19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR TASARIM: EMİNE BİLGET 1326 KASIM 2019 SALI MEHMET AKSOY: HUKUK İÇİN UMUT KIRINTISI ‘Erdoğan ve akp ders çıkarmalı’ ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK AYM, Erdoğan’ın “Ucube” diyerek yıktırdığı heykeli yapan sanatçı Aksoy’a ifade özgürlüğü ihlal edildiği gerekçesiyle 20 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Konuyla ilgili gazetemize açıklama yapan Aksoy, Erdoğan’ın ve AKP’nin bundan ders çıkarması gerektiğini vurgulayarak “Bugün çok mutluyum” dedi. Anayasa Mahkemesi, heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından Kars’ta yapılan ve o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın “ucube” diyerek kaldırılmasını istediği için yok edilen heykel hakkında “hak ihlali” dedi. AYM, Erdoğan’ın “ucube” diyerek yıktırdığı heykeli yapan sanatçı Aksoy’a ifade özgürlüğü ihlal edildiği gerekçesiyle 20 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Konuyla ilgili konuştuğumuz Aksoy, Erdoğan’ın ve AKP’nin bundan ders çıkarması gerektiğini vurgulayarak “Bugün çok mutluyum. Heykeli tekrar eski yerine dikmek isterim. Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ile nasıl yaparız diye konuşmak gerekli. Çünkü heykelin olduğu yer, Milli Emlak’a ait. Bundan sonra hükümet, bakanlık ne der bilemiyorum. Bütün bu gelişen olaylar 2011’den bu yana bir ders olmalı. Hem Mehmet Aksoy Cumhurbaşkanı, hem de AKP bu olaydan ders almalılar. Bu heykel yıktırıldı, kime faydası oldu? Hiç kimseye! Sanatsal, kültürel imajımız bozuldu. Heykelleri topa tutan Taliban gibi görüldük resmen. Önce ayağını kırıp yok ettiler; parçaladılar. Parçaları bir tarlada duruyordu, durumları nedir bilmiyorum. Ama ben bu heykeli ayağa kaldırabilirim. Bizim ülke olarak barışa ne kadar ihtiyacımız var bu dönemde. Cumhur başkanı da duysun ve bu heykel ayağa kaldırılsın. Biz bu heykeli tekrar dikelim ve bütün dünya bunu görsün” dedi. Her gün televizyonu açtığında şehit haberleriye karşılaştığını söyleyen Aksoy, “Bir bölgeye, belki sınıra heykel dikildiğinde Türkiye’nin barış iradesi de ortaya çıkar. Heykel diye küçümsenmesin” vurgusunu yaptı. ‘Hakkımı savundum’ Hakkını ve ifade özgürlüğünü savunduğunun altını çizen sanatçı, “Bu karar bize şunu gösterdi, bir kişi ‘yıkılsın’ dedi diye bir sanat eseri yıkılamaz. Kim olursak olalım, kanunlara saygılı olmalıyız. Cumhurbaşkanı’nın yıktırdığı heykeli bugün Anayasa Mahkemesi akladı. Sanata daha saygılı olmak, hatta korumak gerekir. Bu biçimde demokrasi olmaz. Hukuk adına bir umut kırıntısı bu karar beni Kars’taki heykel parçalanırken... çok sevindirdi” dedi. Hatırlayalım, 2006 yılında dönemin AKP’li Kars Belediyesi’nin kararı doğrultusunda Heykeltıraş Mehmet Aksoy, kenti kuşbakışı gören Üçler Tepesi’ne “İnsanlık Anıtı” heykelini yaptı. 2011’de Kars’a gelen Başbakan Erdoğan, heykele “ucube” tanımlaması yaptı ve yıkılması talimatını verdi. Alınan yıkım kararına karşı İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi ancak Bölge İdare Mahkemesi bu kararı kaldırdı ve heykel 272 bin liraya ihale edilen işlem sonucunda yıkıldı. Yıkıma karşı yargı yolunun tükenmesi üzerine heykeltıraş Aksoy, 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Yüksek mahkeme, başvuruyu 5 yıl sonra gündemine aldı ve Aksoy’un ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle kendisine tazminat ödenmesine karar verdi. Şebnem Diler’den ‘kabil’ sergisi... Tabiat görüntülerinin fantastik halleri Şebnem Diler Kendi geliştirdiği teknik ve alışılmışın dışındaki, farklı malzemelerin birleşimiyle derinlikli tablolar üzerinde çalışan sanatçı Şebnem Diler, kasım ayında “KABİL” adlı ikinci kişisel sergisi ile sanatseverlerle buluşturacak. Sergi 28 Kasım4 Aralık tarihleri arasında Art212’de görülebilir. Sanatçı, sergisi “KABİL” için; “Tabiat görüntülerinin fantastik halleri, dijital ilüstrasyonlar, vazgeçemediğim renklerim ve benim tekniğimle şimdi karşımdalar” diyor (Art212, Kadırgalar Cad. Açıkhava Ap. No: 8B Nişantaşı Macro Center yanı) Saint Esprit Kilisesi’nde org şenliği Opus Amadeus İstanbul Org Festivali 26 Kasım 10 Aralık günleri arasında Harbiye’deki Saint Esprit Kilisesi’nde yapılacak. Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen üç ünlü virtüöz orgist, bugün, 20.30’da Jonas Hellesoe (Danimarka), 4 Aralık Çarşamba günü 20.30’da Emmanuel Arakélian (Fransa) ve 10 Aralık Salı, 20.30’da Emanuele Cardi (İtalya) resital verecek. Programı Bach’ın eserleri başta olmak üzere Barok müziğin örneklerinden Romantiklere uzanan festivalin sanat yönetmenliğini Mehmet Mestçi yapıyor. (www. opusamadeus.com izlenebilir.) KlasUikybauleynainnbüGyüülüzmealsalı İstanbul Devlet Opera ve Balesi “Uyuyan Güzel”i uzun bir aradan sonra tekrar sanatseverlerle buluşturuyor. Bale 30 Kasım’da saat 20.00’de Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde sahnelenecek. Koreograf besteci işbirliğinin de en güzel örneklerinden biri olan “Uyuyan Güzel”in koreografı M. Petipa; henüz yazılmamış bir müzik üze rine bu baleyi tasarlamış. Müziği Çaykovski’ye ait yapıtı sahneye koyan ve düzenleyen Ayşem Sunal Savaşkurt, orkestra şefi ise Roberto Gianola... “Uyuyan Güzel”, yüz yıllık uykuya dalan güzel bir prensesin öyküsünü konu alıyor. (“Uyuyan Güzel”, 3571012 Aralık tarihlerinde Süreyya Opera Sahnesi’nde sahnelenecek.) Bifo ve Milos Karadaglic... Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), 28 Kasım’da saat 20.00’de İstanbul Lütfi Kırdar ICEC’te konser verecek. Konserde, Joby Talbot’nun BBC Senfoni ve BİFO ortak siparişi olan “Ink Dark Moon” başlıklı gitar konçertosunun Türkiye prömiyeri yapılacak. BİFO’yu bu konserde Diego Matheuz yönetirken, solist ise “Aranjuez’in kralı” Milos Karadaglic olacak. (Konser programı: ŞOSTAKOVİÇ Festival Uvertürü, TALBOT “Ink Dark Moon”, orkestra ve gitar için konçerto, ŞOSTAKOVİÇ 5. Senfoni, Re minör, Op. 47.) Milos Karadaglic ARTER’DE ÇOCUK VE YETİŞKİNLER İÇİN ATÖLYE Yeni bir hikâye oluşturmak için Arter Öğrenme Programı “Çocuk ve Yetişkin Atölyeleri” kapsamında Volkan Aslan’ın “Bunu ben de yaparım!” başlıklı çocuk atölyesi 30 Kasım’da 11.00’de, Dilek Winchester’in “Renk” adlı yetişkin atölyesi ise 1 Aralık’ta saat 13.00’te yapılacak. Volkan Aslan “Bunu ben de yaparım!” çocuk atölyesinde, Arter’de sergile nen eserini 812 yaş aralığındaki katılımcılarla yorumlayacak. Katılımcılar, hayal ettikleri figürleri üreterek yeni bir hikâye oluşturacaklar. Sanatçı ve eğitmen Dilek Winchester ise atölye çalışmasında sanat ve tasarım alanında temel bir ifade aracı olan rengi hem teorik hem de uygulamalı olarak ele alacak. Türk filmleri Tallinn Siyah Geceler’de ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR Estonya’nın şahane ortaçağ kentinde dünyanın sinemasını buluşturan 23. Tallinn Siyah Geceler Film Festivali’nin ana yarışmasında sinemamızdan iki genç yönetmen yer alıyor. “Baskın” ve “Housewife” gibi korku ve gerilim türünde yeni arayışlar içinde olan Can Evrenol, Tallinn’de yarışan yeni filmi “Peri: Ağzı Olmayan Kız” filmiyle postapokaliptik dünyada büyüme öyküsü anlatıyor. Cem Özüduru’nun kısa hikâyesinden yola çıkan Evrenol’un film bugün ve perşembe günü izleyiciyle buluşacak. 15 Kasım’da açılan ve bugün başlayan yarışma bölümleriyle ikinci haftasına giren festivalde ayrıca Hüseyin Tabak’ın AlmanyaAvusturya ortak yapımı olan “Gipsy Queen” adlı filmi var. Yedi yıl önce Altın Portakal Film Festivali’nde ödüller aldığı “Güzelliğin On Para Etmez” ile hatırlayacağımız genç sinemacı, bu kez çocukları için ringe çıkan genç bir Rumen kadının Hamburg’daki yaşam mücadelesine odaklanmış. Kerem Ayan ana jüride Uzunu, kısası, belgeselleri, panelleri ve para ile yeteneği buluşturan endüstri tarafıyla kısa sürede Avrupa’nın kuzey cenahında en önemli bir sinema etkinilerinden birisi olan Siyah Geceler Film Festivali’nin bu yıl ana jüri başkanı ise ünlü İngiliz sinemacı Mike Newel. “Dört Nikah Bir Cenaze” ve “Donnie Darko” gibi filmlerin yönetmeni olan Newel’le birlikte İstanbul Film Festivali’nin direktörü Kerem Ayan da jüri de yer alıyor. İlk filmler jürisinde ise “Siyah Karga” ve “Eve Dönüş: Sarkamış 1915” filmlerinden hatırlayacağımız oyuncu S¸ebnem Hassanisoughi yer alıyor. Festivalin bu yıl Onur ödülü ise “Vanya Dayı”dan (1970) “Maria’nın Aşkları”na (1984) uzanan filmografisiyle öne çıkan ustalardan Andrei Koncalovsky’ye verilecek. “Peri: Ağzı Olmayan Kız” Cumhurbaşkanlığı kültür sanat ödülleri açıklandı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’ni almaya hak ka zanan isimler belli oldu. “Edebiyat” ödülüne, “Türk edebiyatına kattığı kelime tercihleriyle dolu estetik anlatım dili ve insanı kalbin den tutmayı öneren fikir Devrim Erbil lerinden dolayı”, Nuri Pak dil; “Müzik” ödülüne, “Pop ve rock müziğinde kültürel kimliğin temsiline verdikleri önem dolayısıyla” MFÖ; “Si nema” ödülüne, “Türk sine masının milli ve yerli kimli ği için bir ömür boyu süren çabaları dolayısıyla” Mesut Doğan Kuban Uçakan; “Resim” ödülüne, “Kültürel geleneklere bağlantılı çalışmalarııy la Türk resmine getirdiği farklılık ve resmin öz gün temsilcilerinden birisi olmasından dolayı” Devrim Erbil; “Geleneksel Sanatlar” ödülüne, “Hat ve ebru sanatlarının yeni nesillere öğre tilmesindeki üstün gayret ve çabaları dolayı sıyla” Fuat Başar; “Mimarlık” ödülüne, “Türk mimarisinin geçmişine yönelik kuramsal ve kavramsal çalışmaları, ve bu konulara da ir yazdığı kitapları dolayısıyla” Doğan Kuban; “Sosyal Bilimler” ödülüne “İslam tarihinde ki tasavvufi grup, kişi ve yapıları sosyal tarih perspektifinden titizlikle inceleyen akademik çalışmaları dolayısıyla” Ahmet Yaşar Ocak de ğer görüldü. “Vefa” ödülü ise “Türk kültür ve medeniyetinin günümüz insanına aktarılma sı yolunda gösterdiği emek ve verdiği eserler dolayısıyla” ağustos ayında geçirdiği trafik ka zasında hayatını kaybeden eski Kültür ve Tu rizm Bakan Yardımcısı Ahmet Haluk Dursun’a verilecek. l ANKARA/Cumhuriyet Sokak kedisi dediysek çöp karıştıran demedik! n Fazla mı kibar mışım? Sokak kedisi değil, ev kedisi miymişim? Evden kaçmış da sokakta gezen Çincilla mı? Eh Cumhuriyet gazetesine ön kapıdan girmişiz, çöp karıştıran kedi olacak değiliz herhalde, elbette Felsefe sohbeti izleyen kedi olacağız! Aslında Cumhuriyet gazetesinin Cağaloğlu’ndaki bahçeli merkezinde de kedileri vardı. Hele içlerinden Bekir çok havalıydı. İlhan Selçuk’un odasına bile girip koltuklara otururdu! Şişli’deki yerimizde ise Sarı var. Ben sarman değilim, nasıl söylemeli, Ankara İran karışımı, beyaz! Neyse işimize bakalım. Dün sabah “Küçük Şeyler” filminin Zorlu AVM’de basın gösterimi vardı, yazsın yazmasın bütün gazeteciler oradaydı, normal gösterim gibi kalabalıktı! Herkes pek beğendi. Ben de çok beğendim. Sungu abi yazacak, okursunuz. Film, birçok festivalden ödülle döndü. Bence Antalya’da hakkını yediler. Bütün ödülleri Bozkır’a verdiler. Yetmedi bir de göklere çıkarıp ötekileri kötülediler. Nasıl jüriyse, hepsi aynı fikirde? HHH n Kadına Şiddet’e karşı çıktığımız günde konuşuyorlardı duydum, bir kadın kocasını öldürmüş, baltayla. Üstelik hep böyle olurmuş, cezaevlerindeki katil ka dınların silahı hep balta, öldürdükleri de hep kocaları olurmuş! Üstelik yöntem de hep aynı: koca yatakta, gece uyurken! Kocasını öldürmek isteyen kadınlara biri yeni tekniklerden bahsetse ya? Zehirli mantar, kanda kaybolan asit filan gibi! Şiddet şiddeti doğuruyor, şiddet görmüş kadın, kocayı baltayla parçalarken içi soğuyor demek! Komik değil ciddi mi oldu? Gece hayatını bulduk da gitmedik mi? HHH n Twitter’da gördüm; Akademi Dedektifi yazmış; Cebimizdeki 7 büyük Günah diyor ve sıralıyor: TembellikNetflix; ŞehvetTinder; Oburluk Yemek Sepeti; HırsLinkedin; KıskançlıkFacebook; GururInstagram; ÖfkeTwitter! Miyavvvv, aynen böyle. Hele facebook, “koy feyze görsünler” diyenlere bayılıyorum!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle