14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 929 Ocak 2019 SALI ‘Pardon’ bilançosuKHK’lere ilişkin resmi veriler ilk kez raporlaştırılarak kamuoyuna açıklandı. Binlerce kişi adalet bekliyor Cumhurbaşkanlığı’na bağlı OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, 136 bin KHK işleminin 7 bin 877’si için geri iade kararı verdi. Raporda, incelenen tüm dosyaların 1,5 yıl içinde karara bağlanacağı belirtildi. Ocak 2017’de kurulan; Mayıs 2017’de görevine başlayan, karar almak için ise Aralık 2017’ye kadar bekleyen Cumhurbaşkanlığı’na bağlı OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu 2018 yılı faaliyet raporunu SİNAN yayımladı. Kanun HükTARTANOĞLU münde Kararnamelere (KHK) ilişkin resmi istatistikler de ilk kez raporla açıklanmış oldu. KHK ile yapılan 136 bin 49 ihraç ve kapatma işleminin yüzde 3’ünden yine KHK ile “geri dönüldüğü” ortaya çıktı. 1 yıl içinde başvuruların yüzde 40’ını karara bağlayan komisyon ise 50 bin 500 itirazın yüzde 7.4’ünü kabul etti. Böylece hükümet OHAL işlemlerinde yüzde 5.7 hata yapıldığını kabul etti. OHAL KHK’leri ile ihraç edilenlerin veya kapatılan kurumların itirazları için Başbakanlık bünyesinde Bank Asya için özel sistem n Komisyon için TMSF ve Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nden temin edilen verilerin analizine dayanan “Bank Asya Veri İnceleme Sistemi” adı altında özel bir bilgi işlem yazılımı kurulduğu bilgisine yer verildi. Kişinin Bank Asya’daki hesabının açılış tarihi, kredi kartı, kredi finansman, çek senet ve kiralık kasa bilgileri sistem üzerinden elde edildi. Kişilerin tüm banka işlem trafiği 2014 yılı başından itibaren incelendi. Raporda verilen bir örnekte, para yatırma işlemine “Arkandayız Bank Asya Diren” açıklamasının yapıldığı görüldü. kurulan, başkanlık sistemi ile birlikte Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan OHAL Komisyonu, 2018 yılı faaliyet raporunu yayımladı. 23 Ocak 2017’de yayımlanan KHK ile kurulan OHAL Komisyonu, 22 Mayıs 2017 tarihinde görevine başladı. Komisyonun 2 yıllık görev süresi 23 Ocak 2019 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle uzatıldı. Hepsi adalet arıyor n Raporla birlikte hükümet, ilk kez OHAL KHK’lerinin sonuçlarına ilişkin resmi verileri de yayımlamış oldu. OHAL KHK’leri ile 129 bin 411 kişi ihraç edildi. Bunların, yüzde 2.8’i, yani 3 bin 733’ü daha sonra çıkarılan KHK’lerle iade edildi. Yani OHAL döneminde; KHK ile yapılan işlem nedeniyle 3 bin 733 kişiden yine KHK yoluyla özür dilendi. 125 bin 678 kişi hâlâ “ihraç” konumunda. Kapatılan 3 bin 46 kurum ve kuruluştan yüzde 9.3’ünü oluşturan 285’i daha sonra açıldı. Kapatılan kurum ve kuruluşlardan 6’sı haber ajansı, 19’u televizyon, 22’si radyo, 53’ü gazete, 20’si dergi, 29’u ise yayınevi veya dağıtım kanalı. n Toplamda KHK’lerle yapılan 136 bin 49 işlemden 4 bin 127’sinde “geri dönüldü.” KHK’lerle yapılan işlemlerde hata payı yüzde 3 olarak kabul edilmiş oldu. n En çok ihraç İçişleri Bakanlığı’ndan gerçekleştirildi. Kurumdan 41 bin 77 kişi ihraç edildi. İçişleri Bakanlığı’nı 33 bin 716 ile Milli Eğitim Bakanlığı izledi. Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı 13 bin 410 personel KHK’lerle ihraç edildi. n Rapora göre ihraç edilip de iade edilmeyen 125 bin 678 kişiden, 125 bin 600’ü yani neredeyse tamamı, OHAL Komisyonu’na başvurdu. n Karar verme sürecine 22 Aralık 2017’de başlayan komisyon, 1 yıl içinde, 125 bin 600 başvurunun yüzde 40’ını, 50 bin 500’ünü karara bağ ladı. 75 bin 100 itiraz, karar bekliyor. n 50 bin 500 başvurudan 3 bin 750’si, yani yüzde 7.4’ü kabul edilerek, iade kararı verildi. Başvuruların 46 bin 750’si reddedildi. n Reddedilen başvurulardan kaç tanesinin Ankara’da kurulan İdare Mahkemeleri’ne itiraz başvurusunda bulunduğuna dair bir bilgi paylaşılmadı. Öğrenciler ve kurumlar hâlâ rafta n Öğrencilikle ilişiği kesilen 270 kişiden, 160’ı komisyona başvurdu. 10’u hakkında karar verildi. Başvuruların yüzde 93’ten fazlası karar bekliyor. Kapatılan 2 bin 761 kurum ve kuruluştan sadece 854’ü OHAL Komisyonu’na başvurdu. Sadece 32’si hakkında karar verildi. Yani kapatma işlemlerinin yüzde 96’sından fazlası komisyon kararını bekliyor. 1.5 yıl daha... n Raporda, “Komisyon etkili iç hukuk yolu olarak hızlı ve aynı zamanda kapsamlı inceleme neticesinde haftada bin 200 civarında başvuru hakkında bireyselleştirilmiş ve gerekçeli karar vermektedir. Bu kapsamda incelemesi devam eden tüm başvuru dosyalarının 1.5 yıl içinde karara bağlanması beklenmektedir” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA ‘Son çarem adalet orucu’Eski CHP milletvekili Eren Erdem, hakkındaki yargılamaya tepki olarak açlık grevi kararı aldı Cezaevinde bulunan CHP PM üyesi Eren Erdem, yürütülen yargılamaya tepki nedeniyle açlık grevine başlama kararı aldı. Erdem avukatı aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Mustafa Kemal’in ‘bağımsızlık benim karakterimdir’ lafzınca karakterime, aileme, onuruma, halk verdiğim zulme karşı her şartta karşı çıkacağım sözüne sahip çıkmak için son çarem olan ‘adalet orucuna’ başlıyorum” ifadelerini kullandı. Eski CHP milletvekili Eren Erdem hakkında, tahliye edildiği gün savcılığın itirazı üzerine tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı. Silivri Cezaevi’nde tutulan Erdem yazılı açıklama yaparak bugün ‘adalet orucuna’ başladığını duyurdu. ‘Başvurabileciğim yer yok’ Açıklamasında mahkeme süreci ni anlatan ve İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin oybirliği ile tahliye ka rarı verdiğini hatırlatan Erdem, şöyle de vam etti: “Bu kararın hemen ardından dosyayı bilmeyen duruşmaları izleme miş 56 klasörü 15 dakikada okuyarak rekor kırmış olan üst mahkeme, bir tali matla tekrar tutuklama kararı verdi. Ce zaevi kapısında özgür olarak bir sigara içip tekrar nezarete ve ce zaevine girdim. Tahli ye kararı veren mah kemeye adeta had bil dirilerek, adil yargı lanma ve aklanma hakkım yok edildi. Eren Erdem Ve ben cezaevi yönetimince keyfi olarak uygulanan en ağır tecrit şartlarına geri döndüm. Bu metni sadece ağırlaştırılmış müebbet cezası alanların kaldığı 8 met rekarelik tecrit hücresinde yazıyorum. Ve bu kadar aleni hukuksuz müdahale ye karşı başvurabileceğim bir siyasi, hu kuki merci yok. Halk her şeyi kanıksa mış. Durumum tek kişiyle oluşan rehine krizine dönmüştür.” ‘Müdahaleyi reddediyorum’ Erdem açıklamasını “Adalet orucu, bir süre yemeği kesip sadece sıvı alacağım ve akabinde sıvıyı da keseceğim, sonu belli bir yaşam mücadelesidir. Tüm tıbbı müdahaleleri reddettiğimi duyururum” ifadeleriyle noktaladı. ‘Oy kullanamadım, üzgünüm’ CHP’nin PM toplantısıyla ilgili açıklamada bulunan Erdem, “Dünkü PM toplantımıza katılıp oy kullanamamış olmanın büyük üzüntüsünü yaşıyorum. Hele ki partimizin demirbaşı bazı isimlerin 12 oy ile listeye girememesi çok daha üzücü oldu. Gelecek PM toplantısında oy kullanmak için cezaevine dilekçe yazdım. Kolluk nezaretinde toplantıya katılmayı talep ettim 60 PM üyesinden biri oy kullanamıyor. Adalet” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Kozağaçlı’dan BABAYA KELEPÇELİ VEDA Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan eski Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı önceki gün yaşamını yitiren babası Ayhan Kozağaçlı’nın cenazesine katılması için Silivri Cezaevi’nden Konya’ya götürüldü. ÇHD dün Twitter hesaplarından, “Genel Başkanımız Selçuk Kozağaçlı baba evinde. Bir elinde jandarma kelepçesi, tek koluyla ailesine, arkadaşlarına, yoldaşlarına sarılıp taziyeleri kabul ediyor. Hesaplaşmak için adliyeye geldiğinde karşısına çıkma cesaretini gösteremeyenler, hâlâ ondan korkuyor!”, “Genel Başkanımız Av. Selçuk Kozağaçlı şu an babasının cenaze töreninde. Taziye evine jandarmaya kelepçeli bir şekilde getirildi, mezarlıkta da kelepçe çıkarılmadan bekletiliyor” paylaşımlarını yaptı.l Haber Merkezi Raporla gelen ölümZihinsel engelli genç, elverişli raporu alarak gittiği askerde yaşamını yitirdi Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından 2017 yılında “Askerliğe elverişlidir” raporu verilip askere alındığı iddia edilen 20 yaşındaki zihinsel engelli Mehmet Bozkurt, 1 hafta sonra hayatını kaybetti. Bozkurt’un ölümü savcılık kayıtlarına “doğal ölüm” olarak geçerken vücudunda darp izleri olduğunu savunan aile Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuracağını açıkladı. Gazeteduvar’ın haberine göre, Şanlıurfa’da engelli Bozkurt’un ailesi, oğullarının zorunlu askerlik görevini yapamayacağına dair rapor almak üzere 2017 yılında hastaneye gitti. Bozkurt’a daha önce “yüzde 50 engelli” raporu veren Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bu kez “Askerliğe elverişlidir” raporu düzenledi. Bu rapor üzerine zorunlu askerlik görevine başlayan Bozkurt kısa süre sonra sonra taburda fenalaştı. Ankara Etimesgut Şehit Sait Ertürk Devlet Hastanesi Psikiyatri Polikliniği’nde “zekâ geriliği” tanısı konan Bozkurt, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin psikiyatri servisine sevk edildi. Önce acil servis, sonra beyin ve sinir cerrahisi bölümünün yoğun bakım polikliniğine gönderilen Bozkurt, tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Savcılık: Doğal ölüm, şüphe yok Adli Tıp tarafından düzenlenen raporda, “Kesin ölüm sebebinde kanaate varılamadığı” belirtilerek “Kişinin travmatik tesirle öldüğü nün tıbbi delillerinin bulunmadığı”, ölüm sebebinin ise “menenjit” olduğu belirtildi. Bozkurt’un şüpheli ölümü kayıtlara “doğal ölüm” olarak geçti. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, Bozkurt’un ölümünde ‘şüpheli durum olmadığını’ belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Diğer yandan, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen raporda, ‘Bozkurt’un kafatasında kırıklar olduğu’ belirlendi. Bozkurt’un otopsiye giren kuzeni ‘Bozkurt’un vücudunda darp izleri gördüğünü’ iddia etti. Bozkurt’un avukatları da Bozkurt’un daha önce menenjit hastası olmadığını belirtti. Avukatların AYY’ye başvuru yapmaya hazırlandığı belirtildi. l Haber Merkezi KESK’lilerin davası Diyarbakır’da 17 Mayıs 2017’de OHAL uygulamaları ve KHK’yle kamudaki ihraçlara ilişkin yapmak istedikleri basın açıklaması sırasında, polisi darp ettikleri öne sürülen ve haklarında dava açılan 32 KESK üyesinin yargılandığı dava dün görüldü. Duruşma, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. KESK üyeleri, Diyarbakır’da 17 Mayıs 2017’de basın açıklaması yapmak istedikleri sırada polis müdahalesiyle karşı karşıya kalarak gözaltına alınmıştı. l MAHMUT ORAL/ DİYARABAKIR Nesin lehine karar Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı (TİHV) Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, gazeteci Erol Önderoğlu ve gazeteci yazar Ahmet Aziz Nesin’in KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin başlattığı “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katıldık ları için yargılandıkları davanın 8. celsesi dün görüldü. Mahkeme heyeti ifade vermediği için hakkında yakalama kararı çıkarılan Ahmet Aziz Nesin’in Fransa’da ifade vermesi üzerine hakkındaki yakalama kararını kaldırıldı. l SEYHAN AVŞAR / İSTANBUL Muhalefeti  düşmanlaştırmak! Fıkra bu ya; Nurbaki’yle Emrivaki uçağa binmiş. Havalandıktan bir süre sonra olumsuz hava koşulları nedeniyle uçak türbülansa girmiş. Derken uçak ani yükseklik kaybetmeye başlamış. Nurbaki telaşlanmış... “Eyvah, uçak düşecek” diye hayıflanınca Emrivaki kızmış: “Ulan niye telaşlanıyorsun... Düşerse düşsün, babanın malı mı?” HHH İktidarın, kendisinden olmayan herkesi düşmanlaştırması, terörist ilan etmesi, bunun ülke bütünlüğüne vereceği zararı hiç hesaba katmaması, bu fıkraya benziyor. İktidarda kalmamı sağlayacak her şey geçerlidir, mantığının ülkeleri nerelere götürdüğünü, yanıbaşımızdan okyanus ötesine dünyanın dört bucağında görüyoruz. Erdoğan’ın tamamen tarafsız bir şekilde, ayrım yapmaksızın, seçimleri kazanmasına engel olabilecek herkesi “memleket dışı” ilan etmesi asıl beka sorununun nerede olduğunu gösteriyor. Erdoğan “ana düşman” olarak CHP’yi bellemiş; onu çökerttiği, halkın gözünden düşürdüğü an, kendisini ülkenin tam hâkimi ilan edecek. Şu sözcükler ülkenin herkesi kucaklaması gereken cumhurbaşkanına ait: “Çöp... Tezek... Terör sevici... Terör örgütü sözcüsü...  Pislik...” Bunlar CHP için kullandığı tanımlardan bazları... Terörle mücadele için iki temel yol haritası vardır: 1 Terör örgütünü yalnızlaştırmak. Hiç adından söz edilmemesini sağlamak. 2 Teröre karşı en geniş birlikteliği kurmak. İktidar bunun tam tersini yapıyor. Bunun gerçekten ülkenin bekası için zararlı olduğunu hesaba katmıyorsa yazık, katıp göze alıyorsa çok yazık. HHH Güney Afrika Cumhuriyeti’nden Nikaragua’ya, Yemen’den Filipinler’e, Kafkaslar’dan Balkanlar’a iç savaşın, iç çatışmanın çok yoğun yaşandığı bütün coğrafyaları görmüş ve yazmış bir kişi olarak vurgulamak gerekirse... İktidar çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Gücünüzü korumak için yarattığınız her “iç düşman” dışarıdaki “düşmanları” ümitlendirir. Onlara, “Bizim fazla bir şey yapmamıza gerek yok, biraz daha birbirlerini bitirsinler, gerisini biz bitiririz” dedirtir. Sözü, bizimle hiiiç ilgisi olmayan, uzaklardan bir demeçle noktalayalım. Maduro diyor ki: “Trump’la diyalog kurmak istedim, yanaşmadı!” Bunu dene... Ama daha önce diyalog kurman gereken, halkın, halkının tüm kesimleri! Zarakolu anıldı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi üyeleri, derneklerinin kuruluşunda yer alan insan hakları savunucusu, yayıncı Ayşenur Zarakolu’yu, dün Zeytinburnu’nda bulunan Eski Kozlu Mezarlığı’ndaki mezarı başında andı. Belge Yayınları Yöneticisi ve Ayşenur Zarakolu’nun oğlu Sinan Zarakolu’nun katıldığı anma saygı duruşu ile başladı. Anmada konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı avukat Gülseren Yoleri, Ayşenur Zarakolu’nun direngen, mücadeleci ve kararlı bir insan hakları savunucusu olduğunu söyledi. Onca baskıya karşın çıktığı yoldan dönmeyerek kendilerine bir kıble oluşturduğunu dile getiren Yoleri, “Mücadelenin ısrarla ve her çeşit baskı altında sürdürülebileceğini gösteren en iyi arkadaşlardan bir tanesidir” dedi. l İSTANBUL Deniz Çakır’a takipsizlik Başörtülü kızlara bir AVM’de hakaret ettiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında üç farklı suçlamadan soruşturma başlatılan oyuncu Deniz Çakır hakkında savcılık “halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme ve özel hayatın gizliliği” suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Kararın kesinleşmesi halinde hakaret suçlaması nedeniyle dosyanın ise uzlaşmaya gönderileceği öğrenildi. Olayın basına yansımasının ardından hükümete yakınlığıyla bilinen yayınlar Çakır’ı hedef göstermişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Çakır’ı “En son bir konserden çıkan başı açık örtülü kızlarımıza orada gelip bu şekilde sataşıp Suudi Arabistan’a gidin burada ne işin var diyenlerin halini düşünün adı da sanatçıymış” sözleriyle hedef göstermişti. Başlatılan soruşturma kapsamında ifade veren Çakır, yaptığı açıklamada, “Suçlamalar benim bugüne kadarki duruşuma ters ve hiç yakışık almıyor. Bir sanatçı bir kadını ‘başörtülü, başörtüsüz’ diye ayırmaz” demişti. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle