21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: SERPİL ÜNAY 91 EKİM 2019 SALI ‘Çatı’da ilginç ayrıntı: Mahkeme ceza vermedi, gerekçesi sanıkların beyanı oldu ‘Kendini vurmuş’ ALİCAN ULUDAĞ Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhı’ndaki olayları konu alan çatı davaya ilişkin gerekçeli kararında 15 Temmuz şehitleri arasında sayılan astsubay Ziya İlhan Dağdaş’ın ölümüyle ilgili sanıklara ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Mahkeme buna gerekçe olarak sanıkların, “Alkollü olan maktül Dağdaş’ın elindeki tabanca ile tanka ateş ettiği, tanktan seken mermi ile ölmüş olabileceği” beyanı daş, önce darbeci sanıldı. nı dikkate aldı. Daha sonra şehit olduğu or Sivil kıyafetle... taya çıkan Dağdaş’ın ailesi davaya müdahil oldu. Ankara 15 Temmuz darbe girişimi 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sırasında Kara Harp Okulu 2 bin 237 sayfalık Genelkur Bando Komutanlığı’nda gö may çatı davasının gerek revli 31 yaşındaki astsubay çeli kararında Dağdaş’ın ölü Ziya İlhan Dağdaş, Cum müyle ilgili dikkat çeken bir hurbaşkanı Recep Tayyip ayrıntı yer aldı. 15 Temmuz Erdoğan’ın halkı sokağa ça Dağdaş darbe girişimi sırasında şe ğırması üzerine sivil kıya hit olan 250 vatandaş ara fetle Genelkurmay Karargâhı önü sında yer alan ve olay tarihinde Kara ne gitti. Burada başına isabet eden Harp Okulu Bando Komutanlığı’nda tek kurşunla yaşamını yitiren Dağ görevli Dağdaş’ın ölümüyle ilgili sa nıklar beraat etti. Kararın gerekçesinde, Ziya İlhan Dağdaş’ın darbeciler tarafından şehit edilmediği, kendi kendisini vurduğu savunuldu. Maktüle ait Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’nin 23 Eylül 2016 tarihli otopsi raporu ile maktülün ölümünün ateşli silah yaralanmasına bağlı kafa kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğu anlatılan kararda, maktülün kanında 94mg/dL etanol ve 158ng/mL sertralin etken maddelerinin bulunduğunun bildirildiği kaydedildi. Tanktan seken kurşun Gerekçede, şu sonuca varıldı: “Bir kısım sanıkların mahkememizde alınan savunmalarında özetle ‘maktül Ziya İlhan Dağdaş’ın olay günü alkollü bir vaziyette olduğunu, elindeki tabanca ile tanka ateş ettiğini, tanktan seken mermi ile ölmüş olabileceğini’ beyan etmeleri, maktülün yapılan otopsisi sonrasında tanzim olunan otopsi raporunda açıkça belirtildiği üzere ‘maktülün olay günü alkollü olduğu, yine maktüldeki yaralanmasına sebep olan atışın yakın atış olduğu’, maktülün olay günü önünden geçen tanka tabanca ile ateş ettiğine dair görüntünün bulunması, bu kapsamda; maktüle yönelik eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğine dair delil elde edilememesi nedeniyle sanıkların atılı suçtan beraatlerine karar verilmiştir.” l ANKARA 10 Ekim mağdurları İçişleri para istiyor 103 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı 10 Ekim 2015 Ankara Garı katliamında, mağdurların İçişleri Bakanlığı’na açtığı tazminat davaları sonuçlanmaya başladı. İdari yargı, talep edilenin altında miktarlara hükmedince davalı taraf olan İçişleri Bakanlığı, kendi avukatlarının 4 bin ile 12 bin lira arasında değişen vekâlet ücretlerini mağdur ailelerden tahsil etmek için ailelere yazı gönderdi. Konuyu Gazete Duvar’a değerlendiren 10 Ekim davası avukat komisyonundan Nuray Özdoğan, “İdari yargı, ceza yargısı gibi devletin kurumlarının sorumluluğunu araştırmaktansa sosyal risk ilkesi dediğimiz, idarenin terör saldırısı kapsamında gördüğü vakalarda kusura bağlı olmayan sosyal sorumluluğunu gerektiren ilkeyi uyguladı. Yani ‘Devletin hizmet kusuru yok ama sosyal risk ilkesi gereği tazminat ödenmeli’ dedi. İdari davalarda devletin sorumluluğuna işaret eden dilekçe içerikleri nedeniyle kimi avukatlar hakkında soruşturma başlatıldı” dedi. l Haber Merkezi AkademisyenlerE beraat ‘Onlar vermedi, bizim olanı aldık’ Doğu ve Güneydoğu’daki sokağa çıkma yasakları döneminde “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı Barış Bildirisi’ni imzaladıkları için açılan ilk davada bir süre tutuklu kalarak yargılanan akademisyenler Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy dün görülen davada beraat etti. Kararı, sosyal medyadan paylaşan Meral Camcı, “Onlar vermedi, biz bizim olanı aldık. Omuz omuza haklı bir mücadeleyi sürdürmenin ve haksıza hukuksuza biat etmemenin onuru ve sevinci bize kaldı” dedi. l Haber Merkezi Hakkında 15 yıl istenen ödüllü yönetmen Kazım Öz, Gezi’den yargılanıyor: Filmlerime kesilmek istenen bir ceza... MEHMET KIZMAZ Gezi Direnişi’nin suç delili olarak gösterildiği iddianame ile hakkında 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası istenilen yönetmen Kazım Öz, bugün Tunceli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak. Duruşma öncesi gazetemize konuşan Öz, “İktidarın muhalif olan herkese dönük başlattığı ‘cadı avı’ sanatçıları da kapsayacak şekilde büyüyerek devam ediyor. Filmlerimin yargılandığını hissediyorum. Bu tablo ülkede sanat yapmanın koşullarını gösteriyor” dedi. Film çalışmalarına Kültür ve Tu rizm Bakanlığı’nın da destek verdiği ve Ankara, İstanbul, Milano dahil pek çok uluslararası film festivalinde 42 ödül alan 45 yaşındaki yönetmen Kazım Öz’ün, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla bugün yargılanmasına başlanacak. İlk duruşması görülecek Öz, 20 kesintisiz bir şekilde sinema yapan bir yönetmen olarak “örgüt üyeliği” ile suçlanmanın aslında çektiği filmlere kesilmek istenen bir ceza olduğunu söyledi. Öz, “Hayatımı sinemaya adamış biriyim. Uzun bir süredir yeni filmin senaryosu üzerinde çalışıyordum. Ama senaryo yazmaya ara verip savunma yazmaya başladım” diye konuştu. ‘Kaçmıyorum!’ Öz, önceki gün Almanya’da bir film festivalinde filminin gösteriminden ayrılarak, dava için geri geldiğini anımsatarak “Kaçmıyorum. Çünkü yanlış bir şey yaptığımı, suç işlediğimi düşünmüyorum. Ülkemizin bir an önce normalleşmesini umuyorum. Barış ortamının oluşacağına dair umudumu koruyorum. Sinema yapmayı özgür ve demokratik bir ülkede yapmak isterdim. Öyle bir ülkede olmasak da sinema yapmaya her koşulda devam edeceğim” değerlendirmesinde bulundu. Silah harcamalarında yüzde 70 artış HÜSEYİN HAYATSEVER Türkiye’nin son bir yılda savunmaya yönelik silah ve savaş teçhizatı harcamalarında yüzde 70’e yakın bir artış yaşandı. Sayıştay raporlarına göre Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ndan “güvenlik ve savunmaya yönelik silah, araç, gereç ve savaş teçhizatı alımı” için 2017’de 13.4 milyar TL harcanırken, 2018’de bu miktar 22.5 milyar TL oldu. Sayıştay’ın Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Savunma Sanayii Başkanlığı’na ait 2018 yılı denetleme raporunda, Türk Silahlı Kuvvetleri, (TSK) Emniyet, Jandarma ve MİT’in ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılan Savunma Sanayii Destekleme Fonu (SSDF) kapsamında yapılan harcamalar da yer aldı. SSDF’nin mali rapor ve tablolarının “doğru ve güvenilir” olduğu tespiti yapılan rapordaki faaliyet sonuçları tablosunda kurumun gelir ve giderlerinin ayrıntılarına da yer verildi. Buna göre SSDF’nin 2018’deki 23.4 milyar TL tutarındaki giderinin 22.5 milyar TL’sini “güvenlik ve savunmaya yönelik araç, gereç ve savaş teçhizatı alımı” oluşturdu. SSDF’nin 2017’de ki “güvenlik ve savunmaya yönelik araç, gereç ve savaş teçhizatı alımı” ise 13.4 milyar TL olmuştu. Bu verilere göre SSDF’nin silah alımı için harcadığı tutarda 2018 yılında 2017’ye göre yüzde 68 oranında artış oldu. TSK’nin modernizasyonunun sağ lanması ve Türkiye’de savunma sanayii için gerekli kaynağın, genel bütçe dışın da istikrarlı bir şekilde sağlanması amacıyla kurulmuş SSDF’ye hem bütçeden, hem TSK’yi güçlendirme amacıyla kurulan vakıflardan hem de şans oyunlarından belirli pay aktarılıyor. SSDF’nin kaynakları, Cumhurbaşkanı’nın başkanlık ettiği Savunma Sanayii İcra Komitesi tarafından alınan kararlar çerçevesinde TSK’nin modernizasyonu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün acil ihtiyaçları, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile MİT’in ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanılıyor. l ANKARA Suriye sorunu biter, Türkiye’nin Suriyeliler  sorunu bitmez! CHP’nin 28 Eylül’de İstanbul’da düzenlediği, “Uluslararası Suriye Konferansı, Barışa Açılan Kapı” başlıklı toplantı, sorunun ne kadar büyük, ne kadar çok yönlü, çözümün de ne kadar zor olduğunu ortaya koydu. Tıpta tedavi için önce iyi bir tanı gerekli. Toplumsal konularda da öyle. Sorunun boyutları iyi kavranmazsa çözüm diye atılan adımlar, daha büyük sorunları beraberinde getirir. Suriye’de iç savaş eksenli uluslararası savaşın dokuzuncu yılı dolarken, beş temel madde gündemde: 1 Suriye’de iç barış ve demokrasi sorunu. 2 Başta ABD ve Rusya olmak üzere küresel aktörlerin Suriye planları. 3 Başta Suudi Arabistan, İsrail ve İran olmak üzere bölgesel aktörlerin Suriye hedefleri. 4 Suriye’de her türlü kullanıma açık, kontrolde tutulması zor, en çok Türkiye’yi etkileyen terör gruplarının türemesi. 5 Resmi sayıları dört milyonu bulan Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların getirdiği maddimanevi yük. HHH Bu kadar çok düğümü çözmek için önce en üsttekini çözüp adım adım ilerlemek gerekir. Her ülke için en üstteki düğüm değişebilir. Türkiye açısından, sınır güvenliğinin sağlanması, iç barışımızı tehdit eden terör örgütü ve destekçilerinin etkisiz hale getirilmesidir. Bunun da yolu Suriye’nin toprak bütünlüğünden ve muhatap olunabilir bir Şam yönetiminden geçer. Bugünkü Şam yönetiminin her şey bir yana, ülkesini ne hale getirdiği ortada. Böyle bir yönetimle muhatap olunur mu? AKP iktidarına göre olunmaz... Ne yapılır? Şam yönetimini her şeyiyle destekleyen, ayakta tutan Rusya ile işbirliği yapılır! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerinin, PKK uzantısı YPG’nin varlığı kabul edilemez. YPG’yi destekleyen, güçlendiren, silah veren kim? ABD... Suriye’nin kuzeyinin güvenli bölge olması için kiminle işbirliği yapıyoruz? ABD ile! Alın size ikinci perhizturşu denklemi... Eğer Türkiye, Fırat’ın iki yakasında ABDRusya ile çıkış ararsa iki yakası bir araya gelmez... Bu çemberi kırmanın yolu karşıda bir muhatabı sorumluluğa çekmektir. Bu, Şam yönetiminin yaptıklarını onaylamak anlamına gelmez. Esad diktatör de öteki Arap ülkelerindeki yönetimler 24 ayar demokrat mı? Yapmayın... AKP ne yazık ki, partinin ideolojisine dayalı politikaları, Türkiye’nin ulusaluluslararası faydalarına tercih etti.  Tunus’ta Müslüman Kardeşler’e oynadı, kaybetti... Mısır’da Müslüman Kardeşler’e oynadı, kaybetti... Suriye’de Müslüman Kardeşler’e oynadı, kaybetti... Artık biraz da Türkiye’nin ulusal uluslararası faydalarına oynayın... HHH CHP’nin Tarabya’da düzenlediği konferansta ağırlıklı olarak Türkiye’deki Suriyelilerin durumu konu edildi. Bu alanda çalışma yapanlar deneylerini, gözlemlerini aktardılar. CHP, popülist bir politika izlese, bu sorunun yarattığı sonuçları öne çıkarır, iktidara yüklenirdi. Ancak ortada büyük bir insani sorun var. Bir sosyal demokrat partiye de insani boyutu öne almak düşer. O nedenle sorunun bu noktaya gelmesinde AKP politikalarının yanlışlığına vurgu yapıp, çözüm için yapılması gerekenlere kafa yoruldu. Bunun da ana yolu şu: Bu bölgenin sorunlarını bu bölgenin insanları çözer! Konferansta konuşmacılar kadar dinleyiciler de konunun içindeydi. Geniş bir yelpaze vardı. Suriye üzerine kitap yazan pek çok araştırmacı ile karşılaştık. Suriye Demokratik Türkmen Hareketi temsilcisi Abdülkerim Aga, katılımcılara kendisini tanıtıp, “Suriye’de biz de yaşıyoruz” demeye çalışıyordu.  Konferansta anlatıldı; İstanbul’da yaşayan bir Halepli, depremde herkes telaştayken sakince kaosu izliyormuş. Tehlike geçince, “Niye hiç telaşlanmadın” diye sormuşlar. Şöyle demiş: “Halep’te her patlamadan sonra evimiz bundan daha fazla sallanıyordu...” Bir araştırmacı Suriyeliye sormuş: “Kalıcı mısınız?” Yanıt: “Altı ay sonra döneriz diye gelmiştik. Burada bir fırın işletmeye, Suriye ekmeği yapıp satmaya başlayınca anladım ki, gitmeyeceğiz!” Bu aşamadan sonra Türkiye’ye hiç Suriyeli gelmese bile her gün 500’e yakın Suriyeli doğuyor.  İktidar ise her alanda olduğu gibi sorunu çözmekten çok, kullanmak için kafa yoruyor. Bu tabloda belki bir gün Suriye sorunu biter, ama Türkiye’deki Suriyeliler sorunu bitmez!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle