18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 2 Ağustos 2018 12 Parmakla gösterilecek ülke Batıyormuşuz, bitiyormuşuz, uçurumun kenarındaymışız. İngiliz, Fransız, Japon, Amerikan, Hollanda basını böyle deyip duruyor. Eğer cidden öyleyse bizim kriz yönetimi konusunda ne bulsak okumamız, varsa kurslarına gitmemiz gerekir.  Bir kaynak, bu tür krizlerin başlıca iki şekilde yönetilebileceğini söylüyor: a. “Evet kriz var ama ben yapmadım” deme metodu. Bir öyküden aktarmalar yaparak açıklayalım: ABD’li yazar Duncan Bartheleme’nin “okul” başlıklı bir öyküsü var: Bir okulda yapılan uygulamaları bir öğretmen anlatır: l Her çocuğa bir ağaç diktirmiştik. Neden kuruduklarını anlayamadık. Toprakta sorun olmalı. Belki de bize verdikleri fidanlar kötüydü. l Evet, bahçemizdeki otlar kurumuştu. Bu herhalde çocukların otları gereğinden fazla sulamalarının sonucuydu. l Süs balıklarımız neden öyle ters dönüp, yüzeye vurdular? Bunların doğasında var: Her yıl bir kısmı böyle ölür. l Bir öğrencinin yolda bulup acıyıp okula getirdiği o köpek yavrusunu çok sevmiştik. Keşke aşılatılsaymış. Köpeklerde görülen o gençlik hastalığı gibi bir şeyden ölmüş olmalı. Bartheleme’nin öyküsü burada bitmiyor ama strateji konusunda yeterli fikir veriyor. b. Kriz karşısında tutulacak ikinci yol, “Ne felaketi? Bu bir zaferdir” deme metodudur: Seçimden bu yana ana muhalefet partimizde yapılan açıklamalara bakalım: CHP, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde yaklaşık yüzde 25 oy almamış mıydı? Şimdi yüzde 22 oy almadı mı? Ekonomik krize, enflasyonun, işsizliğin yükselmesine rağmen bu böyle olmadı mı? Ama Kılıçdaroğlu bunu nasıl açıkladı? “Seçimin tek kaybedeni var, AK Parti. 7 puan kaybetti, kazanan da demokrasidir!” 2008 uluslararası finans krizinde ne olacağını çok önce bilmiş olan Steven Eisman, 23 Temmuz’da Bloomberg’de Türkiye’deki ekonomik krizin bazı büyük Avrupa bankalarını da sürekleyebileceğini söylüyor. Oysa Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak ne diyor? “Doğu ile Batı arasında her gün çarpışmaya ve çatışmaya, ekonomik, siyasi ve askeri büyük bir meydan okumaya gittiği böyle bir dönemde, bizler önce içeride, sonra coğrafyamızda ve küresel iklimde bütün dünyanın parmakla gösterdiği bir ülke olmaya doğru hızla ilerliyoruz.” Olumsuzluğu kabul edip “Ben yapmadım” demektense “Yoo ne felaketi? Felaket melaket yok” demek daha akıllıcadır. Çok sıkışılırsa ikisi birden uygulanıp yani “Ne felaketi? Böyle bir şey yok.. Var olmaması da benim başarımdır” denebilir. Peki, kriz çok belirginse ve vatandaş da bu açıklamaları yemezse ne olur? Diğerlerini aratacak daha büyük bir kriz çıkabilir. O şıkta da ne “a” ve “b” ne “c” ne de başka bir metodun yararı olmazmış. ŞANS TOPU 09, 21, 26, 28, 30 + 09 5+1 BİLEN: 345 bin 248 TL (2 kişi) 5 bilen: 4 bin 932’şer TL 4+1 bilen: 288’er TL 4 bilen: 34.50’şer TL 3+1 bilen: 16.55’şer TL 3 bilen: 4.15’şer TL 2+1 bilen: 5.65’şer TL 1+1 bilen: 3.40’ar TL 2 ağustos 2018 SAYI: 33902 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına MEHMET Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Demirören Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:10 04:00 04:30 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:54 13:16 17:09 05:41 13:01 16:52 06:07 13:24 17:13 Akşam 20:27 20:09 20:29 Yatsı 22:04 21:43 21:59 yorum/haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Seçmen umutsuz, seçmen kırgın. ‘Bir daha sandığa gitmem’ diyenlerin sayısı azımsanmayacak oranda. CHP yönetimi ise bu durumu görmezden geldiği gibi ‘önümüzde yerel seçim var, ona hazırlanmamız gerekiyor’ diyerek olağanüstü kurultay çağrısına karşı çıkıyor. En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Seçmene umut aşılamayan, kırgınlığını gidermeyen dahası hem Cumhurbaşkanlığı’nı kaybeden hem de milletvekilliği seçiminde oy yitiren parti yönetimi delegesine, seçmenine bunun hesabını vermez, yeni bir politik hat belirlemezse yerel seçimde kimden oy alacak? Kurultay olsun diye imza veren il başkanını, ilçe yöneticisini, delegesini, milletvekilini seçimde nasıl çalıştıracak? Aslında CHP’de kazan uzun zamandır kaynıyordu. Olağanüstü kurultay için imza verenlerin kanaatine göre 24 Temmuz bardağı taşırdı. Kimi basına yansıyan kimi yansımayan kazandaki krizler kısaca şöyle sıralanabilir: İlk kriz bugün CHP’yi de vuran ‘dokunulmazlıklar’ meselesinde ortaya çıktı. Milletvekillerinin önemli bir bölümünün ısrarla karşı çıkmasına rağmen CHP yönetimi ‘anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz’ dedi ve dokunulmazlıkları kaldırdı. Sonuçlarını da hep birlikte yaşıyoruz. İkinci kriz. Tek adam rejiminin oylandığı 16 Nisan referandumunda yaşandı. CHP o kader oylamasında 9 bin 760 sandığa ki o sandıklar toplam oyların yüzde 6’sına denk geliyordu adam koyamadı. Üstelik bu konuda kendisini uyaran milletvekillerine rağmen, o sandıklardaki oyları kontrol edemedi. Bu olay, referandum sonrası parti içinde tartışma yarattı. Yine aynı referandumda Bülent Tezcan’ın partililere ‘mühürsüz pusulaların kabul edilmesi’ yö CHP, kimden oy isteyecek? nünde attığı SMS de parti içinde tartışma yarattı. 910 Mart tarihindeki tüzük kurultayı ise bunlara tuz biber ekti. Üyelerle ön seçim isteyen, MYK’nin Parti Meclisi tarafından belirlenmesini isteyen yani parti içi demokrasiyi savunan delegelerin ve milletvekillerinin istekleri reddedildi. Öyle ki delegeler basına kapalı yapılan o kurultayda bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı ‘hakhukukadalet’ sloganı attı ve yüzlerce delege salonu terk etti. Ve hem öncesi hem de sonrasıyla 24 Haziran. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok takdir gören İYİ Parti’ye 15 milletvekili gönderme hamlesi… MYK üyeleri tarafından bile bilinmeyen bu hamleden bazı gazetecilerin nasıl haberdar olduğu sorusu ortada duruyor. Yine bu süreçte Saadet Partisi’nin CHP listesine etkisi olup olmadığına ilişkin iddialar kapalı kapılar ardında konuşuluyor. (Öyle görünüyor ki eğer CHP’de sular durulmazsa bu tür iddialara yenileri eklenecek.) Sonuçta 24 Haziran’da hem Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda kaybedilmesi hem de partinin üç puan kaybetmesi uzun süredir parti yönetimini eleştiren eski ve yeni milletvekillerini harekete geçirdi. 24 Haziran sürecinde pek dile getirilmese de genel merkez milletvekili aday listesi nedeniyle de ağır bir eleştiri altındaydı. Eleştirilerin ortak noktası da ön seçim isteyen, dokunulmazlıkların kaldırılmasına hayır diyen, 16 Nisan referandumunda partinin tavrını eleştiren, Abdullah Gül’ün aday yapılmasını istemeyen, partiyi sürekli sağa yaslıyorsunuz diyen 57 milletvekilinin liste dışı bırakılmasıydı. Ve daha önce Muharrem İnce’ye oy veren delegelerin yanı sıra genel merkez yönetimini eleştiren isimler de olağanüstü kurultay için imza vermeye başladı. Bugün o imzalar sayısının 630 olduğu belirtiliyor genel merkeze verilecek. Ve göründüğü kadarıyla CHP yönetimi, işi yokuşa sürmek için imzaları tek tek inceleyecek. İmzasını geri çeken delegeleri açıklayacak. Yani anlayacağınız tartışma teknik belki de adliyelik bir boyutta sürecek. Sonuçta kaybeden CHP olacak. CHP genel merkezi, birkaç yıl önce MHP’de yaşanan olağanüstü kurultay sürecini anımsamalı. Ülkenin ciddi anlamda bir muhalefete ihtiyaç duyduğu bu süreçte, imza sayısına bile bakmadan olağanüstü kurultayı toplamalı. Genel başkan kim olacak tartışmasından ziyade partinin sorunlarını, çözüm yollarını masaya yatırmalı. Ve olabilecekse eğer yeni bir umutla yoluna devam etmeli. Aksi halde başta söylediğim gibi yerel seçimde de 24 Haziran benzeri bir sonuçla karşı karşıya kalırsa şaşırmayacağız. TRT çalışanının çığlığı “İstenmeyen kişi” ilan edilen çalışanlar, kamu yayıncılığının bitirilmek istenmesine isyan ederek kamuoyuyla “şikâyet mektubu” paylaştı “Yeni TRT”de “istenmeyen kişi” ilan edilen çalışanlar, kurumda “ka mu yayıncılığının” tamamen bitiril mek istendiğini belirterek, kamu oyuyla “şikâyet mektubu” paylaş tı. Cumhurbaşkanı’na bağlanmasının ardın dan TRT’de tekseslili ğin önündeki son en gellerin de kaldırıl HAKAN DİRİK maya başlandığı kaydedilen mektupta, çalışanların başka ku rumlara gönderilmek için “havuza” atılarak, “ikna odalarına” sokulduğu anlatıldı. Kurumun sahibinin halk olduğu vurgulanan mektupta, çalışanlar “TRT’nin tüm Türkiye’yi kucaklayan olmaktan çıkıp, yayından, yayıncılıktan anlamayan kişilerle, teksesli bir şirkete dönüşmesine razı mı olacaksınız, yoksa sahibi olduğunuz bu kuruma ve bizlere sahip mi çıkacaksınız?” sorusunu yöneltti. İkna odaları “Ey sevgili sana şikâyetim var!” başlığıyla change.org sitesinden paylaşılan mektupta, kurumda yaşanan sorunlardan bazıları şöyle sıralandı: “TRT, resmi olarak Cumhurbaşkanı’na bağlandı. Artık özlük haklarımızın yok edilmesi, susmamız ve tek sesliliğe adım atılması için tek engel 657 sayılı yasa. Bu gerçekleşirse bizler için güvencesizlik, yeni (!) TRT için de dilediği kişiyi, dilediği ücretle ve sınavsız çalıştırabilen, TRT’nin tüm kaynaklarını kullanabilen bir sisteme, şirketleşmeye gidişin yolu açılacak. Bu nedenle başka kurumlara aktarma yani ‘havuz’ adı altında listeler hazırlandı. İnanması zor ama bunun için ikna odaları, değişim ofisi bile kuruldu. Emekliliğini hak eden ama daha çalışma yılı ve hakkı olanlar dahil ikramiye fazlası verilerek git meleri için teşvik ediliyorlar. ‘Gitmezseniz hangi kuruma ve nereye gönderileceğiniz bilinmez’ diyerek tedirgin olmamıza neden oluyorlar. Yıllarımızı verdiğimiz kurumumuzda kendimizi yabancı hissediyoruz ve aidiyet duygumuz zedeleniyor. Bilinmelidir ki, TRT’de küçültme yok, dilediği personele yer açma çalışmaları var sevgili dostlarımız.” Mektubun sonunda “Bize ayrılan sürenin sonuna geliyoruz” denilerek, yurttaşların kurumlarına ve çalışanlara sahip çıkması istendi. l İZMİR Kırık parmak kararıEylemde ‘insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele’ye ceza Anayasa Mahkemesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde 2006’da harçları protesto eden öğrencilere jandarmanın müdahalesi sonucu parmağı kırılan Elif Aydın Dost’un başvurusunu kabul etti. Mahkeme, başvurucunun insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı hakkının ihlal edildiğine karar vererek, Dost’a 20 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. AYM ayrıca parmak kıran jandarma komutanına verilen cezanın ertelenmesine ilişkin davada da yeniden yargılamaya karar vererek, dosyayı ilgili mahkemeye gönderdi. Anayasa Mahkemesi’nin ge rekçeli kararında, başvurucunun demokratik hakkını kullanması kapsamında katıldığı toplantının dağıtılması sırasında, güç kullanımını zorunlu kılan bir durum olmadığı halde, kolluk görevlisi tarafından yaralanmasına yol açılmasının insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı kapsamında kaldığı vurgulandı. Derece mahkemelerinin yaptığı tespite göre olayda başvurucunun kendisine karşı zor kullanılmasını gerektirecek herhangi bir eyleminin de bulunmadığı ifade edilen kararda, şöyle denildi: “Olayda, ceza verilmesine rağmen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedeniyle failin fiiliyle orantılı bir ceza alma koşulu sağlanamamıştır. Ayrıca sanıkla ilgili disiplin yönünden de işlem yapılmadığı için başvurucunun mağduriyeti giderilmemiştir. Fiili işleyenlere ceza verilmemesi bu tür eylemlerin önlenmesini sağlayacak caydırıcılığı azaltmakta, kişilerin fiziksel ve ruhsal bütünlüklerinin korunması hususundaki pozitif yükümlülüğün yerine getirilememesi sonucunu doğurmaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir.” l ANKARA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Balede bir sıçrayış figürü. 2/ Telefon sözü... Bir konuşmacı 1 T ATARC I K 2 AVARE S İ M 3 MG A V A L A 4 Z I H İ BATE 5 ANAGRAM S grubunun 6 R RO NAR T sosyal ya da 7 A B A T İ N E R siyasal bir 8 A ZMA OMO konuyu tartış 9 U R A Ş A S İ mak amacıyla düzenledikleri top lantı. 3/ Türkiye’den Yunanistan’a göç eden Rumların oluşturduğu bir müzik türü. 4/ Tuzağa düşürülen şey... Yapma, etme... Ha yat arkadaşı. 5/ Kurumuş ama devrilmemiş ağaç. 6/ Âşık, vurgun, tutkun... “Kakım” da denilen kürk hayvanı. 7/ Takımlar gru bu, küme... Avrupa’nın, Ladoga’dan sonra ikinci büyük gölü. 8/ Eski bir Türk sanatı olan kâğıt oymacılığı... “Dosta el değmedik bulamadım” (Pir Sultan Abdal). 9/ Suyun neden olduğu olumsuzlukları gidermek için binalara uygulanan yalıtım. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Uçları dışa doğru kıvrılmış saç biçimi. 2/ “Yangın kavmindeniz / Ne giysek ” (Hulki Aktunç)... Yapraklar durumunda ayrılabilen bir mineral. 3/ Bir iskambil oyunu... Fas’ta yetişen ve meyvesinden değerli bir yağ elde edilen dikenli bir ağaç çık. 4/ Genellikle giysinin yaka, kol, etek çevresine geçirilen ince şerit... Satrançta bir taş. 5/ “Altınkökü” de denilen kusturucu bir kök... Yapısına girdiği sözcüğe “kendi kendine” anlamı katan yabancı önek. 6/ Muğla’nın bir ilçesi. 7/ Japon folklorunda, dev yapılı, çok güçlü ve korkunç görünüm lü şeytansı yaratık... Ergenekon’dan çıkış larında Göktürkler’e yol gösteren dişi kurt. 8/ Kara batmamak için ayağa takılan bir çeşit örgülü ayaklık... Tasa, kaygı. 9/ Sacda pişirilen bir tür uzun pide... Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle