “FETÖ borsası” soruşturması kapsamında Karabacak hakkında, 7 yıldan 28 yıl 6 aya kadar hapsi istemiyle iddianame düzenlenmişti. Karabacak’ın Mine Özkan’dan 75 bin TL maddi destek sağladığı ileri sürülmüş, Karabacak ise paranın burs amaçlı olduğunu belirtmişti. l İSTANBUL KARABACAK: Doğrular yazılsın “FETÖ borsası” soruşturması haberimiz üzerine gazetemize yazılı mesaj gönderen Karabacak, “Soruşturma, haber değeri taşır ancak doğrular yazılarak. Nerede para pazarlığı görüşmeleri, nerede teknik takibe düşen görüşmem? Ben 15 yıldır FETÖ zulmüne uğrayan bir savcıyım. Herkes bunu bilir, bana yapmadıkları kalmadı. Şimdi ise benzer bir kumpasla yine karşı karşıYAyım. Yöntem, yol aynı. Şimdi benzer bir kumpasın muhatabı oluyorum . Ben Türkiye milliyetçisi bir insanım. Bunun dışında hiçbir yapıya dahil olmadığım gibi ülkemin zararına hizmet eden herkese de karşıyım. Elbet gerçekler ortaya çıkacak tabii ki, burada olmazsa mahşerde” ifadelerini kullanmıştı. Karabacak, “FETÖ borsasını” haberleştiren muhabirimiz hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu. ‘Sanal kumar çetesi’ liderinin cezasının infazını durdurmuşlardı Çeteye menfaat sağladılar ALİCAN ULUDAĞ Almanya’da, “asrın yolsuzluğu” olarak nitelendirilen Deniz Feneri Derneği davasının Türkiye ayağında, sanıkları beraat ettiren İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı İsmail Hakkı Yolmaz ile üye İsmet Karabulut’un meslekten ihraç olmalarına neden olan davada aldıkları hapis cezasının gerekçesi açıklandı. Yargıtay 19. Ceza Dairesi, kararında sanal kumar çetesi baronu Veysel Şahin ve yakınları hakkında “yargılamayı yenileme ve infazın durdurulması” kararı veren Yolmaz ve Karabulut’un, “maksatlı biçimde usul ve yasaya aykırı şekilde karar vererek çete üyelerine haksız menfaat sağladıkları” belirtildi. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “Sanal Kumar Çetesi” davasında Veysel Şahin ve adamları, 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Sanık avukatları, yargılamanın yenilenmesini istedi, ancak talep reddedildi. Avukatlar bu kez “ret” kararına itiraz edince dosya, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldi. Deniz Feneri davasına bakan hâkimler için verilen cezanın gerekçesi açıklandı. Bu mahkeme başvuruyu kabul etti, sanıklar hakkındaki cezaların infazını da durdurdu. 5. Ağır Ceza Mahkemesi de kararın yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Konu, daha sonra Hâkimler Savcılar Kurulu gündemine geldi. Kurul, 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkan, İsmail Hakkı Yolmaz ve üye İsmet Karabulut hakkında soruşturma başlattı. Hukuka aykırı karar verdikleri gerekçesiyle açığa alınan iki isim hakkında yapılan soruşturma sonucunda “görevi kötüye kullanma” suçundan dava açıldı. Dava ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nde görüldü. Yargılama sonucu, Yolmaz 5 ay hapse mahkum edilirken, cezası paraya çevrildi. 1 yıl 8 ay hapse çarptırılan Karabulut’un cezası da ertelendi. Teamüllere aykırı Daire, Yolmaz ve Karabulut’un mahkumiyet gerekçesini açıkladı. Oybirliği ile alınan kararda, başkan Yolmaz’ın “çete üyeleri hakkındaki kararın verilmesinde tüm inisiyatifi üye İsmet Karabulut’a bırakarak, teamüllere aykırı bir karara imza attığı ve bu şekilde görevi kötüye kullandığının anlaşıldığı” belirtildi. Karabulut’un ise sanal kumar çetesi hakkındaki dosyayı bizzat takip ettiği vurgulanan kararda, “talep geldikten sonra, birkaç saat içinde dosyayı inceleyip alışılmışın dışında yazdığı 8 sayfalık kararı da başkan ve diğer üyenin yeterli araştırma yapmasına imkân bırakmadan, doğrudan imzalamalarını sağladığı” kaydedildi. Kararda, üye Karabulut’un aynı durumda bekleyen başka dosyalar olmasına karşın, bu dosyaya öncelik tanıdığı ve ayrı bir önem atfettiği belirtildi. 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “maksatlı biçimde, usul ve yasaya açıkça aykırı şekilde” verilen bu kararla, “çete üyesi sanıklar hakkında verilen hükmün infazına başlanamadığı ve bu şekilde çete sanıklarının haksız menfaat elde etmesine neden oldukları” ifade edildi. l ANKARA İşçilerin hak mücadelesi sürüyor Gentes Şirketler Grubu’nun Cezayir’deki otel projesinde çalışan ve ücretleri ödenmeyen İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİSEN) üyesi işçilerin İstanbul Dünya Ticaret Merkezi önünde başlattıkları eylem sürüyor. Eylemin 6. gününde dün konuşan İYİSEN Başkanı Ali Öztutan, işçilerin ücretleri ödenene dek mücadelelerinin devam edeceğini söyledi. Gentes Şirketler Grubu’nun Cezayir’deki otel projesinde çalışmaya giden inşaat işçileri, birikmiş ücretlerinin ödeneceği sözü verilerek Cezayir’den Türkiye’ye dönmüştü. Aradan 6 ay geçmesine karşın ücretlerin ödenmemesi üzerine, işçiler ücretlerini almak için eyleme başlamıştı. l Haber Merkezi DENİZ FENERİ VE MEB ARASINDAKİ ÖZEL PROTOKOL Deniz Feneri’nin gözü öğrencinin cebinde OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bir dönem yolsuzluk tartışmaları ile gündemden düşmeyen Deniz Feneri Derneği ile protokol imzaladığı ortaya çıktı. “İyilik Okulu” adlı projeye göre dernek, öğrencilerden mescit yaptırmak için para toplayabilecek. MEB, dini dernek ve vakıflarla imzaladığı protokollere hız verdi. Bakanlık, son olarak Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği arasında protokol imzaladı. “Çocukların harçlıklarına göz diken” protokolün ayrıntılarına Cumhuriyet ulaştı. MEB’in 5 yıllık olarak imzaladığı ve “İyilik Okulu” adı verilen proje ve protokol kapsamında Deniz Feneri Derneği, imam hatip ortaokulları, özel ortaokullar, resmi ve özel liseler, halk eğitim merkezleri, açıköğretim kurum ları ile olgunlaşma enstitülerinde seminerler, etkinlikler, ayet, hadis ve dernek faaliyetlerini anlatan sergi ve duvar gazeteleri hazırlanabilecek. Protokolde, Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün imzası olmadığı için dernek faaliyetleri imam hatip dışındaki normal ilkokul ve ortaokullarda yürütülemeyecek. Protokol kapsamında öğrencilerden dernek tarafından hediye edilecek “iyilik günlükleri”ne kendi hikâyeleri de yazmaları istenecek. Ayrıca protokolle, okullara “İyilik Kumbaraları” gönderilecek. Toplanacak paralar da mescit yapımına aktarılabilecek. Protokole eklenen, “Bir yetimin aylık giderini karşılamak, okul veya mescit yaptırmak, su kuyusu açmak veya bir iyilik projesine kaynak oluşturmak gibi projeler planlanır” maddesi ile de MEB, toplanacak paraların kullanımına ilişkin net olmayan ifadelerle bağış toplanmasına izin verebilecek. Protokolle, ayrıca çocuklar MEB eliyle Deniz Feneri Derneği’ne taşınacak. l ANKARA Diyanet’ten ‘faizsiz banka’ talimatı Diyanet İşleri Başkanlığı, 150 bin din görevlisinin maaşlarının faizsiz finans kurumları aracılığıyla ödenmesi talimatını verdi. Diyanet, 10 kişilik bir komisyon kurulmasının ardından son 3 ayda faizsiz finans kuruluşlarının temsilcileriyle toplantılar düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, kendisine sunulan raporun ardından il müftülüklerine gönderdiği genelgede 1 Kasım 2019’dan geçerli yapılan maaşı ödeme protokollerinde faizsiz finans kurumlarının tercih edilmesini istedi. l ANKARA / Cumhuriyet Bu dünyadan bir Arif Musa Tuncer geçti. Mutlu olmak onun işiydi. Neşesi, samimiyeti ve iyi niyetiyle nice dost kazandı. Yanımızda olan tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Onu aramızdan eksik etmeden yaşamayı öğreneceğiz. TUNCER AİLESİ Oyalanıyorsunuz, tehlikenin farkında mısınız? Şimdi bakın, Türkiye çökmüş, aileler zor durumda. Ciddi Maddi Yoksunluk içindeki nüfus sayısını biliyor musunuz? Nüfusun yüzde 26.5’i. Bu bir refah ve yoksulluk ölçütüdür. Gelir dağılımı ve yaşam koşulları araştırması.. TÜİK 2018’de ölçmüş. Sayılan 9 kalemden oluşan maddeden (çamaşır makinesi; renkli televizyon; telefon; otomobil; beklenmedik harcamalar; evden uzakta bir haftalık tatil; kira; konut kredisi; borç ödemeleri; iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek; evin ısınma ihtiyacı) en az dördünü karşılayamayan aileler Ciddi Maddi Yoksunluk içinde sayılıyor. (Ayrıntı:www.dogrulukpayi.com/bulten/maddiyoksunluk) Avrupa Birliği’nde bu oran ortalama yüzde 6.9. Bize en yakın Bulgaristan. İktidarın yarattığı manzaraya bakın. Dahası: “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nda yer alan kalemlere baktığımızda ilginç bilgilere rastlıyoruz. Araştırma sonuçlarına göre, 2018 yılında en yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay 0.2 puan artarak yüzde 47.6’ya yükseldi. Bununla birlikte, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay ise 0.2 puan azalarak yüzde 6.1’e düştü.. Eğitim durumuna göre yoksulluk oranına göz attığımızda ise okuryazar olmayanların yüzde 27.5’inin ve bir okul bitirmeyenlerin yüzde 23.6’sının yoksul olduğunu görüyoruz. Türkiye nüfusunun yüzde 58.3’ü evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamıyor. Türkiye’de iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını karşılayamayan nüfus oranı yüzde 32.2 iken beklenmedik harcamaları karşılayamayan nüfus oranı ise yüzde 30.4. Son olarak nüfusun yüzde 70.4’ü konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri ya da borçları olduğunu beyan etti..” Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da Sırbistan’dan sonra ikinci sırada. Bu 2017 ölçümü, iki yılda daha da arttığı söylenebilir. Nüfusun yüzde 20’si gelirin yüzde 47.4’ünü alıyor. Ekonomi ile ilgili göstergeleri alt alta yazsam, köşe dolacak. Sık sık dile getiriyorum çeşitli kalemleri burada. Bunları neden anımsatıyorum? Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntı ayyuka çıkmışken, iktidar kullanışlı elemanlarıyla, tartışmayı CHP’nin üzerine yıkıyor. İktidar elemanları da tabii ki tartışıyor. Amaç, bu CHP’den adam olmaz, CHP yönetiminden ise hiç, dedirtmek. Kumpaslar olacak. Ortaya çıktığında, bu salvoları CHP iyi yönetebiliyor mu, sorun burada. Olayı düşünün ve soğukkanlı davranın. Ama yönetemiyor. Bir amaç da olayı parti içi tartışmalara, çekişmelere çekmekse, CHP’yi kapıştırmaksa vallahi operasyon başarılı. Herkes üzerine atlamaya hazır. Atlanılan yer ise bir batak olabilir sadece.. Aferin lan T.A., görevini yerine getirdin. Üstüne üstlük, kendini tartıştırmıyorsun, avladığın Rahmi Turan’ı aslanların kafesine attın, batan amiral gemisi ve daha bir sürüsü seni değil de onu yiyip duruyor. Sen lazımsın, çünkü iktidarın adamı olarak bir kenarda tutulmalısın. İki yıl sonra tablo değişir Saray, böyle iki yıl daha idare etse işi kotaracak. İşte krizden yine biz bu ülkeyi kurtarabilirdik gördünüz mü bakın, nasıl çıkıyoruz, diyecek. Stratejiyi kurdular da, CHP’nin stratejisi var mı? Salı konuşmalarıyla deşifre veya Saray patronuyla kapışma stratejisi sonuç getirmez. Salı toplantıları önemsiz mi? Hayır. Bu kürsüyü, çok iyi hazırlanmış ve ülkenin durumunu açıklayan büyük levha grafiklerle kullanmalı CHP Kılıçdaroğlu. Somut olgular.. Bu bir ekip işi, iletişimcilerin çalışması gerekir. Bırakın şu kumpas meselesini, Saray’a tek laf etmeyin veya sadece iki laf edin, zaman ve ekran kaybediyorsunuz. Her anınız çok değerli.. her şeyi belgebilgi grafiğe dökün, ülke çapında yayın, bir aydınlatma seferberliği içine girmeli CHP’nin örgütleri. Mesele sadece kazanılan belediyelerde başkanların üstün başarılarına da terk edilemez. Şüphesiz ki bu çok önemli. Süreç çok iyi yönetilmeli. Ayrıca CHP ve muhalefet, bir HÜKÜMET GİBİ çalışmalı. Eski, alışılmış muhalefet tarzları çöpe. Yeni, alışılmamış, güveni tepe yapan, helal olsun dedirten, gençleri, kitleleri sürükleyen bir tarz lazım. Tehlikenin farkında mısınız?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle