23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET 922 EKİM 2019 SALI Gazetemiz yazarı Ahmet Taner Kışlalı, katledilişinin 20. yılında unutulmadı Devrimlerin savunucusu Atatürkçülüğün öğretmeni Prof. Dr. Kışlalı’yı aramızdan koparılışının 20. yılında andık SERTAÇ EŞ O sokağa ilk kez 20 yıl önce gitmiştim. Haber geldiğinde 21 Ekim 1999 saat 09.40’tı. Masanın başında Mustafa Ağabey, haber toplantısı yapıyorduk. Sekreterimiz Aynur, aniden salona girdi, ki toplantı sürerken kimse içeri girmezdi... “Balbay, Kışlalı Hoca’nın arabasında bomba patlamış” dedi. Herkes aynı anda ayağa fırlamıştı... O sokağın başına nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Etrafı gözlüyordum. Arabada çok hasar yoktu. Saldırganlar, Kışlalı Hoca’nın davranışlarını uzun süre izlemiş, duyarlı olduğu noktaları gözlemiş ve ona göre tuzaklama yapmışlardı. İçimde hep, “Arabada bir şey yok. Hoca yaşıyordur” duygusu vardı. Kendimce bombalı saldırı bilgisini, Uğur Ağabey’in arabasının son gördüğüm durumuyla kıyaslıyordum kafamda. Elinde telsiziyle sivil bir polis yaklaştı yanıma. Onlardan önce gelmiştik, belli oluyordu. Benden bilgi almaya çalışırken “Ölen kim, nasıl olmuş” diye sordu. O an arabasında ciddi hasar olmasa da Kışlalı Hoca’nın Türkiye’den, öğrencilerinden koparıldığını anladım. Haklılığı yine ortada 20 yıl sonra yine aynı sokakta andık Kışlalı Hoca’yı. Fransız yazar Balzac, dikkat çeken yapıtlar üretmeye başlayınca, “Böyle güzel nasıl yazabiliyorsun” sorularıyla karşılaşır. Verdiği yanıt nettir: “Fransızlar yaşadı, ben de yazdım.” Kıyaslama yapınca ülkemizde birçok şeyin ters gittiğini bir kez daha anladım. Bizde düşünürler olacakları önceden yazar, onlara kıyılır, biz de yazdıklarını sonra yaşarız. Örneğin Kışlalı hoca yazmış. “Tanrı’yı Kim Kullanır?” Evet, yaşıyoruz ve kutsalları kimin kullandığını artık iyi biliyoruz. Yine Kışlalı Hoca yazmış. “Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği”. Geldiğimiz noktada artık Atatürk’e saldırmayı da unuttular. Bir kısmı, diğerlerini şöyle eleştiriyor: “Parayı ve kadını bulunca dini unuttuk. Deist olduk.” Bizim kuşak Kışlalı Hoca’yı “Atatürkçülüğün öğretmeni” olarak nitelerdi. Öğretmenimizin ne kadar haklı olduğu yine ortada... Atatürk’ü eleştirenler ne kadar temelsizköksüzmüş, bizzat yaşayarak görüyoruz. Parayı bulunca... Kışlalı Hoca demiş ki, “Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür.” Ne güzel anlatmış öğrencilerine, ne güzel tespit değil mi? Hangi konuda “geleceğin öncülüğünü” yapabildik? Bu soruyu kendimize sormazsak Kışlalı hocayı anlamış olur muyuz? Çünkü öğrenmek, davranış değişikliğidir aynı zamanda... NECATİ SAVAŞ Kışlalı için ilk anma töreni, evinin önünde yapıldı. Anmaya, Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve yazarımız Işık Kansu, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve yazarımız Mustafa Balbay, Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş de katıldı. Kışlalı için ikinci anma, Çayyolu’ndaki anıtı önünde düzenlendi. Ankara CUMOK Başkanı Nejdet Özer, “Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, gelece ğin öncülüğüdür sözünü boşuna söylememişti. İşte bu yüzden katledildi. Cinayetin gerçek sorumluları yakalanmadı. Ama biz katillerinin kim olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi. Kışlalı için Karşıyaka Mezarlığı’ndaki gömütü başında düzenlenen törende konuşan eski CHP milletvekili Aylin Nazlıaka, “Kışlalı’yı anmıyoruz, anlıyoruz. Anma unutulanlara karşı yapılır” dedi. Eski Kültür Bakanı, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi, aydınlanmanın savunucusu ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı (60), katledilişinin 20. yılında Ankara’da düzenlenen bir dizi törenle anıldı. Kışlalı, 20 yıl önce, arabasına konulan bomba ile katledildi. Kışlalı için ilk anma töreni, dün 09.30’da evinin önünde yapıldı. Ankara CUMOK’un düzenlediği anmaya, Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve yazarımız Işık Kansu, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve yazarımız Mustafa Balbay, Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş, eski CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı, CHP milletvekilleri Utku Çakırözer, Gamze Taşçıer, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener, CHP Çankaya İlçe Başkanı Fahri Yıldırım, eski CHP milletvekili Şenal Sarıhan, yazar Tevfik Kızgınkaya, ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu, ADD Ankara örgütleri, Tiyatro Pembe Kurbağa, Kışlalı’nın eşi Nilüfer Kışlalı, yeğeni Murat Kışlalı, yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. ‘Fikirler ölmez’ İstiklal Marşı ve saygı duruşu ile başlayan anmada konuşan Gamze Taşçıer, “Atatürk’ün dediği gibi bedenler ölse de fikirler ölmez” dedi. Çankaya Belediye Başkanı Taşdelen ise “Onun kitaplarıyla yetiştik. Cumhuriyete ve Atatürk Devrimlerine nasıl sahip çıkmamız gerektiğini öğrendik” ifadelerini kullandı. ADD Genel Başkanı Altınışık da, “Atatürk devriminin ışığından rahatsız olan güç odakları var. Bu cinayetlerin arkasında da bu güç odaklarının olduğunu biliyoruz” dedi. Ankara Üniversitesi iletişim fakül ADD’NİN YÜRÜYÜŞÜNE YASAK Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) aydınlanma savunucusu ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı anması için dün akşam Taksim’de yapmak istediği yürüyüş polis tarafından engellendi. Yaklaşık 100 ADD üyesi sloganlar eşliğinde ba sın bildirisini Galatasaray Meydanı’nda okudu. Daha sonra yürüyüşe geçmek isteyen ADD’lilere çevik kuvvet polisi kalkanlarla engel oldu. Grup bunun üzerine İstiklal Marşı okudu ve “Devrim şehitleri ölümsüzdür” sloganları attıktan sonra dağıldı. l Haber Merkezi tesi de (İLEF) Kışlalı için anma programı düzenledi. Saygı duruşu ile başlayan programda, İLEF arşivinde yer alan ve Kışlalı’nın cenaze törenine ait fotoğrafların olduğu video gösterimi yapıldı. Açış konuşmalarını Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ve iletişim fakültesi dekanı Prof. Dr. Abdülrezak Altun yaparken İbiş, AÜ’de yer alan Kışlalı heykelini yenilediklerini belirterek İLEF tarafından AÜ tarafından basılacak bir Kışlalı biyografisi hazırlanmasını istedi. Altun ise, Kışlalı’nın fotoğraflarının yer aldığı “ahmettanerkislali.com” adlı dijital arşiv sitesi açtıklarını söyledi. Açış konuşmaları sonrası, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Işık Kansu, eski AÜ İLEF Dekanı Prof. Dr. Ahmet Tolungüç ve İLEF Dekanı Prof. Dr. Abdülrezak Altun’un konuşmacı olduğu konferansa geçildi. Programda, Kışlalı’nın eşi Nilüfer Kışlalı ve kızı Dolunay Kışlalı Edis de yer aldı. Işık Kansu, “Kışlalı, gericiliğe ve yobazlığa karşı direnme hattı kurmuştur. Ama bu insancıl, yılmaz bir savunma hattıdır. Bugün Kışlalı, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok yaşamıyor ise bu verdikleri önemli mücadeleden dolayıdır. Bu mücadele Cumhuriyet devriminin kazanımlarını yaşatmaktır” dedi. Kışlalı için Ankara’daki son anma Ankara CUMOK tarafından İTÜ Birlik Evi’nde yapıldı. Düzenlenen kon ferensta, Nilüfer Kışlalı, Mustafa Balbay ve Nejdet Özer konuşma yaptı. Özer, “Onun katledilmesi Cumhuriyeti, ülkesi ve milletiyle bölünmezliği, demokrasiyi, bağımsızlığı ve Kemalizmi hedef alan bir eylemdi” dedi. Nilüfer Kışlalı da, eşi Ahmet Taner Kışlalı ile ilgili anılarını paylaşarak, “En üzüldüğüm şey evliliğimizin kısa sürmesi. Ben iki kere hamilelik geçirdim evliliğimizde. Onunla 2.5 yıl geçirdim ama 25 yıla bedeldi. Onu sizinle anmak da bizi iyice güçlendirdi. İnsanlar hatırlandığı sürece yaşar” ifadelerini kullandı. ‘Onu yenemediler’ Mustafa Balbay ise, Kışlalı’nın kadına verdiği değere dikkat çekti. Balbay, “Kışlalı Hoca fakir ülkeler içindeki kitaplarında, ‘kadın fakirliğine’ ayrı bir bölüm ayırmış. Onun verilerine göre fakir nüfusun yüzde 70’i kadın. Okuma yazma bilmeyenlerin 4’te 3’ü kadın. Kadının yoksullaştırıldığı, cahil bırakıldığı bir süreç. Kışlalı’nın tabirine göre aydının iki özelliği olmalıdır: Yaratıcı aydın ve yenileyen aydın. Bugün medyada yalayıcı aydınlar var. Kışlalı’yı öldürdüler ama onu yenemediler. Aydınlar unutuldukları gün ölürler. Kışlalı’nın düşüncesini iktidara getirmeden, ona olan borcumuzu ödemiş olmayız” dedi. Konferansın ardından opera sanatçısı Ali Yılmaz tarafından dinleti sunuldu. l ANKARA / Cumhuriyet KHK ile ihraç edilen Tuba İnal Çekiç: Üniversite dışında üniversite mümkün ZEHRA ÖZDİLEK calarımıza çağrımdır, gelin bu Yüzlerce akademisyen 15 Temmuz darbe girişiminin sistemi geliştirelim. Bu bizim için bir fırsat aslında. Başka bir üniversite mümkün diyorsak ardından ilan edilen olağanüs bunu deneyelim” dedi. tü hal (OHAL) döneminde çıka Çekiç, 2002 yılından 2016 rılan KHK’lerle meslekten atıl yılına kadar Yıldız Teknik dı. Türkiye’de çalışma olanağı Üniversitesi’nde çalıştı. Üni bulamayan akademisyenlerden versitenin görevlendirmesiy bir kısmı ülkelerine dönmeme le 2016’da Berlin’e gelen Çekiç, yi göze alarak yurtdışına çıktı. darbe girişiminin ardından ge “Barış Akade ri çağrılmasına kar misyeni” olan şın dönmedi. 7 Şubat Doç. Dr. Tu 2017 tarihli KHK ile ba İnal Çekiç de ihraç edilen ve ‘barış yurtdışında çı Bildirisi”ne imza at kan akademis tığı için hakkında da yenlerden biri. va açılan Çekiç, geçen Berlin’e yerleşen haftalarda beraat etti. Çekiç, 2017’de Berlin’de akademik diğer arkadaş hayatını sürdürme larıyla beraber ye devam eden Çekiç, “üniversitenin “Herkesi oldukları ye dışında” anlamına gelen “Off Tuba İnal Çekiç re hapsettiler. Pasaportum bittiğinde ye University” siste nileyebilecek bir ku mini kurdu. Online bir sistem rum yok. Konsolosluk KHK’li olan Off University üzerinden olduğumuz için işlemlerimizi başta Türkiye’de olmak üzere yapmıyor. Konsolosluk bizim birçok ülkeden akademisyenin için sadece bir işlem yapıyor, o öğrencilere ders verdiğini belir da öldüğümüzde. Cenazelerimi ten Çekiç, “Üniversite dışında zi Türkiye’ ye göndermek için bir üniversite hayatı mümkün. işlem yapıyorlar” diye konuştu. Türkiye’deki ve buradaki ho l BERLİN Mehmet Ayvalıtaş davasında 6.5 yıl sonra karar 2 sanığa da beraat SEYHAN AVŞAR Gezi Direnişi sırasında Ümraniye’de ya pılan yürüyüşte kar şıdan gelen bir aracın çarpması sonucu yaşa mını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın (20) ölümü ne ilişkin davada karar verildi. 6.5 yıl süren yar gılama sonucu mahke me heyeti iki sanığın be raatına karar verdi. Kartal Anadolu Ad liyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 24. cel sesi görülen duruşma ya sanık Cengiz Aktaş katılmazken diğer sanık Görkem Demirtaş du ‘Kararı vicdanınıza ‘Oğlum yaşasaydı bırakıyorum’ diyen baba Ali Ayvalıtaş (ortada), asker olacaktı, yuvasını kuracaktı’ diye konuştu. ruşmada hazır bulundu. dinlenmesini talep etti.  Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş ve Duruşmada söz alan baba Ali Ayvalıtaş, taraf avukatları duruşmadaydı. Davacı Mus “Oğlum asker olacaktı. Yuvasını kuracak, in tafa Kartal ve Seyit Kartal’ın avukatı Sev sanlığa hizmet edecekti. Oğlum yürüyüşe gi Evren, dosya kapsamında alınan bilirki katıldı. Bu suç mu? Sizden ricam, size güve şi raporlarının taraflı ve eksik olduğuna dik niyorum. Tutuklayın bunları. Çocuğum öldü kat çekerek “Kazanın yaşandığı gün iki po rüldü. Eşim hayatını kaybetti. Ben bypass lis memurunun tuttuğu tutanak 6.5 yıl bo oldum. Yürüyemiyorum. Kararı sizlerin vic yunca göz ardı edildi. Bu dosyada eksik ince danına bırakıyorum” diye konuştu.  leme yapıldı. Bu nedenle verilen mütalaa ka İki sanık Aktaş ve Demirtaş, “taksirle bul edilebilir değildir” dedi. adam öldürme ve yaralama” suçundan 15’er Kovuşturmanın genişletilmesini isteyen yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz avukat Evren, yeni bir bilirkişi raporu ha yargılanıyordu. Sanıkların beraatına karar zırlanmasını ve dinlenmeyen tanıkların verildi. l İSTANBUL Hem ABD hem Rusya! YPG’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesi için tanınan süre bu akşam doluyor. 17 Ekim Perşembe günü Saray’daki 4.5 saatlik pazarlığın ardından açıklanan 120 saatlik “Barış Pınarı Harekâtı’nı askıya alma” sürecini ErdoğanPutin görüşmesinden çıkan sonuçla birlikte yeni bir dönem izleyecek... AKP iktidarı 29 Nisan 2011’de başlayan Suriye göçünde ilk düğmeyi yanlış iliklemişti. Türkiye bunun bedelini ödemeye devam ediyor. Sonradan atılan adımlar ne olursa olsun, o yanlış iliklenen ilk düğmenin devamı olduğu için yanlış devam etti. YPG ile ilgili de 2014’te ciddi sonuçlar verecek ilk adım atıldı; IŞİD’i zayıflatmak için YPG güçlendirildi. Türkiye başta olumsuz baktığını ilan etmesine karşın ABD’nin bastırmasıyla bu plana evet dedi, destekledi. 29 Ekim 2014 günü Kuzey Irak’tan yola çıkan peşmergeler Türkiye topraklarından geçip Suriye’ye ulaştı, YPG ile birleşti. Türkiye bu yapılanmaya karşı 2 yıl sonra Fırat Kalkanı Harekâtı düzenlemek durumunda kaldı. Bunu Zeytin Dalı izledi... Onu da Barış Pınarı... HHH Yukarıda özetlediğimiz durum, harekâtın harekât doğurduğunu, tek başına sorunları çözmeye yetmediğini gösteriyor. Bugünden itibaren başlayacak süreç ise bunlardan daha çatallı görünüyor. Her şeyden önce hem ABD hem Rusya, ikisi birden Türkiye’nin bölge hassasiyetlerine karşı aynı anda, aynı zeminde harekete geçmiş durumda. 17 Ekim’deki ABDTürkiye mutabakatına Rusya şu yanıtı verdi: “Bizim de söyleyeceklerimiz var!” Türkiye, ABD ile Rusya arasında sıkışma durumu ile karşı karşıya. Türkiye en haklı konumda olmasına karşın, iki küresel güç, Suriye’deki terörle mücadeleyi aynı zamanda bir “Türkiye sorunu” gibi algılatıp, oradan yürüme hevesinde. Suriye’de terör faaliyetleri içinde olan kaç örgüt ya da benzer yapı var? CIA’nın buna verdiği yanıt şu: Kabaca 1500 kadar. Bunca örgüt içinde kimin kimi kullandığı belli değil. Rusya’nın himayesine giren Suriye rejimi kendisine karşı olan yapılara terörist diyor. Türkiye, bu yapıların bazılarından oluşan “çatı örgüte” Suriye Milli Ordusu diyor. ABD, “IŞİD’le mücadele ediyor” kalkanının arkasında sakladığı YPG’yi müttefik ilan ediyor. Türkiye YPG’yi terör listesinin başına koyuyor. Bu akşam hangi sonuç çıkarsa çıksın, kimin kimi terör örgütü olarak gördüğüne ilişkin liste şu aşamada değişmeyecek. HHH En kötü olasılık da şu: Türkiye’nin terör listesinin başında YPG var... Eğer, IŞİD’i eritme konusunda Türkiye’ye rol verilirse, IŞİD’liler Türkiye’yi baş düşman ilan edecek... Al sana bir liste başı daha... Eğer Türkiye böyle bir anlaşma ile ABD ve Rusya eksenli yol izlerse, bu kez Özgür Suriye Ordusu’ndan Milli Suriye Ordusu (MSO) katına çıkardığı 15 bin kişilik grup, “Ben ne olacağım” diye soracak. Al sana bir liste başı daha... MSO, içinde çok değişik gruplar var. Türkiye onlara ayda 400 dolar maaş veriyor. Kimilerinin ailesi Türkiye’de yaşıyor. Suriyelilerle ilgili araştırma yapan akademisyenler sahada zaman zaman onların aileleriyle karşılaşıyor. Kendilerine öteki Suriyelilerden daha farklı bir kimlik veriyorlar. İşte bütün bunları hesaba katarak bugüne başlamak gerekiyor. YPG, 17 Ekim günü Saray pazarlığında ABD heyetinin teleekibindeydi. Çekilme pazarlığının telefonla yapıldığı açıklandı. Bu, dolaylı olarak YPG’nin ABD katında resmen kabul görmesi ve bu zeminin Türkiye’ye dayatılması demek. Yeni dönemin en ciddi halkası bu. Ne ABD ne Rusya, tam bağımsız Türkiye sloganı da değişiyor. Hem ABD hem Rusya... 29 Ekim meşalesi Kadıköy Belediyesi, Cumhuriyet’in 96. yıldönümünü kutlamaya İskele Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde bulunan meşaleleri yakarak başladı. Meşaleyi gençlerle yakan Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “Cumhuriyet, Türk milletine bırakılmış en büyük miras, vazgeçilmez bir değerdir. Bu kıymetli, vazgeçilmez hazinenin bekçileri, yılmaz savunucuları olmaya devam edeceğiz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle