14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 29 Ocak 2019 SALI EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Ben diyorum ‘ilmi hikmetten...’ Rusya Devlet Başkanı Putin demokrasinin kurallarını eğip büken, temel hak ve özgürlükleri tanımayan, muhaliflerini, yalnız içeri tıkmakla kalmayıp zaman zaman da “temizleten” bir diktatör, ama kabul etmek gerekir ki, diplomasi alanında usta. Rusya Putin’in bu ustalığı sayesinde, bir süredir Suriye iç savaşında belirleyici öğe durumuna geçerek, tekrar büyük güç görünümüne kavuşmuştur. Bugün herkes kabul ediyor ki, Suriye’de Rusya’nın evetini almadan herhangi bir çözüme ulaşmak mümkün değildir ve Esad’ı devrilmekten kurtaran da yine Putin’dir. Putin, Erdoğan ile görüşmesi sırasında Türkiye’nin Kuzey Suriye konusunda haklı bulduğunu vurguladığı endişelerini giderecek formülü de fısıldayıvermiştir: 1998 Adana Mutabakatı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu mutabakatın terör ile mücadelede Türkiye’nin müdahale hakkını onayladığını söyleyerek, öneriye destek olmuş, daha da önemlisi Cumhurbaşkanı Erdoğan Kara Harp Okulu’ndaki konuşmasında şunları söylemiştir: Adana Mutabakatı’nın ısrarla üzerinde durulması gerekir. Böylelikle, ilk bakışta tarafların olumlu yaklaşımları sonucunda Kuzey Suriye sorununun aşılmasının önündeki engellerin kalktığı gibi bir izlenim doğmuştur. HHH Ne yazık ki, durum tam olarak öyle değildir, Mevlüt Çavuşoğlu’nun konuşmasıyla başlayan açıklamalar gösteriyor ki 26 Nisan 2011’de “Teröre Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması” adıyla yürürlüğe giren metinden tarafların anladıkları tamamen farklıdır. Putin Adana Mutabakatı’nı, ŞamAnkara diyaloğunu başlatacak vesile olarak görürken, Şam bu metni, terör örgütü olarak gördüğü ÖSO’nun Ankara tarafından desteklenmesine son verilmesini ve Türkiye’nin kendi toprakları üzerindeki kuvvetlerini geri çekmesini sağlayacak bir sürece yol açan bir belge olarak algılamaktadır. Mevlüt Çavuşoğlu’nun başlangıçta hemen önerinin üzerine atladığı açıklamasından anlaşılan ise, Ankara’nın Adana Mutbakatı’nı Suriye topraklarından topraklarına yönelik bir terör tehdidi halinde, kuvvet kullanma hakkını teslim eden bir mutabakat olarak algıladığıdır. Görülüyor ki taraflar birbirlerini tamamen farklı anlamaktadırlar. Karagöz oyunlarında bilgiç Hacivat ile sallapati Karagöz arasında geçen bir sahne vardır. Hacivat “ilmi hikmetten” der, sallapati Karagöz sorar: Kilimi kim çalmış mektepten?... Aynı şeyi söylüyormuş gibi görünen ama kimsenin birbirini anlamadığı diyalog da böylece sürer gider. MoskovaŞamAnkara arasındaki sağırlar diyaloğunda da durum aynı. HHH Tarafların her birinin nalıncı keseri gibi, olayı kendilerine yonttukları durumdan kurtulup, çözüm sürecini başlatabilmek için, Ankara’nın görüşlerini yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. 1988 Adana Mutabakatı ve 2011 Anlaşması, Suriye topraklarından Türkiye’ye yönelecek terör tehditlerini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Burada esas olan Suriye’nin bu gibi girişimleri önlemesi, alınacak önlemler konusunda Ankara ile işbirliği yapmasıdır. Türkiye, nasıl ki, PKKPYDYPG konusunda böyle bir talepte bulunmakta haklı ise, Şam’ın da kendisi için terör tehdidi olarak gördüğü ÖSO için aynı talepte bulunmakta haklı olduğunu kabul etmek gerek. Kuzey Suriye’de kalıcı çözüm, Suriye’nin üniter yapı içinde toprak bütünlüğünün sağlanmasıyla mümkün olduğuna göre, buna ters olan ÖSO’nun orada bir rolü olamaz. Suriye’den herhangi bir toprak talebi olmadığı Ankara tarafından çok kez açıklandığına göre, TSK’nin de Türkiye’ye yönelik terörist girişimleri kendi önlemeyi üstlenmiş Suriye’nin talebiyle bir ortak operasyon söz konusu olduğu haller dışında yabancı topraklardan çekilmesi doğaldır. Her şey gösteriyor ki, görüşünü gözden geçirmesi gereken taraf Ankara’dır. Böyle bir çözüm Ankara’yı Suriye batağına saplanmaktan kurtarma açısından da yararlıdır. İYİ Parti milletvekili Akkal, istifa etti İYİ Parti Manisa Milletvekili Tamer Akkal, “Millet İttifakı olarak değişen bu oluşum bizlerde tedavisi mümkün olmayan bir tahribat yaratmıştır” diyerek dün partisinden istifa ettiğini duyurdu. Tamer Akkal, HDP’nin büyükşehirlerde aday çıkarmayarak ‘Millet İttifakı’na destek sağlayacağını belirterek, “Bir Türk Milliyetçisi olarak PKK’nin siyasi uzantısı olan partinin birçok büyükşehirde aday çıkarmayarak bu ittifaka destek olacağını açıklaması, daha önceden düşündüğüm istifa kararımı bugün netleştirmeme sebep olmuştur” dedi. Böylece İYİ Parti’nin Meclis’teki sandalye sayısı da 39’a düştü. l İç Politika Aşkla yürüyecek!..CHP’nin İzmir adayı Tunç Soyer, ‘İzmir sevdası yolunda yürüyüşe başlıyoruz’ dedi CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Tunç Soyer, “İzmir sevdası yolunda birlikte büyük ve uzun bir yürüyüşe başlıyoruz. Bu görevi büyük bir aşk la büyük bir şevkle ya pacağımdan hiçbirinizin şüphesi olmasın” me sajıyla İzmirlilere ses hakan dirik lendi. Mevcut İzmir Büyük şehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na “el almaya” gide ceğini kaydeden Soyer, “Aziz Baş kanımız 15 yıldır İzmir’de çok onur lu saygın bir görev yerine getirdi. Uygun bir saati varsa ziyaret edece ğim. Seçim kampanyasını onun tav siyeleriyle, onun rehberliğinde yü rütmek istiyorum” dedi. Rakibi AKP adayı Nihat Zeybekci’ye ilişkin de “Yakın zamanda Kemeraltı esnaf lo kantasında kendisini yemeğe davet etmek istiyorum” diye konuştu. Perspektif arka sıradakiler Soyer, İzmir’e ilişkin hayallerini “İzmir, sahnesi körfez olan bir amfitiyatro. Bütün çeperleri sahneyi seyreder. Amfitiyatronun bir ön sıradakileri vardır, bir arka sıradakileri. Bir de daha arkadakiler... Sahneyi bile göremeyenler... İzmir’de perspektifi biraz daha arka sıradakilere çevirerek projelerimizi gerçekleştireceğiz. Perspektifi onlara çevirmek demek yatırımın ağırlığını hizmetin ağırlığını onlara yönelik yapmak demek. İkincisi İzmir’i Akdeniz çanağında lider kent yapmak” sözleriyle aktardı. Kocaoğlu: Birleşme günü Soyer’in yaklaşımı, mevcut başkan Aziz Kocaoğlu’dan olumlu yanıt aldı. Soyer ve PM’de belirlenen diğer adaylara destek veren Kocaoğlu, CHP’lilere birlik ve beraberlik çağrısı yaparak “Fikir ayrılıkları, farklı aday adaylarının arkasında saf tutma durumu artık bitmiştir. Tüm CHP’liler, hiçbir ayrı gayrıya CHP’nin İzmir adayı Tunç Soyer, Ankara’dan kente döndü. Soyer, Adnan Menderes Havalimanı’nda eşi Neptün Soyer ve çok sayıda coşkulu CHP’li tarafından karşılandı. İYİ Parti beğenmedi CHP’nin ittifak kurduğu İYİ Parti, Soyer’in adaylığını tepkiyle karşıladıklarını açıkladı. Partiden yapılan açıklamada “İzmir, iktidar partisinin 17 yıldır hayalinde ve rüyasında olan bir kenttir. Bu bilinçten hareketle, aday tespitlerinde her kesimi kucaklayacak ve aynı zamanda toplumun belirli kesimlerinin de hassasiyet lerini dikkate alarak bir tercihte bulunulması önceliğimiz iken, son CHP PM’de sayın Soyer’in aday gösterilmesi ile birlikte parti tabanımız ve bazı teşkilatlarımızda tepkiyle karşılanmıştır. Bundan sonraki süreçte Sayın Soyer kendi sorumluluğu alanında ve adaylığında kendi üzerine düşeni yapmalıdır” denildi. girmeden adaylarımızın arkasında kenetlenmelidir. Bize yakışan budur. Parti terbiyesi de bunu gerektirir. Gün ayrışma değil birleşme günüdür. CHP’nin İzmir’deki başarısı, Türkiye genelindeki oy oranlarına da önemli katkı sağlayacaktır. Ülkemizin geleceğine ilişkin endişelerin giderek büyüdüğü son dönemlerde, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partinin neferleri olarak, omuzlarımızdaki sorumluluk daha da artmaktadır. Aday belirleme süreci öncesinde parti içinde yaşanan demokratik mücadelenin bugünden itibaren mutlaka sonlandırılması gerekmektedir. CHP’lilik bunu gerektirir” diye konuştu. İlçe adaylarıNa domino etkisi İzmir’in ilçeleri PM’de tartışma yarattı. Karşıyaka adayı olarak sunulan Cevat Durak, PM’deki oylamadan çıkamadı. Buca adayı olarak PM’ye sunulan Aydoğan Hepdemirgil de aynı kaderi paylaştı. MYK’nin Çiğli’ye önerdiği Ali Engin ile Narlıdere’ye önerdiği Utku Gümrükçü’nün de yerleri değiştirildi. 4 dönemdir Narlıdere Belediye Başkanlığı’nı yürüten ve büyükşehire talip olan Abdül Batur ise bu kez Konak adayı olarak ilan edildi. l İZMİR Kılıçdaroğlu’nuMHP LİDERİ BAHÇELİ’den venezüella benzetmesi: tanıyorum derse... iğneli fırça zafer temoçin SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Venezüella’daki gelişmelerle ilgili olarak “Eğer ABD, Venezüella’da Maduro’nun karşısındaki bir muhalefete, ‘Ben bundan sonra seni tanıyorum’ der, buna da Türkiye rıza gösterir, komşu ülkeler, Avrupa ve AB rıza gösterir ise yarın Türkiye’de de, ‘Ben sizi tanımıyorum. Kılıçdaroğlu’nu kabul ediyorum’ der ise ne yapacağız?” değerlendirmesinde bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, milletler tarihinin yeniden analiz edilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Artık her türlü düşünce insanı, farklı ideolojiye sahip bilim insanları, ülke yöneticileri “insanlığın huzuru”nu sağlayabilecek bir siyasal projeye hazır olmalı. Barıştı, demokrasiydi, şuydu, buydu... Ne yaparsanız yapın “demokrasi” adına yapılıyor ve “demokrasi” adına yapılan bir müdahalede kan akıyor, darbeler yapılıyor. Burada ABD’ye gelişigüzel bir misyon yükleyemezsiniz. Kalkıyor, diyor ki: “Ben, seni istemiyorum, yerine filanı tanıyorum.” ABD burada netice alırsa ne olacak? Bu yanlıştan insanlığı kurtarmak lazım. Bu risk her ülke için geçerlidir. Buna Türkiye, komşu ülkeler, Avrupa ve AB rıza gösterir ise yarın Türkiye’de de, “Ben sizi tanımıyorum. Kemal Kılıçdaroğlu’nu kabul ediyorum” der ise ne yapacağız? “Kemal Kılıçdaroğlu’nu görevlendirdim ben bu konuda” dediği zaman CHP’nin üst yönetimi Maduro için söylemedikleri sözleri bundan sonra nasıl kullanacaklar? Risk burada. Kemal Bey bu söylediklerime alınganlık göstermemeli. Millet iradesinin tercihinin yerine Trump’ın tercihini koyamazsınız” dedi. Bahçeli, Binali Yıldırım’ı ziyaretinin ardından, kendisini takip eden gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soyer’E YÜKLENDİ CHP’nin İzmir adayı Tunç Soyer için Bahçeli, “Bu ismi “ülkücü” kimliği taşıyan hiç kimse kabul edemez. Onu belediye başkanı olarak görmez. “Devrimci” olan hiç kimse bunu kabul edemez. Ancak 12 Eylül’ün bir avuç yandaşı bunu kabul eder. Siz kalkacaksınız, 12 Eylül’ü yargılayacaksınız, apoletlerini sökeceksiniz. Şimdi kalkıyorsunuz onların savcısının oğlunu aday yapıyorsunuz. Bunun izah edilmesi lazım. Atatürkçü, Kemalist, CHP geleneğini, fikrini samimiyetle savunan, demokrasiden yana tavrını koyan insanların bunu sorgulaması lazım. Fikir kulüpleri olarak girildi, sonra DevGenç oldu. 12 Mart’ta, DevGenç olarak birlik içinde o dönemin darbe teşebbüslerine muhatap kılındı. Dışarı çıktıklarında çok sayıda bölünmüşlüğe vesile olmuş devrimci hareketin mensupları var. Onlar nasıl kabul edecek? “Benim savcım Nurettin Soyer değildi” mi diyecek? Türkiye’nin esas bu karmaşayı çözmesi lazım. Bu gidişat sağlıklı değil” dedi. l ANKARA Hdp, 3 büyük ilde yok HDP, 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul, İzmir ve Adana’da aday çıkartmayacak. HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, önceki gün toplanan HDP, MYK ve PM toplantılarının ardından dün düzenlediği basın toplantısında partisinin yerel seçimlerde batı illerinde izleyeceği stratejiyi anlattı. Daha önce Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde adaylarını belirlediklerini anımsatan Oluç, “Batıda ise seçim taktiğimi zi AKPMHP’nin egemenlik alanını daraltacak, Türkiye’deki demokrasi güçlerinin mevzi kazanmasını sağlayacak bir yönde olduğunu açıklamıştık” dedi. Oluç, HDP’nin İstanbul, İzmir ve Adana’da aday çıkartmayacağını açıkladı. Oluç, “Evet, bir fedakârlık yapıyoruz, ama bu fedakârlığı şu veya bu parti lehine yapmıyoruz. Bunu Türkiye’deki demokrasi mücadelesi adına yapıyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet aDnaanyıaşstaayyı tanımadıtBaİR‘YleİSŞbKLiEünMeye‘YYsOAiPKsI’eLYçAAiCnNA’IKTI ALİCAN ULUDAĞ lanarak yürürlüğe giren yasa değişikliği Danıştay Başkanlık Kurulu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sa uyarınca YSK üyelerinin görev süreleri uzatıldığından yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığına oy birliğiyle karar di Güven ile bazı üyelerin görev süre verdiği ifade edildi. sini uzatan yasanın anayasa gereğince 31 Mart yerel seçimlerinde uygulan ‘Hukukla açıklanamaz mayacağını belirten Avukat Ömer Fa Karara tepki gösteren Eminağaoğ ruk Eminağaoğlu’nun “Danıştay yeni lu, “AKP çoğunluğu ile yasa değişmiş YSK üyesi seçsin” yönünde ise de Anayasa’nın emredi ki talebine ilişkin “yasa deği ci kuralına rağmen süresi bit şikliğiyle üyelerin görev sü miş bir YSK’nin 1 Şubat’tan resi uzatıldığından yapılacak sonra görevine devam et herhangi bir işlem yok” yanı mesi asla hukukla açıklana tını verdi. maz. Artık Anayasa’yı sade Emekli Yargıç Eminağa ce iktidar değil yüksek mah oğlu, YSK Başkanı ve ba kemelerin bile tanımadığı zı üyelerin görev süresini bir bir dönem. Danıştay’ın ya yıl uzatan yasa değişikliği nıtı, Danıştay’ın iktidar gü nin anayasanın 67. madde Eminağaoğlu dümüne girdiğinin, seçimle si uyarınca bir yıl içinde ya ri de YSK adı altında iktida pılacak seçimlerde uygulanamayaca rın yönettiğinin yanıtıdır. Utanç belgesi ğını kaydetti. Eminağaoğlu, bu neden dir. Bu hesap hukuk yoluyla elbette so le Danıştay ve Yargıtay’dan görev süre rulacak. Anayasada seçimler yargı yö si dolan üyeler için yeniden seçim ya netim ve denetimi altında yapılır denil pılmasını istedi. Danıştay Genel Sekre mekte ise de bu yanıtla bilinen bir ger teri Abdurrahman Gençbay, 23 Ocak’ta çek yani seçimlerin iktidarın güdümüne Eminağaoğlu’na yanıt gönderdi. Yanıt girmiş YSK ile iktidar güdüm ve deneti ta, Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 28 minde yapıldığı tescil edilmiştir” değer Aralık 2018’de Resmi Gazete’de yayım lendirmesini yaptı. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle