23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY 1315 KASIM 2019 CUMA Vergiler faize gidiyor11.2 milyar dolarlık dış borçla rekor kıran Hazine, benzer ülkelerin iki katı faiz ödüyor Hazine, son 12 ayda faize 96.3 milyar TL ödedi. Dünyada birçok devlet eksi faizle borçlanırken, Hazine yüzde 13 ile borçlanabiliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, her fırsatta “faize alerjim var” dese de, yurttaşlardan toplanan vergilerin giderek daha bü yük bir bölümü faiz ödeme lerine gidiyor. Ocakekim dö neminde 739.1 milyar TL gelir elde eden Hazine, bunun yüzde 11.8’i olan 87 milyar lirasını faiz ödemeleri için har cadı. Son 12 ayda Hazine’nin toplam faiz gi deri 96.3 milyar emre TL olurken, bu ra Hazine’nin borç yükü arttıdeveci kam 2018’de top lanan 621.3 milyar TL’lik toplam vergi gelirinin yüzde 15.5’ine ulaştı. Dünyada eksi oran Dünyanın birçok ülkesinde devletler, şu an eksi faizle borçlanabiliyorken (aldığından daha azını geri ödemek Hazine’nin faiz yükü, 2020’de daha da artacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı 31 Ekim’de yaptığı açıklamada, 2020’de 222.6 milyar TL anapara ve 129.4 milyar TL faiz olmak üzere toplam 352.1 milyar TL tutarında borç servisi gerçekleştirilmesinin, borç servisinin 287 mil yar TL’sinin iç borç; 65.1 milyar TL’sinin ise dış borç servisi olarak yapılmasının öngörüldüğünü açıklamıştı. Borcun 88.4 milyar TL’si döviz cinsinden ödenecek. Yüksek bütçe açığı ve borçlanmada vadelerin düşmesi, Hazine’nin borç ve faiz yükünü de artırmış durumda. üzere borçlanabiliyorken) Türkiye’de Hazine, son aylarda faiz oranlarındaki düşüşe rağmen yıllık yüzde 1213 faizle borçlanıyor. İki yıl vadede Almanya yüzde 0.54, İtalya yüzde 0.07, Japonya yüzde 0.17, Portekiz yüzde 0.55 oranıyla borçlanıyor. Yunanistan bile geçen ay ilk kez negatif faizle borçlanabilmişti. Ekonomi ve siyasetteki büyük kırılganlıklar ve riskler nedeniyle Türkiye, kredi iflas ülkelere göre çok yüksek olması, dolar cinsinden dış borç faizlerini de yükseltiyor. Geçen hafta 2.5 milyar dolarlık rekor borçlanmaya daha giderek bu yıl toplamda yıllık 11.2 milyar dolarlık borçlanma rakamına ulaşan Hazine, 5 yıl vadeli bu ihalede faizi yüzde 5.7 olarak açıkladı. Bu oran, yüzde 1.7 olan ABD beş yıllık hazine tahvil faizinin 407 baz puan üzerinde yer alıyor. fından Türkiye’ye benzer ülke sayılan ve ekonomik zorluklar yaşayan Güney Afrika ise aynı vadede dolar cinsinden yüzde 3.5 oranıyla borçlanıyor. Aradaki farkın nedeni ise, Güney Afrika’da CDS seviyesi 182 iken Türkiye’de 319. Yüksek faize karşı olmak yurttaşın vergi gelirinin giderek daha büyük kısmının yerli ve yabancı sermayedarlara faiz olarak ödenmesini risk primlerinin (CDS) benzer Yabancı yatırımcılar tara engellemiyor. Moody’s: ABD’nin yaptırım tehdidi büyüme için risk Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, küresel ekonominin gelecek iki yıl zayıf seyretmeye devam edeceğini ancak resesyon beklemediklerini açıklarken, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentilerini yükseltti. Kurum “Küresel Makro Görünüm 20202021” adlı raporunda, ABD’nin yaptırım tehdidinin büyüme karşısında risk oluşturduğu ifade edildi. Açıklamad, “Türkiye’nin büyüme ivmesi, büyüme dostu mali politika nedeniyle beklediğimizden daha hızlı iyileşiyor, 2019 büyüme beklentimizi yüzde 0.2’ye, 2020 ve 2021 beklentilerimizi yüzde 3’e yukarı yönde revize ettik” ifadelerine yer verildi. Ancak dış fi nansman ihtiyacı ve dolarizasyon konusunda adımların atılmadığını belirten Moody’s, enflasyondaki hızlı gerilemenin ise Merkez Bankası’na faiz indirimi için alan açmaya devam ettiğini belirtti. Raporda, Türkiye’nin konjonktürel toparlanmasına yönelik risklerin sert gevşemeden kaynakladığı belirtildi. Raporda, ayrıca “Yeni Ekonomi Programı’nda 20202022 arasında yüzde 5’lik sert büyüme hedefi belirlendi, bu bizim beklentimizin çok üzerinde. Ekonomik büyümenin yüzde 5’e yükselmesi için gereken ekonomik destek, ekonomide aşırı ısınmaya, cari açığın artmasına, enflasyonda yukarı yönlü baskıya neden olabilir” denildi. Güçlü toparlanma hayal Sanayi üretimi, eylülde aylık yüzde 3.2, yıllık yüzde 3.4 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 13 ay sonra pozitife geçmiş oldu. Ekonomistler sanayi üretim verilerinin daralmanın azaldığına işaret ettiğini belirtseler de henüz kuvvetli bir toparlanmadan söz etmiyorlar. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, 2019 üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0.4 azaldı. Bir önceki çeyreğe göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi ise yüzde 1.6 arttı. Kısa süre önce güncellenen Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) göre Türkiye ekonomisinin bu yılı yüzde 0.3 büyüme gelecek yılı ise yüzde 5 büyüme ile tamamlaması bekleniyor. Ekonomistlerin tahminleri ise gelecek yıl büyümenin yüzde 2.5 seviyesinde kalacağını gösteriyor. Ancak geniş bantta yer alan önümüzdeki yıl büyüme tahminleri arasında YEP tahminine yaklaşan yüzde 4’ü aşan beklentiler de yer alıyor. l Ekonomi Servisi Pınar’ın yeni rotası Körfez Kirayı geciktirene faiz cezası Milyonları ilgilendiren karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nden geldi. Yüksek Mahkeme, sözleşmede belirtilen vade tarihinde ödenmeyen kira ücretine yasal faiz uygulanması gerektiğine hükmetti. Sözleşmede belirtilen tarihte kirasını alamadığını belirten ev sahibi, gecikme sebebiyle paranın faiziyle birlikte tahsil edilmesi talebiyle mahkemenin yolunu tuttu. Sulh Hukuk Mahkemesi, davayı kısmen kabul etti. Kararı, hem davacı ev sahibi hem davalı kiracı temyiz etti. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Sözleşmenin 6. maddesinde, “Kiracı, kira bedelini her yıl, yıllık peşin şekilde idare hesabına yatıracaktır. Kira bedeli ödenmediği takdirde, ödenmediği tarihten itibaren devletin belirlemiş olduğu gecikme cezası oranı ile tahsil edilecektir” ifadelerine yer verdi. l Ekonomi Servisi Yükselen Çelik yatırım planlıyor Hisseleri dün Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlayan Yükselen Çelik’in Üst Yöneticisi Barış Göktürk, bu yılı 165 milyon lira ciro ile tamamlayacak şirketin 2020’de 205 milyon lira üzerinde ciro hedeflediğini açıkladı. Hem bu yıl hem gelecek yıl için kâr marjını yüzde 19.5 olarak öngördüklerini de belirten Göktürk, halka arzda elde edilen 70 milyon liralık gelirin ise makine ekipman yatırımının yanı sıra işletme sermayesi ve borç ödemeye yönelik kullanılacağını belirtti. l Ekonomi Servisi Yaşar Topluluğu, 30 milyon dolarlık yatırımla Abu Dabi’de fabrika açtı. OLCAY BÜYÜKTAŞ İdil Yiğitbaşı Olcay Büyüktaş Feyhan Yaşar Arda Cenk Tokbaş Selim Yaşar Sütten peynire, sucuktan donuk ürünlere geniş bir yelpazede gıda sektöründe faaliyet gösteren Yaşar Topluluğu’nun yeni rotası Körfez oldu. Topluluk, Pınar markasıyla yurtdışındaki ilk fabrika yatırımını Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’ye yaptı. Khalifa Organize Sanayi Bölgesi (KIZAD) Abu Dabi’de açılan söz konusu tesis, Türkiye’nin sıfırdan yaptığı ilk yatırım olma özelliğini de taşıyor. 100 KİŞİLİK İSTİHDAM 20 bin metrekare alanda hayata geçirilen tesiste, yılda 30 bin olan krem peyniri üretimi, iki yıl içinde 60 bin tonun üzerine çıkacak. Fabrikada şirketin hedefi, üç yıl içinde pazarda 55 milyon dolarlık ciro. Söz konusu yatırım ise 100 kişiye istihdam sağlayacak. MozArella da üretecek Yaklaşık 100 milyon dolarlık yurtdışı satışıyla Türkiye’nin en büyük gıda ihracatçısı konumunda olan Pınar Grubu, söz konusu fabrikayı 13 ayda tamamladı. Bölgenin tüketim potansiyelinin çok yüksek olduğunu anlatan Seyhan Yaşar, “Uzun yıllardır birçok ürünümüzle faaliyet gösterdiğimiz pazarda labne ile 6 Körfez ülkesinde de lider konumdayız. Krem peynirde ise hedefimiz ilk etapta ilk üçe girmek, üç yılda da pazar liderliğini hedefliyoruz” şeklinde konuştu. HDF FZCO ve Hadaf Foods Genel Müdürü Arda Cenk Tokbaş da şimdilik sadece krem peynir üretilen tesiste önümüzdeki yılın başında mozarella üretimine başlamayı planladıkları bilgisini verdi. Son teknolojiye ve akıllı üretim teknolojilerine sahip olan fabrikanın, dijitalleşme ile entegre otomasyon sistemleriyle online izlenebileceğini söyleyen Tokbaş, “30 bin ton üretim kapasiteli fabrikamız tam kapasiteye ulaştığında yıllık üretim 60 bin tonun üzerine çıkacak. Bu yatırımla Pınar markasının bölgedeki etkinliği artacak. Fabrikada üretilen ürünler öncelikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarını hedefliyor. Ancak yeni pazar olanaklarını değerlendireceğiz” dedi. Donuk ürünlerde bir yatırım daha planlayan grup, fabrika yanında 20 bin metrekare bir alan daha rezerve ettirmiş durumda. Hedef global marka 30 milyon dolarlık tesis, aynı zamanda Birleşik Arap Emirlikleri’nin ilk peynir işleme fabrikası. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve HADAF Foods Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Yaşar, “Yurtiçindeki yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ancak küresel marka olma hedefiyle yurtdışına da yatırım kararı aldık. Yıllardır ihracatla var olduğumuz bu pazarda birçok küresel marka faaliyet gösteriyor. Özellikle labne peynirde açık ara sektör lideriyiz. Bu yatırımla Abu Dabi’nin yanı sıra bölge ülkelerine de ihracat yapacağız. Hedefimiz Pınar’la bölgesel marka olup, ardından da global marka olmak” dedi. l ABU DABİ ‘Market markası’na sınırlama yanlış Kutay Kartallıoğlu CarrefourSA’da 1 Ocak 2020’den itibaren midye satışı başlayacak. CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu, Ticaret Bakanlığı’nın gündeminde olan ve “market markalı” ürünlere kısıtlama öngören düzenlemeye ilişkin, “Müşteri tercihlerine müdahaleyi doğru bulmuyoruz” dedi. “Private label” denilen bu ürünlere getirilecek sınırlamanın, öncelikle müşteriyi ürün enflasyonuyla karşı karşıya bırakacağını, küçük üreticiye de zarar ettireceğini anlatan Kartallıoğlu, “Private label ürünler tüm dünyada gündemde. Avrupa’da toplam satışlara oranı yüzde 50. Carrefour Grup’ta 3’te biri. Türkiye’de doygunluk söz konusu değil. Avrupa’da göre çok düşük. Bu yüzden bu ürünlere kota uygulanacak olmasını yanlış buluyorum. Yasa koyucu, enflasyonla mücadeleye katkısı olun bu ürünleri desteklemeli” diye konuştu. Kartallıoğlu, Erdek açıklarındaki tesislerde yetiştirilen midyelerin, 1 Ocak 2020’den itibaren raflarda olacağını açıkladı. Son 23 yıldır balık alanındaki yatırımlarını artırdıklarını belirten Kartallıoğlu, “Kabuklu deniz mahsullerine olan ilgi artıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın onayıyla getirdiğimiz midyelerle, kara midye satan tek gıda perakendecisi olduk” dedi. l Ekonomi Servisi Ezber bozmak Kolay değildir ezber bozmak. Hele bizim gibi toplumlarda... Düzen nasılsa bir şekilde işliyordur; alışmıştır millet kendi ödediği vergilerle ne yatırımlar yapıldığını, kimlere nasıl kaynak aktarıldığını sorgulamamaya... Önüne getirilen bilgi doğru mu yanlış mı; bir şekilde doğrular çarpıtılıyor mu, sorularını sormamaya... Bu ve benzeri kaygılar taşıyanların sayısının az olması da, düzenin dümenini bir şekilde ellerine geçirmiş olanların işlerini kolaylaştırır... Ses çıkaran küçük azınlığın sesleri ise fazla büyümeden kıstırılır nasıl olsa... Ama bir kez ezberler bozulmaya başladı mı arkası çorap söküğü gibi gelir.. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun geçen haftaki “temel atmama” törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği büyük tepkiyi “bu ezber bozma girişimi” karşısında “öfke ile karışık korku” olarak da okuyabiliriz. Silahtarağa’da yapılması planlanan İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’ni İmamoğlu’nun iptal etmesi ile başlayan süreci ve polemikleri şöyle bir anımsayalım: Bir taraf, yani hükümet yetkilileri Silahtarağa’da yapılması planlanan atık su arıtma tesisini “Proje ileri biyolojik arıtma olarak Türkiye’de ilk, Avrupa’nın da en büyüğü olacaktı” sözleri ile savunuyor. İçme suyu olarak bile kullanılabileceğini iddia ediyor. Karşı taraf ise iptal gerekçelerini bilimsel argümanlarla net bir şekilde ortaya koyuyor ve bunu kamuoyu ile paylaşıyor. 10 maddelik iptal gerekçeleri içinde, projenin uygulanabilirliği, çevreye, özellikle de Haliç’e yönelik tehdidi, iddia edildiği gibi içme suyu olarak kullanılamayacağı ve o bölgede kurulmasının gereksizliği, İBB’nin nüfus yoğunluğu hızla artan başka bölgelerde biyolojik arıtma tesisleri kuracağı ve bunun nedenleri gibi birçok aydınlatıcı bilgi de var. Bu bir ezber bozmadır. Elimizdeki kaynaklar sınırsız değil. Bir bütçe varsa, bunun önceliklendirilmesi, çevresel ve toplumsal faydazarar analizinin ortaya konulması, tartışmaya açılması ve kamuoyu ile paylaşılması önemlidir; daha da ötesi demokrasinin bir gereğidir. Bu bir bilinç ve bir kültürdür aynı zamanda... Türkiye’de olmadığı içindir ki “ben yaptım oldu” teranesi yaygın ve geçerli bir davranış biçimi oluyor. Bu ülkede sadece bu 2 unsuru “bilimsel bilgi ve şeffaflık”ı toplum ısrarla talep eder hale gelebilse sorunların büyük bölümü ortadan kalkar. Yöneten ve yönetilenler arasında bir güven köprüsü kurulur. Kentsel rant bir nebze dizginlenir. Bu konuyu ıspanak krizinden nükleer santrallara, “Kanal İstanbul” projesinden Haydarpaşa Garı’na, istediğiniz alana uygulayabilirsiniz... Kent suçları Bir ezber bozma daha... Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir sınırları içerisinde geleceği tehdit ettiğini düşündüğü ve “kent suçu” olarak tanımladığı uygulamaları gösteren bir harita hazırladı. kentsuclari.org adresinden ulaşılabilen haritada, halihazırda 72 noktada devam eden ve kent açısından tehdit oluşturan gökdelenler, AVM projeleri, ayrıcalıklı imar planı değişiklikleri, RES enerji santralları, termik santrallar, gemi söküm merkezleri, yat limanları, altın madenleri, taşocakları, özelleştirme yoluyla satılan kamusal alanlar gibi yerler işaretlenmiş durumda. Benzer bir çalışmayı Bursa’da da görüyoruz. Şu kez Bursa Şehir Plancıları Odası tarafından hazırlanmış. Neden her kent bunu yapmasın? Tartışmaya açılmasın? Türkiye, küresel iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında, bunun etkilerini şimdiden yaşıyoruz. İstanbul son yılların en sıcak dönemlerini yaşıyor; çarpık kentleşme, yeşil alanların azalması, devasa gökdelenler arasında geçen yaşama şimdi de alarm boyutlarına ulaşan hava kirliliği eklendi. Bu yüzden ezberin bozulması daha da önem kazanıyor. Ekrem İmamoğlu, Tunç Soyer, Mansur Yavaş ve diğerlerinin atacağı adımlar, doğru yerel yönetim uygulamaları, ilgili sivil toplum kuruluşları ile işbirliği, sadece bugünün değil, geleceğin Türkiyesi açısından da yaşamsal. Ezber bozmaları artırmaya var mıyız? Çiftçinin maliyeti bir yılda yüzde 18.2 arttı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım ÜFE), 2019 Ekim’de bir önceki aya göre yüzde 1.7, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 11.64 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18.22 arttı. Yıllık artış eylülde yüzde 17.27 idi. Ayrıca ekimde 12 aylık ortalama artış da yüzde 22.64 oldu. Aylık en yüksek artış yüzde 16.19 ile kuru sarmısakta görülürken, bu ürünü yüzde 15.69 ile hıyar, yüzde 9.42 ile sakızkabağı, yüzde 8.58 ile patlıcan ve yüzde 4.06 ile sivribiber izledi. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle