16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 9 OCAK 2019 ÇARŞAMBA [email protected] EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ SAĞLIK Ayrıntılar Bu sorulara yanıt gelmezse neden sandığa gitsin seçmen? AKP’li yıllarda: “Bu kez de oyumu veriyorum ödünç olarak, AKP gitsin de ne olursa olsun” diyen yurttaşların sayısı azımsanamayacak düzeydedir. AKP’nin giderek ağırlaşan baskı düzenine karşı, toplumun soluk alamaz hale gelmesi, muhalefeti tüm unsurlarıyla kolaycılığa götürdü, ondan da hesap sorulamaz hale geldi. Kılıçdaroğlu’nun Ekmeleddin tercihinden sonra “Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” cümlesi bunun en güzel kanıtıdır. Elbette muhalefeti salt CHP olarak almıyorum, bu da ayrıca büyük yanlıştır. Ancak en büyük muhalif örgüt olan CHP’nin tavrı kuşkusuz belirleyicidir. Yine bizi sandığa çağırıyor muhalefet, peki gitmemiz için haklı ve nesnel koşullar var mı? Başka türlü söylersek; sonucu baştan belli bir seçim olacaksa eğer, bizi niye demokrasi varmış gibi davranarak avutuyorsunuz? “Cumhur İttifakı” denen kabaca Türkçü, İslamcı koalisyona karşı, örneğin İdris Naim Şahin gibi, eski AKP’li bakanla ne gibi sonuç almayı umuyorsunuz? Eğer seçimi İdris Naim Şahin kazanırsa, herhangi uygar bir insanın mutlu olması için bana bir tek sebep söyler misiniz? (Elbette sadece Şahin değil, hemen her ilde benzer örnek bulabiliriz. Kişi temsilidir.) Ankara’da, son seçimi Yavaş kazanmıştı, ayak oyunuyla sabah Gökçek’e gitti seçim. Bu kadar açık bir durum söz konusuyken, şimdi aynı sandıklardan, demokrasiye uygun bir sonuç alınacağına inanıyor musunuz? O gün hakkını arayamayan, bugün hangi veriyle bize güvence vermektedir? (Bu arada Yavaş’ın da aşırı milliyetçi olduğunun altını çizmek isterim. Yani kazansa bile, kazanan kim sorusu hep olacak.) Benzer bir durum 16 Nisan halk oylaması için de geçerli. Yurdun her yanında halk “hayır” dediği halde, sonuçlar kıl payı olarak “evet” şeklinde açıklanmışken, neden Yüksek Seçim Kurulu’nda hakkınızı aramadınız? Halk arkanızda durmak için sabırsızken, siz neden genel merkeze çekildiniz? Durumu fiili olarak kabul ettiniz? Neden meşruiyet tartışması yapmadınız ve bizi başkanlık seçimlerine mecbur kıldınız? Haydi geç kaldınız, “Adalet Yürüyüşü” gibi dünyada benzeri olmayan, büyük emek gerektiren işe girdiniz. Sonunu niye getiremediniz? İstanbul’da miting yaptıktan sonra, kravatları takıp neden Ankara’ya döndünüz? Dünyanın gözü üstünüzdeyken neden insanların gazını alır duruma düştünüz, toplumsal muhalefete öncülük etmediniz? 24 Haziran seçimlerinden sonra, ne İnce, ne Kılıçdaroğlu kamera karşısına geçmedi. Günlerce mitinglere gelen, sahada çalışan insanlar kendini yalnız, kimsesiz hissetti. Sonuç “Adam kazandı” şeklinde öğrenildi. Neden milyonlara tek bir açıklama yapmadınız? O gece ne oldu? Neden hemen iç kavgaya döndü herkes? Cumhuriyet elden giderken, bir açıklama borçlu değil misiniz halka? 24 Haziran sonrasında koşa koşa saraya giden Akşener’le neyin ittifakını yapıyorsunuz? Eğer yarış MHP ile İYİ Parti arasında olacaksa, solcular, cumhuriyetçiler, laikler, Kürtler size niye oy versin? Meclis başkanı açık şekilde anayasayı, etik kuralları ihlal ederek aday gösterilmişken; “durum anayasaya aykırı ama bunu sorun etmeyeceğiz” diyerek kuralsızlığı meşru hale getirmediniz mi? Benzer bir hatayla milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına onay vererek, bugün doğan demokrasi açmazının ortağı olmadınız mı? Bu soruların yanıtını öncelikle Kılıçdaroğlu’ndan bekliyorum. Eğer yanıt gelirse, okurla paylaşacağım. Elbette soruların muhatabı salt genel başkan olamaz, o yönetimde olan herkes mecburdur açıklama yapmaya. Bu işin bir yanı... Gelelim sosyalistlere. Neden bugüne dek CHP, HDP ardına takılmak zorunda kalındı, bunu aşmak gerekmez mi? Bugün seçime katılma olanağı bulunan parti hangisiyse, onun etrafında kenetlenip sosyalist aday çıkarmak çok mu zor? Halka seçeneksiz olmadığını anlatmak için bu fırsatı kullanmak zorunlu değil mi? Dinci, aşırı milliyetçi, piyasacı anlayışa karşı, ne pahasına olursa olsun dikilmek devrimcilerin görevi değil mi? Elbet AKP dönemi bitecek, sonrasında halka umut olmak için bugün göreve talip olmak gerekmez mi? AYM’den aşı için ‘ihlal yok’ kararı Anayasa Mahkemesi (AYM) kızamık aşısı yaptırmalarına karşın kızamık hastalığına bağlı ortaya çıkan Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) rahatsızlığı sonucunda çocukları sakat kalan anne babanın maddi ve manevi varlığını koruma, geliştirme hakkının ihlal edilmediğine karar verdi. Diyarbakır’da bir anne baba, 2000’de dünyaya gelen çocuklarına kızamık aşısı yaptırdı. Buna karşın çocukları SSPE hastalığına yakalandı ve yatağa bağımlı hale geldi. Aile, önce Sağlık Bakanlığı’na başvurdu ancak başvuruları reddedildi. Başvurucular, ardından Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi’ne tazminat talebinde bulundu. Davanın reddedilmesi üzerine çift, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. AYM, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edilmediğine oybirliğiyle karar verdi. l ANKARA/Cumhuriyet Kar, kış derken hastalıklar kapıda. Korunmak için ne yapmalı, nasıl beslenmeliyiz? Hastalık mevsimiAyrıntılar Ayrıntılar Prof. Dr. Bahadır Üskül: Soğuk kış günlerinde protein, A ve B12 vitaminleri için önemli kaynaklardan olan süt ve süt ürünleri, taze sıkılmış portakal suyu ve balık ihmal edilmemeli. Bol sıvı tüketilmeli, sigaradan uzak durulmalı, eller sık yıkanmalı, kalabalık ve yeterli havalandırma olmayan ortamlarda uzun süre kalınmamalı. Kışın kendini en çok hissettirdiği bu günlerde solunum yolu hastalıklarının sayısı da hızla artıyor. Merkezi havalandırma sistemlerinin olduğu iş yerleri, plazalar, alışveriş merkezleri, sinemalar, gösteri salonları gibi yeterince etkili havalandırılamayan, sıcak ve kapalı mekânlarda çok vakit geçirilmesi solunum yolu ile bulaşan hastalıkların çoğalmasında ve bulaşmaların artmasında önemli yer tutuyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bahadır Üskül, hastalıklardan korunmak için “Süt ve süt ürünleri protein, A ve B12 vitaminleri için önemli kaynaklardır. Taze sıkılmış portakal suyu ve balık da ihmal edilmemesi gereken gıdalardandır. Bol sıvı tüketilmeli, sigaradan ve sigara içilen ortamlardan uzak durulmalıdır. Virüs ve bakterilerin bolca dolaştığı kış aylarında elleri her zamankinden daha sık yıkamalı, kalabalık ve yeterli havalandırma olmayan ortamlarda uzun süre kalınmamalı” önerilerinde bulunuyor. Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Üskül, kış aylarında sık görülen solunum yolu hastalıklarını şöyle özetliyor: n Soğuk algınlığı (Nezle): Soğuk algınlığı, yaklaşık 200 farklı virüsün neden olduğu hafif seyirli, üst solunum yollarını tutan ve dünyada insan ırkını en fazla etkileyen hastalıktır. Soğuk algınlığına neden olan virüslerle karşılaştıktan 2472 saat kadar sonra boğaz ağ rısı, boğazda kuruluk ve kaşıntı hissi meydana gelir. Sonrasında hızlıca bu run akıntısı, burunda tıkanıklık, hapşırma, öksürük ve halsizlik ortaya çıkar. Normal şartlarda istirahat, dengeli beslen me ve şikâyetleri azaltan ilaçlarla ortalama bir haftada düzelir. Antibiyotik kullanırken dikkat n Grip: İnfluenza ismindeki bir virüsün sebep olduğu, üst ve alt solunum yollarını tutan son derece bulaşıcı bir enfeksiyondur. Soğuk algınlığından farklı olarak yüksek ateş, yaygın kas ağrısı ve öksürük ön plandadır. Yatak istirahatinin yanı sıra hekim önerisiyle ilk 48 saat içinde başlanan antiviral ilaçlar gribin hızla düzelmesini sağladığı gibi bulaşıcılığı da ortadan kaldırmaktadır. Grip esnasında bilinçsizce kullanılan antibiyotikler solunum yollarımızdaki yararlı bakterileri baskılayarak yarardan çok Özellikle 65 yaş üstü kişiler, astım, saman nezlesi gibi alerjik hastalıkları olanlar, şeker hastaları, kronik kalp, akciğer ve böbrek hastalığı bulunan kişiler kış aylarına girmeden mutlaka genel sağlık kontrollerini yaptırmalı, eğer hekime öneriyorsa koruyucu grip ve zatürre aşılarını olmalı. zarar getirebilmektedir. n Akut Bronşit: Bron şit, akciğer hava yollarının iltihaplanması durumudur. Akut bronşit tedavi edilmezse pnömoni (zatürre) gelişebilir. Akut bronşit üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarından ya da soğuk algınlığından sonra da görülebilir. Özellikle sigara içenlerde hızla ilerleyerek zatürreye yol açabilir. Akut bronşitte, burun akıntısı ve boğaz ağrısının ardından kuru öksürük ortaya çıkar. Hafif ateş görü lebilir, öksürük nöbetler şeklinde olabilir. Öksürük kuru gıcık tarzda başlayıp balgamlı hale gelebilir. Ölümcül olabilir n Pnömoni (ZatürrEe): Mikroorganizmaların akciğerlere ulaşması sonucu akciğer dokusunda mikrobik iltihabi bir durumun gelişmesidir. Akciğerlerdeki hava keselerinin içi hava yerine iltihaplı sıvı ile dolar. Bunun sonucunda kana yeterli oksijen ulaşamadığı için vücut hücreleri NETEMLEERLEİYDİZİK?KAT 4 Kış boyunca süt ve süt ürünleri, taze sıkılmış portakal suyu ve balık ihmal edilmemesi gereken gıdalardandır. 4 Bol sıvı tüketilmeli, sigaradan ve sigara içilen ortamlardan uzak durulmalıdır. Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde düzenli ve kaliteli bir uykunun da son derece EL HİJYENİ ÖNEMLİ önemli olduğu unutulmamalıdır. 4 Virüs ve bakterilerin bolca dolaştığı kış aylarında elleri her zamankinden daha sık yıkamak, kalabalık ve yeterli havalandırma olmayan ortamlarda uzun süre kalmamak, enfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçınmak ve hava sıcaklığına uygun kıyafetler giymek, solunum yolu ile bulaşan enfeksiyonlardan korunmanıza yardımcı olacaktır. 4 İdeal oda sıcaklığı 2122 derecedir. Isınma sağlanırken oda havasını çok kurutmakta rahatsızlıklara neden olabildiğinden nem oranını düzenleyecek uygun tedbirler alınmalıdır. Bunun en pratik yolu kalorifer üzerine konan su dolu kaplardır. 4 Öksürme ve aksırma sırasında ağız ve burnunuzu mutlaka kapatın. Ellerinizi sık sık bol su ve sabunla yıkayın. Odanızı sık sık havalandırın. Mümkünse aynı ortamı paylaşmayın. nin çalışma düzeni bozulur. Çok çeşitli bakteriler, virüsler, mantarlar ve çeşitli kimyasal maddeler pnömoniye neden olabilir. Şiddetli ataklarla gelen öksürük, yüksek ateş, üşümetitreme, koyu pas renginde balgam, nefes alırken bıçak batması şeklinde göğüs ağrısı, bulantı, kusma, halsizlik bazen de balgamda kan görülebilir. Hızlı tanı konulup erken dönemde antibiyotiğe başlanması çok önemlidir. Gecikme, hastalığın ilerlemesinde ve hastalıktan dolayı ölüm riskinin artmasında en önemli nedendir. Dikkat çekilmesi gereken en önemli durum ise atipik pnömoni dediğimiz klinik tablodur. Burada hastalık gribal şikâyetlerle başlar, kırgınlık, halsizlik ve kuru öksürük ön plandadır. Ateş ve balgam çıkarma pek görülmez, hastalar genelde soğuk algınlığı ya da grip ile karıştırıp pek önemsemezler. Doğru teşhis konulmaz ve uygun tedavi kullanılmazsa hızla kötüleşebilir ve solunum yetmezliği gelişebilir. Diş teknisyenliğiMesleğin yükünü alaylı teknisyenler çekiyor mesleği bitiyor CEMİL CİĞERİM Diş protez teknisyenliği mesleğine yeni elemanlar yetişmediğini söyleyen Diş Teknisyenleri Samsun Dernek Başkanı Adnan Öz, “Böyle giderse önümüzdeki 10 yıl içinde diş teknisyenliği mesleğini yapabilen insan kalmayacak” dedi. Lisans mezunlarının diş protez yapımının her branşının eğitimini göremediklerini belirten Öz, “Diş protez teknisyenliği mesleğinin yükünü alaylı diye tabir edilen teknisyenler çekmektedir. Geçmişte tanınan haklar ellerinden alınmış, denklik ile mesleğini sürdüren diş teknisyenlerinin yetersiz kaldığı aşikârdır. Yasaların müsaade etmemesi sebebiyle yeni eleman yetiştiremeyen diş laboratuvarları lisans mezunu diş teknisyenlerinden de üretim için faydalanamamaktadır” diye konuştu. Öz, şöyle devam etti: “Türkiye’de üretilen ortalama her beş dişten biri Samsun’da üretilmektedir. Diş teknisyenliği meslek lisesi sınıfı açılmalıdır. Bu vesile ile her yıl ortalama 3040 kişiyi üretime kazandırma imkânı sağlanacaktır. Lise bitince diplomalarıyla masa başında üretim yapabilme yetkisine sahip olmalıdır. İşyeri açabilmek için önlisans diploması istenebilir. Böyle bir çözüm Türkiye’nin diş teknisyenliğinin yoğun olduğu bütün illerde uygulanmalıdır. Yoksa yakın tarihte diş teknisyenliği mesleği bitecektir. Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıklarına bu konu ve mesleki sıkıntılarımızla ilgili diş teknisyenleri federasyonu bir rapor sunmuştur. Ama çözüme yönelik henüz bir adım atılmamıştır. İvedilikle çözüm üretmesini bekliyoruz.” l SAMSUN İlaca dirençli hasta sayısında düşüş yok Verem Eğitim ve Propaganda Haftası Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Aylin Babalık, veremin dünyadaki ilk10 ölüm sebebinden biri olduğunu, milyonlarca insanın önlenebilir, iyileştirilebilir hastalıktan hayatını kaybetmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Babalık, “Yabancı ülke doğumlu hastaların sayısı ülkemize göçle artmaktadır. 2017’de12 bin 46 hastanın 1107’si yabancı ülkelerdeki göçmenlerdir. Ülkemizde ilaca dirençli hastaların sayısında düşüş yoktur” diyie konuştu. Gen keşfedildi Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özçelik’in de bulunduğu uluslararası konsorsiyum, tüberküloz mikrobuna karşı direncin kırılmasına neden olan “TYK2” isimli geni keşfetti. Özçelik, “Bu mutasyonun toplumda görülme oranı yüksektir. Bu kişilerin tüberküloz mikrobu ile karşılaştıklarında hastalığa yakalanma oranları taşıyıcı olmayanlara oranla ciddi derecede daha fazla” dedi. l AA SAĞLIK REHBERİ Doğru karışım önemli Kış aylarında bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin önemli olduğunu belirten Diyetisyen Sibel Mumcu, “Soğuk havalarda içimizi ısıtan ve şifa veren bitki çayları içmek de çok eskiden beri var olan geleneklerimizden biridir. Ancak doğru bitki karışımları uygun şekilde hazırlanmalı ve kararında içilmeli. Çünkü biliyoruz ki bitkilerin doğal yapısında, yararlı olduğu kadar zararlı bileşikler de var ve doğru hazırlanarak uygun dozlarda tüketildiklerinde faydalı olurlar. Özellikle kronik bir rahatsızlık nedeniyle düzenli ilaç kullananlar bitki çaylarına başvurmadan önce mutlaka doktoruna danışmalı” diyerek, bitki çaylarının amacına göre doğru bitkilerin kullanılarak hazırlanmasının önemli olduğuna dikkat çekti. Kış aylarında en çok tercih edilen çayların ise başta ıhlamur ve zencefil olmak üzere kuşburnu, elma, papatya çayları gibi çaylarının olduğunu söyleyen Mumcu, “Çayları tatlandırmak için limon, karanfil, tarçın, bal gibi tatlandırıcılar kullanılabilir” önerisinde bulunarak bitki çaylarının faydalarını şöyle sıraladı: n KUŞBURNU: En çok C vitamini içeren meyvelerden biridir. Ayrıca B vitaminleri, potasyum, sodyum, kalsiyum, magnezyum gibi mineraller ve meyve asitleri içerir. C vitamini enfeksiyon ve soğuk algınlığına karşı vücudu güçlendirir. B vitaminleri enerji metabolizmasını dü zenler, içerdiği meyve asitleri sindirim sistemine faydalıdır. n ZENCEFİL: Soğuk algınlığının tedavisinde sıklıkla kullanılan bir bitkidir. Zencefil çayı nın burun tıkanıklığını giderdiği bilinmektedir. Terlemeye neden olduğu için toksin atıcı özelliği olan zencefil, aro matik yağlar açısından da zengindir. Manganez, magnezyum, fosfor, kalsiyum C vitamini ve demir içerir. Hazımsızlık ve bu lantı gibi mide rahatsızlıklarına da iyi gelir. n ELMA: Kış aylarının en sağlıklı meyvelerinden biri de elmadır. İçeriğindeki antioksidan vitaminler ve flavonoidler sayesinde bağışıklığı güçlendirir. Lifli yapısı sayesinde hazımsızlık sorunlarına iyi gelir. n PAPATYA: Boğaz ağrısı sorununu hafifleterek öksürüğe iyi gelen papatya çayı ise aynı zamanda strese iyi gelir ve sakinleştirici etkiler de gösterir. n IHLAMUR: Ihlamur, güçlü antioksidan bileşikler içerir. Bu nedenle soğuk algınlığı, nezle ve gribal enfeksiyonların destek tedavisinde tercih edilir. Ihlamur çayının buharı burun tıkanıklığını açar, sıcak çayı ise boğaz ağrısına ve öksürüğe iyi gelir. Ihlamura bal ve limon eklenebilir. Limon ile tüketildiğinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Üşütmeden kaynaklanan öksürüğe karşı iyi gelir. Stresi azaltıcı etkisi bulunan ıhlamur çayı, sinirleri yatıştırır ve uykuya geçişi kolaylaştırır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle